• Sonuç bulunamadı

Kimdi? Geçmiflten günümüze iz b rakm fl ünlüler ve k sa yaflam öyküleri...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kimdi? Geçmiflten günümüze iz b rakm fl ünlüler ve k sa yaflam öyküleri..."

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

88

u Finli genç adam ço- cuklu¤undan itibaren ol- dukça çelimsizdi. E¤itim hayat›n› tamamlad›ktan sonra bir polis memuru oldu. Üniversite y›llar›nda da kofluyor- du ancak 23 yafl›ndayken hayat›n›n geri kalan›na yön verecek bir karar ald› ve tamam›yla atletizme yöneldi. 1972 Mü- nih Olimpiyatlar›’nda kat›ld›¤› 5 bin metre yar›fl›n› 13.16.4’lük dereceyle, 10 bin metre yar›fl›n› ise 27.38.35’ lik dereceyle birinci bitirerek alt›n madalya kazand›. Ayn› baflar›s›n› 1976 Montreal Olimpiyatlar›’nda da tekrarlad›. Dünya- n›n en ünlü orta ve uzun mesafe koflu-

cular› aras›na ad›n› yazd›rd›. Art›k

‘Uçan Finli’ olarak an›l›yordu. Bu ba- flar›l› atlet, yar›fllara haz›rlanma ve kat›lma biçimiyle de bir ilke imza at- m›flt›. Deniz seviyesindeki flampiyo- nalara, 2 bin-2 bin 500 metre yukar›da haz›rlanmak, kandaki oksijen tafl›yan hücrelerin artmas› bak›m›ndan önem- liydi. Yüksekte çal›fl›yordu ve orada oluflan bol oksijen hücreli kan› al›yor;

yar›flma gününde kendi kan›n› kendi- sine tekrar enjekte ediyordu. Böylece kan›nda yabanc› madde bulunmuyor-

Kimdi Kim günümüze iz b›rakm›fl Geçmiflten ?

ünlüler ve k›sa yaflam öyküleri...

Yazan: SABR‹YE AfiIR

B

(2)

89

du. 1972 Olimpiyatlar›'nda ilk kan dopingini kullanan adamd›. Bu uygulamas›, kendinden sonra yetiflen sporcular için de örnek oldu.

Bir derginin “1 Milyon Do- lar verelim bize bir doping hikayesi anlat” demesine ra¤men, “fiampiyonlu¤umu Finlandiya’n›n temiz havas›- na ve topraklar›na borçlu- yum” diyen bu adam, Lasse Artturi Virén idi…

Bu siyah Amerikal› k›z, dördü erkek ve dördü k›z olan 8 kardeflin alt›nc›s›yd›. Müzik konusundaki yete- ne¤i henüz dört yafl›ndayken ortaya ç›kt›. Annesinden ald›¤› müzik e¤iti- minin yan›nda kardeflleriyle birlikte kilise korosunda söylemeye bafllad›.

Ondaki yetene¤in fark edilmesi üzeri- ne bir hay›rsever ona ilk piyano dersle- rini vermeye bafllad›. ‹lk piyano resi- talini verdi¤inde on yafl›nda idi. E¤iti- mini bu yönde devam ettirdi ve burs alarak New York Juilliard Müzik Oku- lu'na girdi. Ailesi ile birlikte gerek maddi s›k›nt›lardan gerekse o dönem- deki ›rkç›l›k olaylar› nedeniyle Phila- delphia'ya yerleflmek zorunda kald›.

Dönemin kal›plar›n› k›rd› ve o süreçte

ço¤u siyah insan›n hayal bile edeme- yece¤i bir f›rsat› yakalad›, flov dünya- s›nda k›sa sürede yükselen bir isim haline geldi. O y›llarda yay›lmaya bafllayan insan haklar› ve siyah vatan- dafllara eflitlik gibi konularda tavr›n›

belli eden bir tutum izledi. Ayn› tav›r ve tutumu tüm hayat› boyunca etkili oldu. Kariyeri boyunca politik konu- lardan hiç uzak kalmad›. 500’ün üze- rinde flark› ve bu flark›larla 60 albüm yapt›. fiark›lar›yla ›rkç›l›¤a da, ABD' nin iflgalci savafllar›na da meydan oku- du. Bafl›n› hep dik tutmas› bir yana, sesiyle de milyonlar› büyüledi. O, sa- dece bir müzisyen ya da sanatç› de¤il- di; yaflad›¤› ça¤› da sorgulayan, tepki veren, durufl sahibi biriydi. Ölümün- den y›llar sonra bile hat›rlanmaya ve takip edilmeye devam edilen bir sanat- ç› olmas›, ne kadar derin bir iz b›rakt›-

¤›n› do¤rulad›. O, caz, soul ve blues müzi¤in en ünlü ismi; nam› di¤er ‘Si- yah Prenses’ Nina Simone…

Art arda ac› olaylarla yo¤rulan bir hayat düflünün… ‹flte bu öykü tam olarak böyle. Meksikal› küçük

Kariyeri boyunca politik konulardan hiç uzak kalmad›.

500’ün üzerinde flark› ve bu flark›larla 60 albüm yapt›.

fiark›lar›yla ›rkç›l›¤a da, ABD'nin iflgalci savafllar›na da

meydan okudu.

(3)

90

bir k›z bebek dünyaya geldi. Ancak çok k›sa bir süre sonra annesi hasta- land› ve k›z›n› emziremeyecek hale geldi. 6 yafl›ndayken çocuk felci geçir- di ve bu hastal›k onda kal›c› bir iz b›rakt›. Bir baca¤› di¤erinden daha

c›l›z kald›. Babalar k›z çocuklar›n›n gözünde nas›l birer kahramand›r bilir- siniz. Babas› O’nun kahraman›, en sevdi¤iydi. 19 yafl›nda geçirdi¤i bir trafik kazas› ise tüm hayat›n› de¤ifltir- di. Kazadan sonra tüm hayat› korseler, hastaneler ve doktorlar aras›nda geçti;

omurgas› ve sa¤ baca¤›nda dinmeyen bir ac›yla yaflad›, 32 kez ameliyat edil- di ve çocuk felci nedeniyle sakat olan sa¤ baca¤› kangren yüzünden kesildi.

Hastaneden ç›kt›ktan sonra ailesinin teflvikiyle s›k›nt› ve ac›dan kaçmak için resim yapmaya bafllad›. Yata¤›n›n

tavan›ndaki aynaya bakarak otoportre- ler yapt›. Doktorlar›n yaflayabilece¤in- den bile flüphe duyduklar› bu güçlü k›z, bir süre sonra çok sayg›n bir res- sam olan Diego Rivera ile yaflam›n›

birlefltirdi. Ailesi bu evlili¤e karfl› ç›k- t›; ufak tefek k›zlar›n› ‘güvercin’, iri yar› Rivera’y› ise ‘fil’ olarak ifade ederek ‘bir güvercin ile filin evleneme- yece¤ini’ savundular. Genç kad›n›n evlili¤i de iniflli ç›k›fll› oldu. Ancak resim yapmaktan hiç vazgeçmedi, sergiler açt›, ünü yay›lmaya devam etti. Öyle baflar›l› oldu ki, tan›flt›klar›n- da hayranl›k duydu¤u bir sanatç› olan kocas› Rivera onun sanat›n- dan ve imgelerinden etkilenir ve beslenir hale geldi. Pablo Picasso’nun “Onun gibi yüz- ler çizmeyi bilmiyoruz” de- di¤i bu güçlü kad›n: Frida Kahlo…

Bu yak›fl›kl› Alman küçük çocuk, onun için sonradan vazgeçilmez hale gelecek yar›fl arabalar›yla, babas›n›n bir yar›fl pistinde bekçilik yapmas› nedeniyle çok erken tan›flt›.

O¤lunun yar›fl arabalar›na ilgisini gören babas› onun için basit bir karting arac› yapt›. Bu s›rada karting kulübü- nün de en genç üyesi olan küçük ço- cuk, 6’s›na bast›¤›nda kat›ld›¤› bir yar›flta ilk kulüp flampiyonlu¤unu ka- zand›. O¤ullar›n›n bu baflar›s›yla ona daha fazla destek olmaya karar veren ailesinin ise onun ihtiyaç duydu¤u nitelikte bir motor alabilmek için ye- terli imkânlar› hâlâ yoktu. Yerel gaze- telerde haberleri ç›kan küçük pilot

19 yafl›nda geçirdi¤i bir trafik kazas› ise tüm hayat›n› de¤ifltirdi.

Kazadan sonra tüm hayat› korseler,

hastaneler ve doktor-

lar aras›nda geçti...

(4)

91

için gereken destek yerel ifladamlar›

taraf›ndan sa¤land› ve bu sayede yar›fl- maya devam edebildi. 14 yafl›nda pilot lisans›n› ald›ktan yaln›zca dört y›l son- ra Almanya ve Avrupa Karting fiam- piyonu oldu. Yar›fllara kat›larak büyü- yürken flans› da büyüyordu. Sonunda Formula 3’e terfi etti ve burada Al- manya flampiyonu oldu. Günden güne

performans›n› ve baflar›lar›n› art›ran genç pilot, ilginç bir tesadüfle (Jordan tak›m›n›n esas pilotu Bertrand Gachot

‹ngiliz bir taksiciye biber gaz› s›k›nca hapse at›ld› ve yerine baflka bir yar›flç›

arand›) kendini 1991’de Formula 1’de buldu. Ak›l almaz yar›fllar kazand›, 7 kez dünya flampiyonlu¤u kupas›n› kal- d›rd› ve Formula 1 tarihinin gelmifl geçmifl en baflar›l› sürücüsü, haline geldi. Üzerinde yap›lan testlerde, yar›fl s›ras›nda araç kullan›rken hissetti¤i heyecan›n, yolda yürürken hissetti¤i heyecana eflit oldu¤u saptanan bu ‘Sa- kin Adam’, di¤er bir deyiflle ‘Schumi’;

Michael Schumacher...

Bu ‹ngiliz çocu¤un, dünyan›n her köflesinde hayranlar› olan çok ünlü bir isim olabilece¤i kimin akl›na gelirdi? Bunca ününe karfl›n, ne yaz›k ki hayat›na iliflkin kesin belge

ve bilgiler oldukça az olan bu küçük çocuk, ticaretle u¤raflan bir ifladam›

baban›n o¤luydu. Stratford'da bir orta- okulda ö¤renim gördü. 18 yafl›nday- ken, kendisinden yaklafl›k sekiz yafl büyük olan bir kad›nla evlendi ve önce bir k›z›, sonra biri o¤lan öbürü k›z ikizler dünyaya geldi. Bu s›rada do¤- du¤u kenti terk etti. Bir tiyatro toplulu-

¤unda yazar ve oyuncu olarak çal›fl›- yor; y›lda ortalama iki oyun yaz›yor, kendi oyunlar›nda da küçük roller al›- yordu. Döneminin tüm özelliklerini tafl›d›¤› oyunlar›n›n baflar›s›, kazanc›n›

da art›rd›. Bir süre Londra’da yaflad›k- tan sonra, yeniden do¤du¤u yere dön- dü. Yazd›¤› komediler onun benzersiz güldürü yetene¤ini ortaya koyarken, trajedilerinde izleyicilerin tüylerini diken diken eden bir gerilim yaratabil- miflti. Hiç kimsenin okuma-yazmay›

bilmedi¤i bir aileden gelen bu dahi adam›n yazd›¤› Soneler, son derece zengin bir dille yaz›lm›fl fliirlerdi. Bir- çok baflka yazar ince esprili komediler, romantik oyunlar, ürkütücü cinayet ve öç alma trajedileri, büyük öyküleri yazmakta ustayd›. Ama hiçbiri bunla- r›n tümünde birden onun kadar baflar›l›

olamad›. Oyunlar›nda öylesine canl›

karakterler ortaya koydu ki, izleyiciler

(5)

92

onun karakter kurgular›na hayran ol- du, yak›nl›k duydu, adeta ‘dokundu’…

Ölümünün üzerine dört asra yak›n bir zaman geçmesine ra¤men, hakk›nda ortaya at›lan çeflitli iddialar bitmek tükenmek bilmedi. Hiçbiri de kan›tla- namad›. Ancak kesin olan baz› fleyler de vard› elbette: O, hiç kuflku yok ki gelmifl geçmifl en iyi oyun yazar›, en dahi insanlardan ve en iyi flairlerden biri, tiyatro piramidinin zirvesindeki isim William Shakespeare idi…

Bu Avusturyal› genç adam, Çek as›ll› okul müdürü bir baba- n›n o¤luydu. Annesi Moravyal›’yd›

ve do¤urdu¤u on dört çocu¤undan dokuzu, daha bir yafl›na gelmeden öl- müfltü. Befl yafl›na geldi¤inde ilk mü-

zik derslerini ald›. Babas› ona temel müzik derslerini ve keman çalmay›

ö¤retti. A¤abeyi piyano dersleri verdi.

Ancak birkaç ay sonra a¤abeyi ona piyano konusunda verecek bilgi bula- mad›. Kardefli onu geçmiflti. Bestecilik yetene¤i de patlamaya haz›r bir volkan gibi ilk iflaretlerini vermeye bafllam›flt›.

Okul yaflam› biterken, birçok beste-

sinin yan› s›ra ilk senfonisini de yazd›.

Okuldan sonra ö¤retmenlik yapt› ama beste yapmaya vakit bulamad›¤›ndan k›sa bir süre sonra b›rakt›. Tüm zama- n›n› beste yapmaya adad›. Hemen her kesimden insan›n kat›ld›¤› arkadafl toplant›lar›nda, son besteleriyle onlar›

mest ederdi. Bu nedenle toplant›lar

“Schubertiade” ad›yla an›l›rd›. ‹nan›l- maz bir melodi zenginli¤i ve hümanist özelli¤iyle insanlar› kucakla- yan yaklafl›k 600'ün üzerinde flark›, 9 senfoni, operalar, çok say›da oda müzi¤i ve piyano parçalar› besteledi. Frengi hastal›¤›, onu (kendi deyifli ile) “yaflam›n›n tek anlam›

olan beste yapmak”tan 31 yafl›nda iken kopard›. Beetho- ven’›n cenaze töreninden dönüflte, gelenek gere¤i iki kadeh flarap içildi. Birinci kadeh ölen kiflinin an›s›na, ikinci kadeh ise ondan sonra ölecek ilk kiflinin an›s›na sayg› olarak içilirdi.

O gün o ikinci kadehi, kendi an›s›na sayg› olarak kald›rd›¤›n› bilmiyordu.

Çünkü Beethoven’den sonra sonsuz- luk yolculu¤una ç›kma s›ras›n›n kendi- sine geldi¤ini o gün akl›ndan bile ge- çirmeyen bu adam, Franz Schubert’

idi... •

‹nan›lmaz bir melodi zenginli¤i ve hümanist özelli¤iyle

insanlar› kucaklayan yaklafl›k 600'ün

üzerinde flark›, 9 senfo-

ni, operalar, çok say›da

oda müzi¤i ve piyano

parçalar› besteledi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sa¤ suprahepatik alanda ya¤ dansitesinde, hidatik membrana benzeyen görüntü al›nmas› üzerine kar›n içine serbest hidatik kist rüptürü düflünülerek olgu

001 Oturum Başkanı, 1.Ulusal Eğ. İstitut, 1991, Salzburg - AVUSTURYA 006 Oturum Başkanı, ’Zeitgenossische Türkische. Uluslar arası İlhan Koman Sem., Edirne - TÜRKİYE 011

Sonuç olarak, k›r›¤›n tipini do¤ru tan›mlayarak uy- gun yaklafl›m seçimi, asetabulum anatomisinin iyice anlafl›lmas› ve kullan›labilecek cerrahi

Aksi görüfle göre ise, k›smi süreli çal›flma yapan iflçi haftal›k 45 saatlik çal›flma süresini tamamlamad›¤› için hafta tatiline ve hafta tatili ücretine hak

Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans/Doktora Öğrencisi Bülent MERTOĞLU’nun “Lisansüstü tez nasıl yazılır” başlıklı tez çalışması, 24

Bütün İslam coğrafyasının umut ışığı olan bu milletin umut ışığı da elbette Alperen gençliktir! Biz- ler üzerimize yüklenen bu mesuliyetin farkına varıp bu milleti

konular hakkındaki ihtiyaç duyulan bilgiler ve makinenin bağlantı şekilleri ile ilgili ayrıntılar kullanıcı firmanın ilgili personeline ( makine teknisyeni,

Bunun yan›nda ‹stanbul Üniversitesi’nin kuruluflu- nu veya yayg›n ad›yla “1933 Üniversite Reformu”nu ve bu s›rada yap›lan tasfi- yeyi çok daha