• Sonuç bulunamadı

ERGENLERİN BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK ÖZELLİĞİ İLE BİLİŞSEL ESNEKLİK İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ERGENLERİN BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK ÖZELLİĞİ İLE BİLİŞSEL ESNEKLİK İLİŞKİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ERGENLERİN BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK ÖZELLİĞİ İLE BİLİŞSEL ESNEKLİK İLİŞKİNİN

İNCELENMESİ

Mehmet BİLGİN

 Giriş

 Yöntem

 Bulgular

 Tartışma, Sonuç ve Öneriler

 Teşekkür ve Bilgilendirme

 Kaynakça

DOI: http://dx.doi.org/10.14527/9786053183563b2.036

(2)

Giriş

İnsanın temel bazı kişilik özelliklerinin oluşmasında çevrenin özellikle ailenin pay sahibi olduğu vurgulanmaktadır (Carver, Johnson, McCullough, Forster ve Joormann, 2014). Ebeveyn tutumları ve ergen davranışları üzerinde yapılmış bazı araştırmalarda (Bretherton, Golby ve Cho, 1997; De Wolf ve Van Ijzendoorn, 1997), ergenle ebeveyn arasında ilişkinin olumlu yönde artmasıyla, ergenin daha özerk ve aile dışında ilişki kurmada daha cesaretli olduğu görülmektedir. Ergeni desteklemeyen aile tutumları, uyum yapabilmeyi olumsuz yönde etkilemektedir (Isabella, 1993; Steinberg, Darling, Fletcher, Brown ve Dornbusch, 1995; Stevenson-Hinde ve Shouldice, 1995).

Son yıllarda araştırmalarda, bilişsel teori ve kişilik teorilerinin birlikte yaygın bir şekilde kullanıldığı görülmektedir. Kişilik teorileri, kişiliği, bireyin yapabileceği veya ulaşabileceği potansiyellerini açığa çıkarmasına yardımcı olacak ve temel eğilimlerini yansıtan duygu, davranış ve düşüncelerinin organizasyonu olarak kabul etmektedirler (McCrae ve Costa, 2008). Kişilik özellikleri, kişinin uyarıcılar karşısında ortaya koyacağı eylem ve süreğen potansiyel yatkınlıklardır (Caprara, Vecchione, Barbaranelli ve Alessandri, 2013).

Kişilik teorilerinden biri de son yıllarda ön plana çıkan beş faktörlü kişilik teorisidir. Büyük beşli olarak adlandırılan beş faktörlü kişilik teorisinin, en geniş kişilik özellikleri olarak sınıflandırdığı dışa dönüklük, yumuşak başlılık/geçimlilik, özdenetim/sorumluluk, duygusal tutarsızlık ve gelişime açıklık özellikleri üzerinde büyük bir fikir birliği bulunmaktadır (John, Naumann ve Soto, 2008).

Beş faktör kişilik modeli, dışadönüklük (Extroversion), yumuşak başlılık (aggreeablesness), öz- denetim (Conscientiousness), duygusal tutarsızlık (emotional stability/Neuroticism) ve gelişime açıklık (Openness to Experience) boyutlarından oluşmaktadır. Dışadönüklük; sosyal, sevecen, arkadaş canlısı, konuşkan, girişken, iddialı ve dış dünyaya açık, baskın ve aktif, neşeli, konuşkan ve sosyal, hırslı olarak tanımlanmaktadır. Yumuşak başlılık; dürüstlük, başkalarını düşünme, cömertlik, kibarlık, hoşgörülülük, fedakarlık, uyumluluk, itaatlilik, merhametlilik, alçak gönüllülüktür. Öz-denetim; azimli, vicdanlı, sorumlu, düzenli, dakik, kurallara bağlı, başarı kazanma güdüsü olan, öz disiplinli, sabırlı, planlı, programlı, dikkatli, temiz, tutumlu, titiz, tedbirli ve çalışkan olma gibi özellikleri içerir. Duygusal tutarsızlık; kaygılı, öfkeli, depresif, dürtüsel, kırılgan, endişeli, sıkılgan, kendine güvensiz ve sinirli gibi özellikler içermektedir ve nörotik bir yapıya işaret etmektedir (McCrae ve Costa, 1987). Gelişime açıklık, analitik, meraklı, yaratıcı, bağımsız, geleneksel olmayan, kendine özgü, hayal gücü kuvvetli, ilgileri geniş, cesur, değişikliği seven, sanatsal düşünen, doğal, açık fikirli, hareketli, hür düşünceli, kültürlü, estetik bakış açısına sahip ve zeki özeliklerini kapsar (Tatar, Bildik, Saltukoğlu ve Dinçel, 2014).

Beck’e göre (1976) bireyin belirli bir olayla ilgili diğerlerinden farklı düşüncelerinin bulunması doğaldır. Çünkü birey içinde bulunduğu durumda farklı davranışları seçip uygulayabilme hakkına sahiptir. Birey davranışlarını yapmaya karar vermeden önce, alternatiflerinin (seçeneklerinin) farkına varmalıdır. Belirli bir durumla ilgili seçeneklerinin farkında olan birey en doğru davranışı gören bireye oranla daha fazla düşünüyor demektir. Böylece, birey aynı anda birden çok çözüm yöntemi üretebilir.

Önemli olan en doğru seçeneği görmek değil, seçim yapmadan önce seçenekleri görebilmektir. Bu durum, bilişsel esneklik kavramını gündeme getirmektedir (Martin ve Anderson, 1998). Bilişsel esneklik, bireyin; a) alternatif yolların ve seçeneklerin farkında olması, b) yeni durumlara uyum sağlama da esnek olabilmesi, c) esnek olabildiği durumlarda kendisini yetkin (self-efficacy) hissetmesi olarak tanımlanmaktadır (Martin ve Anderson, 1998; Martin, Anderson ve Thweatt, 1998; Martin ve Rubin, 1995).

Esnek olan birey kişiler arası ilişkilerde kendisini yeterli hisseder. Bilişsel esnek bireyler, atılgan, sorumluluk sahibi, ilgi gösteren ve yaşadıklarını anlamlandırabilen bireylerdir (Martin ve Anderson, 1994, 1996, 1998). Martin ve Anderson’a göre (1998) bilişsel esnek bireyler, farklı durumlardaki iletişimlerde kendilerini güvende hissederler. Bilişsel esneklik kavgacı olmama ve toleranslı olma ile pozitif bir ilişki gösterirken, sözel saldırganlık ile negatif bir ilişki göstermektedir (Martin ve Anderson, 1998).

(3)

Diril (2011) sınıf düzeyi açısından dokuzuncu sınıf öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin daha yüksek olduğunu belirtmektedir. Altınkol (2011) yaş ile birlikte ergenlerin bilişsel esnekliklerinin arttığını ifade etmektedir. Ayrıca Öz (2012) kaygı ile bilişsel esneklik arasındaki ters orantılı bir ilişki olduğunu, buna karşın uyum ile bilişsel esneklik arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu saptamıştır.

Diril (2011) ergenlerin öfke düzeyleri arttıkça bilişsel esneklik düzeylerinin azaldığını söylemektedir.

Beş faktör kişilik teorisi ve bilişsel hatalarla ilgili araştırmalar yapılmıştır. Davies (2006) gerçekdışı (irrasyonel) düşünceler ile duygusal tutarsızlık ve öz-denetim boyutları arasında pozitif, gelişime açıklık arasında ise negatif bir ilişki tespit etmiştir. Ayrıca Sava (2009) duygusal tutarsızlık (Neuritizm) ile yumuşakbaşlılık arasında negatif, işlevsel olmayan şemalar ve irrasyonel inançlar arasında pozitif bir ilişki olduğunu belirtmektedir. Muris (2006) duygusal tutarsızlık ile işlevsel olmayan şemalar arasında pozitif bir ilişki olduğunu vurgulamaktadır.

Blau ve Fuller (2006) felaketleştirme hatası azaldıkça bireyin duygusal tutarsızlığının arttığını ifade etmektedirler. Felaketleştirme ile öz-denetim ve dışadönüklük arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır. Sava (2009) kişinin yumuşakbaşlılık puanı düştükçe kişilerarası ilişkilerinde daha çok çatışma çıktığını belirterek, bunun nedenini kişinin yetkinlik inancının azalmasına bağlamaktadır.

Yetkinlik inancıyla da bilişsel esneklik arasında pozitif ve yüksek bir ilişki olduğu (Bilgin, 2009b) dikkate alındığında dışadönüklük, özdenetim, yumuşak başlılık ve gelişime açıklık kişilik özellikleriyle bilişsel esneklik arasında da pozitif bir ilişkinin olduğu söylenebilir.

Bu araştırmanın amacı, sınıf düzeyine göre ergenin bilişsel esneklik ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu amaçla şu soruya yanıt aranmaya çalışılmıştır. Sınıf düzeyi açısından beş kişilik özelliği ergenin bilişsel esneklik düzeyine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?

Yöntem

Araştırma karşılaştırmalı ilişkisel tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Bu araştırma modeli, iki veya daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelidir (Karasar, 1986).

Çalışma Grubu

Araştırmaya 7-12 sınıf arası 441 ergen katılmıştır. Araştırmaya katılan ergenlerin % 12.00’ı (53) 7.

sınıf, % 16.80'i (74) 8. sınıf, % 22.70'i (100) 9. sınıf, % 17.70'i (78) 10 sınıf, % 15.90'ı (70) 11. sınıf, % 15.00’ı (66) 12. sınıf öğrencilerinden oluşmaktadır. Ergenlerin % 12.00’ı (53) 13 yaş, % 16.80'i (74) 14 yaş, % 22.70'i (100) 15 yaş, % 17.70'i (78) 16 yaş, % 15.90'ı (70) 17 yaş, % 15.00’ı (66) 18 yaş öğrencilerinden oluşmaktadır.

Veri Toplama Araçları

Bilişsel Esneklik Ölçeği (BEÖ)

Araştırmada kullanılan Bilişsel Esneklik Ölçeği Bilgin (2009a) tarafından geliştirilmiştir. Ölçek 19 maddeden oluşmaktadır. Ölçek maddeleri sıfat çiftlerinden oluşmaktadır (Örneğin, “ Yaparım, Yapamam, “Başarılıyım, Başarısızım”) gibi. Yanıtlayıcı hangi sıfata kendisini daha yakın hissediyorsa, o sıfata yakın seçeneklerden birini işaretlemektedir. Ölçekten elde edilen puanlar 21-105 arasında değişmektedir. Ölçekten alınan puanlar artması, bireyin bilişsel esnekliğe daha çok yaklaştığını göstermektedir. Bilişsel esneklik ölçeği semantik farklılıklar ölçeklerinin yapısına uygun olarak üç faktörlü bir yapıya uygun olarak hazırlanmıştır Ondokuz maddelik BEÖ’deki üç faktör, toplam varyansın %51.33’ nü açıklamaktadır.

Ölçeğin diğer geçerlik çalışmasında ise, ölçüt geçerliği Fonksiyonel Olmayan Tutumlar Ölçeği kullanılarak yapılmış ve iki ölçek arasındaki korelasyon .-44 olarak saptanmıştır. Ölçek üzerinde yapılan güvenirlik çalışmalarında, ölçeğin bütünü için bulunan cronbach katsayısının .92, ölçeğin

(4)

maddelerinin madde-toplam korelasyonlarının ise .49 ile .63 arasında olduğu bulunmuştur. Testin tekrarı yöntemi kullanılarak bulunan korelasyon katsayısının .77, testi yarılama yöntemiyle hesaplanan güvenirlik katsayısının ise .87 olduğu saptanmıştır.

Beş Faktör Kişilik Envanteri

Beş Kişilik Modeli’ne dayalı olarak geliştirilmiş kişilik ölçüm aracı, 1 (Hiç Katılmıyorum) ile 5 (Kesinlikle Katılıyorum) arasında beşli Likert olarak yanıtlanan 44 maddeden oluşan bir envanterdir.

Envanter, beş temel faktör (gelişime açıklık, öz-denetim/sorumluluk, yumuşak başlılık/geçimlilik, duygusal tutarsızlık, dışa dönüklük) üzerinden puanlanmaktadır. Envanterin İngilizce orijinal formu John, Donahue ve Kentle (1991) tarafından geliştirilmiştir. Envanterin İngilizce formunun alt ölçeklerinin cronbach alfa katsayıları .73 ile .80; İspanyolca versiyonunun .69 ile .77, Amerika Birleşik Devletleri versiyonunun ise .79 ile .88 arasında değişmektedir. Ölçeğin yapı geçerliği üzerinde yapılan çalışmada Amerike Birleşik Devletleri versiyonunda maddelerin faktör yükleri .37 ile .78 İspanyolca versiyonun madde faktör yükleri .29 ile .77 arasında bulunmuştur (Benet-Matinez ve John, 1998).

Envanterin Türkçe versiyonu üzerinde geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Somer, Korkmaz ve Tatar (2011) tarafından yapılmıştır.

İşlem

Araştırma verilerini toplamak amacıyla araştırıcı belirlenen okullara kişisel olarak ulaşmış ve öğrencilere Bilişsel Esneklik Ölçeği ve Beş Faktör Kişilik Envanteri uygulamıştır. Ölçekler uygulandıktan sonra, SPSS 11.50 programı aracılığıyla veri girişi yapılmıştır. Araştırma verileri MANOVA (Çok Değişkenli Varyans Analizi) yoluyla analiz edilmiştir. Bu amaçla öncelikle puanların MANOVA uygulamasına uygunluğu incelenmiştir. Bunun için grup ortalama puanlarını karşılaştırmada Wilks Lambda ve F istatistiklerine bakılmıştır. Ayrıca bağımlı değişkenlere ilişkin puanların normal dağılım gösterip göstermediği z istatistiği kullanılarak; bağımlı değişkenler arasında doğrusal ilişki ise saçılma diyagramı kullanılarak incelenmiş ve son olarak varyans-kovaryans matrislerinin homojenliğine bakılmıştır.

Bulgular

Bu bölümde, uygulanan istatistiksel analizler sonucunda elde edilen MANOVA bulguları verilmiştir. Bu amaçla öncelikle Bilişsel Esneklik Ölçeği puanı ortalamanın bir standart sapma altında ve üstünde değerler dikkate alınarak alt, orta ve üst düzey olarak üç kategoriye ayrılmıştır. Daha sonra ergenin Beş Faktör Kişilik Envanteri puanları ve sınıf düzeyiyle birlikte MANOVA işlemine tabii tutulmuştur.

Ergenin Beş Faktör Kişilik Envanteri puanları üzerinde yapılan MANOVA sonuçları, ergenlerinin kişilik özelliklerinin bilişsel esneklik (Wilks Lambda = .85, F(2, 433) = 6.70, p<.05) ve sınıf düzeyine (Wilks Lambda = .91, F(2, 433) = 1.59, p<.05) göre anlamlı farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu bulgu ergenin beş kişilik özelliğinden oluşan doğrusal bileşenden elde edilecek puanların bilişsel esneklik ve sınıf düzeyine bağlı olarak değiştiğini gösterir. Ergenin bilişsel esneklik ve sınıf düzeyine göre ergenin Beş Faktör Kişilik Envanteri alt ölçeklerine ilişkin ortalama ve standart sapma değerleri üzerinde yapılan iki yönlü ANOVA sonuçları Tablo 1’de gösterilmiştir.

(5)

Tablo 1.

Beş Faktör Kişilik Ölçeği Puanlarının Bilişsel Esneklik Ölçeği Puanları ve Sınıf Düzeyine Göre Ortalama, Standart Sapma ve ANOVA Sonuçları.

Kişiilik Özelliği n x Ss Sd f p

Dışadönüklük Bilişsel Esneklik

Alt 70 24.62 5.63 2-433 7.31 .00

Orta 311 26.83 4.94

Üst 60 27.88 5.44

Sınıf Düzeyi

7 53 26.37 4.36 2-433 .94 .44

8 74 27.28 5.27

9 100 27.10 5.06

10 78 25.71 4.45

11 70 26.72 6.09

12 26.34 5.72

Yumuşakbaşlılık Bilişsel Esneklik

Alt 70 31.00 5.34 2-433 2.82 .06

Orta 311 32.66 5.09

Üst 60 33.01 5.87

Sınıf Düzeyi

7 53 33.86 5.09 2-433 1.92 .08

8 74 32.70 4.74

9 100 32.86 5.35

10 78 31.71 4.93

11 70 31.15 5.96

12 66 32.63 5.23

Özdenetim Bilişsel Esneklik

Alt 70 27.05 5.03 2-433 39.08 .00

Orta 311 32.32 5.20

Üst 60 35.25 5.68

Sınıf Düzeyi

7 53 34.56 4.76 2-433 3.47 .00

8 74 32.06 5.80

9 100 32.70 5.68

10 78 30.93 6.12

11 70 31.10 5.49

12 66 30.24 5.37

Duygusal Tutarsızlık Bilişsel Esneklik

Alt 70 25.75 5.21 2-433 18.12 .00

Orta 311 24.17 5.16

Üst 60 22.56 5.63

Sınıf Düzeyi

7 53 24.05 5.17 2-433 2.74 .01

8 74 23.63 5.57

9 100 23.44 5.21

10 78 25.37 5.53

11 70 25.87 5.40

12 66 25.10 5.40

(6)

Tablo 1’in Devamı.

Kişiilik Özelliği n x Ss Sd f p

Gelişime Açıklık Bilişsel Esneklik

Alt 53 34.58 6.39 2-433 4.46 .01

Orta 311 36.34 5.93

Üst 60 37.96 4.83

Sınıf Düzeyi

7 53 37.64 4.80 2-433 .99 .41

8 74 36.43 5.76

9 100 36.77 6.00

10 78 36.00 6.16

11 70 35.88 5.93

12 66 35.07 6.46

Tablo 1 incelendiğinde, ergeninin Bilişsel Esneklik Ölçeği puanları düzeyi, ergenin Beş Faktör Kişilik Envanteri dışadönüklük alt ölçeği puanlarına göre (F = 7.31, p<.05), özdenetim alt ölçeği puanlarına göre (F = 39.08, p<.05), duygusal tutarsızlık alt ölçeği puanlarına göre (F = 18.12, p<.05) ve gelişime açıklık alt ölçeği puanlarına göre (F = 4.46, p<.05) anlamlı farklılık göstermektedir. Ayrıca sınıf düzeyi, ergenin özdenetim alt ölçeği puanlarına göre (F = 3.47, p<.05) ve duygusal tutarsızlık alt ölçeği puanlarına göre (F = 2.74; p<.05) anlamlı farklılık göstermektedir. Ergenin Beş Faktör Kişilik Envanteri puanlarının, Bilişsel Esneklik Ölçeği puanları ve sınıf düzeyine göre aralarında oluşan farkın kaynağına bakmak amacıyla Post-Hoc Analizi yapılmıştır. Post-Hoc Analizi sonucunda; Ergen dışadönüklük alt ölçeği puanları ortalaması açısından; en düşük bilişsel esneklik düzeyi ile orta ve yüksek bilişsel esneklik düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar gözlenmiştir (BEÖalt = 24.62 BEÖorta = 26.83, BEÖüst = 27.88). Ergen özdenetim alt ölçeği puanları ortalaması açısından; en düşük bilişsel esneklik düzeyi ile orta ve yüksek bilişsel esneklik düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar gözlenmiştir (BEÖalt = 27.05 BEÖorta = 32.32, BEÖüst = 35.25), Ergen duygusal tutarsızlık alt ölçeği puanları ortalaması açısından; en düşük bilişsel esneklik düzeyi ile orta ve yüksek bilişsel esneklik düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar (BEÖalt = 25.75 BEÖorta = 24.17, BEÖüst = 22.56) gözlenmiştir. Ergen gelişime açıklık alt ölçeği puanları ortalaması açısından; en düşük bilişsel esneklik düzeyi ile yüksek bilişsel esneklik düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar (BEÖalt = 34.58, BEÖüst = 37.96) gözlenmiştir. Ergen özdenetim alt ölçeği puanları ortalaması açısından; 7. sınıf düzeyi ile 10, 11 ve 12. sınıf düzeyleri ve 9. sınıf ve 12. sınıf düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar(7. sınıf = 34.56; 9. sınıf = 32.70; 10. sınıf = 30.93; 11. sınıf = 31.10; 12. sınıf

= 30.24) gözlenmiştir. Ergen duygusal tutarsızlık alt ölçeği puanları ortalaması açısından, 9. sınıf ve 11. sınıf düzeyleri arasında anlamlı farklılık (9. sınıf = 23.44; 11. sınıf = 25.87) gözlenmiştir. Bilişsel esneklik ve sınıf düzeyi birlikte ele alındığında, düşük bilişsel esneklik düzeyinde bulunan ergenlerin sınıf düzeyleri arttıkça dışadönüklük özelliklerinin zayıfladığı (7. sınıf = 30.50, 8. sınıf = 26.10, 9. sınıf = 26.76, 10. sınıf = 23.82, 11. sınıf = 21.80, 12. sınıf = 23.14) belirlenmiştir. Benzer şekilde yüksek bilişsel esneklik düzeyine sahip ergenlerin sınıf düzeyi arttıkça dışadönüklük özelliklerinin arttığı (7.

sınıf = 27.60, 8. sınıf = 26.30, 9. sınıf = 27.41, 10. sınıf = 26.14, 11. sınıf = 30.18, 12. sınıf = 33.33) görülmüştür.

Tartışma Sonuç ve Öneriler

Bu araştırmada, ergenlerin beş faktör kişilik özelliklerinin, bilişsel esneklik ve sınıf düzeyi ile arasındaki ilişki incelenmiştir. Elde edilen bulgular sonucunda; ergenin dışadönüklük, özdenetim, duygusal tutarsızlık ve gelişime açıklık özellikleri ile bilişsel esneklik arasında ilişki olduğu saptanmış, buna karşın yumuşakbaşlılık özelliği ile bilişsel esneklik arasında bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca sınıf düzeyi ile sadece özdenetim ve duygusal tutarsızlık özellikleri arasında ilişki bulunmuştur.

(7)

Ergenin kişilik özellikleriyle bilişsel esneklik arasında olumlu yönde bir ilişki olduğu belirlenmiştir.

Ergenin dışadönüklük, özdenetim ve gelişime açıklık özellikleri geliştikçe ergenin bilişsel esneklik düzeyi de artmaktadır. Ergenin duygusal tutarsızlık düzeyi ile bilişsel esneklik arasında ise ters orantılı bir ilişki mevcuttur. Duygusal tutarsızlık düzeyi arttıkça bilişsel esneklik düzeyi düşmektedir. Bu sonuçlar yapılmış diğer araştırma sonuçlarıyla paralellik göstermektedir. Martin ve Anderson’a göre (1998) esnek olan birey kişiler arası ilişkilerde kendisini yeterli hisseder. Bilişsel esnek bireyler, atılgan, sorumluluk sahibi, ilgi gösteren ve yaşadıklarını anlamlandırabilen bireylerdir. Bilişsel esnek bireye ait olan bu özellikler aynı zamanda dışadönük, özdenetim ve gelişime açıklık kişilik özellikleriyle benzerlik göstermektedir.

Duygusal tutarsızlık; kaygılı, öfkeli olma özelliklerini içerirken, dışadönüklük sosyal ve neşeli olma özelliklerini, özdenetim kurallara bağlı olma ve gelişime açıklık ise bağımsızlık özelliklerini içermektedir. Araştırma sonucunda duygusal tutarsızlık ile bilişsel esneklik arasında ters orantılı bir ilişki olduğu, buna karşın özdenetim, gelişime açıklık ve dışadönüklük ile bilişsel esneklik arasında olumlu yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Öz (2012) kaygı ile bilişsel esneklik arasında ters orantılı bir ilişki olduğunu, uyum ve bilişsel esneklik arasında ise olumlu bir ilişki olduğunu vurgulamaktadır.

Diril (2011) bilişsel esneklik düzeyi arttıkça ergenin öfke ve saldırganlık düzeyinin azaldığını ifade etmektedir. Bu iki araştırma sonucu ile bu araştırma sonuçları birbirini desteklemektedir. Bu iki araştırma sonuçları ergenin duygusal tutarsızlık puanlarının bilişsel esneklik düştükçe neden yüksek çıktığını açıklamaktadır.

Araştırmada, sınıf düzeyine göre ergenlerin özdenetim ve duygusal tutarsızlık kişilik özellikleri açısından anlamlı fark olduğu bulunmuştur. Yedinci sınıf ergenleri 10. 11. ve 12. sınıf ergenlere göre daha fazla özdenetimlidirler. Aynı şekilde dokuzuncu sınıf ergenleri de 12. sınıf ergenlere göre daha fazla özdenetimlidir. Bu bulguyu karşılaştırabilecek bir araştırmaya rastlanmamıştır. Özdenetim gibi bireyin yaşının ilerledikçe gelişmesi beklenen bir kişilik özelliğinin lise eğitimi başlangıcında daha fazlayken gittikçe azalması ilgi çekici bir sonuçtur. Bu ergenlerimizin gittikçe daha dışsal denetimli hale geldiklerinin göstergesi olabilir. Duygusal tutarsızlık kişilik özelliği açısından irdelendiğinde, 9.

sınıf ergenleri 11. sınıf ergenlere göre daha az duygusal tutarsızdırlar. Diril (2011) dokuzuncu sınıf ergenlerinin 12. sınıf ergenlere göre daha az öfke yaşadıklarını belirtmiştir. Öz (2012) ise lise öğrencilerinin kaygı düzeyleri arasında anlamlı farklılıkların olmadığını ifade etmektedir. Bu iki araştırma sonucu ile bu araştırmada duygusal tutarsızlık açısından elde edilen sonuçlar arasında benzerlik ve farklılık görülmektedir. Araştırmada sınıf düzeyi arttıkça duygusal tutarsızlık düzeyinin artması lise öğrencisinin ÖSYM sürecine girmesi sonucu sosyal yaşamının bozulmasına bağlanabilir.

Bu araştırmada bazı değişkenler arasındaki ilişkilerin irdelenememesi bu araştırmanın sınırlılıklarından biridir. Araştırmada ergenin kişilik özelliklerinin karşılıklı olarak birbiriyle nasıl bir ilişki içinde olduğu bundan sonraki çalışmalarda irdelenebilir. Bu araştırmanın önemli sınırlılıklarından biri de ulaşılan örneklem sayısıdır. Örneklem sayısının sınırlı olması daha uygun istatistiklerin kullanılmasını engellemiştir. Ayrıca örneklem grubunun sınırlı sayıda olmasında, alan çalışmalarının yapılmasında karşılaşılan izin sorunları da etkili olmuştur.

Araştırma sonucunda, ergenlerin bilişsel esneklik düzeyi yükseldikçe daha dışadönük, özdenetimli ve gelişime açık oldukları, buna karşın bilişsel esneklik düzeyi düştükçe daha duygusal tutarsızlık oldukları görülmüştür. Sınıf düzeyi açısından bakıldığında sadece duygusal tutarsızlık ve özdenetim kişilik özellikleri ile bilişsel esneklik arasında anlamlı bir farkın olduğu gözlenmiştir.

Teşekkür ve Bilgilendirme

Bu çalışma 26 Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresinde sunulmuştur. Ayrıca bu çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi tarafından SBA 2016-5431 ID numarası ile desteklenmiştir.

(8)

Öne Çıkan Noktalar

 Bu çalışmada, ergenlerin sınıf düzeyine göre bilişsel esneklik düzeyleri açısından beş faktör kişilik özellikleri incelenmiştir.

 Araştırma sonucuna göre, bilişsel esneklik düzeyi arttıkça, ergenlerin dışadönüklük, özdenetim ve gelişime açıklık kişilik özellikleri gelişmekte, bilişsel esneklik düzeyi düştükçe duygusal tutarsızlık kişilik özelliği gelişmektedir.

 Ergenlerin sınıf düzeyi arttıkça, özdenetim kişilik özelliği zayıflamaktadır.

 Ergenlerin sınıf düzeyi arttıkça, duygusal tutarsızlık kişilik özelliği ilerlemektedir.

Kaynakça

Altunkol, F. (2011). Üniversite öğrencilerinin bilişsel esneklik algılanan stres düzeyleri arasındaki İlişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Adana.

Beck, A.T. (1976). Cognitive therapy and the emotional disorders. New York: International Universities Pres.

Benet-Martinez, V. B. ve John, O. P. (1998). Los cinco grandes across cultures and ethnic groups:

Multirait multimethod analyses of the big five in spanish and english. Journal of Personality and Sscial Pyschology, 75 (3), 729-750.

Bilgin. M. (2009a). Developing a Cognitive Flexibility Scale: Validitity and Relaiability Studies. Social Personality and Behavior, 37, 4-10

Bilgin, M. (2009b). Bilişsel esnekliği yordayan değişkenler. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 3 (36), 142-157.

Blau, S. ve Fuller, J. R. (2006). Rational-emotive disputing and the five-factor model: Personality dimensions of the Ellis emotional efficiency inventory. Journal of Rational-Emotive and Cognitive Behavior Therapy, 24 (2), 87-100.

Bretherton, I., Golby. ve Cho, E. (1997). Attachment and the transmission of values. J.E.Grusec veL., Kuczyski (Eds.), Parenting and children’s internalizaiton of values (ss. 103-134) içinde. New York:

Wiley.

Caprara, G., Vecchione, M., Barbaranelli, C. ve Alessandri, G. (2013). Emotional stability and affective self-regulatory efficacy beliefs: Proofs of integration between trait theory and social cognitive theory. European Journal of Personality, 27, 145-154.

Carver, C., Johnson, S.L., McCullough, M. E., Forster, D. E. ve Joormann, J. (2014). Adulthood personality correlates of chilhood adversity. Frontiers in Psychology, 5, 1-8.

Davies, M.F. (2006). Irrational beliefs and unconditional self-acceptance. I. Correlational evidence linking two key features of REBT. Journal of Rational-Emotive and Cognitive-Behavior Therapy, 24 (2), 113-124.

De Wolff, J. ve IJzendoorn, M. H. (1997). Sensitivity and attachment: A meta-analysis on parental antecedents of infant attachment. Child Development, 68, 571-591.

Diril, A. (2011). Lise öğrencilerinin bilişsel esneklik düzeylerinin sosyo-demografik değişkenler ve öfke düzeyi ile öfke ifade tarzları arasındaki ilişki açısından incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.

(9)

Isabella, R A. (1993). Origins of attachment: Maternal interactive behavior across the first year. Child Development, 64, 605-621.

John, O. P., Donahue, E. M. ve Kentle, R. L. (1991). The big five inventory-versions 4a and 54. Berkley, CA: University of California.

John, O. P., Naumann, L. P. ve Soto, C. J. (2008). Paradigm shift to the integrative big-five trait taxonomy: History, measurement, and conceptual issues. O. P. John, R. W. Robins ve L.

Pervin (Eds.), Handbook of personality: Theory and research (ss.114–158) içinde. New York, NY:

Guilford Press.

Karasar, N. (1986). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Bilgi Yayınları.

Martin, M. M. ve Rubin, R. B. (1994). Development of a Communication Flexibility Scale. Southern Communication Journal, 59(2), 171-178.

Martin, M. M. ve Rubin, R. B. (1995). A new measure of cognitive flexibility. Psychological Reports, 76(2), 623-626.

Martin, M. M. ve Anderson, C.M. (1996). Communication traits: A cross-generational investigation.

Communication Research Reports, 13(3), 58-67.

Martin, M. M. ve Anderson, C. M. (1998). The Cognitive Flexibility Scale: Three validity studies.

Communication Reports, 11(1), 1-9.

Martin, M.M., Anderson, C. M. ve Thweatt, K. S. (1998). Aggressive communication traits and their relationship with the cognitive flexibility scale and the communication flexibility scale. Journal of Social Behavior and Personality, 13(3), 34-45.

McCrae, R.R. ve Costa, P. T., (1987). Validation of the five-factor model of personality across instruments and observers. Journal of Personality and social Psychology, 52 (1), 81- 90.

McCrae, R. R. ve Costa, P. T. (2008). The five-factor theory of personality. O. P. John, R. W. Robins ve L. A. Pervin (Eds.), Handbook of personality: Theory and research (3. Baskı; ss. 159–181) içinde. New York: Guilford.

Muris, P. (2006). Maladaptive schemas in non-clinical adolescents: Relations to percieved parental rearing behaviors. Big five personality factors, and pyschopathological symptoms. Clinical Pyschology and Pyschotherapy, 13(6), 405-413.

Öz, S. (2012). Ergenlerin cinsiyet, sosyo-ekonomik ve öğrenim kademesi düzeylerine göre bilişsel esneklik, uyum ve kaygı puanları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.

Sava, F. A.(2009). Maladaptive schemas, irrational beliefs, and their relationship with the five-factor personality model. Journal of Cognitive and Behavioral Pyschotherapies, 9 (2), 135-147.

Somer, O., Korkmaz, M. ve Tatar, A. (2011). Kuramdan Uygulamaya Beş Faktör Kişilik Modeli ve Beş Faktör Kişilik Envanteri. İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları.

Steinberg, L., Darling, N., Fletcher, A., Brown, B. ve Dornbusch, M. (1995). Authoritative parenting and adolescent adjustment: An ecological journey. P. Moen, G. H. Elder, Jr ve K. Luscher (Ed.), Examining lives in context: Perspectives on the ecology of human development (ss. 423-466) içinde. Washington, DC: APA.

Stevenson-Hindle, J. ve Shouldice, A. (1995). Maternal interactions and self-reports related to attachment classifications at 4.5 years. Child Development, 66(3), 583-596.

Tatar, A., Bildik, T., Saltukoğlu, G. ve Dinçel, M. G. (2014). Klinik olmayan örneklemden beş faktör kişilik envanteri belirti tarama amaçlı kullanılabilir mi?: Ön çalışma. FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 4 (Güz), 181-199.

(10)

Referanslar

Benzer Belgeler

Yapılan bu araştırmada ergen bireylerin bilişsel esneklik düzeyleri ile stresle başa çıkma tarzları alt boyutu olan kendine güvenli yaklaşım arasında

 DEHB olan çocukların gelişimsel dinamikleri Yİ bileşenlerinin hiyerarşine paralel değil.  Yİ bileşenleri için okul çağında

Kendi kendine : &#34;Periler bana kuyruk vermediler daha&#34; diye düşündü ,K İki ayağımı bağlayayım, her halde olur l&#34;.. Yere oturup cebinden mendilini

Araştırma gruplarına göre deneklere ait quadriceps kasının çevre ölçüsü ile ilgili olarak elde edilen bulgulardan; araştırma kapsamına giren bireylerin quadriceps

Fidelere yapılan uygulamaların kök ve yapraktaki büyüme parametreleri üzerine etkileri incelendiğinde genelde, kontrol grubu fidelerine kıyasla salisilik asit ön

1. Bu Doktrin ile ABD, Ortadoğu bölgesi ile bağlantısını önemli oranda genişletmiş oluyordu. Eisenhower Doktrini ile ABD, Süveyş Savaşı sonunda, İngiltere ve

Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin psikolojik katılık ve bilişsel esneklik değişken- lerinin öz-anlayış düzeylerini ne denli yordadığını ve bazı kişisel

Bu çerçevede, bu araştırmada söz konusu bağlanma ile psi- kopatoloji belirtileri arasındaki ilişkide aracı rolü olabilecek bilişsel değişkenlerden bilişsel esneklik,