• Sonuç bulunamadı

İŞLETMECİLİK VE YÖNETİCİLİK EĞİTİMİNDE KULLANİLAN METOTLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İŞLETMECİLİK VE YÖNETİCİLİK EĞİTİMİNDE KULLANİLAN METOTLAR"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İŞLETMECİLİK VE YÖNETİCİLİK EĞİTİMİNDE KULLANİLAN METOTLAR

Öğr- Görv. Dr. Tamer KOÇEL

İşletme yöneticilerinin yetiştirilmesi ile ilgili eğitim faaliyetleri, bir taraftan işletmelerin kendi bünyelerinde diğer taraftan üniver­

site ve yüksek okullar başta olmak üzere, işletme dışındaki kuruluş­

lar tarafından yürütülmektedir.

Bu şekilde çeşitli kuruluşlar tarafından yürütülen eğitim prog­

ramları, kapsam itibariyle önemli farklılıklar arzettiği gibi, bu prog­

ramlarda kullanılan eğitim metodlan da büyük farklılıklar göster­

mektedir.

Bazı kuruluşlar sadece tek bir metod kullanırken bazıları iki ve­

ya daha fazla metodu birarada kullanmaktadırlar.

Biz bu yazımızda, çeşitli kuruluşlar tarafından kullanılmakta olan eğitim metotlarının neler olduğunu ve bunların belli başlı özellikle­

rini belirtmeğe çalışacağız,

A — EĞİTİM M E T O D U G R U P L A M A S I :

Literatürde eğitim, metotlarının gruplandırılması ile ilgili olarak çeşitli tasniflere rastlanmaktadır.

Gruplama bazan ferdî ve grup metotları şeklinde; bazan iş-başın- da eğitim metotları ve iş-dışırıda eğitim metotlârı şeklinde yapılmak­

ta, bazan da bu şekilde sistematik bir gruplama yapılmadan, eğitim metotları teker teker belirtilmekle yetinilmektedir. Ancak en çok rast­

lanan ayırım, iş-başında ve iş-dışmda eğitim metotları şeklindeki ayı­

rımdır. Biz de aşağıdaki açıklamalarımızda bu ayırımı esas alacağız.

Her iki grupta toplanan eğitim metotlarından, halen işletmelerde çalışmakta olan yönetici adaylarının yetiştirilmesinde faydalanılabi-

— 137 —

(2)

138 T. Roçel

leceği gibi; henüz iş hayatına çıkmamış ve liseyi bitirerek üniversite veya yüksek okullara işletme yöneticisi olarak yetişmek üzere gelmiş bulunan fertlerin yetiştirilmelerinde de faydalanılabilir.

İş-başmda (on-the-job) eğitim metodundan kastedilen, eğitime tâbi tutulacak olan elemanı; eğer bu eleman halen işletmede çalışı­

yorsa, bunu işinden ayırmadan; üniversite veya yüksek okulda ise, ileride yapacağı işler Üzerinde eğitime tâbi tutulmasını sağlayan me­

totlardır. Ancak iş-başmda eğitim metotları daha çok, halen işletme­

lerde çalışmakta olan fertlerin yetiştirilmesine uygun bulunmakta­

dır.

İş-dışmda. (off-the-job) eğitim metodundan kastedilen ise, yuka­

rıdakinin aksine, elemanları işlerinin dışında eğitime tâbi tutmaya imkân veren metotlardır. Üniversite veya yüksek okullarda kullanılan metotlar, genellikle bu gruba girmektedir.

Bununla beraber, şu hususu hemen belirtelim ki, bu gruplamada kıstas, hernekadar eğitimin iş-başında veya iş-dışmda yapılması ise de, bazı metotları bu kıstasa göre sınıflamak güç olmaktadır. Çünkü kullanılan metot, her iki gruba ait Özellikleri de taşıyabilmektedir. Bu itibarla söz konusu ayırım kesin ve katı bir karakter arzetmemekte- dir.

Bir eğitim metodu seçilirken genellikle şu faktörlere göre karar verilmektedir1.

1. Eğitim vasıtasıyla kazandırılmak istenen bilgi, tutum ve ma­

haretler,

2. Eğitime, iştirak edenlerin sayısı, 3. Eğitime iştirak edenlerin kabiliyetleri, 4. Eğitime katılanlar arasındaki farklılıklar, 5. Eğitim metodu ile ilgili faktörlerin maliyeti,

6. Eğitim metodunun, motivasyon, öğrendiğini uygulama vs. gibi öğrenme prensiplerini bünyesinde toplayabilmesi,

7. B u metodu uygulayabilecek elemanların mkitar ve kaliteleri.

1) Yfilliam Mc Gehee-Paul Thayer; Training in Business and Industry: J o h n Wiley a n d Sons, N . Y . , 1965, s. 195.

(3)

139 Bu faktörlere göre herhangibir eğitim, metodu seçilmekle yetiştir­

me faaliyetlerine başlanmaktadır.

B — İŞ-BAŞINDA EĞİTİM M E T O T L A R I: 1 —- Amir Nezaretinde Eğitim (Coaching)

Özellikle işletmelerin kendi bünyelerinde uyguladıkları eğitim programlarında en çok kullanılan metotlardan biridir. Bu metodun dayandığı felsefe «yaparak öğrenme»nin iyi yol olduğu ve bir şahsı en iyi eğitecek olanın, onun en yakın amiri olduğu fikridir.

Bu metodun esası, amirin astlarının çeşitli ihtiyaçlarını ve zayıf taraflarını tespit ederek, bunları giderebilmesi için fırsatlar vermesi, yeni bilgiler elde etmesi ve kabiliyetlerini geliştirebilmesi için uygun bir ortam yaratması ve rehberlik yaparak astının geliştirme anlayışını göstermesine dayanmaktadır.

Bu metot daha çok gayri resmî bir tarzda uygulamakta olup, me­

todun başarısı esas itibarıyla üstün vasıf ve kabiliyetlerine bağlı bu­

lunmaktadır2. Çünkü, eğer amir astının yetişmesini arzulamazsa ki bunun çeşitli sebepleri olabilir, ne kadar iyi eğitim programları ha­

zırlanırsa hazırlansın, yetiştirme faaliyetlerinden istenen başarıyı bek­

lemek güçleşecektir. Halbuki astlarını yetiştirici bir zihniyete sahip üstler, astlara yetişme fırsatları yaratmakla, onların ileride taşıya­

cakları sorumluluklar için gerekli olan «yöneticilik maharetleri» ni k a ­ zanmalarına yardım edeceklerdir3.

2 — Amir Tarafından Yol Gösterme (Counseling)

Bu metot da, yukarıda bahsedilen metodun felsefesine dayanmak­

tadır ve esas itibariyle ikisi arasında kesin bir ayırım imkânı yoktur.

Bu metot da, bir problemin çözümü, ıslahı ve daha iyi bir şekilde halledilmesi gayesine yönelen ve ast'm işi ile ilgili plânlama ve ayar­

lamaları kapsayan özel bir gayreti ifade etmektedir.

2) Kemal Tosun: İşletme ve Müesseselerde Sevk ve İdare, I. Cilt, Hüsnü-Ta- biat Mat., İstanbul, 1961, s. 502.

3) Earl Bowler and Frances T. Dawson: Conseling Employees, (Prentice - Hail, N.Y. 1948, s. 1) zikreden: George R. Terry, Principles of Management, E.

Irwin, Homewood, Illinois, 1960, s. 485.

(4)

140 •T. Koçel

Gerek bu metodun, gerek , daha önce bahsedilen metodun en bü­

yük avantajı, diğer metotlara nisbetle ucuz. olmalarıdır...

3 — Yetki Devri ve Merkezkaç (Âdem-i Merkezî) Yönetim:

Burada yetki devrinden, bir eğitim metodu olarak faydalanmak sözkonusudur. Bu itibarla bu metot da, daha ziyade işletmelerde uy­

gulanmakta olan eğitim programlarında söz konusu olabilecektir.

Merkezî ve özellikle aşırı merkezî bir yönetim tarzı uygulanan iş­

letmelerde, personelin yapacağı, sadece, üst kademede alman karar­

ların icrasından ibaret kalacaktır. Bu sebeple de fert bağımsız şahsi­

yetini geliştiremeyecektir.

Halbuki amirlerin astlarına yetki devretmesi, onların yetişme ve gelişmelerini sağlayacaktır. Gerçekten, bu suretle ast düşünme, karar yerme ye fikrini kendi astlarına kabul ettirebilmek için tutum ve dav­

ranışlarını değiştirmek ve geliştirmek zorunda kalacaktır. Bu sebeple yetki devri de, temel eğitim metotlarından birisi olarak ele alınabilir4.

4 — İdareciye Yardımcı (Asistant to) :

İdareciye yardımcı esas itibariyle istişarî bir mevki olup, yetiş­

mesi ve gelişmesi arzu edilen fertlerin, yöneticinin araştırma ve in­

celemelerine yardım etmek, haberleşmesini düzenlemek ve çeşitli te­

maslarında hazır bulunmak suretiyle eğitilmeleri gayesini gütmekte­

dir 5 : .

İşletmelerin kendi bünyelerindeki eğitim programlarında uygu­

lanması kolay olan bu metodun başarısı, esas itibariyle yöneticiye bağ­

lıdır. Eğer yönetici otoriter bir tip ise ve eğitilecek ferdin ihtiyaçları tam olarak anlaşılmamışsa, bu mevkiin eğiticilik vasfı ortadan kal­

kar ve dejenere olurB.

5 — İş Rotasyonu (job rotation) .¬

İşletmelerdeki eğitim programlarında en çok kullanılan eğitim metotlarından biri de iş rotasyonudur.

. 4) James. Menzies. Black;. Developing . Competent Subordinates; American Management Aasociation, New York, 1961., s. 71.

_.5) Kemal Tosun; op. cit., s. 505.

81 Harold Koontz and Çyril O Donnell, Principles of Management, Mc Graw Hill, N . Y . , 1968, s. 511.

(5)

İş rotasyonu, bir ferdin, yetiştirilmek gayesiyle, plânlı bir şekilde muhtelif işlerde çalıştırılmasını; böylece bu işlerle ilgili olarak tecrübe ve maharet kazanmasını ifade etmektedir.

Başarılı bir yöneticide bulunması gereken en Önemli maharetin koordinasyon mahareti (conceptual skill) olduğu genellikle kabul edil­

mektedir. Y a n i yönetici işletmeyi bir «bütün,» olarak görebilmeli ve çeşitli departmanların nisbî önemlerini tayin edebilmelidir. İşte, iş rotasyonu metodu, bu maharetin geliştirilmesinde özel bir öneme sa­

hip bulunmaktadır.

Gerçekten iş rotasyonuna tabi tutulan fertler, işletmenin çeşitli faaliyetleri ile karşı karşıya geleceklerinden bir geniş görüşlülük elde edecekler ve yönetim prensiplerinin mahiyet ve önemini daha rahat kavrayacaklardır7.

Bu faydalarına karşılık başlıca mahzurları; devamlı değişik işler­

de çalışmanın bazı .fertlerin, mizaçlarına uymayışı, hangi işte ne ka,- dar çalışılacağını tespit güçlüğü ve nihayet «elemanı meşgul edecek bir iş bulma» vasıtası haline gelme tehlikesi olarak belirtilebilir.

6 — Stratejik işlerin Kullanılması .¬

Bazı işletmeler, elemanlarını yetiştirme ve geliştirme gayesiyle belirli işleri (veya mevkileri) kullanmaktadırlar. Böylece fertler bu işleri yaparken aynı zamanda yetişmekte, yani arzu edilen bilgi, dav­

ranış ve maharetleri kazanmaktadırlar.

Stratejik işler diye adlandırılan bu işlerin tespitinde, genellikle şü faktörler dikkate alınmaktadır0.

a — Yapılması ve başarılması için temel kararlan gerektiren iş­

ler,

b — Zor problemlerin halline fırsat veren işler,

c — Tepe yöneticileri ve işletmenin dış çevresi ile teması gerek­

tiren işler,

d — Başarılması için etkin bir liderliğin gerekli olduğu işler.

"7) Edwin B. ' Fiippö; Principles öf P&rsonnel M-anağement; Mc. Graw Hill, N.Y., 1961, s. 248; Keza Dwight S. Sargent; «The Joblotation Method», Developing Eicecııtive Skills, (Ed; H. Merrill and E. Marting), AMA, N.Y., 1958, s. 125.

8) George R. Terry; Op. Cit., s. 488.

(6)

142 T. Koçel

C — İŞ-DIŞINDA EĞİTİM M E T O T L A R I :

1 — Anlatma (Takrir) :

A n l a t m a metodu, b i l g i n i n diğer fertlere aktarılmasında kullanı­

lan geleneksel b i r metotdur.

Bir öğreticinin herhangi b i r konuyu b i r gruba sözlü olarak anlat­

tığı b u metodun başarısı, anlatana büyük ölçüde bağlıdır. Konuyu an­

latan, neyi, nasıl anlatacağını ve hangi konunun önemini nasıl belir^

teceğini tayin etme serbestisine sahiptir.

A n l a t m a metodunun belli başlı avantajları şunlardır9. a — Alışılmış b i r metotdur.

b — Eğitim zamanını kısaltır.

c — Geniş b i r gruba hitabetmeye imkân verir,

d — İyi b i r anlatım, konuyu tam ve mantıkî b i r sıra dahilinde gruba aktarır.

e — Grubun önceden hazırlanmasını gerektirmez.

f — G r u b u n bütün sorularını cevaplandırmayı imkân dahiline sokar.

B u faydalarına karşılık, anlatma metodunun bazı önemli mah­

zurları vardır. B u n l a r :

a — Mahzurların başında g r u b u n pasif kalması gelir. Uzun müd­

det dikkati b i r konu üzerinde yoğunlaştırmak güç olduğundan, me­

todun verimliliği düşebilir.

b — Anlatım lisanı düzgün ve anlaşılır olmalıdır. Aksi halde an­

latılanı takibetmek güçleşir.

c — Dinleyenlerin ilgisini devamlı olarak muhafaza edebilmek için anlatana çok iş düşor.

D) Bu konuda şu eserlere bakılabilir :

William Mc Gehee and Paul Thayer: Training in Business and Industry, s. 198; Fmnk De Phillips ve diğerleri: JWanQ.gem.eni of Training Programs, R.

Irwin, Homeword, Illinois, 1960, s. 172; John Proctor -and William Thoruton : Training : A Handbaoh for hine Managers; AMA, s. 92.

(7)

Anlatma metodu bazan gösteri (demonstratioıı) metodu ile be­

raber kullanılmaktadır. Gösteri metodu, daha çok yardımcı bir k a ­ rakter taşır ve anlatılan konu ile ilgili Örneklerin veya yeni hususla­

rın gösterilmek suretiyle öğretilmesini ifade eder.

2 — Münakaşalı Konferanslar .¬

Konferans da esas itibariyle, belli bir konuda uzman olan bir ferdin, bir gruba bir konuyu anlatmasıdır. Dolayısiyle bu yönü ile anlatma metoduna benzemektedir.

Ancak tatbikatta daha çok kullanılan usul münakaşalı konferans usulüdür. Bu usulde herhangi bir problem, bir konferans lideri neza­

retinde bir grup tarafından tartışılmaktadır.

Münakaşalı konferans metodunun diğer bir şekli de problem hal­

letme konferansları (problem-soîving conferences) dır.

Münakaşalı konferans metodunun en büyük faydası, beraberce düşünmeyi ve grup halinde çalışma kabiliyetini geliştirmesidir.

3 — Sendika Sistemi (Syndicate System) :

Bü metotda, 9 öğrenciden meydana geleiı gruba, işletmeciliğin te­

mel önemde ve ayrıntılı bir yönünü derinliğine ve genişliğine ince­

leme ve araştırma görevi verilmektedir1 0.

Grup kesif bir çalışma yapmakta, çeşitli işletmeleri ziyaret etmek­

te, gözlemler yapmakta ve literatürü incelemektedir n.

Bu çalışmadan sonra gruplar raporlarını hazırlamakta ve diğer elemanların da bulunduğu bir oturumda, bu raporu tenkit-müdafaa şeklinde münakaşa etmektedirler.

Böylece bu münakaşaya katılan elemanların, araştırma, incele­

me, rapor hazırlama, ikna etme gibi kabiliyet ve maharetlerinin ge­

liştirilmesine çalışılmaktadır.

10) Kemal Tosun,- Op. C i t . , s. 494.

11) Earl Planty and William Machaver; «Upward Communications: A project i n Executive Development», The Development of Executive Talent ( E d : J . Dooher and V . M a r q u i s ) , A M A , N . Y . , 1953, s. 220.

(8)

144 T, Koçgl

4 — Özel Projeler ve Özel Okuma Parçaları Metodu:

özel Projeler Metodu, yetiştirilmek ve geliştirilmek istenen b i r elemana, çeşitli konularla ilgili olarak özel projeler hazırlatmayı ifa­

de eder.

Özel O k u m a parçaları metodu ise, yetiştirilecek elemana, plânlı ve sistematik b i r tarzda hazırlanmış okuma metinleri verilmesini ifa­

de etmektedir.

Tekrarı mümkün kılma avantajına sahip bulunan b u i k i metot birlikte kullanıldığı gibi bazan anlatma metodu ile de birleştirilmek- tedir.

Ancak okuma metinlerini gayeye uygun olarak sistematik b i r tarzda hazırlamaktaki güçlük metodun en büyük mahzuru olarak be­

lirtilebilir.

Diğer yandan, özel okuma parçaları sadece belirli konularda b i l ­ gi vermek için değil, fakat meselâ düzgün okuma vs. gibi kabiliyet­

leri geliştirmek için de kullanılabilir 1 2. 5 — Vak'a Metodu (Case Method) .¬

İşletmecilik eğitiminde adı sık sık geçen metotlardan biri de vak'a metodudur1 3.

Vak'a metodu, esas itibariyle, işletme ile ilgili herhangi b i r prob­

lemin, yazılı b i r metin halinde eğitilenlere aktarılmasını ve b u prob­

lemin eğitilenler tarafından münakaşasını ifade eder.

Bu vak'alar işletmelerin çeşitli fonksiyonel sahaları ile ilgili ola­

bileceği gibi, yönetim fonksiyonları ile de ilgili olabilir, veya her i k i ­ sini kombine eden entegre vak'alarda olabilir.

Vak'a metodu, iştirak edenlerin çeşitli problemleri görebilme, bun­

ların nisbî önemlerini ve doğuş sebeplerini teşhis edebilme problemi­

nin halli için çeşitli alternatifleri değerleyebilme ve özellikle karar verebilme kabiliyetlerinin geliştirilmesinde başarı ile kullanılan b i r metot olmuştur. Ayrıca vak'a metodu, f i k r i n i ifade edebilme, başkala-

12) W.V. Machaver and W.A. Borrie; »A Readinğ Improvement Program for Executives»; E d : J. Dooher and V. Marquis: Op - Cit., s. 210.

13) V a k ' a metodu yerine bazan «örnek olay metodu» da denmektedir.

(9)

145 rmı, ikna edebilme, başkalarının fikrine hürmet etme, yerinde ve za­

manında konuşma kabiliyetlerinin geliştirilmesine de yardım eder.

Vak'a metodunun bu belli başlı faydalan yanında en önemli mah­

zuru zaman alıcı olmasıdır. Ayrıca bu metotda, münakaşayı yöneten şahsın rolü de, metodun gayesi bakımından önemlidir. Eğer münaka­

şayı yöneten, bu metoda tam olarak vakıf değilse, vak'a münakaşası bir «bilmece çözümü» haline gelerek1 4 gayesinden uzaklaşabilir,

Vak'a metodu, problemi doğuran sebepler üzerinde düşünmeyi ve olayın altındaki prensipleri anlamaya çalışmayı teşvik eder. Vak'alar- daki problemlerin genellikle bir tek doğru çözümü olmaması1 5 müna­

kaşaya katılanların görüşlerinde fleksibl olmalarını sağlar.

6 — Araştırmalı Vak'a Çalışması Metodu (Incident Process) Araştırmalı vak'a çalışması metodu, yukarıda bahsedilen vak'a metodunun değişik bir uygulamasıdır.

Bu metotda münakaşayı yönetecek olan şahıs, başlangıçta olayla ilgili bütün verileri vermeyip, olayı kısaca anlatmaktadır. Olayla, ilgi­

li veriler, grup üyeleri tarafından münakaşa yöneticesine sorulan so­

rularla ortaya çıkanlmakta ve bu veriler problemle ilgili kararların verilmesinde, kullanılmaktadır.

Araştınnalı vaka çalışması metodunun uygulanmasında şu sıra takib edilmektedir.

a — Önce grubu yönetecek olan şahıs vak'ayı gruba takdim et­

mektedir.

b — Sonra grup üyeleri olayla ilgili olarak yöneticiye sorular so­

rarlar ve problemi çözebilmek için ihtiyaç duydukları verileri sağ­

larlar.

c —• Grup üyeleri elde ettikleri bu verileri değerleyerek karar vermeye hazırlanırlar.

d . — Her üye problemle ilgili olarak kararını verir. Aynı çözüm

' 14) George Stmuss and Leonard Sayles; Personnel.- The Humarı Problems of Management; Prentice-Haİl, Englewood Cliffs, N.Y., 1962, s. 563.

15) Bernard Bass and James Vaughan,- Training in Industry. The Management of Learning: Wadsworth Pub. Co., Belnıont, Califorriia, 1966, s.. 99.

(10)

146 T. Koçel

tarzım tavsiye edenler, aralarında bir sözcü seçerek gerekçelerini izah ederler.

e — Nihayet, grup üyelerinin bu vak'adan neler öğrenebilecekle, ri ve grubun problemi çözmede gösterdiği tesirlilik münakaşa yöne­

ticisi tarafından açıklanır.

7 — Komiteler Yolu ile Eğitim .¬

Yöneticilerin yetiştirilme ve geliştirilmesinde, yetiştirilecek ele­

manlardan kurulu komitelerden de eğitim gayesiyle faydalanılmakta­

dır.

Burada şu ana fikirden hareket edebilmektedir: Yöneticiler bir­

birleri ile karşılıklı bir münasebete girdikleri zaman, her biri diğerin­

den birşeyler öğrenmektedir. Böylece işletmeyi «bir bütün olarak» tas a whole) görebilmek, fonksiyonlarla ilgili görüş ufkunu genişletmek ve işletme ile ilgili bilgi ve Özel maharet kazanmak imkânını elde et­

mektedirler 1 B.

Esas itibariyle, işletmelerin kendi bünyelerinde uyguladıkları eği­

tim programları için uygun bir metot olmakla beraber, eğitim gaye­

siyle kullanılan komitelerin çeşitli şekilleri olabilir. Bu komitelerden, sırf eğitim gayesiyle, kendilerine verilen problemleri hallederek r a ­ porlar tanzim etmeleri suretiyle faydalanılabileceği gibi, hakiki kur­

may komiteler kurularak yetişmesi arzu edilen elemanların da bu ko­

mitelere iştirak ettirilmeleri yolu ile de faydalanılabilir

5 — Rol oynama Metodu (Role Playing Method)

İşletmecilik ve yöneticilik eğitiminde gittikçe daha fazla kullanıl­

maya başlayan metotlardan biri de rol oynama metodudur.

Bu metot, diğer metotlar gibi esas itibariyle sadece «Söz» de kal­

mayan, ferdin davranışlarını da harekete geçiren bir metotdur. Bu metotla eğitilenler, daha önceden hazırlanmış bir meselenin çeşitli rol­

lerini, aynı mesele ile hayatta karşılaştıkları takdirde nasıl hareket

16) William B. Wo(f; The Management of P&rsonnel; Wadsworth Prob. Co, Belmont, California, 1951, s. 355.

17) B u k o n u n u n ayrıntısı için bak: Kemal Tosun; Op. C i t , s. 506 ve Earl Planty and Thomas Freeston; Op. C i t . , s. 12S.

(11)

edeceklerse, o şekilde temsil ederler1 0. B u metot yaparak öğrenme me­

totlarından biridir.

Daha çok beşerî ilişkilerle ilgili problemlerde kullanılan bu me­

todun belli başlı özellikleri şunlardır:

a) Rol oynayanlar, olayın gerçek yüzünü hissederler.

b) Oyunu izleyenler, üçüncü bir şahıs olarak, kendi problemleri­

ne benzer durumları görebilirler, c) Eğitimi sıkıcı olmaktan çıkarır,

d) Bu metodu takibedecek olanların, daha önce vak'a metodunu görmüş olmaları gerekir.

Bu fayda ve özellikleri yanında, en önemli güçlükleri ise:

a) Gerçek durumları cani andıra bilecek grup üyelerini her zaman , bulmak güçtür,

b) Metodu gayesine uygun olarak kullanabilecek ve konuyu da bilen yönetici bulmak güçtür.

Rol oynama metodunun uygulanmasında, önce gruba ne yapacak­

ları açıklanır ve rol oynayacaklar seçilir. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, olayın rol oynama şeklinde temsiline geçilir, ve bu arada grup yöneticisi gerekli gördüğü yerlerde oyuna müdahale eder; Oyun bit­

tikten sonra tartışma başlar ve oyuncuların kusurlu ve hatalı davra­

nışları eleştirilir. Nihayet, bu rol oynamadan ne kazanıldığı ve ne k a ­ zanılması gerektiğinin tespitine geçilir.

9 — İşletme Oyunları (Business Games) .¬

İşletme oyunları adı verilen eğitim metodu, son yıllarda geniş bir uygulama alanı bulan ve simülasyon (taklit-simülation) metotları adı altında toplanan metotlardan biridir l 9. Bazan İşletme oyunları yerine

«Yönetim Oyunu» (Managemen Game) tâbiri de kullanılmaktadır.

18) Cemal Mıhçıoğlıt : Personel İdaresinde Beşeri Münasebetler 2. Baskı A n ­ k a r a , 1958, s. 179.

191 B u konuda şu eserlere bakılabilir :

Hemy Albers: Organized Executive Action, John Wiley and Sons, N . Y . , 1961 s. 533; William Mc Gehee and Paul Thayer: Training in Business and Endustıry;

J o h n VViley and Sons N . Y . , 1931 s. 221: Bernard Bass and James Vaughan; Op, C i t , s. 106.

(12)

148 T. Koçel

Simülasyon metotları, eğitimin, gerçek durumlar altında cereyan etmesi gerektiği fikrine dayanmaktadır. Bu fikrin tam olarak uygu­

landığı metot, «taklit edici eğitim» (vestibule training) diye adlandı­

rılan metot olmaktadır.

Bu fikre dayanan metotlarda, eğitilecek olan şahıs çalıştığı yerde hangi şartlar içinde bulunacaksa, aynı şartların yaratılması ve şah­

sın bu şartlar içinde eğitime tâbi tutulması esas alınmaktadır.

Simülasyon metotlarının tipik Özellikleri şunlardır.

a — Gerçek hayatta içinde bulunulacak organizasyonun temel karakteristikleri ne ise, aynı şartlar taklit edilir.

b — Eğitilecek şahıslar bu şartlar altında çeşitli roller yüklenir­

ler ve karşılaştıkları problemleri halletmeğe çalışırlar.

c — K a r a r alan bir ferdin bu kararı süratle değerlendirilerek ne­

ticesi kendisine bildirilir (feed-back) ve böylece bundan sonra alaca­

ğı kararlara yardımcı olunur.

Bu metodun uygulanmasında, iştirakçiler küçük gruplara bölü­

nür ve bu gruplardaki her üye işletmenin belirli bir bölümünün yö­

neticisi olarak, taklit edilmiş olan ekonomik ve piyasa şartları içinde o bölümü yönetir. Bir «başlangıç verisi» ile oyun başlar ve her yöne­

tici kendi bölümü ile ilgili kararlar alır. Bu kararlar belirli formlar üzerine kaydedilir. Oyun belli bir süre devam ettikten sonra durdu­

rulur ve her grubun ulaştığı sonuçlar değerlemeye tâbi tutulur. Me­

todun gelişmiş şekillerinde bu değerleme kompüterler vasıtasıyle ya­

pılmaktadır.

Eğitim gayesiyle kullanılan işletme oyunlarının şu faydaları var­

dır.

a — İşletme oyunları «dinamik» bir karaktere sahiptir. Alman bir karara dayanarak başka kararlar alınmakta, bunlar değerlendiril­

dikten sonra, bunlara dayanarak yeni kararlar alınmaktadır20. b — Vak'a metodu ve rol oynama metoduna nazaran, bu metodu daha avantajlı hale getiren husus, bu değerieme-düzeltme (feedback) mekanizmasıdır.

20) B, Bass and J. Vaughan; Op. C i t . , s. 108.

(13)

148 c — Alınacak kararların, pek çok karşılıklı bağlı değişkene dayan­

ması, iştirakçiye işletmelerde karar almanın güçlüklerini gösterdiği gi­

bi, ayrıca çeşitli rapor ve bilgileri daha iyi değerleyebilmek kabiliye­

tinin gelişmesine de yardımcı olmaktadır.

10 — Duyarlık Eğitimi (Sensitivity Training) :

Bazan duyarlılık eğitimi bazan da laboratuar eğitimi (Laboratory Training), T-Grup (T-Group), D-Grup (D-Group) gibi çeşitli isimler­

le anılan bu metot, genellikle beşeri ilişkiler konusundaki maharet ve kabiliyetlerin geliştirilmesinde kullanılmaktadır31.

Duyarlık eğitimi, daha çok ferdin tavır, tutum ve davranışlarının değiştirilmesi ve geliştirilmesine yardım eden bir metotdur. Duyarlı­

lık eğitimi vasıtasıyle fert kendi kendini daha iyi anlar, kendisi ile grup üyelerini karşılaştırır, kendisinin zayıf ve kuvvetli taraflarını tes­

pit eder, ve kendisinin diğer fertler üzerindeki tesirini görür.

Bu metodun uygulanmasında, iştirakçiler bir grup teşkil ederler ve herhangi bir konu tespit etmeden toplanırlar. Başlarında, daha çok gözlemci rolü oynayan bir yönetici vardır. Yönetici ortaya bir ko­

nu atar ve iştirakçiler bu konu etrafında tartışmağa başlarlar. Yalnız burada gaye belirli bilgilerin öğrenilmesi olmayıp, iştirakçilerin dav­

ranışlarını, hislerini, düşüncelerini şuurlu bir şekilde kontrol ederek, grubun üzerine nasıl etki edebildiklerini, grubun kendilerini nasıl et­

kilediğini, grup tarafından belirtilen zayıf taraflarının neler olduğu­

nu anlama ve değerleme imkânını elde etmeleridir. Böylece fert ken­

dini dinleme fırsatı bulmaktadır.

Duyarlılık eğitimi belli başlı şu faydaları sağlamaktadır:

a — Duygusal tepkilere ve bir kimsenin kendisi ve başkaları üze­

rinde açıklama yapmasına karşı artan bir duyarlılık,

21) Bu konuda şu eserlere bakılabilir :

R. Tannenbaum, l. Weschler and F. Massarih: Leadership and Orga- nization, Mc Graw Hill, N.Y. 1961, s. 119; B. Bass and J. Vaughan; Op. Cit, s. 119,

W. McGhee and P. Thaver, Op. Cit., s. 204; William Scott, Human Belar tions in Management, R. Invin, Homewood, Illinois, 1962, s. 418,

William Wotf, The Management of Personnel, Wadsworth Pubi Co., Delmont, Caliîomia, 1961, s. 248 ve Doğan Canman, «Yönetimde Duyarlılık Eğiti­

mi- Amme İdaırest Dergisi, TODAİE, Mart 1969, s. 125.

(14)

150 T. Koçel

b — Bir kimsenin kendisinin ve başkalarının duyguları üzerinde dikkat sarfetmesi yolu ile, hareketlerinin sonuçlarını algılamak ve öğ­

renmek hususunda daha ileri yetenek sahibi olması.

c — Niyetlerin ve hareketlerin birbirini daha iyi tamamlaması için vaziyet alışlarla ilgili maharetlerin geliştirilmesi32.

Böylece duyarlılık eğitimi, ferdin, grup içindeki sosyal durumunu (duyarlılığını) ve davranışlarmdaki fleksibiliteyi daha iyi anlamak suretiyle, çalıştığı yerde beşeri ilişkilerini daha iyi yürütebilme im­

kânlarını elde etmesine ve çevresi ile daha iyi ilişkiler kurmasına yar­

dımcı olmaktadır.

11 — Bekleyen Problemler Metodu (In-Basket Method) In-Basket terimi, bir işle görevli olan kimsenin masasında bulunan ve gelen evrakın içine konduğu kutular için kullanılmaktadır23.

Eğitilecek fert, bu kutuda bulunan ve halli gereken problemlerle başbaşa bırakılır. Böylece fert, kutudan aldığı bir evrakla ilgili prob­

lemi en iyi şekilde halledebilmek için düşünmek ve çeşitli alternatif­

leri değerlemek zorunda kalacaktır. B u sayede karar verme ve plân­

lama kabiliyetlerini geliştirmek fırsatını elde edecektir.

12 — Programlanmış Öğretim (Programmed Instruction) : Son yıllarda gehştirilmiş bulunan bu metot esas itibariyle, bir eği­

ticinin en önemli gayesinin, eğitilenlerin davranışlarında gözle görü­

lebilir değişiklikler meydana getirmek olduğu fikrine dayanmakta­

dır 2 4.

Metodun en önemli unsuru «etki» veya «uyarıcı» (stimuli) adı ve­

rilen ve davranışlarında değişiklik yapan veya değişik bir davranışa zorlayan faktördür. Bu «etki» herhangibir olay, herhangibir şart veya çevre olabilir. Bu metotda etki vazifesini gören belirli kelimeler veya

22) Doğan Canman; Op. C i t , , s, 127.

23) Milli Prodüktivite Merkezi; Eğitim Metotları, Yayın No. 50, 1989 A n k a r a , s. 96.

24) Julian Taher, Robert Classer and Halmuth Schaefer; ' Learning and Programmed Instruction, Addison-Wesley, Reading, Massechusetts, 1965, s. 3; ay­

rıca b u konuda bak.; Patricia Callender, Programmed Learning, Longmans, Green and Co. L t d . , London, 1969; B. Bass and J. Vaughan-, Op. C i t . , s. 112-118.

(15)

151 cümleler kullanılmaktadır. Bu cümleler eğiticilerin belirli bir şekilde hareket etmelerini, davranışta bulunmalarını ve cevap vermelerini ge­

rektirecek tarzda kullanılmaktadır. Eğer eğitilenler istenilen cevabı vermişlerse daha sonraki cümlelere geçilmektedir.

Metodun en güç taraflarından birisi, bu cümlelerin gayeye uygun tarzda hazırlanabilmesidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

There is an obvious consensus in the literature that fashion is a process of continuous change by which successive fashion products are generated and al- lowed to succeed

Yüksek Seçim Kurulu, 29 Mart 2009 günü yapılacak mahalli idareler seçiminde siyasi partilerin, belediyelerin ve bağımsız adaylar ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı

Fizik bilim alanı ve mühendislik uygulamalarında kullanılan lineer olmayan kısmi türevli Fisher denklemi, Benjamin-Bona-Mahony (BBM) denklemi, Schamel-KdV (S-KdV)

Genelleştirilmiş harmonik denge metodunu doğrusal olmayan bir sisteme uygulamak için öncelikle giriş ve çıkış sinyal formu belirlenir ve çıkış sinyal formunda

PORLA metodu ile tahmin edilen ARMA model parametreleri üzerinde pencere fonksiyonlarının etkisini göstermek için, dikdörtgen, üçgen, Bartlett, Hanning, Hamming,

olmadığını düşünür ama Sultan onlara güvenmediğini söyler. “Padişah neredeyse devlet orada olur, gerekirse Anadolu’da bir şehir devlet merkezi

Sonuç olarak, kişilerin zekât, fitre ve diğer dinsel bağış biçimlerinin ülkedeki hayırseverlik kapsamında yapılan bağışların çoğunluğunu oluşturmadığı

Sağ el ile tutulan tarağın size bakan tarafına baş ve küçük parmaklar gelecek şekilde diğer işaret, orta, yüzük parmaklar dış yüze bakacak şekilde tarak tutulur. Tarak