• Sonuç bulunamadı

T.C. ANTALYA 1.Ġġ MAHKEMESĠ Esas-Karar No: 2013/619 Esas /698

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANTALYA 1.Ġġ MAHKEMESĠ Esas-Karar No: 2013/619 Esas /698"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C. ANTALYA 1.Ġġ MAHKEMESĠ Esas-Karar No: 2013/619 Esas - 2013/698 T.C.

ANTALYA

1. Ġġ MAHKEMESI TÜRK MILLETI ADINA KARAR

ESAS NO : 2013/619 KARAR NO : 2013/698

HAKĠM : SULE BULAT 34993 KATĠP : HÜLYA ERYILMAZ 97043

DAVACI : NURSEN BALAHOROGLU,Varlık Mah. 204 Sok. 1/5 Muratpasa/ ANTALYA VEKILI : Av. MUSTAFA ÇEVIK,Bahçelievler Mah.Konyaaltı Cad.Bölükbası Apt.No:54

K:1/2,Muratpasa/ ANTALYA

DAVALI : SOSYAL GÜVENLĠK KURUMU BAġKANLIĞI,ANKARA

VEKILI : Av. RAFET ASLAN,100.Yıl Blv.Serkan Apt.98/6 Muratpasa/ ANTALYA DAVA : Tespit

DAVA TARĠHĠ: 19/07/2013 KARAR TARĠHĠ: 11/12/2013 GEREKÇE TARĠHĠ : 17/12/2013

Taraflar arasındaki davanın mahkememizde yapılan açık duruĢması sonunda:

GEREĞĠ DÜġÜNÜLDÜ :

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1976 tarihinde Almanya'da yerleĢtiğini, 1983 yılındın itibaren ise çalıĢmaya baĢladığını,müvekkilinin Almanya'da ilk iĢ baĢlangıcını Türk sigortalarına ilk giriĢ tarihi saydırmak için kuruma müracaat ettiğini, müvekkilinin 19/07/2001 tarihinde Türk VatandaĢlığı'ndan izinle çıkmasından dolayı borçlanma koĢullarını sağlamadığı ve bu sebeple müracaatının reddedildiği, müvekkilinin yurtdıĢında geçirdiği 1986 ve 2004 yılları arasındaki sürenin 3201 Sayılı Kanun kapsamında borçlandırılmasının mümkün olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiĢtir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bakanlar kurulu kararı ile Türk vatandaĢlığından çıkmasına izin verilmiĢ olduğunu, Türk VatandaĢlığını kaybettiğini, kanuna açıkça aykırılık gösteren talebin mevzuat gereği kabulünün mümkün olmadığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usul ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuĢtur.

Dava,davacının Almanya'da geçirdiği sürenin borçlanma istemine iliĢkindir.

(2)

Taraflar arasında davacının Türk vatandaĢı olduğu,Türk VatandaĢı iken yurt dıĢında çalıĢması bulunduğu,Alman Sosyal Güvenlik Kurumlarına göre sigorta baĢlangıç tarihinin 01.08.1983 olduğu,konularında uyuĢmazlık bulunmamaktadır.UyuĢmazlık konusu husus talep tarihinde davacının Türk VatandaĢı iken yurt dıĢında yaptığı çalıĢmaların sigortalı hizmet süresi olarak kabul edilip edilemeyeceğine iliĢkindir.

Öncelikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/10-210 Esas,2010/240 Karar ve 28/04/2010 günlü kararında belirtildiği üzere ; " Ġnsan,tarihin her döneminde kendisini yoksulluğa sürükleyen,geleceğini tehlikeye iten olayları bertaraf etme düĢünce ve kaygısı içinde olmuĢtur.Tehlike ile karĢılasan,yoksulluğa düsen bireylere asgari bir güvence sağlamak,sosyal güvenlik anlayıĢının hakim yönü olmak zorundadır.Bu nedenlerledir ki,çağa damgasını vuran sosyal devlet anlayıĢının isleyiĢi hiçbir Ģekilde önemini yitirmeyecektir.

Sosyal güvenlik,sosyal devleti gerçekleĢtirme araçlarından sadece bir tanesidir.Halkına sosyal güvenliği sağlayan,herkesi asgari yasam seviyesinde buluĢturan insanların geleceklerine güvenle bakmalarını teminat altına alan devlet " Sosyal Devlet " tanımına biraz daha yaklaĢmıĢ olacaktır.Ġlk kez 10 Aralık 1948 tarihli Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 22-25.maddeleri arasında temel bir hak olarak düzenlenen " Sosyal Güvenlik Hakkı " temel bir insan hakkı olup,çağdaĢ anayasaların tümünde bu anlayıĢa yer verilmiĢtir.Somut olaya iliĢkin olarak Uluslararası düzenlemelere baktığımızda;Uluslar ÇalıĢma Örgütünün Sosyal Güvenlikte VatandaĢlar ile VatandaĢ Olmayanlara EĢit Davranmak konusundaki 118 sayılı sözleĢmesi hatırlanmalıdır.06/06/1962 tarihinde kabul edilen ve 25/04/1964 tarihinde yürürlüğe giren bu sözleĢme,üye devletler için ülkelerindeki yabancılara sosyal güvenliğe tabii olma ve sağlanacak yardımlardan yararlanmaya hak kazanma açısından kendi vatandaĢları ile eĢit ilsem yapma yükümlülüğü getirmektedir.29/07/1971 tarih ve 1453 Sayılı Yasa ile TBMM'ce onayı uygun görülen sözleĢme Bakanlar Kurulunca 05/07/1973 tarih ve 7/6217 sayılı kararname ile kabul edilmiĢtir.

Kaldı ki;Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin belirlendiği Anayasanın 2.maddesinde " Devletin sosyal ve bir hukuk devleti " olduğu hükme bağlanmıĢ,devletin temel amaç ve görevlerini tanımlayan 5.maddesinde ise" Devlet kiĢilerin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaĢmayacak suretle sınırlayan siyasal,ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak,insanın maddi ve manevi varlığının geliĢmesi için gerekli Ģartları hazırlamak ile görevli kılınmıĢ,60.maddesinde " Herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alıp,gerekli teĢkilatı kuracağı '' tekrar vurgulanmıĢ ve öngörülmüĢtür.

Anayasanın 62.maddesi " Devlet yabancı ülkelerde çalıĢan Türk vatandaĢlarının aile birliğini,çocuklarının eğitimini,kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması,anavatan ile bağlarının korunması ve yurda dönüĢlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır " hükmünü içermektedir.VatandaĢlık;kiĢiyi bir devlete bağlayan hukuki ve siyasi bir bağdır.

Hizmet borçlanması sosyal güvenlik hakkı elde edilmesinde istisnai bir yöntem olup,primi ödenmediği için hizmet süresinden sayılmayan bazı sürelerin primlerinin borçlanılıp,ödenmesi koĢulu ile yaĢlılık aylığına esas sigortalılık süresi ve prim gün sayısından sayılmasını sağlayan bir yapıyı ifade etmektedir.Sosyal güvenliğin dinamik yapısı,amaç ve kapsamındaki geniĢleme eylemi,sosyal risklerin artan etkisi dikkate alındığında yasalarda yer alan ve sosyal güvenlik çatısını oluĢturan bu gibi kavramların

(3)

sınırlarının belirlenmesinde her zamankinden daha fazla zorunluluk bulunmaktadır.Borçlanma yasalarının istisnai düzenlemeler olduğu dikkate alındığında,iĢ ve sosyal güvenlik hukukuna hakim prensip olan;isçi ve sigortalı lehine yorum ilkesinden söz edilerek yasalarda açıkça belirtilen tanımların dıĢına çıkılmasına,imkan bulunmamaktadır.Bu nedenledir ki,yurtdıĢı borçlanma hakkının süresi belirlenirken yasanın amacından hareket etmek gerekir.

Bu açıklamalar ıĢığında somut olay değerlendirildiğinde;3201 Sayılı Yasanın 08/05/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 Sayılı Kanunun 79.maddesi ile değiĢik 6.maddesine göre '' Bu kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için ; a-Yurda kesin dönülmüĢ olması, b-Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiĢ olması, c-Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması,gerekmektedir.Bu koĢulları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıklarının,yazılı istek tarihini takip eden aybaĢından itibaren baĢlatılmak üzere 31/05/2006 tarihli ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun ve 506 Sayılı Kanun,geçici 20.maddesi hükümlerine göre bağlanacağına '' hükmedilmiĢtir.3201 Sayılı Yasanın 5.maddesinin son fıkrasında sosyal güvenlik kuruluĢlarına tabii hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının baĢlangıç tarihi,borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısına kadar geriye götürülen tarihtir hükmü mevcut olup,söz konusu maddeye 08/05/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 Sayılı Kanun 79/5 fıkrası ile " Sosyal Güvenlik SözleĢmesi yapılmıĢ ülkelerdeki hizmetlerini bu kanuna göre borçlananların sözleĢmenin yapıldığı ülkede ilk çalıĢmaya baĢladıkları tarih ilk iĢe giriĢ tarihi olarak dikkate alınmaz " hükmü eklenmiĢtir.

Buna karĢılık Türk-Alman Sosyal Güvenlik SözleĢmesinin 29.maddesinin 4.fıkrasında ise ; '' Bir kimsenin Türk sigortasına giriĢinden önce bir Alman Rant sigortasına girmiĢ bulunması halinde Alman Rant sigortası giriĢi Türk sigortasına giriĢ olarak kabul edilir. '' hükmünü içermektedir.SözleĢmenin usulüne göre onaylandığı ve yürürlükte olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.

Somut olayda iç hukuk düzenlemesi ile uluslararası sözlemse çakıĢmakta olup,öncelikle taraflar arasındaki uyuĢmazlığı çözümlenmesinde hangi düzenlemenin uygulanması gerektiği belirlenmelidir.Anayasamızın 90.maddesinin son fıkrasında " Usulüne göre yürürlüğe konulmuĢ milletler arası anlamsalar kanun hükmündedir.Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine baĢvurulamaz.Usulüne göre yürürlüğe konulmuĢ temel hak ve özgürlüklere iliĢkin milletler arası antlaĢmalar ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde çıkabilecek uyuĢmazlıklarda milletler arası antlaĢma hükümleri nazara alınır

" hükmü mevcuttur.

Öncelikle sosyal güvenlik hakkı temel bir insan hakkı olup,Türk-Alman Sosyal Güvenlik SözleĢmesi Anayasamızın 90-son maddesinde öngörüldüğü Ģekilde temel hak ve özgürlüklere iliĢkin hüküm içermektedir.Normlar hiyerarĢisi çerçevesinde değerlendirildiğinde usulüne göre yürürlüğe konulmuĢ temel ve hak ve özgürlüklere iliĢkin milletler arası antlaĢma hükümlerinin Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine baĢvurulamayacağı düzenlemesi ile milletlerarası antlaĢma hükümlerinin uygulamada yasaların üzerinde olduğu ve uygulama önceliğine sahip bulunduğu,çatıĢma halinde uluslararası sözleĢme hükmünün uygulanması gerektiği ve somut olayda uyuĢmazlığın Türk-Alman Sosyal Güvenlik SözleĢmesinin 29/4.maddesine göre çözülmesi gerektiği Mahkememizce kabul edilmiĢtir.Bu

(4)

nedenlerle somut olayda Alman sigorta mencinin yurtdıĢı hizmet cetveline göre davacının 01.08.1983 tarihinden itibaren Almanya'da sigortalı olarak çalıĢmaya baĢladığı anlaĢılmıĢtır.

Bunun yanında yukarıdaki açıklamalar ıĢığında yine somut olayda 01/01/1966 tarihinde doğum ile Türk vatandaĢı olup,Bakanlar Kurulunun 24/01/2001 gün 2001/1995 sayılı kararı ile Türk vatandaĢlığından çıkmasına izin verilen ve vatandaĢlıktan çıkma belgesini teslim aldığı 10/07/2001 tarihinden itibaren Türk vatandaĢlığını kaybedip,talep tarihinde Türk vatandaĢı olmadığı anlaĢılan davacının talebinin red edilmesi 3201 Sayılı Kanunun ve uygulama yönetmeliğinin lafzi yorumlanması halinde doğru görülmekte ise de;Mahkememizce amaçsal yorum yapılarak,Anayasa,Türk VatandaĢlık Kanunu ve 3201 Sayılı Kanunun amaç ve özü gözetilerek yukarıda açıklanan nedenler ve maddeler birlikte değerlendirildiğinde,Türk vatandaĢlığından izin ile çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaĢlığına haiz olmayan davacının Türk VatandaĢlık Kanununun sosyal haklar bakımından vatandaĢ gibi kabul ettiği,ayrıca Türk vatandaĢlığından izin ile çıkmadan önce yurtdıĢında gerçeklesen çalıĢma sürelerine iliĢkin borçlanma hakkının,Türk VatandaĢlık Kanunu ile kiĢinin doğuĢtan kazandığı statüden doğan kendisi yönünden kesinleĢmiĢ ve kiĢisel niteliğe dönüĢmüĢ kazanılmıĢ hak olduğu,bu hususun hukuk devleti kavramının temelini oluĢturan en önemli unsurlardan olduğu,kazanılmıĢ hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumların Anayasanın 2.maddesine " Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal hukuk devletidir " hükmüne aykırılık oluĢturacağı gibi hukuksal güvenceyi ortadan kaldıracağı belirsizlik otarına neden olacağı ve kabul edilemeyeceği,hal böyle olunca davacının yurtdıĢında çalıĢtığı süreleri 3201 Sayılı Kanun uyarınca borçlanabileceği ve Türk vatandaĢlarına tanınan haklardan yararlanması gerektiği kabul edilmiĢtir. Davacının, 2004 tarihine kadar borçlanma talebi 10/07/2001-2004 tarihleri arasında Türk VatandaĢı olmadığından reddedilmiĢ ve aĢağıdaki Ģekilde hüküm tesis edilmiĢtir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı Nursen (BALAHOROĞLU) AYNACI'nın,

Türk VatandaĢlığından çıkmadan önceki yurtdıĢı çalıĢmalarını davalı kuruma borçlanabileceğinin TESPITINE,

Fazla istemin REDDINE,

2-Harç peĢin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

3-Davacı vekili için takdir olunan 1.320,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,

4-Davalı vekili için takdir olunan 1.320,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,

5-Davacı tarafın yapmıĢ olduğu 35,55 TL pul davetiye gideri olan yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdiren 18,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-Gider Avansı Tarifesine göre alınan 130,00 TL in kullanılmasından sonra arta kalan kısmın hükmün kesinleĢmesinden sonra GAT'nin 5. Maddesine göre davacıya ödenmesine,

(5)

Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karsı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 8 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/12/2013

T.C. ANTALYA 1. IS MAHKEMESI Esas-Karar No: 2013/619 Esas - 2013/698

Katip 97043 Hakim 34993

YARGITAY 21. Hukuk Dairesi

ESAS NO: 2014/3816

KARAR NO: 2014/7345 Y A R G I T A Y I L A M I

INCELENEN KARARIN

MAHKEMESI: Antalya 1. Is Mahkemesi TARIHI: 11/12/2013

NUMARASI: 2013/619-2013/698

DAVACI: Nursen Balahoroglu vek. Av. Mustafa Çevik DAVALI: Sosyal Güvenlik Kurumu vek. Av. Rafet Aslan

Davacı,Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın yurtdışında gerçeklesen çalışma sürelerini 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma hakkı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde

olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Sezai Öztürk tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra isin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle davacının yurt dışında geçirdiği ve 3201 sayılı Kanun'a göre borçlanılması

mümkün olan süre hükümde açıkça yazılmamış ise de 3201 sayılı Kanun'un 1.maddesine göre borçlanılması mümkün sürenin hükmün uygulanması aşamasında Kurumca gözetilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre davacının ve davalı Kurumun yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Mesut BALCI Üye

T. TOPRAK Üye

B. SONER

Üye

I. KIR

Üye

(6)

A. YENER

Harç-Davacı 25.20 TL. O.H.

24.30 TL. P.H.

0.90 TL. Kalan

R.S.

Referanslar

Benzer Belgeler

ÖZET: Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep

Hukuk Dairesi görüş yazısında; zamanaşımına uğramış olan bonodaki imzanın borçluya aidiyetinin ikrar edilmesi veya ispat edilmesi hâlinde bu senedin (yazılı)

• ı) Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz

• sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek

alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik

nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları

çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile.. • aynı Kanunun ek 6

2- Davacının temyiz itirazlarına gelince; a ) Davacı hamilelik döneminde davalı Doktor F. T...'nin gözetiminde bulunduğu ve onun önerisi ile diğer davalı