• Sonuç bulunamadı

Plevranýn Soliter (Lokalize) Fibröz Tümörü: Üç Olgu Sunumu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Plevranýn Soliter (Lokalize) Fibröz Tümörü: Üç Olgu Sunumu"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Plevranýn Soliter (Lokalize) Fibröz Tümörü: Üç Olgu Sunumu

SOLITARY (LOCALIZED) FIBROUS TUMOR OF THE PLEURA: THREE

CASES REPORT

Alpay Örki, Murat Keleþ, Altuð Koþar, Hakan Kýral, Çaðatay Tezel, Canan Dudu, Bülent Arman

Heybeliada Göðüs Hastalýklarý ve Göðüs Cerrahisi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Göðüs Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul

Özet

Soliter fibröz tümör plevranýn nadir tümörü olup, sýklýkla visseral plevradan köken alýr. Kesin taný için genellikle torakotomi ve kitlenin total eksizyonu gerekmektedir. Cerrahi rezeksiyon genel olarak küratif olmakla birlikte, az da olsa lokal nüks ihtimali vardýr. Bu çalýþmada kliniðimizde sol hemitoraksta kitle tanýsý ile opere edilen ve postoperatif tanýsý soliter fibröz tümör gelen üç olgu literatür bilgileri ile gözden geçirilerek tartýþýldý.

Anahttar kelimeler:Plevra, mezotelyoma, soliter fibröz tümör

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:125-128

Summary

Solitary fibrous tumor of the pleura is a rare tumor and frequently arises from visceral pleura with a pedincule. Ultimately, thoracotomy and tumor resection are usually required for diagnosis. Surgical resection of benign solitary fibrous tumor is usually curative, but local recurrence can occur after years. In this study, three cases with histopathological diagnosis of pleural solitary fibrous tumor after surgical resection were discussed reviewing the literature.

K

Keyywords:Pleura, mesothelioma, solitary fibrous tumor

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:125-128

125

Adrres: Dr. Alpay Örki, Bahçelerarasý Kanarya sokak, Subaþý Apartmaný, No:6/2 Bostancý, Ýstanbul e-mmail: alpayorki@yahoo.com

G

Giirriiþþ

Plevranýn soliter (lokalize) fibröz tümörü daha önceden mezotelyomanýn bir formu olarak deðerlendirilmiþ ve bu nedenle lokalize plevral mezotelyoma, benign plevral fibrom, fibröz mezotelyoma gibi isimler kullanýlmýþtýr [1]. Ancak günümüzde visseral plevranýn submezotelyal mezenkimal tabakasýndan köken aldýðý belirlenen bu tümörlerde ‘Plevranýn soliter fibröz tümörü’ deyimi daha sýk kullanýlmaya baþlamýþtýr. Benign ve malign formu olan soliter fibröz tümörlerin görülme insidansý %0.00025 olarak bildirilmiþtir [1,2]. Çaplarý 1 cm’den 36 cm’ye kadar ulaþabilen bu tümörler %80 visseral plevradan kaynak almaktadýr [1,2,3]. Klinik olarak hastalarýn yarýsýna yakýný asemptomatik olabilmektedir. Semptomlu olgularda öksürük, göðüs aðrýsý, nefes darlýðý ve %25 olguda enfeksiyon kaynaðý olmadan geliþen ateþ görülebilmektedir. Ayrýca hastalarýn %35’inde pulmoner hipertrofik osteoartropati, clubbing ve %4’ünde ise hipoglisemi ataklarý izlenmektedir [1,2,4].Taný da transtorasik iðne aspirasyon biyopsisi (TTÝAB), torakoskopik biyopsi yardýmcý olmakla birlikte hastalýðýn kesin taný ve küratif tedavisi için çoðunlukla torakotomi gerekmektedir. Kitlenin total çýkarýlmasý tedavi için yeterli olmakta ve çok nadiren parankim rezeksiyonu gerekmektedir. Kesin tanýsýný postoperatif olarak koyabildiðimiz 3 olguyu ayýrýcý tanýdaki güçlükler göstermesi nedeni ile klinik, radyolojik ve histopatolojik özellikleri ile literatür bilgileri ýþýðýnda sunmayý uygun bulduk.

O

Ollg

gu

u 1

1

Kýrksekiz yaþýnda bayan hasta kliniðimize sol yan aðrýsý, iþtahsýzlýk ve zayýflama þikayetleri ile baþvurdu. Öyküsünde bir buçuk yýl önce ayný yakýnmalarla baþvurduðu klinikte tetkik edilip inoperabl akciðer tümörü (adenokarsinom) tanýsý konan hasta radyoterapi ve kemoterapi uygulandýðýný ifade ediyordu. Fizik muayenesinde sol hemitoraksta vibrasyon torasik azalmasý, submatite ve dinlemekle sol orta ve alt akciðer alanlarýnda solunum seslerinde azalma dýþýnda bir patoloji tespit edilmedi. Çekilen akciðer grafisi ve bilgisayarlý toraks tomografisinde sol alt lobu kollabe eden ve lingüler segment ile iþtiraklý 7x9x13 cm ebatýnda solid kitle saptandý. Laboratuvar tetkiklerinde Hb 9.8g/dL, Hct %34 ve sedimantasyon 70 mm/h olarak bulundu. Balgam, bronkoskopik lavaj ve transtorasik ince iðne aspirasyonun sitolojik incelemesinde malignite saptanmadý. Yapýlan torakoskopik incelemede visseral plevradan kaynaklanan, üzeri vasküler yapýda tümöral kitle saptandý. Biyopsi sonucu “anjiomatöz fibröz doku” olarak rapor edildi. Daha sonra yapýlan posterolateral torakotomide, vasküler bir pedikülle lingüler segment ile iliþkisi olan, dýþ yüzü düzgün kapsüllü ve sert, 7x9x13 cm boyutlarýnda tümöral kitle çýkarýldý.

Patoloji

Makroskopi 7x9x13 cm boyutlarýnda sert, dýþ yüzeyi düzgün, pembe-beyaz renkli, kapsüllü, lobüle yapýda tümöral lezyon,

Örki ve Arkadaþlarý Plevral Tümör Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg

(2)

kesit yüzeyleri açýk sarý veya kirli-beyaz renkte, girdapsý kývrýmlar gösteren solid fibröz bir yapý. Mikroskopik olarak dýþ yüzeyleri tek kat veya yer yer birkaç sýra basýk epitelyumla döþeli yalancý bir kapsülle çevrili, stroma sitoplazma sýnýrlarý pek fark edilmeyen, ince uzun, fuziform uçlarý daha çok yuvarlakça, orta derecede kromatine sahip fibroblast ve fibroblast benzeri benign hücrelerin deðiþik yönlerde seyreden demetlerinden meydana gelmiþtir. Geniþ olan damar duvarlarý

hiyalin kalýnlaþma göstermektedir. Yer yer hücreden zengin ve hücreden fakir olan bölümlerde hiyalinizasyon, miksoid kýsýmlar ve fibrinoid dejenerasyon alanlarýna rastlanmaktadýr. Ýmmunhistokimyasal bulgular sitokeratin pozitif, vimentin pozitif, S-100 ve desmin negatif. Taný: Soliter fibröz tümör. (Resim 1 ve 2)

126

Resim 1. I. olgunun immunhistokimyasal kesiti. Resim 2. I. olgunun tomografisi.

Resim 3. II. olgunun immunhistokimyasal kesiti. Resim 4. II. olgunun akciðer grafisi.

Resim 5. III. olgunun makroskopisi. Resim 6. III. olgunun immunhistokimyasal kesiti.

Örki et al Plevral Tumor

(3)

O

Ollg

gu

u 2

2

Yirmiüç yaþýnda bayan hasta da bir yýldýr sol omuz ve yan aðrýsý, öksürük þikayetleri mevcut idi. Fizik muayenesinde bir özellik yok, laboratuvar tetkiklerinde lökosit 10700 / mm3,

indirekt hemaglitünasyon testi pozitif, periferik yaymada %6 eozinofili saptandý. Akciðer grafisinde sol parahiler yerleþimli, düzgün lobüle kontürlü homojen kitle saptandý. Hastanýn laboratuvar ve radyolojik görüntüsü ile kist hidatik düþünülerek sol posterolateral torakotomi uygulandý. Lingüler segmentte yerleþmiþ, lobüle, dýþ yüzü pembe, kapsüllü görünümde, sert, mobil tümöral kitle ile karþýlaþýldý. Künt disseksiyonla lingula parankiminden kolaylýkla ayrýlan tümörün, vasküler bir pedikülü olduðu görüldü.

Patoloji

Makroskopi 8x9x9 cm boyutlarýnda, dýþ yüzeyi düzgün, kirli-beyaz renkli, kapsüllü tümöral lezyon, kesit yüzeyleri açýk sarý veya kirli-beyaz renkte, solid fibröz bir yapý. Mikroskopik olarak dýþ yüzeyleri tek kat veya yer yer birkaç sýra basýk epitelyumla döþeli yalancý bir kapsülle çevrili, stroma sitoplazma sýnýrlarý pek fark edilmeyen, ince uzun, fuziform uçlarý daha çok yuvarlakça, orta derecede kromatine sahip fibroblast ve fibroblast benzeri benign hücrelerin deðiþik yönlerde seyreden demetlerinden meydana gelmiþtir. Geniþ olan damar duvarlarý hiyalin kalýnlaþma göstermektedir. Yer yer hücreden zengin, yer yer de fakir olan bölümlerde hiyalinizasyon, miksoid kýsýmlar ve fibrinoid dejenerasyon alanlarýna rastlanmaktadýr. Ýmmunhistokimyasal bulgular: sitokeratin pozitif, vimentin pozitif, S-100 ve desmin negatif. Taný: Soliter fibröz tümör. (Resim 3 ve 4)

O

Ollg

gu

u 3

3

Þikayeti olmayan 52 yaþýnda bayan hasta saðlýk raporu almak için baþvurduðu Verem Savaþ Dispanseri’nde çekilen akciðer grafisi sonrasý sol orta alanda düzgün sýnýrlý, homojen, 8x9 cm boyutlarýnda kitlesel lezyon tespit edilmesi üzerine kliniðimize sevk edilmiþti. Öyküsünde on yýl önce feokromositoma nedeniyle sürrenalektomi uygulanmýþtý. Hastanýn fizik muayenesinde özellik yok, rutin laboratuar tetkiklerinde patoloji saptanmadý. Bilgisayarlý toraks tomografisinde sol akciðer alt lob süperior segmentle iþtirakli, 8x9x9 cm boyutlarýnda, mediastinal yapýlara ve göðüs duvarýna invazyon bulgusu göstermeyen kitlesel lezyon tespit edildi. Fiberoptik bronkoskopide endobronþiyal lezyon görülmedi, lavaj ve postbronkoskopik balgam sitolojisinde malignite saptanmadý. Transtorasik tru-cut biyopsisinin patoloji raporu hiyalinize fibröz doku ve kan elemanlarý olarak geldi. Hastaya sol posterolateral torakotomi yapýldý. Alt lob süperior segment parankimine bir pedikülle tutunan, yaklaþýk 9x9x5 cm boyutlarýnda, lobüle, gri-beyaz renkte, kapsüllü, sert, parankime ve göðüs duvarýna invazyon göstermeyen, künt diseksiyonla kolay ayrýlan tümöral kitle total olarak çýkartýldý. Patoloji

Makroskopik olarak 10x8x4 cm boyutlarýnda, kapsüllü, kaba nodüler görünümde, kesitleri kirli-beyaz renkli, yer yer kanamalý, kistik erime içeren fibriller izlendi. Mikroskopik bulgular yer yer selüler, geniþ alanlarda hiyalinize, uniform

görünümde, fuziform nükleuslu, sýnýrlarý belirsiz uzantýlý, sitoplazmalý hücrelerden oluþan neoplastik yapý idi. Mitoz ve nekroz saptanmadý, periferik alanda kübik epitelle döþeli psödopapiller yapýlar ve duvarda inklüzyonlar içeren kistik oluþum. Ýmmunhistokimyasal inceleme: CD34 pozitif, vimentin pozitif, sitokeratin negatif, S-100 negatif. Taný: Soliter fibröz tümör (Resim 5 ve 6).

T

Taarrttýýþþm

maa

Soliter fibröz tümörler serozal membranlarýn oldukça nadir görülen tümörleridir; 20-80 gibi geniþ bir yaþ aralýðýnda görülmekle birlikte olgularýn çoðu 5. dekattan sonra ve her iki cinste eþit olarak ortaya çýkmaktadýr [1,2]. Bizim olgularýmýzýn yaþ ortalamasý 44.3 olmasý ve üçünün de bayan olmasý literatürle uyumlu deðildi. Bu tümörler %80 visseral plevradan kaynak almakta ve bir pedikülle parankime tutunmaktadýr; ancak pariyetal plevra, mediastinal plevra, diyaframatik yüz, interlober fissür veya pulmoner parankimden çýkabilmektedir [4,5]. Bizim olgularýmýzýn üçünde de tümöral kitlenin ince, vasküler bir pedikülle visseral plevradan çýktýðý gözlendi. Soliter fibröz tümörler geçmiþte mezotelyomanýn bir formu olarak deðerlendirilmiþtir. Ancak soliter fibröz tümörlerin histolojik olarak farklý dokulardan kaynak almasý, mezotelyomada olduðu gibi asbest maruziyetinin olmamasý, prognozunun ve tedavisinin farklý olmasý nedeniyle malign mezotelyomadan ayrýlmýþlardýr [1,2]. Bizim hastalarýmýzýn öyküsünde asbest maruziyeti tespit edilmemiþtir.

Klinik olarak hastalarýn yarýsýna yakýný semptomsuz olabileceði gibi, kitlenin büyüklüðüne ve lokalizasyonuna baðlý olarak öksürük, göðüs aðrýsý ve nefes darlýðý en sýk görülen þikayetlerdir. Hastalarýn %25’inde infeksiyon bulgusu olmadan ortaya çýkan ateþ vardýr ve %35 olguda pulmoner hipertrofik osteoartropati ve clubbing, %4 olguda ise hipoglisemi ataklarý görülür [1,2]. Bizim olgularýmýzýn 2’sinde sol yan aðrýsý ve öksürük gibi þikayetler mevcut iken, bir olgumuz ise çekilen akciðer grafisinde tesadüfen tümör saptanmýþtýr. Histopatolojik olarak bu tümörler indiferansiye mezenkimal hücreler, fibroblastlar, yoðun kollajen bantlar, yer yer hiposelüler, yer yer de hiperselüler alanlar içerirler. Üç paterni mevcuttur. En sýk görüleni belirgin bir patern göstermeyen (paternless) formudur. Ýkincisi hemangiomapericitoma benzeri patern ve daha az sýklýklada storiform, balýk sýrtý (heringbone), leiomyoma benzeri veya nörofibroma benzeri paterndir [1,2,4]. England ve arkadaþlarý [6] yaptýklarý bir çalýþmada olgularýn %62’sinde tek histolojik patern, %24’ünde iki farklý histolojik patern, %14’ünde ise üç veya daha fazla paternin bir arada olduðunu bildirmiþlerdir. Ýmmunhistokimyasal olarak soliter fibröz tümörlerin %70-90 oranýnda CD 34 pozitifliði gösterdiði bir çok çalýþmada bildirilmiþtir [1,2,7]. Malign soliter fibröz tümörlerin bir çoðunda CD 34 ile pozitif boyandýðý bildirilmiþse de, yüksek evreli tümörlerde CD 34 boyanma kaybý olduðu belirtilmiþtir. Soliter fibröz tümörlerde EMA, aktin, desmin ve S-100 negatiftir. Hastalarýmýzýn immunhistokimyasal boyamasýnda CD 34 ve vimentin üç olguda pozitif, S-100 ise negatif olarak saptanmýþtýr. Soliter fibröz tümörler benign davranmakla birlikte bazen malign potansiyele (%1-12) sahip olabilir, %2 den az bir oranda metastaz yapabilirler ve uzun yýllar sonra bile lokal nüks yaptýklarý bildirilmiþtir [2,7]. De Perrot ve arkadaþlarý [8], on

127

Örki ve Arkadaþlarý Plevral Tümör Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg

(4)

olguluk serilerinde bir olgularýnýn ilk ameliyattan altý yýl sonra malign transformasyon (fibrosarkoma) gösterdiðini yazmýþlardýr. Yokoi ve arkadaþlarý [9] on olguluk serilerinde malign transformasyon gösteren soliter fibröz tümörlerde immunhistokimyasal çalýþmalarda CD 34’ün kaybolduðunu yada zayýf pozitif kaldýðýný ve P 53 mutasyonunun gözlemlendiðini bildirmiþlerdir. Ancak lokal nükslerde bile ikinci küratif rezeksiyon þansýnýn olduðu bildirilmiþtir. Ortalama 5.1 yýldýr (6 ay, 7 yýl, 8 yýl) takip ettiðimiz hastalarýmýzda lokal nüks saptanmamýþtýr. Soliter fibröz tümörlerin tanýsýnda TTÝAB veya torakoskopik biyopsi yapýlabilirse de kesin taný ve radikal tedavi için tümörün total olarak çýkarýlmasý gerekmektedir. Parankim rezeksiyonu genellikle gerekmemektedir. Parankimden veya inter lober fissürden kaynaklanmýþ tümörlerde parankime wedge rezeksiyon yeterli olmaktadýr. Pariyetal plevradan kaynaklanan tümörlerde ise önerilen ekstraplevral yaklaþýmdýr [1,2,8]. Bizim olgularýmýzýn üçünde de tümör ince, vasküler bir pedikülle visseral plevradan çýkmaktaydý. Künt disseksiyonla kolaylýkla çýkarýlabilen tümörlerde parankim rezeksiyonu gerekmedi.

Sonuç olarak, plevranýn soliter fibröz tümörünün nadir görülmesi ve noninvaziv yöntemlerle taný þansýnýn düþük olmasý nedeni ile hastalar histopatolojik inceleme için daha bol materyal alýnabilecek invaziv metodlara yönlendirilmelidir. Kesin taný ve tedavi için torakotomi, uygun vakalarda torakoskopi seçilmelidir. Kitlenin total olarak çýkartýlmasý ile küratif tedavi saðlanýr; ancak düþük oranlarda da olsa nüks ve malign transformasyon olasýlýðý nedeniyle özellikle parankim, fissür veya mediastenden kaynaklanan 8 cm'den büyük tümörlerde hastalar postoperatif dönemde uzun süreler kontrol altýnda tutulmalýdýr.

K

Kaay

yn

naak

kllaarr

1. Fýrat H, Öztürk C. Benign plevral mezotelyoma kavramý. Solunum Hastalýklarý 1997;8:325-33.

2. Shields TW, Yeldandi AV. Localized tumor of the pleura. In: Shields TW, LoCicero III J, Ponn RB, eds. General Thoracic Surgery. Philadelphia: Lippincot Williams & Wilkins, 2000:757-66.

3. Martini N, Mc Cormack PM, Boins MS, Kaiser KR, Burt ME, Hilaris BS. Pleural mesothelioma. Ann Thorac Surg 1987;43:113-20.

4. Erkýlýç S, Sarý Ý, Tunçözgür B. Plevranýn soliter fibröz tümörü (Bir olgu sunumu). Türk Patoloji Derg 2000;16:74-5. 5. Ali SZ, Hoon S, Heela R, Zakowski MF. Solitary fibrous

tumor. A cytologic-histologic study with clinical, radiologic and immunhistochemical correlation. Cancer 1997;25:116-21.

6. England DM, Hochholzer L, McCarthy MJ. Localized benign and malignant fibrous tumor of the pleura. A clinicopathologic review of 223 cases. Am J Surg Pathol 1989;13:640-58.

7. Kýr G, Kýr A, Halezeroðlu S, Okur E. Plevranýn soliter fibröz tümörü. Heybeliada Týp Bülteni 1999;5:48-9. 8. De Perrot M, Kurt AM, Robert JH, Borisch B,

Spiliopoulus A. Clinical behavior of solitary fibrous tumors of the pleura. Ann Thorac Surg 1999;67:1456-9.

9. Yokoi T, Tsuziki T, Yatabe Y, et al. Solitary fibrous tumor: Significance of p53 and CD34 immunoreactivity in its malignant transformation. Histopathology 1998;32:423-31.

128

Örki et al Plevral Tumor

Referanslar

Benzer Belgeler

Solitary fibrous tumors of the pleura Yekta Altemur Karamustafaoğlu, Sevinç Yağcı, Yener Yörük Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Edirne Amaç:

Benign formlarının malign formlarından patolojik olarak ayrılma kriterleri tanımlanmış ve yaygın bir şekilde kabul edilmiştir.. Özellikle dev soliter fibröz

Soliter fibröz tümörlerin tanısında transtorasik aspirasyonu veya torakoskopik biyopsi yapılabilir ise de kesin tanı ve radikal tedavi için tümörün total

Yüzüncü Yýl Üniversitesi Týp Fakültesi, Göðüs Cerrahisi Ana Bilim Dalý, Van *Yüzüncü Yýl Üniversitesi Týp Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalý, Van **Yüzüncü

Son beş ayda yakınmaları artan olgu nefes darlığı ve nefes almakla artan sürekli, kunt vasıfta göğsün sağ tarafında ağrı yakınması ile fakültemiz göğüs

The mean postoperative ABG was 39.84±4.78 dB in the ears with retraction/adhesion while the mean ABG was 32.56 ± 4.82 dB in the ears with better aerated middle ears (p<

Bu makalede, sağ göz etrafında ağrı, her iki göz arasında asimetri ve çift görme şikayeti nedeniyle çekilen paranazal bilgisayarlı tomografisinde sağ etmoid hücrelerde

Plevranın soliter fibröz tümörü genellikle viseral plevradan kaynaklanan ve oldukça nadir görülen bir tümördür.. Daha önceleri bu tümörler mezotelyomanın bir