• Sonuç bulunamadı

KOLOREKTAL KANSERLERİN OLUŞUMUN-DA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KOLOREKTAL KANSERLERİN OLUŞUMUN-DA "

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SSK TEPECiK HAST DERG 1994; 4 (1-2-3)

İNCELEME

YAZlLARI

KOLOREKTAL KANSERLERİN OLUŞUMUN-DA

MOLEKÜLER GENETİK DEGİŞİI<LİKLER

J\IIOLECULAR GENETIC BASIS ON CARCINOGENESIS OF COLO-RECTAL TUMORS

Orhan

TERZİOGLU

SUMMARY

Coloredal ca:rdnogenesis evolves in the :results of multi~step genetic diffeırentiation.

In the process several chromosomal (5q, 18q,17q) sup:ressor genes deletions and also oneo- gene (K-ras) adivaHon sequanHally obseıved.

In hereditaı·y non-polypoid colorectal cardnoma (HNCC) additicnal differentiatirm were observed in chromosome (2p, 3p) the genes related DNA mismatch repair.

(Keywm:ds: Chromosom Anomaly, Tumorigenesis.)

ÖZET

Kolorektal kanserler çok basamaklı genetik farklılaşmaların sonunda ortaya çıkmaktadır.

Bu olayda değişik kromozomlardaki (Sq, 18q, 17p) baskılayıcı genlerde kayıplar ve ilaveten onkojenlerde (K-ras) ardı51ık aktivasyonlar gözlenir. '

Polipoid olmayan kalıtsal kolorektal kanserlerde bunlara ilaveten kromozomlarda (2p, 3p) yeralan DNA yanlış e~le~im tamiri genleriyle ilgili olarak farklılaşmalar bulunmu~tur.

(Anahtar Sözcükler: Karsinogenez, Kromozom Anomalileri, Tumorigenez.)

Tıbbi Biyo-Geııetik ABD (Prof. Dr. O Terzioğlu)

9 Eylül Üniverııitesi Tıp Fakültesi inciraltı-iZMiR

(2)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1994 Vo1.4 No. 1-2-3

Günümüzde kanser ve genetik yapı arasındaki yoğun çalı~maların geçmi~ine ba-

kıldığında önemli atılımların olduğu görül- mektedir. XIX. Yüzyılın ikinci yarısında, canlılarda nesiller arasında karakterlerin, be- lirli sayısal düzenlerde aktanldığı bulundu.

Mikroskop ve deği~ik kimyasal madde ve

metodların uygulamaya girmesi ile canlıla­

rın hücrelerden yapıldığı, çekirdeklerin

olu~umları gibi çok önemli bulgular elde edildi. Kanser Olu~umu ile çevresel etkiler

arasında epidemiyolojik bulgular yayınlan­

maya ba~landı. XX. Yüzyılın ilk yarısında, kısıtlı laboratuar olanakları ile deği~ik bul- gular ve açıklamalar geli~tirildi. Bovari 1914' te kanserin genetik bir hastalık olduğunu yayınladı. Röntgen ı~ınının bulunması, de- neysel kanser ara~tırmalarında geli~im sağ­

ladı. Kimyasal kanserojenlerle olu~turulan

kanserlerin, fareden fareye aktarılabildiği,

hücrelerde belirli deği~ikliklerin korunduk-

ları görüldü. Kalıtsal maddenin moleküler düzeyde aydınlatılması yönünde yapılan çalı~malarla, 1953 de "Deoksiribo Nukleik Asidin (DNA) çift sarmalının yayınlanması, canlılık hakkındaki bilgiye moleküler boyut

kazandırdı. 1956-1958 de insan hücrelerinde kromozom sayısının 46 olduğu kesinlik ka-

zandı. 1960 da ise ilk kez, hematolojik sistem kanserlerinden kronik miyoloidLösemilerde KLM (Chronic mye-locytic leukernia - CM L), uzun kolunda kopukluk gözlenen G gru- bu kromozom yapısının bulunduğu yayın­

landı. Bu yapıya bulunduğu ~ehrin ismin- den dolayı Philadelphia kromozomu adı ve- rildi. Böylece kanser ile ilk genetik bilginin

ta~ındığı kromozomlar arasında ilk doğru­

dan ili~ki kuruldu. Bu tarihten sonra geçen 34 yılda kromozom DNA hücresel kontrol ve ileti~im mekanizmaları düzeyindeki ara~­

tırmalar giderek arttı. Elde edilen verilere

bağlı olarak kanser, moleküler, hücresel ve organizma düzeyinde daha iyi anla~ılmaya ba~landı. Sonuçta daha olumlu korunma,

tanı, tedavi takibi ve tedavi protokolleri

geli~tirildi. Bu metinde gastroentestinal kan- serler konusunda elde edilen bulgular mole- küler genetikteki bulgular ve klinik yönden

geli~en yeni yakla~ımlar ana hatlarıyla ve-

2

rilmeye çalı~acaktır.

Hem kromozomlar ve hem de moleküler genetik düzeyde yapılan çal~malar kanserin esas olarak genetik bir hastalık kavramı ile,

yukarıdaki tanımda geçenler arasında ö- nemli farklar bulunmatadır. Yerle~ik tanım­

da, sadece anne ve babadan kalıtılan karak- terler dikkate alınarak, çocuktaki karakter- lerin deği~meden olu~tuğu ifade edilir. Ge- netik bilgi döl hücrelerinde ta~ınır ve ço- cukta anne ve babadan kazanılana uygun

i~leyi~ gösterir. Yeni genetiğin kazandırdığı

kavram ise, döllenme sonrasında da hem ge- netik bilginin tümü, hem de en temel birimi olan nukleik asitler düzeyindeki i~leyi~i ve

sonuçların incelenmesidir. bu a~amada ö- nemle belirtilmesi gereken, kalıtsal madde- de deği~ikliklerin olmasıdır ki bunlar genel olarak mütasyon terimi ile ifade edilirler.

Adenin, Guanin, Tirnin ve Sitozin'in olu~tur­

duğu dört çe~it nukleik asidin yaplarında

yer alan ~eker ve fosfor grupları aracılığı birle~meleri, DNA nın tek ipliğini olu~turur.

Bu iplik üzerinde A, G, ve C nin sıralanı~ın­

da genetik bilgi dizini olu~turur. İnsan hüc- relerinde çift iplik olarak bulunan DNA nın olu~umu, bir iplikteki A nın kar~ısında diğerindeki T nin, G nin kar~ısına ise C gel- mesi ile olu~ur. Bu durum A:T ve G:C çifti olarak adlandırılır. Bunlardan birinin örne-

ğin A nın yerine G yerle~tirildiğinde, diğer

iplikte halen eskiden bulunan T buluna-

caktır. Bu bir mutasyondur. Sonunda G veT nin birbiriyle bağlantı kurup e~le~meleri

mümkün olmadığıdan, DNA da hatalı e~le~me (mismatch) durumu ortaya çıkar.

Sağlıklı bir hücrede, yapılan bu hatalar fark edilir. Özgül tamir mekanizmalarıyla hatalı

bölge kesilip atılır ve yerine doğru nukleik asitler yerle~tirilir. Bu mekanizmaların i~lememesi durumunda hatalar yerle~ir.

1994 te özellikle kolon kanserlerinde bu olayla ilgili bulgular, yeni değerlendirmele­

re yol açmı~tır. (1-6, 14). Nukleik asit düze- yinde olan bu mutasyonlarla birlikte kro-

mozomların bir parçasının kopup ayrıldığı

delesyon veya kromozom parçalarının yer

deği~tirdiği translokasyon-ar deği~ik kan- serler de gözlenmektedir (12). Genetik has-

(3)

SSK TEPECiK HAST DERG 1994 Vol. 4 No. ·ı-2-3

talıklarda mutasyonlar döl hücreleriıı.de (mi;

tokondri dı~mda) ta~mmaktadır. Ancak kan- ser olgularmda ailesel eğilim olsa da, önemli bir farklılık olarak vücut hücrele-rLnde so- matik hücrelerdeki mutasyonlar ö-nem ka-

zamnaktadır. Bilinen genetik hastalıklardan,

kanserin önemli bir ikiııci farkı daha bu-

lunmaktadır. Akdeniz anemisi, sistik fib- rozis ve benzeri genetik hastalıklarda tek bir mutasyon hastahğın olu:;:umu için yeterli ol-

maktadır. Ancak kanser olu~umunda ge- netik bilgi düzeyinde, 4-7 veya daha fazla mutasyonun aym hücrede olu~ması ge:- rekmektedir. (7-13). Bu dü~ünce ba- samakh" (nmltistep) karsinagenesis olarak daha geniş bulgularla destek bulmuştur.

Eğer tek bir mutasyon sonucunda kanser

olmısa idi , yılda gözlenen kanser sayısınırı

günümüzde kaydedilenden bin ila on mil- yon kez daha fazla olrnası gerekirdi. Yapılan

epidemiyolojik araşhmıalada kolorekta1 kansederin 30 - 40 yaş griıbunda, yüzbillde 1-5 arasmda rastlan.masma kariiim, doğrusal

bir artışla 70-80 ya~ grubunda 50-100 vakaya

ulaştığı bulunrnu~tur. Bu bulgular birçok

~ekilde açıklanacağı gfbi, laboratuvar çalış­

malarına en uygun düşeni bir çok hücrede, kansere neden olabilecek mutasyonlann tek tek olabileceği, fakat kanserin oluşmama­

sıdır. Ancak birden fazla mutasyonun aynı

hücrede bir arada olu~ması., kanserli hücre serisinin olu~umuna yol açmaktadır ki bu da dal1a uzun zaman gerektirnıektedir.

başka ifade ile ilerleyen yaş, farklı mu~

tasyonların ardarda aynı hü.crede oln<a ih-

timaliıı.i arttırmakta ve kanser sıklığı da buna bağlı olarak yükselmektedir 15-21).

Kanser ara~tırmalarmda temel soru genetik veya bilgiler bu olayda rol oyTıamaktadır. yönünde geli~mi~tir. Ya-

kın zamana kadar eliile edilen bulgular hüc··

relerin kanser yönünde

rine yol aç:an onkogenler ve bu olu~umu en~

gelleyen-başkalayan aııti-kanser etkiye sa- hip supresor bulunuşuna yol aç-

mıştır. Bu durumda ortaya çıkarı önemli bir soru da onkogen ve supresor genlerin etki- leri arasmda normal yaşam veya kanserleş­

me yönünde geli~ime yönelişin konrolunu

3

sağlayan bir grup genetik bilginin olması yönündedir ki, bu alanda bilinenler ilk iki gen grubuna kanım çok azdır. Bu mekaniz- malara, son birkaç yılda eklenen bir dör- dün.cü olay da hücrelerde olu~an mu tasyon- larm tamirini düzenleyen genetik bilgiler- deki değüıimdir. Tamir sisteminhı. bozuldu-

ğu hücrelerde, mutasyonlarm ardarda biri-

kimiıı.in norrncıldeklnden çok daha hızlı ola-

cağı beklenir ki bu çocukluk çağı kolerektal kansederin nedeninin moleküler genetik düzeyde açıklanmasına yol açmıştır (14).

Kanser olu'lurnurıa yol aç<m genlerle ilgili ilk bilgiler RNA viruslanyla yapılan çah~­

malarda elde edihni~tir. Bu viruslar esas ola- rak üç genetik bilgi bulundururlar. İkisi ya-

pısal proteinleri şifreier. Üçüncü, RNA olan genetik bilgiden, DNA sentezini sağlayan

ters tnı.nskriptaz (reverse transcriptase) enzi- mi kodlar. Bu viruslarm bazılarında tümör

oluşumuna yol açan bir dördüJ:ı.cü gen bu-

lunmaktadır. Hücrelerde transformasyona yol açarı bu viral onkogenler (oncogens) v- one kısaltması ile verilmektedir. Bu genetik

bilgilerirı dizi analizleri yapılıp kendileri izole edildiğinde, insan hücrelerinde karŞ,ı~

hkh olarak aranmış ve v-one larrn insarı hüc- relerinde homologlannm bulunduğu göz-

lenmiştir. Hücresel onkogen adı

verilen bu birimler c-one olarak andlandı­

nh:naktadır (22). Bu bulgu, viral onkogen- lerin hücresel kaynaklı olduğunu ve artrrm kontrolden sorumlu olduklarmı ortaya çı­

kanlı. Yanlış anlamaya yol şeldlde bu genlere onkogen admm verilmesi

gıçta tümör oluE_iumuna yol açan virüslerle ilgili olarak elde edilmiş olrnalarındandır.

Hücrelerde normal artımı kontrol eden kar-

şılıJ.dan ise daha sonra proto-onkogen olarak

adlandı_nlrmşlarchr. Böylece, civcivlerde mye- locytomatosis'e yol açan v-myc ve sarconıa

yol aça11 v-src ilk yayınlo;ınanlar arasında yer

aldı Daha sonra ras onkogeni bulundu ve Lnsan kromozmnlannda 12q da (12. · kro··

mozommı. q kolunda) yerleşik gös- terildL Sadece myc veya ras onkogenle- rinden birLnirı konulduğu tr2msgenic fareler- de 150. civarında %20 ve%40 düzeyinde tümör gözlendi. Ancak her ikisiniı< birden

(4)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1994 Vol.4 No. 1-2-3

yerle~tirildiği farelerde aynı sürede % 100 düzeyinde tümör olu~urnu saptandı. Geli~­

tirilen ara~tırrnalarda kolorektal kanserierin

%50-80' inde aktive olmu~ ras ~:mkogeni göz- lendi (7, 14).

Bazı kansederin olu~urnunda özellikle belirli krornozornal bölgelerin olmadığı veya

deği~ikliğe uğradığı gözlenrni~tir. Retinob- lastorna görülen çocuklarda ve ailelerinde

yapılan çalı~rnalarda, 13. krornozornun uzun kolunda deği~iklik gözlenrni~tir. Bu deği­

~ikliğin hastada sadece tümör bulunan böl- gede değil, diğer hücrelerinde de gözlen- mesi olayın ailesel kalıtıldığını dü~ündür­

rnü~tür. Yapılan moleküler çalı~rnalarda,

genin, ürünün hücreyi transforrne edici birçok proteinle birle~rnesiyle bu etkiyi

kaldırdığı gözlendi.

Böylece supresor gen olarak retinahlas- torna RB yayınlandı (24, 25). Benzer yakla-

~ımla kolorektal kanserler incelendiğinde, deği~ik krornozorn kayıpları görüldü. 17 krornozornun kısa kolunda 13.1 olarak belir- lenen alanda delesyon, hastaların %90 unda rapor edildi.

Bu bölgenin ürünü olan protein 53 KDV (.kiloDalton) luk olduğundan, kısaltına yapı­

larak p53 adı verildi. 375 aminoasitlik olan bu proeinin, transforrne hücrede a~ırı hücre

çoğalımını önlediği gözlendi. Tümörlerden elde edilen örneklerde ya17p 13.1 in her iki krornozornda da kaybedildiği, ya da birinde

kayıp birinde rnutasyona uğradığı saptandı.

Krornozornlardan her birinde farklı bölge- lerde rnutasyona rastlanan dururnlar da ra- por edildi. Mutasyonlar çoğunlukla kanser

olu~urnu ile P53 arasındaki ili~kinin Fearon ve arkada~larınca yayınlanmasından sonra, birçok ara~tırıcı konuyu destekleyen veriler elde ettti ve p53 proteini ölçümü, moleküler

deği~ikliğin tayini klinik incelerneler ara-

sında yerini aldı (7, 18, 19, 26, 27).

Ailesel olarak adenornatöz polipozis gö- rülenlerde, 5 nolu krornozornun uzun kolu 21 alanında olayla ilgili gen tanımiandı ve (Farnilial Adenornatous Polyposis) F AP geni olarak isirnlendirildi. 5q21 de yerle~ik bu gen bölgesinde deği~ik alanlarda binlerce adenornatöz polip geli~rnekteydi. Bu böl- geyle yapılan çalı~rnalarda ikinci supresor

A

etkili ürün bulundu ve rnutasyona uğrarnı~

kolorektal kanser geni (Mutated Colorectal) kanserin ba~langıç dönernlerinde ve Mc'nin sporadik olgularda yer aldı gösterildi. F AP ile aynılığı anla~ılan APC geni, adeno- rnatous polipozis koli kısaltınası olarak

yayınlarda yer aldı (7, 28, 29).

1990 da kolon karsinornlarının %70 inde delesyona uğrarnı~ bir onkogen daha bu- lundu. Bu bulgudan esinlenerek DCC (De- leted in Colorectal Carcinorna) supresor geni

adı verildi ve 18 nolu krornozornun uzun kolunda yerle~tiği gösterildi. Hücre yüze- yinde tutunrnayı sağlayan protein sen- tezinde rol oynadığı gösterildi. l l kb lık olan RN..;\ transkriptinin normal beyin hücrele- rinde oldukça fazla sentezlendiği de

yayınlarda yer aldı. (7. 30).

Bütün bu bulgular deği~ik ara~tırıcılar tarafından bir arada değerlendirildi. Özel- likle Vogelstein'ın içinde yer aldığı grup çok

hasarnaklı kanser olu~urnunu pratikte ya-

rarlanılabilir bir akı~ ~ernası ile yayınladı (7) (Tablo 1)

Kolerektal kansederin olu~urnunda ba~­

langıç a~arnasında iyi huylu adenoma görül- mektedir. p53 kaybı karsinamaya geçi~te

önemli olmaktadır. Klinik değerlendir­

melerde ve cerahi uygularnalarda alan be- lirlemede, örneklerin moleküler analizinin

uygulandığı merkezler olu~rnaya ba~larnı~tır. RFLP, PCR, bloting gibi deği~ik

moleküler genetik teknolojilerle, genlerin durumu, krornozornlardaki bilgilerden bi- rinin kaybı (Lost of Heterotigosity) LOH

değerlendirilmekle tedavi planlaması yapılmaktadır. Ayrıca önemli ölüm nedeni olan karaciğer rnetastazı olasılığı daha

doğrulukla öngörülebilmektedir (7, 13, 30).

Tüm bu mekanizmalara ek olarak ço- cukluk çağında kolorektal kanser görülen ai- lelerde, olayların beklenenden en az 10 kez daha hızlı geli~irni, farklı etken genlerin ola-

bileceğini dü~ündürdü. Mutasyonların ar- darda aynı hücrede olu~abilmesi için uzun zaman gerekınesine kar~ın, benzer olayların kısa zamanda olu~urnu normalde olan rnu- tasyon tamir mekanizmasının i~lernernesi ile

açıklanabilirdi. Deneysel kanıt elde edi- lebilmesi için uzun yıllardan beri bilinen

(5)

SSK TEPECiK HAST DERG 1994 Vol. 4 No. 1-2-3

TABLO 1: Kanser Oluşuna Genetik Mekanizmalar Normal yaşam

' dengesini kontrol edengenler

Mutasyona

Proto-on"Cogenler yolaçan t--

GENLER

Supresor genler

Kanserojenik Etkilenen genetik

ETKENLER

-

bilgiler

-

r -

\

Mutasyonların tamirini kontrol eden genler

.

KANSERLEŞME

\

Tamir ve Normal dengenin

başarılamaması

TABLO 2: Kolorektal kanserierin erken ve geç yaşta görülmesinde etkili moleküler değişimler

1-iıeri yaştaki değişimler:

Hücresel değişimler

Normal epitel

Aşırı çoğalan epitel (polip) Erken adenom

Adenoma-geçiş

Geç adenom

Karsi no m

METASTAZ

2-Erken yaştaki değişimler

DNA Tamir bozuklukları (yukarıdaki değişikliklerin hızlı yığılım n~denleri)

ilgili kromozomlar 5q

Farklı Kromozomlar 12q

18q 17q

22p

2p22-21 2p15-16 3p21

Genler ve değişimleri

FAP,APC Kaybı

MCC Değişimi Düşük Metilasyon K-RAS Aktivasyonu DCC Kaybı

p53 Kaybı veya Mutasyonu

Diğer Mutasyonlar

hMSH2 Mutasyonu

hMSH1 Mutasyonu 5

(6)

J SSK TEPECIK HOSP TURKEY 1994 VoL4 No. 1-2-3

Escherichia coli deki yanh~ eşle~im tamir

mekanizmasının benzeri maya ve insan hücrelerinde araştırıldı. Burada DNA çift

sarmalını oluşturan ipliklerden birinde

olması gerekenden farklı bir nükleik asit

yerleşimi A:T G:C çiftleşmesini bozmakta;

yanlış eşle~im (mismatch) çıkmak~

hıdır. E. coli de mutS bu tanımakta,

mutL başlatılmaktadır.

Bu genlerin karşılıkları ufak farklada S.

cereviaede mutS karşılığı MSH2 ve mutL

karşılığı MSHl genetik bölgeleri adlandır­

manın başına h harfi konularak belirlendi.

Bakteriden insana kadar korunan bu genetik bilgide, can.lılar arasında küçük yapısal fark- lar da belirlendi. Polipozisiı-ı. olarak görülmesine bağlı olmayan, ko- loreldal kalıtsal, '"'~-·'v -~--

yan kolorektal kanserler Non-

ıJouı::ıma colorectal carcinoma) ola- rak adlandınldı. h MSH2 gemnm 2. kro- mozomunda (2p22-21, ve hMSHl geninde 3,kromozomda bulundu-

ğu gösterildi Böylece kanser Hkte artışını

olan şemanın aynı zamanda

çağı kanserlerinde de geçerli olabileceği

rü.ldü, Hızla gelişen kanser moleküler gene-

tiği çahşmalanyla, aniaşılamayan ko-

nunun giderek ve muhte~

melen yeni soru ve açılacağı

KAYNAKLAR

1. Darnell Lodish H, Baltimare D, Malecular Celi New York Sci Aıne Ine. 1990.

RS, Babu A. Human Chromosomes, New

FPrva~mm Press. 1989.

D. The and Clinical

ukeınia. Caııcer Genet Cytogenet

6, Sırara K. Cancer genes in cm<:trnıntPctmol

Bailliere' s Clinical Gıı:stı•oentı•ro.ıo

7, B, Kinzlar KW.

cancer. Treds in Genet. 1993; 4: 138-41.

8. Nowall PC The clonal evalutian of tunıor eel po- Science 1976; 194: 23-8.

9. Knudson AG. Mu ta tion cancer: s tatislical study of re-

tinoblastonıa. Proc Na tl Acad Sci (USA) 1971 ; 68: 820-3.

10. Murphree AL, Benedici WF, Retinoblastoma clues to

6

human oncogenesis. Science 1984; 223 : 1028-33.

11. I<nudson AG. Hereditary cancers: clues to mec-

lıanisms of carcinogenesis. Br J Carıcer. 1989; 9: 661-6.

12. Mitelman F, Heim S. Chronıosome abnormalities in cancer. Chromosomes and Cancer 1990; 14: 527-36.

c er

13. Iino H, M, Maeda Y et al. Malecular ge- clinical ınanagernent of colrectal carcinoma. Can-

; 7/3 : 1324-31.

ınatches set

F. Caları cancer and DNA repair: /uıve nıis­

nıatch. Trendsin Genet. 1994; 10: 164-8.

15. Marx J- ence 1989; 246:

16. Tanaka K,

founds in cancer. Sci- Oshimura M, Kilcuchi R, et al. Sup- ression on fınnm·i<N•nir·ihJ in human colon carcinonıa cells by introduction of normal 5 or 18. Natı.ıre 1001 ; 349:340-2

17. Baker Sf, Pre·i<i,wPr

gene nıutations occur in rmnhinalinn as Iate events in colorectal tunıorigenesis.

Res. 1990; 50: 7717-22.

model co-

19. Fearon ER, toward al mo-

lecular FASEB1992;

20. Knudson AG. cancer, oncogenes and ati- nnr·nçenes_ Cancer Res 1985; : 1437-43.

Hami/ton SR. Malecular of colorectal car-

cinonıa Cancer 1992; 70:

22. JM, Varnıus He. Function and

Trrm.<fnr:mh1<Y Genes. In Weiss R. teich J Aiolecular

Viruses. Part RNA Tumour Virusses Harbor Press; 1982 : 999-1108.

JM. Cellular oncogenes and retroviruses.

1983; 52 : 301-3.

TP, Cavenes W, White R, et al.

rht·nmn<n,mP 13 in retinoblastonıa. New

S, Kurvinen K, K. The as a comman eellu/ar target in human J Gastroent. 1993; 88: 174-85.

Bride OW, D, Givol D. The gene human p53 eellu/ar tumor is located on chromosonıe

17 short arnı (17P13). Proc Acad Sci (USA) 1986; 83 : 130-4.

28. Bodmer WF, Bodıner J, HJR, Ellis A Localization of the adenornatous posis on chomosoıne 5. ; 328 : 614-6.

29. Kinzler KW, Nilberi MC, B, et al. Iden- a gene located at chromosoıne 5q21 that is mu- in cancer. Science 1987; 251 : 1366-70.

30. Feardon ER, Cho KR, JM, Kern SE, Haınilton

SR- B, a clıromosonı 18g gene

that is 1990; 247: 49-

56.

31. Khine K Smith DR, Goh Hs. High frequency of al- lelic deletion on clıromosoıne 17p in advanced colorectal can- cer. ümcer 1994; 73: 28-35.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kompleks / Sendromik vakalara genetik yaklaşım Bu gruptaki otizmli hastaların genel özellikleri şöyle sıralana- bilir: Dış görünüşte hastalığa özgü klinik bir bulgu

Clark ve Rockefeller in ortak oldukları m iite- vazi rafineri Samuel And­ rews adlı b ir İngiliz ta ­ rafından kurulmuştu.And- rews bir ton ham petrol - den,başka

Carriers are letting nominee upload claim documents through what is up thus initiating claim process instantaneously.Ping An Life of China has successfully deployed Artificial

Daha sonra, 3 kolza, 1 şeker pancarı, 1 patates ve 22 mısır çeşidinin yem amaçlı olarak kullanılmasına resmen izin verilmiştir. • Biyogüvenlik Kurulu web sayfası

Bu konuyla ilgili yapılan ilk çalışma olan retrospektif analizimizde; iki basamak standart kemoterapi almış kemorefrakter mKRK’li hastalarda FOLFOX +/– biyolojik

Koea et al reported that metastasis were detected in 31 of 6463 patients, sixteen patients developed tumor recurrence in a surgical incision which was used at the time

Bu teknik kullanılarak yapılan çalışmalarda; Echinococcus cinsi içerisinde bulunan farklı suşların bu teknikle rahatlıkla belirlenebileceği (17), Arjantin’de

Yapılan meta- faz FISH çalışmasında bu klasik sitogenetik yaklaşımın kompleks karyotipin belirlediği ano- malileri gösterdikleri gibi ek anomalilerde orta- ya koydular ve