• Sonuç bulunamadı

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş."

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ

İstanbul, 9 Nisan 2007 SİRKÜLER NO : 2007/36

KONU : 5615 Sayılı Kanunla Vergi Mevzuatında Yapılan Değişiklikler Hk.

4 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5615 Sayılı “Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmış olup, anılan Kanunla vergi mevzuatında yapılan değişiklikler ilgili vergi kanunları itibariyle aşağıdaki bölümlerde açıklanmıştır.

1. GELİR VERGİSİ KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER 1.1. Ücretlilerde Vergi İndirimi Uygulaması Kaldırılmıştır.

Bilindiği üzere 3946 sayılı Kanunla (R.G. 30.12.1993/21804) Gelir Vergisi Kanunu’nun 63’üncü maddesine eklenen 5 numaralı bent hükmü ile, ücretlilerin vergi matrahlarında kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının belli bir kısmının (1/3’ünün) “Özel Gider İndirimi” olarak indirilebilmesine imkan sağlanmıştır. Madde hükmünde hesaplanacak indirim tutarının ücretin yıllık vergi matrahının % 35’ini geçmeyeceği, ancak Bakanlar Kurulu’nun bu oranı sıfıra kadar indirebileceği belirtilmiştir.

Ücretlilerde özel gider indirimi en son 2003 yılı ücret gelirleri ve harcamalarına ilişkin olarak uygulanmıştır.

24 Nisan 2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4842 Sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun bahse konu 63/5. maddesinde düzenlenen özel gider indirimi uygulaması 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış ve bunun yerine yine aynı tarihten geçerli olmak üzere Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121. maddesinde yapılan düzenleme ile ücretlilere kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili olarak yapacakları eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamaları ile ilgili olarak “vergi indirimi” uygulaması getirilmiştir.

(Bknz. 2003/48 Sayılı Sirkülerimiz.)

Bu defa 5615sayılı Kanunla ücretlilere vergi iadesi uygulaması da kaldırılarak yerine “Asgari Geçim İndirimi” uygulaması getirilmiştir.

Bu amaçla Gelir Vergisi Kanununun “Ücretlilerde Vergi İndirimi” başlıklı mükerrer 121. maddesi 1.1.2007 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.

5615 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi ile de; ücretillerin 2006 yılına ilişkin olarak 2007 yılında ödeyecekleri gelir vergisinden mahsup edilecek vergi indirimiyle ilgili işlemlerin, yürürlükten kaldırılan mükerrer 121. madde hükümlerine göre sonuçlandırılacağı belirtilmiştir.

(2)

Buna göre ücretliler vergi indirimi uygulamasından en son 2006 yılında yaptıkları harcamalara bağlı olarak 2007 yılında yararlanacaklardır. 2007 yılı harcamaları ile ilgili olarak ise 2008 yılında vergi indirimi uygulaması sözkonusu olmayacaktır.

Buna mukabil 2008 yılından itibaren ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde “Asgari Geçim İndirimi” uygulanacak olup, konu ile ilgili açıklamalar aşağıdaki bölümdedir.

1.2. Ücret Gelirlerinin Vergilendirilmesinde “Asgari Geçim İndirimi”

Uygulaması Getirilmiştir.

5615 sayılı Kanunla ücretlilerde vergi indirimi uygulamasının yürürlükten kaldırılmasına karşılık, yerine kaim olmak üzere “Asgari Geçim İndirimi” uyglaması getirilmiştir.

Bu amaçla Gelir Vergisi Kanununun mülga 32. maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olup, bahse konu madde hükmü aşağıya alınmıştır.

"Asgari geçim indirimi

MADDE 32- Ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanır.

Asgari geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için %50'si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için

%10'u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için %7,5 diğer çocuklar için %5'idir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgari geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.

İndirimin uygulanmasında "çocuk" tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dahil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, "eş" tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.

İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medeni hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.

Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgari ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgari geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanuni oranına kadar indirmeye yetkilidir.

Asgari geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."

(3)

Örnek: 2008 yılında asgari ücretin brüt 600 YTL olduğu varsayımı ile evli ve 3 çocuklu bir ücretlinin 2008 yılında yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarı aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Asgari Ücretin Yıllık Brüt Tutarı: 7.200 YTL Asgari Geçim İndirimi Hesabı

- Çalışanın Kendisi İçin (% 50) : 3.600 YTL - Çalışmayan Eşi İçin (% 10) : 720 YTL - İlk 2 Çocuk İçin (2 x % 7,5) : 1.080 YTL - Üçüncü Çocuk İçin (1 x % 5) : 360 YTL

Toplam : 5.760 YTL

* Yararlanılacak Asgari Geçim İndirimi Tutarı: 864 YTL (5.760 YTL x % 15)

Görüleceği üzere bu ücretlinin 2008 yılındaki ücret geliri vergilendirilirken, asgari geçim indirimi uygulaması nedeniyle 864 YTL daha az vergi hesaplanacak ve ödenecektir.

Madde hükmü 1.1.2008 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanacaktır.

Asgari geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenecek olup, konu ile ilgili Maliye Bakanlığı düzenlemeleri ayrıca duyurulacaktır.

1.3. Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Beyanname Verme Süreleri Değiştirilmiştir.

5615 Sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanununun çeşitli maddelerinde yer alan beyanname verme sürelerinde değişiklikler yapılmış olup, verme süresi değişen beyannameler ile değişiklik öncesi ve sonrası beyanname verme süreleri aşağıya çıkarılmıştır.

(4)

Beyannameler Değişiklik Öncesi Beyan

Verme Süresi Değişiklik Sonrası Beyan Verme Süresi -Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi İzleyen Yılın Mart Ayının

15.Günü Akşamına Kadar

İzleyen Yılın Mart Ayı Başından 25. Günü Akşamına Kadar -Geliri Sadece Basit Usule Tabi Ticari

Kazançtan İbaret Olanlar İçin Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi

İzleyen Yılın Şubat Ayının 15. Günü Akşamına Kadar

İzleyen Yılın Şubat Ayı Başından 25. Günü Akşamına Kadar

-Aylık Muhtasar Beyanname Ertesi Ayın 20. Günü Akşamına Kadar

Ertesi Ayın 23. Günü Akşamına Kadar

-Üçer Aylık Muhtasar Beyannameler Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim Aylarının 20. Günü Akşamına Kadar

Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim Aylarının 23. Günü Akşamına Kadar

-Geçici Vergi Beyannameleri (*) Dönemi İzleyen İkinci Ayın 10. Günü Akşamına Kadar

Dönemi İzleyen İkini Ayın 14.

Günü Akşamına Kadar -GVK Geçici 67. Maddesine Göre

Düzenlenen Aylık Muhtasar Beyannameler

Dönemi İzleyen Ayın 20.

Günü Akşamına Kadar

Dönemi İzleyen Ayın 23. Günü Akşamına Kadar

(*) Kurumlar vergisi mükellefleri için de aynı süreler geçerlidir.

Değişiklikler 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu itibarla anılan tarihten itibaren bahse konu beyannamelerin verilmesinde yeni süreler dikkate alınacaktır.

1.4. Transfer Fiyatlaması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Uygulaması Gelir Vergisi Mükellefleri Yönünden de Geçerli Hale Getirilmiştir.

Bilindiği üzere 5422 sayılı eski ve 5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunlarında Kurumlar Vergisi mükelleflerinin ortakları ve ilişkili kişilerle yaptıkları işlemlerde emsal/piyasa fiyatlarına uygun olmayan fiyat/bedeller üzerinden işlem yapmaları halinde aradaki farkın (transfer fiyatlaması yoluyla) örtülü kazanç dağıtımı sayılacağı ve bu şekilde dağıtılmış sayılacak kısmın dağıtan şirket yönünden kazanç tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği/matraha ekleneceği yönünde düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna mukabil benzer düzenleme gelir vergisi kanununda yer almadığından, ticari kazanç sahibi olan gerçek kişiler yönünden böyle bir uygulama geçerli olmamıştır.

5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın tespitinde indirilmeyecek giderleri (K.K.E.G.İ) düzenleyen 41. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (5) numaralı bent ile transfer fiyatlaması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı uygulaması ticari kazanç sahibi gelir vergisi mükellefleri (gerçek kişiler) için de geçerli hale getirilmiştir. Bahse konu bent hükmü aşağıya alınmıştır.

"5. Bu fıkranın 1 ila 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme leyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır.

Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu

(5)

şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır.

Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler, her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.

İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi hükmü uygulanır."

Düzenlemenin 1.1.2007 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Bu itibarla ticari kazanç sahibi gelir vergisi mükellefleri (gerçek kişiler) de 2007 yılından itibaren bu düzenlemeye göre hareket edeceklerdir.

1.5. Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı Uygulaması Gelir Vergisi Mükellefleri Yönünden de Geçerli Hale Getirilmiştir.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanununun “Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı” başlıklı 7.maddesi ile, belli şartlar altında yurt dışı iştiraklere yatırım yapan mükelleflere bu iştiraklerinden fiilen kar payı dağıtılmasa bile vergi uygulamaları açısından kar payı dağıtılmış olduğu kabul edilmiş ve bu suretle bu iştiraklerin kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulması sağlanmıştır. Konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (7) numaralı bölümünde yer verilmiştir. ( Bakınız 2007/32 sayılı sirkülerimiz.)

Bu defa 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun menkul sermaye iratlarının tarifini düzenleyen 75.maddesine eklenen bir paragrafla kontrol edilen yabancı kurum kazancı uygulaması gelir vergisi mükellefleri (gerçek kişiler) yönünden de geçerli hale getirilmiştir.

Bahse konu hüküm aşağıya alınmıştır.

"5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesindeki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde; Türkiye'de yerleşik gerçek kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kar payının veya oy kullanma hakkının en az %50'sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kazançları dağıtılsın veya dağıtılmasın, iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren yıl itibarıyla dağıtılan kar payı sayılır.Türkiye'de vergilendirilmiş kazancın iştirak tarafından sonradan dağıtılması durumunda, elde edilen kar paylarının vergilendirilmiş kısmı bu tutardan indirilir."

Düzenlemenin 1.1.2007 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Bu itibarla, yurt dışındaki şirketlere ortaklığı olan gelir vergisi mükellefleri (gerçek kişiler) de anılan tarihten itibaren bahse konu iştirakleri ile ilgili olarak yukarıdaki hükümde yer alan kriterlerin mevcut olması halinde, düzenlemeye uymakla yükümlü olacaklardır.

Öte yandan, 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun “Vergi Tevkifatının Mahsubu”nu düzenleyen 121. maddesine eklenen bir fıkra ile de; kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kanunun 94. maddesinin bir sonraki bölümde

(6)

açıklanacak ikinci fıkrası uyarınca kesilen vergilerin, Türkiye’de yıllık beyannameyle bildirilecek kontrol edilen yabancı kurum karı üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden mahsup edilebilmesine imkan tanınmıştır. Mahsup edilecek vergi, kontrol edilen yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden gelir vergisinden fazla olamayacaktır.

Ayrıca, 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun “Yabancı Memleketlerde Ödenen Vergilerin Mahsubu” başlıklı 123. maddesine eklenen bir fıkra ile de; kontrol edilen yabancı kurumlara ilişkin hükümlerin uygulandığı durumlarda, yurt dışı iştirakin toplam vergi yükünün hesabında esas alınan vergilerin, ödenmiş olmaları şartıyla, Türkiye’de vergilendirilecek kontrol edilen yabancı kurum karları üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebileceği belirtilmiştir.

1.6. Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerince Vergi Cenneti Olarak Nitlenen ya da Vergi Yükü Düşük Ülkelerde Yerleşik Gerçek Kişilere Yapılacak Ödemeler de Tevkifat Kapsamına Alınmıştır.

5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanununun “Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi”

başlıklı 30. maddesininin (7) numaralı bent hükmü ile; vergilendirme rejiminin Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun gözönünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilecek olan ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara yapılacak bazı ödemeler üzerinden % 30 oranında tevkifat yapılması öngörülmüştür.

Düzenleme ile, Türkiye’de vergi matrahına dahil olması gereken kazancın vergi yükü düşük ülkelerde bırakılmak suretiyle aşındırılmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (30.5.) numaralı bölümünde yer verilmiştir. (Bakınız 2007/32 sayılı sirkülerimiz.)

Bu defa 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun “Vergi Tevkifatı”nı düzenleyen 94. maddesine eklenen bir fıkra hükmü ile, anılan ödemelerin 94. maddenin birinci paragrafında sayılanlarca gerçek kişilere yapılması halinde de % 30 oranında tevkifat yapılması öngörülmüştür. Bahse konu madde hükmü aşağıya alınmıştır.

"Vergilendirme rejiminin, Türk vergi sisteminin sahip olduğu vergilendirme kapasitesi ile en az aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp, sağlamadığı ve bilgi değişiminde bulunup bulunmadığı hususu da göz önünde bulundurulmak suretiyle, Bakanlar Kurulunca ilan edilecek ülkelerde yerleşik veya faaliyette bulunanlara (Türkiye'de yerleşik olanların bu ülkelerde bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılanın mükellef olup olmadığına bakılmaksızın %30 oranında vergi kesintisi yapılır. Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla, deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yurt dışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin anapara, faiz ve kar payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmaz."

(7)

Düzenlemenin 5615 sayılı Kanunun yayım tarihinde (4.4.2007 tarihinde) yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Bu itibarla belirtilen tarihten itibaren gerek gelir ve gerekse de kurumlar vergisi mükelleflerince Bakanlar Kurulunca ilan edilecek ülkelerde yerleşik ya da faaliyette bulunan gerçek kişilere yapılacak madde kapsamı ödemeler üzerinden de % 30 oranında tevkifat yapılacaktır.

1.7.Gerçek Kişilerce Sahip Olunan Mal ve Hakların Elden Çıkarılmasından Sağlanan Kazançların Vergiye Tabi Olmaması İle İlgili 4 Yıllık Süre 5 Yıla Çıkarılmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun “Değer Artış Kazançları”nı düzenleyen mükerrer 80.

maddesinin (6) numaralı bent hükmü ile, ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere, iktisap şekli ne olursa olsun aşağıda sayılan mal ve hakların, gerçek kişilerce iktisap tarihinden başlayarak 4 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar gelir vergisine tabi tutulmuştur.

- Arazi, bina, maden suları, memba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl üretim yerleri, tuğla ve kiremit harmanları tuzlalar ve bunların mütememmim cüzileri ve teferruatı (Kooperatiflerin ortaklarına tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde iktisap edilmiş sayılmaktadır.)

- Voli mahalleri ve dalyanlar,

- Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar,

- Gemi ve gemi payları ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtaları

5615 sayılı Kanunla G.V.K.nun anılan madde hükmünde yapılan değişiklikle bahse konu kazançların vergiye tabi tutulup tutulmamasını belirleyen 4 yıllık süre 5 yıla çıkarılmıştır.

Öte yandan 5615 sayılı Kanunla G.V.K.’na eklenen Geçici 71. madde ile de, 1.1.2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olan mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde 4 yıllık sürenin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.

Böylelikle yeni süre uygulamasının hukukun temel ilkelerine de uygun olarak değişiklik sonrası dönemde iktisap edilen mal ve haklar yönünden geçerli olması sağlanmıştır.

1.8.Esnaf Muaflığının Kapsamı Genişletilmiştir.

Bilindiği üzere, Ticaret ve sanat erbabından; faaliyetleri sonucu sağlanacak gelirin çok düşük olması, vergilendirme güçlüğü ve maliyetinin yüksekliği ve faaliyetlerinin özellikleri dikkate alınarak belirlenen bir kısmı gelir vergisinden muaf tutulmuş olup, konu ile ilgili düzenleme Gelir Vergisi Kanununun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı 9.maddesi ile yapılmıştır. Madde hükmünde vergiden muaf tutulan esnaf altı bent halinde ayrıntılı olarak sayılmış, ayrıca sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri, Danıştayın mutaalası üzerine Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan edilen ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler de vergiden muaf esnaf kabul edilmiştir.

5615 sayılı Kanunla G.V.K. nun bahse konu 9. maddesinin (6) numaralı bent hükmü yeniden düzenlenmek suretiyle esnaf muaflığının kapsamı genişletilmiştir. Bent hükmünün eski ve yeni halleri aşağıya alınmıştır.

(8)

Eski Hali

“6. Hariçten işçi almamak, muharrik kuvvet kullanmamak kayıt ve şartı ile oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, örgü, dantel, her nevi nakış işlerini ve her nevi turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, ip ve urganları dükkan açmaksızın satanlardan 47. maddenin 1 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı şartları haiz bulunanlar.”

Yeni Hali

“6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla;

oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamülleri, kırpıntı deriden üretilen mamüller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir."

1.9.Diğer Değişiklikler

i) Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67. maddesinin (14) numaralı bendinde;

“Türkiye’de kurulu vadeli işlem ve opsiyon borsalarında 2006 yılında yapılan işlemlerden elde edilen kazançlar için (1) numaralı fıkrada belirtilen tevkifat oranının sıfır olarak uygulanacağı” hükmüne yer verilmiştir.

5615 sayılı Kanunla bahse konu bent hükmündeki “2006 yılında” ibaresi,

“31.12.2008 tarihinde kadar” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece bu işlemler için stopaj oranının 2008 yılı sonuna kadar sıfır olarak uygulanması, diğer bir deyişle fiilen stopaj yapılmaması sağlanmıştır.

ii) 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 99. maddesinde yapılan değişiklikle, muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye ve tevkifat konuları itibariyle ayrı ayrı beyanname verme mecburiyeti getirmeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

Düzenleme 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(9)

2.K.D.V. KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER 2.1. Beyanname Verme Süresi Uzatılmıştır.

Katma Değer Vergisi Kanununun 41. maddesinde mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların KDV beyannamelerini vergilendirme dönemini takiben, işi bırakan mükelleflerin ise işin bırakıldığı tarihi izleyen ayın 20. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır.

5615 sayılı Kanunla madde hükmünde yapılan değişiklikle KDV beyannamesinin verilme süresi izleyen ayın 20. günü yerine, 24. günü akşamına kadar şeklinde değiştirilmiştir. Böylece beyanname verme sureti 4 gün uzatılmıştır.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2.2.Petrol Arama Faaliyetleri İle İlgili İstisnanın Kapsamı Genişletilerek Boru Hattıyla Taşımacılık Faaliyetleri de İstisna Kapsamına Alınmıştır.

K.D.V. Kanununun 13/c maddesinde; 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre yapılan petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Petrol Kanununun değişmesi de gözönünde bulundurularak, 5615 sayılı Kanunla madde hükmünde değişiklik yapılmıştır.

Yeni hükme göre;

- Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile,

- Aynı Kanun hükümlerine göre boru hatlarıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler,

katma değer vergisinden müstesna tutulacaktır. Bahse konu istisna tam istisna niteliğinde olduğundan, bu teslim ve hizmetlerle ilgili olarak yüklenilen ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV de, nakden/mahsuben iadeye konu edilebilecektir.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2.3. Sosyal Amaç Taşıyan İstisnalar ve Diğer İstisnalarla İlgili Değişiklikler i)K.D.V. Kanununun 17/2-b maddesinde; Üniversite ve yüksek okullar ile 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu Hükümlerine tabi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin % 10’unu geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetlerinin ve kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal teslimi ve hizmet ifalarının, katma değer vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun kaldırılarak yerine 5580 sayılı Kanunun getirilmesi de gözönünde bulundurularak, bent hükmünde 5615 sayılı Kanunla değişiklik yapılmıştır. Değişiklikle bedelsiz verilen bahse konu hizmetlerdeki istisna oranı özel okullar ile üniversite ve yüksek okullar yönünden farklılaştırılmıştır.

(10)

Değişiklik sonrası bent hükmüne göre;

- 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin % 10’unu,

- Üniversite ve yüksekokullarda ise % 50’sini,

geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri katma değer vergisinden müstesna tutulacaktır.

Ancak, bahse konu istisna kısmi istisna niteliğinde olduğundan bu hizmetlerle ilgili olarak yüklenilmiş olan KDV indirim konusu yapılmayacak, şayet indirim konusu yapılmışsa bu dönemde düzeltilecektir.

Değişiklik 1.5.2007 tarihinde yürürlüğe girecektir.

ii)K.D.V. Kanununun 17/4-o bendinde 5615 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle,

“Transit rejim kapsamında işlem gören mallar” bent kapsamına alınmıştır. Bahse konu istisna kısmi istisna niteliğindedir.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

NOT: K.D.V. Kanununun 16/1-c maddesinde yer alan “Gümrük Kanununundaki transit rejimi hükümlerinin uygulandığı malların katma değer vergisinden müstesna”olduğuna dair hüküm yürürlüğünü devam ettirmektedir.

iii)K.D.V. Kanununun 17/4-r bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ve gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin katma değer vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. (5281 sayılı Kanunla eklenen bahse konu bent hükmünün kapsamı daha geniş olup, konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalarımız 2005/1 sayılı sirkülerimizde yer almaktadır.)

5615 sayılı Kanunla bahse konu bent hükmünde yapılan değişiklikle, belediyeler ile özel idarelerin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler de istisna kapsamına alınmıştır.

Bu amaçla bahse konu ( r) bendi bütünüyle yeniden düzenlenmiş olup, bendin değişiklik sonrası hali aşağıya alınmıştır.

"r) Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık gayrimenkul ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri.

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.

İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınır."

(11)

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3.ÖTV KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

3.1. 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 1. maddesi ile Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabı özel tüketim vergisine tabi tutulmuştur.

Kanuna ekli (II) sayılı listede motorlu taşıtlar yer almakta olup, listede motorlu kara taşıtlarından genel olarak;

- Yolcu taşımaya mahsus olanlar 87.02 G.T.İ.P. numarası altında,

- Otomobil ve kısaca hafif ticari araç olarak adlandırılanlar 87.03 G.T.İ.P.

numarası altında,

- Eşya taşımaya mahsus olanlar ise 87.04 G.T.İ.P. numarası altında , sıralanmıştır.

5615 sayılı Kanunla, ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P.

numarasında yer alan “Diğerleri” ibaresinden önce gelmek üzere, aşağıdaki ibare eklenmiştir.

“Motor silindir hacmi 3200 cm3’ ü geçmeyen ÖTV Oranı sürücü dahil 9 kişilik oturma yeri olanlar” % 10

Değişiklikle 9 kişilik oturma yeri olanlar açısından, ÖTV Kanunu ile Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu arasındaki çelişki giderilmiş olmaktadır. (197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2. maddesinde; yapısı itibariyle sürücüsü dahil dokuz ile onbeş oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunan motorlu araç “Minibüs” olarak tanımlanmıştır.

ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listede 87.02 pozisyonunda yer alan Minibüs için ise şoför dahil 10 veya daha fazla kişi taşıma kriteri aranmıştır.)

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3.2.4760 sayılı ÖTV Kanununun 1. maddesi ile Kanuna ekli (III) sayılı listede yer alan alkollü ve kolalı içecekler ile tütün mamüllerinin ithali veya imal edenler tarafından satışı özel tüketim vergisine tabi tutulmuştur.

Bahse konu listede yer alan mallara uygulanacak ÖTV ise listede oran ve/veya tutar (asgari maktu vergi tutarı) olarak belirlenmiştir.

5618 sayılı Kanunla ÖTV Kanununa ekli (III) sayılı listenin (B) cetvelinde tütün mamulleri için yer alan birim başına asgari maktu vergi tutarı “0,0600 YTL” iken, “0,0700 YTL” olarak değiştirilmiştir.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(12)

4. DAMGA VERGİSİ KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

4.1. Damga Vergisine tabi kağıtlar ve uygulanacak damga vergisi tutar ve oranları 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tabloda gösterilmiştir.

5615 sayılı Kanunla bahse konu (1) sayılı Tablonun I/A bölümüne eklenen (6) numaralı fıkra hükmü ile, “ikinci el araç satış sözleşmeleri binde 1,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulmuştur.”

Değişiklik öncesinde bu konuda özel bir belirleme olmadığından, bahse konu sözleşmeler belli parayı ihtiva eden sözleşmeler kapsamında binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutuluyordu.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

4.2 Damga vergisinden istisna edilen kağıtlar 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tabloda beş bölüm halinde düzenlenmiştir.

5615 sayılı Kanunla bahse konu (2) sayılı tablonun (III) numaralı bölümüne eklenen (9) numaralı fıkra hükmü ile “3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu uyarınca düzenlenen menşe şahadetnameleri” damga vergisinin kapsamı dışına çıkarılmıştır.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5. HARÇLAR KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

5.1. 492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesine eklenen bir ibare ile, “Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) tarafından kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerin harca tabi tutulmaması” sağlanmıştır.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5.2. Harçlar Kanununa ekli “Tapu ve Kadastro İşlemelerinden Alınacak Harçlar”

başlıklı (4) sayılı tarifenin I/20-d bendindeki parantez içi hüküm değiştirilmek suretiyle;

“gayrimenkul hükmündeki daimi ve müstakil hakların tesis ve devri için ödenen bedel üzerinden hesaplanacak harcın; üzerinde hak tesis edilen gayrimenkulün emlak vergisi değerinin yarısından az, iki katından çok olamayacağı” hükme bağlanmıştır.

(Bendin eski halinde bu bedelin, bunların ayrı kayıtlı değerleri mevcutsa bu değerlerden, mevcut değilse üzerlerinde bu hakların tesis edildiği gayrimenkullerin emlak vergisi değerinin yarısından aşağı olamayacağı hükmü yer almaktaydı.)

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5.3. Harçlar Kanuna ekli “İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları” başlıklı (8) sayılı tarifenin XI/7 fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan yetkili müesseseler (döviz

(13)

bütçeleri) kuruluş izin belgelerinin yıllık harcı 11.220 YTL olarak, bunların şubeleri için düzenlenen belgelerin harç tutarı ise 5.610 YTL olarak değiştirilmiştir.

Değişiklik 1.1.2008 tarihinde yürürlüğe girecek olup, 2008 yılı harçları belirlenen yeni tutarlar üzerinden ödenecektir.

6. GİDER VERGİLERİ KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

6.1. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “İstisnalar” başlıklı 29. maddesinin birinci fıkrasının ( c) bendine eklenen bir ibare ile; “Merkez Bankasınca ihraç edilen likidite senetlerinden elde edilen faiz gelirleri banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna tutulmuştur.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

6.2. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Matrah” başlıklı 31. maddesinin dördüncü fıkrasında; “sigorta şirketlerinin vergi dönemi içinde iptal ettikleri sigorta muamelelerine ait meblağları o dönemin vergi matrahından indirebilecekleri” hükmüne yer verilmiştir.

5615 sayılı Kanunla bahse konu fıkra hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Sigorta şirketleri, iptal ettikleri sigorta muamelelerine ilişkin vergileri (yalnızca iptal tarihinden sonraki döneme ait olan kısmı), iptalin gerçekleştiği dönemde hesaplanan banka ve sigorta muameleleri vergisinden indirebilirler. Bu dönemde indirilemeyen vergiler, sonraki dönem beyannamelerinde indirim konusu yapılabilir."

Ayrıca maddenin sonuna eklenen bir fıkra ile de; Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.

Değişiklikler 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

6.3. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Nispet” başlıklı 33. maddesinde yer alan “bankalararası kambiyo muamelelerinde” ibaresi, konu ile ilgili diğer mevzuat değişikliklerine bağlı olarak “kambiyo muamelelerinde” şeklinde değiştirilmiştir.

Değişiklik 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

7.5804 SAYILI YATIRIMLARIN VE İSTİHDAMIN TEŞVİKİ HK. KANUN İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

Bilindiği üzere 6 Şubat 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5084 sayılı

“Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile fert başına gelir düzeyi düşük (1500 ABD dolarının altında) illerde yatırımların ve istihdamın teşviki ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmış olup, sağlanan teşvikler aşağıda sayılan dört başlık altında toplanmıştır.

1. Gelir Vergisi Stopaj Teşviki 2. Sigorta Primi İşveren Payı Teşviki 3. Enerji Desteği

4. Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi

(14)

Yukarıda sayılan teşviklerden ilk üçünün 1 Mart 2004 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüş olup, bedelsiz yatırım yeri tahsisi ile ilgili düzenleme ise Kanunun yayım tarihi olan 6 Şubat 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. (5084 sayılı Kanunla getirilen teşvik düzenlemeleri 2004/25, 2004/49, 2005/58, 2005/61 ve 2006/38 sayılı sirkülerimizde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.)

Bu defa 5615 sayılı Kanunla bahse konu 5084 sayılı Kanunun;

i)Gelir Vergisi stopaj teşvikini düzenleyen 3. ve sigorta primi işveren payı teşvikini düzenleyen 4. maddesinde yer alan en az 30 işçi istihdam etme şartı 10 işçi olarak değiştirilmiştir.

Ayrıca, “1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu tarihten önceki en son aylık prim ve hizmet belgelerindeki işçi sayılarını en az % 20 oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari 30 kişiye ulaşması halinde, bu işyerinde çalıştırılan toplam işçi sayısını geçmemek üzere, artırdıkları işçi sayısı ile mevcut işçilerden artırdıkları işçi sayısının iki kadar işçinin bahse konu teşviklerden yararlandırılması “öngörülmüşken, yapılan değişiklikle bu mükelleflerden” asgari 10 işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin bahse konu teşviklerden yararlandırılması”

sağlanmıştır.

ii)Bedelsiz yatırım yeri tahsisi teşvikini düzenleyen 5. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, maddenin yeni hali aşağıya alınmıştır.

“Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi”

Madde 5- "Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine;

Hazineye, özel bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsaların üzerinde kırkdokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilir.

Bu taşınmazlar üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu kapsamda değerlendirilir. Ancak, talep edilen taşınmazınbulunduğu ilçenin mülki sınırları içinde organize sanayi veya endüstri bölgesi bulunması halinde, bu bölgelerde yer alabilecek yatırımlar için tahsis edilecek boş parsel bulunmaması şartı aranır.

31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununa tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise kırkdokuz yıl süreli bedelsiz kullanma izni verilebilir. Bu Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamıdışında kalan kalkınmada öncelikli yörelerdeki diğer illerde (Gökçeada, Bozcaada hariç) bedelsiz yatırım yeri tahsisine ilişkin olarak, 5 inci maddenin 31/12/2006 tarihinde yürürlükte olan hükümleri uygulanır.

İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan imar planı bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz olarak verilen ön izin süresi içinde yapılır.

(15)

İstihdam edilecek işçi sayısına, yatırım konusu işletmenin faaliyete geçtiği tarihten itibaren beş yıl süreyle uyulması zorunludur.

Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin tamamlanmadığının veya taşınmazın üzerine yatırıma başlama tarihinden itibaren bir yıl içinde herhangi bir yatırım yapılmadığının ya da işletmeye geçtikten sonra faaliyetin sona erdirildiğinin tespiti, irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmesinin ağır şekilde ihlali sayılır ve bu durumda herhangi bir yargı kararı aranmaksızın irtifak hakkı veya kullanma izni iptal edilerek taşınmaz üzerindeki muhdesat, zemin maliki idareye intikal eder. Bu durumda ilgili idarenin talebi üzerine irtifak hakkı tapu idarelerince re'sen terkin edilir ve taşınmazın cari yıl proje maliyet bedelinin yüzde birioranında tazminat alınır.

Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması halinde isebedelsiz olarak tesis edilmiş irtifak hakkı veya verilen kullanma izni, bedelliye dönüştürülür. Bu durumda yıllık irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli, yatırımın cari yıl proje maliyet bedelinin binde beşidir.

Bedelsiz irtifak hakkı veya kullanma iznine konu taşınmazların üzerinde gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarı, bu taşınmazların maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin üç katından az olamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."

iii)Enerji desteği teşvikini düzenleyen 6. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları birleştirilerek yeniden düzenlenmiş olup, eski ve yeni hükümler aşağıya alınmıştır.

Eski Hükümler:

“31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak;

hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında asgari on; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında ise asgari otuz işçi çalıştıran işletmelerin, elektrik enerjisi giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana asgari sayıdan sonraki her bir işçi için 0,5 puan eklenir.

Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda faaliyette bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez.

Bu kanun kapsamındaki illerde 1.4.2005 tarihinden önce yukarıdaki fıkrada belirtilen alanlarda faaliyete geçmiş olan işletmeler, 1.1.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgesinde bildirdikleri işçi sayılarını, 1.4.2005 tarihinden itibaren fiilen ve sürekli olarak; hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari on kişiye ulaşması; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında ise en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, yüzde yirmi oranında elektrik enerji desteğinden yararlanır. Bundan son8raki her bir

(16)

işçi için destek oranı 0,5 puan artırılır. Yararlanılabilecek destek oranı organize sanayi veya endüstri bölgesinde kurulu işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez.”

Yeni Hükümler

"31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve asgari on işçi çalıştıran işletmeler ile 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş ve asgari on işçi çalıştıran işletmelerden; fiilen ve sürekli olarak hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), organik ve biyoteknolojik tarım, kültür mantarı yetiştiriciliği ve kompostu, seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu ile imalat sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana; 1.4.2005 tarihinden sonra faaliyete geçen işletmelerde asgari sayıdan sonraki her bir işçi için, 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerde ise bu tarihten sonra işe başlayan ve asgari işçi sayısından sonraki her bir işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda faaliyette bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez."

iv) Sonuna eklenen Geçici 2. madde ile; “ 5084 sayılı Kanunun 3,4 ve 6.

maddelerinde yer alan gelir vergisi stopaj teşviki, sigorta primi işveren payı teşviki ve enerji desteği teşvikinden, 5 yıl süreyle (5.4.2012 tarihine kadar), bu maddedeki şartları taşımaları kaydıyla Gökçeada ve Bozcaada’daki işletmelerin de yararlanacağı” hükme bağlanmıştır.

Değişikliklerin tümü 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

8. DİĞER VERGİ KANUNLARI İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER 8.1. 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun;

i)28. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen Mükerrer 28. madde ile; “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamelerin verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye yetkili kılınmıştır.”

ii)Düzeltme taleplerinin yerine getirilmesi ile ilgili yetkiyi düzenleyen 120.

maddesinin sonuna eklenen fıkra ile, vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisinin vergi dairesi başkanına ait olduğu, başkanın bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebileceği belirlemesi yapılmıştır.

iii)Özel usulsüzlük cezalarını düzenleyen 353. maddesinin (3) numaralı bendine eklenen bir cümle ile, vergi mükellefi olmayan nihai tüketicilerin harcamaları ile ilgili belgeleri (fatura, fiş v.b.) olmamaları halinde bunlara ceza uygulanabilmesi için bu tespitin, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca, vergi incelemesine yetkili almayanlara da yaptırılabilmesi mümkün hale getirilmiştir.

iv)36 ve 377. maddelerinde yapılan değişikliklerle, Maliye Bakanlığı Teşkilat Yasalarında yapılan değişikliklere bağlı uyarlamalar (isim/görev değişiklikleri v.b.) gerçekleştirilmiştir.

Değişiklikler 4.4.2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(17)

8.2. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 17.

maddesinde yapılan değişikliklerle, Maliye Bakanlığı Teşkilat Yasalarında yapılan değişikliklere bağlı uyarlamalar gerçekleştirilmiştir.

Saygılarımızla

Referanslar

Benzer Belgeler

Aynı pay senedi üzerine yazılı 50 TL kullanım fiyatlı, 3 ay vadeli bir alım opsiyonu sözleşmesinden 1 adet alındığı ve pay senedi fiyatının volatilitesinin %10,

Vade sonu uzlaşma fiyatı, dayanak varlık olarak kabul edilen BIST 30 Endeksinin son işlem gününde spot piyasada ikinci seans sürekli müzayedenin son 30

“zararda” olmak üzere en az beş farklı kullanım fiyatı seviyesinden sözleşmeler işleme açılır. Gün içerisinde dayanak varlık değerinde meydana

Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 4842 sayılı Kanunla değişik 17/4-a maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu'na göre basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan

Şu kadar ki, (2) ve (3) numaralı fıkralar kapsamında tevkif suretiyle ödenen verginin, işlemden doğan kazancın tâbi olduğu tevkifat oranı ile çarpımı

Kısa vadeli maliyet artışı yükselen enflasyonla birleşince kısa vadeli gösterge tahvil faizi (2y), uzun vadeli menkul kıymetin (10y) üzerinde faiz

ÜYE KODU: Teminat çekme kayıtlarını oluşturan Borsa üyesinin TvS nezdindeki kodudur. HESAP NO: Borsa üyesinin açtığı ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda tanımlı

Damga vergisi ve harç istisnasını uygulayarak işlem yapan kuruluşlar ile iş yaptıran kamu kurum ve kuruluşlarınca, bu işlere ilişkin olarak düzenlenen