• Sonuç bulunamadı

Ekonomi Bülteni. 30 Haziran 2014, Sayı: 26

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ekonomi Bülteni. 30 Haziran 2014, Sayı: 26"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014, Sayı: 26

Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel

Ercan Ergüzel Ezgi Gülbaş Ali Can Duran

Yurt Dışı Gelişmeler

Yurt İçi Gelişmeler

Finansal Göstergeler

Makro Ekonomi & Strateji

ISO-500 Verilerinin Öne Çıkardığı Önemli

Mesajlar

(2)

Yurt Dışı Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

 Euro Bölgesi’nde PMI verileri Haziran ayında da gerilemeye devam etti. Euro Bölgesi PMI bileşik endeksi Haziran ayında son altı ayın en düşük seviyesi olan 52.8’e geriledi. Endeksin 2.

Çeyrekteki ortalaması (53.4) 1. çeyrek ortalamasının (53.1) hafif üzerinde olsa da Euro Bölgesi’nde büyümenin 2. çeyrekte den- gelendiğine işaret ediyor. PMI imalat ve PMI hizmet endeksleri de Haziran ayında beklentilerin altında kaldı. PMI imalat endek- si son 6 ayın en düşük seviyesi olan 51.9’a gerilerken, PMI hiz- met endeksi de 52.8 ile son 3 ayın en düşük seviyesinde ger- çekleşti. Ülke detaylarına baktığımızda, PMI imalat endeksinin Almanya’da yataya yakın seyrederken (52.4), Fransa’da son altı ayın en düşük seviyesine (47.8) indi. Hizmet ve bileşik PMI endeksleri ise her iki ülkede de geriledi. Fransa’da bütün PMI

verilerinin 50’in altında bulunması ekonomik aktivitede küçülmeye işaret ediyor. Genel olarak baktığımızda Euro Bölge- si’nde 2. çeyrek büyümesini 1. çeyreğe kıyasla daha olumlu gelmesi mümkün olsa da ülkeler arasındaki farklılıklar dik- kat çekiyor. Euro Bölgesi’nin en büyük iki ekonomisinden Almanya’da büyüme devam ederken, Fransa’da veriler eko- nomide daralma eğilimine işaret ediyor.

 Çin’de PMI imalat endeksi yeniden genişlemeye işaret edi- yor. Çin’de PMI imalat endeksi beklentilerin (49.7) üzerinde artarak 50.8’e yükseldi. Endeks son altı aydır ilk defa 50 seviye- sinin üstüne imalat sanayinde genişleme bölgesine çıktı. En- deksteki yükselişte ihracat talebindeki artış ve ilk çeyrekte % 7.4’e gerileyen büyümenin ardından hükümetin uyguladığı can- landırma programı etkili oldu. Çin’in 2014 yılı için büyüme hedefi

%7.5 seviyesinde bulunuyor. Haziran ayı PMI verisi olumlu gel- se de Çin’de konut piyasasındaki risklerin ve ihracat tarafındaki güçsüz seyrin devam etmesi büyümede hızlı bir sıçrama görül- me olasılığını azaltıyor.

 Almanya’da IFO endeksi Haziran ayında beklentilerin üze- rinde geriledi. Almanya’da IFO iş yeri güveni endeksi Haziran ayında 110.4 seviyesinden 109.7’ye geriledi. Endeksin Haziran ayında 110.2 seviyesine gerileyeceği düşünülüyordu. IFO şu anki durum endeksi ise son iki yıldır en yüksek seviyesi olan 114.8’te yatay seyretti. IFO endeksi şirketlerin Almanya’nın şu- anki durumda sorun görmese de, beklenti ve güven endeksleri ileriye ekonomiye olan güvenlerinin daha az olduğunu gösteri- yor. Ukrayna ve Irak’ta ortaya çıkan riskler daha da artmazsa, endeksteki düşüş geçici olabilir. Almanya’nın bu yıl %2 ile Euro Bölgesi’nde en hızlı büyüyen ekonomilerinden olması bekleni- yor.

 ABD’de S&P Case Shiller konut fiyat endeksi beklentilerin hafif altında kaldı. Konut fiyatları Mart ayındaki bir önceki yıla göre %12.4’lük yükselişin ardından Nisan ayında da %10.8 ar- tış kaydetti (beklenti: %11.5). Aylık bazda fiyatlar endekste yer alan 20 şehrin 15’inde artarken, yıllık bazda bütün şehirlerde artış görüldü. Nisan ayında fiyatlardaki yükseliş beklentilerin altında kalmasında Nisan ayında satışta olan ikinci el konut stokundaki artış etkili olurken, konut fiyatlarındaki yıllık artış çift haneli seviyelerde bulunuyor. Önümüzdeki dönemde konut pi-

(3)

Yurt Dışı Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

 ABD’de konut satışları Mayıs ayında pozitif sinyal verdi.

İkinci el konut satışları Nisan ayındaki hafif yükselişinin ardından Mayıs ayında da bir önceki aya göre %4.9 artışla 4.89 milyon adet (beklenti: 4.74 milyon) gerçekleşti. Artış müstakil konut satışlarından kaynaklanırken (%5.7, 4.3 milyon), daha volatil olan çok haneli konut satışları ise yatay seyretti. İkinci konut satı- şı arzı ise 2.23 milyon adetten 2.28 milyon adete yükseldi. Yeni konut satışları da ikinci el konut satışları gibi Mayıs ayında artış kaydetti. Yeni konut satışları Mayıs ayında beklentilerin (%1.4) üzerinde bir önceki aya göre %18.6 artarak 504 bin adet oldu.

Yeni konut stoku da 189 bin adetle değişmedi. Konut piyasasın- da ipotekli evlere el konulmasının azalmasını da dikkate alarak, önümüzdeki dönemde de konut satışlarındaki artışın kademeli olarak devam etmesi beklenebilir.

 ABD ekonomisi 1. çeyrekte beklentilerin üzerinde daraldı.

ABD büyüme verisi beklentilerin üzerinde aşağı yönlü revize edildi. Ekonomi 1. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre %2.9 daraldı (beklenti:-1.8%; 2. tahmin: -1.0%). Büyüme verisindeki revizyon da özel tüketim harcamalarındaki bir önceki çeyreğe göre %3.1 büyüme tahmininin %1.0’e revize edilmesi etkili oldu. Bu da te- melde sağlık harcamalarındaki revizyondan kaynaklandı. İhra- cattaki büyümenin aşağı, ithalatın da yukarı revize edilmesinin etkisiyle net ihracatın büyümeye etkisi –1.5 puana (eski tah- min:0.95 puan) yükseldi. İlk çeyrekte büyümenin zayıf olması beklenen bir durumdu, öncü veriler 2. çeyrekte ABD ekonomisi- nin yeniden ivme kazandığına işaret ediyor. Önümüzdeki hafta açıklanacak olan tarım dışı istihdam verisinin 200 binin üzerinde

gelmesi pozitif bir işaret olarak görülebilir. Diğer taraftan aşağı yönlü revize edilen 1. Çeyrek verisiyle ABD ekonomisi- nin 2014 yılında büyümesinin %2’nin altında kalması olası.

 ABD’de PCE enflasyonu %2’ye yaklaştı. Mayıs ayında yıllık PCE (Kişisel tüketim harcamaları) enflasyonu beklentilere paralel

%1.6’dan %1.8’e yükseldi. Yıllık çekirdek PCE enflasyonu ise % 1.4’ten %1.5’e yükseldi. Kişisel harcamalar bir önceki aya göre

%0.2 artarken, gelirler de %0.4 artış kaydetti. ABD’de aşağı yön- lü revize edilen 1. Çeyrek verilerinin ardından 2. Çeyrekte de tüketimin zayıf seyrettiği görülüyor. Daha önce açıklanan enflas- yon verilerinin de işaret ettiği gibi Mayıs ayında PCE enflasyonu FED’in hedefi olan %2’ye yaklaşsa da önümüzdeki dönemde volatil seyretmesi bekleniyor.

 ABD’de tüketici güveni sürpriz bir şekilde güçlendi. Haziran ayında tüketici güveni 3 puan yükselişle 85.2 seviyesine (beklenti:83.5) çıktı. Tüketici güvenindeki yükselişte hem gelece- ğe dair beklentiler hem de şu anki durum endeksindeki yükseliş etkili oldu. Buna ek olarak istihdam piyasasına dair beklentiler de 2008 Mayıs ayından beri en yüksek seviyesine çıktı. Endeksteki yükselişin genele yayılması tüketici beklentilerindeki olumlu görü- nümü ve önümüzdeki dönemde tüketici harcamalarında görülebi- lecek artışı destekliyor.

(4)

Yurt İçi Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

Merkez Bankası Faiz Kararı, Haziran 2014

 Merkez Bankası (MB) bu ayki toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını beklentilerin (50 baz puan) bir miktar üzerinde %9.5’dan %8.75’e indirdi. Diğer taraftan, gecelik borçlanma faizini ise %8, borç verme faizini de %12’de (Piyasa yapıcılar%11.5) sabit tuttu. %13.5 olan geç likidite penceresi borç verme faizini de değiştir- medi. MB, munzam karşılık oranlarında ve rezerv opsiyon katsayılarında da değişikliğe gitmedi.

 MB, küresel likidite koşullarındaki iyileşmeyi de dikkate alarak bir hafta vadeli fonlama faizinde indirime gittiğini belirtir- ken, geçtiğimiz ay olduğu gibi getiri eğrisinin yataya yakın seyretmesiyle para politikasındaki sıkı duruşun devam ede- ceğini vurguladı. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen unsurların yakından izlenecek olduğunu da ekledi. MB, önceki toplantı metinlerinden farklı olarak enflasyon görünümüyle ilgili olarak birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları kademeli olarak azalacağını, bu aydan itibaren baz etkisinin de katkısıyla enflasyonda kayda değer bir düşüş gözleneceğini belirtti.

 Karar metninde kredi büyümesi ve iç taleple ilgili söylemlerin aynı kaldığını görüyoruz. Alınan makro ihtiyati önlemlerin ve sıkı para politikası duruşunun etkisiyle kredi büyüme hızlarının makul düzeyde olduğu belirtirken, yurt içi özel kesim talebinde ılımlı seyrettiği tekrarladı. MB, önceki toplantı notunda ihracatın büyümeye olumlu katkısının 2014 yılında artacağı beklentisi belirtilirken, olumlu gelen ilk çeyrek verilerinin ardından ihracatın büyümeye olumlu katkı yaptığı kesin bir dille belirtti. Talep bileşenlerinin ise 2014 yılında enflasyon baskısını azaltacağı beklentisi korundu. Buna ek olarak, MB cari açıkta 2014 yılında belirgin iyileşmenin olacağı değerlendirmesini tekrarladı.

 Merkez Bankası başkanı Erdem Başçı’nın Konya Ticaret Odasında yaptığı açıklamalarının ardından MB’nin bu ay politika faizinde piyasada 50 baz puanlık indirim yapacağı beklentiler dahilindeydi, indirim 75 baz puanla beklentilerin üzerinde kalsa da, 25-75 aralığı Başçı tarafından ölçülü olarak nitelendiğinden çok da şaşırtıcı olmadığını ve faiz indi- riminin piyasa faizleri üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını düşünüyoruz. Haziran ayından itibaren baz etkisiyle yıllık enflasyonda düşüş görüleceği uzun zamandır beklenen bir durum, burada düşüşün miktarı ve sürdürülebilirliği enflas- yon beklentileri açısından önemli olacak. Artan petrol fiyatlarının ve volatil seyreden gıda fiyatları önümüzdeki dönem- de enflasyon görünümünü üzerindeki en önemli riskler. MB’nin önümüzdeki ay da faiz indirim sürecine devam etmesi yurtdışı piyasalardaki risk algısına bağlı olacaktır.

Kapasite Kullanım Oranı, Haziran 2014

 Mevsimsellikten arındırılmış imalat sanayi Kapasite Kullanım Oranı Haziran ayında Mayıs ayına göre hafif artışla %74.8 (Nisan: %74.3) seviyesine çıktı. Böyle- ce, kapasite kullanım oranının ikinci çeyrek ortalama- sı %74.7 ile ilk çeyrek ortalaması olan %74.4’ün üze- rine çıkmış oldu. Arındırılmamış KKO endeksi ise bir önceki yıla göre yatay seyrederek %75.3 seviyesinde kaldı. Mal gruplarına göre arındırılmamış KKO ince- lendiğinde, KKO’da en fazla artış 4.2 puanla dayanıklı tüketim grubunda olurken, yatırım malları grubunda ise bir önceki seneye göre 2.6 puan gerileme görüldü.

 Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise Haziran ayında 108 seviyesinden 107.3 seviyesi-

ne geriledi., Endeksteki düşüşte gelecek 3 aya ilişkin iç piyasa, ihracat sipariş miktarları ile genel gidişat etkili olurken, yatırım harcamalarına ilişkin beklentilerde Mayıs ayında başlayan iyileşme Haziran ayında da devam etti.

 Haziran ayında reel kesim güven endeksinde hafif düşüş görülse de Mart ayındaki seçimler sonrasındaki artışla en- deks tarihsel ortalamasının olan 103.4’nin üzerinde bulunuyor. Kapasite kullanım oranın da ikinci çeyrekte ilk çeyrek ortalamasının üzerinde olması imalat sanayinin büyüme üzerindeki katkısının 2014 yılı ikinci çeyreğinde ilk çeyrekte

(5)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

Haft a k v e A ylı k G e tiri

Piyasalardaki yatay seyir devam ediyor

P a ra P iy a s a la H. S e nedi P iy a s a la

Eur Libor ECB kararından sonra gerilemeye devam ediyor

BIST faiz indirim beklentisiyle pozitif ayrışan endekslerden biri oldu

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

(6)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

Tahv il P iy a s a la

Gösterge tahvil faizi %8.25’e kadar geriledi

viz P iy a s a la E mtia P iy a s a la

ABD verileri sonrası USD diğer para birimlerine karşı değer kaybetti

Irak’taki gelişmelere karşı petrol üretiminin henüz etkilenmemiş olması ise petrol fiyatı hafif geriledi

(7)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

ISO-500 Verilerinin Öne Çıkardığı Önemli Mesajlar

Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun 2013 yılına ilişkin finansal performansı reel sektöre makro bir açıdan ışık tutması açısından oldukça önemli bir veri. Bu hafta içinde açıklanan ISO 500 verileri ilginç mesajlar veriyor.

2012’de 24 milyar TL net kar açıklanırken, 2013’te bu rakam 22.1 milyar TL’ye geriledi (yandaki tablo). Nominal %8.5; reel bazda (enflasyon etkisi dahil edilmiş) ise %14.6’lık gerilemeye işaret eden bu tablo sonrasında reel sektörün performansı ile ilgili olması gerekenden daha olumsuz değerlendirmeler yapıl- dığı görülüyor. Yandaki tablodan da görülebileceği üzere reel sektörün finansman öncesi net karı nominal ve reel bazda sıra- sıyla %26 ve %18 artmış durumda. Yani şirketlerin satış ve üre- tim maliyetleri anlamında bir sorunu gözükmüyor. Yine bunu

doğrular nitelikte net satışlar nominal bazda yıllık %7.4 yükselmiş durumda.

Esas problem finansman giderleri tarafında. Ama finansman giderlerindeki artışın faizlerle bir ilişkisi yok. TCMB verilerine göre 2012’de ortalamada %14.1 olan ticari kredi faizleri 2013’te 10.8’e geriliyor. Tam tersine firmaların faiz yükü azalıyor.

Esas problem kur tarafında. 2012 sonunda 1.78 olan USD/TL kuru; 2013 sonunda 2.13’e çıktı; yani TL %16.5 devalüe oldu. Bu bizim 2014 başında IMKB sanayi şirketleri üzerinden yaptığımız analizin sonuçlarıyla da örtüşüyor. O zaman TL’deki her %10’luk değer kaybının net karı %17 azaltacağı sonucuna ulaşmıştık… Dahası TL’de 2013’te yaşanan değer kaybının bu sene ihracat verileri üzerinde pozitif etkileri olacak. Zaten ilk 4 ayda toplam ihracat rakamı USD bazında % 8.5 artmış durumda. Buna karşın 2013’ün tamamında ISO 500 firmalarının toplam ihracatı %0.7 gerilemişti. Özetle, de- ğer kaybeden TL’ye paralel karlılık hemen etkilenirken satışlarda ihracata dayalı büyüme bir yıl sonranın verilerinde görü- lecek. İhracatın toplam satışların içinde %26’lık pay aldığı düşünülürse bu kısımdaki bir toparlanmanın satışlara hissedilir katkısı olacaktır.

Medyada ISO-500 verileri ile ilgili çıkan ikinci bir çok doğru ol- mayan değerlendirme de şirketlerin finansman yapılarının bo- zulduğu ile ilgili. Bir şirketin temelde iki kaynağı var. Biri borç diğeri de özkaynak. Son dönemde fonlamada borcun payı artı- yor (yandaki grafik). Bu net ve doğru bir tespit. Bunda kısmen 2008 ve 2013 yıllarında kur hareketlerinin etkisi var. Böyle dö- nemde borç/özkaynak rasyonu yıllık bazda sert yükselişler ya- pabiliyor. Ama bu geçici etki dışarıda bırakılsa da genel trendin yukarı yönlü olduğu görülüyor.

Bunun birkaç açıklaması olabilir. Birincisi, şirketler pragmatist bir yaklaşımla 2008 sonrasında oluşan ultra düşük faiz oranları- nı geçici bir fırsat olarak görüp tarihi düşük faiz oranlarından borçlanmayı tercih ettiler. Buradaki risk yurtiçi ve yurtdışı eko-

nomik büyümenin şirketlerin yaptığı yatırımlara eşlik edememesi. Türkiye son iki senede ortalamada sadece %3.1 büyü- yebildi ve bu sene de bu değişmeyecek. Bunu doğrular biçimde 2008 krizinden önce %80’li seviyelerde olan kapasite kullanım oranı 2011’den bu yana %75 civarında yatay seyrini sürdürüyor.

İkincisi çok büyük birkaç şirket dışında ISO-500 şirketlerinin ihtiyaç olduğunda kullanabileceği sermayedar desteği var.

Sorun oluştuğunda sermayedara ait kaynaklar tıpkı sermaye gibi kullanılabiliyor. Mayıs 2013-Mart 2014 arasında TL’de bir ara %30’lu seviyelere kadar çıkan değer kaybına karşın Türkiye’de neredeyse hiçbir şirketin kur hareketi nedeniyle iflas etmemesinin arkasındaki temel nedenlerden biri de bu. Buna karşın Meksika, Brezilya ve G. Kore gibi GOÜ’lerde kur hareketine bağlı iflasların yaşanmış olduğunu biliyoruz.

Üçüncüsü şirket karlılıkları geriliyor. Tıpkı bankacılıkta olduğu gibi reel sektörde de şirketler elde ettiği karın bir kısmını (bankalar için neredeyse tamamını) yeniden özkaynaklarına ekleyerek büyüyorlar. Fakat karlılık yukarıda açıklandığı gibi finansman ya da satışlardaki artışın aktif büyümesine eşlik edemediği durumlarda azalmaya başlıyor. Buna paralel öz- kaynak karlılığı (bir sonraki sayfadaki grafik) azalmaya başlıyor.

(8)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

30 Haziran 2014

Karı yeniden eski seviyelere getirmenin bir yolu katma de- ğeri yüksek üretim yapmak. ISO’nun da basın toplantısında vurguladığı üzere “Türkiye’de sanayinin yüksek katma de- ğerli ve yüksek teknolojili sektörlere dönüşüm ihtiyacı bulun- maktadır. Ancak 500 Büyük Sanayi Kuruluşu yüksek tekno- lojili firmaların yarattığı katma değer payının %2.6’da kalma- sı bu konuda çok daha fazla çaba gösterilmesini zorunlu kılmaktadır” Yine ISO yüksek teknolojili üretim payının dün- yada ortalama %16.7 olduğunu; Güney Kore gibi rol model bazı GOÜ’lerde bu oranın %22’li seviyelere ulaştığını açık- ladı. Ama bu bugünden yarına halledilebilecek bir konu de- ğil. Uzun yıllara yayılan bir değişim ve dönüşüm gerektiriyor.

Daha kısa vadede etkili olabilecek çözüm ise sürümü yani satışları arttırmak. Bunun da temelde iki yolu var. Biri ihracat.

AB’deki toparlanmaya ve kur etkisine paralel ihracat biraz kıpırdanma olsa da buradan da (en azından kısa vadede) bir mucize beklememek gerek. İkincisi iç tüketim. Zaten şirketlerin son yıllarda yaptığı yatırımın çoğu iç talebe yönelikti. İç talebin seyri açısından en belirleyici faktör ise bankacılık sektörü kredileri. Burada son birkaç haftada bir hareketlenme görülse de devam etmesi makro-ihtiyati önlemlerin bundan sonraki seyrine bağlı olacak.

Özetle, Türkiye gibi hızlı gelişme sürecine devam eden ve sermayesi limitli ülkelerde sermaye birikimi gecikme ile geliyor, bu çok normal bir durum. Bu süreçte önemli olan borçluluk oranlarının artmaması değil, bu borçların sürdürülebilir seviye- lerde tutulmasıdır. Etkin çalışan bir bankacılık sistemi hem reel sektöre ihtiyacı olan kaynakları aktarma, hem de yapılmış olan yatırımları fizibıl hale getirecek iç talebin canlı tutulması açısından olmazsa olmazlardan biridir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Üniversitemiz Sivil Savunma Komisyonuna Komisyon Başkanı olarak 26.04.2021 tarihi itibarıyla Prof.. Nail

2014 yılının en yüksek seviyesine Nisan ayında ulaşan tüketici güven endeksi Mayıs ayının ardından Haziran ayında da geriledi.. Özellikle tüketicilerin gelecek

Türkiye’nin ana ihracat pazarı olan AB ülkelerinde talep koşullarının olumlu seyrine bağlı olarak ihracat rakamının yükselmesi; öte yandan döviz kurlarındaki

ABD 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirileri, Perşembe günü haftalık işsizlik maaşı başvurularının beklentilerin üzerinde artmasının etkisiyle yatay seyrederken,

Sorunlu bölge ülkelerinin genel olarak olumlu bir tablo çizmeye devam ettiği izlenirken, Yunanistan’da da sanayi üretiminin yıllık bazda %1,4 oranında arttığı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın aylık olarak yayımladığı, Türkiye’deki konutların gözlemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek, kalite

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

Açıklanan  Nisan  ayı  dış  ticaret  açığı  beklentilerin  altında  kalırken,  yıllık  artış  hızının  ivme  kaybettiği  görülmektedir.