• Sonuç bulunamadı

İKİ KÖPEKTE METASTAZİK PULMONER NEOPLAZİ OLGUSU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İKİ KÖPEKTE METASTAZİK PULMONER NEOPLAZİ OLGUSU"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Vet. Ril. Der�. (1996), 12, 1 : 135- 140

iKi KÖPEKTE METASTAZiK PULMONER NEOPLAZi OLGUSU

Mehmet M

ad

en 1 M.

Kemal

Çiftçi2

Yılmaz K

o

ç3

Fatih Hatipoğlu2

The Case of Metastatic Pulmoner Neoplasia In Two Dogs

Summary: A 12-year old German Shepherd, and 3-year old Tenier showed a metastatic pulmoner neoplasia. Ger­ man Shepherd and Terrier dogs had a mastectomy, 6 and 13 months prior to death, respectively. Pathological in­ vestigation revealed malignant mix neoplasm in German Shepherd, and papillar adenocarcinoma in Terrier. He­ matologic and biochemistry profiles were within normal limits except the serum calcium level with a slight increase. Dissemination of neoplasm in mediastinal and inguinal lymph nodes showed the possibility of lenphogenic metastasis in German Shephard. On the other hand no dissemination of neoplastic cells in lymph nodes of Terrier suggested the possibility of metastasis to be via venous circulation.

Key words: Pulmoner metastasis. mammary carcinoma, dog.

Özet : Birisi

12 yaşlı Alman kurt köpeği, diğeri 3 yaşlı Terrier ırkı iki köpekte metastazik pulmoner neoplazi tespit edil­

miştir. Anamnezde Alman kurt köpeğinin 6 ay, Terrierin ise 13 ay önce mastektomi geçirdiği öğrenildi. Meme ve ak­ ciğerdeki türnöral kitlenin mikroskobik incelenmesinde Alman kurt köpeğinde malign mikst tümör, Terrierde ise simple tip papiller adenokarsinom belirlenmiştir. Her iki köpeğin hemogram ve biyokimyasal profillerinde önemli değişiklikler izlenmedi. Sadece serum

k

alsiyum konsantrasyonlarında hafif artışlar görüldü. Alman kurt köpeğinde inguinal ve me­ diastinal lenf düğümlerinde tümör oluşumları gözlenmesi lenfojen, Terrierde lenf düğümlerinde türnöral oluşumların gözlenmemesi ise venöz metastaza yorumlandı.

Anahtar kelimeler: Akciğer metastazı, meme karsinom, köpek . Giriş

Metastaz malign tümörlerin en korkulan özel­

liklerindendir. Malign tümörler erken teşhis edilip,

uygun tedavileri yapılmazsa büyük çoğunlukla me­

tastaza neden olurlar. Metastazların en sık gö­

rüldüğü organlardan birisi de akciğerlerdir. Bunda

venöz dolaşımın büyük bölümünün akciğerlerden

geçmesinin önemli payı vardır. AyFıca akciğerierin

venöz dolaşıma yaptığı filtrasyon görevi, bu or­

ganda metastazın daha sık oluşumuna neden olur­

ken, diğer viseral organları kısmen korurrıaktadır

(Moulton, 1978;Crow, 1989). Metastaz olgusunda

bazı tümörler belirli organ ve dokuları daha çok ter­

cih ederler. Akciğeriere en çok metastaz yapan tü­

mörlerden birisi de rrieme karsinamlarıdır (Ooyen

ve Misdorp, 1967; Rogers, 1993). Meme do­

kusunun lenfojen ve venöz yapılarının özelliğiyle il­

gili olarak meme karsinemiarında metastaza ol­

dukça sık rastlanmaktadır. Metastaz oranı

neoplastik gelişirnin başlangıcından türnöral olu�

Gcli�_Tarihi: 17.1 l.IY95

ı. S.U. Yeteriner FakOltesi. Iç Hastalıkları Aııabillm Dalı. KONYA. 2. S.Ü. Veteriner Fakültesi. Patoloji Anabilim Dalı. KONYA. 3. S.Ü. Veteriner FakUitcsi. Cerrahi Anatıilim Dalı. KONYA.

şumun farkedilişi arasında geçen süreye ve tü­

mörün malignite derecesine göre oldukça de­

ğişkendir. Bu oranı Moulton (1978) önceki ya­

yınlarında % 25 olarak bildirirken, daha sonra % 77

olarak kaydetmiştir(Moulton ve ark. 1986).

Meme tümörleri köpeklerde en sık görülen tü­

mörlerdir. Diğer organ ve dokularda gelişen tü­

mörler arasındaki oranın % 10-41 arasında değiştiği

kaydedilmektedir(Moulton, 1978). Konya'da yapılan

erkek ve dişi köpekterin birlikte değerlendirildiği bir

çalışmada(Erer ve Kıran, 1993)

34

köpek tü­

möründen 11 'inin(% 32.3) meme tümörü olduğu bil­

dirilirken, Bostock (1986) sadece dişi köpekler ele

alındığında bu oranın % 50'nin üzerinde olduğunu

kaydetmiştir.

Köpeklerde meme tümörleri, sık görülmesinin

yanısıra malign olanlarına sı

lıkla rastlanması açı­

sından da oldukça önemlidir. Klinik olgulara ilgili ra­

porlarda meme karsinamları daha yüksek oranlarda

kaydedilirken (Köküuslu ve Akkayan, 1972; Ne­

rurkar ve ark. , 1989; Erer ve Kıran, 1993), Moulton

(2)

'tAl)l-:N. ÇWrÇI. KOÇ, tiKnPO(;ı.u

ve ark (1986) 223 köpegin yaşam süretennce me­ me tennde gelişen neoplastık oluşumuları takip ede­ rek yapııgı bir çalışmada ı 83 (0'cı 82) köpekte iyi huylu,

88(0'o

39.4) köpekte malign tumörter tesbit atmışlerdir Bostock (ı986} ıyı huylu tümôr1eri 0'<> 5 ı karsınomları ıse 0'o 49 olmak üzere bırbın ne ol­ dukça yakın oranlarda bildimuştır

Ülkemizde köpeklenn meme tümörten ıle ılgirı çeşrth çalışmalar (Köküuslu ve Akkayan, 1972; Tür­ karslan ve ark . ı 983; Erer ve Kıran,1993) yapılmış olmakla bırtikte, klinik otarak degerlendiriten me­ tastaza ılişkın raporlar sınırlıdır. Sunulan bu olguda, tümörün ılk belirlenmesinden, matasıazın gelişimi ve ötenazıye kadar geçen sürede vakaların klinik, laboratuvar ve patolojik bulgulan anlatılmaktadır

Olgunun Tanımı:

Takdım edılen olguları, meme karsinomu tespit edılerek mastektomi yapılan ve bır süre sonra da multiple pulmoner metastaz belirlenen iki köpek oluşturmaktadır

Birıncı köpek S.Ü Vetenner Fakultesi Iç Has­ talıkları Klınıgıne getirilen. Konya 3 Ana Jet Üssü'ne ait ı2 yaşlı, kısır1aştın1mış. dışı bir Alman Kurt köpegiclır Alınan anamnezde asken egıtim almış olan bu köpegin antrenman sırasında ke­ sılme. engel atlayamama. halsizlik ve sık soluma gibı şıkayollerının bulundugu ögrenıldi. Ayrıca 6 ay önce yaygın meme tümörü nedonıyle mastektomi geçirdigi ve sol 4. meme lobu ile birtıkte 5x6x3 cm ebatlarında türnöral bır killenin alındıgı.bu killenin hıstopatoloıık ınceleme sonuçlarına göre malign mıks tümör oldugu kaydedildı

Hastanın fiziksel muayenesinde, respıratuar distres, solunum güçlüğü ve hırıltılı solunum ile os­ kultasyonda sertleşmiş veziküler seslenn varlığı belırlendı Egzersız sonrasında tekrar yapıtan mu­ ayenede bu şıkayetlerde artış ve egzersiz in­ toleransı tesbit edildı.Genel yorgunluk ve halsiZJik ıle orta derecelı dehıdrasyon gözlendi Meme do­ kw.unda da fındıktan ceviz büyuklügune kadar de­ gişen büyükluklerde nodüler oluşumlar palpe edildi. Tabloı. Bırıncı Köpeğ!n Herrıogram ve Bıyokımyasal

Profılı

wac -5.000 ALT .42 (Uil) TP 7 6(�dl) ABC :5.630.000 CPK 37 (Uil) ALS 4.2 (�di) PCV :35 (%) GGT. 7 (Uil) Ca 11.61

(1119'�

H b 12 (gldl) ALP :67

(Uil)

p 5.7(mgldl) MCV .62 (fl) LDH :133 (U/1.) MCH 34 (g/dl)

Bu köpegin ventro-dorsal ve Iatero-lateral alınan radyografilcrinde multiple pulmoner nodüller göz­ lendi{ Şekil1).

Şekıl 1 Binncı kopeğın lateral ıadyograli$ı Mul�ple meı.utızıı<. pulmoner odaklar •

Altı ay önce mastektomi ile alınan neoplastık kıt­ tenin mikroskobık ıncelemesınde. ductus lac­ ıiferuslann kistik bir hal aldıktan, kolumnar ve ku­ boıdal anaplastık hlıcrelerin lümene dogru papiller ü.remeler yaptıgı gorüldü. Bu uzantılardakı myo­ epitellerde de hafif dereceh artış dikkati çektı. Bazı kesitlerdo ise epitelial prolıferasyonun yanısıra kı­ kırdak dokusu ile merkezinde yag hücreleri blası hücreler vo megakaryositlerın oluşturdugu kemik ili!)ı bulunan osteoid yapılar tesbıt edildı Böylece olayın malign miks tümör oldugu belırlendı.

Otopside, sol 2. ve 5 meme Iablarında ceviz bü­ yüklügunde nodüler kitleler tesbit edıldı. Ak­ cigerlerin sağ kardiyak lobunda cevız. apikalde 1 ve intennedier toblannda da 2 odak halinde fındık bü­ yüklugünde solda d.iyaframatik lobun ventralınde fındıktan biraz daha büyük boz-beyaz bir kitlenin varlığı belir1endı. lnguinal ve mediastinal lenf dü­ gümlerinde de büyüme dıkkati ç�ti.

Meme lobu. akcığerter ve lenf dügümlenndeki nodüler kitlelerden atınan parçalar % 10'1uk for­ malın solüsyonunda tesbit edıldi. Hazırlanan pee­ paratlar H E ile boyanarak ışık mikroskobunda in­ celendi.

Otopsi ile �eme. akciger ve lenf dü­ gümlerınden alınan parçaların mikroskobik

(3)

ın-iki Köpek tc Mcta.�taı.i.k Pulmoner ...

eelernesinde de mastektomide alınan neoplastik

kitlede belirlenen malign miks tümör tekrar göz­

lendi. Yalnız bunda gerek kuboidal ve columnar

epitelierin ve gerekse myoepitellerin anaplastik

özellikleri artmıştı (Şekil 2).

Bazı bölgelerde sahaya tamamen anaforlar yap­

mış anaplastik myoepiteller hakimdi ve sadece

adacıklar halinde adenoid yapılar vardı. Fakat ön­

ceki türnöral kitlede gözlenen kıkırdak ve kemik ya­

pısına rastlanmadı. Akciğerlerdeki neoplastik ya­

pılar memede gözlenenin aynısıydı, yalnız etrafiarı

düzgün fibröz kapsülle iyi demarke edilmiş sferik

yapılar halindeydi. Akciğerde yaygın purulent­

nekrotik sahalar da mevcuttu. lnguinal ve me­

diastinal lenf düğümünün büyük bölümü aynı ne­

oplastik kitle ile işgal edilmişti.

Şekıl 2. Malıgn miks tü.mörde ductus epitelleri ve myo­ epitellerde neoplastik değişiklikler.H.E.X�OO.

Ikinci olgu. 3 yaşlı, Terrier ırkı bir köpektir. Onüç

ay önce sol 2. meme lobu alınan ve sağ 2. ve sol4.

meme Iablarının etrafındaki fındık büyüklüğündeki

tümör kitleleri ekstirpe edilen bu köpek; kusma. hı­

rıltılt solunum, çabuk yorulma ve halsizlik şikayetleri

ile özel bir kliniğe getirilmiştir. Buradaki mu­

ayeneleri sonrasında ileri tetkikler için S.Ü. Ve­

teriner Fakültesi, Iç Hastalıkları Kliniği'ne

sev-kedilmiştir. Mastektomi sonrasında alınan türnöral

kitlelerin patoloji laboratuvarına götürülmediği de

öğrenilmiştir. Ayrıca köpeğin giderek artan hırıltılı

solunumu bulunduğu, geceleri uyumadığı ve sürekli

ayakta durmak isteği ile son 1 aylık dönemde kilo

kaybettiği (2 kg) ve kusmasının da giderek arttığı

öğrenildi.

Bu köpeğin fiziksel muayenesinde oldukça be­

lirgin solunum güçlüğü ve hırıltılı solunum ile so­

lunum sayısında artış belirlendi. Generalize bir

göğüs ağrısı ve abdomende gerginlik ve pal­

pasyanda hassasiyet tespit edildi.

Tablo 2. Ikinci Köpeğin Hemogram ve Biyokimyasal Profili WBC :3.400 ALT : 69 (U/L) TP : 6

.

8(g/d

l

) RBC : 4.740.000 CPK : 84 (U/L) ALB : 4.2 (g/dl) PCV :48 (%) GGT :9 (U/L) Ca : 1 ı .08(mg/dl) H b : 14 (g/dl) ALP : 43 (U/L) p : 2.7(mg/dl) MCV : 10 1 (fL) LDH : 88 (U/L) MCHC: 29 (g/dl)

Şekil 3. Ikinci köpeğin ventro-dotsal radyografisı. Multıple meta.>tazik pulmoner odaklar .

Bu köpeğin her iki yönlü alınan rad­

yografilerinde, multiple pulmoner nodüllerin oldukça

fazla sayıda olduğu gözlendi(Şekil 3).

Otopside, sağ

ve sol

3.

ve 4. meme Iablarında

bezelye büyüklüğünde türnöral kitleler belirlendi.

(4)

ll-MAUI<:N. çivrçi, KOÇ, HATİPOGLU

gili lenf düğümlerinde büyüme gözlenmedi. Akciğer

Iablarında dağılmış halde bezelyeden fındık bü­

yüklüğüne kadar varan boz-beyaz renkli çok sa­

yıda

türnöral kitleler vardı(Şekil4).

Şekil 4.Meme tümörüne ilgili

çok

sayıda metastazik

pul-Şı.;kıl5. Men1ede sımple tip papıller adenokarsınom.H.E.X215.

Türnöral kitlelerin mikroskobik incelemesinde,

simple tip bir papiller adenokarsinomun geliştiği

gözlendi(Şekil 5). Neoplastik gelişim sadece epi­

teller ile sınırlıydı, bağ dokuda değişiklik göz­

lenmedi. Akciğerlerdeki neoplastik yapıların fibröz

bir doku ile çevrildiği dikkati çekti (Şekil 6). Hem ak­

ciğer ve hem de memeye ait lenf düğümlerinde

makroskobik ve mikroskobik incelemelerde ne­

oplastik bir gelişim belirlenemedi.

Şekil 6. Akciğerdeki metastazik tümöral odak.a.Akcıger dokusu,b.Fibröz kapsül,c.Tümör odağı. H.E.x5o.

Tartışma ve Sonuç

Bilindiği gibi köpeklerde meme tümörleri yaşla

çok yakın ilişkilidir. Iki yaşından aşağı nadiren gö­

rülürler. Fakat insidans 6 yaşından sonra birdenbire

artar ve bu "kanser yaşı" olarak kabul edilir. Bu

durum 11 yaşına kadar devam etmekte, bu yaşta

pik noktasına vardıktan sonra kısmen azalmaktadır

(Moulton, 197 8; Bostock, 1986). Bostock ( 1986) bu

yaştaki her 100.000 köpekten 2400'ünde meme tü­

mörü görüldüğünü kaydetmekte.dir. Sunulan olguda

birinci köpeğin 12 yaşında alınası genel kanıya uy­

gundur. Ikinci köpeğin yaşı ise meme

tümörü

açı­

sından erken sayılabilir.

Köpeklerde meme tümörlerin insidensi ile ırklar

arasında kesin bir ilişki ortaya konamamış olmakla

beraber, Cocker Spaniel, Poodle, Terrier, Retriever

ve Dachsund'ların duyarlı oldukları yolunda

(5)

şüp-iki Köpcktc Mcuısta;r.ik Pulmoner ...

heler vardır (Brodey, 1977; Moulton, 1978; Loar

1989). Sunulan olguda ikinci köpeğin genç olması

(3 yaş) ve ırkının Terrier olması duyarlılığı akla ge­

tirmektedir. Meme tümörlerinin oluşumunda çeşitli

kimyasal karsinojenler ve viruslar üzerinde du­

rulmakta ise de bunların rolü tam olarak ortaya ko­

namamıştır. Ancak Nerurkar ve ark.(1989) 52 kö­

peğin meme tümörleri üzerinde yaptıkları bir

çalışmada 5 olguda virus benzeri partiküller be­

lirlediklerini kaydetmişlerdir. Fakat meme tü­

mörlerinin etiyolojisinde kesin olarak bilinen ova­

riohistorektominin özel bir koruyucu etkisinin

olduğudur (Moulton, 1978; Türkarslan ve ark.,

1983; Misdorp, 1988). Yalnız ovariohistorektominin

zamanı oldukça önemlidir. Schneider ve ark.

(1969) dişi bir köpekte nisbi meme tümörü riskinin

ovariohistorektomi ilk östrustan önce yapılırsa %

0. 05, ilk östrustan sonra yapılırsa % 8, 2. östrustan

sonra yapılırsa % 26 olduğunu ve yaklaşık 4. sik­

lustaıı sonra koruyucu etkisinin kalmadığını kay­

detmiştir. Sunulan olgudaki birinci köpek ova­

riohisteroktemi

geçirmiştir,

fakat

zamanı

belirlenememiştir.Meme tümörünün görülmesi en

azından ilk östrus sonrasında ovariohistorektomi

geçirmiş olduğunu düşündürmektedir. Ikinci kö­

pekte bu operasyon yapılamamıştır.

Malign meme tümörü olgularında görülen yük­

sek orandaki metastazlar lenfojen yolla olduğunda

önce bölgesel lenf düğümlerine (ilk 1 ,2,3 meme lo­

bundan aynı taraftaki axillar lenf düğümüne, 4 ve 5.

meme Iabundan aynı taraftaki inguinal lenf dü­

ğümüne) daha sonra başta akciğerler olmak üzere

diğer viseral organlara; venöz yolla olanlarda ise

çoğunlukla direk akciğere metastaz yapar (Moulton

ve ark., 1986; Bostock, 1986). Sunulan

1.

va kada

inguinal ve mediastinal lenf düğümlerinde me­

tastazın belirlenmiş olması lenfojen. ikinci vakada

ise lenf düğümünde metastazik değiş

.

i

k

li

k

şe­

killenmeden akciğerlerde yaygın metastazın olması

venöz bir yayılmaya işaret etmektedir. Moulton ve

ark.(1986) akciğere direk metastazın lenf düğümü

matasiazından fazla· olduğunu belirleyerek meme

tümörlerinde venöz yolla embolik metastazin daha

sık görüldüğünü vurgulamıştır.

Anamnez ve klinik muayene sonuçlarına göre

obstrüktif solunuı:n yolu hastalığı belirtileri gösteren

bu iki köpeğin alınan radyografileri ile metastazik

pulmoner neoplazi

.

olgusu teşhis edildi. Bu va­

kalarda radyografik olarak tesbit edilen multiple

pulmoner nodüllere ekstratorasik neoplazmaların

metastazlarının neden olduğu

(Owens ve ark., 1982).

bildirilmektedir

Pulmoner

metastazik

tezyonların

be-lirlenmesinde kullanılan en yaygın görüntülema tek­

niği survey radyografidir. Metastaz tesbil edilen

hastalarda, tedavi metodunun seçimi ve prognozun

belirlenmesinde

radyografik

değerlendirmelere

göre karar verilir (Rogers, 1993).

Metastazların rutin teşhisi, metastaz insidansının

akciğerlerde yüksek olması ve havanın kontrastı

nedeni ile torasik radyografilerin değerlendirilmesi

ile olmaktadır. Ancak atipik bakteriyel en­

feksiyonlar, immun orijinli veya hipersensitiv has­

talıklar, parazilik ve fungal enfeksiyonlar ve diğer

nonneoplastik hastalıklar radyografik kalıplarda me­

tastazik

hastalık

gibi

yanlış

yo­

rumlanabilir.Metastazik durumun tesbitinde primer

malign tümörün histopatolojik bulgularından da fay­

dalanılır (Hawkins ve ark,1989).Aiınan rad­

yografilerdeki oluşumlar ,birinci köpekte primer tü­

mörün meme dokusuna ait bir adenokarsinom

olduğunun bilinmesi ve ikinci köpeğin tümör şüp­

hesiyle mast·3ktomi geçirmiş olması nedeniyle, ne­

oplazik bir metastaza yorumlandı.

Bu vakalarda gerek hemogram ve gerekse bi­

yokimya profilinde önemli değişiklikler izlenmedi.

Sadece serum kalsiyum konsantrasyonlarında hafif

dereceli artışlar kaydedildi. Serum kalsiyum se­

viyelerindeki artışların nedeni olarak çoğunlukla ne­

oplazi ve lenfoma gösterilmektedir. Ancak hi­

perkalsemi Addison hastalığı, böbrek yetmezliği,

hiperparatiroidizm, vitamin

O

intoksikasyonu ve os­

teomyelitis durumlarında da

gözlenebilir. Hi­

perkalsemik hastalıklarla ilgili bir taramada, va­

kaların 1/3'ünde şiddetli renal disfonksiyon, 1/

6'sında meme tümörü ve yarısında da neoplazi şüp­

hesi belirlenmiştir. Ancak teşhis edilen neoplazi ve

renal disfonksiyon vakalarının çoğunda da normal

kalsiyum seviyeleri bulunmuştur(EIIiot ve ark.,

1991; Aitken ve Alien, 1994) Bu vakalarda be­

lirlenen hafif dereceli hiperkalsami neoplazi şüp­

hesini akla getirmekle beraber, yorumlamada kriter

olarak kabul edilmesi yanıltıci olabilir.

Meme karsinomlarının prognozu oldukça kö­

tüdür. lnvazyon varsa yaşam kısadır ve cerrahi mü­

daheleden sonra ortalama 4-12 aydır.lnvazyon yok

ise yaşam 1-2 yıl veya daha fazla sürebilir (Moulton

ve ark., 1986). Sunulan olguda birinci köpeğin mas­

tektomiden sonra 6 ay, ikinci köpeğin 1 yıl kadar

(6)

MAL>EN. Çli<IÇİ. KOÇ. HATiP()(: ı. U

yaşamış olması cerrahi müdahaleler sırasında bir invazyonun varlığını akla getirmektedir. Bu nedenle meme bezı tümörlerinin ilk şirurjikal tedavisinden sonra. tOmörün tekrarlaması ve matastaz ihtimali dikkate alınmalı. köpek ve kediler en azından 2-4 aylık perıyotlarda alınan torasik radyografilerin de­ gerlendirilınesiyle kontrol edilmelidir (Ogilvie, 1983; Loar. 1989; Loar, 1992). Biyopsi ile karsinom teş­ hisı konmuş vakalarda 3-6 aylık dönemlerde klinik ve her 6 ayda radyolojik kontroller yapılmalıdır. Iki yılı aşan sürelerde hastalık belirtisi göstermeyen hayvanlarda tekrarlama riski oldukça azalır

(loar, 1992)

Meme tümörlerinin tedavisinde, metastaz yoksa ilk akla gelen cerrahi müdaheledir. lyı huylu tü­ mörlerde sadece lumpektomi yeterli iken, kar­ sinomlarda mastektomi uygulanır. Mastektomilerde metastaz riski göz önüne alınarak lenfojen bir­ likteliği olan meme bezleri beraber alınır. Ilgili lenf düğümlerinde büyüme varsa onlarda alınırlar (Mo­ lılton ve ark.,1986; Bostock, 1986). Burada kay­ dedilen her iki vakada da mastektomi ile sadece tümör belirlenen meme lobunun alınıp lenfojen bir­ liktellgi olan diger lobların uzaklaştırılmamış ol­ masının özellikle birinci vakada gelişen metastazda payının olduğu düşOnülebilir. Ayrıca cerrahi mü­ dahaleyi takiben kemoterapi ve radyoterapi uy­ gulamalarına da başlanması gerektiği bil­ dırilmektedir (Bostock, 1986).

Sonuç olarak. malign meme tümörlerinin yüksek ınvazyon ve metastaz özellikleri nedeniyle, cerrahi müdahaleyi takiben kemoterapi ve radyoterapi uy­ gulanması ve köpekterin periyodik olarak izlenmesi gerektigı kanısına varıldı.

Kaynaklar

Aıtken. M. and Alien, M.(1994). Minerals and elect­ rolyıes:Part l.ln Practice, March 1994.79-83.

Bostock. D. E. ( 1986). Canine and fe lı ne mammary ne­ oplasms. Br. Vet.J .. 142,506-515.

Brodey, R.S.(I977). Thoracic Tumors. In Current The­ rapy VI, Smail Anımal Practice, Ed. R.W. Kirk, 251-255,

W.B. Saurıders Comp .• Philadelphia.

Crow, S.E.(1989). Tumor Biology. In Textbook of Ve­ terinary Internal Medicıne-Diseases of Dog and Cat Third Edıtion, Ed. S.J. Ettınger, ı, 513-526.

Elliot, J., Dobson, J.M., Dunn. J.K., Hemage. M.E. and Jackson. K.F. (1991 ). Hypercalcemia ın the dog: a study

of 40 cases.J. Sm.Anim. Pract.,32,564-571.

Erer, H. ve Kıran, M.M.(1993). Konya'da 1985-1992 yıl­ ları arasında köpeklerde görülen tümörler S.U Vet.Fak.Derg., 9 (2). 87-89.

Hawkins, E.C .. Ettlnger, S.J. and Sıner. P.F.(1989). Di­

seases of the lower respiratory tract (lung) and pul­

monary edema.ln Textbook of Veterinary Internal Me­ dıcine-Diseases of Dog and Cat,Third Edrtion,Ed. S.J. Ettinger. 1. 816-866.

KökOuslu, C. ve Al<kayan. C. ( 1972). Ankara'da 1968-1972 yılları arasında incelenen kedi ve köpekterin primer meme tümörleri.A.Ü. Vet.Fak.Derg.,19 (4 ).502- 516.

Loar, S.A.(1989). Tumors of the genital system and mammary glai'ds. In Textbook of Veterinary Internal Me· dlclne-Diseases of Dog and Cat, Third Edition, Ed. S.J Ettinger. 2. 1814-ı 825.

Loar. S.A. (1992). Diseases of mammary glands. In

Handbook of Smail Animal Practice, Second Edition, Ed. R.V.Morgan.675·685,Churchill Lrvingstone Ine.. New York.

Misdorp, W.(1988). Canine mamamry tumours: pro­ tective efieel of Iate ovariectomy and stimulatlng effect of progestins. The Veterınary Quarterly, 1 O (1 ). 26·33

Moulton, J.E.(1978). Tumors of mammary gland. In "Tu­

mours in Domestıc Animals" Ed. J.E. Moulton. 2nd Ed., p. 346-371.

Moulton. J.E., Rosenblatt, l.S. and Goldman, M.(1986). Mammary tumors in a colony Beagle dogs. Vet. Path .. 23, 741-749.

Nerurkar, V.R., Chitale, AR .. Jalnapurker. B V., Noik, S.N. and Loli::1a, V.S.(1989). Comparatıve pathology of canına mammary tumours. J. Comp. Path.. 1 01. 389-397.

Ogllvie, G.K. (1983). Feline mammary neoplasia. The Comp. Cont. Educ.,5 (5), 384-393.

Ooyen, P.G. and Misdorp. W.(ı 967). Metastasierte ma mmatumoren be im hund. Zbl. Vet.Med.A .. 14,315-327

Owens. J.M .• Biery, D.N. and Tennant. J. (1982). Ra­ diographic lnterpratation For The Smail Animal Clinican, RaiS1on Punne Comp .. Saint Lause.

Rogers. K. (1993). Technlques for identifying metastatic tumors. Symposium on Veterlnary Oncology, Veterinary Medicıne, March 1993. 228-245.

Schneider, R .. Dorn, R.C. and Taylor, D.O.N.( 1969). Factors influencing canıne rtıarnmary cancer de· velopment and post surgical survival. J. Natl. Cancer

1 nst.. 43, 1249.

Türkarslan, M.T .. Benek, T .. Şenünver. A ve Yeşildere, T.(1983). 1977-1981 yılları arasında Istanbul Ünıversitesı Vetermer FakOitesi'ne getirilen dişi köpeklerde rastlanan meme tOmôrü olguları Ozerinde çalışmalar I.(J Vet.Fak. Derg .. 9(2),11-20

Referanslar

Benzer Belgeler

Ben çok arzu etdiğim halde, âni olarak rahatsızlanmam dolayısıyla, bu da’, vete icabet edemedim ve Prens Sabahüddin hakkındaki yazım da, ancak bugün

Yazdığı kısa şiirleri, resimleri, nıinik hey­ kel çizimleri ile pek çok yazarı ve sanatçıyı etkiliyen Arif Hikmet Dino’nun, eserlerin­ den ve kişisel

Özdeyişlerin genellikle klinik çıkarımlar için kullanıldığı düşünülmesine rağmen bunun üstünde profesyonel bir tıp kültürü kazandırmak ve hekim kimliğini

Although the disease is most common during the fourth decade, parathy- roid carcinoma should be considered as a rare malignancy also in the elderly. We beleive that, to withdraw

Toplum içindeki yafll› nüfus oran› artarken adli t›p uzmanlar› daha fazla say›da yafll› olgu otopsisi ile kar- fl›laflmakta ve yafll› ölümlerinin

Bizim çal›flmam›za benzer flekilde FS’li hasta- larda kontrol grubuna göre belirgin olarak cinsel fonksiyon bozuklu¤u oldu¤unu belirlemifller, ancak farkl› olarak depres-

OA’i olan grupta kavrama ve lateral tutma gücü di¤er gruba göre istatistiksel aç›dan anlaml› olarak daha düflük(p&lt;0,005), el beceri testleri (p&lt;0,05),

Lateral talometatarsal aç›s› artm›fl çocuklar›n %70’inde eksternal tibial torsiyon aç›s› da art- m›flt› ancak lateral talometatarsal aç› eksternal tibial