• Sonuç bulunamadı

20 (2), , (2), ,

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "20 (2), , (2), ,"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kırıkkale-Kırşehir Karayolunda Taşıtların Sebep Olduğu Kurşun (Pb) Kirliliğinin Araştırılması

Kültiğin ÇAVUŞOĞLU1, Azize BUDAK2 ve Şükran ÇAKIR ARICA2

1Giresun Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 28049, Debboy Mevkii-Giresun

2Kırıkkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 71450, Yahşihan-Kırıkkale kultigincavusoglu@mynet.com

(Geliş/Received: 25.05.2007; Kabul/Accepted: 26.03.2008)

Özet

:

Bu çalışmada, Kırıkkale ve Kırşehir illeri arasında yer alan 100 km uzunluğundaki karayolu kenarından toplanan Sinapis arvensis L. türünün yapraklarında taşıtların yaydığı kurşun (Pb) kirliliğinin miktarı araştırıldı.

Örnekler yol boyunca 25 km aralıklı 4 istasyondan toplandı. Her istasyondan, yola bitişik ve yoldan 100 m uzakta yer alan bitkilerden yaprak örnekleri toplandı. Yaprak örneklerindeki kurşun (Pb) miktarları elektron dağılım spektroskopi (EDS) yardımıyla belirlendi. Sonuçlar, kurşun (Pb) kirliliğinin Kırıkkale ve Kırşehir illerinin yakınında bulunan istasyonlardan toplanan örneklerde, diğer istasyonlardakilere göre daha yüksek olduğunu gösterdi. Örneğin Kırıkkale ilinden 25 km uzakta yer alan istasyonun yol kenarından toplanan örneklerinde %39.077, 100 metre uzakta yer alan örneklerinde ise %22.898 değerinde kurşun (Pb) ölçüldü.

Kontrol grubu ile karşılaştırıldığı zaman, tüm istasyonlarda kurşun (Pb) miktarlarındaki farklar istatistiksel açıdan önemliydi (p<0.005). Ayrıca bu çalışma sonuçları Sinapis arvensis türünün kurşun (Pb) kirliliğinin tespitinde biyolojik bir belirleyici olarak kullanılabileceğini gösterdi.

Anahtar Kelimeler: Elektron dağılım spektroskopisi (EDS), Kirlilik, Kurşun (Pb), Sinapis arvensis, Taramalı elektron mikroskop (SEM).

Investigation Of Lead (Pb) Pollution Caused By Vehicles On The Kırıkkale-Kırşehir Road

Abstract: In this study, the amount of lead (Pb) pollution in leaves of Sinapis arvensis L. species collected from along 100 km road situated between Kırıkkale and Kırşehir provinces was investigated. The samples were collected from 4 stations along the road with 25 km distance., From each station, the leaf samples were collected from the plants next to the road and situated 100 meter away from the road. The amount of lead (Pb) in leaf samples were determined with electron dispersive spectroscopy (EDS). The results showed that lead (Pb) pollution in leaf samples collected from the stations situated near to the Kırşehir and Kırşehir provinces was higher according to other stations. For example, the lead (Pb) was measured as 39.07 % in leaves collected from roadside of the station situated 25 km away from Kırıkkale provience while as 22.898 % in the samples situated 100 meters away. There were statistically significant differences in amounts of lead (Pb) in all stations when compared with control group (p<0.005). In addition, the results of the this study showed that Sinapis arvensis L.species can be used as bio-indicator to determine the lead (Pb) pollution.

Keywords: Electron dispersive spectroscopy (EDS). Lead (Pb), Pollution, Sinapis arvensis L., Scanning electron microscope (SEM).

(2)

1. Giriş

Günümüzde insan aktivitelerindeki hızlı artış, sağlığımız üzerinde olumsuz yönde etki eden atmosfer kirleticilerinin önemli derecede artmasına sebep olmuştur [1]. Bilindiği gibi, çevresel sorunlar son 20 yıldır, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de günlük yaşam problemleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Bu problemlerden başlıcaları bitki örtüsünün tahrip edilmesi, erozyon, çarpık kentleşme, endüstride kullanılan kimyasallar, termik ve nükleer santraller ile hava kirliliği şeklinde sıralanabilir [2]. Hava kirliliğinin en büyük kaynaklarından biri motorlu taşıtların egzozlarından çıkan kurşundur (Pb) [3]. Kurşun birkaç bin yıldan beri insanlar için önemli bir metal olmuştur [4]. Bu metal aslında toprak ve bitkilerde küçük miktarlarda bulunan doğal bir elementtir. Aşırı miktardaki kurşun ise gerek bitki ve hayvanlar, gerekse de toprak içindeki mikroorganizmalara toksik etki yapmaktadır.

Kurşunun bitki ve toprak yapısına katılması gübre, pestisit, atık sular, hava kaynaklı gazlar yoluyla olmaktadır [5-11].

Atmosferdeki kurşunun %90’nın 1925’den bu yana kurşunlu benzinin kullanımı sonucu oluştuğu bilinmektedir [12]. Son yıllarda bir takım önlemler alınmasına rağmen günümüzde bir çok ülkede motorlu araçların sebep olduğu kirlilik problemi hala tam olarak çözümlenememiştir [10]. Kurşunun yoğunluğu kaynağının gücü ile orantılıdır. Doğal olarak kurşun yoğunluğu kaynağından uzaklaştıkça azalmakta, yaklaştıkça ise artmaktadır. Örneğin atmosferdeki kurşun yoğunluğu taşıtların kullandığı yollardan uzaklaştıkça hızla azalmaktadır. Bu durum bitkilerin kurşun içeriğine de yansır [13,14]. Bitki kökleri ve stomalar aracılığıyla bitki içerisine giren kurşun, bitkinin değişik kısımlarında birikir ve besin zincirine girerek dolaylı olarak veya solunumla doğrudan insan sağlığını etkileyebilir [15,16].

Kurşunun sebep olduğu hastalıkların başında kemik, sinir, böbrek ve kalp-damar hastalıkları gelmektedir [17,18]. Bundan dolayı da insan çevresinde bu elementin oranını izleme ihtiyacı duymuştur [19].

Kurşunun sebep olduğu kirliliğin boyutlarını araştırmak için toprak, havadaki toz partikülleri, su sistemlerindeki sedimentler ve yol kenarında yetişen bitkiler kullanılmaktadır (20- 24).

Bitkisel materyaller arasında en fazla tercih edilenler ise mantar, liken, karayosunu, ağaç kabukları, yaş halkaları, tek ve çok yıllık bitkilerin yapraklarıdır [25,26].

Bu çalışmanın amacı Sinapis arvensis’i indikatör olarak kullanıp Kırıkkale-Kırşehir ileri arasında uzanan 100 km’lik karayolu boyunca taşıtların sebep olduğu kurşun kirliliğinin boyutlarını saptamaktır.

2. Materyal ve Metot

2.1.Örnekleme Alanları Ve Örneklerin Toplanması

İncelenen Sinapis arvensis türüne ait yaprak örnekleri 05 Haziran 2006 tarihinde toplanmıştır.

Örnek toplama işlemi Kırıkkale-Kırşehir illeri arasında uzanan 100 km’lik yol boyunca belirlenen 8 istasyonda gerçekleştirilmiştir. 100 km uzunluğundaki yolun 25/50/75/ ve 100.

kilometrelerindeki yol kenarları bir istasyon olarak belirlenmiş, bu istasyonlardan 100 metre içeriye girilmek suretiyle de diğer istasyonlar oluşturulmuştur. Örneklerin toplandığı istasyonlara ait bilgiler Şekil 1’de verilmiştir.

Yaprak örnekleri toplanırken, yola en yakın bitkiler tercih edilmiş ve bunların yol tarafına bakan dallarından örnekler alınmıştır. Her bir istasyonda en az beş Sinapis arvensis bitkisinden 10’ar yaprak örneği toplanmıştır. Toplanan yapraklar steril plastik poşetlere konularak laboratuara getirilmiş, kurşun kaybını önlemek amacıyla her hangi bir şekilde yıkama veya silme yapılmadan enine kesitleri alınmıştır. Kesitler 24 saat süreyle havada kurutulduktan sonra stablar üzerine alınmış ve “Poloron SC-5600” marka karbon kaplama cihazıyla 2 dakika karbonla kaplanarak “Jeol JSM-5600” marka taramalı elektron mikroskoba (SEM) bağlı elektron dağılım spektroskopisi cihazıyla analizleri yapılmıştır [27]. Ayrıca şehir dışında yer alan, trafikten uzak bir bölgeden toplanan iki Sinapis arvensis türüne ait 5’er yaprak örneğinde de kurşun miktarları ölçülerek kontrol grubu olarak kullanılmıştır.

(3)

2.2. EDS (Elektron Dağılım Spektroskopisi) Her elementi karakteristik X-ışını spektrumlarına göre tanıyarak, onların numune içindeki oranlarını yüzde olarak belirleyen bir analiz cihazıdır. Bu cihazın çalışma prensibi şu şekildedir: İncelenen doku örneği üzerine elektron ışınları yollanır, bu ışınlar numune içinde bulunan elementlerle etkileşime girer ve her element için farklı olan Ka, La ve Ma enerji düzeylerinde geri doğru yansıtılırlar. Bu yansımalar her elementin numune içinde bulunma miktarına bağlı olarak farklı bir şiddettedir. EDS analiz cihazı da geri doğru yansıyan bu şiddetleri yüzdeye çevirerek her bir elementin doku içinde bulunma miktarını yüzde olarak gösterir.

2.3. Sinapis arvensis L.

Yabani hardal, Cruciferae (Brassicaceae) familyasından bir yıllık, geniş yapraklı, 30-80 cm boyunda bir bitkidir. Gövdesi yuvarlak olup, alt kısımları tüylüdür. Bitkinin genç döneminde, gövdesinin içi dolu olup olgunlaştıkça içi boşalmaktadır. Yaprakları almaşık dizilişli, oval biçimde, lobsuz ve kaba dişlidir. Alt yapraklar lir şeklinde bazen düz, düzensiz ve dişli; üst yapraklar basit, dişli ve sapsızdır. Çiçekler küresel salkım şeklinde olup çiçek taç yaprakları kükürt sarısı rengindedir. Meyve 24-40 mm uzunluğunda, tüysüz veya kısa tüylü, uç kısmı koni şeklinde olan bir kapsüldür. Meyvede 5-12 adet tohum bulunur. Tohumlar 1-1.5 mm çapında koyu kahve veya siyah renklidir. Ülkemizde pek çok bölgede yayılış gösteren kozmopolit bir türdür [28].

2.4. İstatistiksel Analiz

İstatistiksel analizler SPSS bilgisayar programı kullanılarak gerçekleştirildi. Elde edilen kurşun miktarlarına ait verilerin değerlendirilmesinde “Eşleştirilmiş örnekler T Testi” (Paired Samples T-Test) kullanıldı.

Kontrol grubu ile sekiz istasyondan toplanan yaprak örneklerine ait verilerin karşılaştırılması sonucunda elde P değerleri 0.05’den küçük olduğunda (P<0.05) istatistiksel açıdan önemli kabul edilmiştir.

Şekil 1. Örnek toplama istasyonları 3. Sonuçlar

100 km uzunluğundaki Kırıkkale-Kırşehir karayolu üzerinde belirlenen 8 istasyondan toplanan yapraklardaki kurşun yüzdeleri Şekil 2- 9 ve Tablo 1’de verilmiştir. Şekillerde verilen kısaltmalardan E: elementi, E.D: her element için karakteristik olan elektron enerji düzeyini, Ş:

şiddeti, Y.M: ise yüzde olarak miktarı ifade etmektedir.

(4)

Şekil 2. Birinci istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

Şekil 3. İkinci istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

Şekil 4. Üçüncü istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

Şekil 5. Dördüncü istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

(5)

Şekil 6. Beşinci istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

Şekil 7. Altıncı istasyondan toplanan Örneklerdeki kurşun miktarı

Şekil 8. Yedinci istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

Şekil 9. Sekizinci istasyondan toplanan örneklerdeki kurşun miktarı

(6)

Her bir istasyondan toplanan Sinapis arvensis türüne ait 10 yaprak örneği EDS cihazı ile analiz edilmiş ve her istasyonda en yüksek kurşun birikimine sahip örneğin mikrografı Şekil 2-9’da verilmiştir. Ayrıca yine her bir istasyondan toplanan 10 yaprak örneğinden elde edilen değerlerinde aritmetik ortalamaları alınarak kirlilik yüzdeleri Tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1. Her bir istasyondan toplanan Sinapis arvensis örneklerine ait Pb yüzdeleri

Örnek Toplanan İstasyon No

İstasyon adı Pb miktarı (%)* 1 25. km’de yol kenarında

yer alan istasyon 38.956

2 25. km’de 100 metre

içeride yer alan istasyon 21.114

3 50. km’de yol kenarında

yer alan istasyon 29.986

4 50. km’de 100 metre

içeride yer alan istasyon 16.628

5 75. km’de yol kenarında

yer alan istasyon 27.938

6 75. km’de 100 metre

içeride yer alan istasyon 9.887

7 100. km’de yol kenarında

yer alan istasyon 33.543

8 100. km’de 100 metre

içeride yer alan istasyon 22.033

* 10 yaprak örneğinden elde edilen verilerin aritmetik ortalamaları alınmıştır.

Şekil 2-9 ve Tablo 1’den de görüldüğü gibi incelenen sekiz istasyon içerisinde kurşun birikimi yönünden en fazla yoğunluğa sahip istasyonlar birinci ve yedinci istasyonlardır. Bu istasyonlardan toplanan Sinapis arvensis yapraklarındaki kurşun yüzdeleri sırası ile

%39.077 ve %33.974 olarak ölçülmüştür. En düşük kurşun birikimi ise dördüncü ve altıncı istasyonlardan toplanan örneklerde gözlenmiştir.

Bu istasyonlardan toplanan Sinapis arvensis yapraklarında sırasıyla %16.557 ve %10.677 düzeyinde kurşun ölçülmüştür. Şehir dışından ve mümkün olduğunca trafikten uzak bölgeden toplanan kontrol grubuna ait yaprak örneklerinde

tespit edilmiştir. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında 8 istasyondan toplanan yaprak örneklerindeki kurşun miktarlarındaki artışlar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P<0.05).

4. Tartışma

Kırıkkale ve Kırşehir illeri ulaşım bakımından Ülkemizin Doğuya açılan kapıları olmaları nedeniyle oldukça stratejik öneme sahip iki ilimizdir. 24 saatte Kırıkkale-Kırşehir karayolunu kullanarak doğuya gidiş-geliş yapan araç sayısı yaklaşık 6947’dir. Bu nedenle de bu güzergah üzerinde yer alan bitki örtüsünde trafik kökenli kirlenme kaçınılmaz olmaktadır.

Yaptığımız çalışmada bunu doğrulayan tarzdadır.

Belirlenen sekiz istasyon içerisinde en yoğun kurşun kirliliği sırası ile birinci (%39.077) ve yedinci (%33.974) istasyonlardan toplanan yaprak örneklerinde tespit edilmiştir (Şekil 1,7;

Tablo 1). Bu örneklerde kurşun kirliliğinin yüksek oluşu bu istasyonların şehre yakınlıkları ile alakalı olabileceğini düşündürmüştür. Zira birinci istasyon Kırıkkale ilinin, yedinci istasyon ise Kırşehir ilinin oldukça yakınında bulunmaktadır. Her iki istasyonun bu illerin yakınında bulunmaları, Doğuya gidip gelen araç trafiğine, şehre giriş-çıkış yapan araç trafiğinin de eklenmesine neden olmuş, bunun sonucunda da, bu istasyonlardan toplanan Sinapis arvensis yapraklarında diğer istasyondakilere göre daha fazla kurşun birikimi tespit edilmiştir. Ayrıca bu istasyonlardaki kurşun birikiminde hava sirkülasyonunun da rolünün olabileceği düşünülmüştür. Bu istasyonlar şehre çok yakın olarak bulunduklarından, bu istasyonların çevresinde yer alan yerleşim bölgeleri, araçlardan yayılan kurşunun atmosfere yükselmesini engelleyen bir bariyer görevi yapmakta, sonuçta biriken kurşun ve diğer ağır metal iyonları çevredeki bitki örtüsü tarafından tutulmaktadır. Zira karayolunun 50. ve 75.

kilometrelerinde yer alan üçüncü ve beşinci istasyondan toplanan örneklerde ölçülen kurşun miktarlarının, her iki şehrin yakınında bulunan istasyonlara (1. ve 7. istasyonlar) göre düşük çıkması bu görüşümüzü doğrulamaktadır.

Üçüncü istasyonda %30.675 oranında, beşinci

(7)

edilmiştir (Şekil 4,6; Tablo 1). Her iki istasyonun gerek şehir trafiğinden uzak oluşu, gerekse de yakınlarında yerleşim bölgesi bulunmaması nedeniyle hava sirkülasyonunun açık olmasından dolayı kurşun birikiminin azlığında başlıca rolü oynamıştır. İkinci, dördüncü, altıncı ve sekizinci istasyonlar karayolundan 100 m içeride yer aldıklarından, bu istasyonlardan toplanan yaprak örneklerinde, karayolu kenarında yer alan istasyonlardan toplanan örneklere göre daha az kurşun birikimine rastlanılmıştır. Bu istasyonlarda sırasıyla %22.898, %16.557,

%10.677 ve % 22.862 oranında kurşun belirlenmiştir (Şekil 3,5,7,9; Tablo 1). Bu dört istasyonun tümü karayolundan 100 metre uzakta yer almasına rağmen, iki ve sekiz nolu istasyonlardan toplanan yaprak örneklerinde, diğer iki istasyondan toplananlara göre daha fazla kurşun birikimi gözlenmiştir (Şekil 3,9;

Tablo 1). Söz konusu iki istasyon Kırıkkale ve Kırşehir illerinin yakınında bulunan birinci ve yedinci istasyondan 100 m içeriye girmek suretiyle oluşturulan istasyonlardır. Dolayısıyla da, araç trafiği dördüncü ve altıncı istasyonlara göre daha fazla olduğundan, yapraklarında daha fazla kurşun biriktirmektedirler. Kontrol grubu olarak şehir dışından, mümkün olduğunca trafikten uzak ve hava sirkülasyonun açık olduğu bölgeden toplanan yaprak örneklerinde ise, belirlenen sekiz istasyona göre oldukça düşük düzeyde kurşuna rastlanılmıştır. Bu örneklerde yapılan ölçüm sonucunda %0.638-2.00 oranında kurşun tespit edilmiştir. Bu sonuç, bize Kırıkkale-Kırşehir karayolunda taşıtların sebep olduğu yoğun bir kurşun birikiminin olduğunu göstermiştir. Aşağıda bahsedilen, diğer araştırıcılar tarafından yapılan benzer çalışmalarda bizim sonuçlarımızı doğrular tarzdadır.

Çavuşoğlu [3] tarafından EDS analiz cihazı kullanılarak gerçekleştirilen bir çalışmada Kırıkkale-Ankara karayolu üzerindeki Elaeagnus angustifolia (iğde) ağaçların yapraklarında taşıtların sebep olduğu kurşun kirliliği araştırılmıştır. Bu çalışmada, yol üzerinde hava sirkülasyonunun az olduğu, yolun daraldığı, rampaların arttığı bölgelerden alınan

yapraklardaki kurşun kirliliğinin; yolun düz ve geniş, sirkülasyonun fazla olduğu bölgelerdeki yapraklara göre daha fazla olduğu rapor edilmiştir. Yine Çavuşoğlu ve Çavuşoğlu [27]

tarafından gerçekleştirilen benzer bir çalışmada, Isparta ili şehir merkezi ile Süleyman Demirel Üniversitesi arasındaki 10 km’lik yol boyunca sıralanan Cupressus sempervirens ve Cedrus libani yapraklarında taşıtların sebep olduğu kurşun kirliliği araştırılmıştır. Sonuçta her iki bitki türünde de kurşun kirliliğinin şehir merkezine yaklaştıkça arttığı belirlenmiştir.

Türkan [29] tarafından İzmir ve çevre yollarında yetişen bitkiler üzerinde yapılan bir başka çalışmada ise, 1800 taşıt/saat yoğunluğu olan yolların kenarında yetişen bitkilerdeki kurşun miktarı 12-13 mg/kg olarak ölçülmüştür.

Kurşunun çeşitli bitkilerde gelişme, biyokimyasal olaylar ve fotosenteze etkileri konusunda da çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bir çalışmada Azadiracha indica, Guaiacum officinale ve Eucalyptus sp. de motorlu araç kirliliğinin tohum ağırlığı ve dal uzunluğu üzerine olumsuz etki yaptığı belirlenmiştir [30].

Bir başka çalışmada ise tahıl bitkilerinin yüksek konsantrasyonda kurşun ile muamele edildiğinde kök gelişimlerinin olumsuz etkilendiği rapor edilmiştir [31].

Bu çalışmada Kırıkkale-Kırşehir

karayolu üzerinde belirlenen sekiz

istasyondan toplanan Sinapis arvensis

türünün yapraklarındaki kurşun kirliliği

araştırılmaya ve kirliliğin boyutları ortaya

konulmaya çalışılmıştır. Sonuçta kurşun

kirliliğinin trafik yoğunluğu ve hava

sirkülasyonunun azlığı ile doğru orantılı

olarak arttığı tespit edilmiştir. Bu konuda

alınabilecek önlemler ise, benzine ilave

edilen kurşun miktarının en aza indirilmesi,

kurşun içeren kimyasal madde kullanımının

sınırlandırılması veya yasaklanması, yol

kenarlarına Agrostis tenois, Deschamsia

flexuosa ve Fescuta ovina gibi kurşuna

dayanıklı ve kurşun tutucu bitkilerin

dikilmesi şeklinde sıralanabilir.

(8)

5. Kaynaklar

1. Pasqualini, V., Robles, C., Garzino, S., Greff, S., Melau, A. B., Bonin, G. (2003). Phenolic compounds content in Pinus halepensis Mill.

Needles: a bioindicator of air pollution.

Chemosphere, 52, 239-248.

2. Aslan, A., Budak, G., Karabulut, A. (2005). The amounts Fe, Ba, Sr, K, Ca and Ti in some lichens growing in Erzurum province (Turkey). Journal of Quantitative Spectroscopy & Radiative Transfer, 88 (4), 423-431.

3. Çavuşoğlu, K. (2002). İğde (Elaeagnus angustifolia L.) yapraklarında kurşun (Pb) yoğunluğunun araştırılması. S.D.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 6, 191-196.

4. Harrison, R. M., Laxen, D. P. H., Wilson, S. J.

(1981). Chemical association of lead, cadmium, copper and zinc in street dust and roadside soils.

Environmental Science Technology, 15, 1378- 1383.

5. Vandenabeek, W. J., Wood, O. L. (1972). The distribution of lead along a line source (highway). Chemosphere, 5, 221.

6. Jones, C. H. P., Clement, C. R., Happer, M. J.

(1973). Lead uptake from solition by perrennial ryegrass and its transport from roots to shoots.

Plant Soil, 38, 403-414.

7. Hopke, P. K., Lamb, R. E., Natusch, D. F. S.

(1980). Multielemental characterization of urban roadway dust. Environmental Science Tecnology, 14, 164-172.

8. Rodrigues, M., Rodrigues, E. (1982). Lead and cadmium levels in soil and plants near highways and their correlation with traffic density.

Environmental Pollution, 4, 281-290.

9. Hiben, C. R., Hagor, S. S., Mazzo, C. P. (1984).

Comparison of cadmium and lead content of vegatable crops growing in urban and suburban gardens. Environmental Pollution, 7, 71-80.

10. Gratani, C., Taglioni, S., Crescente, M. F. (1992).

The accumulation of lead in agricultural soil and vegetation a long a highway. Chemosphere, 24, 941-949.

11. Karademir, M., Toker, C. (1995). Ankara’nın bazı kavşaklarında yetişen çim ve bitkilerde ekzoslarından gelen kurşun birikimi. II. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi Bildirileri, (11-13 Eylül), Ankara, 15-20.

12. Shy, C. M. (1990). Lead in petrol the mistake of the XX.th. Century Rapp. Sanit Mond., 43, 168- 176.

13. Wheeler, G. L., Rolfe, G. L. (1979). The relationship beetween daily traffic volume and the distribution of lead in roadside soil and

14. Albert, L. A., Badilla, F. (1991). Environmental lead in Mexica. Review Environment Contamination and Toxicology, 117.

15. Onar, A. N., Temizer, A. (1987). Çevre kirliliğine etkisinin ölçüsü olarak Cd ve Pb derişimlerinin idrarda tayini. Doğa Mühendislik ve Çevre Dergisi, 11 (2), 254-267.

16. Toker, M. C. (1988). Uptake of lead by barley (Hardeum distichon L.) roots and its relation to potassium. Doga: Turk BiyolojiDergisi, 12(2), 128-133.

17. Friberg, L., Nordberg, G. F., Vouk, V. (1986).

Handbook on the toxicolgy of metals. Oxford Press, New York, 176s.

18. Ursinyova, M., Hladikova, V., Uhnak, J., Kovacicova, J. (1997). Toxic elements in environmental samples from selected regions in Slovakia. Bulletin Environmental Contamination Toxicology, 58, 985-992.

19. Corn, M. (1993). Handbook of hazardous materials. Academic Press, San Diego, 216s.

20. Mellor, A. (2001). Lead and zinc in the Wallsend burn, an urban catchment in Tyneside, UK. The Science Total Environment, 269, 49-63.

21. Culbart, E. B., Thornton, I., Watt, J., Whealtly, M., Moorcroft, S., Thompson, M. (1988). Metal contamination in British Suburban dusts and Soils. Journal Environmental Quantitative, 12, 226-234.

22. Moir, A. M., Thornton, I. (1989). Lead and cadmium in urban allotment and garden soils and vegetables in the United Kingdom.

Environmental Geochemistry Healthy, 11, 113- 119.

23. Bubb, J. M., Lester, J. N. (1994). Anthropogenic heavy-metal inputs to lowland river systems, a case study the river Stour, UK. Water Air Soil Pollution, 78, 279-296.

24. Kelly, J., Thornton, I., Simpson, P. R. (1996).

Urban geochemistry a study of the influence of antropogenic activity on the heavy metal content of soils in traditionally industrial and nonindustrial areas of Britan. Applied Geochemistry, 11, 363-370.

25. Markert, B. (1993). Plants as biomonitors/indicators for heavy metals in the terrestrial environment. VCH Pres, Weinhem, 515s.

26. Al-Shayeb, S. M., Al-Rajhi, M. A., Seaward, R.

D. (1995). The palm Phoenix dactylifera (L.) as a biomonitor of lead and other elements in arid environments. Science Total Environmental, 168, 1-10.

Çavuşoğlu, K., Çavuşoğlu, K. (2005). Cupressus

(9)

Yapraklarında Taşıtların Sebep Olduğu Kurşun (Pb) Kirliliğinin Araştırılması. Balıkesir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi. 7 (2), 37-56.

28. http://www.powerarena.com/index.php(erişim tarihi: 13.05.2007).

29. Türkan, İ (1986). İzmir il merkezi ve çevre yolları kenarında yetişen bitkilerde kurşun, çinko ve kadmiyum kirlenmesinin araştırılması. Doğa:

Türk Biyoloji Dergisi, 10, 116-20.

30. Igbal, M. Z., Shafig, M., Ali, S. F. (1994). Effect of automobile pollution on seed weight and Branch length of some plants. Turkish Journal of Botany, 18, 475-479.

31. Hock, H. V. B., Elstner, E. J. (1998).

Schhandwirfungen Auf pflanzen Der pflanzentoxikologie, Mannheim Wien, Zurih, 418s.

Referanslar

Benzer Belgeler

Cvtol özelliğine sahip olan araçlarda dikey iniş kalkışta kullandıkları motorların farklı yataydakilerin farklı olması hava aracının uçuş süresini ve

Bu amaca uygun olarak karasal araç-araç ve araç-alt yapı haberleşme sistemleri için fiziksel katman, ortama erişim katmanı ve ağ katmanı teknikleri ile bunlara ait

2015 yılında yapılan bir çalışmada, araç dışından kaydedilen sesler veri olarak kullanılmış ve araç türü tahminini %80 başarı ile yapmışlardır (Mayvan

Dört farklı yol deplasman (W) giriş sinyaline göre farklı modelleme metotları ile matematiksel modeli elde edilen çeyrek araç ön süspansiyon sisteminin X 1Ön

• Sıcaklık ve nem değerleri, değişimleri ve sistemdeki tüm verilere yönelik anlık ve geçmişe dönük çok çeşitli.. raporlamalar, istatistiki bilgiler ve

Motor Bloke Birimi: Araç Takip Sistemi yazılımı üzerinden araçlar uzaktan motoru durdurulabilir. İmmobilizeri olan her araç modeli

• Sıcaklık ve nem değerleri, değişimleri ve sistemdeki tüm verilere yönelik anlık ve geçmişe dönük çok çeşitli. raporlamalar, istatistiki bilgiler ve

Gözle Görünür Kayışlar *1 Sorunsuz Akü Seviyesi Kontrolü ve Tespitler *2 İyi Motor Yağ Seviye Kontrolü Tam Motor Soğutma Suyu Seviyesi Tam. Antifiriz