• Sonuç bulunamadı

Sivil Toplum Öncelikleri ve 2015 Türkiye G20 Başkanlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Sivil Toplum Öncelikleri ve 2015 Türkiye G20 Başkanlığı"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

Sivil Toplum Öncelikleri ve 2015 Türkiye G20 Başkanlığı

Bu bilgilendirme notu, 2009 ve 2014 yılları arasında düzenlenen G20 toplantıları için ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları tarafından yapılmış öncelikli politika tavsiyelerinin bir özetini içermektedir. Doküman, geçmiş tavsiyeleri Türkiye'nin 2015 yılı G20 Başkanlığı gündemiyle karşılaştırmakta ve bu tavsiyelerin G20'nin 2015 gündemiyle örtüştüğü noktaları vurgulamaktadır. Bu bilgilendirme notu, daha sonra C20'nin 2015 gündemini kararlaştırma noktasında halka açık bir istişare sürecinin temelini oluşturacaktır.

Sivil Toplum - G20 İşbirliği: Arka Plan

Dünyanın dört bir yanından sivil toplum kuruluşları, 2008 yılında Devlet Başkanları düzeyinde bir zirve haline gelen G20 ile işbirliği yapmak üzere birlikte çalışmaktadır. Bu işbirliğinin ilk örneklerinden biri, 2009 Londra zirvesinden önce G20 gündemi ile ilgili olarak İngiltere hükümeti üzerinde etki yaratmayı amaçlayan İngiltere menşeli bir SGK işbirliği projesi olan “Put People First” koalisyonudur. Bu tarihten beri yıldan yıla resmi ve gayriresmi koalisyonlar yapılarak, G20 ülkelerini ve dünyanın diğer ülkelerini etkileyen G20 kararlarıyla ilgili sivil toplum perspektifleri ortaya konmaktadır.

Yıllar içerisinde aralıksız devam eden G20 toplantılarında sivil toplum ile işbirliği yapmanın önemi gitgide daha fazla anlaşıldı. Güney Kore (2010) ve Fransa (2011) Başkanlıkları kapsamında daha yapısal bir işbirliği gerçekleşti. Bilhassa 2012 yılındaki Los Cabos zirvesi öncesinde ve esnasında Meksika Başkanlığı, Meksika hükümeti ve sivil toplum temsilcileri arasında bir işbirliği sürecine şahit oldu.

Sivil toplum kuruluşlarının G20 süreçlerine katılımı ilk kez 2013 yılında resmi bir boyut kazandı. İlk C20 organizasyonu ('Sivil 20' ya da 'Sivil Toplum 20') Rusya G20 Başkanlığı eşgüdümünde Rus sivil toplum kuruluşları desteğiyle gerçekleştirildi. C20, ulusal ve uluslararası sivil toplumun görüşlerini yansıtan bir platform olarak düzenlendi. Amacı, "Rusya başkanlığı resmi gündeminde ifade edilen öncelikler baz alınarak global sivil toplum, siyasiler ve karar verici makamlar arasında verimli bir diyalog" sağlamak olarak belirlendi1. 2014 yılında Avustralya sivil toplumu ikinci C20 organizasyonunu düzenledi. Şu anda organizasyonunun sorumluluğu, C20 2015'i düzenleme sürecinde bulunan Türk sivil toplum kuruluşlarına geçmiş durumdadır.

Sivil toplum G20 politika tavsiyeleri, 2009-2014 özeti

Yukarıda ana hatlarıyla açıklanmış olan ortak destek çalışmaları kapsamında sivil toplum kuruluşları hem bireysel hem de ortaklaşarak yıllık bazda politika tavsiyeleri hazırladı. Bu tavsiye kararları farklı formatlarda yayınlanmış olup bunların tümü G20 politikaları üzerinde etki yaratmayı amaçlamaktadır.

2015 C20 Yürütme Kurulu, 2009'dan bu yana sivil toplum G20 destek çalışmalarını inceledi. Bu inceleme çalışması Oxfam, Save the Children ve Action Aid gibi bağımsız sivil toplum kuruluşları ve

1 "Rusya Sivil Toplumu 2014." Erişim Tarihi: 26 Kasım 2014 http://www.g20civil.com/summit2013/

(2)

2 aynı zamanda Bond, Interaction ve GCAP gibi ağ kuruluşları tarafından hazırlanmış halka açık bir dizi G20 savunuculuk belgesine dayalı olarak yapıldı. Çalışma aynı zamanda 2013 ve 2014 C20 organizasyonlarına ait resmi tavsiye kararlarını içermektedir. İncelenen kaynak listesinde eksiklerin olabileceği kabul edilse de, ağırlıklı olarak uluslararası STK’ların ve ağların yayınlarına dayalı olan bu analiz, dünyanın farklı kesimlerinden gelen sivil toplum kuruluşlarının yıllar içerisinde öncelik vermiş olduğu konularla ilgili bazı ilgi çekici detaylar sunmaktadır. Bu analizden ortaya çıkan ana temaların ve alt temaların özeti Ek 1'de yer almaktadır.

Aşağıda, 2009-2014 yılları arasında G20 için hazırlanmış sivil toplum politika tavsiyelerinde yer alan öncelikli konu başlıklarının ana bir özeti yer almaktadır.

Yönetişim

Yönetişim konuları, sürecin en başından beri sivil toplum kuruluşları için öncelikli bir alan oldu.

G20'nin şeffaflığının arttırılması yönündeki çağrılar 2009 yılındaki Londra zirvesinden günümüze kadar hazırlanmış sivil toplum politika tavsiyelerinin ortak özelliği oldu.

Her ne kadar Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi çeşitli uluslararası mali kuruluşlar (UMK) için sivil toplumdan uzun zamandır reform çağrıları gelmiş olsa da, 2007/08 mali krizi bu çağrıların sesini daha da yükseltti. Bilhassa bu kapsamda UMK’ların ve en az gelişmiş ülkelerin katılımlarının arttırılması yönünde bir tavsiye kararı yer aldı.

2010 sonrası bu politika odağının yerini yönetişim ile ilgili diğer konular aldı. 2010'dan bu yana yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık, sivil toplum öncelikleri olarak daha ön plana çıkmış durumdadır.

Bu kapsamda madencilik sanayilerinde şeffaflığın arttırılması ve dış yolsuzlukların üzerine gidilmesi konularında spesifik çağrılar yer almaktadır. Örneğin 2011 yılında, sivil toplum ittifaklarından biri, G20'den "1 Ocak 2012 tarihine kadar yurtdışı rüşvet suçlarını cezalandıracak ve kayıtdışılığı

yasaklayacak yasalar yapma ve hayata geçirme; suç ve illegal paranın sığınmasına mahal vermeyecek politikaları güçlendirme; şeffaf ve izlenebilir kamu finans yönetim sistemleri oluşturma" çağrılarında bulundu.2

Yolsuzluğu önleme konusunda çalışma yapan global sivil toplum kuruluşları, G20 Yolsuzluğu Önleme Çalışma Grubu ile güçlü bir işbirliği tesis ederek çok önemli bir aşama kaydetti. 2014 yılında C20 Yönetişim Grubu, kapsamında "G20 ülkelerinde kamu sektörü ve özel sektörde muhbir koruma mevzuatı, çalıntı mal aklama ve yolsuzluk yapan memurlara memuriyet yasağı getirilmesi konularında Yolsuzluğu Önleme Eylem Planı taahhütlerinin yerine getirilmesine" yer veren ayrıntılı tavsiye

kararları hazırladı.3 İttifak aynı zamanda G20 Yolsuzluğu Önleme Grubuna, kamu sektörünün şeffaf, dürüst ve hesap verebilir nitelik taşımasına öncelik vermesi çağrısında bulundu.4

Vergi

2 "Cannes Zirvesi için Tavsiye Kararları" InterAction G8/G20 Çalışma Kolu.

3 “C20 Yönetişim Çalışma Grubu: bilgi notu.” http://www.c20.org.au/wp- content/uploads/2014/04/Governance-background-paper.pdf

4 "G20 Yolsuzluğu Önleme Çalışma Grubu: 2015-2016 öncelikleri tasarısı:" http://www.c20.org.au/wp- content/uploads/2014/05/C20-ACW-Public-Sector-TransparencyIntegrityAccountability-final.pdf

(3)

3 Vergi, Cannes zirvesinde 2011 yılının genel yönetişim temasının altında ayrı bir alt başlık olarak karşımıza çıkıyor. Bu konu, sivil toplumu 2011-2014 döneminde meşgul eden temel bir konu başlığı haline gelmektedir. Bu konu, gelişmiş ülkelerde mali krizin sonucu olarak kemer sıkma tedbirleriyle ve vergi kaçırma ve vergiden kaçınma durumlarına karşı gittikçe müsamahasızlaşan politikalarla karşı karşıya olan vergi mükelleflerini ele almaktadır. Diğer taraftan da bu uygulamalarla ulusal gelir kaybı yaşayan, bunun neticesinde gelirleri ve temel hizmetlere yatırım yapma kabiliyeti sekteye uğrayan gelişmekte olan ülkeler ele alınmaktadır.

Bu alt başlık kapsamında ana tavsiye kararları maden işleme sektörlerinin şeffaflığının arttırılması, lehdar mülkiyet kavramının kamuoyunda bilinir hale getirilmesi, ülke bazında gelirlerin ve şirketlerin ödediği vergilerin rapor edildiği bir sistemin geliştirilmesi ve “vergi cenneti” konusunu ele alacak mevzuatın oluşturulması yönündedir. Bu tavsiye kararlarından bazılarının hayata geçmesi zaman aldığından, 2013 ve 2014'te gelişmekte olan ülkelere kendi vergi sistemlerini kurma ve vergi müzakerelerinde söz sahibi olma noktasında destek verilmesine daha fazla yoğunlaşılmaktadır.

Örneğin C20 2014, gelişmekte olan ülkelerin süregelen BEPS (Vergi Tabanındaki Erozyon ve Örtülü Kâr Transferleri) görüşmelerine dahil edilmesi ve otomatik bilgi paylaşımı ile ilgili yeni standartların bu grubu da kapsamına almasının sağlanması çağrısında bulundu.

Kalkınma yardımları

Sürecin en başından beri sivil toplum, kalkınma yardımlarına katkıda bulunmaya devam etmeleri için G20 ülkelerine çağrıda bulunmaktadır. İlk zirvelerde, Düşük Gelirli Ülkelerin (DGÜ) mali krizle başetmelerine yardımcı olma adına G20'nin 50 milyon $ yardımda bulunma taahhüdüne karşılık sivil toplum, bu tutarın nasıl sarf edileceğine dair daha şeffaf olması yönünde G20’ye belli çağrılarda bulundu.

2010 yılından itibaren G20'ye, kendi kalkınma gündemini hazırlaması ve Mali İşlem Vergisi (MİV) gibi yenilikçi kalkınma fonları kullanması çağrılarında bulunuldu.

2009 itibariyle sivil toplum kuruluşları aynı zamanda G20'nin, diğer uluslararası forumlar aracılığıyla da taahhütlerinin arkasında durmasını sağlamaya çalıştı. Bu kapsamda Milenyum Kalkınma Hedefleri (MKH) ve Yardım Etkenliği Hakkındaki Paris Deklarasyonu kapsamında taahhütlerde bulunulması ve aynı zamanda 2015 sonrası çerçevesinin geliştirilmesinde pozitif bir rol oynanması yer aldı.

Temel hizmetlere erişim

2009 yılında yapılan ilk zirveden bu yana sivil toplum kuruluşları hemen her zirvede G20 liderlerini, kapsamlı temel hizmet yatırımlarını arttırmaya ve sosyal koruma zeminlerini hayata geçirme noktasında DGÜ'lere destek vermeye davet etti. Süreç odağı ağırlıklı olarak sağlık, eğitim ve sosyal koruma üzerinde oldu.

Daha yakın geçmişte G20 ülkelerine, daha iyi kamu hizmetlerinin verilmesine destek olmak amacıyla vergi tabanlarını genişletme ve daha fazla gelir üretme yönünde tedbirler alma çağrısında

bulunuldu. Ayrıca kamu hizmetleri ile ilgili kaynakların nasıl sarf edildiği ile ilgili artan bir endişe söz konusu olup Kamu-Özel Sektör Ortaklıklarını (KÖO) riskin sosyalleşmesine ve kazancın özelleşmesine karşı koruma amaçlı tavsiyeler geliştirildi. Son olarak 2014'te, hizmet sunumunun eşitsizliği azaltma ve yoksulluğu hafifletme aracı olarak kullanılması yönünde açık bir çağrı görüyoruz.

(4)

4 İstihdam

2009 ve 2010 zirvelerinde, ekonomik kriz ve artan işsizlik bağlamında istihdam yaratma ve insana yakışır iş konularına güçlü bir sivil toplum odağı söz konusu oldu. Örneğin Seul Zirvesinde, İngiliz menşeli bir STK bilgi notunda, insanları yeniden iş hayatına kazandırmaya yönelik teşvik uygulamalarının kullanılmasının önemi vurgulandı. Adil ve sürdürülebilir istihdam, işgücüne katılımı ve iş hayatına girişi arttırmaya yönelik destekleyici tedbirler, iş hayatına girişte cinsiyet ayrımının giderilmesi, ve sosyal haklar ve çalışma şartları başlıkları tümüyle, istihdam konularıyla ilgilenen sivil toplum işbirliğinde sıkça gündeme gelen maddeler oldu. Son yıllarda, bilhassa gençler ve kadınlar için eğitim ve öğretime yapılan yatırımlarda artışa gidildiğini görüyoruz.

İklim değişimi

Her ne kadar iklim konuları geleneksel olarak G20'nin değil, UNFCC'nin sorumluluk sahasında olarak görülse de iklim değişikliği 2009 yılında bu yana bir sivil toplum önceliği oldu. İlk zirvelerde bu durum, G20'den, mali krize tepki olarak "çevresel toparlanma" programı hazırlama talebinde bulunulması olarak tezahür etti. G20 liderlerine mütemadiyen, temel olarak küresel ısınmayı belli bir eşiğin altında tutmak amacıyla (her ne kadar bu eşiğin ne olması gerektiğine dair bir nebze anlaşmazlık olsa da) emisyonları düşürme hedeflerini desteklemek suretiyle UNFCCC süreci içerisinde önderlik yapmaları çağrısında bulunuldu. Ayrıca G20'ye, yeşil ve sağlıklı bir ekonomiye geçiş sürecine önderlik yapmak amacıyla fosil yakıtı bütçelerinde kesintiye gitme, yenilenebilir enerji teknolojilerine yatırım yapma süreçlerini yönlendirmeleri noktasında yapılmış çağrılar da vardır.

2010 yılında ilk kez G20'ye mali işlem vergisi (MİV) ya da gemi emisyonları vergisi gibi yenilikçi finansman arayışına girmeleri yönünde yapılmış spesifik çağrılar görüyoruz. 2011'de, gıda güvenliğine dair artan odak bağlamında biyo-yakıt teşviklerine son verilmesi yönünde çağrılar görüyoruz.

Gıda güvenliği

2009 G8 zirvesinde L'Aquila Gıda Güvenliği Projesinin yürürlüğe konmasıyla birlikte gıda güvenliğinin ilk kez başlı başına bir sivil toplum politika tavsiyesi olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Tavsiye

kararlarının başlangıç odağı L’Aquila taahhütlerinin5 hayata geçirilmesi ve finanse edilmesidir, bu kapsamda dünya liderleri gıda güvenliğinin sağlanması, etkin koordinasyon, ülke programların desteklenmesi, çok uluslu kurumların faaliyet alınması ve sürdürülebilir ve şeffaf çıktılar üretilmesi konularına yönelik kapsamlı bir yaklaşım geliştirmeyi kabul etmiştir.

2011 Afrika yiyecek krizi sonrası odak genişliyor. Sivil toplum politika tavsiyeleri kapsamında artık beslenmeyi geliştirmeye yönelik politikalar üretilmesi, küçük ölçekli tarım yatırımlarının arttırılması, gıda fiyatlarındaki dalgalanmayı azaltılması, biyo-yakıt teşviklerinin ortadan kaldırılması ve global arsa alımlarında şeffaflığı arttırmaya yönelik projeler yer almaktadır.

Kapsayıcı büyüme

Kapsayıcı büyüme kavramı ilk kez 2011 yılında G20 için bir sivil toplum tavsiyesi olarak ortaya çıktı.

Özetle bu kavram, G20'nin, politikaları vasıtasıyla hem büyümeyi teşvik etme hem de eşitsizliklerle

5 ‘Gıve Güvenliği ile ilgili L’Aquila Ortak Bildirimi’:

http://www.g8italia2009.it/static/G8_Allegato/LAquila_Joint_Statement_on_Global_Food_Security%5B1%5D,0 .pdf

(5)

5 mücadele etme yönündeki iradesini görme arzusunu yansıtmaktadır. C20 2013, kapsayıcı büyümenin G20 çerçevesinin resmi bir dayanağı haline getirilmesi yönünde çağrıda bulunmuş, 2014 C20 ise bir G20 Eşitsizlik Çalışma Grubunun kurulması yönünde tavsiye kararı çıkarmıştır. Bu kapsayıcı yaklaşımın ayrıca sonraki zirvelerde temel hizmetler, vergi adaleti ve iklimi konularındaki diğer tavsiye

kararlarında da geçtiğini görüyoruz.

Cinsiyet

Cinsiyet eşitliği sivil toplum ve aynı şekilde G20 tarafından mütemadiyen ortak bir konu olarak ele alınmış durumdayken 2014 C20 Bildirisinde başlı başlına bir konu başlığı olarak yer buldu.6 Bu çerçevede şu çağrılarda bulunuldu:

Tüm G20 politikalarının kadınlar ve erkekler üzerindeki farklı etkilerini hesaba katmaları, G20 liderlerinin kadınlar, engelliler ve gençler sürecin odağında olmak kaydıyla istihdam, eğitim, öğretim ve yerel istihdam olanakları ile ilgili ülke eylem planları hazırlamaları.

Diğer

Yukarıda ana hatlarıyla açıklanmış kapsamlı ana konu başlıklarına ilave olarak, sivil toplum politika tavsiyelerinde başka konular da yer bulmaktadır:

2011 yılında G20'ye, yoksulluk ve sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde altyapı projeleri geliştirme yönünde çağrıların yapılmaya başlandığını görüyoruz. Bu çağrıyla birlikte genellikle şeffaflığın ve altyapı projelerinin hesap verilebilirliğinin arttırılması yönünde bir talep gelmektedir. 2013 ve 2014'te bu durum, G20'nin altyapı yatırımlarına yönelik ortak global geliştirmesi yönünde bir tavsiye kararı olarak açıklandı.

Mali kapsamlılık, ilk zirvelerden bu yana sivil toplumun düzenli olarak öne sürdüğü bir politika tavsiyesi olmuş, ilgili tavsiyede G20'nin Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri (KOBİler) ve Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri (MKOBİler) kapsayacak şekilde mali kapsamlılığı geliştirmeye yönelik hedefler belirlemesi yönünde ufak bir değişim söz konusu olmuştur.

Her ne kadar sürecin odağı ticaretin DGÜler için bir kalkınma aracı olarak kullanılması (örneğin DGÜler için vergisiz ve kotasız piyasa erişiminin arttırılması suretiyle) üzerinde olsa da ticaretle ilgili belli konu başlıkları gelişigüzel olarak ortaya çıkmaktadır.

Türkiye G20 Başkanlığı

2014 Avustralya Başkanlığı sonrası Türkiye 1 Aralık 2014 tarihinde G20 Başkanlığını teslim aldı.

G20’nin Türkiye başkanlığının süresi ile ilgili öncelikleri de ayrıca açıklandı. Türkiye Başkanlığının genel teması kapsayıcı ve güçlü büyüme yönünde ortak eylem geliştirilmesi olacaktır. G20 taahhütlerinin hayata geçirilmesini sürdürerek ve büyümeyi teşvik etmeye yönelik yatırımlar yaparak, G20'nin daha kapsayıcı bir kurum haline getirilmesi yönünde güçlü bir odak olacaktır.

2015 gündeminin üç ana maddesi şunlardır:

1. Ekonomik direncin geliştirilmesi

6 C20 bildirisi: http://www.c20.org.au/wp-content/uploads/2014/06/c20-Communique-AUG-2014-2-2.pdf

(6)

6 2. İyileşme sürecinin güçlendirilmesi ve potansiyelin arttırılması

3. Sürdürülebilirliğin güçlendirilmesi.

Bu öncelikli alanlar altında şu alt başlıklar yer almaktadır: kalkınma, yatırım, makro politika eşgüdümü, istihdam, küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi, ticaret, mali düzenleme, uluslararası finans mimarisi, uluslararası vergi, yolsuzlukla mücadele, enerji sürdürülebilirliği ve iklim değişimi finansmanı.

Türkiye'nin resmi G20 öncelikleri ve sivil toplum politika öncelikleri

Türkiye Devleti tarafından G20 2015 için belirlenmiş resmi öncelikler ile sivil toplum tarafından 2009 yılından bu yana öngörülen politika öncelikleri arasında net ortak yönler mevcuttur. Örneğin:

Kalkınma ile ilgili olarak Türkiye, ortak bir strateji ekseninde kapsayıcı ve güçlü bir büyüme politikası izleme ihtiyacının altını çizdi. 1 Aralık 2014 tarihinde Türkiye G20 Başkanlığı şu bildiriyi yaptı:

"Uluslararası düzeyde, Gelişmekte Olan Düşük Gelirli Ülkelerin (GDGÜ) karşı karşıya olduğu zorluklar G20 tarafından daha vurgulu olarak dile getirilecektir. Bu konu, Türkiye Başkanlığının tanımlayıcı niteliklerinden biri olacaktır." Sivil toplum kuruluşları, G20 ülkelerine yıllardır kapsayıcı kalkınma uygulamaları yürütme çağrısında bulundu. Eşitsizliklerle mücadele edilmesi ve gelişen ülke ticaret politikaları ve anlaşmaları çağrısında bulunulması aynı şekilde sivil toplum için öteden beri birer önemli odak noktası durumundadır. Uygulamaya bakıldığında 2009 yılında Put People First Policy Platform (Asıl Öncelik İnsan Politika Platformu), 2013 yılına kadar ulusal gelirin %0,7'sinin tahsis edilmesiyle küresel yoksulluğa ve eşitsizliğe son verilerek fakir devletlerin kendi ekonomilerini yönetme sorumluluğunu almalarına ve gelişmekte olan ülkelere ekonomilerini liberal hale getirme ve devlet denetimini kaldırma noktasındaki baskının durdurulmasını sağlama çağrısında bulundu. 2013 Civil 20 sürecinde, içerisinde eşitsizlikle mücadele ile ilgili G20'ye yönelik ayrıntılı tavsiye kararlarının yer aldığı önemli bir rapor hazırlandı7. Mali kapsamlılık bağlamında, yoksullar için mali hizmet elverişliliğini arttırmaya yönelik tavsiye kararları da alınmıştır; örneğin 2010 yılında Interaction G8/G20 grubu tarafından alınmış tavsiye kararı bunlardan birisidir.

Ticaret bağlamında Türkiye, Bali Ticareti Destekleme Anlaşmasına destek verdi. Anlaşma, gelişmekte olan ülkelere ticaret engellerini ve ithalat tarifelerini düşürme çağrısında bulunmaktadır. Aynı zamanda gelişmiş ülkelerden, tarım ürünleri üzerindeki yüksek kotaları kaldırmalarını talep etmektedir. Ticaret ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşları gelişmiş ülkelere, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerden gelen ürünler için ticaret engellerini azaltmaları çağrısında bulunmuştur. Türkiye tarafından belirlenmiş öncelikler ile sivil toplum politikası talepleri arasında yer alan ufak çaplı çatışmaya rağmen politika çözümleri, az gelişmiş ülkelerden gelen tarım ürünleri üzerindeki kotaların kaldırılmasına yoğunlaşabilir.

İstihdam ile ilgili olarak Türkiye Başkanlığı, kaliteli istihdam olanakları yaratarak, fırsat ve yatırımları arttırarak kadınların ve gençlerin işgücüne katılımlarını arttırma ihtiyacına vurgu yapmaktadır. Bu kaygı, sivil toplum kuruluşlarının 2009 yılında bu yana hazırladığı politika tavsiyeleri ile örtüşmektedir.

Sivil toplum kuruluşları, beşeri maliyeti düşürürken diğer yandan herkes için iş olanaklarının yaratılmasına yer veren çevreci iyileştirme planının (“green recovery plan”) oluşturulması çağrısında bulundu. Sivil toplum kuruluşları aynı zamanda kapsayıcı büyüme ve cinsiyete göre ücret

7 http://www.hse.ru/en/org/hse/iori/civil20taskforce

(7)

7 dağılımındaki eşitsizliği ortadan kaldırarak, asgari ücreti yükselterek, kapsamlı sosyal koruma zeminlerini hayata geçirerek ve üretim ekonomilerine yatırım yaparak cinsiyet eşitsizliğinin azaltılması çağrısında bulundu. Tüm bu tavsiye kararları bu öncelik alanı ile net ortak yönlere sahiptir.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ), hedeflerinden ikisini KOBİ yatırımlarının arttırılması ve KOBİlerin global değer zincirlerine katılımının geliştirilmesi olarak belirlemiş 2015 G20 Başkanlığı için net bir öncelik alanıdır. Bu konu aynı zamanda, öteden beri kadınlar ve dışlanmış gruplar için istihdam olanaklarına erişimin arttırılması çağrısında bulunmuş olan sivil toplum kuruluşları için de bir ilgi alanıdır. Sivil toplum aynı zamanda, tarım yatırımlarının, sürdürülebilir küçük çaplı tarımı istihdamı ve gıda güvenliğini arttırma vasıtası olarak destekleyecek şekilde yeniden yapılandırılması çağrısında bulunmaktadır. Olası ortak kesişme alanları arasında sosyal girişimcilik gibi modellerle sosyal bir ekonominin geliştirilmesini destekleme yer almaktadır.

Yatırım bağlamında G20 başkanlığı, kalkınma bankaları ve özel sektör yatırımcıları arasında daha ileri bir işbirliği kurulması çağrısında bulunmaktadır. Sivil toplum kuruluşları daha çevreci bir ekonomiye yatırımlar yapılması, eşitsizliğe son verme üzerinde daha fazla durulması ve kadınları ve yerel toplumları tüm karar verme mekanizmalarına dahil ederek uluslararası sosyal ve çevresel standartların yakalanması çağrısında bulunmuştur. 2013'deki St. Petersburg Zirvesinde aynı zamanda,

"tarım ve kırsal altyapıya yapılan kamu yatırımlarının ve özel yatırımların arttırılması" üzerinde de duruldu.

Türkiye Başkanlığı aynı zamanda 2015 enerji politikası bağlamında kalkınmaya daha ağırlık verdi. Bu yaklaşım, sürdürülebilir çevre için hayati bir öncü olarak yıllardır çevreci büyüme ve sürdürülebilir enerji çağrısında bulunan sivil toplum tavsiyeleriyle oldukça uyumludur.

İklim değişimi bağlamında Türkiye aynı zamanda, bilhassa iklim finansmanı alanı olmak üzere iklim değişimi müzakerelerine üst düzey bir istikamet kazandırma ihtiyacını vurguladı. Bu yaklaşım, 2009 yılından bu yana, UNFCCC liderliğindeki iklim değişimi müzakerelerinde G20 liderlerine daha güçlü bir liderlik çağrısında bulunmuş sivil toplum tavsiyeleriyle örtüşmektedir.

Sonuç: 2015 C20 gündemi için muhtemel ana başlıklar

2009 ve 2014 yılları arasında sivil toplum önceliklerinin yukarıda belirtilen analizine ve Türkiye devletinin G20 gündeminin analizine dayalı olarak, 2015 C20 gündemi için şu potansiyel ana başlıklar tasarlanmıştır. Bu ana başlık listesi Türkiye G20 gündemine göre yapılandırılmış olup bu zamana kadar G20 sivil toplum desteği bağlamındaki başlıca tüm ana başlıkları içermektedir. Bu liste, son şekline getirilmiş C20 Gündemini belirleyecek olan halkla istişare sürecinin temelini oluşturacaktır.

Süreç ile ilgili daha fazla bilgi için lütfen C20 websitesini ziyaret ediniz.

1. İyileşme sürecinin güçlendirilmesi ve potansiyelin arttırılması - Kapsayıcı büyüme

- İstihdam (ufak ve orta ölçekli işletmeler dahil) - Ticaret

- Temel sosyal hizmetler

(8)

8 2. Ekonomik direncin geliştirilmesi

- Uluslararası mali kurum reformu - Vergi adaleti ve şeffaflık

- Yolsuzluğu önleme ve şeffaflık - G20 izlenebilirliği

3. Sürdürülebilirliğin güçlendirilmesi - 2015 sonrası kalkınma çerçevesi - Kalkınma finansmanı

- Altyapı yatırımları - Mali kapsamlılık - Gıda güvenliği - İklim finansmanı - Yenilenebilir enerji 4. Cinsiyet

- İstihdam (ufak ve orta ölçekli işletmeler dahil) - Temel sosyal hizmetler

- Sosyal Güvence - Gıda güvenliği

(9)

9 Ek 1: Sivil toplum politikası ana başlıklarının analizi

2014 yılı sonlarına doğru C20 Türkiye Yürütme Kurulu üyeleri tarafından bu bilgi notunun temelinde yer alan sivil toplum politikası ana başlıklarının bir analizi yapıldı. Bu çalışma Oxfam, Save the Children ve Action Aid gibi bağımsız sivil toplum kuruluşları ve aynı zamanda Bond, Interaction ve GCAP gibi ağ kuruluşları tarafından hazırlanmış halka açık bir dizi G20 destek belgesine dayalı olarak hazırlandı. Çalışma aynı zamanda 2013 ve 2014 C20 organizasyonlarına ait resmi tavsiye kararlarını içermektedir.

İncelenen kaynak listesinde eksiklerin olabileceği kabul edilse de, ağırlıklı olarak uluslararası STKların ve ağların yayınlarına dayalı olan bu analiz, dünyanın farklı

kesimlerinden gelen sivil toplum kuruluşlarının yıllar içerisinde öncelik vermiş olduğu konularla ilgili bazı ilgi çekici detaylar sunmaktadır. Resmi bir format sunmak yerine bu tablo, 2009 yılından bu yana G20'ye iletilmiş sivil toplum politika kararlarında ana konu başlıklarının ve alt başlıkların kaba bir dağılımını sunmayı amaçlamaktadır.

Görüldüğü üzere bu eksiksiz veya kapsamlı bir liste değildir ve bazı konular arasında net ortak yönler mevcuttur.

Yıllar genelinde C20 önceliklerinin genel bir panoramasını sunmaya çalışırken tablo aynı zamanda müzakere ve tartışma alanları açmaktadır. Bugüne kadar tartışılmış olan temel konu başlıklarını ve sonraki zirvelerin gündemine dahil edilmesi veya farklı başlıklar altında değerlendirilmesi gereken eksik konuları ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Yönetişim Vergi Kalkınma

yardımları

Temel hizmetler

İstihdam İklim değişimi Gıda güvenliği Diğer

G20 Şeffaflığı

Uluslararası mali kurum reformu

Yolsuzluğu önleme ve şeffaflık

Vergi şeffaflığı Vergi adaleti

Kalkınma finansmanı

Kalkınma çerçevesi

Sağlık Eğitim

Sosyal güvence

İstihdam yaratma

İnsana yaraşır iş

Eğitim ve öğretim

Kadın ve gençler için fırsat eşitliği

Emisyonların azaltılması

Fosil yakıtı teşvikleri

Yenilenebilir enerji

teknolojilerine yatırım

İklim finansmanı

Beslenme

Küçük ölçekli tarım

Gıda fiyatlarında dalgalanma ve emtia

piyasalarında spekülasyon Biyo-yakıtlar Arsa alımları

Kapsayıcı büyüme Cinsiyet Altyapı Mali

kapsamlılık

(10)

10

Referanslar

Benzer Belgeler

Liberal Uluslararası Đlişkiler Teorisine Göre Sivil Toplum-Dış Politika Đlişkisi Klasik liberalizm, birey, toplum ve devlet ilişkilerinde kişilerin özgürlüğünü

Tablo 3 ve Tablo 4 beraber değerlendirildiğinde ise Türkiye’de kişilerin sivil toplumu demokrasinin öncelikli bir boyutu olarak görmedikleri ve dolayısıyla

Proje, engelli bireyler için çalışan STK’ların ve engelli bireylerin sanat ve kültür alanlarındaki, özellikle de sinemadaki karar alma süreçlerine katılımlarını artırmak

Birleşmiş Milletler Demokrasi Fonu (UNDEF) tarafından desteklenen “Türkiye’de Sivil Toplum Diyaloğunun Güçlendirilmesi” projesi kapsamında yapılan

Türkiye’de faaliyet gösteren bu tarz gönüllü kuruluşlar ile diğer sivil toplum kuruluşlarını hukuki düzenlemelerine göre; dernekler, vakıflar, meslek örgütleri

Araştırmada bakım verenin eğitim düzeyinin bakım yü- künü etkilediği, eğitim düzeyi okuma-yazma düzeyinde olanların bakım yükü puan ortalamalarının diğer gruplara

The average number of citations per publications (CPP) was defined as the total citation for the first 3 years (included the published year and the followed two years) over

Bu çalıĢmada DA motorunun zaman sabitesi dikkate alınarak her 1 ms’de bir performans eğrisi üzerinden ölçüm yapılarak motorun gerçek hızı ile referans