• Sonuç bulunamadı

EVLENMEDEN ÖNCE DOĞAN CÜCELOĞLU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EVLENMEDEN ÖNCE DOĞAN CÜCELOĞLU"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

EVLENMEDEN ÖNCE

DOĞAN CÜCELOĞLU

KRONİK KİTAP: 256 Psikoloji: 4

YAYIN YÖNETMENİ Adem Koçal EDİTÖR Tuğçe İnceoğlu KAPAK TASARIMI Kutan Ural MİZANPAJ Kronik Kitap

1-14. Baskı, Remzi Kitabevi 15. Baskı, Aralık 2021, İstanbul, Kronik Kitap

ISBN

978-625-7631-60-0

KRONİK KİTAP Şakayıklı Sk. Nº8, Levent İstanbul - 34330 - Türkiye Telefon: (0212) 243 13 23 Faks: (0212) 243 13 28 kronik@kronikkitap.com Kültür Bakanlığı Yayıncılık Sertifika No: 49639 www.kronikkitap.com kronikkitap BASKI VE CİLT Optimum Basım

Tevfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51/1 34295 K. Çekmece / İstanbul

Telefon: (0212) 463 71 25 Matbaa Sertifika No: 41707 YAYIN HAKLARI

Bu kitabın Türkiye’deki tüm yayın hakları Kronik Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Tanıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılar dışında, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz, yayımlanamaz.

(3)
(4)

DOĞAN CÜCELOĞLU

On bir çocuklu bir ailenin, on birinci çocuğu olarak Silifke’de dünyaya geldi. On yaşındayken annesini kaybeden Cüceloğlu, ortaokulu Silifke’de bitirdikten sonra, subay ağabeylerinin desteğiyle, önce Ankara Atatürk Lisesi’nde ve ardından Kırklareli Lisesi’nde lise öğrenimini tamamladı.

Ankara Atatürk Lisesi’ndeki edebiyat öğretmeni Cahit Okurer’in teşvi- kiyle mühendislikten vazgeçip bilime yöneldi ve psikoloji okumaya karar verdi. İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra ABD’de, Illinois Üniversitesi’nde Bilişsel Psikoloji (algılama, düşünme, iletişim) alanında doktorasını yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra İstan- bul, Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde öğretim üyeliği görevlerinde bulunan Cüceloğlu, Fulbright Bursu’yla Berkeley’deki Kaliforniya Üni- versitesi’nde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak bir yıl boyunca çalışmalarda bulundu. Daha sonra 1980-1996 arasında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, Fullerton’da görev yapan Cüceloğlu’nun Türkçe ve İngilizce dillerinde kır- kı aşkın bilimsel makalesi yayımlanmıştır. 1996-2021 arasında Türkiye’de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anne babalara ve yöneticilere yö- nelik çok sayıda seminer, konferans ve atölye çalışmaları yapmıştır. Hayatı boyunca eserlerini Türkçe olarak yayımlamaya özen gösteren Cüceloğlu, Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını bilimsel psikoloji kav- ramları içinde inceleyen kitaplar kaleme aldı. 16 Şubat 2021’de, 83 yaşın- da yaşama veda etti.

(5)

Yıldız’a!

“Gözlerindeki ışıltı hiç kaybolmasın!”

dileğim ve sevgimle…

(6)
(7)

DOĞAN CÜCELOĞLU

7

İçindekiler

Sunuş 9

Başlarken 11

BİRİNCİ BÖLÜM

Evlilik Deyince 17

İki İnsan: Biri Kadın Biri Erkek 24

İKİNCİ BÖLÜM

Kendini Tanımayan Dengini Zor Bulur 41

Evlenme Olgunluğu 58

Neden O? 78

Sözün Kısası 105

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İletişim Olgunluğu 111

İlişkinin Canı Var 123

Sözün Kısası 141

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Paylaşılan Değerler: Evliliğe Anlam Veren Çerçeve 145 Ben Değerleri Sorun Yaratır, Biz Değerleri Sorun Çözer 150

(8)

EVLENMEDEN ÖNCE

8

Sözün Kısası 171

Kızım Sana Söylüyorum... 174

Bitirirken 178

Teşekkür 185

Kavramlar Sözlüğü 187

Kitaptaki Bazı Kavramlarla İlgili Daha Ayrıntılı Okuma İçin 191 Notlar 201 Kaynakça 203

(9)

DOĞAN CÜCELOĞLU

9

Sunuş

DEĞERLİ DOĞAN CÜCELOĞLU OKURLARI,

Bildiğiniz gibi değerli eşim okurlarını “aynı ekipten” olarak görürdü ve bunu sık sık ifade ederdi. Bizler onun okurları olarak, hepimiz aynı ekibin bir parçasıyız.

Sevgili Doğan kitaplarının yeni bir tasarımla yayımlanmasını çok istiyordu. Beklenmedik kaybının ardından bu dileğini aile- si ve ekibi olarak gerçekleştirme görevi bize düştü. O, kitapların içeriğinde belki bazı güncellemeler de yapacaktı ama biz onun yokluğunda yapılmasını istediği ve bizlerle daha önce paylaşmış olduğu birkaç kelime değişikliği ile yetindik.

Keşke bu satırları Doğan yazabilseydi. Yine de Doğan Cüceloğlu kitaplarını Kronik Kitap ekibinin -Adem Koçal, Cüneyt Dalgakıran, Tuğçe İnceoğlu başta olmak üzere- çok içimi- ze sinen yeni tasarımıyla sizlere ulaştırıyor olmak buruk bir sevinç ve onur veriyor.

Yıldız Hacıevliyagil Cüceloğlu 10.11.2021

(10)
(11)

DOĞAN CÜCELOĞLU

11

Başlarken

EVLİLİĞE, ESKİ GELENEK ve göreneklerin içinde oluşmuş “modası geçmiş bir kurum” olarak bakanların sayısı az değildir. Konuya bu gözle bakanlar, değişen ve gittikçe bireyselleşen toplumda iki in- san arasındaki ilişkiye kimsenin karışmaması gerektiğini savunur- lar. Ekonomik koşulların gelişmesi, teknolojinin getirdiği olanak- larla haberleşmenin ve ulaşımın kolaylaşması, eski inançların za- yıflaması bu tavrın yayılmasının altında yatan önemli etkenlerdir.

Ne var ki toplum ekonomik, teknolojik ve sosyal yönden ne kadar gelişirse gelişsin evlilik bütün toplumlarda devam ediyor ve evlilikten uzak durmaya çalışanlar bile bir süre sonra hayatlarını sevdikleriyle “evlilik” ilişkisi içinde birleştiriyorlar.

İşinden, kazancından, sosyal hayatından memnun bekâr bir erkek okurum, “Mutluyum, ama hep bir eksiklik hissediyorum,”

diye yazmış. Halk ozanı Âşık Mahmut Çelikgün, “İnsanları bu hayata bağlayan, aşk sazının bir telidir evlilik,” demiş. Değişik toplum ve kültürlerde evlilik üstüne yapılan yüzlerce araştırmayı gözden geçiren bir bilimsel çalışmadan şu sonuç çıkıyor; “İnsan- lar var oldukça evlilik de var olacaktır ve insanlık evlilik sayesinde gelişecektir.”

Bu kitabın konusu evlilik. Bu konuda farklı farklı deneyim- leri olan insanlar var. Kitapta önce onların görüşleri ve evliliğin

(12)

EVLENMEDEN ÖNCE

12

insan yaşamındaki önemi üzerinde durdum. Daha sonra kişinin kiminle evleneceğine karar verirken üzerinde düşünmesi gereken üç boyutu inceledim:

1. Evlenecek olan kişinin kendini ve evlilikten beklentilerini tanıması;

2. Evleneceği kişiyi ve onun evlilikten ne gibi beklentileri olduğunu öğrenmesi;

3. Ve birlikte nasıl bir evlilik oluşturacaklarına karar vermeleri.

Karı-kocanın evlilik ilişkisi hayatın en önemli ilişkisi. Peki, kolay bir ilişki mi bu? Hayır; insan hayatının en önemli ve en zor ilişkisi, evlilik ilişkisidir. Ben, evlenmeden önce evlilik ilişkisine hazır hale gelmeyi çok önemsiyorum ve bu nedenle de elinizdeki çalışmada sağlıklı evlilik ilişkisi için gerekli iletişim farkındalıkla- rını gözden geçirdim. Bunlar:

1. İletişim,

2. Sosyal kimlik ve evrensel insan özü,

3. İlişki içinde altı tanıklık boyutunun içselleştirilmesi.

Daha sonra evlilik ilişkisini sağlıklı tutacak ve sürdürecek te- mel inanç ve değerleri ele aldım. Bu aşamada iki farklı ilişki şab- lonu devreye giriyor. Bunlardan ilki, evlilikte BEN ilişkisi. BEN ilişkisi eşlerden birinin diğerini sürekli baskı altına alma, onu yönetme tavrından kaynaklanır. Bu tavrın temelinde Denetim Odaklı Korku Kültürü vardır.

Evlilikte BİZ ilişkisi ise Gelişim Odaklı Değerler Kültürü’nün yaşattığı değerler üzerine kurulur. BİZ ilişkisi içinde değerlerini yaşayan evlilikte karı-koca birbirini denetleme, birbirine baskın çıkma tavrı içinde değildir. İnandıkları, yaşadıkları ve yaşattıkları değerlerle mutlu ve huzurlu bir yuva oluştururlar. Kitapta bu de- ğerleri inceledim.

(13)

DOĞAN CÜCELOĞLU

13

Kitap boyunca sık sık bana yazılan mektuplardan alıntılar yaptım. Düşüncelerini, duygularını benimle içtenlikle paylaşan yüzlerce okurumun yazdığı mektuplar konunun ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Mektuplardan, kimlik ve yer belirtmeden yaptığım alıntılar kitapta ele alınan kavramları ete kemiğe bürün- dürüyor ve bazen hüzünlendiren bazen de ümit veren öyküler ola- rak sizlerle buluşuyor.

İncelenen kavramları zaman zaman “Sözün Kısası” başlığı al- tında özetledim.

Kitabı “Bitirirken” evlilik konusunda bana göre önemli olan toplumsal gözlem ve önerilere yer verdim. Kitabın başından sonu- na kadar her aşamasında bana yardım eden iki bekâr genç asista- nım oldu; Emre Pekçetinkaya ve Gizem Çil. Merak ettim, acaba bütün bu çalışma süresinin sonunda bu iki genç ne öğrenip, ne- lerin farkına vardılar? “Bitirirken” bölümünün ardından, onların görüşlerine yer verdim.

Kitabın sonuna bir “Kavramlar Sözlüğü” koydum. Ayrıca, ile- tişim ve ilişki konusunu daha derinlemesine incelemek isteyecek okurlar için bazı kitaplarımın kısa tanıtımlarını verdim. Kitabın en sonundaki “Kaynakça” bölümü de bu yapıtın hazırlanmasında doğrudan ya da dolaylı yararlandığım kitap, makale ve konuşma- ları içeriyor.

Umarım bu kitap okurlarımın anlamlı ve mutlu yarınların kapısını açmasına yardımcı olur.

Selamlar, sevgiler.

Doğan Cüceloğlu Akatlar, İstanbul, Kasım 2017

(14)
(15)

B Ö L Ü M

1

(16)
(17)

DOĞAN CÜCELOĞLU

17

Evlilik Deyince

Evlilik ilişkisi bir bahçedir.

Çiçek de yetiştirebilirsin, diken de!

DOĞAN CÜCELOĞLU

AKLI BAŞINDA HER insan kendisi ve sevdikleri için iyi bir gelecek ister ve iyi bir gelecek deyince de hemen akla “iş” ve “eş” gelir.

Gelenek görenek temelli evliliklerin sorgulandığı bu dö- nemde, evlilik ilişkisini bilimsel kavramlar ışığında ele almaya hepimizin ihtiyacı var. Hepimiz derken evlenecek kişilerin yanı sıra onların annelerini, babalarını ve yakınlarını kastediyorum.

Meslek seçimine odaklanan anne ve babaların,1 konu çocukları- nın eş seçimine gelince kafaları karışık. Kafaları karışık, çünkü yoğun bir toplumsal değişim sürecinin içindeyiz ve boşanmala- rın giderek arttığı ve evli olanların mutluluklarını sorguladığı bir dönem yaşıyoruz.

Evlilik, bazı yapısal farklılıklar gösterse de, tarih boyunca tüm toplumlarda yer almış ve insan hayatını çok temelden etkilemiş bir sosyal kurum. Evlilik ilişkisinde erkek erkekliğini, kadın ka- dınlığını ve her ikisi de insanlığını keşfetme fırsatına sahip oluyor.

Evlilik içinde çocuklar büyüyor, yarının toplumu böyle oluşuyor.

Evliliğin toplumsal ilişkileri ve ekonomik süreçleri düzene sokma gibi bir işlevi de var.

1 Çocuklarının meslek seçimiyle ilgili kitap okumak isteyen anne-babalar için Yıldız Hacıevliyagil’in kaleme aldığı, İşim ve Ben adlı kitabı öneririm (Remzi Kitabevi).

(18)

EVLENMEDEN ÖNCE

18

Bu kitapta evliliğin toplumsal ve ekonomik yönlerinden çok, eşlerin hayatında ifade ettiği anlamı araştıracağım. Halk ozanı Âşık Mahmut Çelikgün,(1) evliliğin anlamını mısralara şöyle dökmüş:

Huzur bulur yalnızlıktan ağlayan Yoldaş olur bir yastığa baş koyan İnsanları bu hayata bağlayan Aşk sazının bir telidir, evlilik…

Tek başına rahat bir yaşamı olduğu halde evlenme gereksini- mi hisseden bir erkek okurum, evlilik konusundaki olumlu bek- lentilerini şöyle yazmış:

Benim evlilikten birinci beklentim tamamlanmış hissetmek. Bir erkek olarak bir kadının sesinin, kokusunun, varlığının etrafımda olması gerektiğini hissediyorum. Mutluyum ama hep bir eksiklik hissediyorum. Pikniğe götüreceğim, derslerine yardım edeceğim, sa- bahları okula bırakacağım, hafta sonu parka götüreceğim, nasihat vereceğim çocuklarımın olmasını istiyorum. Bunların hepsini bir- likte arkadaşça paylaşarak, severek, birlikte hissederek yapabilece- ğim bir eşimin olmasını…

Evlilik deyince korkan ve irkilenler de var. Bazen bu korku, daha evlenmeden, çevresindeki başarısız evlilikleri görmekten kaynaklanıyor. Karşılaşılabilecek bu olumsuz örneklerin belki de en çarpıcısı, kişinin kendi ailesi içinde anne-babasının evliliği olabiliyor. Genç bir kadın okurum, yazdığı mektupta kaygısını, korkusunu şöyle dile getirmiş:

Ben 23 yaşındayım. Bir evlilik yaşamadım, ama anne ve babamın evliliklerine yıllardır şahit oldum. Ve bu beni kendi yapacağım ev- lilikle ilgili çok kaygılandırıyor. Babamın anneme değer vermemesi, onu ve onun fikirlerini ciddiye bile almıyor oluşu…

(19)

DOĞAN CÜCELOĞLU

19

Evlilik deyince ne yazık ki ilk aklıma gelenler bunlar. Eşler birbirine nasıl davranmalı? İyi baba olmak ve iyi eş olmak arasında bir ilişki var mı? Gerçekten evlilik ne? Neden yapılmalı? Sevgi mi önceliklidir bir evlilikte, saygı mı? Bir insanı sevdiğiniz için mi eş olursunuz, yoksa eş olduğunuz insanı mı seversiniz?

Bu sorgulamaların altında kaygılar, korkular, tedirginlikler var. Tedirginlikler var, çünkü bu korkular gerçekleşebiliyor! Evlili- ğinde mutsuz olmuş bir kadın okurum şöyle yazmış:

Dört yıllık bir evliliğim devam etmekte ama sadece adı evlilik…

Üç yaşında kızım var, resmen onun için bu çırpınışlarım. Eşim online oyun bağımlısı; bizle hiç mi hiç alakası yok. Bizden kendini soyutladı, işe gidip gelir oyuna oturur…

Ona tamam dedik amenna, yalnız son bir aydır bayağı uzak- laşmıştı, meğer başka bir kadına ilgi duymaya başlamış (Telefonda başka birine anlatırken duydum). İnkâr etti, senin gibi kimse ola- maz, falan diyerek bu konuyu kapatmak istedi, ben kapatamadım.

Hiç gücüm kalmadı, 27 yaşındayım ama her sabah uyandı- ğımda bugün de mi yaşıyorum dercesine bir duruyorum…

Bütün çabam kızım için. Sevgi, aşk, saygı hiçbiri yok, çoğu zaman da şiddet uyguluyor. İkimiz de üniversite mezunuyuz. Keşke ilkokul mezunu olsaydık da mutlu olsaydık.

Anlaşılan o ki evlilik cennet de olabiliyor cehennem de… Bu kitabın amacı, evliliği böylesine zıt kutuplara sürükleyebilecek unsurlar üstüne okuru düşündürmek ve evlilik kararı vermeden önce onu farkındalıklarla donatmak.

Kitap boyunca, yaşadıkları deneyimleri bana aktaran okur mektuplarını kaynak olarak kullanacağım. Bu mektuplar evliliğin bünyesinde var olan dinamikleri yansıtıyor. Aşağıdaki mektup, iki kişi arasında yer aldığını düşündüğümüz evlilik ilişkisinin aslında hiç de öyle olmadığını esprili bir dille anlatmış:

(20)

EVLENMEDEN ÖNCE

20

“Evlilik otostopa benziyor!” diye düşünmüştüm ilk aylarında, ilk yıllarında evliliğimin. Bir kişi için duruyorsun, ama arabana 50 kişi doluyor. On sekiz yıl sonra anladım ki bu otostopçulardan hiç- biri bir yere gitmek istemiyor, ama direksiyona geçmeye ÇOK HE- VESLİLER. Hatta güzel geçinelim diye sakin uyumlu davranırsa- nız, yıllar sonra kendinizi arka koltukta sıkışmış buluyorsunuz. Her an kapı açılabilir ve düşebilirsiniz giden araçtan.

Evlilik sadece iki kişinin yaptığı bir yolculuk değil ve araçta çok insan olduğunda gerçekten de “kendinizi arka koltukta sıkışmış bulabilir” ve hatta “her an kapı açılabilir ve araçtan düşebilirsiniz!”

Ne var ki yaşanabilecek tüm olumsuzluklara rağmen, eşler bir- birini anlamanın ve desteklemenin önemini kavrayacak olgunlu- ğa gelmişse, en zor koşullardan bile mutlu bir hikâye oluşabiliyor.

Aşağıdaki mektubu yazan okurum, olumlu bir evlilik deneyimin- den söz ediyor ve “Evlilik, bahar demektir,” diyor. Ama dikkatle okuduğunuzda, bu evliliğin kötü gidebilecek birçok tehlikeyi de bünyesinde barındırdığını görebilirsiniz. Potansiyel olumsuzluk- lara rağmen sevgi dolu bir yuvaya dönüşen bu evliliğin temelin- deki değerleri görmeye çalışın. Kitap boyunca karı-koca ilişkisinin temelindeki bu değerlerden söz edeceğiz.

Kötüleşen ve daha da kötüye gidebilecek bir yaşamdan kaçış olarak başlayan bir öykü bakın nasıl gelişiyor:

Bana göre evlilik, bahar demektir. Nasıl ki baharın gelmesiyle doğa gözlerini açar ve içinde sakladığı çiçek, böcek, güneş vs. bize sunar- sa, işte evlilik de böyle hayatımıza gözlerini açtığı anda mutluluk, huzur, güven, saygı, aşk, evlat gibi tüm hayati değerleri bize sunar.

Herkesin bir umudu vardır… bir kaybedişi… bir de hikâye- si. Benim hikâyem de 16 yaşında evlenmemle başladı. Henüz lise ikinci sınıfa geçmiştim. Artık tamamen cehennem azabına dönen evimizdeki huzursuzluklardan kurtulmam gerekiyordu. Ama na- sıl? O yaştaki bir çocuk için ancak birine tutunmaktı çözüm. Ben

Referanslar

Benzer Belgeler

9 Süleyman Çelebi, Vesîletü’n-necât Mevlid, (Haz.: Ahmed Ateş) TTK. 13 Ahmed Aymutlu, Süleyman Çelebi ve Mevlid-i Şerîf, MEB. Fâtıma adına yazılanlar için bkz.:

Doğan Cüceloğlu’nun kişisel yaşamı, akademik ilgisi ve kişisel gelişim alanında kaleme aldığı, burada değinilen ya da değinilmeyen, tüm kitapları, konuşmaları

Although, the thermal rearrangements of the 4-aryl-4-hydroxycyclobutenones (25d−f) are open to give two regioisomeric naphtaquinones via ring closure at two different positions

Araştırmanın çift uyumuna ait bulguları katılımcıların medeni haline göre değerlendirildiğinde; “evli” ve “bekar ve ilişkisi var” cevabını veren

-Sağlık bakımı hizmetlerini arama ve sağlama -Hastalıkta tedavi ve bakım hizmetlerini sağlama.

 Bir kadın ve erkek arasında kurulan evlilik bağı çok daha geniş bir akrabalık çevresi yaratır.. Böylece çift yeni iktisadi olanaklara, yeni dayanışma ilişkilerine

Partner mizahına ilişkin algılar ile eşlerin evlilik uyumu ve evlilik doyumu arasındaki ilişkinin incelendiği ikinci modelin analiz sonuçlarına göre kadınların

baskı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kunımu Yayınları VII. (6) Orhan Şaik Gökyay, Dedem Korkudım Kitabı,