Birine ‘güle güle’ demek ile ‘merhaba’ demek arasındaki farkı bir hece fazlalığı olarak gören varsa bu yazıyı okumasın.
Çünkü…n 3’te
14 Şubat hüznü!
DURSUN ERKILIÇ
H A B E R İ N B A Ş K E N T İ
11 ŞUBAT 2021 Perşembe
www.ankhaber.com
Ünlü emlak müşaviri
SALİM TAŞÇI, herkesin
başına
gelebilecek bir dolandırıcılık felaketini örnekleriyle anlatıyor ve çözüm yollarını gösteriyor
HABERİNİZ YOKSA
Mülkünüz sizden habersiz satılmışsa (ki bunun örnekleri çoktur); evinize, arsanıza kavuşmak için gerekli işlemleri başlatmak ve lehinize sonlandırmak zorundasınız. İyi de nasıl?
MUVAZAA YOKSA
Mahkeme, muvazaa yoksa sahte vekâletle mülk alanı çoğu zaman bigünah sayıp mülküne dokunmuyor. İyi de ne yapmalı? Dolandırıcı eline düşmeden alınabilecek önlemler de var.
Nasıl önlem alınır?
Evin, arsan ÇALINIR!
n SALİM TAŞÇI’nın yazısı sayfa 5’te
14 Şubat bereketi
ÇIÇEKLER
solmayacak
Kuyumcularda 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle alışverişte artış yaşanırken, vatandaşlar baget taşlı yüzüklerin yanı sıra bütçelerine göre altın ürünler, küpe, kolye ve bilekliklere yoğun talep gösteriyor. n 6’da
ATO Yönetim Kuru- lu Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz,
“Çiçekçi- lerimiz 12 Şubat Cuma akşamından başlaya- rak 3 gün
boyunca saat 20.00 ile 24.00 arası evlere servis yapabilecek” açıklaması- nı yaptı. n 6’da
“Çırak Ustasından Ne Bellerse Onu İşler”
Hasan Yılmaz 7’de
YOLLARDA
‘KAR’ FARKI
Ankara karsızlıktan kıvranırken doğu ve güneydoğu illerinde kar diz boyu. Zaman zaman kapanan yollar,
özellikle köylerle ulaşıma engel oluyor. n 12’de
İki Kere İki Dört Eder
Kuvay Sanlı 8’de Başkentte bu hafta sonundan
itibaren kar bekleniyor.
2 kültür&sanat
UZMANI ANLATIYOR…
Yazarımız Sema Kumrulu’nun Eğitimci, Ankara Tarihi
Araştırmacısı ve Seymen Haluk Balaban Hocayla yaptığı ‘Ferfene röportajı’ bunun en somut kanıtı.
KADIN FERFENESİ…
Birinci bölümde ‘Erkek
Ferfenesi’ni anlatan Haluk Hoca bu defa de ‘Kadın Ferfenesi’ni anlatıyor. Kadının her yere kattığı güzellik Ferfenede de görülüyor…
YAŞATILASI GELENEK
Bu muazzam gelenek, Türk’e dair pek çok sosyal değeri canlı tuttuğu gibi, evlenemeyen kızların, erkeklerin de yuva kurmasına imkan sunan ortam özelliğinde.
>> Sema Kumrulu röportajı internet sitemizde
www.ankhaber.com Başkent
Ankara, öylesine
değerli folklor zenginliklerine sahiptir ki
bunların zamanla
unutulmaya yüz tutması büyük kayıp
KADIN
Ferfenesi
Haluk Balaban anlatıyor: Tefli, manili, oyunlu, yemekli, Kuran’lı, çöpçatanlı…
Fotoğraf: S. Ali ÜNAL Donanımlı
Anadolu kadını bulunduğu yerde, mekanda söz sahibiydi.
11 Şubat 2021 Perşembe
* İLETİŞİM:
. bilgi@ankhaber.com
% 0532 799 73 82 www.ankhaber.com
HABERİN BAŞKENTİ
Hüzün mevsimi gelip de yaprak dökmeye, yürek sökmeye başlayınca;
nice yangın yerinin küllenmiş közleri harlanmaya başlar…
İşte o zaman;
Aşkın gözü kör ya; mil mi çekilmiş Bilinmez hallerin kara bahtıdır Aşk aslında gönül gönül ekilmiş Menekşe, sümbüllü nara tahtıdır O dem;
‘Sofradan uzak’ olduğu sanılan
‘Karanlık gecenin kaşar peyniri’ de…
Uzadıkça, ‘esrarlı tuzak’ sanılan ‘ballı sohbet zehiri’ de…
Bir yaman çelişkinin matkabına döner.
Halbuki;
Ne eyvallahların meyvesidir bu, ne güle gülelerin. Olsa olsa; merhabaların, kavuşmaların ürünüdür…
Çünkü;
Her gece,
Karanlık saçlarda dolanandır Taransa gitmeyen...
Her gün,
Ziynetten alınan paydır Çalınsa bitmeyen...
Bir anda,
Kenetlenmiş iki eldir Zor çözülen...
Ya da;
Çağla yeşili yel...
Esip duran...
Kimi zaman;
Cennette bulunan Büyük ağaç gölgesi…
Kimi zaman;
Güzellik, iyilik perisi…
Bu, sadece Ademoğlunu çalkalayan bir ruh-beden sarsıntısı değil; tüm hayvanat ve nebatatı da tarumar eden yakıcı, yıkıcı bir zelzeledir!
Bazen de yüreklere dikilen bir huzur anıtı...
Kim bilir, belki de huzursuzluk pınarı.
Düşman başına!
İnsan kısım kısım yer damar damar ya; her insan, başına gelene katlanarak kısımlanıyor...
Yaşadığı olaylar insanı kimi zaman acıya boğuyor kimi zaman sevince.
Konu bir ‘eyvallah’ acısı ise katlanılmaz;
bir merhaba sevinci ise doyulmazdır.
Onun için;
Kim ne derse desin bahtın karaysa Beyazın her tonu sana karadır Kalbinde açılan nokta yaraysa Yarasız kalp sana büyük karadır Ve;
Bu gece Azrail gelse Başa çıkarım Bu gece Tepem atsa Dünyayı yıkarım Ne Azrail gelir
Ne tepem atar Bu ıssızlık içinde Ne ıslar yatar…
Dedirten de;
Bu sessizlik İkimizi de yutar Yutsun...
Yutsun be güzelim Sessizlik insanı İnsana katar…
Dedirten de; kimi zaman bir ‘eyvallah’tır kimi zaman bir ‘merhaba’…
Bazen; bir ‘eyvallah’ bin merhaba, bir
‘güle güle’ bin kavuşmadır…
Güle güle…
Merhaba…
(Fotoğraflar: S. Ali ÜNAL)
Bir güle güle bin merhaba!
14 Şubat hüznü! DURSUN ERKILIÇ
dursunerkilic@gmail.com
a POLITIK a
Antalya Ticaret Borsası ile Antalya Tarım ve Orman Mü- dürlüğü iş birliğiyle çevrim içi düzenlenen “Sizin oraların nesi meşhur?” programında, Anka- ra’nın yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri masaya yatırıldı.
Borsadan yapılan açıklama- ya göre, Gürsel Cingöz mode- ratörlüğünde gerçekleştirilen programa, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Ticaret Borsası Başkanı Faik Yavuz, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Zekai Efeoğlu, Ankara Tarım ve Or- man Müdürü Bülent Korkmaz konuk oldu.
Zirve düzenlendi
Ankara Ticaret Odası olarak yöresel ürünlerin ekonomiye kazandırılması için çalıştıklarını belirten Baran, bu çerçevede
“Coğrafi İşaretli Ürünler Zirve- si” de düzenlediklerini anımsat- tı. Baran, başkentte 14 coğrafi işaretli ürünü olduğunu, 28 ürün için tescil başvurusunda bulunulduğunu, coğrafi işaret alabilecek 720 yöresel ürün daha bulunduğunu kaydetti.
Baran, şöyle devam etti:
“Bu ülkenin her yerinde inanılmaz bir zenginlik var. Bu zenginliği ülkenin menfaatleri- ne dönüştürmekle ilgili çalış- malar yapmalıyız. Başka ülkeler bunu yapıyor. Fransa’nın ‘comte peyniri’, İtalya’nın ‘parmesan peyniri’nin iki ülkeye katkısı 1,5 milyar avro. 50 bin kişiye istihdam sağlanıyor. AB’de tescil
almış 3 bin 732 ürün var, bun- ların AB ekonomisine katkısı 77 milyar avro. Dünyada tescil almış 10 bin ürün var, bunların 200 milyar avro karşılığı var.
Bizim ise coğrafi işaret alabi- lecek 2 bin 500 ürünümüz var.
Ülkemize katkısı 20 milyar do- lar olabilir. 37 milyar dolar cari açık verdiğimiz düşünüldüğün- de, buradan gelecek 20 milyar dolar ekonomimize inanılmaz katkı sağlar, eğer değerlendire- bilirsek.”
Baran, ülke potansiyelinin tarımın gelişimi için uygun olduğunu belirterek, “Yakın süreçte dünyada kendi kendine yeten ve önemli ülkelerden biri olacağız.” ifadesini kullandı.
Çubuk Belediye Başkanı Baki Demirbaş, Kalecik Bele- diye Başkanı Duhan Kalkan, Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan programa bağlanarak Çubuk turşusundan Kalecik karası üzüme ve Beypa- zarı kurusuna kadar ilçelerinin coğrafi işaretli yöresel ürünleri- ni anlattı.
Başkentin coğrafi işaretli ürün şansı
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara’nın hem gömülü yazılımla hem de diğer yazılımlarla ilgili ciddi bir potansiyeli olduğunu belirterek, “Bu alandaki firmaların güçleri her geçen gün artıyor ve yurt dışına da satışlar var.” dedi.
Siber güvenlik önemli
Özdebir, Ekonomi
Gazeteciler Derneği’nin çevrim içi düzenlediği “Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor”
etkinliğinde yaptığı
konuşmada, siber güvenliğin çok önemli bir konu olduğunu belirterek, “Devletimizin bu alanda çalışan kurumları ve ekipleri de var. Yazılım firmalarımız içerisinde de siber güvenlikle ilgili çalışma yapan firmalar da var.” ifadelerini kullandı.
Gömülü yazılımlarla ilgili askeri alanda olduğu gibi sivil alanda da çalışan ciddi firmaların olduğuna dikkati çeken Özdebir, şunları
kaydetti:
“Bu alanlar çok popüler olmadığı için kamuoyunun dikkatini çekmiyor ve bilinilirliği çok fazla değil.
Birçok firmamız kendi yerli yazılımlarını kullanıyor. İşletim sistemiyle ilgili sıkıntılarımız var. Gömülü bir yazılım da yapsanız o yazılımın temelini teşkil edecek kısım yine dışarıdan geliyor. Bu alanda açıklarımız var ve bunları kapatmamız lazım.
“Eksikler düzeltilmeli”
Bu noktada, üniversitelerimize ve bize görevler düşüyor. Bu yazılımları birkaç defa deneyip başarısız oldukları zaman kaldırıp atmamamız lazım.
Üzerine gidip bu eksiklikleri düzeltebilmemiz lazım.
Ankara’nın hem gömülü yazılımla hem de diğer yazılımlarla ilgili ciddi bir potansiyeli var. Bu alandaki firmaların güçleri her geçen gün artıyor ve yurt dışına da satışlar var.” . ANKHABER
Ankara’da ciddi potansiyel var
ATO BAŞKANI BARAN AÇIKLADI
ASO BAŞKANI NURETTİN ÖZDEBİR:
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin
Özdebir, “Ankara’nın hem gömülü
yazılımla hem de diğer yazılımlarla
ilgili ciddi bir potansiyeli var” dedi
11 Şubat 2021 Perşembe 5
B
aşlıktaki duruma düşmüşseniz ya üstüne bir bardak su içersiniz ya da hakkınızı ararsanız. Mülkünüz sizden habersiz satılmışsa (ki bunun örnekleri çok- tur); evinize, arsanıza kavuşmak için gerekli işlemleri başlatmak ve lehinize sonlandırmak zorundasınız.Nasıl dolandırıyorlar?
- Ya sahte vekâletname ile.
- Ya da kişiden habersiz, kişiyi ölmüş gös- terip intikali kendi üstlerine yaptırarak.
Yaşanmış iki olay
** ÖRNEK-1
Ankara’da, İstanbul Yolun’da arsası olan kişiyi, birisi (dolandırıcı) arar ve “Yağlı bir müşteri var, arsanızı satar mısınız?!” der. Kişi,
“Peki satarım. Ne veriyorlar?” diye sorar. Do- landırıcı, “(Eski para birimi ile) 2,5 trilyon”
cevabını verir. Arsa sahibi bu fiyatı duyunca
“Hemen satıyorum” telaşına kapılır, sevinir.
NOT: Oysa o arsanın o dönemdeki fiyatı 1,5 trilyon (1.5 milyon) idi ve arsanın satış işlemlerini o tarihten iki yıl önce 1 trilyon 200 bin liraya ben yaptırmıştım.
Arsa sahibi ile dolandırıcının diyaloğuna dönelim:
-(Dolandırıcı) Birisini gönderiyorum, nü- fus cüzdanı ile iki de fotoğraf hazırlayınız.
-Anlaşıldı. Gönderin arkadaşı. Tapu sureti- ni de gönderiyorum.
-Tamam…
Satıcıdan evraklar alınır, noterden bir kişi ayarlanır, sahte vekâlet çıkarılır, arsa bir kişiye satış gösterilir. Dolandırıcı, “Alıcı vazgeçti, evraklarınızı geri gönderiyorum” der ve
gönderir.
Bir süre sonra dolandırıcı arsa sahibini arar:
-Sizin arsanın tam bitişiği bize satılık geldi, fiyat kelepir, alır mısınız?
-Kaç lira istiyorlar?
-(O zamanki parayla) 500 Milyar!
Arsa sahibi kelepiri kaçırmak istemez:
-Aldım gitti, evraklarımı aldır tapu işlemi- ni hemen başlatın.
Muamele yapılır ve alıcıyla satıcı tapuda buluşurlar…
Finale bak finale
Tapu memuru bilgileri okuyup imza için kalemi uzatır. Alıcıyı ateş basar. Arsanın ada, parsel numarası belleğindedir. “Ya bu benim kendi arsam” diye bağırır. O “Poliiis” diye bağıra dursun, dolandırıcı ile sahtekar çoktan kaçmıştır. Olay mahkemeye intikal eder.
Olay şudur: Kişinin mülkü elinden alın- mış ve yeniden kendisine satılmak istenmiştir!
** ÖRNEK-2
İsviçre’de yaşayan, İstanbul’un Bakırköy bölgesinde, 4-5 milyon değerinde arsası olan bayan Belediyeyi arayarak “Falan mülkün ma- likiyim, bu sene ne kadar emlak vergisi ödeye- ceğim?” diye sorar.
İlgili memur “Hanımefendi siz hayatta de- ğilsiniz, mülkünüz de el değiştirmiş” deyince ne yapacağını şaşıran şahıs durumu anlamaya çalışır:
-İyi ama ben yaşıyorum ve size telefon eden kişiyim.
Memur, “Mahkemeye gidiniz” deyince ka- dın şoktadır. Apar topar Türkiye’ye gelir. Önce tapuya gider. Kendisi hakikaten ölmüştür!
Çünkü veraset ilamında ölü gözüküyor.
Olay şudur: Kadın daha önce Türkiye’ye geldiğinde pazar alışverişine çıkar. Kendi nü- fus kağıdı ile oğlunun nüfus kağıdını düşürür.
Nüfus cüzdanları sahtekarların eline geçer.
Düşen belgelerin arasında bir de emlak ver- gisi ödeme makbuzu vardır… Sahtekarlar bu
belgenin Bakırköy’de bir arsaya ait olduğunu tespit eder. Bir vilayetimizde (Düzce) hasta- neden kadının ölü olduğuna dair ölüm kağıdı çıkartırlar. Oğluna benzeyen bir kişiye veraset ilamı çıkartıp, mülkün intikalini yaptırarak arsayı satarlar.
Netice: Mahkeme
Artık bu memleket de, sahte banka kurul- duğuna göre, Osmanlının son zamanlarında da sahte karakol kurulmuştu. Tapu sahteciliği sıradanlaşmış olup, mahkemelerde onlarca dava görülmektedir.
Mahkeme, muvazaa yoksa, sahte vekâletle mülk alanı çoğu zaman bigünah sayıp mülkü- ne dokunmuyor. Hangi sahtekar ile tamahkar kendi aralarında akit yapıp sahtekar sahtekar- lık yaptığını tamahkarda, sahte vekaletle mülk aldığını yazılı kağıda döker?
Mahkeme böyle bir akit varsa, muvazaaya sokup tapu iptal davası yoluna gider. Aksi hal- de yazılı muvazaayı gösterir, belge yoksa va- tandaşın mülkü gitti mi gider. Tamahkar, “Ben noterin resmi evraklarına güvendim. Tapuda işlem yaptı. Benim ne günahım var” deyip tereyağı gibi sıyrılır.
Öneri ve çare
Yılda bir kez de olsa tapu kayıtlarınızı kontrol ediniz veya ettiriniz.
Sahte vekâlet olayında, mutlaka bir sacaya- ğı bulunur. Eee buraya kadar her şey tamam da çare nedir?
ÇARE ŞU DUR :
(…) Tapu Sicil Muhafızlığına;
(…)
İliniz-İlçenizin (…) Ada (…) Parselde kain taşınmazın malikiyim. Bizzat kendim tapu da- irenize gelmeden, sureti katiyen adıma hiçbir kimse vekâletle işlem yaptıramaz.
İmzaAdres bilgileri
DİKKAT: Daire, büro, bina veya arsa, arazi birden fazlaysa, ayrı ayrı ada / parsele yazılır.
Bu dilekçeyi tapuya götürüp işleteceksiniz.
Eğer noter kanalıyla gönderirseniz daha pratik bir yol olur. Bu dilekçeye rağmen mülkünüz sahte vekâletle el değiştirirse Devlet (tapu) direk sorumlu olup, mülkünüzü tazmin etmek zorundadır.
Tapu işleminde fotoğraf mecburiyetinin kaldırılmasının kime yararı vardır? Tabi ki sahtekarlara. Vatandaş tapusunu 10 veya 20 yıl önce almış olsa bile o kişin yüzünde 20 yıl ön- cesini hatırlatan benzerlik vardır. Memur satı- cının yüzüne bakıp imza alıyor. Vekâletli satış- larda, vekil edenin telefonuna ulaşılıyor, fakat kişi telefon kullanmıyorsa veya ulaşılamıyorsa, vekillik sıfatı olan kişi, vekil tayin edenin tele- fon neticesini kaç gün bekleyecektir.
Salim TAŞÇI
Mülkünüz habersiz satılmadan
veya satılmışsa ne yapmalısınız ?
A
nkara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve 23 No’lu Aktarlar ve Çiçekçiler Meslek Ko- mitesi Üyesi Halil İbrahim Yılmaz, 14 Şubat Sevgililer Günü’nü de içeren hafta sonu kısıt- lamalarından muaf tutulan çiçekçi esnafının hazırlıklarını tamamladığını belirtti.Yılmaz yaptığı yazılı açıklamada, sektörün Kovid-19 salgını kısıtlamalarından muaf tutulması yönündeki taleplerinin İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından uygun bulun- ması dolayısıyla Ankara Valisi Vasip Şahin başta olmak üzere tüm ilgililere teşekkür etti.
Vatandaşların, semtlerinde yürüme
mesafesinde bulunan çiçekçilerden alışveriş yapabileceklerini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
“İyi niyetlerle başlattığımız bu girişime, sipariş vererek katkı sağlayalım, aylardır iş yapamayan esnafımızın yüzünü güldürelim.
Çiçekçilerimiz 12 Şubat Cuma akşamından başlayarak 3 gün boyunca saat 20.00 ile 24.00 arası evlere servis yapabilecek. 13 Şubat Cumartesi ve 14 Şubat Pazar günleri de saat 10.00 ile 17.00 arası iş yerinde satış gerçekleş- tirerek hem ekonomiye katkı sağlayacak hem
de pandemiden bunalan vatandaşlarımıza moral olacak.”
Salgın nedeniyle ciroları ciddi oranda düşen çiçekçiler için hafta sonu kısıtlamadan muaf tutulma kararının müjde niteliğinde olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Çiçekçi esnafı işlerde hareketlilik olması için 14 Şubat’ı bekliyordu. Sevgililer Günü’ne çiçekçi esnafı tamamen hazır. Stoklar mevcut. Geriye bir tek sevdiklerimizi sevindirmek için çiçek siparişi vermek kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Çiçekçi esnafı çalışacak
Kuyumcularda 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle alışverişte artış yaşanırken, vatandaşlar baget taşlı yüzüklerin yanı sıra bütçelerine göre altın ürünler, küpe, kolye ve bilekliklere yoğun talep gösteriyor.
Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan Çavuşculu, kuyumcuların Sevgililer Günü hazırlıklarına ilişkin bilgi verdi.
Kuyumcuların, Sevgililer Günü’nde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle açık olmayacağını anımsatan Çavuşculu, buna karşın kuyumcuların ürün çeşitliliğini artırarak bu özel güne hazır olduğunu belirtti.
Çavuşculu, altın ve pırlantanın değerini ve özelliğini kaybetmeyen kıymetli hediyeler
olduğuna dikkati çekerek, hediyelerin kalıcılığıyla gelecek nesillere bile hediye edilebildiğini söyledi.
Müşterilerden gelen taleplerde yoğunluk yaşandığını dile getiren Çavuşculu, “Telefonla arayanlar var. Sosyal mesafeyi koruyarak alışverişlerimizi yapıyoruz.” dedi.
500 liradan başlıyor
Çavuşculu, bu yıl Sevgililer Günü için yoğun talep edilen ürünlerin tektaştan ziyade baget taşlı yüzükler, altın ürünler, küpe, kolye ve bileklikler olduğunu söyledi.
Kuyumcuların özel sipariş üzerine de çalıştıklarını dile getiren Çavuşculu, ürün fiyatlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Herkesin ulaşabileceği özel takılar hazırladık. Altında 500-1500 lira arası, pırlantada 1000 liradan 3 bin liraya kadar ürünlerimiz var. Pırlanta fiyatları 14-18-22 ayara göre değişiyor. Müşteri, ne kadar bütçesi varsa, aradığı ürünü meslektaşlarımızda bulacak.”
Çavuşculu, özel kampanyaların da hazırladığını belirterek, pırlanta alana 14 ayar kolye, gümüş ya da doğal taşlarla yapılan ürünleri firmaların müşterilere hediye olarak sunabildiğini aktardı. Vatandaşların kuyumcu tercihini yaparken dikkatli davranması gerektiği uyarısında bulunan Çavuşculu, bazı satıcıların çok düşük fiyatlarda ürün teşhir ederek, tüketiciyi aldatabildiğine dikkati çekti.
KUYUMCULAR YOĞUN BİR HAFTA
YAŞIYOR
14 ŞUBAT’TA
ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz,
“Çiçekçilerimiz 12 Şubat Cuma akşamından
başlayarak 3 gün boyunca saat 20.00 ile 24.00 arası evlere servis yapabilecek”
açıklamasını yaptı
11 Şubat 2021 Perşembe 7
A
nkara Büyükşehir Beledi- yesince hazırlanan "Bisiklet Yolu Projesi"nin ilk etabı, trafik kazasında hayatını kaybeden genç bisikletçi Umut Gündüz'ün adıyla vatandaşların kullanımına sunuldu. Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, acısını hala yürek- lerinde hissettikleri Umut Gündüz'üandı. Gelişen teknolojiyle değişen tüketim ve lüks alışkanlıkların hare- ketsiz bir toplum meydana getirdi- ğine dikkati çeken Yılmaz, "Aile ba- şına 4 otomobilin düştüğü, bisiklet oranının çok düşük olduğu bir kent- te yaşıyoruz. 100 yıllık bir başkentte bisiklet kullanma oranının yüzde 3 olması bizim acımızdı. Anayasada ve Karayolları Trafik Kanunu'nda
mevcut olan hakkı, Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Büyükşehir Belediyemiz, Ankaralılara bir seçim vaadi olarak değil değerlilik olarak değerlendirdi. Bisikletin diğer ula- şım araçlarına yapılan harcamaları düşürmesi, esnek hareket sağlaması ve kent merkezine ticari anlamda hareketlilik getirmesi çok önemli"
açıklamasında bulundu.
“Çırak Ustasından Ne Bellerse Onu İşler”
Bir davranış tekrar aralığına göre alış- kanlığa dönüşür. İnsanın insana alışması, insanın bir mekâna bağlanması, insanın alkol, sigara bağımlısı olması sık tekrarlar sebebiyledir. Şiir, şarkı ezberlemek de öyle- dir. Sık sık okuyacak, belli aralıklarla tekrar- layacaksınız.
Bu konunun aklıma gelmesinin sebebi si- yasetin “Türban, Türkçe ezan, Ayasofya” gibi gündemlere sık sık sarılması. Yasaklansa da, serbest olsa da tartışıyoruz. Varılacak bir yer olmadığını hepimiz biliyoruz. O zaman niye tartışıyoruz? “Çırak ustasından ne bellerse onu işler” misali ezberleri tekrarlıyoruz.
Siyasetçiler akla, bilime vurgu yapan ko- nuşmalar yapsalar da dönüp dolaşıp bildik konulara gelirler. Yıllardır aynı konuları din- lemenin, aynı konuları tartışmanın kazan- dırdığı alışkanlıklarını tekrar ederler. Yazılı notlar ya da metin olmadan kürsüye çıkan hatibin salondaki kalabalığı görünce nutku- nu etraflıca irat edememesi misali, siyaset- çiler de bilinen mevzuların dışına çıkmayı riskli bulurlar.
Londra Üniversitesi Koleji yıllar önce yaptığı bir araştırmada bir davranışın (örne- ğin öğle yemeğinden önce bir bardak su içmek
gibi) ne kadar sürede alışkanlığa dönüştüğü sorusuna cevap aramış. 96 katılımcılı araş- tırmada, katılımcıların kazanmak istedikleri alışkanlıklarla ilgili hangi davranışları ne sıklıkla sergiledikleri bir forma kaydedilmiş.
Bazı katılımcılar araştırma sürecine uyum sağlayamamış. Kalan katılımcıdan elde edi- len veriler üzerinden yapılan değerlendir- mede zihin ve kasların tekrar edilen davra- nışları otomatiğe bağladığı ve bir davranışın alışkanlığa dönüşme süresinin 18 ile 254 gün arasında değiştiği tespit edilmiş.
“Türban, Türkçe ezan, Ayasofya” müşteri- si olan mevzular. Tartışma, taraflara bugüne kadar çok ekmek yedirdi. Caminin çatlak kiremidini tamir ederek yıllarca evini ge- çindiren usta misali, bu mevzuları gündeme
getirerek seçmenlerine mesaj verenler bugü- ne kadar hiç hayal kırıklığına uğramadılar.
Esasında temcit pilavı gibi bıktırıcı olsa da alışkanlıklar üzerinden gitmek garantili- dir. Çünkü yeni bir konuya dikkat çekmek kolay değildir. Pratik olan NŞA’da yapılan fizik deneyi gibi, bilinen mevzuları günde- me getirmektir. Çünkü kural gayet basit;“En kısa yol, bildiğin yoldur.” Bu zaviyeden de- ğerlendirdiğimizde ara ara yeni konular ko- nuşsak da “Türkçe ezan, Ayasofya ve Türban”
gibi başlıkların gündemin en iddialı nam- zetleri olmaları yadırganmamalıdır.
Yeni ve farklı bir konu, piyasaya sürülen yeni ürün gibidir. Üretici malından ne kadar emin olursa olsun, tüketici ürünle yeni karşılaştığı için tereddütlü davranacaktır.
Reklamların amacı da tüketiciyi ikna etmektir. Çünkü tüketici garanticidir.
Bildiğine yönelir.
Yıllardır aynı konuları okuyup tartışan insanların siyaset gündemlerinin değiş- memesi biraz da bu sebepledir. Bugünün alışkanlıklarının yarının dünyasında yeri olmayacaktır. Ülkemizin ve insanımızın istikbalinde yeni kuşakların umutlarına, ihtiyaçlarına hitap edenler müessir olacaktır.
hasanyilmaz65@gmail.com
Hasan YILMAZ
İlk sürüş etkinliği
53,6 kilometrelik
Bisiklet Yolu Projesi'nin 2,5 kilometrelik ilk etabı Milli Kütüphane- Beşevler güzergahının tamamlanması
nedeniyle EGO Genel
Müdürlüğünce ilk sürüş
etkinliği düzenlendi
11 Şubat 2021 Perşembe YIL: 1 / SAYI: 16 (İnternet gazeteciliğinde 10. yıl)
Fiyatı: 10 TL Yayının Adı: ANKHABER İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
DURSUN ERKILIÇ Yayın Türü: Yerel, Süreli, Haftalık Gazete
İdare Yeri: Gökkuşağı Mah.
1164. Cadde 16 / 3 Çankaya / ANKARA Hukuk Danışmanı:
Av. Emin ERKILIÇ HABER - REKLAM İRTİBAT:
GSM: 0532 799 73 82 dursunerkilic@gmail.com
bilgi@ankhaber.com Baskıya Hazırlık: ANKHABER Medya
Baskı Tarihi: 11 Şubat 2021 Perşembe ANKHABER, Anadolu Ajansı abonesidir
BASKI:
Bizim Dijital Matbaacılık Ostim, Uzay Çağı Cad, 1128. Sokak No: 6,
Yenimahalle / ANKARA Telefon: (0312) 341 00 02
Gazetemiz Basın Ahlak Yasası’na ve Basın Meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yazarların görüşleri kişiseldir ve kendilerini bağlar. İnternet Sitemiz bu görüşlerden sorumlu tutulamaz. (Bkz. Kullanım Şartları ve Gizlilik İlkeleri) Sitedeki
tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sözleşmesi olmayan yazar, muhabir ve foto muhabirlerine ücret ödenmez.
Haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınarak ve kaynak gösterilerek yayımlanabilir.
DURSUN ERKILIÇ
Çevreci SAHNE Oyunları
Tiyatro l Bir Doğa Masalı l Hayvanat Bahçesi
DURSUN ERKILIÇ - ÇEVRECİ SAHNE OYUNLARI
TÜRKİYE DİYOR Kİ...
Hepiniz dersiniz ya; cennet gibi vatanım Doğru; ben hepinizin yüreğinde yatanım Şu çıplak tepe nedir, ağaçlarım nerede Şu kuru çeşme nedir; bak, su var mı derede Nehirlerim zehirli, göllerimse ölüyor Kurdum, kuşum kahırlı; insan neden gülüyor Bakın hanımlar, beyler; bu durum böyle gitmez Beton doluyor koylar; sanmayın deniz bitmez
HIRKALI Dilinden
- Şiir -
DURSUN ERKILIÇ - HIRKALI DİLİNDEN
DURSUN ERKILIÇ
SON SÖZ Hırkalı yok ettin şükür hırsını Takdirle bitirdin hayat kursunu Bir daha gelirsen yapma tersini İnsan olmak gibi hazine yokmuş
ISBN: 978-605-87026-5-3
HIRKALI dörtlükler
- Şiir -
DURSUN ERKILIÇ - HIRKALI DÖRTLÜKLER
DURSUN ERKILIÇ
SON SÖZ Hırkalı dörtlükle sönmez ateşin Kesti mi bu kelam, kalem tutuşun Kendine gelmezsen yakın bitişin Sürç-i lisan ettim ise affeyle
Çevreci GÖLGE Oyunları
Tiyatro
DURSUN ERKILIÇ - ÇEVRECİ GÖLGE OYUNLARI
DURSUN ERKILIÇ
l Orman Yangını l Hepimiz Suçluyuz BİR ZAMANLAR BİZİM KÖY
Her söğüdün binlerce dalı budağı vardı Üstündeki yuvalar güzel kuşların yurdu Serçe ile saksağan üstünden eksilmezdi Sığırcık sürü sürü sincap zıp zıp gezerdi Ağaçkakan rengarenk konardı söğütlere Hazırlardı yuvayı yuvasız serçelere Çalılarda bülbüller, kuşlar öter dururdu Sürü yola çıkarken önde kangal yürürdü
Kitabın Başkenti ANKHABER MEDYA Yayınları
Ankara Kah- veciler ve Esnaf Odası Başkanı İsa Güven ve Çayevi işletmecisi Nezir Büyüm, Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanı Dr.
Metin Özaslan’ı makamında ziya- ret etti.
Pandemiden
olumsuz anlamda etkilenen esnafın durumunu görüşmek üzere Özaslan’ı ziyaret eden Güven, şunları söyledi:
“Bir kahvenin kırk yıl hatırı var ancak kahvecilerin
hatırı yok. Bu 500 yıllık bir kültür. Bu kültürün kaybolmaması için sesimizi duymalarını istiyoruz. Esnaf ve zanaatkarlar bu ülkenin bel kemiğidir, omurgasıdır, orta direğidir. Bir an önce esnafın
önünün açılmasını temenni ediyoruz.
Konuyu görüşmek üzere ziyaret ettiğimiz Metin Özaslan’a destekleri için teşekkür ediyoruz.”
Özaslan,
ziyaretleri dolayısıyla heyete teşekkürlerini iletirken, “Ankara Kulübü olarak özellikle pandemi döneminde olumsuz yönde en çok etkilenen esnaflarımızla istişare içinde olacağız. Bu dönemi birlikte aşacağız”
dedi.
İki Kere İki Dört Eder
“Biyolojide iki kere iki dört etmiyor” sözünü bitirmeden bi- lim kurulu üyesi Prof. Dr. Musta- fa Hasöksüz; 4 Şubat 2021 tarihli Haber Türk ana haberde sunucu Serap Belet, “Etmiyor” diyerek cümleyi hocamızla birlikte ta- mamladı. Belli ki bir yanlış ezber akıllarda yer tutmuş.
İki kere iki dört eder. Her du- rumda. Biyolojide de. Ancak bi- yolojinin sorusu, çoğunlukla “İki kere ikinin kaç ettiği” değildir.
Her doğa olayı gibi biyoloji de, determiniz- me tabidir. Yani her biyolojik olgu - olay bir belirlenim içinde gerçekleşir. Neden - sonuç ilişkisi içinde gerçekleşir.
Biyolojik olaylarda bileşen sayısı fazla olabileceği ya da başka etki ve bağıntıların çokluğundan dolayı, “neden - sonuç” ilişki- sini çözümlemek, diğer olan bitene oranla kolay olmayabilir. Bu gerçeği, “iki kere ikinin dört etmediği” şeklinde anlatmaya kalkışmak, “mantık bağıntısı aramanın mantıksızlığı”nı ileri sürmektir.
Dile pelesenk olmuş bu yanlış, konuk di- ğer bilim kurulu üyesinin de dikkatini çek- medi. Virolog Hasöksüz’ün düşüncelerini değersiz göstermek değil amacımız. Viro- logların önemi hele ki salgın konusunda en
önde geliyor. Bir tekil konu üze- rinde duruyoruz sadece.
Bilim, öznelliği aştığı ve her bir durum için “nesnel” olanı ortaya koyduğu için bilimdir. Ve bilim insanı, her noktada özenli konuşandır; keyfi benzetmeler yapan değil. İsteyerek ya da iste- meyerek göreliliğin, “bilinmezli- ğin” kapısını aralayan hiç değil.
*Virüs kaçıyor aşı kovalıyor.
Durumun özeti bu gibi. Aşılama, toplumsal ve hatta küresel ölçekte belli bir zaman dilimi içinde yapılmalı, yoksa virüs hızlı kaçıyor. Mutasyona uğruyor, yayılıyor.
Aşı bu hızı bastıracak oranda uygulanmazsa, ya aşının sürpriz şekilde oldukça uzun va- deli koruyucu etki sağlamasını ya da bir mutasyonla, virüsün kendi kendisini etkisiz hale getirmesini beklememiz gerekecek gibi görünüyor.
*Salgın konusuna iyimser bakalım mı? Bakmayalım. Bir olumsuzluk üstüne iyimserlik, ilke olarak benimsenemez.
Ancak doğurabileceği tek tük iyi gelişmelere de arkamızı dönmeyelim.
Sokakta araçlardan yayılan ağır metala maruz kalan insanın, maske kullanımı ile
bu etkiyi azalttığını düşünmek, yanlış değil sanki. Ya da bunun benzeri başka koruyucu kazanımlar…
Salgın, bilimin belli konular üzerinde diğer zamanlara oranla çok daha yoğun çalışması ihtiyacını beraberinde getirdi.
Çözüm için bu çaba şart. Normal olan bu gelişme, hiç mi başkaca yararlı sonuç doğurmayacak? Salgına bu yoğunlukta yanıt ararken, başka buluşlar ve tesadüfen başka dertlere derman bulunması pekâlâ olası. Bilim tarihinde bu örnekler var.
*“Bilim” konusuyla bitirelim. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu “Boğaziçi’ni ilk 100’e sokacağım”
diyor ve dört yıl zaman sınırı getiriyor.
Konusu bilim ve bilgi olan bir yapının, tüm çalışmalar ardından elde edeceği başarılar ve listelerde yer alacağı üst sıralar olabilir elbette. Ancak bireysel değil kolektif çabanın konusu olabilecek bu iddia, “Bu maçı alacam” düzeyinde ortaya konmaz. İlk 10’a, 100’e girmek, elde edilecek başarının kendisi değil, ortaya çıkan fotoğrafıdır.
Günün konjonktürü içinde, samimi düşüncesi beraberinde belki akılcı bir taktik hamle olarak da görülebilir bu iddiayı bu şekilde dile getirmek ama konu hele ki bilim olduğunda, bana yansımalardan değil, işin gerçeğinden haber ver.
kuvaysanli@gmail.com
Kuvay SANLI
‘Sesimizi duyun!’
GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 11 ŞUBAT PERŞEMBE 2021
H aberin B aşkenti
>> Ahmet Tek yazdı internet sitemizde
www.ankhaber.com
‘Bizim Yunus’
yılı için
‘slogan’
önerisi!
ÖNERİ YAZISINDA
Yazarımız Ahmet Tek bu isimlerden biri. “Bi- zim Yunus”un Odunları başlıklı yazısında diyor ki,
“Bizim Yunus” yılı için “…”
sloganını öneriyor.
HAKLI BİR ENDİŞE
Bir endişesi var: Ülkenin “yoz” gün- deminden “Bizim Yunus”a sıra gelecek mi, bilmiyorum. Ankara’da konuya ilişkin çalışmalar hakkında bir haber de göremedim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir genelge yayımlayarak 2021’in ‘Bizim Yunus’ ve ‘Türk Dili’ yılı olarak değerlendirileceğini duyurması, konuya hassas olanların kafa yormasına vesile oldu
MARTI
Martı deniz demek Deniz martıya yemek Değilmiş…
Beyşehir Göl Kışta çöl
İnsan İhsan Vicdan…
Göl / çöl İnsan / emek Martı / ekmek Hasılı: Hanya Konya / dünya Hayat demek Vicdanlar tartı Hepimiz martı…
Ölçü: Bir lokma Ötesine kulak asma
Fotoğraf:
Abdullah Coşkun (Anadolu Ajansı) Şiir: Dursun ERKILIÇ
Yozgat’ın tren hikâyesi Cumhuriyet tarihi boyunca süregelir. Hafızalardan kolay silinmeyecek bir umudun hikâyesi. Bu hikâyenin yıllar önceki adı; Kara Trendi. Son yıllardaki YHT oldu. Yani, Yüksek Hızlı Tren. Yozgatlının sabır ve heyecanla kavuşmayı beklediği hayali ve özlemidir bu tren hikâyesi. Ak Parti iktidarının da en büyük vaadiydi.
Biz, 2000 yılına kadar,
‘Kara tren gelmez mi ola’
türküsünü çığırırdık sıklıkla.
Ak parti döneminde ise her yıl tekrarlanan, ‘Hızlı Tren geliyor, geldi’ müjdelerini duyarak geldik bugünlere.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı üzerine en geç 2019 yılı sonunda hizmete gireceği bildirilen Hızlı Tren projesi hep rötar yapıyordu. En sonunda 25 Ocak’ta Kırıkkale’nin Balışeyh istasyonundan çıktı yola ve Yozgat’tan da gelip geçmeye başladı deneme sürüşleriyle.
**
Proje kapsamında devam eden sadece deneme sürüşleri değil. YHT’nin Kırıkkale, Yerköy, Yozgat, Sorgun, Akdağmadeni Yavu, Yıldızeli ve Sivas istasyon inşaatlarının yanı sıra Elmadağ bölgesinde çöken bazı tünellerde de inşaat çalışmaları hızla devam ediyor.
Şimdi, aklınıza sanırım şu soru gelmiş olmalı: Peki, YHT projesinde bu çalışmalar ne zaman tamamlanacak ve Ankara - Yozgat - Sivas güzergahında Hızlı Tren ne zaman yolcu taşımaya başlayacak?
**
Bu sorunun reel yanıtını bulabilmek için YHT projesinin ilgilileriyle, yetkilileriyle ve ayrıca Ak Parti Yozgat Milletvekili Sayın Yusuf Başer’le detaylı görüşmeler yaptım.
Bu yıl içerisinde projenin bütünüyle tamamlanmasında
olumlu-olumsuz ne gibi gelişmeler olur, onu bilemem.
Ama edindiğim bilgiler doğrultusunda Hızlı Tren hikâyemizde gelinen aşamayı şöyle özetleyebilirim:
Bugüne değin geliş
gidişlerde herhangi bir sorunun gözlenmediği Hızlı Trenin deneme sürüşleri, Nisan ayına kadar devam edecek. Kırıkkale, Yerköy, Yozgat, Sorgun,
Akdağmadeni, Yıldızeli ve Sivas YHT istasyon ve yolcu peronları en geç 15 Nisan’a kadar
tamamlanarak hizmete hazır hale getirilecek.
23 Nisan 2021 tarihinde yani 23 Nisan bayramının kutlandığı özel günde Sivas - Yozgat - Ankara,devamında ise İstanbul hattında yolcu taşıma seferlerine başlanacak..
**
Ama nasıl? İşin bir de aması var..
Kırıkkale - Elmadağ arasındaki YHT hattındaki bazı tünellerde meydana gelen göçükler yüzünden yeniden başlatılan inşaatların 23 Nisan’a kadar tamamlanmasının hayli zor, hatta imkansız olduğu bildiriliyor.
İşte, bu yüzden başlangıçta YHT’nin Kırıkkale - Elmadağ hattı kullanılamayacak. YHT, Yozgat’tan Ankara’ya yol alırken Balışeyh istasyonunda makas değiştirip Balışeyh-Ankara arasında hızlı tren seferlerine de uyumlu hale dönüştürülen eski hattı kullanacak.
YHT, 110 kilometre
mesafedeki Yozgat - Balışeyh arasında yaklaşık 200 km/ saat hızla, Balışeyh - Ankara arasında da yavaşlayarak normal expres tren hızıyla yol alacak.
Bu nedenle Elmadağ
hattındaki tüneller tamamlanana kadar Yozgat- Ankara seferleri Bakanlığın planladığı gibi 50 dakika değil, yaklaşık 2 saat, hatta 2,5 saat sürecek.
Yozgat’tan İstanbul’a ise 4,5 saatte değil,6,5 saatte ulaşılacak.
Kırıkkale - Elmadağ arasındaki dağların içinden geçen
sorunlu tüneller ne zaman mı tamamlanacak? Yeni göçükler ve aksilikler olmazsa bu yılın sonunda.
Ancak, Ulaştırma Bakanlığının Kırıkkale - Elmadağ arasındaki göçük sorununu Ekim ayı ortalarına kadar çözümleyip bu hattı da 29 Ekimde hizmete açmayı planladığı ifade ediliyor.
Tren gelir de
hoş gelir mi?
ohakankiraci@hotmail.comOsman
Hakan
KİRACI
11 Şubat 2021 Perşembe 11
B
üyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Başkent’te geleceğin profesyonel E-Spor aktivitelerini yaygınlaştır- mak için genç sporculara destek olmayı sürdürüyor.Başkan Yavaş’ın destekleriyle adını hem Türkiye’ye hem de dünyaya duyuran ASKİ E-Spor Kulübü Kadın Zula Takımı, 27 Şubat 2021 tarihinde başlayacak
‘2. Zula Kadınlar Ligi’ için kampa girdi. Zula Kadınlar Ligi’nin geç- tiğimiz yıl namağlup şampiyonu olan ASKİ E-Spor Kulübü Kadın Zula Takımı, dijital ortamda
Kadın Zula Takımlarının kıya- sıya mücadele edeceği lig öncesi hazırlık çalışmalarına hız verdi.
Bu yıl yaptığı yeni transferlerle güçlü bir kadroya sahip olan ABB ASKİ E-Spor Kulübü Kadın Zula Takımı, bu sezon da iddiasını ko- ruyarak, ligi namağlup bir şekilde tamamlayarak kupayı almayı hedefliyor.
Kaptan Twinkle
Takım kaptanı Zeycan Kedici (TwinkLe) ve arkadaşları Can- su Güven (TaO), Aleyna Aydır (LadyBug), Zeynep Gökhan
(ZeyN), Gizem Aydın (CeoniX) ve Kamila Ekin (Narcius) girdik- leri sıkı kampta birbirilerini daha yakından tanıyarak, oyun tarzla- rını öğreniyorlar. E-spor alanında yoğun bir çalışma temposu içine
giren ASKİ E-Spor’un başarılı kadın ekibi, antrenmanlarına ara vermeden devam ediyor.
Zeycan Kedici-TwinkLe (Takım Kaptanı): “Geçen sezon beraberlik bile almadan şampiyon olduk. Namağlup bir takımız.
Bu sezon da bunu yapmak için elimizden geleni yapıp, şampiyon olup, kupayı kaldıracağız. Bizlere destek olan ve bu fırsatı veren Ankara Büyükşehir Belediye Baş- kanımız Mansur Yavaş’a ve ASKİ E-Spor Genel Koordinatörümüz Tayfun Tanju Kara’ya çok teşek- kür ediyoruz.”
Mamak Belediyesi Aile Merkezleri, gerçekleştirdi- ği etkinliklerle Oyun Oda-
larında çocukların eğlenceli vakit geçirmelerini sağlarken, yeteneklerini geliştirebilme- lerine de yardımcı oluyor.
Çocukları hayata hazır- lama ve meslekleri tanıtmak amacıyla Yeşilbayır Aile Merkezi Oyun Odası’nda dü- zenlenen etkinlikte minikler kendi pastalarını kendileri yaptı. Usta aşçıları aratmayan minikler, yapılan programda birbirinden lezzetli pasta
ve kurabiye yaptı. Yaşları henüz 3, 4 ve 5 olan çocuklar, yumurta, şeker, su ve yağ ile hazırlanan hamuru yoğura- rak hamurlara şekiller verdi.
Daha sonra hazırladıkları kek ve kurabiye hamurlarını fırına sürüp pişirdi. Ardın- dan afiyetle yedi.
Kimi annesi için yaptı pastasını, kimisi de yemek için. Hem süslediler, hem meyveler ve renkli şekerle süslediler.
ASKİ E-Spor
Kulübünün Kadın Zula Takımı, 27
Şubat’ta başlayacak Zula Kadınlar Ligi öncesi kampa girdi Yengilsiz şampiyon olarak adını dünyaya duyuran ASKİ E-Spor Kulübü Kadın Zula Takımı bu yıl da iddiasını koruyor
İddialı takım ZULA
Minik eller kek yaptı
H ABER H eybesi
GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 11 ŞUBAT PERŞEMBE 2021
Başkent Ankara en ‘kar’a günlerini yaşıyor. Bazı illerde kar yolları kaparken Ankara güneşe gark olmuş halde.
Keşke Cenap Şehabettin’in
“Elhan-ı Şita’sından söz etmemiz gerekseydi. Onun anlattığı kar yağsa ve biz de bir beyaz titreyiş, bir dumanlı uçuş seyretseydik! Hatta
‘eşini gaib eyleyen bir kuş’
divaneliğine ağıt yaksaydık.
anKARa YAZısı
>> Dursun Erkılıç yazdı internet
sitemizde
www.ankhaber.com
DOĞU
KAR BEYAZI
Ankara karsızlıktan
kıvranırken doğu ve
güneydoğu illerinde
kar diz boyu. Yollarda,
yaylalarda mahsur
kalanlar bile oluyor.
11 Şubat 2021 Perşembe 13
H
acettepe Teknokent’te üç gencin düğün takılarının cep telefonu uygulaması aracılığıyla takılmasına imkan sağlayan “Goldtag” isimli uy- gulaması yabancı yatırımcıların ilgisini çekti. Yabancı yatırımcılar, uygulamaya ortak olmak için gençlere tekliflerini sundu.Üç gencin, yeni tip koronavi- rüs (Kovid-19) salgınının düğün- leri etkilenmesinden hareketle ta- kıların internet ortamından alınıp takılması için geliştirdiği “Gol- dtag” uygulaması iki ayda ilgili
odağı oldu. 81 ilde 5 binden fazla kişinin cep telefonuna indirdiği, 1 kilogramdan fazla altın alım ve satımının yapıldığı uygulama, bu sürede dört kat büyüdü. Yatırım- cıları cezbeden uygulama için ABD merkezli üç, Avrupa merkezli bir ve aralarında bir bankanın da olduğu 7 yerli şirket, ortaklık tekli- finde bulundu.
Sınırlı olur
Şirketin Kurucu Ortağı
Dolunay Sabuncuoğlu, uygulamaya
gösterilen ilginin kendilerini mem- nun ettiğini belirterek, iki ayda 14 sanal altın günü, 9 düğün, 12 doğum günü, 7 sünnet düğünü ve 9 bebek görümü etkinliği yaptıkla- rını söyledi. Hedeflerinin 2021 yılı sonunda kullanıcı sayısını 50 bine yükseltmek olduğu- nu ifade eden Sabuncuoğlu, şunları söyledi: “Goldtag uygulamamızın potansiyeli- ne ve özgünlüğüne güveni- yoruz. Yatırımcıların ilgisi bizi mutlu ediyor. Cazip teklifler var ama biz uygulamayı
daha da geliştirmeye ve kullanıcı sayısını artırmaya odaklandık. Yatı- rımcıların ortaklık tekliflerini iler- leyen dönemde değerlendirebiliriz.
Ülkemize bir marka kazandırmak istiyoruz onun için uygulamanın tamamı satmayı asla düşünmüyo- ruz. Satış olursa yüzde 10 ya da 20 ile sınırlı olur.”
Sabuncuoğlu, mobil uygulama geliştirme konusunda dünyada önemli bir pazar bulunduğuna işaret ederek, Türkiye’nin bu alan- da başarılı işlere imza atacağına inandığını dile getirdi. . AA
Türk savunma sanayisinde farklı alanlarda geliştirilen yete- nekler, askeri ve sivil ihtiyaçla- rın karşılanması amacıyla aynı sistemde kullanıldı.
EMT Savunma ve Havacılık Genel Müdürü Mehmet Can Kü- çük, EMT Elektronik markasıyla 34 yıldır güvenlik güçleri ve yurt dışındaki kullanıcılara çözümler sunduklarını söyledi.
Yeni bir aşamaya taşındı
Kazandıkları tecrübelerle tasarım, mühendislik, sistem entegrasyonu ve üretim kabiliyet- lerini EMT Savunma ve Havacılık ile yeni bir aşamaya taşıdıklarını ifade eden Küçük, ilk olarak dün-
yada yeni gelişen teknolojilerden kablolu gözetleme ve haberleşme sistemlerine odaklandıklarını dile getirdi. Küçük, bu teknoloji- lerdeki en büyük özelliğin kablo güdümüyle enerji ve veri trafiği sağlayıp, “kablo güdümlü gözet- leme ve haberleşme aracının” 100 metre irtifada 7 gün 24 saat görev yapması olduğunu bildirdi.
Küçük, sistem için halihazırda en yüksek taşıma kapasitesine sahip cihazı kullandıklarını, bu sayede 11 kilograma kadar yük taşınabildi- ğini belirtti. Küçük, böylece çeşitli kameralar, haberleşme birimleri ve röleleri, anten grupları gibi farklı faydalı yükleri sistemle kullanabil- diklerini ifade etti.
Apus’un farklı savunma sana- yisi şirketleri ve sivil doğal afetle mücadele birimleri tarafından denendiğini dile getiren Küçük, şu bilgileri verdi:
“Sistemle kara ve deniz plat- formlarında görev yapabiliyoruz.
Kara platformlarına yönelik uygu- lamaların bir örneğini Otokar’ın Ural aracıyla çalıştık. Ural bize zor ve tehlikeli saha koşulların- da operasyon kabiliyeti sağlıyor.
Araç 4x4 kabiliyetiyle jeneratör, akıllı vinç ve haberleşme gözetle- me sistemimizin yükünü taşıyor, müşterinin can güvenliğini üst seviyeye çıkartıyor. İstenirse tüm bu sistemler sivil bir araç platfor- muyla da kullanılabilir.” . AA
Cepten takı ilgi görüyor
Hacettepe Teknokent’te üç gencin düğün
takılarının cep telefonu uygulaması aracılığıyla hediye edilmesine imkan sağlayan Goldtag isimli uygulaması yabancı yatırımcıların ilgisini çekti
Apus Kablo Güdümlü İstihbarat Gözetleme Keşif Sistemleri, Türk savunma sanayisi ürünleri ASELSAN Atmaca ve Otokar Ural 4x4 ile geliştirilen özgün yazılımların yeteneklerini
birleştirerek askeri ve sivil
alandaki ihtiyaçları karşılayacak
Savunma
sanayisinde
güç birliği
Çubuk ilçesinde oturan 56 yaşındaki Perihan Yaşar, mahalle- lerindeki caminin inşasına destek amacıyla başladığı köy ekmeği yapıp satma işini daha sonra da sürdürerek aile bütçesine katkı sağlıyor.
Aşağı Çavundur Mahallesi’n- de ikamet eden 3 çocuk annesi Yaşar, mahalle sakinleriyle imece usulü başladığı köy ekmeği yapıp satma işine, caminin tamam- lanmasından sonra
da devam etti.
Evinin önüne fırın yaptı- ran Yaşar, kayınva- lidesinin tarifine göre ekşi mayalı, ayranlı köy ekme- ği pişirme- ye başladı.
Başlarda kendisi ve komşularının ekmek
ihtiyacı kadar üretim yapan Yaşar, çevreden de talep gelmesi üze- rine sayıyı artırdı. Yaşar, haftada iki veya üç kez yaktığı odun
fırınında yaptığı köy ekmeklerinin tanesini 3 liradan satıyor.
Eğitimine katkı
Yaşar, köy ekmeğinin özü- nün ekşi maya ve torba yoğurdu suyu olduğunu söyledi. Odun ateşiyle pişen ekmeklerin çok lezzetli olduğunu anlatan Yaşar,
“Köy kızıyım. Çocukluğumdan
bu yana köyde ekmek yaparız.
Köyde ‘kapama’ dediğimiz ekmek yapılırdı. Buraya gelin gelince bazlama ve köy somunu yapmaya başladık. Somun dediğimiz köy ekmeğini yapmayı kayınvali- demden öğrendim” dedi. Cami- nin yapımına destek için imece usulü çalışırken ekmek yapma becerisinin de arttığını anlatan Yaşar, “Caminin yapımı bittikten
sonra oğlum üniversiteye başladı.
Onun okul parasını çıkarabilmek için ekmek yapıp satmaya karar verdim. Önceleri komşunun fırı- nında yapıyordum. Daha sonra çocukların destekleriyle bahçeye fırın yaptık. Şimdi siparişleri yetiştirmekte güçlük çekiyorum”
diye konuştu.
Lezzeti beğeniliyor
Yaşar, ekmek yapmak için hazırlıklara bir gün öncesinden başladıklarını dile getirerek, şun- ları kaydetti:
“Akşamdan fırını yakarak ısı- tıyorum. Saat 05.00 gibi kalkarak hamuru hazırlıyorum. Hamu- runu yoğurduktan sonra 2 saat mayalanması için bekletiyorum.
Ondan sonra fırını yeniden yakıp ısınmasını bekliyorum. Daha sonra ekmekleri fırına sürüyo- rum. Ekşi mayayla yaptığım için tadı da normal fırınlarda satılan ekmeklerden farklı. Çok yorucu bir iş ama küçüklükten alışkın olduğum için zor gelmiyor. Kom- şularım da ekmeklerini, tadı farklı olduğu ve bayatlamadığı için benden alıyor. Lezzeti çok beğeni- liyor.” . ANADOLU AJANSI
M
ogan’ın eşsizmanzarasının tadını çıkaran Gölbaşılıları ziyaret eden Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, vatandaşlar ile sohbet etti.
Gölbaşı’nda hayata geçecek olan projelerden ve yaptıkları çalışmalardan bahseden Başkan Şimşek “Siz değerli hemşerilerimizin talepleri bizler için çok kıymetli. Yaptığımız her
çalışmada sizlerin Gölbaşımızda daha kaliteli bir yaşam sürmesini amaçlıyoruz. Sizlerle bir
araya gelmemiz, ilçemize ve mahallelerimize hâkim olmamızı sağlıyor. Sorunları yerinde tespit ediyor, talepleri direk sizlerden dinliyoruz” diye konuştu.
Bilardo şantiyesi
Gençler ile konuştuktan sonra onlara bilardo tesisi hakkında
bilgi veren Başkan Ramazan Şimşek, şunları söyledi:
“Yıllardır dile getirmiş olduğumuz uluslararası müsabakalara ev sahipliği yapabileceğimiz 2 bin metrekare kapalı inşaat alanına sahip Uluslararası Bilardo Kompleksi şantiyesinde çalışmalarımız başladı. Gölbaşı Belediyemiz sporun merkezi olma yolunda büyük adımlar atıyor. Uluslararası
müsabakalara ev sahipliği yapmayı amaçlıyoruz. Türkiye Bilardo Federasyonu’nun en yakın zaman diliminde Gölbaşı’na taşınmasını planlamaktayız.
İlçemizin çehresine yakışacak atılımlar içinde bulunmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Hem sporun kalitesine uygun hem de hizmet ağının sağlıklı bir şekilde sunulacağı federasyon binamız da burada hizmete girecek.”
Güzel havada keyifli sohbet
Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, güzel havaların tadını Atatürk Sahil
Parkı’nda çıkaran Gölbaşılılar ile sohbet etti
Ekmeğiyle çocuğunu okutuyor
Üç çocuk annesi Perihan Yaşar, kayınvalidesinin tarifine göre odun fırınında pişirdiği ekşi mayalı, ayranlı köy ekmeğiyle aile bütçesine katkı sağlıyor
Anne ekmeği
Annesinin yaptığı ekmekleri isteyenlerin evine de götüren
Gökhan Yaşar ise genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerin
ekmeklerinden talep ettiğini belirtti.
11 Şubat 2021 Perşembe
15 kovid-19
Y
eni tip koronavirüs (Ko- vid-19) tanılıların temaslı olduğu kişilerin belirlen- mesi amacıyla ülke genelinde her türlü hava koşulunda aralıksız çalışan filyasyon ekipleri, salgının kontrol altına alınabilmesi için mücadeleyi sürdürüyor.Başkentin Kızılcahamam ilçesine bağlı köylerde, bir yandan hastalığa yakalananlara ilaçlarını ulaştırarak yapması gerekenleri anlatan ekipler, diğer yandan bu kişilerle görüşenlerin belirlen- mesi için çalışıyor. Olumsuz hava koşullarına rağmen karla kaplı yolları aşarak, Kovid-19 hastala-
rının ve temaslı kişilerin evlerine teker teker giden ekipler, test ve kontrolleri yapıyor, uyarılarda bulunuyor. Ayrıca ekipler, acil durumlarda hastaların hastaneye sevkini sağlıyor.
Israrla soruyoruz
Filyasyon ekibinde görev yapan Esra Kuş, Kovid-19 has- talarıyla telefonda görüştüğünü, ikamet ettikleri yere, yaşlarına, kronik hastalıkları olup olmadı- ğına ve temas kurdukları kişilere ilişkin bilgiler aldığını belirt- ti. Bazı kişilerin temaslılarını söylemek istemediğini aktaran
Kuş, “Temaslılarını saklayanlar olduğunda ısrarlı şekilde soruyo- ruz. Temaslıların saklanmasının zararlarını anlatıyoruz. Sonuçta, o kişiye bir şey olmasa bile bulaştır- dığı kişiler kötü sonuçlarla karşı- laşabilir. Onun için ısrarlı şekilde soruyoruz” dedi. Kuş, temaslıların belirlenmesinin ardından ilgili filyasyon ekiplerinin bu kişilerin evlerine gittigini ifade ederek, zaman zaman kendisinin de saha- daki ekiplere katıldığını söyledi.
Salgının başından itibaren yoğun şekilde çalıştıklarını söyle- yen Kuş, “Vatandaşlara, telefonda hasta olduklarını söylediğimizde
ağlayanlar oluyor. Onları sakin- leştirmeye, teselli etmeye çalışıyo- ruz, onlarla birlikte üzülüyoruz”
diye konuştu.
Tedirgin oldular
Kuş, filyasyon ekibinde çalıştığı için hem kendisi hem de ailesinin tedirginlik yaşadığını dile getir- di. 13 ve 6 yaşlarında iki çocuğu olduğunu aktaran Kuş, “Onlar da çok tedirgin oldu. Eve girer girmez beni ellerimi yıkamam, kendimi dezenfekte etmem için banyoya sokuyorlardı. Bu süreçte şu ana kadar Kovid-19’a yakalanmadım.
Onun için çocuklarım da rahat- ladı” diye konuştu. Salgının pik yaptığı dönemlerde oldukça zor- landıklarını anlatan Kuş, tedbirler ve sokağa çıkma kısıtlamalarının etkisiyle azalan vaka sayılarının filyasyon ekiplerinin çalışmasını da rahatlattığını söyledi. . AA
Filyasyon ekipleri, yeni vakaların
önlenmesi için Kovid-19 temaslılarının izini sürüyor. Ekipte görevli Esra Kuş,
“Temaslılarını saklayanlar olduğunda ısrarlı şekilde soruyoruz. Temaslıların
saklanmasının zararlarını anlatıyoruz” dedi
Temaslıyı saklama!
Kızılcahamam İlçe Sağlık Müdürlüğünde laborant olarak çalışan ve salgında filyasyon ekibinde görev alan Lale Sarı, sağlıkçı olduğu ve filyasyon ekibinde çalıştığı için yakınlarının kendisinden çekindiğini dile getirerek, “Oturduğum apartmanda, sağlıkçı olduğum ve bu işi yaptığım için ister istemez
korkuyorlar. Mesela beni gördüklerinde asansördelerse hemen kapatıyorlar, maskeleri inikse hemen takmaya çalışıyorlar. Ben de hak veriyorum onlara. İyi yapıyorlar aslında güzel bir şey bu”
değerlendirmesinde bulundu.
“Beni gören maske takıyor”
YILDIZLARIN FISILTISI
11 Şubat 2021’de Kova burcunda bir Yeni Ay yaşayacağız. Etkisi on beş güne yayılan bu enerjinin özgürleşme eğilimlerini artırması söz konusu…
Ayrıca bilim, teknoloji, icat ve keşifler ile alakalı yepyeni gündem ve gelişmelerin olabileceğini de belirtmek isterim. Sosyal konular, hak, hukuk ve adalet kavramları önem kazanıyor. Hümanizmin ön plana çıkacağı, Pre Kova çağı vurgusunun bir kez daha tetikleneceği bir Yeni Ay diyebilirim.
Her Yeni Ay döneminde olduğu gibi tohumlar ekme ve yeni girişimlere başlama isteğimiz artacaktır. Kova enerjilerinin önem kazandığı bu dönemlerde kendimizi umut dolu
hissetme ihtimalimiz de oldukça yüksek…
An haritasında Satürn’ün Uranüsle kare açıya doğru koştuğunu görmezden geliyorum. Zira işin o kısmı gerçekten oldukça sinir bozucu etkiler barındırıyor. Satürn Astroloji’nin en
büyük kötücülü; Uranüs ise Zodyak’ın asi çocuğu… Kova ve Boğa burçları bağlamında aralarında stresli bir etki var. Dolayısıyla bu Yeni Ay’ın özgürleşmeyi tetikleyecek olması biraz da bu kritik açıyla bağlantılı… Satürn disipline etmek ve düzene sokmakla alakalı iken; Uranüs aykırılıkların efendisidir. Yani global çapta toplumsal konularda büyük reformlar ve yeni düzenler oluşmaya çalışıyor.
Lakin bu pek de öyle kolay olmayacak gibi…
Zira ismi geçen burçlar sabit nitelikteki burçlar…
“İnsanlardaki ön yargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor.”
(Albert Einstein) Bu sert açının ne yazık ki doğal
afetlerle de alakası olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
An haritasını incelemeye devam ettiğimizde Venüs’ün büyük iyicil Jüpiter
ile kavuşum yaptığı da dikkatimizden kaçmıyor.
Venüs aşk, sanat ve parasal konularda sıra dışı formlarda Zodyak turunu gerçekleştirirken; Jüpiter’in yanına
yanaşmasıyla birlikte eksantrik tutumlarını abartacak gibi…
Duygusal konularda iştah artışları, savurganlık eğilimleri ve bütçenin açık vermesi gibi durumlara maruz kalınabilir. Bu iştah artışları aslında besinler aracılığıyla da olabilir. Şekere veya zevk veren birçok gıdaya karşı daha istekli olabileceğimizi de hatırlatmak isterim. Olumlu manada kalbi boş olanlar açısından, bu kavuşum bir aşk habercisi de olabilir. Sanatta sürrealist formlar daha ilgi çekici gelebileceği gibi; uçuk kaçık bir yaratıcılık enerjisi de hâkim…
Mutlu günler diliyorum.
Buket Nizamoğlu
buniastroloji@gmail.com
KOVA BURCU’NDA YENİ AY:
Özgürleşme isteği artıyor mu?
Çankaya Belediyesi, Ankara’nın en büyük parklarından Ahlatlıbel Atatürk Parkı’ndaki yenileme çalışmalarını sürdü- rüyor. Vatandaşların parka giriş çıkışlarını kolaylaştırmak için yapılan yenileme çalış- ması kapsamında otopark ve tuvaletler de baştan sona yenilendi. Çevre duvarlarının ve yeşil alan düzenlenmesinin tamamlan- dığı park, pandemi kısıtlamaları sonrası Çankayalılarla buluşacak.
Ahlatlıbel bahara
hazırlandı
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen,
“Yeşil alanlarıyla Ankara’nın nefes alınacak en önemli merkezine pandemi sonrası ilçelileri bekliyoruz” dedi.
11 Şubat 2021 Perşembe 17
A
nıtkabir’i ziyaret sırasında Mozoleye çıkmadan önce dikkat edilmesi gerekenleri hatırlatmaya devam edelim.Önceki bölümde, Tandoğan Kapısından gererek karşımıza çı- kan figürleri anlamış, anlatmıştık.
Gelelim kulelere… Heykel grup- larının ikisinin de arkasında iki ayrı kule bulunur. Bu kulelerden Anıtkabir’de 10 tane daha vardır ve hepsi bir isme sahiptir.
Adları İstiklal ve Hürriyet’tir.
Bu kulelerin içlerinde Anıtkabir’in maketi, audo guide alabileceği- niz bir nokta, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk baraj gölü olan Çubuk Barajı’nda kullanması için İstanbul’da yapılmış bir tekne vardır.
Anıtkabir’in yapımında kullanılan taşlar ve çıkarıldıkları şehirlere ait bilgilendirmelerin olduğu plaka- lar, merdivenin solundaki kulede sergilenmektedir. Kulelerin içlerine girdiğinizde tavana doğru bakma- nızı tavsiye ederim, duvarın tavanla birleştiği kısımda Atatürk’ün kulenin ismi ile bağlantılı, nutukta geçen sözleri yer almaktadır. Anıtkabir’in güvenliği Anıtkabir Komutanlığı tarafından yapılmaktadır, o yüzden sivil, takım elbiseli askerleri Anıtka- bir’in bir çok noktasında görürsü- nüz. İyi eğitimli, nazik ve insanlarla ilişkiler konusunda hassastırlar.
Yalnız çok nadirde olsa üniformalı asker görürsünüz. Bunlardan ikisi bu kulelerin başlarındadır. Anıtkabirde 24 saat altı noktada nöbet tutan, hey- kel gibi duran üniformalı askerler mevcuttur. Bunlar her askeri sınıftan temsili üniformalara sahip askerdir.
Anıtkabir’de Jandarma üniforması da görürsünüz, Hava Kuvvetleri Komutanlığının da… Bu altı nöbet noktasının ikisi girişte merdivenlerin
sağında solunda ikisi aslanlı yolu bi- tirince tam karşınızda gördüğünüz o büyük bayrak direğinin altında, ikisi ise Atatürk’ün Mozolesine girişte…
Saatte bir nöbet değişir. Görevleri- ni vukuatsız olarak teslim etmeleri beklenir… Hadi biz devam edelim aslanlı yola girelim bu yolda taşlar aşağı yukarı beş santim aralıklarla döşenmiş, başınız yerde mozoleye çıkartıyor bu aralıklı döşenen taşlar.
Başınız dik gitmeye çalıştığınızda takılıyor ayağınız. Deneyebilirsiniz.
Yola adını veren aslanlar ise sağı-
nızda ve solunuzda simetrik olarak, sıralanmış durumda. Toplamda 24 aslan vardır. 24 Oğuz boyunu temsilen yapılmışlardır. Bu aslanlar ikişer ikişer ve yatar durumdadır.
Yan yana yapılmalarının sebebi Türk milletinin birliğini ve beraberliğini simgelemeleridir. Yatar pozisyonda olmaları da Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda sulh sözüne atıf yapmak- tadır. Ama bu aslanlar dişlerini gösterecek şekilde yapılmıştır. Aslan yatıyor olsa da aslandır, değil mi?
Güçlü ve kuvvetli bir hayvandır.
Burada verilen mesajda Türkiye Cumhuriyeti’nin savaş istemese de gücü kuvveti yerindedir mesajıdır.
(SÜRECEK)
Anıtkabir’i gezmeye devam… 2
Ayşe Eren
Seyahat Notları
ayseeren@akdeniz.edu.tr
Kuleler,
Aslanlı Yol
Gelelim kulelere… Heykel gruplarının ikisinin de arkasında iki ayrı kule
bulunur. Bu kulelerden Anıtkabir’de 10
tane vardır ve hepsi bir isme sahiptir
V
edat Duman’ın 7 yaşında adliye önündeki evrak çöplüğünden topladığı pullarla başlayan koleksiyon merakı 64 yıldır sürüyor.Çok sayıda dergide koleksiyonculukla ilgili yazıları yayımlanan Duman’ın,
“Toplama Merakı” ile “Türkiye Cumhuriyeti Hatıra Paraları”
adlı kitapları bulunuyor.
Duman, Kızılay Menekşe Sokak Balkanoğlu Pasajı’nda bulunan mütevazi dükkanında, koleksiyon meraklılarına da hizmet veriyor. Duman, pul toplamaya 1957’de başladığını, seneler geçtikçe içindeki tutkunun güçlendiğini
söyledi. Duman, “1964’te tesadüfen Kızılay’da bulunan bir pul dükkanına girdim.
Bu da Allah’ın bir lütfu, iyi ki girmişim. 1964 yılından sonra bu işleri iyice öğrenmeye başladık” diye konuştu. Daha sonra kağıt, madeni ve hatıra para koleksiyonu yapmaya başladığını anlatan Duman, eski ankesörlü telefon kartlarını da topladığını belirtti.
Paraya gerek yok
Koleksiyona başlamak
için çok para harcamaya gerek olmadığını dile getiren Duman, şöyle devam etti:
“Cipslerden çıkan eski
‘taso’larla bile koleksiyon yapan arkadaşlarım var. Mesela gazoz kapaklarını biriktirir onları tek tek tasnif eder, güzelce dizersiniz veya pul alır onlarla bir gün uğraşırsınız. Onları pul defterine dizersiniz, bu size adeta terapi gibi gelir. Koleksiyona
bakmak
sizi rahatlatır ve dinlendirir.
İnsanın doğası gereği koleksiyon yaptığını söyleyebiliriz. Misal 3 saatiniz, 4 rujunuz bile varsa siz fark etmeden aslında koleksiyon yapmaya başlamışsınızdır.”
İlgi yoğunlaştı
Duman, Kovid-19 salgını döneminde toplumun eve kapandığına ve sosyal hayatın yavaşladığına işaret ederek,
“Bu dönemde bizim alana ilgi yoğun oldu. İnsanlar evlerinde sıkılınca yeni uğraşlar ve hobiler edindi. Bazıları da koleksiyon ve toplama merakı içine girdi. Bu durumdan memnunum çünkü insanların hayatta kalmak ve hayattan tat almak için bir hobiye ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim”
dedi. . AA
64 YILDIR TOPLUYOR
Ankara’da oturan Vedat Duman’ın 7 yaşında adliye önündeki evrak
çöplüğünden topladığı pullarla yapmaya
başladığı koleksiyonları arasında, kağıt, para ve eski ankesörlü
telefon kartları da yer alıyor
Emeklinin yaptığı
maket uçaklar gerçeğini aratmıyor
Eskişehir’de yaşayan emek- li metal kalıpçısı Levent Kü- çük, Türk Hava Kuvvetlerinin envanterinde bulunan savaş ve eğitim uçaklarının maketleri- ni atölyesinde üretiyor.
Atölye kurdu
Milli Savunma Bakanlı- ğı (MSB) Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Es- kişehir’deki 1’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünün uçak parçaları imalathanesinde metal kalıpçısı olarak 34 yıl çalıştıktan sonra 2009 sene- sinde emekli olan 56 yaşında-
ki Küçük, havacılık sevgisiyle kurduğu atölyesinde uçak maketleri yapmaya başladı.
Levent ustanın, kardeşi Haluk Kadri Küçük’ün (52) de yardımıyla yaptığı F-16 ve F-4 savaş uçakları, KT-1 ve T-38 eğitim uçakları ile Kurtuluş Savaşı sırasında 1921 yılın- da Sivrihisar halkının kendi aralarında topladığı parayla orduya hediye ettiği “Sivrihi- sar Tayyaresi”nin maketleri adeta gerçeğini aratmıyor.
Levent Küçük, metal kalıpçısı olarak çalışırken de dönemin komutanlarının em-
riyle uçak maketleri yaptığını söyledi.
Ağabeyine yardımcı olan Haluk Kadri Küçük ise bütün malzemeleri elden geçirdikten sonra boyama ve montajını gerçekleştirdiklerini aktardı.
2 model ilgi görüyor
Maketlerin her birinin ayrı kalıbının bulunduğuna işaret eden Küçük, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin her bölgesin- deki hava üslerinden gelen taleplere göre maketleri yapıp gönderiyoruz. F-16 ve F-4 ma- ketleri yoğun ilgi görüyor.”