ANAFİLAKSİ
İnt. Dr. Hande Engin Kasım 2011
Ani
Hızlı
Sistemik
Fatal
ANAFILAKSI ;
Duyarlı kişilerde yabancı antijenle karşılaşma sonucunda oluşan, IgE aracılığı ile mast ve
bazofil hücrelerinden kimyasal mediyatörlerin salınımı ile gelişen ve yaşamı tehdit eden ani ve aşırı duyarlılığın neden olduğu klinik tablolara denir.
ANAFLAKTOID REAKSIYON ;
Anaflaktoid reaksiyon klinik olarak anaflaksi ile aynı, ancak IgE aracılığının dışında mast ve
bazofil hücrelerden kimyasal mediyatörlerin
salınması sonucu gelişen klinik tablolara denir.
Anafilaksi kelimesi, eski Yunanca’da
Ana= Uzaklaştırma, ortadan kaldırma Flaxis = Korunma
kelimelerinden meydana gelen, korunmanın kaldırılması anlamında kullanılan bir terimdir.
Fatal anafilaksi 4000 yıldan beri bilinmektedir.
Fakat fizyopatolojisi ancak geçen yüzyılda anlaşılmaya başlanmıştır.
TARİHÇE
Tarihte bilinen ilk anaflaksi vakası MÖ.2640
yılında Eski Mısır’ın efsanevi Firavunu Menes’in bir arı sokması sonucu ölmesidir.
İlk kez, 1919 senesinde Tıp Nobel ödülünü kazanan Charles Richet tarafından ortaya konmuştur. Monaco Prensi Albert zehirli bir deniz anası tarafından sokulan Portekizli bir harp esirinin hastalığı için Fransız araştırmacı Charles Richet ve Paul Portiler’i çağırmıştır.
Richet Paris’e dönerken bu deniz anası zehrini de beraberinde
götürmüş ve bunu köpeklere gittikçe artan miktarda vererek onları bu zehire karşı rezistans yapmayı denemiş, fakat 21 gün
sonra 2. doz zehri verdiğinde 25 dk sonra köpeğin öldüğünü görmüştü.
Tabi bu neticeyi beklemiyordu. O zaman bu olaya beklenen
Prophlaxis aksine ‘Anaphylaxis’
ismini verdi.
İNSIDANS
Tanı konulamayan ya da rapor edilemeyen olgular nedeniyle, anafilaksinin gerçek insidansını
belirlemek zordur. Bununla birlikte; ABD’de yılda yaklaşık 500 hasta anafilaksi nedeniyle
kaybedilmektedir.
Geniş bir popülasyonda yapılan araştırmada
anaflaksi insidansı 100.000’de 9.79 bulunmuştur.
Fatal anafilaksinin insidansı ‘ milyonda 0.4’ olarak bildirilmiştir.
Arı sokmasına bağlı fatal anafilaksi insidansının ise %0.8 olduğu tahmin edilmektedir.
Anestezi sırasında anafilaksi 1/6000-1/20000
Parenteral penisilin uygulanmasında anaflaksi 5/10.000, mortalite 2/1.000.000
Lateks duyarlılığı sağlıkçılarda % 3-17 oranındadır.
Acile başvurularda 1/2500-1/3000 anaflaksi
ETYOLOJI
Anafilaksi ; antijenik uyarı sonucunda oluşan, Ig E’ nin aracılık ettiği bir reaksiyondur. Mast
hücresi ve bazofillerden salınan mediatörlerin organları etkilemesi sonucu ortaya çıkmaktadır.
Fakat aşağıda görüldüğü gibi, anafilaksi çeşitli etyolojik ajanların neden olduğu değişik
patogeneze sahip klinik bir sendromdur.
1. IG E ARACıLıĞı ILE ANAFILAKSI YAPANLAR
Antibiyotikler ( penisilinler, sefalosporinler, tetrasiklinler, nitrofurantoin, streptomisin, vankomisin, kloramfenikol, basitrasin, neomisin, kanamisin ).
Yabancı protein içerenler ( heterolog serumlar, ACTH,
insülin, paratiroid hormon, asparaginaz, böcek sokması, karınca venomları ).
Terapötik ajanlar ( allerjen ekstreleri, kas gevşeticiler, etilen dioksit, tiopental, aşılar ).
Besinler ( süt, yumurta, deniz ürünleri, baklagiller, fındık, ceviz, turunçgiller, muz, ayçiçeği, çikolata, mısır, pancar, metabisülfitler ).
2. İMMÜNKOMPLEKS VEYA KOMPLEMAN ARACıLıĞıYLA OLANLAR :
Tam kan
Kriyopresipitat
İmmünglobulinler
Plazma
3. DIREKT HISTAMIN SALıNıMıNA YOL AÇANLAR :
Opiatlar
Kürar, d-tubokürarin
Radyokontrast madde
Dextran, Mannitol
Pentamidin
Polimiksin B
Fluorescein
4. MEKANIZMASı TAM AÇıKLANAMAYANLAR:
Egzersiz
Asetil salisilik asit
Benzoat
Tartrazin
PATOGENEZ
Mast hücreleri degranüle olduğu zaman ortaya çıkan mediyatörler, semptomların ortaya
çıkmasından sorumludur. Bu mediatörlerin bir çoğu belirgin lokal etkilere sahip olmakla
birlikte histamin dışında pek azı aktif olarak dolaşıma girerler. Bu nedenle semptomların çoğu, mast hücresindeki birçok mediyatörün
lokal etkileriyle histaminin dolaşımdaki etkisine bağlıdır.
Anafilakside ortaya çıkan değişiklikler, temel
olarak, histamin, prostaglandinler, lökotrienler ve PAF’e bağlıdır.
Histamin bazofillerin ve mast hücrelerinin major sekretuar ürünü olup venüler ve arteriyel
vazodilatasyona neden olur. Vasküler
permeabiliteyi arttırır. Belli bir kan düzeyinin üstünde diastolik basıncı azaltır.
PGD2 mast hücrelerinde sentezlendiği halde
bazofillerde yapılamaz. Periferal vazodilatasyona neden olur.
Anafilaktik reaksiyondan sorumlu LTC4 ve LTD4 hem mast hücrelerinde hem de bazofillerde üretilir. Şiddetli vazokonstriksiyon yapar. Koroner damarlarda da
vazospazma yol açar. Bronkokonstriksiyona ve akciğer kompliansında azalmaya neden olur. Venüler dilatasyon ve damar geçirgenliğinde artışa neden olur.
PAF, tıpkı PGD2 gibi mast hücrelerinde sentezlenir ancak bazofillerde sentezlenemez. Venüler dilatasyon yapma yeteneği ve damar geçirgenliğini artırmada histaminden daha güçlüdür. Ayrıca eozinofiller için güçlü kemotaktik bir faktördür ve kronik bir allerjik reaksiyonda eozinofilin çoğundan sorumludur.
Bradikinin anafilaksi semptomlarına katkıda bulunur.
Kallikreinler olarak bilinen enzimler tarafından kininojenin parçalanması sonucu oluşur. Kininler
vazodilatasyona, hipotansiyona neden olur ve koroner damarları daraltır. Gerek mast hücreleri, gerekse
bazofiller kallikrein benzeri enzimler içerirler ve kinin
oluşumunda rol alırlar. Plazma kinini Hageman faktörün aktivasyonuna neden olur.
Anafilaksi, FV, FVII ve fibrinojenin azalması,
komplemanın aktivasyonu ve HMWK azalması sonucu ortaya çıkan akut intravasküler koagülasyonla birliktedir.
Parsiyel tromboplastin zamanının uzaması gibi pıhtılaşma defektleri sıklıkla görülür.
PATOGENEZ
Anaflaksi
IgE bağımlı IgE bağımsız
(anaflaktoid reaksiyon)
Duyarlanma Komplaman Direkt Mast Araşidonik asit
IgE yapımı aktivasyonu hücresinden meta. bozukluğu Yeniden karş (anafilatoksinler) mediatör salınımı Aspirin
İlaçlar ilaçlar NSAİ ilaçlar Besinler Mannitol Boya ve Venom Dekstran katkı mad.
Radyoopaklar
MAST HÜCRE AKTİVASYONU
Mediatör salınımı (histamin, triptaz, kimaz, lökotrien, PAF)
Klinik anaflaksi
RISK FAKTÖRLERI
Yaş : Bazı ajanlara bağlı anafilaksi
(radyokontrast madde, anestetikler) adultlarda çocuklara göre daha fazladır. Bu muhtemelen daha fazla maruziyete bağlıdır.
Cinsiyet: Lateks, aspirin ve kas gevşeticilerle anafilaksi kadınlarda, hymenoptera anafilaksisi erkeklerde daha sık olarak bildirilmektedir.
Muhtemelen maruziyetin türü ve sıklığına bağlı olarak cinsler arasındaki fark oluşmaktadır.
Atopi : Atopiklerde anaflaksi görülme sıklığı normal popülasyonla aynı. Ancak Besinlere, radyokontrast
maddelere, venom, lateks, egsersize bağlı ve idiyopatik anaflaksi atopiklerde daha sık.
Antijenle karşılaşma yolu : Parenteral antijen alımında reaksiyon daha şiddetlidir.
Önceki maruziyet öyküsü : Anafilaksi gelişme riski, spesifik antijenle karşılaşma sıklığı ve süresi ile orantılı olarak
artmaktadır. Tekrarlayan tedavi kürlerinin riski artırdığı kabul edilmektedir.
Meslek : Sağlık personelinde lateks, açık havada çalışanlarda venom allerjisi sıktır.
Mevsim: Yaz aylarında venom allerjisi sıktır.
KLINIK BULGULAR
Anafilakside deri, GIS, üst ve alt solunum sistemi ve kardiovasküler sistem tek ya da kombine olarak olaya iştirak edebilir.
Anafilaktik reaksiyondan ölümlerin %70’inin solunum sistemi komplikasyonundan, %24’ünün kardiovasküler sistemin disfonksiyonundan kaynaklandığı belirtilmiştir.
Semptomlar antijenin alımından sonra değişik sürelerde, değişik kombinasyonlarda, değişik şiddette başlayabilir.
Genel olarak semptomlar ne kadar erken başlarsa atak o kadar şiddetli olur.
Olay genellikle saniyeler ve dakikalar içinde gelişebilir.
Bazen 1 saate kadar uzayabilir.
Sistemik anafilaktik reaksiyonları klinik belirtilerin
şiddetine göre hafif, orta ve ağır reaksiyonlar olarak 3’e ayırabiliriz.
A) HAFIF ANAFILAKTIK REAKSIYONLAR :
Başlangıç belirtileri vücutta karıncalanma,
sıcaklık basma ile birlikte boğazda dolgunluk hissidir. Nazal konjesyon, periorbital ödem, gözlerde sulanma, deride eritem ve kaşıntı ilk belirtilere eşlik edebilir. Belirtiler antijenle
karşılaşmayı takiben ilk 2 saat içinde meydana gelebilir. Devam süresi tedaviye bağlı olarak
değişir. Bazen 1-2 gün sürebilir.
B) ORTA ŞIDDETLE ANAFILAKTIK REAKSIYONLAR :
Hafif şiddetteki belirtilere ilave olarak
bronkospazm ve üst solunum yolu ödemine bağlı belirtiler ortaya çıkar. Larinks ödemi nedeniyle ses kısıklığı, disfoni ve boğazda tıkanma hissi gelişir. Bronkospazma bağlı
olarak öksürük, dispne, wheezing ve göğüste sıkışma hissi meydana gelir. Yaygın flushing ile birlikte generalize ürtiker ve anjioödem çok
sıktır. Hastalar çoğunlukla anksiyete halindedir.
C) AĞıR ANAFILAKTIK REAKSIYONLAR :
Genellikle ani olarak başlar. Hafif ve orta
şiddetteki belirtiler dakikalar içerisinde hızla ilerleyerek şiddetli bronkospazm, laringeal ödem, siyanoz ve nadiren de respiratuar arrest gelişebilir. Kardiovasküler kollapsa
bağlı hipotansiyon ve şok oluşabilir. Kardiyak aritmiler sıklıkla görülür.
Gastrointestinal ödem ve hipermotiliteye bağlı olarak abdominal kramp ve diare meydana gelir. Respiratuar yetmezlik ve
kardiyovasküler kollapsa yol açan vakalarda klinik tablo çok hızlı gelişir. Bunlar da
respiratuar yetmezlik ve kardiovasküler kollaps anafilaksisinin ilk belirtisi olabilir.
ANAFILAKSININ KLINIK BULGULARı :
Burun- Orofarinks
Hapşırık
Burun akıntısı
Nazal konjesyon
Metalik tat
Üst solunum yolları
Ses kısıklığı
Stridor
Boğulma hissi
Larinks ödemi
Alt solunum yolları
Dispne
Taşipne
Wheezing
Sekresyon artışı
Cilt
Pruritus (döküntüsüz)
Flashing
Ürtiker/Anjioödem(en sık)
Terleme
Gözler
Konjonktival pruritus
Lakrimasyon
Periorbital ödem
Kardiovasküler
Taşikardi
Aritmiler
Hipotansiyon
Kardiyak arrest
Gastrointestinal
Bulantı/ Kusma
Abdominal kramplar
Diare
Nörolojik
Baş dönmesi
Senkop
Ölüm hissi
Nöbet
KLINIK BELIRTILERIN SıKLıĞı
% Ürtiker ve anjiödem...88 Dispne ve hışıltı...47 Baş ağrısı,dönmesi, hipotansiyon...33 Kızarma (flushing)...30 Üst solunum yolu ödemi...46 Rinit ...56 Substernal ağrı...16 Kaşıntı (döküntüsüz)...4.5 Konvulsion...1.5
Bazı vakalarda iyileşmeden birkaç saat sonra (1-8 saat içinde) semptomlar tekrarlayabilir.
Buna bifazik reaksiyon denir.
Bazı vakalarda ise klinik tablo birkaç gün sürebilir. Buna uzamış anafilaksi denir.
LABORATUVAR BULGULARı
Akciğer grafisinde havalanma fazlalığı ve atelektaziler
Hb ve Htc’de yükselme
Hemostaz bozuklukları
EKG’de ST segmentinde yükselme ve T dalgasında basıklaşma ve tersine dönme
Transaminazlarda ve kreatin fosfokinazda yükselme
Kan histamin, triptaz düzeyinde yükselme
AYıRıCı TANı
Tablonun dramatik seyretmesi ve ani olarak başlaması nedeniyle sistemik anafilakside tanı genellikle kolaydır.
Ürtiker ve anjioödemin eşlik etmediği ani kollaps
durumlarında vazovagal senkop, MI, aritmiler, pulmoner emboli gibi birçok hastalık akla getirilmelidir.
Anafilaksi ile en çok karışan tablo vazovagal senkoptur.
Vazovagal senkop genellikle enfeksiyondan sonra
meydana gelir. Hasta soluk, nabız yavaş, kan basıncı düşük veya normal olabilir. Respiratuar sistem ve deri bulguları yoktur. Hasta başı aşağı gelecek şekilde
yatırılırsa belirtiler çabucak düzelir.
Ürtiker ve hipotansiyon bulunmadan larinks ödemi mevcudiyetinde herediter anjioödem düşünülmelidir. Ailede benzer reaksiyon
hikayesi ve C1 esteraz inhibitör eksikliği vardır.
Adrenaline cevap vermemesi ile anafilaksiden ayrılır.
Serum hastalığı, soğuk ürtikeri ve akut astım atağı anafilaksiyi taklit edebilir.
Sistemik mastositoz, feokromositoma, karsinoid
sendrom, hipoglisemi gibi endokrin faktörler, besin katkı maddeleri ve ilaçlara karşı idiosenkratik
reaksiyonlar anafilaksinin ayırıcı tanısında düşünülmelidir.
Sistemik mastositozda kaşıntı, taşikardi, ishal ve senkop gözlenebilir.
Hipoglisemide terleme, solukluk, bilinçte bozulma, kan basıncında hafif düşme olabilir, ancak
solunum yolu obstrüksiyonu gözlenmez.
ANAFILAKSI AYıRıCı TANıSıNDA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASı GEREKEN DURUMLAR :
1. Vazovagal senkop
2. ‘Restaurant’ sendromu
Monosodyum glutamat
Sülfitler
Scromboidosis
3. Aşırı endojen histamin yapımı
Sistemik mastositozis
Urticaria pigmentoza
Bazofilik lösemi
Akut promyelositik lösemi
Kist hidatik
4. Diğer şok formları
Hemorajik
Hipovolemik
Kardiyojenik
Düşük afterload (örn: septik 5. Akut solunum yetmezliğişok)
sendromları
Status astmatikus
Yabancı cisim aspirasyonu
Pulmoner embolizm
Epiglottitis
6. Organik olmayan hastalıklar
Panik ataklar
Vokal kord disfonksiyonu
Globus historikus 7. Diğer durumlar
Herediter anjioödem
Serum hastalığı
Psödoanafilaksi
Ürtikeriyal vaskülit
Hiperimmunglobulin E send.
‘Red man’ sendromu
Aşırı doz ilaç alımı
Nörolojik (stroke, nöbet)
TEDAVI
Anafilaksi acil tanı ve tedavi gerektiren klinik bir tablodur. Dakikalar içinde ölümle
sonuçlanabilir. Kardiyak ve respiratuar durum ivedi olarak değerlendirilerek, derhal tedaviye ve gerekiyorsa resüsitasyona başlanır.
Anafilaksinin tedavi ilkeleri şunlardır :
I. Genel önlemler
II. Ilaç tedavisi
I. GENEL ÖNLEMLER
Ciddi bir durum söz konusu ise ‘Temel Yaşam Desteği’ uygulaması gereksinimi dikkatle
değerlendirilir.
1- Şüpheli antijenin uygulaması durdurulur.
2- Airway
3- Breathing
4- Circulation (Hipotansiyon varsa trendelenburg pozisyonu verilir).
ILAÇ TEDAVISI
1) Adrenalin => İLK uygulanması gereken!
DERHAL uygulanması gereken!
Kas içi (IM)
Erişkin : 0.3- 0.5 mg
Çocuk : 0.01 mg/kg. (maks. 0.3 mg)
Klinik cevap yetersiz:
Kan basıncı ve nabız kontrolü
10-15 dk aralıklarla 2-3 kez tekrar
Ciddi hipotansiyon ve şok varsa
Intravenöz
Reaksiyonun şiddetine göre doz
Öncelikle dilüsyon !
0.1 mg adrenalini 10cc sf içinde sulandır
Çok yavaş İV (5-10dk )
İV bolus uygulama yetersizse
İV sürekli infüzyon
Kardiyak moniterizasyon
1 ml 1:1000’lik adrenalin + 500 ml %5 dekstroz
0.25- 2.5 ml/dk
Enjeksiyonla alınmış antijen ise
Absorbsiyonun yavaşlatılması
Enjeksiyon bölgesine
1:1000’lik adrenalinden 0.3 mg
Çocuklarda 0.1-0.3 mg
+ TURNİKE (5-10 dk bir gevşet)
Damar yolu açılamıyor ise
Sublingual (SL)
SC ya da İM uygulamaya göre daha hızlı
İM dozda adrenalin, SL alanın 1/3 arka bölümüne
Endotrakeal tüp içine
İV doz
Yeterli uzunlukta bir kateter
Karina bölgesinin hemen üzeri
2) solunum güçlüğü ve siyanoz varsa oksijen (8-10 lt/dk) veriniz.
3) antihistaminikler, İV veya İM---(İV tercih edilir)
Klorfeniramin maleat (H1)
Erişkin hasta : 10 mg (0.25 mg/kg)
Çocuk hasta : 0.1 mg/kg
(?) Ranitidin (H2) > 14 yaş
1mg/kg, İV veya İM
İV : 20 ml SF, en az 5 dk içinde
4) Volüm kaybı çok önemlidir. 10 dakika içinde
intravasküler volümün %50’si kadar kayıp olabilir.
İntravenöz sıvılar veya kolloid replasmanı ile
hipotansiyonla mücadele edilmeli, gerektiğinde dopamin gibi bir vazopressör ajan kullanılmalıdır.
Sistolik kan basıncı:
Erişkin hasta : >100 mmHg
Çocuk hasta : >50 mmHg
Kısa sürede yüksek volümde
Kolloid ya da kristaloid?
Önemli olan infüzyonun uygulanma hızı !
İV =>%0.9 NaCl veya ringer laktat : 30ml/kg/saat
İV =>Dopamin (Gludop amp. 200 mg/10 ml) : 5-20 mcg/kg/dak.
5) Bronkospazm varsa beta-2 agonistler
Salbutamol nebül 2.5 mg
Devamlı ya da 4 saatte bir
Ayrıca bu amaçla aminofilin de kullanılabilir.
Yükleme dozu : 5-6 mg/kg , 20 dakikada İV
6) Kortikosteroidler : Anafilaksi tedavisinde yeri çok sonra, akut dönemde tedaviye katkısı yok!
KS tedavisi alan hastalarda
Geç faz reaksiyonlar
Bifazik ya da multifazik anafilaktik ataklar
Metilprednizolon:
Erişkin hasta : 0.5- 1 mg/kg İV
Çocuk hasta : 1mg/kg ‘ dır.
Veya Hidrokortizon : 5mg/kg (ort. Doz 250 mg) İV
Hafif olgularda oral prednizolon (20mg)
Dozlar gerekirse 6 saatte bir tekrar
7) Beta blokör kullanan hastalarda
Standart tedavi uygulamalarına direnç;
refrakter hipotansiyon, bradikardi, semptomların sık nüksetmesi
Atropin :
10 dakikada bir 0.3-0.5 mg
İM ya da SC
(toplam doz 2mg)
Glukagon :
Pozitif inotropik ve kronotropik etki
İnotropik etkisi katekolaminlerden bağımsız
1-5 mg İV bolus
5-15 mikrogr/dk infüzyon (klinik cevaba göre)
Kardiyotonik etki 1-5 dk içinde, 5-15 dk’da maksimum
8) Tüm tedavilere rağmen reaksiyon hala devam ediyorsa…
Kardiyopulmoner resüssitasyon
Yoğun bakım şartlarında tedavi ve takip
9) Akut tedavi sonrasında,
Hafif reaksiyonlarda => 2 saat gözlem
Ağır anafilaksilerde=>
-hospitalizasyon
-bifazik anafilaksi, geç reaksiyonlar
-en az 24 saat
Hasta taburcu edilirken =>
5-7 gün süreyle oral antihistaminik
Gerekiyorsa oral kortikosteroid
ANAFILAKSI TEDAVISI ALGORITMASı
Anaflaksi kuşkusu olan hasta
Bulgular anaflaksi ile HAYIR Anafilaksi ile uyumlu değil
Klinik bulguları değerlendir HAYIR Adrenalin
Yaşamı tehdit ediyor mu ? Antihistaminik,
steroid EVET
Acilen adrenalin,
Gerekirse resüssitasyon, oksijen,
IV sıvı. Vazopresörler, inhale Tekrar adrenalin bronkodilatatörler, entübasyon antihistaminik
HAYIR Steroid İyi klinik yanıt Glukagon
EVET H2 blokör
Geç reaksiyon için hasta izlenir
KORUNMA- GENEL ÖNLEMLER
Daha önceden bilinen duyarlılığı olan hastalar mümkün olduğu sürece
anafilaksiye yol açan ajanla temastan kaçınmalı
Hastalar, yakınları acil tedavi hakkında
bilgilendirilmeli
Dikkatli öykü alınmalı
Parenteral ilaç
uygulamasından kaçınılmalı
Çapraz reaksiyon verecek ilaçlara karşı dikkatli
olunmalı
İlaç uygulamalarından sonra hasta bekletilmeli
Daha önce anaflaksi gelişen hastaların
durumlarının dosyalarında belirtilmesi, tanıtım kartları veya bileziklerin takılması, hastalara adrenalin otoenjektörlerinin taşıtılması
İlaç mutlaka uygulanacaksa desensitizasyon ve premedikasyon yapılmalıdır.