• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE'DE BESİ VE ET ÜRETİM KAPASİTESİNİN GELİŞTİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE'DE BESİ VE ET ÜRETİM KAPASİTESİNİN GELİŞTİRİLMESİ"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE'DE BESİ VE ET ÜRETİM KAPASİTESİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Naci Tüzemen (*)

ÖZET

Türkiye’de bir taraftan nüfus artışı ve hızlı şehirleşme, diğer yandan belirli bir kalkınma hızının oluşturduğu yüksek talep bulunmaktadır. Ülkemiz 82 milyonluk nüfusunun ve aynı zamanda yıllık 40 milyon kişiyi bulan turistin et tüketimini karşılanması, etin beslenmedeki yeri ve üretimdeki mevcut potansiyeli nedeniyle sığır yetişitiriciliği kritik öneme sahiptir.

Türkiye’de sığırcılık işletmelerinde özellikle döl verim değerleri olması gerekenin altındadır. Buzağılama aralığının işletmelerde 550 güne kadar çıktığı bilinmektedir, bu aralığın 400 günün altına düşürülmesi için yetiştiricilere gerekli bilgi ve eğitim desteğine ihtiyaç vardır.

Türkiye’de 6.3 milyon sağılan inek ve 4.3 milyon yıllık doğan buzağı bulunmaktadır. Yani sağılan inek başına buzağı oranı % 68.2 seviyesindedir.

Ülkemizde sağılan inek başına doğan buzağı oranında en az %20 ‘lik bir gelişme imkanı bulunmaktadır. Halen 6.3 milyon sağılan inek dikkate alındığında ve % 85 yavru elde edilmesi ile üretilen yıllık buzağı sayısının 4.3 milyon buzağının 5.4 milyon başa yükselmesi söz konusudur.

Sığır yetiştiriciliğinde ülkemizin gelecek hedefi, sadece kendine yetecek üretim olmamalıdır. Et ve süt ürünlerini bütün öğrencilerine dağıtan, yoksul ülkelere yardım eden, dünyaya ihracat yapan bir üretim hedeflemek olmalıdır, Bu hedeflere ulaşabilmenin başlangıç noktası, daha fazla yavru üretimi, daha fazla yem bitkileri üretimidir. Üretimin istenilen düzeyde geliştirilmesi için, desteklemeler üretim araçlarına değil ürünün kendisine (6 aylık buzağı ve yem bitkilerine) yapılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Sığır, Besi, Et Üretimi, Döl Verimi

(*) Prof. Dr. Kastamonu Üniversitesi, Genetik ve Biyomühendislik Bölümü, Kastamonu

(2)

IMPROVEMENT OF FATTENING AND MEAT PRODUCTION CAPACITY IN TURKEY

ABSTRACT

Population growth and rapid urbanization in Turkey on the one hand, on the other hand are in high demand created by the specific growth rate. Cattle breeding is of critical importance due to the fact that our country's population of 82 million and the annual consumption of 40 million people meet meat consumption, the place of meat in nutrition and its potential in production.

The most important point where production is locked in cattle farms is the fertility parameters. It is known that the calving interval can be increased to 550 days in the farms. Necessary information and training support should be provided to breeders in order to reduce this interval to less than 400 days.

Turkey has 6.3 million milking cows and 4.3 million calves annually. In other words, the calf rate per milking cow is 68.2%. In our country, there is an opportunity of at least 20% improvement in the rate of calves born per cow milked. Considering 6.3 million milking cows and 85% calf production, the number of calves produced annually increases from 4.3 million calves to 5.4 million heads.

The future target of our country in cattle breeding should not be only self- sufficient production. It should be aimed at a production that distributes meat and dairy products to all students, helps poor countries and exports to the world. Supports should be made to the product itself (6-month-old calves and forage crops), not to the means of production, in order to improve production to the desired level.

Keywords: Cattle, Meat, Meat Production, Fertility Rate.

1. Giriş

Et ve Süt Üretiminde ilk akla gelen çiftlik hayvanı sığırlardır. Sığır Yetiştiriciliği;

365 gün ve 24 saat emek ve çalışma ister, dolayısıyla sevilerek yapılması gereken bir iş koludur. Sığırlardan elde edilen verimler 3 ana grupta toplanabilir. Bunlar; Süt Verimi, Et Verimi, Döl Verimi ’dir.

Esasen sığırlar, derisinden tırnağına, işkembesinden bağırsağına kadar bütün vücudu ile insanın hizmetindedir. Et, süt ve diğer ürünlerin devamlılığı döl verimine bağlıdır.

Sığırcılığı önemli yapan avantajlar, şöyle sıralanabilir;

-Kaba ve kesif yemleri et ve süte dönüştürme yeteneklerinin yüksek olması, -Et ve süt veriminin yüksek olması,

-Laktasyon süresinin uzun olması ile yılın her ayında süt üretebilmesi,

(3)

-Çok farklı iklim bölgelerinde yetiştirilebilmesi,

-Genetik ıslah ve üremenin denetimine yönelik çalışmalara yüksek seviyede reaksiyon göstermesi,

-Farklı şartlara uyum sağlayabilecek çok sayıda sığır ırkının bulunmasıdır.

Günümüz dünyası bilgi ve iletişim çağı olmakla beraber, açlığa gerçek manada çare üretememiştir. Dünyada insanların beslenmesinde ve hayvansal protein üretiminde sığırların rolü hiç de azımsanmayacak ölçüdedir. İnsanların yeterli beslenmesinin tek ölçüsü günlük enerji ve protein tüketimi değildir. Özellikle beslenme kalitesi bakımından bunların hangi besin kaynaklarından sağlandığı da önem taşımaktadır.

Türkiye’de kişi başı kırmızı et tüketimi gelişmiş ülkelere göre daha düşüktür. Son beş yıllık kırmızı et tüketimi incelendiğinde, 12-13 kg değerleri görülmektedir.

Türkiye’de kişi başı Sığır-Dana Eti yıllık tüketim 2016 yılında 13.5 kg olmuştur. Koyun- Keçi eti tüketimi ise yıllık kişi başı 1.5-2 kg arasındadır.

Protein insan vücudunun temel yapı taşıdır. İnsan vücudunda oluşturulamayan bazı proteinlerin dışarıdan alınması gerekmektedir ve bunların başında da hayvansal proteinler gelmektedir. 70 kg ağırlıktaki bir insanın günlük protein ihtiyacı 70 gr civarındadır.

Bunun yaklaşık % 40’ının hayvansal proteinlerle karşılanması gerekir. Hayvansal proteinler içinde etin yeri tartışılamaz. Bugünkü dünyada gelişmiş ülkeler insanlarını, miktardan öte kalite yönünden de yüksek seviyede et ve et ürünleri ile beslemektedirler.

Türkiye kişi başı hayvansal protein tüketiminde dünya ortalamasının altında bulunmaktadır (Çizelge 1). Türkiye’nin hayvansal protein üretimindeki yetersizliğini ve beslenme kalitesine ilişkin sorunu en kısa yoldan anlatmaktadır. Türkiye’de hayvansal protein üretimine katkıda bulunan en önemli ürünler et, süt ve yumurtadır. Kişi başına 34 gram kadar olan hayvansal protein tüketiminin % 35’i (9,1g) etten, % 51’si (13,2 g) sütten ve % 14’ü (3.6 g) yumurtadan sağlanmaktadır.

Çizelge 1. Kişi Başı Protein Tüketimleri(TİGEM, 2018) Ülke Bitkisel Protein

(gr/kişi/gün)

Hayvansal Protein (gr/kişi/gün)

Toplam Protein (gr/kişi/gün)

Hayvansal Protein Oranı (%)

AB Ülkeleri 43 60 104 58

ABD 40 70 110 64

Afrika Ülkeleri 53 16 69 23

Dünya 49 32 81 40

Türkiye 72 36 108 34

(4)

2. Türkiye Hayvansal Üretim Değerleri

Türkiye’de bir taraftan nüfus artışı ve hızlı şehirleşme, diğer yandan belirli bir kalkınma hızının oluşturduğu yüksek talep için üretimin dengelenmesi ve dış pazarlara yönelik ihracat için yeterli bir üretim yapılması mecburiyeti ortaya çıkmaktadır.

Besicilik, kasaplık bir hayvandan kendi ırk özelliklerine göre, piyasa isteklerine uygun azami miktarda et elde edilebilmesi için yapılan teknik ve ekonomik bir faaliyettir.

Çizelge 2. Türkiye Canlı Hayvan Sayıları(baş), (TUİK-2019)

Meralar, çayırlar ve yem bitkileri yanında, değerlendirilemeyen birçok sanayi artıkları besicilikle çok değerli insan gıdası haline dönüşmektedir. Bu dönüşüm büyük bir endüstri faaliyeti olup, bu sahada önemli ölçüde istihdam oluşmaktadır.

Çizelge 2’den görüleceği üzere, son 5 yılda sığır sayısında artış % 19.82 , koyun sayısında ise % 13.01 artış olmuştur. Ülkemizde sığır sayısındaki son yıllardaki hızlı artışın önemli ölçüde yapılan ithalattan kaynaklandığı bilinmektedir.

Türkiye son 5 yılda et ve canlı hayvan ithalatında Amerika’dan sonra 2. Sırada yer almaktadır(Çizelge 3). Kasaplık ve damızlık olarak yapılan ithalatın en tehlikeli yanı, üreticinin ithalat lobilerine kurban edilmesidir. Üreticiyi teşvik, cesaretlendirme temel stratejimiz olmalıdır. İthalata bağımlı olmaktan çıkmak, Üreticiyi ve üretimi destekleyip yüceltmekle mümkündür. Gelişmiş ülkeler sanayi ve ticaretten, tarıma özellikle hayvancılığa kaynak aktarmak suretiyle üreticileri ve özellikle buğday ve et gibi stratejik ürünleri destelemektedirler.

Et ve Süt kurumu 2018 sektör değerlendirme raporuna göre, tamamı büyükbaş hayvan eti olmak üzere Türkiye 2017 yılında 18.8 bin ton, 2018 yılında ise 55.7 bin ton kırmızı et ithalatı yapmıştır. Yalnızca 2018 yılında kırmızı et ithalatına ödenen para ise 260.1 milyon dolar, canlı büyükbaş hayvan ithalatına ise 1 milyar 692 milyon dolar olmak üzere toplam 1.95 milyar dolar ödenmiştir(Çizelge 4).

Yıl Sığır Manda Koyun Keçi Toplam

2014 14 223 109 122.114 31 140 244 10 344 936 55 829 289 2015 13 994 071 133.766 31 507 934 10 416 166 56 050 171 2016 14 080 155 142.073 30 983 933 10 345 299 55 550 387 2017 15 943 586 161.439 33 677 636 10 634 672 62 220 894 2018 17 042 506 178.397 35 194 972 10 922 427 63 336 905

(5)

Çizelge 3. Dünyada bazı ülkelerin Canlı Sığır İthalatı(Bin baş)(TUİK-2017)

Ülke 2013 2014 2015 2016

ABD 2.033 2.358 1.984 1.750

Türkiye 193 49 203 490

Mısır 100 200 120 300

Çin 98 230 129 160

Rusya 97 74 144 90

Çizelge 4: Türkiye Büyükbaş Canlı Hayvan İthalatı (baş)(TİGEM,2018) (karkas hariç) Yıllar Damızlık Sığır Besilik Kasaplık Toplam Ödenen (m. dolar)

2014 24.034 23.604 792 48.430 108.092

2015 48.913 154.194 0 203.107 298.858

2016 64.126 407.888 22.292 494.306 587.519

2017 113.566 666.802 108.939 889.307 1.149.194

2018 116.000 1.211.719 132.844 1.460.563 1.691.993 Toplam 345.009 2.464.207 264.867 3.095.713 3.835.656

Ülkemiz kırmızı et sektörü, 82 milyonluk nüfusumuzu ve aynı zamanda yıllık 37 milyon kişiyi bulan turistin et tüketimini karşılamaktadır. Sektör, gerek beslenmedeki yeri gerekse üretimdeki mevcut potansiyeli nedeniyle kritik öneme sahiptir.

Besicilik faaliyeti bakımından ülkemizde besleme, barındırma, hastalık, bakım ve idarede, canlı hayvan ve et piyasasında düzensizlik ve istikrarsızlık bulunmaktadır. Yem ve et fiyatları arasındaki dengesizlik, ülkemiz besiciliğinin diğer gelişmiş ülkelerdeki gibi (özellikle Avrupa birliği) gerekli desteği görmemesi gibi önemli sıkıntıları bulunmaktadır.

Dünya nüfusundaki artışa bağlı olarak, beslenme ve gıda sorunu da artmaktadır.

İnsanların dengeli beslenmesi, yeterli hayvansal protein alması gelişen ve gelişmiş ülkelerin öncelikli konusu haline gelmiş, bu nedenle gelişen teknoloji ve sanayileşme politikalarına rağmen, hayvancılık sektörü stratejik önemini korumuştur.

Dünya et üretiminin %30 kadarı sığırlardan, %5 kadarı ise küçükbaş hayvanlardan karşılanır, Türkiye’de domuz eti tüketilmediğinden et üretiminin %89’i sığırlardan,

%11’si ise küçükbaş hayvanlardan sağlanmaktadır. Aynı şekilde Türkiyede süt üretiminin %90’ı sığırlardan %10’u küçükbaş hayvanlardan elde edilmektedir. Çizelge 5’den izleneceği gibi, Türkiye Hayvansal Ürünler Üretimi son 5 yılda, % 13.8 kırmızı ette artış, % 17.8 sütte artış göstermiştir. Kesilen ve sağılan sığır başına verim artışı ise ette ve sütte sırasıyla %23.1 ve %5.2 olmuştur.

(6)

Çizelge 5. Türkiye Et ve Süt Üretimi ve Sığırın Üretimdeki Payı (TUİK-2019) Yıl Toplam

Kırmızı Et

Toplam Süt Sığır Eti Üretimi

Sığır Sütü Üretimi

Sığırın % payı

Et Süt

2014 1 008 272 18 630 859 881.999 16.998.850 87.4 91.2 2015 1 149 262 18 654 682 1.014.926 16.933.520 88.3 90.7 2016 1 173 042 18 489 161 1.059.195 16.786.263 90.2 90.7 2017 1 126 403 20 699 893 987.482 18.762.319 87.6 90.6 2018 1 118 695 22 120 716 1.003.859 20.036.877 89.7 90.5

Türkiye’de toplam sığır sayısı 17.042.506 baştır ve 1-2 yaş arası dişi sığır(düve) sayısı 2.655.396 baştır. Sığır sürülerinde düve sayısının toplam sürünün %21-22 ‘sini oluşturması gerekir. TUİK, 2019 yılı verilerine göre, ülkemizdeki düve sayısının toplam sürünün %15.5 ‘ini oluşturduğu görülmektedir. Bu %7’lik bir farkın(1.192.975 baş dişi hayvan) yetiştirme hatalarından kaynaklandığı özellikle döl verimi noktasındaki hatalardan oluştuğu ifade edilebilir(Çizelge 6).

Tablo 6. Türkiye Toplam Sığır Sayıları(baş), Et ve Süt Üretimi (TUİK-2019) Yıl Toplam

Sığır

Genç-Yavru Sağılan İnek İnek başına Süt Üretimi

(kg)

Kesilen Sığır Sıgır Başına Karkas Ağır.

(kg) 2014 14.223.109 3.478.446 5.609.240 3.003 3.712.281 237.6 2015 13.994071 3.418.850 5.535.774 3.059 3.765.077 269.3 2016 14.080.155 3.507.867 5.431.715 3.090 3.900.307 271.5 2017 15.943.586 3.906.000 5.969.047 3.143 3.602.115 274.0 2018 17.042.506 4.325.000 6.337.906 3.161 3.426.180 292.7

Doğumda Cinsiyet oranlarının birbirine çok yakın olduğu dikkate alındığında aynı miktar eksik üretimin erkek yavrular içinde olduğunu ifade edebiliriz. Sonuçta ülkemizin yıllık olarak dışarıdan ithal ettiği(2018 yılı toplam 1 milyon baş) miktarın çok üzerinde verim kaybımız söz konusudur.

Türkiye sığırlarında özellikle döl verim değerleri olması gerekenin altında olduğu net bir biçimde verilerden görülmektedir. Üretimin kilitlendiği ana nokta döl verim değerleridir. Türkiye’de 6.3 milyon sağılan inek ve 4.3 milyon yıllık doğan buzağı bulunmaktadır. Yani sağılan inek başına elde edilen buzağı oranı % 68.2 seviyesindedir(Çizelge 6). Doğan buzağı sayısını artırdığımız ölçüde dışarıya bağımlılığımız azalacaktır ve ithalatımız ihracata dönebilecektir. Avrupa birliği ülkelerinde bu değerin %90 seviyelerinde olduğu bilinmektedir.

(7)

Ülkemizde sağılan inek başına doğan buzağı oranında %20 ‘lik bir gelişme imkanı olduğunu söyleyebiliriz (5-6 ilimizde bu oran %80’in üzerinde bulunmaktadır). Halen 6.3 milyon sağılan inek dikkate alındığında ve % 85 yavru elde edilmesi ile üretilen yıllık buzağı sayısının 4.3 milyon buzağının 5.4 milyon başa yükselmesi söz konusudur.

Türkiye’nin besilik, kasaplık ve damızlık olarak 2017 yılı 889 bin baş, 2018 yılı ithalatı 1.46 milyon baştır, son iki yılda toplam 2.3 milyon baştır (Çizelge 4).

Döl verimi çalışmaları ile elde edilebilecek ilave 1.1 milyon baş buzağının artışı ile ülkemizin et ve canlı hayvan ithalatına ihtiyaç kalmayacağı görülecektir.

Ayrıca yıllık 500-550 bin baş dişi sığır elde edileceğinden sürülerin büyütülmesi ve daha etkili seleksiyon yapılabilme şansını yakalanacak sığır ıslahında da önemli sonuçlar alınabilecektir. Ayrıca damızlık sığır ithalatına ihtiyaç kalmadığı gibi ihracat için üretimde gerçekleşmiş olacaktır.

Sığırlarda Verim Artışı Hedefi

Mevcut Durum Hedef

İnek başına buzağı verimi % 68.2 İnek başına buzağı verimi % 85

Üretilen toplam buzağı sayısı 4.3 milyon baş Üretilen toplam buzağı sayısı 5.4 milyon baş Fark = 1.1 milyon baş (550 bin baş erkek, 550 bin baş dişi)

Erkek sığırlar Kasaplık ve Besilik olarak mevcut sayıya ilave edilecektir

Dişi sığırlar sürülere katılarak, süt üretiminde ve damızlıkta kullanılacaktır.

Böylece, 2017 ve 2018 yıllarında damızlık, besilik ve kasaplık olarak toplam 2.3 milyon baş sığır ithalatı önlenecek ve 2.8 milyar dolar dışarıya ödenmeyecektir.

Şekil 1. Türkiye’de Hayvansal Üretimin Geliştirilmesi

3. Üretimde Masrafların Azaltılması ve Organizasyon Modeli

Türkiye’de hayvancılığı teşvik etmek için çok çeşitli destekler bulunmaktadır.

Özellikle genç çiftçi hibe desteği (Kadınlara yönelik olması isabetlidir), genç nüfusun yeniden kırsal alana göçünü sağlayacak önemli bir destek kalemidir(Anon.2017)

Et üretim maliyeti bölgeden bölgeye, işletmeden işletmeye değişme gösterir. Et üretim maliyetini etkileyen en önemli faktörler, sermaye, yem masrafları, makine masrafları, işçilik, vergiler ve risk (yani tabi afetler ile fiyat değişmeleri)’dir.

(8)

Gereksiz yatırımların kısılması, Yavru verim oranının yükseltilmesi, Sağlık kontrolleri, Aşı ve temizlik kurallarına uyma, Yemleri etkili olarak kullanma (üretimi artırıcı yollar, silaj ve diğer yemlerin besleme değerlerinin dikkate alınması), dikkatli ve uygun nakliye ile iyi bir pazarlama işletmenin verimliliğini artıracaktır. Et sığırcılığı ve et üretimi ülkemiz için stratejik bir faaliyettir; et üretim gayesi ile kurulan işletmelerde bu faaliyetler karmaşık ve birbirleri ile ilgilidir(Özhan ve ark., 2012).

Esasen et üretim faaliyetleri 4 safhada tamamlanır.

a- Damızlık Üretim İşletmeleri, b- Büyütme İşletmeleri, c- Besi (veya Semirtme) İşletmeleri, d- Et Sanayi İşletmeleri

Yukarıda belirtilen bu dört aşamalı et üretiminde üreticiden tüketiciye kadar olan zincirlerden herhangi birinde görülen aksama diğer safhaları çok yakından ilgilendirmektedir.

Sonuç olarak, sığır yetiştiriciliği üretimin her aşamasında bilgi ve destek ihtiyacı olan önemli bir sektör haline gelmiştir.

Suni tohumlama, kayıt tutma, sağım, sağlık ve teknik hizmetler yetiştiricilerin tek başına başarabileceği işler değildir. Yetiştiricilerin tek başına yalnızca üretimin bir aşamasını yapabileceği bilinmeli, diğer aşamalarında mutlaka çok yönlü işbirliği ve destekler olmalıdır. Örneğin sığırların dengeli ve sağlıklı beslenmesi ve bakımı için ihtiyaç duyulan bilgi yanında, Uygun yemlerin üretimi (dane yemler, silaj, yem bitkisi gibi) veya dışarıdan kaliteli yemin temin ve tedariki (besi yemi, süt inek yemi, buzağı büyütme yemi gibi) gereklidir.

Ayrıca üretilen etin ve sütün direk pazarlanması veya işlenerek ambalajlanıp tanıtımı ve tüketiciye sunulması kolay işler değildir. Bütün bu faaliyetler için uygun ve gerekli alet-ekipmanların temini ve kullanımı genellikle uzmanlık gerektirir. İşte bütün bu nedenlerle sığır yetiştiricisi, et ve süt sektöründe tek başına bırakılmamalıdır.

Birçok Avrupa ülkesinde sığır yetiştiricilerinin hemen tamamı ( % 90-95 ‘i) birlik, dernek, vakıf veya kooperatif gibi organizasyonların içerisinde bulunmaktadırlar. Bu organizasyonlarda mutlaka ilgili üretici yer almalı ve devletin bu organizasyonları geliştirmeye yönelik teşvik, kredi ve destekler sağlaması, hatta bütün teşvik ve desteklerin ön şartını bu organizasyona en az bir yıllık üye olan yetiştiricilere verilmesi gerçekleştirilmelidir.

Bu organizasyonlar üye üreticilerine teknik ve sağlık hizmetleri vermeli, kaliteli fabrika yemi temin edebilmeli, ürünlerini işletmeden en uygun şekilde almalı ve sahip olduğu veya anlaşma yaptığı tesislerde (yem fabrikası, et kombinası ve süt fabrikası gibi) işleyip ambalajlayarak bayi veya marketlere satış için dağıtmalıdır.

Böylece yetiştirici yalnızca üretimin bir aşaması ile ilgilenecek, tüketiciye kadar olan diğer aşamaları ise, üyesi veya ortağı olduğu organizasyon onlar adına yapacaktır.

Ürünlerin üretimden sonraki devrelerde tüketiciye pazarlanmasına kadar bütün aşamalarda kazancın çiftçi ortaklar ile paylaşılması için anonim şirket oluşturulmalı ve hissedarı çiftçiler olmalıdır(Tüzemen ve ark., 1998; Tüzemen., 2006).

(9)

ÜRETİCİ

Ürünlerin Nakli ve İşlenmesi Teknik ve sağlık hizmetleri

Merkezi Organizasyon (Kooperatif, Vakıf, Birlik, Dernek, Şirket)

Bayiler ve Marketler

TÜKETİCİ

Şekil 2. Türkiye’de Hayvansal Üretimin Geliştirilmesinde Üretici ve Tüketicinin Yararına Olacak Organizasyon Modeli

4. Sonuç

Türkiye’de bir taraftan nüfus artışı ve hızlı şehirleşme, diğer yandan belirli bir kalkınma hızının oluşturduğu yüksek talep bulunmaktadır. Ülkemiz 82 milyonluk nüfusunun ve aynı zamanda yıllık 40 milyon kişiyi bulan turistin et tüketimini karşılanması, etin beslenmedeki yeri ve üretimdeki mevcut potansiyeli nedeniyle sığır yetiştiriciliği kritik öneme sahiptir. Bu nedenle üretimin dengelenmesi iç ve dış pazarlara yönelik yeterli bir üretim yapılması mecburiyeti ortaya çıkmaktadır.

Besicilik faaliyeti bakımından ülkemizde besleme, barındırma, hastalık, bakım ve idarede, canlı hayvan ve et piyasasında düzensizlik ve istikrarsızlık önlenmelidir. Yem ve et fiyatları arasındaki dengesizliğin giderilmesi gereklidir. Üretimin istenilen düzeyde geliştirilmesi için, desteklemeler üretim araçlarına değil ürünün kendisine (6 aylık buzağı ve yem bitkilerine) yapılmalıdır. Buzağılama aralığının işletmelerde 550 güne kadar çıktığı bilinmektedir, bu aralığın 400 günün altına düşürülmesi için yetiştiricilere gerekli bilgi/eğitim desteği sağlanmalıdır.

Sığır yetiştiriciliğinde ülkemizin hedefi sadece kendine yetecek üretim olmamalıdır.

Kaldırılan okul sütü projesi, içeriği ve kapsamı genişletilerek yeniden uygulanmaya konulmalıdır. Et ve süt ürünlerini bütün öğrencilerine dağıtan, yoksul ülkelere yardım eden, dünyaya ihracat yapan bir üretim hedeflemek olmalıdır. Besi ve et üretimi için ithalatçı ülke olmaktan çıkıp, ihracatçı ülke olabilmenin başlangıç noktası, daha fazla yavru, daha fazla yem üretimidir.

(10)

5. Kaynaklar

[1] Akbulut, Ö., Yanar, M., Tüzemen, N., Bayram, B. 2004. Türkiye’de Et Üretiminin Artırılmasında Kültür Irkı Sığırlardan Yararlanma İmkanları. “IV. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi“, SDÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, 01-04 Eylül, İsparta.

[2] Akman. N., E. Tuncel., N. Tüzemen., S. Kumlu., M. Özder., Z. Ulutaş. 2010. Türkiye Sığırcılık İşletmelerinin Yapısı ve Geleceğin Sığırcılık İşletmeleri . Ziraat Mühendisliği VII.

Teknik Kongresi. 11-15 Ocak 2010. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Ankara.

[3] Akman. N., Tuncel.E., Yener. M., Özkütük. S., Tüzemen. N., Yanar. M., Koç. A., Şahin. O., Kaya.Y.Ç., 2005. Türkiye’de Sığır Yetiştiriciliği. Türkiye Ziraat Mühendisliği VI.

Teknik Kongresi, 3-7 Ocak, Ankara.

[4] Anon.,2018. Tarım Bakanlığı, https://www.tarim.gov.tr/

[5] Anon.,2018. Tarım Bakanlığı, https://www.tigem.gov.tr/ (2018 Tıgem Hayvancılık Sektor Raporu İnternet.Pdf)

[6] Anon.,2019. http://www.etb.org.tr/media/raporlar (Kırmızı et sektörü 2018 değerlendirme raporu)

[7] Anon.,2019. https://www.tarimorman.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/

HAYGEM.pdf

[8] Anon,.2019.http://www.fao.org/economic/ess/food / [9] Anon.,2019.http://www.tuik.gov.tr/hayvancılık

[10] Anon.,2019.,https://arastirma.tarimorman.gov.tr/tepge/Belgeler/(Kırmızı et durum tahmin)

[11] Özhan, M., Tüzemen, N., Yanar, M . 2012. Büyükbaş Hayvan Yetiştirme. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Notu, Yayın No :134, Erzurum.

[12] Tüzemen, N. 2006. Hayvancılık Organizasyonları. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Notu, Erzurum (Basılmamış).

[13] Tüzemen, N., Yanar, M., Akbulut, Ö., Aydın, R., 1998. Türkiye Sığır Islahı Stratejisi.

"Doğu Anadolu Tarım Kongresi", 14-18 Eylül, 1998, Erzurum.

[14] Tüzemen, N ., Yanar , M., Aydın, R., 2012. Erzurum İli Büyükbaş Hayvancılığının ( Sığır Yetiştiriciliğinin ) Durumu, Sorunları Ve Çözüm Önerileri. Erzurum Tarım Raporu-2012.

Ziraat Mühendisleri Odası.,TMMOB., s:70-93

[15] Tüzemen, N., Yanar, M. 2013. Buzağı Yetiştirme Teknikleri. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Yayınları, No : 232 , Erzurum.

[16] Tüzemen, N., Yanar, M., Akbulut, Ö. 2013. Hayvan Islahı. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders Yayınları , No : 230 , Erzurum

[17] Yanar , M., Tüzemen, N ., 2017. Türkiye Sığırcılığının Durumu, Sorunları Ve Çözüm Önerileri. 2023-2071 VİZYONUYLA TARIM, TOÇ BİR-SEN (Tarım Orman Çalışanları Sendikası) yay.,s:22-45, Ankara

Referanslar

Benzer Belgeler

Gebelik (Fertilite) Oranı: Gebe kalan koyun (keçi) sayısı / Koç (teke) altı koyun (keçi) sayısı.. Doğum Oranı: Doğuran koyun (keçi) sayısı / Koç (teke) altı koyun

Kesim öncesi elektrikle bilinçsizleştirmenin piliçlerin refahı üzerindeki etkilerini belirmek için üniversitenin kanatlı tesisinde (deneme 1) ve piliçlerin et

Bu çalışma sonucuna göre, Eskişehir ilinde halk elinde yetiştirilen ve ıslah çalışması yürütülen sürülerdeki Orta Anadolu Merinosu koyunların bazı döl

A) Fetanet B) İsmet C) Sıdk D) Emanet 9) Kur’an-ı Kerim’de üç kişi vardır ki bunların peygamber mi evliya mı olduğu konusunda net bir bilgi

İngiltere 6 milyonu aşkın hayvanın itlaf edildiği krizden 6 yıl sonra yeni bir şap salgınıyla karşı karşıya.İkinci bir çiftlikte daha s ığırlarda hastalık tespit

Klonlanmış hayvanlardan elde edilen etler İnsan desteği ile aynı tür yavruların elde edilmesi.. ve Bhat 2011c, Datar ve Betti 2010), IVM’nin taze tüketime sunulması ve

yaygın olarak kullanılmakla birlikte et ürünlerinde (özellikle fermente sosislerde) de kullanılması için çalışmalar başlamıştır [56]. Bilindiği gibi pek çok

Cilt: Büyük Selçuklu Devleti Tarihi (1040-1157), İSAM Yayınları, İstanbul, 2013. Özkan, Mustafa, “Siyasal-Sosyal Gelişmeler