• Sonuç bulunamadı

ORGANİK TARIMDA HASTALIKLAR İLE MÜCADELE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ORGANİK TARIMDA HASTALIKLAR İLE MÜCADELE"

Copied!
91
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ORGANİK TARIMDA HASTALIKLAR İLE MÜCADELE

1. AKTİF BİTKİ KORUMA YÖNTEMLERİ

Organik tarımda hastalık, zararlı ve y.otların kontrolünde organik tarım

yönetmeliklerinin izin verdiği maddeler kullanılarak yapılan uygulamaları kapsar.

Bu bölümde hastalıkların mücadelesinde organik tarım yönetmeliklerinde

kullanılmasına izin verilen maddeler ve uygulamalar üzerinde durulacaktır.

(2)

İsim Etkisi/Tanımlaması

Lesitin Fungisit

Balmumu Budama ve aşı yaralarında

kullanılır Nane yağı, çam yağı ve

kimyon yağı

Fungisit ve çimlenme önleyici

2.1. Bitkisel ve Hayvansal Orjinli Maddeler (Bkz. Organik Tarım Yönetmeliği EK 2. BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİ)

(3)

2.2. Biyolojik Mücadelede Kullanılan Mikroorganizmalar

Genetik yapısı değiştirilmemiş bakteri, virüs ve fungus gibi mikroorganizmalar ı ve ürünlerini kapsar

Günümüzde hastalık etmenlerini baskılayıcı etkiye sahip faydalı organizmalara ait

çok sayıda hazır ticari ürün bulunmaktadır. Bu ürünlere değişik şekillerde

uygulanmaktadır. Bazıları tohum ilaçlamasına yöneliktir.

Bir kısmı toprağa uygulanan kompost içine karıştırılmıştır. Bazıları ise direkt toprağa uygulanabilir.

Bu faydalı organizmalar arasında en yaygın kullanılan cinsler:

Trichoderma (Fungus) Bacillus spp. (Bakteri) Flovabacterium (Bakteri) Pseudomonas spp. (Bakteri) Streptomyces (Bakteri) Ampelomyces quisqualis (Fungus) Gliocladium spp. (Fungus) Pythium oligandrum (Fungus) Aureobasidium pullulans (Fungus)

(4)

Trichoderma ve Gliocladium bitki patojeni fungusları üzerinde etkili olan ve onları

parazitleyen funguslardır. Ancak bunların ortamdaki varlığı direkt olarak parazitik

olarak yaşabileceği diğer fungusların da bulunmasına bağlıdır. Bu nedenle bu faydalı

fungusların inokule edileceği toprağın organik maddece zengin olması,

yani özellikle besin olarak kullanabileceği funguslar bakımından zengin (fungal

biomass) olması gerekir.

İyi bir kompost ortamında genellikle çok sayıda bakteri, fungus, protozoa ve faydalı

nematod bulunur .

Biyolojik mücadelede kullanılan faydalı m. organizmaların hastalık etmenleri

üzerinde iyi çalışabilmesi için organik maddece fakir toprağa kompost ilavesi etkiyi

artırıcı fayda sağlayabilir.

(5)

Organik tarım uygulanan toprakların geleneksel tarım yapılan topraklara göre mikrobiyal zenginliği daha fazladır. Çünkü;

1) Bu topraklarda sürekli toprak iyileştirme uygulamaları yapılmaktadır (Örneğin toprağa kompost uygulaması, hayvan gübresi ve doğal kayalardan öğütülerek elde edilen minerallerin kullanılması, toprağa solucan uygulaması gibi). Bunların sonucunda toprak ve bitki yüzeyleri bitki patojeni fungusları baskılayıcı daha fazla antagonist veya parazitik faydalı mikroorganizma ( Örneğin, Trichoderma spp. , Pythium oligandrum gibi) içerir hale gelmektedir.

Ancak kompost uygulama yönteminin optimize edilmesi gereklidir. Ne tür kompostun hangi hastalığa etkisinin olduğu incelenmelidir. Örneğin

zeytin atıklarının kompost olarak toprağa uygulanmasının patates mildiyösünün patates yumrusundaki zararını azaltmada etkili olmuştur.

2) Organik topraklarda sentetik kimyasalların kullanılmaması sonucunda zamanla faydalı mikroorganizmaların miktarı artmaktadır. Bu da organik topraklarda mikrobiyal zenginliğin daha fazla olmasının sebebidir.

(6)

2. 3. Biyolojik Mücadelede Etkili Olan Mikrobiyal Etmenlerin Etki Mekanizmaları:

A) ANTİBİYOSİS: Bir organizmanın başka bir organizmanın metobolik maddeleri tarafından engellenmesi ya da yıkıma uğratılmasıdır.

Örneğin; Trichoderma viride ve Trichoderma polysporum tarafından üretilen antibiyotik Trichodermin olarak adlandırılır.

Trichoderma spp.’nin biyolojik savaşımdaki rolü sadece antibiyotik üretimiyle açıklanmaz. Hiperparazitizm, antibiyosis ve rekabet gibi diğer biyolojik savaş mekanizmalarının bir etkileşimi söz konusudur.

Pamukta Pythium ultimum’un sebep olduğu çökerteni engelleyebilen biyolojik savaş etmeni mikroorganizmalardan birisi Gliocladium virens’dir. Bunun ürettiği

antibiyotik Gliovirin olarak bilinir ve çökerten etmeni üzerinde etkilidir.

(7)

B) REKABET:

İki yada daha fazla mikrorganizmanın aynı şeye gereksinim duyması ancak birinin bundan faydalanması durumunda ortaya çıkar.

Mikroorganizmalar besin (demir, azot ve karbon kaynakları gibi) için ve konukçu etrafında ya da yüzeyinde yer için birbirleriyle rekabet ederler.

C) HİPERPARAZİTİZM: Bitki patojeni bir mikroorganizmanın bir başka m. organizma tarafından parazitlenmesidir.

Hiperparazitizim için konukçu (bitki patojeni) ile parazitin yakın temas içinde olması gerekir.

(8)

Trichoderma sp.

Trichoderma’nın Bir baĢka fungusu parazitlemesi

Kültür ortamında farklı Trichoderma türlerine ait kolonilerin

görüntüsü

(9)

Bitki patojeni Rhizoctonia solani miseli üzerine sarılan faydalı mikroorganizma Trichoderma harzianum ’un misellerinin elektron mikroskop görüntüsü.

HĠPERPARAZĠTĠZM’ E AĠT GÖRÜNTÜLER

(10)

1. Arthrobotrys adlı fungusun bitki patojeni Rhizoctonia’nın hiflerinin etrafını sarması

2. Bitki patojeni Sclerotium’un Trichoderma

tarafından parazitlenmiĢ hifleri

3. ve 4. bir bitki patojeni fungus hifinin

bakteriyel patojeni tarafından istila edilmesi

1 2

3 4

(11)

Pythium oligandrum diğer bazı bitki patojen, fungusları parazitleyebilir.

Bitki Patojeni

Faydalı fungus türü

Hastalık etmeni

Bazı fungus türlerinin Mücadelesinde

kullanılabilir

(12)

D) UYARILMIŞ DAYANIKLILIK (INDUCED RESISTANCE)

Zararsız bir mikroorganizma, ya da zayıf bir patojenin konukçu bitkinin savunma sistemini uyarması sonucu sonradan gelecek saldırıya karĢı bitkinin kendini hazır hale getirmesi olayına uyarılmıĢ dayanıklılık denir.

Bu amaçla en çok uygulanan mikroorganizmalar aslında patojen olmayan bitki geliĢimini uyaran mikroorganizmalardır. Burada mikrobiyal kontrol etmeni patojene direkt etkili değildir. Mikrobiyal kontrol etmeni bitki ile

etkileĢime girerek bitkide dayanıklılığın uyarılmasına neden olur. Bu etkileĢim sırasında bitki dokularında düĢük konsantrasyonlarda dayanıklılığın teĢvĢk edilmesinde etkili olan enzimler, sinyal görevi gören moleküller ve metabolik maddeler üretilir. Bunlara en iyi örnek, PGPR (Bitki geliĢimini teĢvik eden kök bakterileri)‘ler verilebilir. Örneğin; Pseudomonas putida bakterisi önceden hıyar bitkilerinin kök bölgesine bulaĢtırılacak olursa, hıyarda Fusarium solgunluğuna karĢı bitkinin dayanıklılığını uyarmaktadır.

(13)

P. putida B2017 Irkının Elektron Mikroskop Görüntüsü

https://www.futurecobioscience.com/en/leaf/discovered- biocontrol-activity-against-plant-diseases-of-the-bacterial- strain-%3Cem%3Ep-putida%3Cem%3E-b2017-253.html

(14)

• Domateste ; Fusarium oxysporum f .sp radicis lycopersici

• Patateste Rhizoctonia

solani ve Pectobacterium atrosepticum ,

• Marulda Sclerotinia sclerotiorum

Pseudomonas putida Irkının Etkili Bulunduğu

Etmenler:

(15)

• Bitki kökleri etrafında kolonize olan bu bakteriler, bitkinin gelişimini teşvik ederek hastalıklara karşı direncini yükseltirler.

• Kök çevresindeki bitki gelişimini teşvik eden

bakterilere (Plant growth-promoting rhizobacteria;

PGPR) adı verilir.

• Bu bakteriler toprak kökenli patojenlere antagonistik yolla etki ederek veya bitkide sistemik dayanıklılığı tetikleyerek etkide bulunur.

• Pseudomonas cinsine ilave olarak Bacillus cinsinden bazı bakteri türlerine ait bazı ırklar bitkide

dayanıklılığın gelişimini sağlayabilir.

(16)

UyarılmıĢ dayanıklılık mekanizmasında bitki kök bölgesinde kolonize olabilen mikorizal funguslardan da yararlanılmaktadır.

Özellikle vesicular arbiscular mikorizlar (VAM) olarak adlandırılan bu

mikorizlar da bitkilerin sistemik dayanıklılığında bazı hastalıklara karĢı etkili olmaktadır.

Mikorizalar ayrıca bitki köklerinde simbiyotik yaşayarak fosforun bitki tarafından alınımına katkıda bulunurlar.

Keten bitkisinin

Köklerinde Vesicular arbuscular Mikorizaların görüntüsü

https://en.wikipedia.org/wiki/Arbuscular_mycorrhiza

(17)

E) HİPOVİRULENT IRKLARIN KULLANIMI:

Hipovirulens sözcüğü virulenslikte (patojenin hastalık oluşturma yeteneğinde) bir azalışlık olduğu anlamına gelir.

Patojenin virulent bir populasyonu ya da ırkı olabileceği gibi hipovirulent bir ırkı da doğada mevcut olabilir. Biyolojik mücadelede hipovirulent ırkları kullanılarak virulent özellikteki ırklar ile mücadele edilebilmektedir. Buna en güzel örnek olarak Kestane Kanseri (Cryphonectria parasitica) hastalığı

verilebilir.

Burada hipovirulent ırkın oluşumundan sorumlu olan mikovirüsler bulunmaktadır.

Mikovirus, fungal hücreleri enfekte eden virüslerdir. Mikovirüsler dsRNA yapısındadır.

Hücrelerinde virüs bulunduran ırklar (hipovirulent olanlar) hastalık

oluşturma yeteneğini kaybetmektedir. Eğer bu ırklar virulen ırkın üzerinde bulunduğu bitkiye bulaştırılacak olursa virulent ırkın da hipovirulent özellik kazanmasına sebep olabilmektedir. Ancak bunun için hipovirulent ve

virulent ırkların hiflerinin hifsel anastomosis yoluyla tam birleşme

özelliğinin olması, yani vejatatif olarak birbirleriyle uyumlu ırklar olması

gerekir.

(18)

HĠPOVĠRÜLENSLĠK ĠLE UYGULAMADA BAġARILI OLMUġ EN ĠYĠ

ÖRNEKLERDEN BĠRĠSĠ KESTANE KANSERĠ HASTALIĞI ĠLE ĠLGĠLĠDĠR:

Kestane Kanseri Hastalığı

Etmeni: Cryphonectria parasitica (Fungus)

(19)

Kestane Kanserinde Kabukta

Yarılmalar ve Şişkinlik

(20)

Kestane Kanseri etmeni Cryphonectria parasitica

Virulent Irklar

Hipovirulent Irklar

(dsRNa yapısında virüs içerir)

(21)

Virulent Irkla BulaĢık Kestane Ağacı Hipovirulent Irkla BulaĢık Kestane Ağacı Kestane Kanseri Etmeni (Cryphonectria parasitica) ‘nın

Virulent ve Hipovirulent Irklarının Kestane Ağacındaki Görüntüsü

Hipovirulent ırkla bulaĢık ağaçta kanser görünümü iyileĢme çabası içindedir.

(22)

Virulent ve Hipovirulent Irkların Petri Kabında Görüntüsü

Virüs enfekteli Cryphonectria parasitica (Hipvirulent Irk)

(Beyaz Misel sahip) Normal Cryphonectria parasitica

(Virulent Irk)

(Turuncu Misel sahip)

** Ġki ırkın hifleri arasında vejatatif uyum varsa hifler anastomosis yoluyla birleĢir ve hipovirulent ırkın hücreleri içerisindeki virus (Hipovirus) virulent ırkın hücrelerine geçer.

Virulent ırk da zamanla virusun etkisiyle hipovirulent (beyaz) hale gelir.

(23)

Patates Dekstroz Agarda Hipovirulent Irkın, Virulenti hipovirulente dönüĢtürmesi

(24)

Virulent ırk ile BulaĢık Kestane Ağacına Hipovirulent Irkın Ġnokulasyonu

(25)

F) ÇAPRAZ KORUMA (CROSS PROTECTION)

Bu mekanizma da uyarılmış dayanıklılığa benzemektedir. Ancak burada patojenin virulent

olmayan streynleri (ırkları) bitkiye önceden bulaştırılarak bitkinin daha sonraki güçlü streynlerine karşı kendini hazırlıklı hale getirmesinden yararlanılır.

Çapraz koruma daha çok viral hastalıklar ile mücadelede kullanılma potansiyeli araştırılmıştır.

Ancak, çapraz korumanın bazı sakıncalarının olması bu yöntemin kullanımını pratikte

sınırlandırmaktadır. Virüslerin rekombinasyon yoluyla yeni streynler (ırklar) oluşturabilmesi, önceden bulaştırılan zayıf ırk ile daha sonraki patojenin diğer ırklarının rekombinasyon ile doğada yeni ve daha şiddetli ırklar oluşturabilme riski bu yöntemin pratikte çok tercih edilmemesine neden olmaktadır.

Çapraz korumanın, Hipovirulenslikten farkı ,burada zayıf ırklar hastalık oluşmadan önce bitkiye bulaştırılmaktadır. Oysaki hipovirulenslikte bitkinin şiddetli ırk ile istilasından sonra zayıf ırk ile uygulama yapılmaktadır. Hipvirulenslikte etkili olan dsRNA yapısındaki fungal viruslerdir. Çapraz korumada ise bitkinin savunma sistemi uyarılmaktadır. Bitkiler, insan ve hayvanlardaki gibi bir immun sisteme (savunma sistemi) sahip olmasalar da, bitkiler de kendilerine has günümüzde tam da anlaşılamamış olan bir savunma mekanizmasına sahiptirler.

(26)

T-22 Planter Box

• Kök hastalıklarına ruhsatlı biyolojik fungisittir

• Etken Madde: Trichoderma harzianum Rifai KRL-AG2

• Formulasyon şekli: Islanabilir Toz (WP)

FUNGAL VE BAKTERİYEL BAZI HASTALIKLARA KARŞI

KULLANILAN BAZI BİYOPREPARATLARA ÖRNEKLER:

(27)

Remedier

• Biyolojik Fungisit

• Etkili madde : Trichoderma aspellerum ırk ICC 012 Trichoderma gamsii ırk ICC 080

• Formülasyon şekli: Islanabilir toz(WP)

• T. aspellerum ırk ıcc 012 %2 + T.gamsii ırk ıcc 012 %2 ihtiva eden antagonistik etkili koruyucu biyolojik

fungisittir. Pythium spp. Rhizoctonia sp.

Alternaria spp. Fusarium spp. gibi toprak

mantarlarına karşı kök sistemini koruyucu

olarak kullanılır.

(28)

Ticari Adı: Serenade®

Ġçeriği: % 1.34 Bacillus subtilis QST 713 ırkı (minumum 1X109 bakteri hücresi).

Tavsiye Edilen Hastalıklar:

Domateste: Külleme, KurĢuni Küf Elmada: Kara Leke

Bağ: KurĢuni Küf Kayısı: Monilya Kiraz: Monilya

Biber: KurĢuni Küf

Kaynak: http: //www.boyutft.com/serenade.php

(29)

Rootshield

Ġçeriği: % 1.15 Trichoderma harzianum rifai KRL AG2 ırkı (1.0x107 cfu (spor)/g)

Tavsiye Edildiği Hastalıklar: Fusarium spp., Rhizoctonia spp. gibi fungal etmenlere

ait kök çürüklüğü, çökerten hastalıklarında etkilidir.

(30)

• Amerika ve Avrupa’da yaygın olarak bilinen, 1999 yılından bu yana Türkiye’de kök hastalıklarına ruhsatlı olan Trichoderma harzianum Rifai KRL-AG2 bitki gelişimini hızlandırdığı, bitki savunma mekanizmalarını teşvik ederek bitkileri toprak kaynaklı patojenlere karşı dirençli hale getirdiği ve çeşitli antibiyotik bileşikler ürettiği için biyolojik mücadelede tercih edilmektedir.

T-22, çok etkili ve faydalı bir hibrit mantar (Trichoderma harzianum Rifai KRL-AG2 ) ırkıdır.

Çökerten hastalık etmenlerine karşı bitki kök ucu ve kök çevresini hızlı bir şekilde kaplayarak tam bir koruma sağlar.

(31)

• 16- 24 saat içerisinde bitki kökleri yüzeyinde gelişerek bir kalkan oluşturur.

• Patojenlerin hücre duvarlarını parçalayan enzimler (kitinaz, glukonaz içerikli) ile kök yüzeyine kadar ulaşabilen zararlı patojen misellerinin içine girer ve patojenin doğrudan ölümünü sağlar. Ölü organizmalar ile beslenir (Antibiyosis ve

hiperparatizm).

• Rekabet ortamı oluşturur ve patojenin yaşam alanını kısıtlayarak çimlenmesini engeller.

• Etkili Olduğu Hastalıklar

• Fusarium

• Pythium

• Rhizoctionia

• Sclerotinia

• Thielaviopsis

• Cylindrocladium

(32)

AQ10

• Türü: Biofungisit (WG)

Etkili Madde: Ampelomyces quisqualis M-10

• Ruhsat Tarihi ve No: 18.06.2010, 7827

Ruhsatlanan Alanlar : Bağda Külleme (Uncinula necator), Domateste Külleme (Leveillula taurica)

• Son uygulama ile hasat arasındaki bekleme süresi 0 (sıfır) gündür. Kalıntı bırakmaz.

• Direnç oluşumunu önler.

• Oluşmuş olan direncin kırılmasına yardımcı olur.

• Fitotoksite riski yoktur.

• Çevre ve insan sağlığına hiçbir olumsuz etkisi yoktur.

• Külleme sporlarının kışlayan formu olan Kleistotesium oluşumunu önler.

• Leke bırakmaz.

• Kükürtlü ilaçların iş yapamadığı düşük sıcaklıklarda (12 °C'ye kadar) rahatlıkla çalışır.

(33)

Ampelomyces quisqualis M10 izolatı, külleme için bir hiperparazittir.

• Uygulandığında sporlar çimlenir ve 24 saat içinde külleme misellerine girerler.

Ampelomyces quisqualis M10 izolatı, Külleme misellerinin sporlanmasını önler,

hastalık hücrelerinin yapılarını bozarak (herhangi bir toksin salgılamadan) hastalığın yok olmasını sağlar.

(34)
(35)
(36)
(37)
(38)
(39)
(40)

CEDRĠKS (%1,5 1x10 üzeri 8 kob / ml min Pseudomonas fluorescens strain)

(41)
(42)
(43)
(44)

COMPANION (%0,3 Bacillus subtilis GB03 ırkı 1,2x10 üzeri 7 cfu/gram)

(45)
(46)

REGELĠA (224,6 g/l Reynoutria spp. ekstraktı)

(47)
(48)
(49)
(50)
(51)

SERANADE (%1,34 Bacillus subtilis QST 713 ırkı)

(52)
(53)

İsim Kullanılma Koşulları Bakır hidroksit

Bakıroksiklorür (tribazik) Bakır sülfat

Bakır oksit

Fungisit

En çok 6 kg/ ha/yıl

Herhangi bir yılda söz konusu yılı ve önceki 4 yılı kapsayan 5 yıllık bir dönemde ortalama kullanım miktarı 6 kg ‘ı aşmamak koşuluyla, çok yıllık bitkilerde 6 kg/ha/ yıl bakır miktarı üzerine çıkılabilir.

2.4. Organik Tarımda Hastalıklar ile Mücadelede Yönetmeliklere Göre Kullanım İzni Bulunan Kimyasallar

(54)

Etilen Muz, kivi ve Trabzon hurmasının sarartılmasında, meyve sineğinin narenciyeye zarar vermesini önlemeye yönelik stratejinin bir parçası olarak narenciyenin olgunlaştırılmasında, patates ve soğanın filizlenmesinin engellenmesinde kullanılır. Sadece bitki gelişim düzenleyicisi olarak kapalı alanlarda kullanılır. Kullanım izni profesyonel kullanıcılarla sınırlandırılır.

Potasyum alum (kalinite) Muzların olgunlaşmasının geciktirilmesinde

Kireç sülfür (Kalsiyum polisülfit)

Fungisit

2.4. Organik Tarımda Hastalıklar ile Mücadelede Yönetmeliklere Göre Kullanım İzni Bulunan Kimyasallar

(55)

Bitki yağları Fungisit, insektisit, bakterisit, akarisit ve çimlenmeyi engelleyici, 25/03/2011 tarih ve 27885 sayılı Bitki Koruma Ürünlerinin Ruhsatlandırılması Hakkında Yönetmelik Kapsamında ruhsatlandırılan ürünler

Kükürt Fungisit (Akarisit olarak da

kullanılabilir)

Potasyum permanganat Fungisit (bakterisit etkisi de vardır).

Sadece meyve ağaçları, zeytin ve asmalarda kullanılır.

2.4. Organik Tarımda Hastalıklar ile Mücadelede Yönetmeliklere Göre Kullanım İzni Bulunan Kimyasallar

(56)

2.4. Organik Tarımda Hastalıklar ile Mücadelede Yönetmeliklere Göre Kullanım İzni Bulunan Kimyasallar

Kalsiyum hidroksit Fidanlıklar dahil olmak üzere sadece meyve ağaçlarında Nectria galligena ile

mücadelede kullanılır.

Laminarin

(Kahvernegi deniz alglerinde bulunan bir çeşit karbonhidrat (Glukan)’dır. Bu çeşti algler

tarafından fotosentez sonucunda üretilir.

Bitkilerin kendi savunma mekanizmasını açığa çıkarır.

Kahverengi algler organik olarak

yetiştirilmeli veya sürdürülebilir yolla hasat edilmeldir.

Potasyum hidrojen Karbonat (Aka potasyum bikarbonat)

Fungisit, insektisit

(57)

ORGANİK TARIM UYGULAMALARINA BİR ÖRNEK:

Çilek yetiştiriciliğinde organik uygulamalar ve ekolojik çilek yetiştiriciliği

(Muharrem Güleryüz, YaĢar Ertürk, Lütfi Pırlak Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü)

Çilek üreticileri sertifikasyondan sorumlu kuruluĢların belirlediği Ģartlara uymakla yükümlüdürler.

Çilek üretiminde yabancı ot kontrolü için Malçlama,

Toprak solarizasyonu ve buhar uygulamaları gibi teknikler önemlidir.

Toprakta yeterli seviyede organik materyalin bulundurulması,

Besin maddelerinin ilavesinde organik kaynaklı unsurların

(kompost, kan tozu, kemik unu, balık artıkları, yosun ekstraktları, yaprak

çürüntüsü, odun artıkları, hızar talaĢı, yeĢil gübre-baklagiller ve hayvan gübresi gibi) kullanılması organik çilek yetiĢtiriciliğinde esastır.

(58)

Ekolojik yöntemlerle yapılan çilek yetiĢtiriciliği, geleneksel yetiĢtiriciliğe oranla daha masraflı ve zahmetli bir uygulamadır.

Organik çilek üretiminde;

Ürün rotasyonu,

Uygun örtü bitkisi seçimi,

Hastalık ve zararlılarla biyolojik mücadele önemlidir.

Yabancı ot mücadelesinde kullanılan örtü bitkileri, malçların temin edilmesi, uygulanması masraflı ve yoğun emek isteyen uygulamalardandır.

Yine, hastalık ve zararlılarla mücadelede sentetik pestisitlerden

tamamen arındırılmıĢ bir prosedür uygulanmakta, özellikle biyolojik mücadele yöntemlerine baĢvurulmaktadır.

Bu yöntemler çoğu zaman sentetik uygulamalar kadar etkili olmamakta,

tek baĢına yapılan ekolojik uygulamalardan ziyade, kombineli olarak kısmen de olsa baĢarı sağlanabilmektedir.

(59)

Çilek Yetiştiriciliğinde Organik Olarak Yabancı Ot Kontrolünün Sağlanması

1. Yetiştiricilikte Plastik Malç Kullanılması:

Yabancı otlar organik çilek yetiĢtiricilerinin karĢılaĢtıkları en önemli

problemlerden biridir. Bitkinin dikiminden önce ve yer hazırlığı aĢamasında bu konu çok önemlidir. Malç uygulaması, hem organik hem de geleneksel çilek yetiĢtiriciliğinde kullanılmaktadır.

Bu yöntemin esası, siyah ya da farklı renklerdeki plastik örtünün yetiĢtirme yastıkları üzerine kapatılmasına dayanmaktadır. Bu sistemde damla sulama kanalları örtünün altından, örtme iĢlemi yapmadan önce geçirilmektedir.

Bitkilerin dikim yapılacağı yerler özel aletlerle kesilerek hazırlanır. Bu yöntem sayesinde mükemmel bir yabancı ot kontrolü sağlanır.

Meyveler temiz ve daha iri olur. Bu avantajlara rağmen, sistemin bazı dezavantajları da mevcuttur.

(60)
(61)

Plastiklerin 1-2 yıl kullanıldıktan sonra atılmak zorunda kalınması, çevresel sürdürülebilirlik açısından olumsuz bir durum ortaya

çıkarmaktadır.

Çevresel maliyetler düĢünüldüğünde; uzun vadede plastik malç kullanımının hem sürdürülebilir, hem de ekonomik olmadığı

savunulmaktadır. Soğuk iklimlerde masraflar daha da artmaktadır.

Çünkü böyle yerlerde plastik kısa sürede deforme olmaktadır. Ayrıca

yapılan araĢtırmalar, fazla sayıda plastik örtü malçlamasının yapıldığı

topraklarda, organik malçlama yapılan topraklara göre su kaybının daha

fazla olduğunu göstermektedir. Yüksek düzeydeki su kaybından dolayı

erozyon riski de 15 kat daha fazladır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen

uzun yıllardır yabancı ot mücadelesinde bu sistem kullanılmaktadır.

(62)

2. Yabancı Otların Mekanik Kontrolü:

ABD'deki son çalışmalarda, çilek yetiştiriciliğinde çeşitli alet ve ekipmanların (flex-tine harrow, brush hoe, - çapa ve tırmık

özelliklerinde alet ve ekipmanlar) ekonomik olarak yabancı otların kontrolünde kullanılabildiği gözlenmiştir. Ayrıca diğer ekipmanlarla karşılaştırıldığında, bu alet ve makinalarla iki kat daha başarılı bir yabancı ot kontrolü sağlanabildiği ifade

edilmektedir.

(63)

Kültüvatör Tipleri

flex-tine harrow

(64)
(65)

Brush hoe

(66)

3. Biyolojik Yöntemler:

a)

Organik Malç Kullanımı: Çilekler, özellikle Kuzey Bölgelerde

kıĢ zararından korunmak amacıyla hızar talaĢı gibi organik materyallerle örtülürler.

Ġlkbaharda tırmıklarla sıra aralarına alınan hızar talaĢı, bazı yabancı otların kontrol altında tutulmasını ve meyvelerin temiz kalmasını sağlar.

AraĢtırmalar parçalanmıĢ ve yırtılmıĢ kağıt parçalarının da bu amaçla organik malç kadar güvenli bir Ģeklide kullanılabileceğini göstermiĢtir.

Yabancı ot kontrolüne yönelik olarak malç uygulaması,

kıĢ baĢlangıcında bitkileri de örtecek Ģeklide 10 cm kalınlığında

Kağıt ve karton, saman parçalarının yüzeye serilmesi Ģeklinde

gerçekleĢtirilmektedir

(67)

ÇĠLEK YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠNDE ORGANĠK MALÇ KULLANIMI

(68)

ÇĠLEK YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠNDE ORGANĠK MALÇ KULLANIMI

(69)

b) Örtücü Bitkiler

Yabancı ot kontrolünde kullanılan örtücü bitkiler de canlı malçlar grubunda incelenmektedir. Bu amaçla uzun boylu çayır otu, marigold (kadife çiçeği), esmer buğday, çavdar otu ve sudanotu gibi türlerin kombinasyonları

kullanılmaktadır.

Bu bitkiler; hızlı büyümeleri, su ve besin maddeleri isteklerinin az olması, yabancı otlarla mücadele yeteneklerinin yüksek olması gibi nedenlerle tercih edilmektedir.

AraĢtırmalar sudan otu tohumlarının ekimi ve kıĢın hızar talaĢıyla birlikte kombineli kullanılmasının herbisitler kullanılmaksızın kabul edilebilir bir yabancı ot kontrolünü sağladığını göstermiĢtir.

Ayrıca yaygın olarak bu amaçla kullanımları çavdar otu da bir yıllık

yabancı otları allelopathik özellik göstermesi sebebiyle baskı altında

tutmaktadır.

(70)

c) Mikrobiyal Kontrol

Yabancı ot mücadelesinde pratikte kullanımı konusunda çalıĢmalar devam

etmektedir. Daha çok çilek yetiĢtiriciliğinde hastalıklar ve nematod mücadelesinde mikrobiyal etmenler pratikte kullanıma elveriĢli hale gelmiĢtir.

Bilindiği gibi toprakta biyolojik düzenin tesisinde etkili bir faktör de mikrobiyal antagonizmdir.

Bununla, topraktaki organik madde miktarı yükseltilerek pek çok nematot ve patojene karĢı antagonist etki yapan mikroorganizmaların popülasyonu artırılır.

Bu amaçla ticari olarak,

SoilGard® (toprak kaynaklı fungal çilek hastalıklarına karĢı)

ve DiTera® (nematotlara karĢı) kullanılmaktadır.

Her iki ürün de doğal mikroorganizmalardan oluĢur.

Biyolojik mücadelenin baĢarısı için rotasyon, nadas ve özel örtü bitkileri gibi diğer kullanılabilir alternatifler öncelikle alınması gerekli kültürel önlemlerdir.

(71)

4. Buhar Uygulaması:

Buharla yapılan yabancı ot kontrolü için, alevle yapılan

mücadelede kullanılan ekipmana benzer bir alet kullanılmaktadır.

Bu uygulamada buharın direkt olarak yabancı otun üzerine

uygulanmak suretiyle soldurulması sağlandığı için bu iĢlemi toprağın buharla yapılan sterilizasyonundan ayırmak gerekir.

Genelde pek çok yetiĢtirici için kullanımı masraflı olsa da kooperatifler Ģeklinde birleĢmiĢ üreticilerin ve yeniliğe açık olan çiftçilerin

kullanımına uygun bir metottur.

(72)

5. Yabancı ot, Patojen ve Nematod Kontrolünde Alternatif Diğer Yöntemler:

Yazları sıcak ve yeterince güneĢli geçen yerlerde, toprak solarizasyonu, pek çok yabancı ot türü, nematot ve yaygın patojenlere karĢı etkilidir.

Solarizasyonla birlikte, rotasyon, örtü bitkileri gibi diğer alternatif

uygulamalar için en önemli problemlerden birisi yetiĢme sezonunun önemli bir kısmında ya da bütününde arazinin dolu olmasıdır.

Uzun yıllardır süren araĢtırmalarda; farklı organik materyal ve kompostolarla, balık artıkları ve hayvan gübresinin toprağa ilavesinin hastalık ve nematotların kontrolünde yardımcı olabileceği gözlenmiĢtir.

(73)

Örneğin çim bitkileri genellikle nematodlar için konukçu değillerdir.

Rotasyona çim bitkilerinin dahil edilmesi nematod kontrolüne yardım etmiĢ olur.

Ancak, çim bitkileri Mayıs böcekleri ve Japon böceklerinin konukçuları arasında

yer aldıklarından bu tip zararlı problemleri artabilir.

Bunun yanı sıra kadife çiçeği, castor (Hint) fasulyesi, susam ve hardal gibi belli

baĢlı örtü bitkileri dıĢarıya salgıladıkları kimyasal maddelerden dolayı nematotları

baskı altında tutmaktadırlar.

(74)

Yapılan araĢtırmalar ile Brassica'ların ayrıĢmasıyla oluĢan

Gluosionolate ve Ġsothiocyonate maddelerinin bu etkiyi ortaya çıkardığı belirlenmiĢtir.

Gluosionolatelerin etkisinin, kimyasal bir fumigant olan VapamTM ile aynı etkiyi yaptığı tespit edilmiĢtir.

Brassica'lardaki ıslah çalıĢmalarında yüksek düzeylerde

glucosionalate maddesi içeren hatlar tespit edilmiĢ, kolza tohumu da bu amaca yönelik olarak kullanıma sunulmuĢtur.

.

Yapılan çalıĢmalarda brokoli, kompost ve mikoriza ilavesinin topraktaki kök patojenlerini kontrol altında tutma etkisinin diğer kimyasal

uygulamalara yakın bir sonuç sağladığı gözlenmiĢtir.

(75)

Çilek Yetiştiriciliğinde Organik Yöntemlerle Hastalıkların Kontrolü:

BaĢarılı bir çilek yetiĢtiriciliği için yer seçimi çok önemlidir. Çilekler drenajı iyi, pH= 6.0-6.5 olan topraklarda daha iyi geliĢirler.

Arazide iyi bir su drenajı ve hava sirkülasyonu sağlanmalıdır.

Böylece Botrytis gibi hastalıkların azalmasına katkı sağlanmıĢ olur.

Sıra aralarının dar tutulması hava sirkülasyonunu ve yaprakların güneĢlenmesini azaltacaktır.

Yüksek düzeyde organik madde içeren topraklar, toprak kaynaklı

patojenlerinbarınmasına uygun değildir. Bu yüzden siyah kök çürüklüğü ve kırmızı kök çürüklüğü hastalıklarının baskı altında tutulmasına

örtü bitkileri ve kompost faydalı olmaktadır.

(76)

Uygun rotasyon sistemi de bazı Çilek hastalıklarının baskı altında tutulmasına yardımcı olabilir.

Çilekler için en iyi rotasyon;

Soya fasulyesi, yonca, sığır bezelyesi ya da

Çavdar otu gibi bitkileri kapsamaktadır. Domates, biber ve patlıcan gibi Solanaceae familyasının üyeleri çileklerden önce aynı yere dikilmemelidir.

Çünkü bunlar Verticillum gibi patojenlerin üremelerine yardımcı

olurlar.

(77)

Uzun yıllar çilek yetiĢtirilen alanlar da tercih edilmemelidir. Aksi taktirde yıllar sonra pek çok hastalık problemiyle karĢı karĢıya kalınacaktır.

Bitki dikiminden önce yapılacak toprak solarizasyonu, çilek yetiĢtiriciliğinde pek çok toprak kaynaklı patojenin baskı altında tutulmasını sağlayabilir.

Hastalığa dayanıklı, en azından toleranslı çeĢitlerin kullanılması olduğu unutulmamalıdır:

Brightoon, Canoga, Delite, Dover, hrliglow, Veestar, Totem, Micmac, Hood" gibi çeĢitler

Verticillium'a dayanıklı;

Aiko, Aptos, Benton, Pajaro, Heidi, Toro, Totem, Vista

gibi çeĢitler Virüslere toleranslıdır.

(78)

ÇĠLEKTE KURġUNĠ KÜF HASTALIĞI (Botrytis cineria)

Dallanmış Yapılı Konidiofor ve Konidi Yapısı

ÇĠLEKTE GÖRÜLEN ÖNEMLĠ HASTALIKLAR

(79)
(80)

Organik Tarımda Kurşuni küf (Botrytis cineria)’ ün Kontrolü

Enfekteli bitki ve meyve artıklarının alandan uzaklaĢtırılması,

Bitkilerin, hafif eğimli arazilere dikilmesi, sulama ve yağıĢlardan sonra bitkilerin çabucak kurumasını kolaylaĢtırmaktadır.

Bakım iĢlemleri sırasında yaprakların uzaklaĢtırılması Mayıs ve daha sonraki aylarda oluĢan meyvelerde kurĢuni küfün etkisini önemli oranda azaltabilir.

Gliocladium roseum mantarının kurĢuni küfle mücadelesinde olumlu sonuçlar alınmıĢtır. Gliocladium spor süspansiyonunun sprey Ģeklinde uygulanmasının etkili olduğu fakat araĢtırmalarda arıların da kullanımıyla daha yüksek bir etkinlik sağlanabileceği bildirilmektedir.

Bu amaçla, Gliocladium sporları geniĢ bir tablaya konur, bu tabla arıların kovana giriĢ kısmına yerleĢtirilir. Arıların bu tablada yürümesi sporların bacaklarına ve vücutlarına yapıĢmasını sağlar. Polen ve nektar toplama iĢlemi sırasında

çiçeklere bulaĢan sporlar, kurĢuni küfün kontrolünde oldukça iyi sonuçlar vermiĢtir.

(81)

Bu iĢlem, ticari olarak kullanılan Trichoderma harzianum sporları için de benzer bir düzenekle gerçekleĢtirilmektedir.

KurĢuni küfe dayanıklı çeĢitlerin kullanımı yoluna gitmek de ekolojik çilek yetiĢtiriciliğine hizmet eder. Bununla birlikte çilek çeĢitleri içinde sadece

"Earlyglow" çeĢidinin nispeten dayanıklı olması bu yönteminin kullanımını sınırlandırmaktadır.

(82)

Yaprak Lekesi (Mycosphaerella fragaria) Hastalığı

(83)

Mycosphaerella fragari Konidileri

(84)

Çilekte Kök Çürüklüğü (Phytopthora fragaria)

Sağlıklı Parsel Enfekteli Parsel

(85)

Çilekte Kök Çürüklüğü (Phytopthora fragaria)

(86)

Çilekte Meyve ve Taç Çürüklüğü (Phytophthora cactorum )

(87)

Phytophthora’ nın Miselyumu (Bölmesiz Misel yapısı)

(88)

Phytopthora Cinsi Funguslarda Morfolojik Yapılar

Sporangium

Zoospor

Oospor OluĢumu

(89)

Organi Tarımda Yaprak Lekesi (Mycosphaerella fragaria) ve Kök Çürüklüğü (Phytopthora fragaria) Hastalıklarının Kontrolü

DüĢük ve zayıf drenajlı yerlerde, toprak, neminin yüksek olduğu bölgelerde Bu patojenlerin yayılmaları hızlanır.

Hastalık etmenlerini içermeyen iyi drene edilmiĢ arazilerin kullanımı,

Sertifikalı ve hastalıklardan arındırılmıĢ bitkilerle yetiĢtiriciliğe baĢlanması,

Patojene dayanıklı çeĢitlerin seçilmesi de en önemli ekolojik uygulamadır.

Bu amaçla yapılan çalıĢmalarda Jewel ve SJ85189 arasındaki melezlerden seçilen "Joilette" çeĢidinin yaprak lekesiyle birlikte kök çürüklüğüne de

dayanıklı olduğu saptanmıĢtır.

Bunun yanında

Apollo, Arking, Atlas,

Cardinal, Holiday, Honeoye,

Redchief, Summer Surecrop

ÇeĢitleri yaprak lekesi ve kök çürüklüğü hastalıklarına karĢı dayanıklıdır.

(90)

ÇĠLEKTE ANTRAKNOZ (Colletotrichum acutatum) HASTALIĞI

(91)

Organik Tarımda Çilekte Antraknoz (Colletotrichum acutatum) Hastalığının Kontrolü

Simptomları özellikle yaz ortasında kurak periyotlar boyunca oldukça belirgindir.

Toprak verimliliğinin çok yüksek olması, antraknoz geliĢimini artırdığı için, hastalık baskısı olan yerlerde Temmuz ve Ağustos ayları süresince çok az gübre verilmeli ya da hiç gübre verilmemelidir.

Ayrıca dayanıklı çeĢitlerle yetiĢtiricilik yapılmalıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan sırf politik tercihlerle sayıları hızla artırılan hukuk fakültelerinden mezun olan genç mes- lektaşlarımızın

2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Öğretmenliği Bölümü’nde lisans, 2011 yılında aynı üniversitenin Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları

Bununla birlikte dışarıdan yüksek düzeylerde uygulanan İAA’ in kök ucundaki hücre genişlemesi etilen oluşumu nedeniyle engellenebilmektedir Yatay (lateral) kök oluşumu

• Nitekim, bu maddelerin kullanıma girmelerini izleyen yıllar içinde, sağaltıcı olarak kullanılan ilaçların çoğu, özellikle koruyucu ve büyütme faktörü olarak

Bu derlemede, YDİY ile ilişkili olan ICOS (inducible co-stimulator), TACI (transmembrane activator and calcium-modulator and cyclophilin ligand interactor), CD19,

Ön tibiada (Şekil 4.35.a) preapikal anterodorsal seta yok, ön tibia üzerinde bir sıra zayıf ad ve pd, 2 adet posteral seta var; orta tibiada (Şekil 4.35.b) preapikal

Ulubey Kanyonu (Uşak), Kısık Kanyonu (Denizli), Köprülü Kanyon (Antalya), Valla Kanyonu (Kastamonu), Saklıkent Kanyonu (Antalya), Lamas ve Göksu kanyonları (Mersin),

Ayrıca patojenin toprağa inokulasyonundan 3 gün önce TRIC8 uygulaması yapılmıĢ tohumlardan fide çıkıĢı negatif kontrole göre artsa da 5 gün önce ekimi