Sarkozy'nin neo-liberal politikaları, kriz ve işsizlikle karşı karşıya kalan kitleleri harekete geçirdi. Genel greve kamu ve özel sektör çalışanlarının kitlesel katılımı beklenirken, halkın yüzde 75'inin grevi desteklediği belirtiliyor.
Fransa'da ocak ayının ilk haftalarında başlayan kitlesel eylemler yükseliyor. Yarın kamu ve özel sektör çalışanlarının katılacağı genel grevin özellikle Paris'te yaşamı durdurması bekleniyor.
Emekçiler "iş güvencesi" ve "alım gücünü korumak" istiyor.
Sarkozy'nin başkanlık koltuğuna oturduğu 2007 yılından bu yana gördüğü en büyük eylem olacağı bildirilen greve, demir ve hava yolları, haberleşme, basın, banka ve borsa çalışanlarının yanı sıra sağlık ve eğitim emekçileri de katılacak.
Borsada faaliyet gösteren şirketlerden süper marketlere kadar, özel sektör çalışanlarının da geniş katılım sağlayacağı grevde, milyonlarca emekçinin ortak talebi, "iş güvencesi" ve "alım gücünün korunması".
Sarkozy'nin "reformları" ekonomik durgunluk ve işsizlikle birleşince
Sarkozy'nin emekçi haklarına saldırı niteliği taşıyan neo-liberal "reform"larının yarattığı hoşnutsuzluk, genç nüfus arasında yüzde 10'a yaklaşan işsizlik ve ülkenin son yıllarda yaşadığı en şiddetli ekonomik durgunlukla birleşince, kitleleri harekete geçirdi.
Greve doğrudan katılan milyonlar kadar, destekleyenler de göz önüne alındığında, perşembe günü gerçekleşecek eylemlerin tarihi bir kitleselliğe erişmesi bekleniyor. Kamuoyu araştırmaları, nüfusun yüzde 70'inin genel greve destek verdiğini yansıtıyor.
Fransa 2009'a eylemlerle girdi.
Genel grev, kitlesel eylemlerin tırmanışa geçtiği bir döneme denk geliyor. Öğrencilerin ve eğitimcilerin aylar süren oturma eylemleri, grev ve gösterileri sayesinde "eğitim reformu"nun geri çekildiğini ve Paris'in ikinci büyük garında geçtiğimiz haftalarda yaşanan grevi hatırlatan gözlemciler, Ocak başından bu yana ülkeyi dolaşarak yaptığı "yeni yıl" konuşmalarıyla Fransa halkına seslenen Sarkozy'nin, halk tarafından pek de ikna edici bulunmadığının altını
çiziyorlar.
