• Sonuç bulunamadı

Michel Foucault. Özne ve ktidar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Michel Foucault. Özne ve ktidar"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Seçme Yaz›lar 1 I Entelektüelin Siyasi ‹fllevi Seçme Yaz›lar 2 K Özne ve ‹ktidar Seçme Yaz›lar 3 K Büyük Kapat›lma Seçme Yaz›lar 4 K ‹ktidar›n Gözü Seçme Yaz›lar 5 K Felsefe Sahnesi Seçme Yaz›lar 6 K Sonsuza Giden Dil

Michel Foucault

(2)

Ayr›nt›: 307 Seçme Yaz›lar: 2

Özne ve ‹ktidar Michel Foucault Çevirenler Ifl›k Ergüden-Osman Ak›nhay

Yay›ma haz›rlayan Ferda Keskin Katk›da bulunan

Hülya Tufan

Ifl›k Ergüden ve Tuncay Birkan’›n derlemifl oldu¤u Seçme Yaz›lar, orijinal metnin editörleri ve Foucault’nun asistanlar› olan Daniel Defert ve François Ewald taraf›ndan onaylanm›flt›r.

Kitab›n özgün ad›

Dits et écrits (1954-1988) Gallimard/1994 bas›m›ndan çevrilmifltir.

© Éditions Gallimard Bu kitab›n Türkçe yay›m haklar›

Ayr›nt› Yay›nlar›’na aittir.

Kapak Ça¤la Turgul

Düzelti Mehmet Celep

Cet ouvrage, publié dans le cadre du programme d’ aide à la publication, bénéficie du soutien du Ministère des Affaires Etrangères, de l’Ambassade de France en Turquie et du Centre Culturel et de Coopération Linguistique d’ Istanbul.

Çeviriye destek program› çerçevesinde yay›mlanan bu yap›t, Fransa D›fliflleri Bakanl›¤›’n›n, Türkiye’deki Fransa Büyükelçili¤i’nin ve

‹stanbul Frans›z Kültür Merkezi’nin deste¤iyle gerçeklefltirilmifltir.

Bask› ve cilt Sena Ofset (0 212) 613 38 46

Birinci bas›m 2000

‹kinci bas›m 2005 ISBN 975- 539-284-X

AYRINTI YAYINLARI

Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca¤alo¤lu - ‹stanbul Tel.: (0 212) 512 15 00 Faks: (0 212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

(3)

Michel Foucault

Özne ve ‹ktidar

(4)
(5)

‹çindekiler

– Michel Foucault...7

– Sunufl: Özne ve ‹ktidar Ferda Keskin...11

I. “OMNES ET SINGULAT‹M: S‹YAS‹ AKLIN B‹R ELEfiT‹R‹S‹NE DO⁄RU...25

II. ÖZNE VE ‹KT‹DAR...57

III. HAK‹KAT KAYGISI...83

IV. HAK‹KAT, ‹KT‹DAR VE KEND‹L‹K...98

(6)

V. B‹REYLER‹N S‹YAS‹ TEKNOLOJ‹S‹...106

VI. STEPHEN RIGGINS’LE SÖYLEfi‹...123

VII. ‹KT‹DARIN HALKALARI...140

VIII. AYDINLANMA NED‹R?...162

IX. AYDINLANMA NED‹R?...173

X. ET‹⁄‹N SOYB‹L‹M‹ ÜZER‹NE: SÜRMEKTE OLAN ÇALIfiMAYA ‹L‹fiK‹N B‹R DE⁄ERLEND‹RME...193

Xl. B‹R ÖZGÜRLÜK PRAT‹⁄‹ OLARAK KEND‹L‹K KAYGISI ET‹⁄‹...221

Xll. AHLÂKIN DÖNÜfiÜ...248

Xlll. B‹R VAROLUfi ESTET‹⁄‹...262

XlV. S‹YASET VE ET‹K...269

XV. POLEM‹K, S‹YASET VE SORUNSALLAfiTIRMALAR...278

XVI. HÜKÜMETLERE KARfiI, ‹NSAN HAKLARI (müdahale)...288

XVII. BAfiKA MEKÂNLARA DA‹R (konferans)...291

— Dizin...303

(7)

Michel Foucault

Michel Foucault 1926’da Poitiers’de do¤du. 1946’da Fransa’n›n en önemli e¤itim kurumlar›ndan École normale supérieure’e kabul edildi. Felsefe ve psikoloji okudu. 1948’de felsefe, 1949’da psiko- loji dallar›nda lisans derecesi ald›. Bu y›llarda birçok ünlü ismin ya- n› s›ra Louis Althusser’in ve Hegel uzman› Jean Hyppolite’in ö¤- rencisi oldu. 1950’de girdi¤i Frans›z Komünist Partisi’nden 1952’de ayr›ld›. Bir süre hastanelerde psikolog olarak çal›flt›.

1953’te Althusser’in yerine École normale’de felsefe asistan› oldu ve psikoloji e¤itimine devam etti. Paris Psikoloji Enstitüsü’nden psikopatoloji ve deneysel psikoloji diplomalar› ald›. Marksist bir bak›fl aç›s›yla yazd›¤› ilk kitab› Maladie mentale et personnali- té’den (1954, Ak›l Hastal›¤› ve Kiflilik) sonra Georges Dumézil’in 7

(8)

tavsiyesiyle ‹sveç Uppsala’daki Maison de France’a direktör oldu.

Burada Histoire de la folie à l’âge classique (Klasik Ça¤da Delili-

¤in Tarihi) üzerine çal›flmaya bafllad›. 1958’de ‹sveç’ten ayr›l›p ön- ce Varflova’ya, ard›ndan 1959’da Hamburg’a gitti. Delili¤in Tari- hi’ni tamamlay›p Clermont-Ferrand Üniversitesi’nde psikoloji dersleri vermeye bafllad›. 1961’de Delili¤in Tarihi’ni doktora tezi olarak savundu. Ard›ndan Clermont-Ferrand’da felsefe bölümünün bafl›na geçti. Ayn› y›l Gilles Deleuze’le tan›flt›. Bir y›l sonra Geor- ges Bataille’›n kurmufl oldu¤u Critique dergisinin yay›n kuruluna girdi ve Naissance de la clinique (Klini¤in Do¤uflu) adl› kitab›n› ya- y›mlad›. 1966’da ilk bask›s› bir ayda tükenen ve büyük tart›flmalara neden olan Les mots et les choses (Kelimeler ve fieyler) ç›kt›. “‹n- san”›n ölümünü ilan eden ve felsefe ile insan bilimlerindeki tüm hü- manist gelene¤i karfl›s›na alarak özellikle Jean-Paul Sartre’›n ve Komünist Parti’ye yak›n entelektüellerin sald›r›s›na u¤rayan kitap çevresinde o dönemin moda ak›m› yap›salc›l›kla ilgili sert bir pole- mik yafland›. Bu tart›flmalardan ve Fransa’n›n bo¤ucu geleneksel ahlâk›ndan rahats›z olan Foucault, Tunus Üniversitesi’nde felsefe profesörü olarak çal›flmak üzere Fransa’dan ayr›ld›. 1960’l› y›llar ayn› zamanda Foucault’nun edebiyat üzerine çeflitli türden önemli yap›tlar yay›mlad›¤› ve Tel Quel grubuyla yak›n bir iflbirli¤ine gir- di¤i dönemdir. Tunus’ta anti-emperyalist gösteriler yapan ö¤renci- lerle iflbirli¤i yapan ve May›s 1968 olaylar›ndan sonra Tunus polisi- nin sürekli tacizi üzerine Paris’e dönen Foucault yeni kurulan de- neysel Vincennes Üniversitesi’nde felsefe bölümünün bafl›na geçti ve burada bir y›l ders verdi. 1969’da Tunus’ta tamamlad›¤› ve Keli- meler ve fieyler’de kulland›¤› yöntemi aç›klama denemesi olan L’Archéologie du savoir (Bilginin Arkeolojisi) yay›mland›. 1970’te Fransa’n›n en prestijli kurumlar›ndan Collège de France’da kendisi için kurulan “Düflünce Sistemleri Tarihi” kürsüsüne seçildi. Bunun ard›ndan Groupe d’Information sur les Prisons (G.I.P - Hapishane- ler Üzerine Enformasyon Grubu) adl› oluflumun kurucular›ndan bi- ri oldu. Gerek bu grup gerekse de adalet, t›p, psikiyatri ve cinsellik- le ilgili bir dizi mücadele çevresinde yeni bir politik etkinlik biçimi- nin öncülü¤ünü yapt›. Geleneksel parti politikalar›n›n d›fl›na ç›kan 8

(9)

bu etkinlik biçimi yeni bir eylem anlay›fl› ile yeni bir entelektüel anlay›fl›n› da beraberinde getiriyordu. 1973’te Sartre ve Maurice Clavel’le birlikte Libération gazetesinin kurulufluna kat›ld›. 1975’te Surveiller et punir: Naissance de la prison (Gözetleme ve Cezalan- d›rma: Hapishanenin Do¤uflu) yay›mland›. ‹ktidar iliflkileri, tek- nikleri, stratejileri ve taktiklerinin; yani modern Bat› toplumlar›nda öznelli¤i kurma biçimlerinin analizini yapt›¤› bu kitap ola¤anüstü bir ilgi gördü. 1976’da Histoire de la sexualité (Cinselli¤in Tarihi) bafll›kl› ve alt› cilt olmas›n› planlad›¤› dizinin ilk kitab› La volonté de savoir (Bilme ‹stenci) ç›kt›. Cinselli¤in bast›r›lmad›¤›n›, tam ter- sine modern biyo-iktidar taraf›ndan üretilip bedene nüfuz etmek için bireylere dayat›ld›¤›n› söyledi¤i bu kitap Sigmund Freud’dan Herbert Marcuse’ye kadar uzanan ve insan›n hakikatini ve özgürlü-

¤ünü arzular›n özgürleflmesinde bulan kuram›n a¤›r bir elefltirisiy- di. Özgürleflmenin yerine alternatif olarak kendini yaratmay› ve ar- zunun özgürleflmesi yerine zevki yo¤unlaflt›rmay› öne ç›karan ba- k›fl aç›s›n› bu son kitab›n›n ard›ndan gelifltirdi. Alt› y›l sonra yay›m- lanan Cinselli¤in Tarihi’nin ikinci ve üçüncü ciltlerine kadar geçen süre içinde önde gelen Frans›z entelektüelleriyle birlikte ‹span- ya’dan Polonya’ya çeflitli bask›c› rejimlere karfl› yürütülen ulusla- raras› kampanyalara kat›ld›. Bütün bu süreç içinde irili ufakl› bir- çok kitap, makale ve söyleflisi yay›mland›. Söz konusu makale ve söyleflilerinin yan› s›ra dünyan›n çeflitli ülkelerinde verdi¤i dersler 1994’te dört cilt olarak ve Dits et écrits (Söylenmifl ve Yaz›lm›fllar) bafll›¤› alt›nda bir araya getirilip kitaplaflt›r›ld›. Collège de Fran- ce’da vermifl oldu¤u dersler halen kitaplaflt›r›lmakta olan Fou-ca- ult, gerek teorik çal›flmalar› gerekse de etkin politik yaflam›yla yir- minci yüzy›l›n en etkili düflünürlerinden biri olmufltur. Bu çal›flma- lar edebiyattan felsefeye, insan bilimlerinden siyasete birçok alan- da say›s›z yap›t için ç›k›fl noktas› olmufltur ve olmaya devam et- mektedir.

Yirminci yüzy›l›n entelektüel co¤rafyas›nda Foucault’nun yap- t›¤› bu belirleyici etkinin nedeni kuflkusuz, Bat›’da çok güçlü bir bi- çimde kök salm›fl düflünce geleneklerinin hâkimiyetini sarsan yeni bir düflünme biçiminin en önemli temsilcilerinden biri, belki de en 9

(10)

önemlisi olmas›d›r. 1960’l› y›llardan itibaren özellikle Nietzsche ve Heidegger’in etkisiyle ortaya ç›kan bu yeni düflünce biçimi, Fouca- ult’nun “antropolojizm” olarak adland›rd›¤› ve öncelikle insan› ve insan do¤as›n› felsefi düflünce için ç›k›fl noktas› olarak alan, özelde ise bir özne ve bilinç felsefesinde yo¤unlaflan gelene¤i hedef al›yor- du. Zaman zaman anti-hümanizm olarak adland›r›lan bu yeni elefl- tirel tutumda, do¤rudan do¤ruya özne ve öznel deneyim sorununu hedef alan Foucault’nun tuttu¤u yer çok önemlidir. Öznel deneyimi aç›klamak için öznenin de¤il, o deneyimi kuran söylem ile söylemin karfl›l›kl› ve kaç›n›lmaz bir iliflki içinde oldu¤u iktidar sistemlerinin analizini yapmak gerekti¤ini gösteren Foucault, bir yandan iktidar ile özne aras›ndaki ayr›lmaz iliflkinin alt›n› çizmifl, bir yandan da öznel deneyimin kurulmas›nda insan bilimlerinin oynad›¤› rolü or- taya ç›kararak çok güçlü bir bilim elefltirisi getirmifltir. Fouca- ult’nun bu analizlerde gelifltirdi¤i ve kulland›¤› iktidar modeli gerek klasik politik felsefenin gerekse de Marksizmin kulland›¤› model- den radikal anlamda farkl›d›r. Bu yüzden çok ince iktidar iliflkileri ve tekniklerinin, delilikten suça, cinsellikten eti¤e kadar en umul- mad›k noktalarda ne kadar etkili oldu¤unu göstermifl ve siyasi dü- flüncede yeni bir 盤›r açm›flt›r. Öte yandan, Foucault’nun bu çal›fl- malarda kulland›¤› yöntemler ile tarih anlay›fl›, felsefe ve insan bi- limlerinde kullan›lan klasik yöntemler ile tarih anlay›fl›n›n çok d›fl›- na ç›km›fl ve oluflturdu¤u örnekle yepyeni araflt›rma alanlar› ve bi- çimlerine öncülük etmifltir. El att›¤› her alanda öncelikle yerleflik bak›fl aç›lar›n› ve yöntemleri sorgulayan Foucault, bu tutumuyla ön- celikle düflüncenin kendisi üzerinde düflünmesi ve kendini dönüfl- türmesinin önemini hat›rlatm›fl ve bu anlamda düflünce tarihine ra- dikal anlamda yön veren dönüm noktalar›ndan biri olmufltur.

F.K.

10

(11)

Özne ve ‹ktidar

*

Ferda Keskin**

Michel Foucault ›srarla özne ve öznel deneyim sorunlar›n›n kendi düflüncesi için temel sorun oldu¤unu vurguluyor. Özne sorununun yap›t›nda tafl›d›¤› bu merkezi konumun, Foucault'nun içinde yetiflti-

¤i entelektüel ve akademik gelenekle olan iliflkisini de yans›tt›¤›n›

söyleyebiliriz. Tarihsel olarak konumland›r›ld›¤›nda Foucault'nun kariyeri, Frans›z felsefe dünyas›n›n ayn› sorulara çok farkl› biçim- lerde cevap arayan karfl›t iki gelenek taraf›ndan kuflat›ld›¤› bir dö- neme rastl›yor: Bir yanda fenomenoloji ve yorumbilgisi (hermene-

11

* Bu yaz› Toplum ve Bilim dergisinin 73 no.’lu say›s›nda (Yaz 1997) yay›mlanm›fl olan “Foucault’da Öznellik ve Özgürlük” (s. 30-44) bafll›kl› makalenin baz› de¤i- fliklikler yap›larak k›salt›lm›fl biçimidir.

** ‹stanbul Bilgi Üniversitesi.

(12)

utik), öbür yanda tarihsel maddecilikten hareket eden pro-marksist gelenek. Frans›z üniversiteleri ile di¤er yükseke¤itim kurumlar›nda çok güçlü temsilcileri olan bu iki gelene¤in, e¤itimini bu kurumlar- da alm›fl olan Foucault’yu da bir dönem için etkiledi¤i aç›k. Bu et- kinin örnekleri özellikle 1954 y›l›nda yapt›¤› ilk iki yay›nda kendi- ni gösteriyor: fenomenoloji ve Heidegger’de temellenen Daseina- nalyse (“varoluflsal analiz”) ya da “fenomenolojik psikiyatri”nin kurucusu Ludwig Binswanger’in Traum und Existenz1(Düfl ve Va- rolufl) adl› kitab›n›n Frans›zca çevirisine yazd›¤› önsöz ile Mark- sizmden aç›k izler tafl›yan ilk kitab› Maladie mentale et personnali- té2(Ak›l Hastal›¤› ve Kiflilik). Ama Foucault'nun çok geçmeden bu iki gelene¤in etkisinden de s›yr›ld›¤›n› görüyoruz. Kabaca tarif edi- lirse Foucault'nun fenomenolojik yaklafl›m› reddetmesinin nedeni, öznel deneyimin kayna¤›n› ve nas›l biçimlendi¤ini aç›klamak için öncelikle öznede yo¤unlaflan ve öznenin deneyimi nas›l yaflad›¤›na bakan yaklafl›mlar› reddetmesinde yat›yor. Ama Foucault'nun feno- menolojiye karfl› olan tavr› daha temel bir felsefi seçimle bütünlefli- yor. Öznenin deneyimini niçin flu ya da bu biçimde yaflad›¤›n› insan do¤as›na gönderme yaparak aç›klayan, k›sacas› bir tür felsefi antro- polojiye dayanan tüm teorik yaklafl›mlara, Foucault'nun terimiyle

“antropolojizm”e duydu¤u tepki. Foucault öznel deneyim biçimle- rinin verili bir insan do¤as›n›n teorik olarak belirlenmifl evrensel ya- p›lar›ndan yola ç›karak aç›klanamayaca¤›n›; çünkü bu deneyim bi- çimlerinin tarih içinde belli ihtiyaçlara cevap vermek üzere kurul- du¤unu ve bu anlamda tekil oldu¤unu savunuyor. Yine bu yüzden öznel deneyim biçimlerinin kendi tekil tarihleri içinde spesifik ola- rak incelenmesi gerekiyor. Ancak Foucault, bu tarihsel analizi sa- dece ekonomik ve toplumsal ba¤lama gönderme yaparak ve bu ba¤- lam› da altyap›-üstyap› modelinin sa¤lad›¤› terimlerle belirleyerek gerçeklefltiren, dolay›s›yla öznel deneyimi nihai olarak ekonomik altyap›n›n belirledi¤i ideolojik içeriklere indirgeyen pro-marksist gelene¤i de reddediyor.

12

1. Le rêve et l'existence, çev.: J. Verdeaux. Paris: Desclée de Brouwer, 1954.

2. Maladie mentale et personnalité. Paris: Presses Universitaires de France, 1954.

(13)

Fenomenolojiye ve pro-marksist gelene¤e alternatif olarak Fou- cault, öznel deneyim biçimlerinin sorunsallaflt›rmalar yoluyla olufl- turulduklar›n›, gelifltirildiklerini ve dönüfltürüldüklerini öne sürü- yor. Böylece Foucault kendi yap›tlar›n›, insanlar›n Bat› kültüründe özneye dönüfltürülmesinde özel bir yer tuttu¤unu düflündü¤ü deli- lik, hastal›k, yaflam, dil, emek, suç, cinsellik gibi deneyimleri kur- mufl olan sorunsallaflt›rma süreçlerinin bir tarihi olarak yorumluyor.

Sorunsallaflt›rmay› ise “herhangi bir fleyi do¤ru ve yanl›fl oyununa sokan ve onu bir düflünce nesnesi (ister ahlâki düflünce, ister bilim- sel bilgi, isterse siyasi analiz, vb. biçiminde olsun) olarak kuran söylemsel ve söylemsel olmayan pratikler bütünü” olarak tan›ml›- yor.3

Cinselli¤in Tarihi’nin ikinci cildine yazd›¤› önsözün daha son- ra kitaba al›rken de¤ifltirdi¤i bir versiyonunda Foucault, söz konusu deneyim biçimlerinin oluflmas›, geliflmesi ve dönüflmesinin, yani sorunsallaflt›rman›n tarihini, “düflüncenin tarihi” olarak; “düflünce”

ile de çeflitli biçimlerde “do¤ru ve yanl›fl oyunu”nu belirleyen ve dolay›s›yla deneyimi ve onun öznesini kuran fley olarak tan›ml›yor.

Bu anlamda Foucault’ya göre “düflünce” yaln›zca felsefe veya bili- me özgü teorik ifadelerde de¤il; bireyin özne olarak ortaya ç›kt›¤›

tüm konuflma, yapma ya da davran›fl biçimlerinde aranmas› gereken bir fley.4 Öte yandan Foucault'nun do¤ru ve yanl›fl oyunu ya da ge- nelde hakikat oyunu (jeux de vérité) ile kastetti¤i, insan›n varl›¤›n›

tarihsel bir biçimde deneyim olarak, yani düflünülebilecek ve düflü- nülmesi gereken bir fley olarak kuran; baflka bir deyiflle sorunsallafl- t›r›lan fley hakk›nda belli hakikatlerin üretilmesi için kullan›lan bir kurallar bütünü. Foucault'ya göre Bat› düflüncesinin bir özelli¤i, bu oyunlar›n hiçbir zaman baz›lar›na izin verecek baz›lar›n› da d›fllaya- cak biçimde kapal› ve kesin bir tan›m›n›n verilmemifl olmas›. Dola- y›s›yla hakikat oyunlar›nda her zaman yeni bulgularla karfl›laflmak, flu ya da bu kural› hatta bir hakikat oyununun tümünü, dolay›s›yla bu yolla kurulan deneyimleri de¤ifltirmek mümkün. Ama bu, sorun-

13 3. “Hakikat Kayg›s›”, bu cilt, s. 87.

4. M. Foucault, “Preface to the History of Sexuality”, yay.: P. Rabinow. New York: Pantheon , 1984, s.334.

(14)

sallaflt›rma öncesi hiçbir fleyin var olmad›¤› ve söz konusu dene- yimlerin “birilerinin kafas›ndan ç›kt›¤›” anlam›na gelmiyor. Yani analizin amac› örne¤in sorunsallaflt›rma öncesi delilik diye bir fleyin var olmad›¤›n› kan›tlamak de¤il; yukar›da verdi¤imiz tan›m uyar›n- ca delili¤in hangi söylemler, hangi hakikat oyunlar›, hangi tan›mlar yoluyla sorunsallaflt›r›larak “ak›l hastal›¤›” olarak de¤erlendirilme- sine neden olacak kurumsal bir alana dahil edildi¤ini görmek.5 Bu anlamda sorunsallaflt›r›lan fley delilik, “kurulmufl” olan deneyimse

“ak›l hastal›¤›” olarak ortaya ç›k›yor.

Foucault sorunsallaflt›rman›n üç ana eksen üzerinden gerçeklefl- ti¤ini söylüyor: bilgi, iktidar, etik. Bu tan›m çerçevesinde her dene- yim, belli kavramlar ve kuramlar içeren ve üretti¤i hakikatlerle ifa- de bulan bir bilgi alan›, belli normlar ve kurallar içeren bir iktidar alan› ve bu bilgi ve iktidar alanlar› ba¤lam›nda bireyin kendisiyle kurdu¤u belli bir iliflki biçimini bir araya getirir. Bu yüzden kendi- mizin tarihsel bir ontolojisini yapmak; bilgi öznesi, iktidar iliflkile- rinin öznesi ve kendi eylemlerimizin etik6öznesi olarak nas›l kurul- du¤umuz sorular›n› sormay› gerektirir. Birinci sorunun cevab›, öz- nesi olarak göründü¤ümüz bir deneyime (örne¤in delilik, hastal›k, yaflam, dil, emek, suç ya da cinsellik gibi bir deneyime) gönderme yapan bilgi alan›n›n oluflumunun, bu olufluma özgü söylemsel pra- tiklerin ve hakikat oyunlar›n›n analizini; ikinci sorunun cevab› ik- tidar iliflkileri ve teknolojilerinin, yani tarihsel olarak kurulmufl bir deneyimin prati¤ini düzenleyen normatif bir sistemin (örne¤in deli- lerin, hastalar›n ve suçlular›n kurumsallaflt›r›lmas› ve “normal” in- sanlardan ayr›l›p tecrit edilmesini düzenleyen bir sistemin) örgüt- lenmesinin ve bu sistemde söz konusu olan hakikat oyunlar›n›n ana- lizini; üçüncü sorunun cevab› ise insan›n kendisiyle olan iliflkisinin, bireylerin kendilerini tarihsel bir deneyimin özneleri olarak (örne-

¤in deli, hasta, suçlu, eflcinsel ya da normal olarak) kurma, tan›ma ve kabullenme ya da reddetme pratiklerinin ve bunu yaparken ge-

14

5. “Bir Özgürlük Prati¤i Olarak Kendilik Kayg›s› Eti¤i”, bu kitap, s. 234.

6. Foucault burada “etik” terimini davran›fllar›m›za rehberlik eden bir kurallar bütünü ya da bu tür kurallar›n temelini oluflturan bir düflünce anlam›nda de¤il;

daha çok Helenistik felsefeye özgü olan "insan›n kendisiyle kurdu¤u iliflki"

anlam›nda kullan›yor.

(15)

çerli olan hakikat oyunlar›n›n analizini gerektirir. Foucault bu üç eksenin birbirine yak›ndan ba¤l› oldu¤unu ve her birinin varolma koflullar›n›n di¤er ikisiyle karmafl›k iliflkiler içerdi¤ini söylüyor. Bu yüzden sözünü etti¤imiz deneyimler ayn› anda hem bir bilgi ve ha- kikatler alan›, hem bir normlar ve bu normlara ba¤l› kurallar siste- mi, hem de bir kendiyle iliflki modeli içeren karmafl›k odaklar ola- rak görülmeli ve elefltirilmelidir.

Foucault'ya göre bu deneyimlerin ve özneleri hakk›nda olufltur- duklar› hakikatlerin sorunsallaflt›rma yoluyla tarihsel olarak kurul- mufl olduklar›n› görebilmenin, yani kendimizin tarihsel bir ontolo- jisini yapabilmenin çok önemli bir sonucu var: bu hakikatlerin olumsal oldu¤unu, çizdikleri s›n›rlar›n afl›lamaz olmad›¤›n› ve bu s›n›rlar›n dayatt›¤› bireysellik ve kimli¤in dönüfltürülebilir oldu¤u- nu göstermesi. Dolay›s›yla Foucault, yeni öznellikler gelifltirmenin gerektirdi¤i elefltirinin tam da söylediklerimiz, düflündüklerimiz ve yapt›klar›m›z› belirleyen bu s›n›rlar üzerinde düflünmek oldu¤unu söylüyor. Bu elefltiri hem içinde bulundu¤umuz flimdiki zamana hem de tarihin bu belirli kesitinde ne oldu¤umuzu sorarak kendimi- ze karfl› tak›nd›¤›m›z bir tutum; bir felsefi ethos, yani ça¤dafl› oldu-

¤umuz gerçeklikle bir iliflki kurma tarz›, bir düflünme ve duyma;

ama ayn› zamanda da bir davran›fl biçimi.7 “Ayd›nlanma Nedir?”

adl› yaz›s›yla ilk olarak Kant taraf›ndan sergilenen bu elefltirel tutu- mu Foucault s›n›r-tutum olarak tan›ml›yor. S›n›r-tutum, tarihin içinde bulundu¤umuz an›nda “gerçek” olarak verilmifl olanla, yani kimli¤imizin koydu¤u s›n›rlarla bu s›n›rlar› de¤ifltirmek için verilen çaba aras›ndaki zorlu etkileflim ve Foucault'ya göre bu asl›nda mo- dernli¤in tutumu. Ama burada Kant ile Foucault'nun yaklafl›mlar›

aras›ndaki çok temel bir fark› vurgulamak gerekiyor. Kant'a göre elefltirel soru, akl›n (tüm kullan›m biçimlerinde) aflmamas› gereken zorunlu s›n›rlar› arayan negatif bir sorudur. Oysa Foucault'ya göre elefltirel soru art›k pozitif bir biçim tafl›yor. Öznesi olarak görüldü-

¤ümüz deneyimler ve bu öznelliklerin dayatt›¤› bireyselliklerin ev- rensel ve zorunlu olarak gösterilen yanlar›nda (koyduklar› s›n›rlar- da) asl›nda tarihsel, olumsal ve keyfi zorlamalar›n ürünü olan etken-

15 7. “Ayd›nlanma Nedir?”, bu kitap, s. 182.

(16)

lerin tuttu¤u yer ve oynad›¤› rol nedir, sorusu bu. Dolay›s›yla, ken- dimizin tarihsel bir ontolojisini yapmaktaki amaç, Kant taraf›ndan zorunlu ve afl›lmamas› gereken s›n›rlamalar› aramak biçiminde an- lafl›lm›fl olan elefltiriyi, bu s›n›rlamalar› aflabilmeyi hedefleyen bir pratik elefltiriye dönüfltürmek. Öznelli¤in elefltirisi art›k bilgi ve ey- lemin evrensel ve biçimsel yap›lar›n› arayan aflk›n (transcendental) bir elefltiri8de¤il; kendimizi yapt›¤›m›z, düflündü¤ümüz, söyledi¤i- miz fleylerin öznesi olarak kurmam›za neden olan olaylar›n tarihsel bir elefltirisi. Yani bilgi, iktidar ve etik eksenlerinin, bu eksenlerin bir araya gelerek öznesi oldu¤umuz deneyimleri kurma biçimlerinin ve kendimizi bu çizgide özne olarak tan›ma ve kabullenme pratik- lerimizin bir elefltirisi.

Foucault'ya göre öznesi olarak tan›t›ld›¤›m›z deneyimlerin ku- rulmas›n› gerçeklefltiren söylemsel ve söylemsel olmayan pratikle- rin merkezinde bir iktidar alan› var. Örne¤in delili¤in bir hakikat oyununa sokulmas›n›n nedeni on yedinci yüzy›l›n bafl›ndan itibaren ortaya ç›kan ve iktidar kurumlar›yla yak›n iliflki içinde olan “kapat- ma” pratiklerinde ve bu pratiklerin nüfus ve üretim süreçleriyle ilifl- kisinde aranmal›. Ama bu analiz sonucunda ortaya ç›kan iktidar an- lay›fl› geleneksel siyaset teorilerinde rastlad›¤›m›z negatif iktidar anlay›fllar›ndan çok farkl›. Foucault'nun “hukuki-söylemsel” (juri- dico-discursive) model olarak tan›mlad›¤› geleneksel model iktida- r› bir hükümranl›k (souveraineté), yasa, yasaklama ve itaat sistemi içinde tasar›mlar. Oysa Foucault on yedinci yüzy›l›n sonundan iti- baren Bat› toplumlar›na hukuksal-söylemsel modelin iktidar göre- medi¤i yeni bir iktidar biçiminin hâkim oldu¤unu söylüyor. Negatif ve s›n›rlay›c› olan ve hükümran›n yaflama hakk› üzerinde söz sahi- bi olmas›yla tan›mlanan hukuksal-söylemsel modelin iktidar anlay›- fl›n›n tersine, bu yeni iktidar biçimi üretken, yaflam› desteklemeye, yaflam›n sa¤lad›¤› güçleri s›n›rlamaya de¤il artt›rmaya yönelik, ya- ni pozitif. Bu yüzden Foucault bu yeni iktidar› biyo-iktidar olarak adland›r›yor. Foucault'ya göre biyo-iktidar yaflama iki ana biçimde müdahale eder: insan bedenine bir makine olarak yaklaflan birinci

16

8. Örne¤in Kant'›n Saf Akl›n Elefltirisi ve Pratik Akl›n Elefltirisi’nde örneklendirdi¤i türden bir elefltiri.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir habere baktığımızda, ilk planda sadece fotoğrafı değil, bu fotoğrafa eşlik eden altyazıları ve haberin başlığını da görür, daha sonra haberin.

Özgürlük ve doğa bağıntısı, insan varoluşu ile birlikte aktüel – potansiyel ilişkisini de doğrulamalıdır.. “Doğa ve Özgürlük”te şu betimleme

Yaratıcı kişilik, Winnicott’un dediği gibi, ironik bir biçimde toplumsal hayatta kalış ve başarı için ne kadar gerekli olursa olsun - ki böylesi başarı

Madam Foucault’nun Vendeuvre-du-Poitou’da güzel bir malikânesi vardır; Foucault da tatil dönemlerinde eserlerini yazmak için oraya gitmekten hoşlanacaktır.. Orada zeki

Bilimsel bilgi bir tür olarak rasyonel tartışmaya dayanan normal ve patolojik uygulamaları ayıran söylemler ve söylemsel metinler üretmiştir (Coll, 2014, s. Bir metin

 İşletme açısından, belli bir üretim için harcanan süreler toplamı anlamında zaman, bir verimlilik ölçüsüdür..  Kurumlarda, çalışma sürelerinin düzenlenmesi,

Art›k kad›nlar, 20’li yafllar›nda döl- lenmemifl olan yumurtalar›n› dondura- rak, bebek sahibi olmak için daha son- raki y›llar› bekleyebilecek.. ‹çinde

Bu bağlamda öznenin özgür olması ve kendi kararlarını kendisinin verebilmesi, aslında iktidar tarafından şekillendirilen bir durumdur fakat postmodern çağda bunu