• Sonuç bulunamadı

İGSAŞ GÜBRELER VE GÜBRELEME ÇİFTÇİ REHBERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İGSAŞ GÜBRELER VE GÜBRELEME ÇİFTÇİ REHBERİ"

Copied!
56
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İGSAŞ

GÜBRELER VE GÜBRELEME ÇİFTÇİ REHBERİ

Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İGSAŞ Teknik Danışmanı

www.kutahyaazot.com www.igsas.com

İGSAŞ’ın çiftçilerimize hediyesidir

Kocaeli-2014

(2)

İÇİNDEKİLER

Sayfa ÖNSÖZLER……… IV GİRİŞ………... 1 1. İGSAŞ HAKKINDA GENEL BİLGİLER……….. 2 2. GÜBRELER VE GÜBRELEME……… 3

2.1. Genel Bilgiler 3

2.2. Gübre Çeşitleri 4

2.2.1. Çiftlik gübreleri 4

2.2.2. Kimyasal gübreler 5

2.2.2.1. Azotlu gübreler 5

2.2.2.2. Fosforlu gübreler 10

2.2.2.3. Potasyumlu gübreler 11

2.2.2.4. Kompoze gübreler 12

2.2.2.5. Mikro besin elementli gübreler 15

3. GÜBRELEME YÖNTEMLERİ 17

3.1. Serpme Gübreleme 17

3.2. Banda (Şeritsel) Gübreleme 17

3.3. Sıra Yanlarına Gübreleme 17

3.4. Yapraktan Gübreleme 18

3.5. Sulama Suyu ile Gübreleme (Fertigasyon) 18

4. GÜBRELEME ZAMANLARI 19

4.1. Azotlu Gübrelerin Verilme Zamanları 19

4.2. Fosforlu Gübrelerin Verilme Zamanları 20

4.3. Potasyumlu Gübrelerin Verilme Zamanları 20

5. EKONOMİK GÜBRE KULLANIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER 21

6. BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNİN GÜBRELENMESİ 22

6.1. Buğdayın Gübrelenmesi 22

6.2. Arpanın Gübrelenmesi 24

6.3. Mısırın Gübrelenmesi 25

6.4. Ayçiçeğinin Gübrelenmesi 26

6.5. Şeker Pancarının Gübrelenmesi 27

6.6. Patatesin Gübrelenmesi 28

6.7. Fasulyenin Gübrelenmesi 30

6.8. Çeltiğin Gübrelenmesi 31

6.9. Pamuğun Gübrelenmesi 32

6.10. Kabağın Gübrelenmesi 33

6.11. Havucun Gübrelenmesi 34

6.12. Haşhaşın Gübrelenmesi 35

6.13. Yoncanın Gübrelenmesi 36

6.14. Domatesin Gübrelenmesi 37

6.15. Biberin Gübrelenmesi 38

6.16. Patlıcanın Gübrelenmesi 39

6.17. Kavun-Karpuzun Gübrelenmesi 40

6.18. Elmanın Gübrelenmesi 42

(3)

6.19. Kirazın Gübrelenmesi 43

6.20. Cevizin Gübrelenmesi 45

6.21. Fındığın Gübrelenmesi 46

6.22. Turunçgillerin Gübrelenmesi 48

6.23. Muzun Gübrelenmesi 49

6.24. Üzümün Gübrelenmesi 50

(4)

ÖNSÖZ 1

YILDIZLAR HOLDİNG Yönetim Kurulu Başkanı’ndan;

Kurumumuzun kuruluş hikayesi 1890'lı yılların başına dek uzanıyor. Trabzon’da başlayan mütevazı ancak azimli bir maratonu, her geçen gün büyüterek ve güçlendirerek koşuyoruz.

Bugün, ülkemizin gurur duyduğu ürünlerimiz, Türk sanayisinin medar-ı iftiharı tesislerimiz, yüz akı markalarımız ile Türk insanının ulaşabileceği noktanın yüksekliği açısından örnek bir kuruluş olmanın gururunu yaşıyoruz.

Ayaklarını bu ülkenin topraklarına basan Yıldızlar Holding olarak, projeksiyonumuzu global köy olan dünyaya çevirdik. Yakın-uzak demeden dünyanın her ülkesini hedef kitle olarak görüyor, kalite-üretim değerlerimizi küresel normlara göre oluşturuyoruz.

Nüfusunun yarısının Tarımla uğraştığı tarımla yoğrulduğu bu ülkemizde kar unsurunun bir tarafa bırakılarak bu topraklarımıza bu emektar ve vefalı çiftçimize hak ettiğinin en iyisini vermek amacıyla bünyemize kattığımız Türk tarımının Devlerinden İGSAŞ-İstanbul Gübre Sanayii AŞ ile Kütahya Azot Fabrikalarımızla emrinizdeyiz ve dersimizi hep çalışıyoruz.

Bir yandan ülkemize katma değer sağlamanın gayreti içinde olurken, öte yandan tüm insanlığın yaşam kalitesini yükseltmek adına adımlar atıyoruz. Bu adımları atarken şu unsurları hep göz önünde tutuyoruz:

Değerlerimiz, çalışanlarımız ve ufkumuz…

Bu unsurları oluşturan felsefemiz ise; “eğer bir yatırım yapacaksak ülke çapında en iyi, dünya çapında ise en tepedeki birkaç markadan biri olmalıyız” dır…

Yatırımlarımızı olabildiğince akılcı ve rasyonel yaparken, ufkumuzu asla daraltmamaya gayret gösteriyoruz. Geçmiş değerlerimiz bu yönde bize güç ve destek veriyor.

Faaliyet gösterdiğimiz her alanda bu felsefeye bağlı kalıyor ve mutlak başarıyı hedefliyoruz.

Köklü bir kuruluş olmanın sorumluluğuyla enerjik yapımızdan hiçbir şey kaybetmemek için çabalıyor; gelişen teknolojiyi ve yenilikleri yakın takibe alıyoruz.

Büyük bir aileyiz…

2500 direkt, 6000’e yakın endirekt çalışanımızla kocaman bir aileyiz.

Bu ailenin fertleri olarak ortak bir gelecek için, Yıldızlar Holding’in her markasını dünya arenasında bulunduğu noktadan daha da ileriye taşımak için çalışıyoruz.

Birliktelik, inanç ve gelişim...

Gücünü bu kavramlardan alan Yıldızlar Holding’in, her zaman ve her koşulda en iyiyi sunmaya ve en iyi olmaya devam edeceğini biliyoruz.

Yüz küsür yıl önce bu maratona başlayanlara ve ülkemizin yüz akı olmak için gecesini gündüzüne katarak bu önemli başarı öyküsünde bir kahraman olarak görev alanlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ocak, 2014

Sevgi ve saygılarımla…

Fehmi Yıldız Yönetim Kurulu Başkanı

(5)

ÖNSÖZ 2

İnsanlar ve hayvanlar toprağın, tohumun, suyun ve ışığın etkileşiminde meydana gelen bitkisel ürünler ile karnını doyurmaktadırlar. Sağlıklı insan sağlığını başta sağlıklı beslenmesine borçludur. Bunda da sağlıklı bitkinin önemi büyüktür. Sağlıklı bitki ise kil, silt (mil), kum, humus ve bunların yüzeyinde tutulan makro (karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt) ve mikro besin elementleri (demir, çinko, mangan, bor, bakır, molibden, klor) ile suyu bünyesine alarak yaşar ve insanoğluna gıda maddesi üretir. İşte bitkilerin onlarsız gelişemedikleri bu mutlak besin elementlerinden birini veya birkaçını bir arada içeren, organik veya inorganik, doğal veya fenni, katı veya sıvı materyallere gübre denir. Bu gübrelerin toprağa veya bitkiye uygulanmasına ise gübreleme adı verilir. Bitki besleme ise usulüne uygun olarak alınan toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlardaki analiz sonuçlarına göre uygun zamanda, uygun miktarda, uygun yere, uygun gübrelerin verilmesi ile yapılır. Gübreler toprağa klasik serpme, ocak vari, banda uygulama vb. gibi yöntemlerle verilebildiği gibi, yaprağa/meyveye püskürtme şeklinde de uygulanabilir. Buna yaprak gübrelemesi denir.

Türkiye’nin dev gübre sektöründen bir olan İGSAŞ uzan yıllardan beri ülkemizin tarım topraklarındaki eksik bitki besin elementlerini çeşitli gübreler halinde üreterek Türk tarımına hayırlı ve faydalı bir hizmet vermektedir. Bütün toprak ve iklim şartları sabit iken uygun gübreleme bitkisel üretimde ortalama %30-50 civarında bir verim artışı sağlamaktadır.

Kimyasal (fenni, suni, yapay, ticari) gübreler nasıl ki gübre üretim yönetmeliklerine göre üretildiğinde kaliteli olursa, bunların tarımda bilinçli olarak kullanılması ile de ürün verimi ve gıda kalitesi arttığı gibi çevre kirliliği de önlenmiş olmaktadır. Dünyada veya ülkemizde nüfus durmadan artarken tarım alanlarının aynı oranda genişleyememesi neticesinde birim alandan daha bol ve kaliteli bitkisel ürün alınması genetik tohum ıslahı, tarımsal mekanizasyon, sulama vb.nin yanında yeterli ve dengeli bir gübreleme ile mümkün olmaktadır.

Meslek Yüksek Okullarındaki önlisans öğrencilerimiz, Fakültelerdeki lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz, teknik kurumlardaki Teknisyen, Tekniker ve Mühendis meslektaşlarımız ile toprağına bağlı yaşayarak sofralarımıza çeşitli nimetlerin gelmesini sağlayan değerli çiftçilerimizin soru ve istekleri üzerine kısa, basit ve anlaşılabilir bir dille İGSAŞ sayesinde gübreler ve gübreleme ile 24 kültür bitkimizin beslenmesini içeren derli- toplu bir kaynağın hazırlanması ihtiyacı doğmuştur. Bu bağlamda bu eserin doğarak kullanıcılara faydalı olmasına vesile olan değerli İGSAŞ yöneticilerine çok teşekkür ederim.

Rehber eserimizin öğrencilerimize, meslektaşlarımıza, kıymetli çiftçilerimize ve konuya ilgi duyanlara faydalı olması en büyük dileğimizdir. Bu eserle ilgili uyarı ve eleştiriler şükranla karşılanacak ve ilerideki çalışmalarımızda önemle dikkate alınacaktır. İGSAŞ’ın klasik gübrelerine göre yapılan çeşitli bitkiler için gübreleme tavsiyeleri, yakında İGSAŞ’ın üreteceği ürünlere özel gübrelere göre de yenilenerek bu eserimizin ikincisi basılarak İGSAŞ Gübre Bayileri kanalı ile çiftçilerimize dağıtılacaktır.

Bu vesile ile bize bu güzel vatan topraklarını kazanıp ebediyete intikal eden atalarımızı, şehitlerimizi, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ile anıyor, şükranlarımı sunuyorum.

Ocak, 2014 Doç.Dr. Mehmet ZENGİN İGSAŞ Teknik Danışmanı

(6)

GİRİŞ

Bitkiler tohumları veya gövde organları ile üretilen, bol ve kaliteli bir ürün verebilmeleri için belli bir iklim ve toprak istekleri olan, sahip oldukları yeşil rengi veren klorofilleri sayesinde fotosentez yaparak insanlar ve hayvanlara gıda maddesi üreten canlılardır. Kültür bitkileri; tarla bitkileri, sebzeler, meyve ağaçları ve süs bitkileri şeklinde sınıflandırılabilir. Bunların bazıları tek yıllık iken bazıları da çok yıllıktır.

Bitkiler topraktan ve sudan hidrojen, oksijen, azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve kükürt gibi makro besin elementleri ile demir, çinko, mangan, bor, bakır, molibden ve klor gibi mikro besin elementlerini, havadan ise karbon ve oksijen makro besin elementlerini alarak yaşarlar. Kökleri ile alınan su ve yaprakları ile alınan karbondioksit;

yapraklardaki klorofil hücrelerinde güneş ışığının kamçılayıcı etkisi ile birleştirilerek karbonhidratlar üretilir. Ancak köklerden su yalnız su olarak girmez, suda erimiş olarak yukarıda sayılan besin elementleri de girer ve girmek/alınmak zorundadır. Zira bitki sadece su, karbondioksit ve ışıkla yaşamaz, kendine durak yeri olan ve besin elementlerini sağlayan toprağa da muhtaçtır. İşte topraktaki besin elementlerinden eksik olanları, o elementleri taşıyan organik veya inorganik, doğal veya kimyevi, katı veya sıvı gübrelerle karşılanmaktadır. Dolayısıyla bu besin elementlerinden birini veya birkaçını içeren materyallere gübre, bunların toprağa veya yaprağa uygulanmasına da gübreleme denmektedir.

Bitki besleme ise toprak ve yaprak analiz sonuçlarına göre noksan olan besin elementlerini taşıyan gübrelerin uygun zaman ve miktarda toprak kök bölgesine veya yaprağa/meyveye püskürtme şeklinde yapılabilmektedir.

Organik ve inorganik materyallerin parçalanmasıyla meydana gelen, içerisinde belirli oranlarda su ve hava bulunduran, bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini içeren ve bitkilere durak yeri olan yeryüzünün parçalanmış üst katmanına toprak denir. Toprak kil, silt (mil) ve kum gibi inorganik maddelerle humus gibi organik maddelerin karışmasıyla oluşmuştur.

Diğer taraftan iki molekül hidrojen ile bir molekül oksijenin (H2O) birleşmesiyle meydana gelen, yoğunluğu 4 oC’de 1 g/cm3olan, kendine özgü tadı, kokusu ve rengi bulunan, doğduğu ve geçtiği yerlerdeki tuzları çözerek bünyesine alan, su canlıları için hayat ortamı, insan, bitki ve hayvanlar için de vazgeçilmez bir yaşam kaynağı olan, dünya yüzölçümünün 3/4’ünü kaplayan ve 1 kalorilik özgül ısıya sahip sıvıya su denmektedir.

İşte bizim mayamız olan toprakta su ve besin elementleri sayesinde büyüyüp gelişen bitkiler insanları ve hayvanları beslemektedirler. Kaliteli beslenmemiz bitkinin kaliteli beslenmesine bağlı olduğundan bu rehber kitapta gübreler ve gübreleme konularının yanında dengeli bitki besleme hususları kaleme alınmıştır.

(7)

1. İGSAŞ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

İstanbul Gübre San. A.Ş. (İGSAŞ) 31.03.1971 tarihinde İPRAŞ-İstanbul Petrol Rafinerisi’ nin ( Bugünkü adı TÜPRAŞ) ara ürünlerinden naftanın hammadde olarak kullanılması ile amonyak ve üre gibi ana hammaddeleri üretmek üzere, TPAO-Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından kurulmuş bir anonim şirket olup, tesislerin montaj çalışmaları 1977 Mart ayında tamamlanarak işletmeye alınmıştır. İGSAŞ TÜRKİYE’ NİN TEK % 46 ÜRE ÜRETİCİSİDİR.

İGSAŞ; özelleştirme kapsamında, 18.03.2004 tarihinde Yıldızlar Yatırım Holding A.Ş.

tarafından satın alınmıştır.

Yıllık 118.000 ton kurulu üretim kapasitesi ve eski teknolojiye sahip eski kompoze gübre tesisi sökülerek, yerine 2006 yılı sonunda başlanan ve modern ve teknolojik yeni kompoze gübre tesisinin yatırımı tamamlanmıştır.

İGSAŞ, amonyak, üre, ve kompoze gübre üreten bir kuruluş olup, yıllık 396.000 ton amonyak, 561.000 ton üre ve 220.000 ton kompoze gübre üretim kapasitesine sahiptir,

İGSAŞ, yaptığı teknolojik yenilikler ,ürün ve hizmet kalitesini yükseltmedeki başarısı ile; 23 Nisan 2001 tarihinde Cenevre’de yapılan “Teknoloji Kalite ve Hizmet Konvansiyonu”nda, 22. Uluslararası Teknoloji ve Kalite Ödülü’ne layık görülmüştür.

2. YILDIZ ENTEGRE AĞAÇ SANAYİ VE TİCARET AŞ KÜTAHYA AZOT TESİSLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Kuruluşumuz Azot Sanayii T.A.Ş.' nin ilk işletmesi olup, 27.09.1961 tarihinde İLK GÜBRE ÜRETİMİNE başlamıştır.

Şirket 18.Ekim.2004 tarihinde YILDIZ ENTEGRE AĞAÇ SANAYİİ ve TİCARET A.Ş. Bünyesine katılmıştır.

Tesislerimizde üretilen Gübreler ve Kapasiteleri

* Amonyum Nitrat Gübresi ( % 26 N ) Pril - 338.000 Ton / Yıl

* Amonyum Nitrat Gübresi ( % 33 N ) Pril - 274.000 Ton / Yıl

(8)

2. GÜBRELER VE GÜBRELEME 2.1. Genel Bilgiler

Tarımda bitkisel üretimin artırılmasında toprak analiz sonuçlarına göre yapılan bilinçli gübreleme en önemli işlerin başında gelmektedir. Doğaya zarar vermeden çevrecil bir yaklaşımla en kârlı üretim ancak bu yolla olmaktadır. Kimyasal gübre hammaddelerinde dışarıya bağımlı olduğumuzu unutmamalıyız. Toprak özellikleri de dikkate alınarak yetiştirilecek bitkinin isteğine uygun gübre çeşidi uygun zamanda ve uygun miktarda kullanıldığı takdirde diğer bakım işleri ve iklim de uygun olduğunda genellikle %30-50 oranlarında ürün artışı sağlanabilmektedir.

Bitkilerin gelişip ürün vermelerinde etkili olan başlıca besin maddeleri azot, fosfor ve potasyum’dur. İkinci derecede ise kalsiyum, magnezyum ve kükürde ihtiyaç vardır. Demir, çinko, mangan, bor, bakır, klor ve molibden gibi iz elementler de bitkinin normal gelişmesi için mutlak surette gereklidir. Bitkilerin havadan ve sudan aldıkları karbon, hidrojen ve oksijen de dikkate alındığında 9 adet makro besin elementi (C, H, O, N, P, K, Ca, Mg, S) ve 7 adet mikro besin elementi (Fe, Zn, Mn, B, Cu, Cl, Mo) olmak üzere toplam 16 besin elementi bitkiyi beslemektedir. Bitki bunlarla dengeli beslenirse sonuçta hayvanlar ve insanlar iyi beslenebilecek ve sağlıklı nesiller oluşacaktır.

Yetiştirilecek bitkilerin ihtiyacı olan besin maddelerinin topraktaki miktarlarının tespiti veya gübreleme programının doğruluğunun belirlenmesi için toprak ve yaprak analizlerinin önemi büyüktür.

Kârlı bir gübrelemenin şartları

Kârlı bir gübreleme ancak, bitkinin istediği besin elementlerinin topraktaki eksik miktarlarının uygun gübrelerle uygun zamanda, uygun yere, uygun miktarda verilmesi ile yapılabilir.

Kazançlı bir gübrelemenin dört şartı vardır.

• Uygun gübre çeşidinin kullanılması,

• Bitkinin ihtiyacı kadar gübrenin verilmesi,

• Gübrenin usulüne uygun verilmesi ve

• Gübrenin uygun zamanda verilmesidir.

Bu şartların gerçekleştirilmesi için uygun yerden, uygun zamanda alınan toprak örneğinin tam teşekküllü toprak analiz laboratuarlarında mutlaka yaptırılması gerekir.

Verimlilik analizleri için toprak örneklerinin alınması

Toprak verimliliği veya diğer toprak araştırmalarıyla ilgili uygulamalara yön verecek laboratuvar analizleri araziden alınan toprak örnekleri üzerinde yapılmaktadır. Ancak bir toprak örneğine ait laboratuvar analizleri ne kadar hassas ve doğru olursa olsun bu değerlerin geçerliliği, o örneğin alındığı araziyi temsil etme kabiliyetine bağlıdır. Verimlilik analizleri için arazinin tesadüfen belirlenen yerlerinden bozulmuş toprak örneği, çeşitli bilimsel araştırmalar için ise yüzey ve alt katmanlardan bozulmamış toprak örnekleri alınır.

Tesadüfi örnek almada esas araziyi oluşturan ünitelerden her birinin seçilme şansının eşit olmasıdır. Bu da koordinat sisteminden yararlanarak veya daha az hassasiyetle arazinin biçimine uygun şekilde arazide zikzaklar çizilerek elde edilir. Arazinin birkaç yerinden alınan toprak örnekleri temiz bir yerde karıştırılarak 1 kg’lık bir paçal örnek hazırlanarak tercihen bez veya naylon torba ile içerisinde kurşun kalemle yazılmış tanıtıcı kartla birlikte zaman geçirmeden tam teşekküllü bir toprak analiz laboratuarına gönderilir.

(9)

Bitkilerin çoğunluğu besin maddelerini genellikle üst toprak tabakasından aldıklarından, toprağın verimlilik durumlarının tespiti amacıyla yapılan çalışmalarda 0-30 cm derinlikten toprak örneği almak yeterlidir. Bağ-bahçe ve fidanlık tesisi gibi bazı özel durumlarda ve toprakların fiziksel, kimyasal ve genetik araştırmalarında ise profil boyunca, tekstürel katlardan veya horizonlardan (birkaç m derinlikten) toprak örneği alınması gerekir. Tarla bitkileri için 0-30 cm’lik üst katmandan toprak örneklemesi yeterli iken, bağ-bahçe bitkileri için 0-30 cm, 30-60 cm ve 60-90 cm’lik katmanlardan ayrı ayrı örnekleme yapılmalıdır.

Örnekler toprak tavlı iken ekim/dikimden ve gübrelemeden önce alınmalıdır. Sonda veya burgu ile örnek alınıyorsa toprağa dik sokulmalı, bel aleti ile alınıyorsa toprak yüzeyindeki taş, sap, saman, ot, çöp hafifçe sıyrıldıktan sonra V kesitli 30 cm’lik bir çukur açılmalı ve yüzeyin bir tarafından 3 cm kalınlığındaki dilim örneklenmelidir.

Toprak örnekleri kağıt kese, bez torba ya da poşetlere kuru şekilde usulüne uygun olarak arazinin büyüklüğüne göre bir veya birkaç tane alınıp torbaların içerisine örneği tanıtıcı kartlar konularak kısa zamanda laboratuvara getirilirler. Tanıtıcı kart üzerinde örneği alanın adı-soyadı, görevi, arazi sahibinin adı-soyadı, örneğin alındığı tarih ve yer, arazinin büyüklüğü, araziye geçen yıl ne ekildiği, bu yıl ne ekileceği, bahçeler için ağaçların yaşı, alınan ürünün durumu ve kalitesi, arazinin sulak veya kurak olduğu, sulak ise sulama yöntemi vb. bilgiler yazılmalıdır.

Toprak örneklerinin alınmayacağı yerler 1. Yol kenarları,

2. Ağaç dipleri, 3. Harman yerleri, 4. Hayvan yatmış yerler,

5. Su birikmiş, ırmak veya sel basmış yerler, 6. Önceden gübre yığılmış yerler ve

7. Sap, kök ve yabancı ot vb. yakılmış kısımlardan ekstrem değerler elde edileceğinden örnek alınması tavsiye edilmez.

Analiz için ön işlemler

Tarladan usulüne uygun olarak alınmış toprak numuneleri laboratuvara getirilirler.

Gölge bir kısımda gazete kağıdı üzerine serilir, taş, çakıl, bitki kökü gibi kaba parçalar atılır, sert kesekler tahta merdane ile ezilir, toprak iyice kuruduktan sonra delik çapı 2 mm olan elekten elenip üstte kalan kaba kısımlar atılır, alta geçen 2 mm’den küçük kısım, torbasına veya plastik kutuya konulur ve pH, EC, organik madde, kireç, tekstür, KDK, agregat stabilitesi, tarla kapasitesi nem yüzdesi, azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, demir, çinko, mangan, bor ve bakır gibi çeşitli fiziksel ve kimyasal analizlere tabi tutulur.

2.2. Gübre Çeşitleri

Çeşitli bitki besin maddelerini içeren organik ya da inorganik materyaller, yani gübreler;

çiftlik (doğal, organik) gübreleri ve kimyasal (yapay, suni, ticari) gübreler olmak üzere başlıca iki kısımda incelenebilir.

2.2.1. Çiftlik gübreleri

Ahır gübresi de denilen çiftlik gübresi besin elementlerinin hepsini düşük miktarlarda içermesine rağmen, fonksiyonu itibariyle toprağın fiziksel ve biyolojik özelliklerini düzeltmek bakımından büyük önem taşır. Toprağın fiziksel yapısı denilince havalanması, su tutması, su geçirgenliği, boşluklar oranı, toprak zerrelerinin büyüklüğü, kısaca iyi bir tohum yatağı ve

(10)

kök bölgesi özelliği taşıması anlaşılır. Biyolojik özellikler ise toprağın mikro ve makro organizma popülasyonları, çeşitli enzim aktiviteleri, karbondioksit çıkışı vb. gibi özelliklerdir.

Bilindiği gibi toprak canlı bir varlık olup normal özelliklere sahip organik maddece yeterli 1 g olgun tarım toprağında 1-10 milyar adet bakteri, 600 binden fazla fungus (tek hücreli mantar), 100 binden fazla aktinomiset ve 10 binden fazla alg yaşamaktadır. Bunlar taşlardan toprak oluşumunu, organik materyallerin parçalanmasını, toprakta agregatlaşmayı, su ve besin elementlerinin köklerce emilimini sağlarlar. Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri birbirlerinden ayırt edilemez. Biri diğerinden üstün değildir. Verimli bir toprak bu üçünün de iyi taraflarına sahip olan topraktır. Ahır gübresi, kompost, yeşil gübre vb. gibi organik gübreler toprağın fiziksel ve biyolojik, kısmen kimyasal özelliklerini düzelterek iyi bir tarım toprağı olmasını sağlar ki, bu yolla elde edilecek gelir artışı çok büyüktür. Ve bu gübrelerin topraktaki etkileri uzun yıllıdır. Kimyasal gübrelerin etkinliği de bu gübreler/organik madde (humus) ile artmaktadır.

2.2.2. Kimyasal gübreler

Bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin elementlerinin zengin kaynakları ise şüphesiz kimyevi gübrelerdir. Bu gübrelerin esas fonksiyonu, uzun yıllar kullanılması sonucu besin maddeleri bakımından verimsizleşmiş topraklar için gerekli olan bitki besin maddelerini kısa zamanda karşılamaktır. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan kimyasal gübreler bileşimlerindeki besin maddelerine göre aşağıdaki gibi gruplandırılabilir.

2.2.2.1. Azotlu gübreler

Bünyesinde azot bulunduran gübrelerdir. Verilecek azotlu gübre miktarının tayininde gübrelenecek toprağın azot ve organik madde kapsamı ile yetiştirilecek bitkinin azot ihtiyacı dikkate alınır. Azotlu gübreler;

• Kök teşekkülünü, bitkinin gelişmesini ve büyümesini sağlar,

• Bitkilerin olgunlaşmasını çabuklaştırır,

• Ürün kalitesini yükseltir,

• Taneleri olgunlaştırır, dökülmelerini önler ve verimi artırır.

Azot eksikliğinde meydana gelen problemler

• Protein ve enzimlerin sentezi yavaşlar. Bitkinin gelişmesi durur ve bitki bodurlaşır.

• Bitki bazen kırmızımtırak bir renk alır. Kart yapraklar damarlar dahil önce açık yeşil, sonra sarıya döner.

• Azot noksanlığı hububatta sapa kalkma başlangıcında olursa yapraklar açık yeşil bir renk alır. Saplar ince, zayıf, başaklar ise küçüktür. Taneler iyi olgunlaşmaz.

• Meyveler erken olgunlaşır, dökülür, küçük kalır ve verim düşer.

• Azot noksanlığını gidermek için toprağa bol miktarda ahır gübresi veya toprak analiz sonuçlarına göre yeterli ve diğer elementlerle dengeli miktarlarda uygun kimyasal azotlu gübre uygun zamanlarda verilmelidir. Normal vasıflı topraklara dekara 2-3 ton ahır gübresi yeterlidir. Bitkilerde sarılık varsa nitrat formundaki azotlu gübreler yerine amonyum formundaki azotlu gübreler tercih edilmelidir.

Azot fazlalığında meydana gelen problemler

• Gübre fazla kullanıldığından maddi kaybımız olur,

• Bitki süratle büyür, ekinler yatar. Tane veriminden ziyade sap verimi artar,

• Dokular ve hücre zarları gevşekleşir,

• Bitkinin kurağa, soğuğa, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı azalır ve

(11)

• Meyveler kalitesiz, kalın kabuklu, sünger gibi ve dayanıksız olur.

ÜRE (%46 N)

Azotlu gübreler çeşitlidir. Bunlardan üre [(CO(NH2)2] %46 oranında azot içeren ve Türkiye’de 600.000 ton/yıl kapasite ile sadece İGSAŞ tarafından üretilen yapay organik azotlu bir gübredir. Üre gübresi amonyak (NH3) gazı ile karbondioksit (CO2) gazının birleştirilmesi ile elde edilmektedir.

Üre gübresi pril yapısı nedeniyle daha kolay kullanılır. Güvenli bir şekilde muhafaza edilir. Diğer azotlu gübrelere nazaran daha yüksek oranda (%46) azot ihtiva ettiğinden, az bir hacimde daha fazla miktarda besin maddesi bulundurur. Bu konsantre olma özelliği taşıma, depolama ve kullanımda da büyük kolaylıklar sağlar. Dolayısıyla ekonomik bir gübredir. Üre bitkiler tarafından alınamayan bir azot formu olup toprağa verildikten bir müddet sonra üreaz enzimi salgılayan mikroorganizmalarca bitkinin kolayca alabileceği amonyum ve nitrat haline gelir. Bu müddet iklim ve toprak özelliklerine göre 1-3 hafta arasında değişir. Üre gübresi toprak yüzeyinde uzun süre kalırsa içerdiği azotun yaklaşık üçte biri amonyak gazı halinde havaya uçarak kaybolur.

Bünyesinde toprakta kalıcı dolgu maddesi ya da başka madde artıkları bulundurmaz. Az miktardaki rutubette bile eriyerek bitkilere yarayışlı hale gelir. Üre toprakta amonyum ve nitrat formlarına dönüştürülünce pozitif yüklü amonyum iyonları (NH4+

) negatif (-) elektrik yüklü humus ve kil kolloidlerince tutulur. Bu; ürenin çok önemli bir özelliğidir. Zira bu sayede ülkemizdeki topraklarda yıkanma suretiyle meydana gelen azot kayıpları önlenmiş ve azotun toprakta daha uzun süreli kalması mümkün olacaktır. Ayrıca yıkanma tehlikesi olmadığından ekimden önce veya sonra ya da ihtiyaç olduğu anda toprağa verilebilmektir.

Her iki halde de toprak çok kumsal ve siltli (milli) bünyeye sahipse, aşırı yağışlarla veya hatalı sulamayla üre azotunun bir kısmı toprağın derinliklerine doğru yıkanır. Bu nedenle bu gibi topraklarda sulamaya dikkat edilmeli ve azotlu gübreleme bir seferde değil de parçalar halinde yapılmalıdır.

Üre gübresi buğday ve arpa gibi bitkilerde üst gübre olarak toprak yüzeyine serpilerek uygulandığında, özellikle kireçli ve yüksek pH’lı (alkalin, bazik, kalevi) topraklarda rutubet

Üre, bitkilerin azot ihtiyacını karşılamak için hemen hemen her çeşit kültür bitkisinin gübrelenmesinde kullanılabilmektedir. Üre yetersiz verildiğinde bitkinin gelişimi yavaşlar, bitki bodurlaşır, yapraklar sararır, ürün verim ve kalitesi düşer. Üre, bitki gelişiminin olgunluk öncesindeki bütün evrelerinde kullanılabilme özelliğine sahiptir. Diğer azotlu gübrelere göre üstün bir tarafı da yapraklara da uygulanabilmesidir. Yapraktan üre alınabilirken, diğer azotlu gübreler alınamaz.

Üre gübresi ekimle beraber veya ekim öncesi taban gübre (toprak altı) olarak uygulanabildiği gibi, üst gübre olarak da kullanılabilir.

(12)

ve sıcaklığa bağlı olarak hidrolize olur ve %30-40 oranında bir azot kaybı meydana gelebilir.

Toprağa karıştırılarak uygulanan üre gübresinde ise azot kaybı olmaz veya çok azdır.

İki besinli (20.20.0 gibi) ve üç besinli (15.15.15 gibi) kompoze gübrelerin yapısında genellikle üre formunda azot bulunmaktadır.

Yaprak yüzeyinde emilimi çok daha hızlı olduğu, protein yapısına en yakın form olduğu ve etkisini hemen gösterdiği için yaprak gübrelerindeki azotun üre formunda olması tercih edilir.

Ayrıca söz konusu gübre damla sulama (fertigasyon) ile gayet uygun bir şekilde kullanılabilmektedir.

ÜLKEMİZDE ÜRE ÜRETİCİSİ OLAN TEK FİRMANIN İGSAŞ OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

AMONYUM NİTRAT (%33 N)

Amonyum nitrat gübresi; azotu iki ayrı formda ihtiva eden, granül yapıda, suda kolay eriyebilen bir gübredir. Amonyak (NH3) ile nitrik asidin (HNO3) birleştirilmesi sonucunda elde edilmektedir. İçerdiği %33 oranındaki azotun yarısı amonyum (NH4+

), diğer yarısı da nitrat (NO3-) formundadır. Amonyum nitrat gübresi toprağa verildiğinde toprak suyunda hızla çözünerek (+) elektrik yüklü amonyum ve (–) yüklü nitrat iyonları haline gelir. Bitkiler her iki formdaki azotu kılcal kökleri ile bünyelerine kolayca alırlar. Amonyum nitrat gübresi suda eridiği zaman eşit (+) ve (–) yüke sahip olduğu için nötr reaksiyonlu bir gübredir. Bu nedenle toprağın pH değerini artırmaz veya düşürmez.

Amonyum nitrat gübresi çeltik tarımı hariç tüm tarla bitkilerinde, sebzelerde, meyve ağaçları ve süs bitkilerinde gelişme dönemlerine göre 2 ile 5 kez uygulanabilir. Ayrıca söz konusu gübre damla sulama (fertigasyon) ile gayet uygun bir şekilde uygulanabilmektedir.

Amonyum nitrat gübresinde eşit miktarlarda bulunan her iki azot formu da bitki kökleri ile hızla alınarak ürün miktarı ve kalitesinin artmasını sağlar. Dekara veya ağaç başına verilecek amonyum nitrat miktarı bitki çeşidi, gelişme dönemi, yaşı dikkate alınarak toprak analizi sonuçlarına göre veya bir uzmana danışılarak uygulanmalıdır.

Amonyum nitrat gübresinin iki tipi mevcuttur.

Bunların birincisi, tarla bitkilerine doğrudan üst gübre olarak toprağa uygulanır. Buğday ve arpada sapa kalkma başlangıcında serpme yoluyla, çapalanan ve sulanan bitkilerde ise çapa ile toprağa karıştırılarak sulama öncesinde verilir. Gübrenin bu tipi sistemde tıkanmalar meydana getireceğinden kesinlikle damla sulama ile kullanılmamalıdır. İkinci tip amonyum nitrat gübresi ise damla sulama sistemi ile uygulamaya (fertigasyon) uygundur. Her iki tipin de etkili madde oranı ve kimyasal yapısı aynı olmakla birlikte, rutubet almasını önlemek için kullanılan katkı ve kaplama maddeleri farklıdır. Bu nedenle damla sulamaya uygun tip isteniyorsa bayiye mutlaka belirtilmelidir.

(13)

Topraktan uygulamalarda özellikle buğday ve arpa gibi bitkilerde amonyum nitrat gübresi toprağa karıştırılamadığı için toprak yüzeyinde kalır. Sabah çiği ve hafif yağış ile kolay eriyerek azotun tamamı toprak içine geçer ve azot kaybı meydana gelmez. Çok kumsal ve fazla su tutmayan hafif bünyeli topraklarda ise aşırı yağışlarla bu gübrenin nitrat azotu yıkanabilir. Bu gibi durumlarda gübrelemeyi aşırı yağışlardan sonra veya sapa kalkma döneminde yapmak gerekir. Buğdayda üst gübrelemenin 2-3 defada verilmesi kaliteyi artırır.

Çapalanan ve sulanan bitkilerde çapa ile sulama öncesinde toprağa karıştırılan amonyum nitrat gübresinde bir kayıp meydana gelmez. Bu gübre istenirse eritilerek yağmurlama sistemi ile de uygulanabilir.

İTHAL ETTİĞİMİZ AMONYUM NİTRAT (%33 N) YANINDA KÜTAHYA AZOTLU GÜBRE FABRİKAMIZDA DOLOMİT KATKILI AMONYUM NİTRAT (%33 N) ÜRETTİĞİMİZİ BİLİYOR MUSUNUZ?

KALSİYUM AMONYUM NİTRAT (CAN, %26 N) CAN gübresi amonyum (NH4+

) ve nitrat (NO3-) formlarında toplam %26 oranında azot içermektedir. Çeltik hariç tüm bitkilerin gübrelenmesinde, bilhassa asidik pH’lı kireçsiz topraklarda kullanılan bir üst gübresidir. CAN gübresi, bir taraftan bitkiye ihtiyaç duyduğu nitratı hazır olarak temin ederken, diğer taraftan amonyum iyonlarının toprak kolloidleri tarafından tutulması ile bitkinin bütün büyüme mevsimi boyunca ihtiyaç duyacağı azotu karşılar. Dolayısıyla söz konusu gübrenin etkisi hem çabuk, hem de devamlı olmaktadır. Bu bakımdan bitki gelişmesinin olgunluk dönemi hariç her devresinde rahatlıkla kullanılabilir.

Diğer taraftan sadece İGSAŞ’ın Kütahya Azot Tesisleri’nde üretilen dolomit (CaCO3+MgCO3) dolgu maddeli CAN gübresi, kalsiyum ve magnezyum gibi ikincil makro besin elementlerinin yanında demir, silisyum ve alüminyum gibi elementleri de içermektedir.

Kalsiyum bitkide hücre duvarının ana maddesi olup noksanlığında ürün verim ve kalitesi düşer. Magnezyum bitkiye yeşil rengi veren ve fotosentez yapan klorofilin yapı taşıdır.

Magnezyum eksikliğinde bitkinin kart yapraklarında damar araları sararır, fotosentez kapasitesi düşeceği için verim azalır ve ürün kalitesi bozulur.

CAN gübresi, başta buğday ve arpa gibi tahıllar olmak üzere diğer kültür bitkilerinde üst gübre olarak çapa ve sulama öncesinde kullanılır. Yeteri kadar verilmemesi halinde bitkide gelişme yavaşlar, yapraklar küçük kalır ve soluk ya da sarımtırak yeşil bir renge döner.

Gereğinden fazla verilmesi halinde ise gelişme fazla olur ve olgunlaşma gecikir. Nötr reaksiyonlu bir gübre olduğundan her cins toprakta kullanılabilir. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nin asidik reaksiyonlu toprakları ile Nevşehir yöresinin kumlu asidik toprakları için içerdiği azot, kalsiyum ve magnezyum besin elementleriyle ideal bir gübredir. CAN gübresi damla sulama veya yağmurlama sulama ile kullanılmaz.

TÜRKİYE’DE CAN GÜBRESİNDE (%26 N) DOLOMİT KATKI MADDESİ

KULLANAN TEK FİRMA OLDUĞUMUZU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Dolomitin faydaları

• Asit topraklarda görülen kalsiyum ve magnezyum noksanlığını giderir, bitkilere kalsiyum ve magnezyum sağlar,

• Toprağın yapısını düzelterek hava ve su iletkenliğini artırır, kabuk bağlamayı önler, toprağın tava gelmesini ve bitki çıkışını kolaylaştırır,

(14)

• Toprak asitliğini giderir, böylece alüminyum, demir ve manganın zehir etkisi giderilmiş olur,

• Toprakta yaşayan canlıların, mikroorganizmaların faaliyetlerini artırır ve bitki besin elementlerinin bitkilerce alımını hızlandırır,

• Baklagillerde kök bölgesinde yapılan simbiyotik azot fiksasyonu ile azotun mineralizasyonu artar,

• Su kullanma randımanı ile ürün verim ve kalitesini artırır ve

• İçeriğindeki 726 ppm çinko ile doğru miktar ve zamanda kullanıldığında bitkilerin çinko ihtiyacının bir kısmı karşılanmış olur.

AMONYUM SÜLFAT (%21 N, %24.2 S)

Amonyum sülfat gübresi, %21 oranında amonyum azotu ile %24.2 oranında kükürt içeren fizyolojik asit bir gübredir. Dış görünüşü ile kristal şekere benzediği için çiftçiler arasında ‘Şeker Gübre’ olarak da bilinir. Hafif kirli beyaz renktedir. Bünyesindeki azot amonyum formunda olduğundan topraktan yıkanarak kaybolmaz ve uzun süre etkilidir.

Bünyesinde bulunan sülfat formundaki kükürt, bitkilerin ihtiyacını tamamen karşılayacak durumdadır. Toprakta eridiğinde ortamı asitleştireceğinden kireçli-yüksek pH’lı topraklarda mikro besin elementlerinin alınımını artırır. Suda tamamen eriyebildiği için iyi bir fertigasyon gübresidir. Damla sulama ile bitki gelişimi süresince uygulanabilir. Diğer taraftan buğdaylarda başak doldurma döneminde protein artışı için yağmurlama ile verilebilecek tek gübredir. Diğer azotlu gübreler bu dönemde buğdaya uygulanmazlar.

Nerelerde kullanılır?

Bu nedenle asidik topraklara sahip yerlerde amonyum sülfat kullanılmamalı, bunun yerine CAN (%26 N) gübresi kullanılmalıdır.

Amonyum sülfat gübresi şeker kristali iriliğinde olduğundan granül gübrelerle karıştırılarak gübreleme aleti ile verilemez. Magnezyum noksanlığı gösteren topraklarda, çok asidik (pH < 6) topraklarda ve çay tarımında kullanılmamalıdır.

Kireçli topraklarda kullanılması tavsiye edilen ve halk arasında Şeker Gübre diye bilinen amonyum sülfat gübresi, başta çeltik olmak üzere soğan, sarımsak, brokoli, karnabahar, lahana, kanola, aspir, haşhaş, turp, şalgam ve havuç gibi kükürdü seven bitkiler ile soya fasulyesi, yerfıstığı ve ayçiçeği gibi yağ bitkilerinde ekimde ve üst gübre olarak çapada ve sulama öncesinde emniyetle kullanılabilir. Zeytin ve bağ dâhil tüm meyve ağaçları ile sebzelerde üst gübre olarak uygulanabilir.

Çeltik tarımında kullanılan azotun tamamına yakını amonyum sülfat gübresi ile karşılanır.

Amonyum sülfat gübresi uzun dönemde asit karakterli bir gübredir. İçeriğindeki amonyum parçalanarak nitrata çevrildiğinde meydana gelen hidrojen iyonları toprakta zamanla pH’yı düşürerek asidik özellik kazandırır.

(15)

2.2.2.2. Fosforlu gübreler

Fosforlu gübreler bünyesinde fosfor bulunduran gübrelerdir. Bu gübreler;

• Kök teşekkülünü ve büyümesini sağlar,

• Bitkilerin olgunlaşmasını çabuklaştırır,

• Ürün verim ve kalitesini yükseltir,

• Tane dökümünü önler,

• Bitkilerin kuraklığa ve hastalıklara karşı dayanıklılığını artırır ve

• Taneler daha dolgun olur.

Fosfor eksikliğinde meydana gelen problemler

• Fosfor noksanlığında bitkiler bodur kalır. Dal ve yapraklar tam gelişemez,

• Saplar zayıflar, kök büyümesi ve hububatta sapa kalkma sınırlı olur,

• Yapraklar kirli yeşil veya kırmızımtırak mor bir renk alır,

• Meyve ağaçlarında sürgünlerin büyümesi, çiçek ve tomurcuk açması yavaşlar,

• Verim düşer ve

• Fosforlu gübrelerin fazlalığında ise bitkinin demir ile çinko alımı zayıflar.

TRİPLE SÜPERFOSFAT (%42-44 P2O5)

Kısaca TSP olarak adlandırılan triple süper fosfat gübresinin formülü Ca(H2PO4)2.H2O olup %42-44 oranlarında P2O5 içermektedir. Suda eridiği zaman (-) değerli fosfat anyonları meydana gelir. TSP gübresindeki fosforun tamamı amonyum sitratta çözünebilir, tamamına yakın bir kısmı da suda eriyebilir. Formların her ikisi de bitkiler tarafından alınabilir.

TSP gübresi kuvvetli asit topraklarda kullanıldığı takdirde toprakta çok bulunan Fe ve Al ile birleşerek bitkiler tarafından alınamaz forma dönüşebilir. Bu gibi durumlarda gübre kullanımından 2-3 ay önce toprakta kireçleme yapılmalı ve toprak pH değeri 6.5 civarına çıkarılmalıdır. TSP gübresinin kireçli topraklarda kullanılması durumunda etkisi azalır.

NORMAL SÜPERFOSFAT (%18-20 P2O5)

Kısaca NSP olarak adlandırılan normal süper fosfat gübresinin formülü 3Ca(H2PO4) 2.H2O + 7CaSO4 olup %18-20 oranlarında P2O5 içermektedir. NSP kısaltmasındaki N harfi azotlu gübrelerde olduğu gibi ‘azotu’ değil, ‘Normal’ sözcüğünü ifade etmektedir. NSP gübresinde azot bulunmamaktadır.

NSP gübresinin kimyasal etkileri ve bitki bünyesindeki fonksiyonları TSP gübresine benzer. Ancak NSP gübresinin içindeki fosfor TSP’ye oranla yaklaşık 2.5 kat daha azdır. Bu nedenle 10 kg TSP gübresi, 25 kg NSP gübresine eşdeğerdir. Diğer bir fark ise TSP gübresinde jips (CaSO4.2H2O) bulunmazken NSP gübresinde jips katkı maddesi vardır. Bu özelliği nedeniyle NSP gübresi kireçli topraklarda kullanılmamalıdır.

TSP ve NSP gübreleri çay ve fındık gibi düşük pH’lı topraklarda yetiştirilen tüm bitkilerde ve kaliteli tütün yetiştiriciliği yapılan yerlerde taban gübresi olarak tercih edilir.

Fosfor bakımından zayıf ya da orta seviyedeki topraklarda yetişen tüm bitkilerde kullanılabilir. İhtiyaçtan az verilmesi ya da toprak şartlarına bağlı olarak etkinliğinin az görülmesi durumunda bitkinin kılcal kök oluşumu zayıflar, bitki bodur kalır ve verim düşer.

(16)

Özellikle yaşlı yapraklarda (ilk çıkan yapraklar) kırmızımsı mor renk meydana gelir. Bitkinin enerji metabolizmasında rol alan fosfor yetersizliğinde ürün verim ve kalitesi düşer. Her iki gübrenin de yapısında kalsiyum bulunduğu için asidik pH’lı topraklarda kullanılmalıdır.

2.2.2.3. Potasyumlu gübreler

Potasyumlu gübreler bünyelerinde potasyum bulunduran gübrelerdir. Potasyum;

• Bitkinin sıcağa, soğuğa, kuraklığa karşı dayanıklılığını artırır,

• Ürün verimi ve kalitesini yükseltir,

• Azot fazlalığından ileri gelebilecek zararları önler ve

Bitkinin olgunlaşmasını çabuklaştırır.

Yurdumuz toprakları genelde potasyum bakımından yeterli durumda olduğundan, potasyumlu gübre kullanımı azotlu ve fosforlu gübrelere göre daha azdır. Potasyumlu gübreler toprak analizi sonuçlarına göre ihtiyacı olan yerlerde, uygun miktarlarda kullanılmalıdır. Potasyum toprakta yeterli olsa bile kireçli topraklardaki kalsiyumun fazlalığı nedeniyle alınımı azalır. Çünkü kalsiyum ile potasyum arasında kuvvetli bir antagonistik ilişki vardır. Bu yüzden şekerli-yağlı endüstri bitkilerinde potasyum azlığı nedeniyle verim ve kalite düşer.

Potasyum eksikliğinde meydana gelen problemler

Potasyum noksanlığı özellikle genç bitkilerde kendini gösterir. Potasyum bitkilerin su ve besin elementi alımında önemli rol oynar. Topraktan yeterli potasyumu alamayan bitkilerde yeterli su alıp depolama (turgor) hadisesi görülmez. Bu nedenle de yapraklar pörsür, aşağı doğru sarkar ve kenarları önce açık yeşil, daha sonra kahverengi bir renk alıp kuruyarak ölü dokular meydana gelir. Bitki don ve mantari hastalıklara karşı hassas olur. Potasyum eksikliği hat safhada ise bitkide yaprak kavrulması ve önce kart yaprakların kenar ve uçlarında başlayan kahverengi lekeler, kurumalar meydana gelir. Meyve kalitesi düşer.

Potasyum fazlalığında meydana gelen problemler

Bitki hücreleri su alarak şişer. Terleme olayı ile su kaybı azalır. Sürgün verimi yavaşlar, odunsu bitkilerde ise arazlar nadiren meydana gelir.

2.2.2.4. Kompoze gübreler

Esasen bir bitki besin elementi içermeyip, iki veya daha çok bitki besin maddesi kapsayan gübrelere kompoze (karışım) gübreler denilmektedir. Kompoze gübre içerisindeki bitki besin maddeleri N- P2O5 - K2O sırasına göre % olarak ifade edilmektedir. Kompoze gübreler birkaç besin maddesini kapsadıklarından uygulamada kolaylık ve ekonomi sağlarlar.

Ancak gübre karışımındaki besin maddesi oranının yetiştirilecek bitkinin besin maddesi isteğine, toprak ve iklim özelliklerine uygun olmaması durumunda kullanılmaları beklenen faydayı sağlayamayabilir. Yine besin maddelerinin ayrı ayrı zamanlarda ve ayrı ayrı yöntemlerle uygulanması gerektiğinde kompoze gübreler kullanılmaz.

DİAMONYUM FOSFAT (DAP; %18 N, %46 P2O5)

Diamonyum fosfat gübresi iki besinli bir gübredir. Bünyesinde %18 azot (N) ve %46 fosfor (P2O5) bulunur. İçeriğindeki azot, amonyum (NH4) formunda olduğu için özellikle bitkilerin ilk gelişme dönemlerinde etkilidir. Yapısındaki azot miktarı taban (toprak altı)

(17)

gübresi olarak kullanıldığında bitkinin tüm ihtiyacını karşılayamaz. Bunun için taban gübresi olarak DAP kullanıldığında üst gübrelemede bitkinin diğer azotlu gübrelerle desteklenmesi gerekir. Birinci azotlu üst gübre üre, ikincisi ise amonyum nitrat veya amonyum sülfat olmalıdır. DAP’taki azot amonyum formunda olduğu için toprakta tutulur. Aşırı yağış veya aşırı sulama durumunda topraktan yıkanma ile azot kaybı olmaz.

DAP gübresi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de fosforlu gübre olarak kullanılmaktadır. Bitki besini olarak fosfor, bitkinin ilk gelişme dönemlerinde kök gelişmesi için elzemdir ve enerji metabolizmasında fosfora çok ihtiyaç vardır. Yeterli miktarda veya uygun derinliğe uygulanmaması durumunda bitkide fosfor noksanlığı görülür; verimde ve kalitede büyük düşüşler olur. Sonbahar veya ilkbahardaki soğuk toprak şartlarında da fosfor alınımı zayıflar.

DAP gübresinin özellikle pH’sı 7.5’in üzerinde olan kireçli topraklardaki etkisi triple süper fosfata oranla daha fazladır. Diğer fosforlu gübrelerde olduğu gibi DAP’taki fosforun bir kısmı kireçli toprakta bol miktarda bulunan kalsiyum (Ca) ile birleşerek bitkiler tarafından alınamaz forma dönüşmektedir. Ancak topraktaki bazı fizikokimyasal süreçler sonucu tekrar yarayışlı forma dönüşebilir. Bu nedenle tüm fosforlu gübrelerin ve DAP gübresinin serpme yöntemi yerine gübreleme ekipmanları kullanılarak bant (çizi) yöntemi ile uygulanması daha faydalıdır.

DAP gübresi diğer kompoze gübreler gibi ekim öncesi veya ekimle birlikte uygulanmalı ve bitkinin kılcal kök derinliği dikkate alınarak toprağa karıştırılmalıdır.

Tohum çimlenip bitki çıktıktan sonra üste uygulanması halinde etkisi görülmez. Bunun nedeni ise fosforun toprakta tutulması ve toprağın derinliklerine doğru hareketinin zayıf olmasıdır. Fosfor yağışlarla senede 5-6 cm kadar derinliğe inebilir. Bu nedenle DAP uygulaması ekim derinliğinin 5-6 cm altına yapılmalıdır.

(18)

20.20.0 KOMPOZE GÜBRE

Bünyesinde etkili madde olarak %20 azot (N) ve %20 fosfor (P2O5) bulunur. Ülkemizde ve dünyada iki besinli kompoze gübreler içinde en çok kullanılan bir gübredir. Bünyesinde azot ve fosfor dengeli olduğu için, taban gübrelemesi yapıldığında her iki besin elementi de toprak suyunda eridiğinde bitki tarafından kolaylıkla alınabilir. İçeriğindeki azot, amonyum (NH4) ve üre [(CONH2)2] formunda olduğu için yağışla topraktan kolay yıkanmaz.

Yapısındaki fosforun tamamı bitkilerin alabileceği formdadır.

15.15.15 KOMPOZE GÜBRE

Azot, fosfor ve potasyum ihtiyacı olan topraklar için uygun bir kompoze gübredir. Bu gübrenin 100 kg’ında 15 kg azot (N), l5 kg fosfor (P2O5) ve 15 kg potasyum (K2O) mevcuttur.

Bu gübre toprak analizi yaptırıldıktan sonra azot, fosfor ve potasyum ihtiyacı olan topraklarda kullanılmalıdır. Potasyum yönünden zengin topraklarda l5.l5.l5 gübresi yerine diğer kompoze gübreler kullanılmalıdır.

20.20.0 kompoze gübre, özellikle potasyum bakımından zengin, ama azot ve fosfor bakımından fakir topraklarda yetiştirilen her tür bitkinin taban gübrelemesinde kullanılır. Tohum ekiminden önce veya ekimle birlikte, fide dikiminden önce ve meyve

ağaçlarında sürgün faaliyetinden önce uygulanır. Tüm kompoze gübreler gibi tohum ekim derinliğinin 5-6 cm derinine inecek şekilde toprağa karıştırılmalıdır.

Potasyum bakımından zayıf topraklarda ve potasyuma ihtiyacı olan bitkilerin yetiştirilmesinde yaygın olarak kullanılır. Şeker pancarı, patates, ayçiçeği, mısır, sebze ve meyveler başta olmak üzere değişik bitkiler için tercih edilen bir gübredir. Granülleri suda eridiği zaman yapısındaki azot, fosfor ve potasyum bitkinin kılcal kökleri ile temas eder ve dengeli bir şekilde bitki bünyesine geçerek ürün verim ve kalitesini artırır.

Tek yıllık bitkilerde ekimden hemen önce veya ekim esnasında verilir. Meyve ağaçlarına sonbaharda veya erken ilkbaharda ağaçlara su yürümeden hemen önce verilmelidir.

Ekim sırasında taban gübresi olarak kullanıldığında, serpme olarak verilirken toprak altına getirilmesi gerekir. Gübre uygulama derinliği, toprak yapısına ve yetiştirilen bitkinin kılcal kök derinliğine göre 15-20 cm arasında değişebilir.

(19)

20.20.0 + Zn (ÇİNKO KATKILI İKİ YİRMİ KOMPOZE GÜBRE)

Ülkemiz topraklarının büyük bir kısmında önemli bir besin elementi olan çinkonun yetersiz olması, insan sağlığı ve özellikle çocukların gelişmesi üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmektedir.

15.15.15 + Zn (ÇİNKO KATKILI ÜÇ ON BEŞ KOMPOZE GÜBRE)

Ülkemiz topraklarının büyük bir kısmında önemli bir mikro besin elementi olan çinkonun yetersiz olması, insan sağlığı ve özellikle çocukların gelişmesi üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır.

Çinko katkılı kompoze gübrenin, çinko bakımından fakir topraklarda hemen hemen her üründe verimi en az

%25 oranında artırdığı bilimsel çalışmalarla

belirlenmiştir. Bitkilerin kök gelişmesini hızlandıran çinko, bitki besini olarak buğday ve arpada kardeş sayısını, dolayısıyla başak adedini artırarak verim ve kaliteyi yükseltir. Buğdayda kaliteyi çok etkileyen tanedeki ‘gluten’ miktarını artırarak üreticiye ekstra gelir kazandırır. Bünyesindeki çinko, hemen hemen her çeşit toprak için faydalı olan çinko sülfat formundadır.

Çinko katkılı kompoze gübre, başta turunçgiller olmak üzere tüm meyve ağaçlarında, sebzelerde ve mısır, patates, şeker pancarı gibi bazı tarla bitkilerinde sık görülen çinko eksikliğini ortadan kaldırmak için kullanılır.

Söz konusu kompoze gübre ekim/dikimden önce toprağa, kök bölgesine verilmelidir. Çinko bitkinin kök sistemi ile vejetatif aksamı iyi geliştirerek ve hormonal-enzimsel aktiviteleri düzenleyerek verim artışı ve kalite üzerine olumlu etkiler yapar.

Çinko katkılı kompoze gübreler toprak analiz sonuçlarına göre kullanılmalı ve dekara veya ağaç başına verilecek miktar bu konuda bir uzmana danışılarak belirlenmelidir.

Bu gübredeki çinko, hemen hemen her çeşit toprak için faydalı olan çinko sülfat formundadır.

(20)

ÇİNKO KATKILI KOMPOZE GÜBRELERDE ÇİNKO KAYNAĞI OLARAK ÇİNKO SÜLFAT KULLANDIĞIMIZI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Çinko sülfatın bitkiye faydaları

Birim alandan alınan ürün miktarını artırır, Toprak pH’sını düzenler,

Yapraklardaki sararmaları, erken dökülmeyi ve küçülmeyi önler, Bitkinin soğuğa karşı direncini artırır,

Meyve ağaçlarında meyve tutumunu yükseltir,

Meyvenin görünüşünü güzelleştirir, şekil bozukluğunu önler, Sürgün sayısını artırır, bodurlaşmayı engeller,

Su tutma kapasitesini artırır ve bitkinin kuraklıktan daha geç etkilenmesini sağlar, Hububatların boyunu ve sap kalınlığını artırır ve

Çayır ve meralarda otların sararmasını önler, hızlı büyütür ve bol ot oluşumunu sağlar.

2.2.2.5. Mikro besin elementli gübreler

Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübreler Yönetmeliği’nde belirtildiği gibi, mikro bitki besin maddelerinden (demir, çinko, mangan, bor, bakır, molibden ve klor) birini veya birkaçını içeren katı veya sıvı, toprağa veya yaprağa uygulanan tuz veya şelatlı formdaki gübrelerdir. Bu besin elementleri birincil (azot, fosfor, potasyum) ve ikincil (kalsiyum, magnezyum, kükürt) bitki besin maddeleri ile mukayese edildiğinde bitkilerce çok daha az oranda kullanılan besin elementleridir. Örneğin demir sülfat %19 Fe, demir-şelat %6 Fe, çinko sülfat %23 Zn, çinko-şelat %6 Zn, mangan sülfat %27 Mn, mangan-şelat %6 ve 12 Mn, bakır sülfat %35 Cu, boraks %11 B ve borik asit %17 oranlarında suda eriyebilir/bitkilerce alınabilir bor içeren katı formlu mikro elementli fenni gübrelerdir.

Yönetmelikte belirtilen en az oranların üstünde etken madde içerecek şekilde bunlardan sıvı gübreler de üretilmektedir. Bu sıvı gübreler damla veya yağmurlama ile toprağa veya pülverizatörle yaprağa uygulanabilirler.

(21)

3. GÜBRELEME YÖNTEMLERİ

Gübrelerden en iyi şekilde faydalanabilmek, yani gübre etkinliğini artırabilmek için, gübrelerin toprağa ve bitkilere uygulama yöntemi ve zamanı son derece önemlidir.

Gübrelerin verilmesinde başlıca altı metot uygulanmaktadır. Bunlar;

1) Serpme şeklinde gübreleme, 2) Banda (şeritsel) gübreleme,

3) Üstten ve sıra yanlarına gübreleme, 4) Yapraklara püskürtme ve

5) Sulama suları ile gübreleme (fertigasyon)’dir.

3.1. Serpme Gübreleme

Bu yöntemde gübreler, arazi sürülmeden veya ekimden/dikimden hemen önce elle veya makine ile toprak yüzeyine serpilerek ya da saçılarak verilebileceği gibi, bitkiler biraz geliştikten sonra da uygulanabilir. Daha sonra toprak işlenerek gübreler toprak altına getirilir.

Serpme şeklinde gübreleme şu durumlarda uygulanabilir;

• Verimli topraklara gübre uygulanacaksa,

• Fazla miktarda gübre verilecekse,

• Gübreler muntazam olarak ve bitkiye zarar vermeden dağıtılacaksa,

• Hafif yapılı topraklara potasyumlu gübreler verilecekse,

• Azotlu gübre verilecekse ve sıraya ekim yapılmayan bitkiler yetiştirilecekse ve

• İşçi ve zamandan tasarruf sağlanacaksa serpme gübreleme iyi bir yöntemdir.

3.2. Banda (Şeritsel) Gübreleme

Bu metotta, gübreler ekimden önce, tohum ya da fidenin 3-5 cm altına ve 5-8 cm yanına şeritler açılarak verilebileceği gibi açılacak şeritlere toplu halde uygulandıktan sonra üzerleri toprakla örtülerek de verilebilir.

Bu metot;

• Sıraya ekilen veya sıra araları çok geniş bırakılan bitkilere uygulanır.

• Bağlama (fiksasyon) kapasitesi yüksek topraklara, fosforlu ve potasyumlu gübreler verileceği zaman uygulanır.

Böylece, verilen gübrenin toprakla temas yüzeyi azaltılacağından fiksasyon önlenmiş olur. Yine bu metot, verimliliği düşük topraklarda ve kök sistemi zayıf bitkilerin yetiştirildikleri bölgelerde, az miktarda gübre verileceğinde uygulanmaktadır.

Yapılan araştırmalar gübrelerin bant halinde verilmesinin daha yararlı olduğunu göstermektedir. Gübre banda verildiği zaman genç bitkinin henüz fazla gelişmemiş kökleri bitki yakınındaki bu gübreden kolaylıkla yararlanmakta ve daha çabuk büyümektedir. Diğer taraftan banda verilen gübrenin içerisinde bitki besin maddesi (özellikle fosfor) bitkiye yarayışlılığını uzun süre devam ettirmektedir.

3.3. Üstten ve Sıra Yanlarına Gübreleme

Daha önce ekilmiş bitkiler toprak yüzeyine çıktıktan sonra üstten veya sıra bitkilerine ise yandan gübrelenir. Bu metot daha çok erken ilkbaharda azotlu gübrelemede

(22)

kullanılmaktadır. Üstten gübreleme elle veya gübre serpme makinesi ile toprak yüzeyine serpilerek, yandan gübreleme ise sıra aralarına elle veya çapa makinesi ile verilerek yapılmaktadır.

3.4. Yapraktan Gübreleme

Genel olarak meyve ağaçları ve diğer kültür bitkilerinde mikro besin elementi noksanlığı görüldüğünde, ticaret gübreleri belli oranlardaki çözeltiler halinde sabah veya akşamüstü serin ve rüzgarsız havalarda tercihen yayıcı-yapıştırıcılı olarak yapraklara püskürtülür. Bu maddeler yaprakların kütikula tabakası veya gözeneklerinden girerek kloroplast hücrelerine ulaşır. Soğuk ve sıcak iklim bölgelerinde, kumlu topraklarda, ıslak- bataklık topraklarda ve fazla kireçli topraklardaki bitkilere uygulanır. Yapraktan gübrelemede azot, fosfor ve potasyumun alınım hızı ile alınan miktarları düşük olduğundan yapraktan gübrelemede N-P-K’lı gübreler kullanılmazlar. Ancak sadece üre çözeltisi uygulanabilir, çünkü ürenin kütiküla tabakasını gevşeterek yaprak iç hücrelerine girmesinin yanında eğer üre ile birlikte demir, çinko vb. verildiyse onların da alınımını da artırır. Gübre çözeltisi püskürtülürken konsantrasyona ve yaprakların yaş olmamasına dikkat edilmelidir. Yaprak gübreleri zirai mücadele ilaçları ile birlikte de verilebilir. Kalsiyumlu ve fosforlu gübreler aynı pülverizatöre karıştırılmamalıdır. Diğer taraftan gübreler kalsiyum, kükürt ya da yalnız kükürt kapsayan ilaçlarla birlikte verilmemelidir. Azot noksanlığı görüldüğünde yapraklara en uygun üre gübresi çözeltisi püskürtülebilir. Gerek yapraktan mikro besin elementi uygulamalarında, gerekse zirai mücadele ilaçlamalarında 100 L suya 500 g üre karıştırmak oldukça faydalıdır.

3.5. Sulama Suyu ile Gübreleme (Fertigasyon)

Bu yöntemde, sulama suları ile, genellikle damla sulama ve yağmurlama sulama ile gübre bir gübre tankı yardımı ile sisteme karıştırılarak toprağa verilir. Sulama suları ile gübreleme daha ziyade sebzeler, meyveler, şeker pancarı, yonca, tahıl, mısır, ayçiçeği gibi bitkilere uygulanır. Avantajlarının yanında dezavantajları da vardır. Örneğin, fosfor kapsayan gübrelerin suda erirliğinin az olması nedeniyle serpmeye veya banda vermeye oranla etkisi daha azdır. Bunu önlemek için MAP gübresi kullanılabilir. Potasyumlu gübreler sulama ile verilebilir. Sulama suyunun çok kireçli olmamasına dikkat edilmelidir.

Orta Anadolu’da sulanan buğdaylara yağmurlama ile Nisan ayında AN-33 ve çinko sülfat, Mayıs ayında ise amonyum sülfat gübreleri verilebilir. Damla sulamalı gübrelemelerde ise bağ ve bahçelerde Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz aylarında partiler halinde çeşitli damla sulama gübreleri sulama suyu ile uygulanabilir. Tarla bitkilerinde damla sulama ile gübreler Haziran ve Temmuz aylarında kullanılabilir. Tarla ve bahçe koşullarında yaz ortasından sonra ne klasik yöntemlerle, ne de fertigasyonla gübre verilmemelidir. Damla sulamalar sabah veya akşamın serin saatlerinde yapılmalı, gübre ise sulamanın son 1-2 saatinde verilmelidir. Damla sulama sistemlerindeki tıkanıklıkların açılması için bir kez yaz ortasında, bir kez de yaz sonunda dekara 0.5 L fosforik asit, nitrik asit veya daha birçok çeşit asidin karışımı olan asit kompleks verilebilir.

(23)

4. GÜBRELEME ZAMANLARI

Gübrelerin toprağa verilme zamanları, toprağa, iklime ve yetiştirilen bitkiye bağlı olarak değişmektedir. Toprak sahip olduğu fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile gübrenin uygulama zamanını önemli ölçüde etkiler. Esas olan tohumun çimlenmesi esnasında köklerin hemen yakınında yeterli miktarlarda ve dengeli oranlarda bitki besin maddesi bulunmasıdır.

Gübreleme zamanının belirlenmesinde esas alınabilecek en önemli ölçü de budur.

Aksi takdirde gübrelemeden beklenen başarı çok yüksek olmayabilir. Bu bakımdan gübre verme zamanı konusunda standart bir takvim tavsiye etmek mümkün değildir. Çünkü toprak özellikleri değişmese bile iklim olayları her yıl değişebilmektedir. Ancak temel besin elementlerinden azot, fosfor ve potasyumun uygulanma zamanı konusunda kaba hatları ile bazı hususları belirtmek mümkündür.

4.1. Azotlu Gübrelerin Verilme Zamanları

Azotlu gübreler toprakta çok hareketli oldukları için fazla yağış ve sulama suyuyla nitrat halinde yıkanarak veya amonyak gazı şeklinde uçarak kaybolabilir. Bu gibi kayıpları önlemek ve bitkinin bu besin maddesine en fazla ihtiyacı olduğu zamanda onu toprakta hazır bulundurmak için bazen gerekli azot miktarının hepsi bir defada ekim veya dikimde verilmeyip farklı büyüme devrelerinde, birkaç kısma bölünerek verilmelidir.

Tahıllarda ekimle birlikte uygun miktarda verilen DAP’taki amonyum azotu kaybolmadan bitkilerce alınabilir. Toprakta fosfor yüksekse DAP veya 20.20.0 + Zn kompoze verilmeyeceğinden azotun karşılanması için amonyum sülfat ve üre gibi yıkanmak suretiyle topraktaki kaybı daha az olan azotlu gübreler kullanılır. Kardeşlenme döneminde tahıllar için ideal üst gübre üredir. Böyle erken dönemde amonyum ve nitratlı gübreler verilmez. Çünkü onların hızlı erimesi ile kök bölgesinde amonyak zehirlemesi meydana gelir ve bitkiler henüz küçük oldukları için bu kadar fazla azotu bu dönemde alamazlar ve azot kaybı söz konusu olur. Sulanan koşullarda ise Marttaki üre gübrelemesine ilaveten Nisan başında, sapa kalkma devresinde kireçli topraklarda amonyum nitrat (%33 N), az kireçli topraklarda ise CAN (%26 N) gübresi en ideal üst gübredir. Kıraç koşullarda sadece bir kez üst gübreleme uygun olup Mart başındaki üre gübrelemesidir. Ancak yıl yağışlı geçiyorsa kıraç yerler için de Nisan başında biraz amonyum nitrat daha verilebilir. İyi toprak ve iklim şartlarında yeterli ürün ve yüksek protein kapsamı (kalite) için yeterli miktarda azotlu gübre kullanmak şarttır.

Bağ ve bahçelerde ilkbaharda yapraklanmanın ardından 2 hafta ara ile 2-3 kez ve sonbaharda hasattan sonra 100 L suya 0.5 kg veya 1 kg üre karıştırılarak serin ve rüzgarsız havalarda püskürtülmelidir. Klasik gübrelemede Mart ayında üre, Mayıs/Haziran ayında ise amonyum nitrat_(%33 N) veya amonyum sülfat, az kireçli topraklara ise CAN (%26 N) ağacın yaşı, meyve durumu ve toprağın organik madde kapsamına göre uygun miktarlarda verilmelidir. Fertigasyonda (damla sulama ile veya mini spring sulama ile) ise Nisan-Mayıs- Haziran-Temmuz aylarında amonyum nitrat (%33 N) verilebilir. Temmuz sonundan itibaren tarlaya/bağa/bahçeye gübre verilmez. Çünkü bu dönemden itibaren bitkilerin kökleri ile besin elementlerini almaları çok çok azalmıştır.

Sebzelerde ise vejetasyon dönemleri dikkate alınarak klasik gübrelemede 2-3 kez azotlu gübre verilebilir. Gübrenin bir kısmı ekim/dikimden önce fosfor ve potasyumu da içeren kompoze gübre ile tabana, bir kısmı ilk çapada, bir kısmı da ikinci çapada (boğaz doldurmada) uygulanabilir. İlk üst gübre üre iken ikincisi amonyum nitrat (%33 N) veya amonyum sülfat olabilir. Üst gübreler ya sulama ya da çapalama ile toprağa karıştırılmalıdır.

(24)

4.2. Fosforlu Gübrelerin Verilme Zamanları

Yurdumuz topraklarının bir kısmı asidik pH’lı, çoğunluğu ise kireçli olduklarından bu topraklara verilen fosforlu gübreler zamanla bitkilerin kolayca yararlanamayacağı şekle dönerler. Bu nedenle fosforlu gübreler ekimden/dikimden hemen önce veya ekim/dikim esnasında verilmeli ve toprak kök bölgesine mutlaka gömülmelidir. Fosforlu gübreler ekim/dikimden çok önce veya bitki gelişiminin ileri dönemlerinde verilecek olursa bu gübrelerden beklenen fayda tam olarak sağlanamaz.

Fosforlu gübreler, toprakta çok az hareket ederler. Fosfor kök gelişmesi için çok gereklidir. Verilen gübrenin büyük bir kısmı ilk 10 gün içinde l mm’lik mesafedeki bitki kökleri tarafından alınabilir. Gelişmenin ileri devrelerinde ise bitki kökleri 5 mm’lik mesafedeki fosfordan da yararlanabilir. Bu nedenle;

Fosforlu gübreler taban gübresi olup tahıllarda ekimden önce ya da ekimle birlikte mibzerle banda verilmektedir.

Bağ ve bahçelerde klasik gübrelemede sonbaharda yaprak döküm zamanı veya erken ilkbaharda izdüşümde açılacak hendek veya çukurlara bir defada verilerek üzeri toprakla kapatılır. Fertigasyonda ise gübrenin 1/4’ü sonbahar veya ilkbaharda, kalan 3/4’ü ise MAP veya MKP formlarında damla sulama ile Nisanda partiler halinde verilmelidir.

Sebzelerde ise klasik gübrelemede fosforlu gübrenin tamamı ekim/dikim sırasında kök derinliğine uygulanmalıdır.

4.3. Potasyumlu Gübrelerin Verilme Zamanları

Potasyumlu gübrelerin kullanılma zamanlarının belirlenmesinde toprağın kil kapsamı ile kullanılacak gübrenin miktarı dikkate alınır. Eğer toprak killi ise potasyumlu gübreler ekimden önce verilir. Kil kapsamı düşük ise yıkanma tehlikesi olacağı için ekimden sonra verilmelidir. Potasyum ihtiyacı fazla ise; gübrenin bir kısmı ekim/dikim zamanında, geriye kalan kısmı ise gelişme döneminde uygulanır.

Başta muz olmak üzere tüm meyve çeşitlerinin (sert ve yumuşak çekirdekli, sert kabuklu, üzüm ve üzümsüz meyveler, ılıman iklim meyveleri vb.) potasyum ihtiyacı yüksektir. Bunun için bağ ve bahçelerde klasik gübrelemede toprak tekstürü de (bünye) dikkate alınarak ya sonbaharda, ya da erken ilkbaharda izdüşüme verilip çapalanarak toprak altına karıştırılmalıdır. Fertigasyonda ise Nisan-Mayıs-Haziran aylarında partiler halinde uygulanabilir. Klora karşı hassas bitkilerde potasyum sülfat gübresi kullanılmalıdır.

Potasyumlu gübreler sebzelere yetişme süresi içinde birkaç defada verilir. Bu dönemler ekim/dikimden önce, çiçeklenme ve meyveler olgunlaşmaya başladığı zamanlardır. Bazı sebze çeşitlerinde ekim/dikimden 2-3 hafta kadar önce fosforlu gübrelerle birlikte toprağa verilir. Fertigasyonda ise Mayıs-Haziran-Temmuz aylarında partiler halinde uygulanabilir.

Sebzeler klora karşı hassas olduğundan potasyum klor yerine potasyum sülfat veya potasyum nitrat gübreleri kullanılmalıdır.

(25)

5. EKONOMİK GÜBRE KULLANIMINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Dengeli ve ekonomik gübre kullanımı üzerine bitki, iklim ve toprak gibi çeşitli faktörler etki yapar.

Bitkiler, farkı gelişme dönemlerinde topraktan değişik miktarlarda bitki besin maddesi kaldırırlar. Aynı şartlarda çeşitli bitkilerin besin maddeleri ihtiyaçları da birbirinden farklı olduğu gibi bunların kök özellikleri ile ilgili olarak toprak ve gübredeki besin elementlerinden yararlanmaları da farklıdır. Bu nedenle kök etki alanına olabildiğince yakın verilen gübrelerden bitkiler daha fazla faydalanmaktadırlar.

Diğer elementler uygun olsa bile sıcaklık ve yağışın dağılımı bitkilerin gübreden yararlanmasını büyük ölçüde etkiler. Toprak sıcaklığı ve nemi, havanın sıcaklığı ve özellikle yağış durumu gübrelemenin başarısı için çok önemlidir. Diğer taraftan toprak pH’sı da bu konuda çok etkili olup hafif asidik-nötr pH’lı (6.5-7.0) topraklarda gübrelerin yarayışlılığı daha yüksektir. Ayrıca organik maddece yeterli topraklar fakir olanlara oranla, tuzsuz topraklar tuzlu topraklara oranla, kireçsiz topraklar kireçli topraklara oranla, tınlı topraklar killi veya kumlu topraklara oranla kimyasal gübreleri daha yarayışlı kılmaktadırlar.

6. BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNİN GÜBRELENMESİ

Hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda gerçekleştirilen analiz sonuçlarına göre yapılabilmektedir. Aşağıda söz konusu bitkilerin yetiştirildiği bölgelerin toprak ve iklim şartları ile bitkilerin beslenme istekleri göz önünde tutularak önerilen gübreleme proğramları herhangi bir toprağın analiz sonucuna dayanmayan, toprağın organik madde ve besin elementlerince fakir olduğu kabul edilerek yapılmış tahmini önerilerdir. Organik madde kaynağı olarak piyasada bolca bulunan ticari hümik asitler kullanılabileceği gibi sonbaharda dekara 1-3 ton iyi yanmış ahır gübresi veya 0.3-0.5 ton iyi yanmış tavuk gübresi verilip hemen sürülerek toprak altına karıştırılmalıdır.

6.1. Buğdayın Gübrelenmesi

Buğday bitkisi kumlu ve organik topraklar hariç, ince tekstürlü topraklardan ağır killi topraklara kadar her çeşit toprakta, özellikle kalsiyum ve organik maddece zengin topraklarda iyi yetişir. Buğday için ideal toprak pH’sı 6 civarıdır. Tuzsuz, fazla kireçli olmayan, humusça yeterli, tınlı, killi-tınlı topraklar arzulanır. Taban suyu seviyesinin yüksek olmadığı, makro besin elementleri (azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt) ile mikro besin elementlerinin (demir, çinko, mangan, bakır, bor, molibden, klor) yeterli ve dengeli oranlarda bulunduğu topraklar buğday ve diğer tahıllar için en ideal topraklardır. Toprak analiz sonuçlarına göre hangi besin elementi eksik ise onu taşıyan gübre uygun zamanda ve miktarda toprağa veya bitkiye uygulanır.

Kıraçta buğday-nadas-arpa-nadas münavebesi uygun iken, sulanan arazilerde fasulye- şeker pancarı, buğday, ayçiçeği (veya mısır) münavebesi iyi bir rotasyon modelidir. Buğday vejetasyon süresi boyunca dekardan (1000 m2) yaklaşık 500 ton su tüketmektedir. Orta Anadolu için en uygun ekim tarihi 10 Ekim - 10 Kasım tarihleri arasıdır. Uygun ekim derinliği ise 5-6 cm’dir.

Toprak analiz sonuçlarına göre fosfor noksan çıkmışsa taban gübresi olarak mibzerle DAP gübresi verilir. DAP’ta buğdayın ilk gelişim dönemi için gerekli azot bulunduğundan ekimde DAP ile beraber başka azotlu bir gübre verilmez. Toprakta fosfor yeterli düzeye

Referanslar

Benzer Belgeler

(Mantar için Ca hariç) Mikro Besin Elementleri Fe, Mn, Zn, Cu. B, Mo, Cl, Ni + (Mantar için B hariç) + Mikro Besin Elementleri Na, Si, Co

Toprak çözeltisinde bulunan iyonlar ise kök etki alanına Kitle Hareketi ve Difüzyon ile taşınır...  Kitle hareketi ile iyonların kök

Kontrol ve HT gruplarına ait serum Cu/Se düzeyleri ortalama ± standart hata (SE) olarak verildi, *p&lt;0,05 (Mann-Whitney U-testi)... Kontrol ve HT gruplarına ait serum

“Makro besin maddeleri ” Hidrojen, Karbon, Oksijen, Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Kükürt olup, bitkilerin büyüyüp gelişebilmeleri için gerekli olan ve

ĠĢte bunu sağlamak ve bol-kaliteli ürün olmak için mutlak gerekli besin maddelerini içeren materyallerin toprağa verilmesine genel anlamıyla GÜBRELEME , bunun

Yapay indikatörler metil oranj, turnusol ve fenolftaleindir...

Dokuzuncu bölümde (“The CUP Consolidates Its Revolution”, s. 279-288) “hürriyet”in ilan›ndan sonra Jön Türlerin, ‹ttihad ve Terak- ki Cemiyeti’ni “devletin ruhu”

olmaksızın var olması imkansızdır; ancak akıldan ve aklî alemden daha basit bir şey [vardır], 72 151 ve bu şeyin üstünde olan başka hiçbir şey yoktur; çünkü o