Birindfafrin
SON
L Ü K K i .
ESKİ İSTANBVLDA:
f S / sf" Û t , ^;
Onanma geceleri
Culûs ve velâdet donanmaları - Kanadil encüm adil ve fevanisfj
Süreyya mesiller- Muharriri şehir Piyerlotinin kumandanı olduğu
Vautour şefi esi - Donanmacıhkta pek namlı olanlar: Valde
Paşa - Sadi Bey - Fuat Paşa - Operatör Cemil Paşa
Ya*au: Serme d M uhtar A lus
TE® ayranım» gübi, do- îi-ajn .iıa’ıar -ua iki karneydi: Cülûa donanması, villâ- d el t donanıma sı . Hünkârın tak ta çıkışının yıL dönümüne rast layan cülus do namması rumî a, yı tak ih eder vr 19 A ğustosa» hıiç şaşmaz, do ğuşuna rastla yan viltâdat do.,
nanması ise ka*, meri ayı güder, her
yıl
on gün gani kaldığın dan boyuna me* sim değişti-'irdi.Abdüihamidin tahta çıkıfı ve , dlolaşa, tâ Fındıklıdan YemkÖye saltanat sürmeğe başlayışı, dün
yaya gelişinden ve yaşayışından daha akdem tutulup daha caf caflı geçiştirilir, öbürü bunun yanmlda hayli sönük kalırdı
Hanedana mensub şehzadeler, sultanlar, s ar1 .ıym göz bebeği e- kâbir, bendegân yarışa çıkarlar; rütbeli, mevkili kişiler araya ka tıkarlar; solda sıfır olan kimseler de hulûs çakmak için topal eşek le kervarta karışırlardı.
Miladından beş altı gün evvel hazırlıklara başlanır. Kasırların, krnalklarin, köşklerin, yalıların heps inde şat çat ç a t! . . . Pat pat p a t !... Dülgerler keresteden tak S)atr, havaleler kurar; (Padışa hım şevketinle, satvetinle bin yaişa) levhalarını çakar; Osma niye ve Mecrdiy2 nisanlarının koca ikoca timsalleri dikilip kan dillerle süslenir; sıra sıra bay raklar dalgalandırılr.
Parasız pulsuz takım da, ka rarınca, (kolları sıvarlardı. Hiç değilse evnin cumbasına tek bay rağı, kapısının üstüne (Padişa hım çok yaşa) yazılı mıhlı mum sandağini, etrafına sekiz on fe neri asarlardı.
gün gelip çattı mı, gaze- talerin baş sayfalarını sey. redin:
Büyük büyük armalar, tuğra lar alitında boydan boya çerçe veler, içlerinde dualar, kıt'alar, beyitler. Tabı şairanesi mücer. rep kimesnel erin sütun sütun manzumeleri:
Meclisi maarif azasından fti- lâmn, Yanya vilâyeti sabık mek- tubî muavini fal,anın, Kerkük sancağı esbak tahrirat müdürü feşmekânm, Saliha Sultanın ağa. va/tmdan bilmem ne ağanın, Flo- rinalr Nazımın, Kesriyeli Sıtkmin (Katsaîdi tebrikiye) leri. Meselâ:
«Bir şaha malikiz ki tecelliî kudreti Hayran eder eazımtı erbabı hikmeti Cari zülâli marifeti her me-malike Asarı feyiz ve himmetinin yok nihayeti f i )
KiiîmiVt.m vezni, kafiyesi düz günce, kimi baştan asaya acemi harcı mısralar; pohpohlar...
ğk rtıik o akşam donanma, hazırlıklar tamam. Bir de bakarrsnn, kalıbsız fisinin altın da yazma mendil, kan ter içinde, toz toprağa batmış, traşı bir par. rnalk, bumburuşuk elbiseli, potin kundura!ı bîr «dam kapıya dam lar.
Kim olduğu kılık kıyafetinden bediîdir: Ceride muhbirli.
Adımını atmasile iskemle is temesi bîr olur. Zira Boğaziçin. de bulunuyorsa, yalıları dolaşa
lı)
«Tereiimarn Hakikat» gazetesinin 16 Şaban 25.1322 Teşrinievvel 1901
katibi i nüsftasiıutan aynen.
kadar yayan gelmiştir. Anadolu yakasında olur uluyorsa gene köşjkuL(ri sıralaya sıra la ya, tâ Çamjiucalardan Kozyatağına ka dar taban tepmiştir.
Bitik halde iskemleye çöker. Ölmüşlerin canı için su ister (A man bardakla ¿nardakla değil, tesıti'Ie getirin; kana kana içeyim) der. Sanki deşti Kerbelâdân kur tülmüş gibi, teatiyi dikip hepsini betirîr. (O o o h !) dedikten sonra 60 lık paketten ısigarayı sarıp bir 'iki nefes tellendirir teUlendirmez, cebinden bir kartvizit çıkarır. Kartta şu
yazılı-«Saibafı» gazetesi heyeti tah- rftr iyesinden K.
Bu yorgun, argın adamcağıza, avaîd olarak mecidiyeyi toka et tin ma, yapacağın (şehri âyin) in tafsilâttım ertesi sabahki «Sa bah» ta cku.
Ger'-k selâmlık ve gerekse ha. rem cihetleri önünde (gözleri kamaştıran lâyiiad ve lâyuhsa kanadili eııiüm adil ve fevanisi süreyya m e s.!) iler; (Taka zafer ni'taJkların fevkinde şule fişan o- Tan t efl’ ajbl narnyei muhtelifedem püskürmeler, çarhı felekler, ça nak nueih tabi arı, semapervaz ha vaî fişekleri). Bîr mecidiyeyi d a ha gözden çıkardın mı( tâbesa- baıh ehviyei lâtife terennüm eden inceŞaiz&ar, bando mızıka) 1ar; (züvvann sligara, limonata, şer. bf(t, dondurmalarla iza z) kılın dığı.
Konaklar, yalılar, köşkler a- j tasma sıkışmış nohud oda, b a k -' la â'ifailı evlerin sahihleri, yani topal) eşekle kervana karışan zü-
j
ğüırt takım, muhbir efendiyi dörti
gözle beklerler. Hemen karşıla yıp (çoban armağan«; çam sakı zı) olarak iki çevreği sunarlar.(Sana ubudiyete lâvıık ve emsa line İcat ender kat faik) senHk- lennt gazetenin Vîr V«narc'ğına koydbruıo yâr ve ağyara karşı caka «wtartardı.
rtesi gün çıkan bütün İs. )anbul gazeteleri (cü'lûsu meyameni menus) veya (V ilâ- deti pür meymenet) hava^isleri- 1e dokuydu. En başta (Şuunatı umutmıiye) serlevhası altınd'a:
Haimıldiye Hicaz şimendiferi, nıin M »an - Şam kısmı resmikü- şadı. İnşası muıkıtezayi iradei se- «viye olan (Dilsizler, âmâlar mek tebi.) nin Acıbademde vaz’ ı esas resmi. Şişlide, Etfal bas taban eli âl’lîsılnıd'e 25 nefer sübyana yapı lan hitam cemiyeti- H>*r>isbaın»i
umumide sülüs anı müddetini ik- mla'I etmiş 62 salısın sebillerinin tslbljlye edildiği. Ermeni patrik, handsinde âyin! ruhanî ve duaya
padşahînm yâd ve ifası..,. Bunlardan sonra sıra, şenlik lerini tafsilâtında'. Kodamanlar ylatrvıl Yıldızdan, Yenimahalle Ve S “Tencebey yokuşundan has lar. Ardımdan, kâşanelerin kâin
bulunduğu Ni şantaşı, Teşviki ye, Cüır.ujsuyu, ,fındıklı, Beşiık- Sas; sonra İstan. bul tarafı; daha ¿onra Boğaziçi, Anadolu yaka sı...
Dedik ya, ga zetede oku da geç, işit te inan ma. Bu yazılan ların yansı şişir me, yarısı dta tarnamüe mar
tavaldır, Bin. lerce fener, kan dil nerede?. . M evcini, bir itki yüzü geçmez. Saz, mızıku ne aırayiDir. Sivrisinek gibi vızıldayan fonograf bile kurulup pencereye konmamış; toru>nfıaır:ın Bonmarşe mallı, beş meeid'iyelik körüklü ça!gı«ı b ’lta çalınmamış. Limona ta, şerbet, dondurma ne arayor. Bir maşrahack su isteyenleri bile (yclk!) deyip savmışlar...
Düyunu umumiye, Osma.niîlı Bankası1, Anadolu ve Rumeli de. tır.llıyolu şirketi filân gibi mües- spırjljeırânı de donanmaya iştirak leri gazetelerde çıkaduruıdu B/irkaç yıjîl, en göze çarpacak yerde, aıyrı bir başlık altında şu haber de verîleee-k.t'i:
«F rama sefareti maiyetine memur (V autour) istasyoneri gündüz serapa bayraklarla do., natddığı gibi geceleyin elektrik
Eski İstanbnlda (onanma gecesi
(Baştaraft S inci sayfada) ziyalarile gayet parlak bir suret te tezyin edilmiş ve sefine ku mandanı muharriri şehir M ösyö Pierre Lotinin zatı şevketismatı hazreti şehriyariye fartı muha. leseti eseri olarak vapurun iki direği arasına gayet büyük sülüs hatla ve elektrik lâmbalarile ya . pımtş (Padişahım çok yaşa) lev-hai gurrası enzan ibtihact tenvir eylem ekte bulunmuştu. M ezkûr levhai duaiyenin manzarai dilâ-rast pek parlahtı.n ( * )
onanmacn!ıkta pek namlı-lar, en üste gelenler sayılı gibiydi: Bebekte Mısır HidKinin aıuıesi VaLde Paşa; Bostancıda Nafia nezareti muhasebecisi Sa di B ey; Feneryolunda Müşir Fu-
ad Paşa; en sonraları da opera tör Cemil Paşa.
VaCide Paşanın saihil! sarayın da, hiç mübalâğasız binlerce fe. ner. Rıhtımın önünde tahtadan dan telâ gibi oyulmuş, arabesk nıa(kı#'ı sdi|tun.lar, talklar, kemer- | Ser. Bir tarafta incesaz, bir ta
rafta orkestra. Karşıki dubalar, da dağlar gibi fişek. Gelen gide ne ikram, izzet g ırla ...
Sadi Bey tabiat sahibi, işıce zevkli bir zattı. Has bahçelerle omuz öpüşünü bahçesinin kapı şıma tadanlar, sarmaşık'! ar, çi. çeklerle bezenmiş talkliar kurar, içerideki tarhlara renk renk kar puz fenerler dizer, çamların dal lanma rengârenk kandiller ta. - kardı».
zevk, rindmeşreb amma lâubaliliğe hiç gelmez. Buyuran /başile beraber. Alaturka, ala
franga çalgıları dinlesin. Yiye cek içecek bol; envai emre am a. de, amma ve lâkin (zükûr ile I;
---(•) 20 Aristo* 1320 tarihli ve 3670 numaralı «İkdamı gazetesinden aynen.
inas) yefediğere karışmayacak. Bahçeyi, haremli ve selâmlıktı olarak tellerle ikiye bölerdi. Fa kat kim dinliyor? Gene de orta lık çorbaya döneydi.
Adam cağız her. nedense göz den düşüp bu işten elini ayağım çekince, bir iki yıida.nberi onun la atbaşı gitmeğe çalışan Fuad Paşa, rekoru kırdı.
Feneryolıuıdaki bahçesinin or- tasında, Yenicami minaresi ka. dair ahşab bir kule; tepesinde elektrik projektörü. Etrafı, or talığı gündüze çevirip durur.
Istanbulda projektörü bilen, gören yok. Kadıköyü, Haydarpa
şa vapuıf|arını geçelim, Çanak, kalede lengereııdaz, dııbJeri mid ye'tarlası haline ge’rrm yatalak zırhlılarda da namevcud.
Arzullahı vâsia bahçe, duvar parmaklıklarına kadar mahaia- küKlah olurdu. Takım takım in. cesıa(z, bando, orkestra; hrl'i'â davul a tm a , orta oyıuıt», tiyatro, ıkaralgöz, hokkabaz... Baraka» lardan boyuna lüpe konan kona na. Ne yok k i: Limonata, şerbet,
gaiztoz, dondurma, lokum, bon. bon, pasta, pandispanya. Yiye- biiMiğim, iç içebildiğin kadar. Telkrar tekrar; beş kere, on ke r e ...
• Devrin son zamanlarında ope. raltör Cemil Paşanın Çiftehavuz- lardlslkii emsalsiz parkında yap tığı birkaç donanıma, zariflik ve
ten’lT U l, 'k cihet T e io ana kadar görülmüşlerin hepsini bastırdı.
+
Donanma gecelerinin ertesi sabah, o bahçelerin halini gör. meyin. Biitün tarhlar karm'aka- 'rıştk, çiçekler yoluk, ağaç dal la n kırıık. Yerler çöp’lukten fark_ stz: S ’ieıara izmaritleri, fıstık im dik kabuklan, mısır koçanlar', hattâ boş sardalye k u tu lan ...
Sermed Muhtar Alus
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi