• Sonuç bulunamadı

FAALİYET RAPORU ( DÖNEMİ)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "FAALİYET RAPORU ( DÖNEMİ)"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş.

GRUPLARA YÖNELİK BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU

FAALİYET RAPORU

(01.01.2010-30.06.2010 DÖNEMİ)

I.GENEL BİLGİ

Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş.’ nin kurucu, Yapı Kredi Portföy Yönetimi A.Ş.’ nin portföy yöneticisi olduğu fon, 09/06/2006 tarihinde halka arz edilmiş ve ilk satış işlemi 10 Ocak 2007 tarihinde gerçekleşmiştir. Fonun 100.000.000.- (yüzmilyon TL)’lık fon başlangıç tutarını temsilen 10.000.000.000 (onmilyar) adet 1’ inci tertip fon payları 09/06/2006 tarih itibariyle EYF.99-1/657 nolu belge ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre Kurul kaydına alınmıştır.

Fon; portföyünün tamamını değişen piyasa koşullarına göre Yönetmeliğin 5. maddesinde yer alan varlık türlerinin tamamına veya bir kısmına yatıran ve hem sermaye kazancı, hem de temettü ve faiz geliri elde etmeyi hedefleyen fondur ve varlık dağılımı daha önceden belirlenemez. Esnek fon, yatırım tercihi belirlemek yerine birikimlerin yatırıma ne şekilde yönlendirilmesi konusunda kararı portföy yöneticisine bırakan ve piyasa koşullarına göre portföy yöneticisinin en uygun portföy dağılımını yapacağını düşünen yatırımcılar için kurulmuş bir fondur. Değişen piyasa koşullarına göre gerektiğinde risk düzeyini de artıran bir yatırım stratejisi uygulanmaktadır.

Şirket'in ortaklık yapısındaki değişiklik sonucu Koç Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. olan ünvanı Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş. olarak değiştirilmiş olup; Sermaye Piyasası Kurulu’ndan alınan 31/12/2008 tarih ve 15 – 1207 sayılı izin doğrultusunda değişikliğine ilişkin ana sözleşme tadil metni 06/01/2009 tarihinde Ticaret Sicili’ne tescil ve 09/01/2009 tarih ve7224 sayılı TTSG’de ilan edilmiştir.

Fon İçtüzüğü’ ne göre fon portföyünde yer alacak para ve sermaye piyasası araçları ve limitleri aşağıdaki gibidir:

VARLIK TÜRÜ EN AZ % EN ÇOK %

Türk Hisse Senetleri 0 100

Devlet İç Borçlanma Senetleri 0 100

Türk Özel Sektör Borçlanma Senetleri 0 100

Ters Repo 0 100

Repo 0 10

Vadeli Mevduat (TL) 0 10

Vadesiz Mevduat (TL) 0 10

Vadeli Mevduat (Döviz) 0 10

Vadesiz Mevduat (Döviz) 0 10

Borsa Para Piyasası İşlemleri 0 20

Yatırım Fonu Katılma Belgeleri 0 10

Gayrimenkule Dayalı Sermaye Piyasası Araçları 0 100

Opsiyon Sözleşmeleri 0 20

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler 0 100

Vadeli İşlemler Sözleşmeleri 0 20

(2)

30.06.2010 itibariyle fon portföyüne ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir:

Fon Portföy Değeri : 2.191.712,48 Fon Toplam Değeri : 2.242.922,21 Toplam Pay Sayısı : 10.000.000.000 Dolaşımdaki Pay Sayısı : 161.632.130,063 Fonun Birim Pay Fiyatı : 0,013877 II. PİYASA DEĞERLENDİRMESİ

Piyasalarda ilk çeyreğin sonunda etkisini gösteren havanın etkisiyle beraber ilk çeyrek sonuçlarının da olumlu karşılanması ile Nisan ayında yeni zirveler yaşandı. Ancak Nisan ayında görülen zirvelerin ardından global borç krizi ve global resesyon kaygılarının geri dönmesi ile ikinci çeyrekte sert satışlar görülmesi yeni bir ayı piyasası oluşması riskini beraberinde getirdi. Avrupa'da PIIGS olarak nitelenen başta Yunanistan ve İspanya olmak üzere birçok ekonominin ciddi borç çevirme problemleri yaşadığı bir dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarının ardarda bu ülkelerin notlarını indirmeleri, ülkeleri borçlanma ihalelerinin en yoğun olduğu dönemde oldukça zor durumda bırakırken piyasalardaki tansiyonun yükselmesine neden oldu. Bu gelişmeler çerçevesinde ülkeler global resesyondan çıkmak adına uyguladıkları destek politikalarından çıkma yönünde adımlar atmak konusunda G-20 düzeyinde anlaşırken; ardarda gelen zayıf büyüme ve istihdam rakamları desteklerin çekilmesi ile birlikte global ekonomilerde ikinci bir dip yaşanıp yaşanmayacağı tartışmasını alevlendirdi.

Öte yandan ekonomik büyüme tarafında sorun yaşamayan Çin'de ekonominin aşırı ısınmasını ve varlık fiyatlarında balon oluşmasını engellemek adına Çin Hükümetinin ilk çeyrekte aldığı önlemlerin sonuç vermeye başlaması ile global büyümeye en büyük desteği veren kaynak da eski veriminden uzaklaşmış oldu. Tüm bu olumsuz gelişmeler sebebiyle tüm dünyada hisse senedi piyasaları ikinci çeyrekte ciddi değer kayıpları yaşarken, İMKB olumlu büyüme rakamları ve devam eden dezenflasyon sürecinin yanı sıra Mali Kural’ın yasalaşmasının ardından kredi derecelendirme kuruluşları tarafından "yatırım yapılabilir" dereceye yükseltilme beklentisi ile olumlu yönde ayrışarak satışlardan akranlarına göre daha az etkilendi. İkinci çeyrekte % 7,34 değer kaybetmesine rağmen ilk iki çeyrek sonundaki getirisini % 3,81 seviyesinde tutmayı başaran IMKB – 100 endeksi, ikinci çeyreği 54.800 seviyesinde kapatmayı başardı.

İkinci çeyreğe % 8,90 bileşik seviyesinde başlayan gösterge faizler; temel enflasyonun tersine çekirdek enflasyon görünümündeki iyileşme (H ve I endeksleri), Mali Kural beklentisi ve TCMB’nin faizleri çok uzun süre sabit tutacağına dair sinyallemelerle bir ara % 8,60 seviyesine kadar gerilese de yurtdışında yaşanan satış baskısı sonucu bir ara % 10 lara yükseldi ancak sonrasında dönemi % 8,75 seviyesinde kapattı. Dezenflasyon süreci, Mali Kural ve sonrasında kredi derecelendirme kuruluşları tarafından yapılması beklenen not artırımları ile beklentilerin canlı tutulması piyasa oyuncularını faiz enstürmanları almaya itmiştir. Bu süreçte tüm vadelerde faizler gerilemesine ve özellikle uzun vadeli sabit kuponlu devlet tahvillerinde yabancı yatırımcıların alışlarına rağmen, verim eğrisinin henüz negatife dönmemesi bono iştahının devamını sağlamaktadır. Piyasadaki likidite bolluğunun aktığı alanlardan biri faiz cinsinden enstürmanlar olmuştur.

Faize kıyasla USD/TRY kuru daha volatil bir grafik çizdi. 1,52 seviyesinden başlayıp alt ve üst tarafta 1,46 ve 1,61’leri test eden kur dönem sonunu 1,58’li seviyelerden kapadı. Kurun yönünü belirleyen önemli bir faktör olarak EUR/USD paritesine bakıldığında, Avrupa ülkelerinin ciddi borçlanma sorunu içinde olmaları ve ekonomilerinin uzun bir süre bu problemi yaşayacaklari beklentileri EUR’yu USD karşısında oldukça güçsüzleştirdi. Belki de risk iştahının en önemli göstergelerinden biri olan EUR/USD paritesi bu özelliğini şimdilik kaybetmiş durumda. Bu durumun en önemli nedenleri arasında özellikle Yunanistan, Portekiz, İspanya ve Macaristan’ın kamu iç borçlarını çevirememe riskleriyle karşı karşıya kalmaları gösterilebilir. 2010’un ikinci çeyreğine USD karşısında 1,35’li seviyelerden başlayan EUR, USD karşısında borçlanma krizine paralel olarak 1,18lere kadar büyük düşüş yaşadı. Genel olarak düşüş yönlü bir bantta hareket eden EUR/USD alt ve üst tarafta 1,18 ve 1,35’leri test etti ve dönemi 1,23 seviyesinde kapattı. İkinci çeyrekte de Japon Yeni üzerinden açılan pozisyonlardan fon akışlarının kısıtlı olarak devam ettiğini gözlemledik; ki bu dönemde USD/JPY

(3)

İçerideki gündem maddelerine gelince; en önemli gelişmeler yeni anayasa paketi ve Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşımı sonucunda erken seçim olasılıkları, Mali Kural’ın yasalaşması ve akabinde kredi derecelendirme kuruluşları tarafından not artırım beklentileri, artan terör olayları ve düşen enflasyon ve enflasyon beklentileri idi. Sırayla değinmek gerekirse Anayasa Mahkemesi’nin çok ortada bir karar vermesi sonucu piyasalar Eylül ayında yapılacak referanduma odaklanmış durumda ve şimdilik erken seçim olasılıkları daha az konuşulur oldu.

Mali Kural ise uygulandığı ve denetlendiği takdirde Türkiye’nin tüm Gelişmekte Olan Ülkeler içerisinde bir adım daha öne çıkmasını sağlayacak, birçok yatırımın önünü açıp fon akışını hızlandıracak. Halihazırda Türkiye’nin dış finansman açığını finanse etmek konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamaması ve bütçe rakamlarında önemli derecede bir bozulma yaşanmaması nedeni ile ardarda gelen not arttırımları sayesinde piyasalar olumlu yönde ayrışmıştı. Benzer haberler Türk sermaye piyasalarında doping etkisi yaratacaktır. Terör olayları ise siyasi risk primini bir miktar arttırırken enflasyonun özellikle gıda fiyatlarındaki düşüş nedeniyle düşmesi hem faiz tarafını hem de banka hisselerini çok olumlu yönde etkiledi. Merkez Bankası yılsonu enflasyon beklentisini düşürerek ikinci çeyrekte politika faizini % 6,50’de sabit bıraktı. Bu durumun en azından 2011’in ilk çeyreğine kadar değişmemesi beklenmektedir.

2010 yılının ikinci çeyreğine % 3,80 seviyelerinden başlayan 10 yıllık Amerikan tahvil faizleri volatil bir grafik çizse de genel olarak riskli yatırımlara doğru yönelme gelmesiyle birlikte bu periyot içinde genel olarak aşağı yönlü bir grafik çizdi ve % 3,00’e kadar düşüp % 3,10 civarında dengelendi. İkinci çeyrekte resesyon ve likidite kaygılarının azalmasıyla beraber, sabit getirili yatırımların yanında riskli getirili enstürmanlara alış gelmesiyle beraber spreadler düşük puan seviyelerinde kaldı ve bu durumun bir süre daha değişmemesi beklentiler dahilindedir.

Yurtdışı piyasalar krizde ikinci bir dibin görülüp görülmeyeceği beklentisinin her iki taraftan da taraftar bulması ile yılın ikinci çeyreğini dalgalı geçirmelerine karşın kayıplarla kapattılar. Dow Jones Sanayi Endeksi ikinci çeyrekte % 10 kayıp yaşarken; DAX endeksindeki kayıp % 3 oldu. Yüksek betalı bir piyasa olan IMKB - 100 endeksinin kaybı % 3 olurken Gelişmekte Olan Ülkeler endeksinin % 9’luk kaybını geride bıraktı.

İkinci çeyreğe 56.500’lü seviyelerden başlayan IMKB - 100 endeksi dönem ortasına kadar Avrupa ülkelerindeki borçlanma krizi ve artan terör olayları sonucu düşse de sonrasında risk iştahının artması ve düşen enflasyonla bir çıkış trendi çizdi ve tarihi zirveleri test edebileceğinin sinyallerini verdi. İlk etapta 51.750 seviyesi test edildi; sonrasındaysa yurtdışındaki algılamanın pozitife dönmesiyle banka ve sanayi hisseleri önderliğinde 57.000 seviyesine kadar yükseliş yaşandı. Her ne kadar bu süreçte küçük düzeltmeler gelse de ana trend yükseliş yönünde oldu ancak çeyreğin geneline bakarsak dalgalı bir hisse senetleri piyasasının olduğunu söyleyebiliriz. İkinci çeyrekte yaşanan değer kayıpları yüzde içi aşarken betası yüksek kağıtlarda daha büyük kayıplar yaşandı. Türkiye piyasasının yurtdışındaki benzer ülkelerden önemli bir şekilde pozitif ayrışmasının nedeni göreceli olarak ucuz kalması, Mali Kural ve not artımı beklentisi ve düşmeye devam edecek enflasyon beklentisi gösterilebilir.

2010 yılında Hazine’nin borçlanma rasyosunu düşürmesi, çekirdek enflasyon düşmesi, risk iştahındaki belirgin artış ve Mali Kural’ın yasalaşıp not artırımının gelmesi gibi etmenler faize düşüş trendini desteklemektedir;

ancak Türkiye gibi Gelişmekte Olan Ülkelerde siyasi risk ve büyüme gibi sorunların da yakın gelecekte etkili olabileceğini hatırlamakta fayda var. Dolayısıyla 2010 yılının kalan sürecinde genel olarak piyasaya paralel portföy oluşturulabileceğini tahmin ediyoruz. Yatırım felsefesi olarak uzun vadeli bonolara yatırım yapan fonun getirisi, reel faizlerin durumundan etkilenecektir.

(4)

III.SATIŞLARA İLİŞKİN BİLGİLER

30.06.2010 tarihi itibariyle katılımcıların elinde bulunan pay adedi 161.632.130,063’ dir. 01.01.2010 tarihinden itibaren fonun satış hacim grafiği aşağıdaki gibi olmuştur:

0 20.000.000 40.000.000 60.000.000 80.000.000 100.000.000 120.000.000 140.000.000 160.000.000 180.000.000

07.01.2010 20.01

.2010 02.02.201

0 12.02.2010

01.03.2010 12.03.2010

25.03 .2010

08.04.201 0 21.04.2010

05.05.2010 18.05.201

0 01.06.2010

14.06.201 0 28.06.2010 AZY Satış Graf iği

IV. KARŞILAŞTIRMA ÖLÇÜTÜ İLE MUKAYESE

01.01.2010-30.06.2010 döneminde fonun ve karşılaştırma ölçütünün getirisi sırasıyla %5,32 ve %4,47 olarak gerçekleşmiştir.

Fonun ve karşılaştırma ölçütünün dönem içindeki getiri grafiği aşağıdaki gibidir:

AZY-fon be nchm ark ge tiri k arş ılaş tırm a

0,00 1,00 2,00 3,00 4,00 5,00 6,00 7,00

04.01.2010 18.01.2010 01.02.2010 15.02.2010 01.03.2010 15.03.2010 29.03.2010 12.04.2010 26.04.2010 10.05.2010 24.05.2010 07.06.2010 21.06.2010

benchmark f on getiri

V. PORTFÖY DAĞILIMI

30.06.2010 itibariyle ve yılbaşından 30.06.2010 tarihine kadar fonun portföy dağılımı aşağıdaki gibidir:

30.06.2010 % 01.01.2010 – 30.06.2010 %

Ters Repo 14,15 Ters Repo 17,28

Hisse Senedi 14,45 Hisse Senedi 14,11

DİBS 71,40 DİBS 68,61

Toplam Portföy 100,00 Toplam Portföy 100,00

30.06.2010 itibariyle, fon portföyü içerisinde DIBS, hisse senedi ve ters repo oranları sırasıyla %71,40, %14,45 ve % 14,15 olarak gerçekleşmiştir.

(5)

30.06.2010 itibariyle ve 01.01.2010 - 30.06.2010 dönemine ilişkin ortalama portföy dağılımlarını gösteren grafikler aşağıdaki gibidir:

Ahmet TURUL M.Levent PEKSÜ

Yönetim Kurulu Üyesi Mali İşler Grup Müdürü Fon Kurulu Başkanı Fon Kurulu Üyesi

AZY - Portföy Dağılımı 30.06.2010

DİBS; 71,40

Hiss e Senedi;

14,45 Ters Repo;

14,15

AZY - Portföy Dağılımı (6 Aylık Ortalama)

DİBS; 68,61

Hi ss e Senedi;

14,11 Ters Repo;

17,28

Referanslar

Benzer Belgeler

IHS Markit, verilerine göre Almanya’da Eylül'de ‘Hizmet Satın Alma Müdürleri Endeksi’ (PMI) 55,9 seviyesinde gerçekleşti.. Söz konusu dönemde beklentiler 56,5, bir önce

ile yapılmış olan portföy yönetim sözleşmesine uygun olarak yönetilmekte olan fonun piyasa işlemleri 2005 yılı itibariyle Oyak Yatırım A.Ş.. ve

MB’nin politika faiz indirimi sonrasında aşağı yönlü hareketini hızlandıran gösterge tahvil getirisinin ise, artması beklenen sermaye hareketleri ve sıradaki

Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu’nun 02.04.2012 – 30.06.2012 dönemine ait para ve sermaye piyasası alım satım işlemlerini ve buna

Gedik Portföy İkinci Hisse Senedi Fonu’ nun pay fiyatlarının hesaplanmasına dayanak teşkil eden portföy değeri tablosu ve toplam değer/net varlık değeri tablosunu içeren

Fon Adı Karşılaştırma Ölçütü Yatırım Stratejisi Bant Aralığı BNP Paribas Cardif.

[r]

TÜİK tarafından yayımlanan Sanayi Üretim Endeksi verilerine göre, Sanayi Üretimi 2018 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 0,2 azalırken bir önceki yılın