• Sonuç bulunamadı

İbn-i Kayyim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İbn-i Kayyim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YALANIN ZARARLARI ﴿

بﺬﻜ ا ﺪﺳﺎﻔﻣ

[ Türkçe – Turkish – ﺮﺗ ]

İbn-i Kayyim

Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

2009 - 1430

(2)

﴿ بﺬﻜ ا ﺪﺳﺎﻔﻣ

» ﺔﻴ ﻟا ﺔﻐﻠ ﺎﺑ

«

ﻦﺑا ﺔ زﻮ ا ﻢﻴﻗ

ﺔ ﺮﺗ : ﻫﺎﺷ ﺪﻤ

ﺔﻌﺟاﺮ :

ﻞﻴ ﻧ مأ

2009 - 1430

(3)

Yalandan mutlaka kaçın! Çünkü yalan; bilinen şeyler hakkındaki tasavvur ve düşünceni ifsad eder.Buna ilâve olarak; bu bilinen şeylerin insanlara karşı şeklini de ifsad eder. Çünkü yalan; olmayan bir şeyi mevcut, mevcut olan bir şeyi yok, bâtılı hak, hakkı bâtıl olarak, hayrı şer ve şerri de hayır olarak gösterir. Dolayısıyla yalan, bir cezâ olarak, sahibinin düşünce ve ilmini ifsad eder.

Üstelik bu yalan, aldatılıp kendisine bağlanılan karşıdaki insanın nefsinde şahsında tasavvur eder. Dolayısıyla onun düşünce ve ilmini ifsad eder.

Yalancı kimsenin nefsi, mevcut olan hakikatten yüz çevirmiş, yokluğa doğru gitmiş ve bâtıldan etkilenmiştir.Yalancının tasavvur etme gücü ve irâdeye bağlı her fiilin kökü olan ilim gücü ifsada uğradığı zaman, bu fiilleri de ifsada uğrar. Bu defa yalanın hükmü onlara sirâyet ediverir ve tıpkı yalanın kökü ve çıkış yerinin dil olduğu gibi, kişinin her yerinde bu yalan ortaya çıkmaya başlar.Artık bu durumda dilinden ve amellerinden hiçbir fayda görmez.Bunun içindir ki yalan, her kötülüğün temelidir.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

)) رﻮﺠﻔﻟا إ يﺪﻬ بﺬﻜﻟا ن وِ ُ ُ ْ َ ْ ِ

ِ ِ َْ َ َِ َ

، رﺎ ا إ يﺪﻬ رﻮﺠﻔﻟا ن و ِ َ ْ ِ

ِ ِ َْ َ ُ ُ َ ((.

] ﺔﻔﻠﺘ ظﺎﻔﻟﻷ يﺬﻣ ﻟاو دواد ﻮﺑأ ﻢﻠﺴ و يرﺎﺨ ا هاور [

"Şüphesiz yalan (sahibini) günahlara (dosdoğru yoldan sapmaya) götürür.

Günahlar da (sahibini) ateşe (cehenneme) götürür (iletir)."1 İmam Mâlik'in rivâyet ettiği hadisin lafzı ise şöyledir:

إِ

ﺪﺒ نَ ْ َ ﷲاِ دﻮﻌﺴ ﻦ ٍ ُ ْ َ َ ْ لﻮﻘ ن ُ ُ َ ََ ت

)) : قﺪﺼ ﺎﺑ ﻢ ﻴﻠﻋِ ْ ْ

ِ ْ ُ َ َ

، قﺪﺼ ا نﺈﻓ َ ْ

َِ ﻟا إ يﺪﻬ ِ ِْ َ

ِ ْ َ

، ﺔﻨ ا إ يﺪﻬ ﻟاو ِ َْ َ ِ ْ ْ

ِ َِ َ

، ﻢ ﺎﻳ و ْ ُ

ِ َ رﻮﺠﻔﻟا إ يﺪﻬ بﺬﻜﻟا نﺈﻓ ِ ُ ُ ْ َ َ ْ ،بﺬﻜﻟاوَ ِ َ ْ َ

ِ ِ ْ َ ِ َ َِ

، رﺎ ا إ يﺪﻬ رﻮﺠﻔﻟاو ِ َ ْ َ

ِ ِ ْ َ َ ُ ُ .

لﺎﻘ ﻪﻧ ىﺮﺗ ﻻأ ُ َ ُ ُ َ َ َ ََ :

ﺮ و قﺪﺻ َ َ َ َ َ

، ﺮﺠﻓو بﺬ و َ ََ َ َ َ ََ ] ((.

ﻚ ﺎﻣ هاور [

Abdullah b. Mes'ud -Allah ondan râzı olsun- şöyle derdi:

"(Söz ve fiillerinizde) doğru olun (doğruluktan ayrılmayın). Çünkü doğruluk, (sahibini) iyiliğe götürür. İyilik de (sahibini) cennete götürür.Yalandan kaçının. Çünkü yalan, yalan (sahibini) günahlara (dosdoğru yoldan sapmaya) götürür. Günahlar da (sahibini) ateşe (cehenneme) götürür.(Doğru sözlü kimse için): Doğru söyleyerek iyilik kazandı (işledi), (yalancı kimse için de): Yalan söyleyerek dosdoğru yoldan saptı (günah işledi), denildiğini bilmez misin?"2

Yalan, ilk olarak insanın nefsinden diline sirâyet eder ve onu ifsad eder. Daha sonra vücudun diğer azalarına sirâyet ederek o azaların bütün amellerini ifsad eder. Tıpkı dile sirâyet etmesiyle sözlerini ifsad etmesi gibi.Artık yalan; kişinin sözlerine, amellerine ve

1 Buhârî, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizî farklı lafızlarla rivâyet etmişlerdir.

2 İmam Mâlik; "Muvattâ; hadis no: 1814. Dâru'n-Nefâis baskısı.

(4)

hâlininin geneline hâkim olur, fesadı onda sağlam hâle getirir. Eğer Allah Teâlâ bu kimseye, içerisindeki yerleşmiş yalan maddesini çıkartıp atacak doğruluk ilacını nasip etmezse, o takdirde bu yalan hastalığı bu kimsede kökleşecektir.

İşte bunun içindir ki kalp amellerinin hepsinin temeli, doğruluk olmuştur.

Bu amellerin zıtları olan riyâ/gösteriş, kendini beğenmişlik, kibir, övünme, büyüklenme, tepeden bakma, acziyet, tembellik, erinmek ve buna benzer diğer özelliklere gelirsek; bunların temeli de yalan olmuştur.

Dolayısıyla görünen veya görünmeyen (zâhirî veyâ bâtınî) her salih amelin kaynağı, doğruluktur. Görünen veya görünmeyen (zâhirî veyâ bâtınî) her bozuk (fâsid) amelin kaynağı da, yalan olmuştur.

Allah Teâlâ yalancıyı, maslahatlarından ve menfaatlerinden uzak tutarak cezalandırmakta, doğru sözlü olanı ise, hem dünya, hem de âhiret maslahatlarını düzeltebilmesine yardımcı olarak mükâfatlandırmaktadır. Nitekim kişinin dünya ve âhiret maslahatlarının düzelmesi doğruluk sebebiyle olurken, dünya ve âhiret maslahatlarının bozulması ve zarar uğraması da, yalan sebebiyle olmaktadır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

[ J I H G F E D C B Z

] ةرﻮﺳ ﺔ ﻮ ا ﺔﻳﻵا : [١١٩

"Ey îmân edenler! Allah'tan korkun ve (her işlerinde) doğru olanlarla beraber olun."1 Allah Teâlâ yine şöyle buyurmuştur:

[ é è ç æ åä ã â á à ßÞ Ý Ü Û Ú Ù Ø × Ö ÕÔ Ó Ò Ñ Ð Ï Î Z

] ةرﻮﺳ

ةﺪﺋﺎ ا ﺔﻳﻵا : [١١٩

"Allah buyurdu ki: Bu, doğru söyleyenlerin doğruluklarının fayda verdiği gündür.

Onlara, altından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır. Allah, onlardan râzı olmuş, onlar da O'ndan râzı/hoşnut olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş, budur."2

Allah Teâlâ yine şöyle buyurmuştur:

[ H G F E D CB A @ M L K J I

Z ] ةرﻮﺳ ﺪﻤ ﺔﻳﻵا : [ ٢١

"Onların vazifesi itaat etmek ve güzel söz söylemektir.Bunun için iş ciddileşince, (îmân ve amelde) Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu."3

Allah Teâlâ yine şöyle buyurmuştur:

1 Tevbe Sûresi: 119.

2 Mâide Sûresi: 119.

3 Muhammed Sûresi: 21.

(5)

[ _ ^ ] \ [ Z Y XW V U T S R Q P O N M Z

] ةرﻮﺳ ﺔ ﻮ ا ﺔﻳﻵا : [ ٩٠

"Bedevilerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah'a ve Rasûlüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara (dünyada öldürülmek, âhirette de cehennem ateşiyle) acıklı bir azap isabet edecektir." 1

& & & & & &

1 Tevbe Sûresi: 90.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bataklıkta oluşan sivrisinek yayla olarak tabir edilen Boğazpınar köyünü ciddi olarak rahatsız ediyordu artık.”.. ‘Bo ğazpınar Halkı Ekmeğine Göz

Bilinen ad ı “Kadıköy Salı Pazarı” olan Kuş Dili Çayırı’na devasa bir alışveriş merkezinin yapılmaması için bir araya gelen çevre gönüllüleri, talepleri

Uzmanlar patolojik yalan söylemekten kurtulmanın zaman alacağını söylüyor ve bazı önerilerlerde bulunu- yorlar: “Kendinize, daha dürüst olmak istediğinizi ve ya-

fiema, flüphelinin sözko- nusu suçla ilgili olarak sorulan sorula- ra verdi¤i fizyolojik yan›tlar›n yan› s›- ra, kontrol sorular›na verdi¤i yan›tlar› da

Hamza'nın -Allah ondan râzı olsun- kabrini veya diğer Uhud şehitlerinin kabirlerini ziyâret ederken belirli bir duâ tahsis etmeleri. 4.Bazı ziyâretçilerin

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlerdeki ölülere selâm vermiş ve onlara duâ etmiştir.Bu ümmetin ilk müslümanlarından birisinin duâ etmek (yalvarmak) için

bu bayramlarla süslenmek,helal olmaz.Kısacası; müslü- manların, Ehl-i Kitab'ın dînlerinin şiârından olan bir şeyi kendilerine tahsis edemezler.Aksine onların

Hint’ten çin’den maçin’den ve turan’dan Bütün yalanlar döner paris’ten ve roma’dan Ve londra’dan ve lizbon’dan ve madrit’ten Newyork diye bir yer hiç olmadı