• Sonuç bulunamadı

EĞİTİMDE ZİHİNSEL YAKLAŞIMLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EĞİTİMDE ZİHİNSEL YAKLAŞIMLAR"

Copied!
45
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİMDE ZİHİNSEL YAKLAŞIMLAR

Prof. Dr Firdevs GÜNEŞ

A.Ü.Eğitim Bilimleri Fakültesi

fgunes@education.ankara.edu.tr

(2)

Davranışçı Yaklaşım

Dünyamızda uzun yıllar uygulanan, günümüzde terk edilen davranışçı yaklaşımda öğrenme uyarıcı-tepki arasında bağ kurmadır.

Öğrencinin davranışlarını değiştirmeyi amaçlar.

Öğretmen bilgiyi aktarır, öğrenci alır.

Öğretmen merkezli yaklaşımdır.

Bu yaklaşım öğrencileri şartlandırmış, ezbere yöneltmiş,zihinsel becerilerini geliştirmemiştir.

Düşünen, anlayan, eleştiren, sorun çözen, sorgulayan bireyler yetiştirilememiştir.

(3)

Eğitimde Arayışlar

Eğitim alanında yoğun araştırmalar yapıldı.

Beyin araştırmaları hızlandı.

Beyin araştırmaları eğitim alanına aktarıldı.

Yeni eğitim yaklaşımları gündeme geldi.

OECD, “Eğitimciler, beynini değiştirmek istediği öğrencinin beynini tanımıyor.”

düşüncesiyle 1999’dan bu yana

“Beyni Anlamak ve Yeni Bir Öğrenme Bilimine Doğru” projelerini yürütüyor.

(4)

Geleceğin insanı nasıl yetiştirilmeli?

ABD,Fransa,İngiltere,Almanya,Finlandiya,Kanada, İsveç,Norveç,Hollanda,vb. 44 gelişmiş ülkenin,

bilim insanları,eğitimcileri,sosyologları,tarihçileri,vb.

6 yıl süren ulusal ve uluslar arası düzeyde araştırmalar yaptılar.Bu araştırmalarda:

Geleceğin insanı nasıl yetiştirilmeli?

Hangi beceriler öğretilmeli?

Hangi bilgiler verilmeli?

Sorularına cevap aradılar. 2003 yılında tamamlanan bu araştırmalarda şu bulgulara ulaştılar:

(5)

Geleceğin Becerileri

1.Zihinsel Beceriler: Düşünme, anlama, sorun

çözme, sorgulama, eleştirme, ilişkilendirme, analiz- sentez yapma,değerlendirme vb.

2.Bireysel Beceriler: Dil becerileri, iletişim, bilgiyi alma, bilgi teknolojilerini kullanma vb.

3.Sosyal Beceriler :İşbirliği yapma,grupla çalışma, sosyal çatışmaları çözme ve yönetme.

4.Zihinsel Bağımsızlık Becerileri:Karar verme, seçme, haklarını ve sorumluluklarını bilme, savunma,vb.

(6)

PISA Araştırmaları (Okuma Becerileri)

- Öğrencilerin anlama, düşünme, akıl yürütme, iletişim kurma,sorgulama,sorun çözme,vb.

becerilere sahip olmaları ve bunları günlük hayatta kullanabilme durumları ölçülmüştür.

-Bu çalışmalara 2003 yılında Ülkemiz de katılmıştır.

-Her bölgemizden seçilen 1987 doğumlu

toplam 4855 öğrencimizin okuma,anlama, akıl yürütme,sorgulama,sorun çözme vb.

becerilerinin düzeyi araştırılmıştır.

(7)

Sonuçlar:

Okuma becerilerinde en başarılı ülke Finlandiya’dır. (5.Düzey)

Kore, Kanada ve Avustralya izlemektedir.

En alt sırada Tunus bulunmaktadır.

Türkiye Tunus’un üstündedir.

Öğrencilerimizin % 67.70’i okuma ve anlama becerileri yönüyle OECD ülkelerinin altındadır.

Bu sonuçlar,Ülkemizdeki 2004 öncesi eğitim programlarıyla düşünen, anlayan, sorgulayan, sorun çözen öğrenciler yetiştiremediğimizi

göstermiştir.

(8)

Bu gelişmeler üzerine dünyamızda:

-Yapılandırıcı Yaklaşım, - Çoklu Zekâ,

- Beyin Temelli Öğrenme,

- Öğrenci Merkezli Öğrenme,

-Bireysel Farklılıklara Duyarlı Öğretim, gibi yaklaşım ve eğitim modelleri gündeme gelmiştir.

Ülkemizde 2004 yeni ilköğretim programlarında,

Türkçe Öğretim Programı’nda,

Ses Temelli Cümle Yöntemi’nde, bu anlayışlar temel alınmıştır.

(9)

Yapılandırıcı Yaklaşım

Öğrencinin:

• Zihinsel gelişimi,

• Dil gelişimi,

• Sosyal gelişimi ve

• Öğrenme sürecine ağırlık verir.

(10)

Zihinsel Gelişim

Çocuklarda ilk beş yıl, beyin ve sinir sistemi hızla gelişmekte ve zekâ da hızla artmaktadır.

Zihin gelişiminin büyük bir bölümü 0-8 yaşları arasında gerçekleşmektedir.

Bu süreç çocuğun öğrenme kapasitesini etkilemekte ve en yoğun öğrenme 0-8 yaşları arasında

olmaktadır.

Öğrencinin 17 yaşına kadar öğrendiklerinin % 80’ i 0-8 yaşları arasında gerçekleşmektedir.

Bu yaşlar dil ve zihinsel becerilerin geliştirilmesi, ilk

okuma-yazma öğretimi ve eğitim açısından çok önemli olmaktadır.

(11)

Zihinsel Gelişim Teorileri

Piaget'e göre, dil zihinsel işlemler sonucu

ortaya çıkmakta ve dili geliştirmek için önce zihinsel becerileri geliştirmek gerekmektedir.

Vygotsky, üst düzey zihinsel becerilerin ve süreçlerin sosyal etkileşimle gerçekleştiğini vurgulamaktadır.

Gardner , zeka geliştirilebilir,değiştirilebilir, zeki olmak belli derecede öğrenilebilir.

Goleman,duyusal zekâyı gündeme getirdi.

Flavell, üst düzey öğrenme, anlama, düşünme, sorgulama vb. kavramları açıkladı.

(12)

Zihinsel Gelişim Araştırmaları

-

Piaget’ den bu yana ortalama 40 yıl geçti.

- Piaget’in zihin gelişiminde merdiven modeli artık kabul edilmemektedir.

-Jacques Mehler, 2 yaşındaki çocukların iki sıra

halinde üst üste dizilmiş şeker kolonlarındaki sayıları şaşırmadan bildiklerini ortaya çıkarmıştır.

-Yale Üniversitesinden Karen Wynn, bebeklerin 4.

aydan itibaren hiç zorlanmadan 1+1= 2 ve 2-1= 1 olduğunu, yani toplama ve çıkarma yapabildiklerini bulmuştur.

(13)

- Harvard Üni. Prof. Elisabeth Spelke,bebeklerin 6.

aydan itibaren bir nesneyi diğerinden, iki insanı birbirinden ayırdıklarını belirtmektedir.

Paris-V Üni. Prof.Olivier Houde (Zihin Fonksiyonları ve Zihinsel Gelişim Merkezi Yöneticisi),

-2 yaşındaki bebeklerin matematik, fizik ve mantık bilgilerine sahip olduklarını belirtmektedir.

-Araştırmalar, bebeklerin 2 yaşından önce sayı kavramını öğrendiklerini ortaya çıkarmıştır.

-Elizabeth Spelke , çocuklar için yeni eğitim yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

(14)

Dil Gelişimi Araştırmaları

Bruner, bebeklerin anne karnında:

- 5. aydan itibaren sesleri ve kelimeleri duyduklarını, -Konuşmaları duymak için hareket etmediklerini,

-Çoğu kelimeleri tanıdıklarını,

-Anne-babasının adını bildiklerini, açıklamıştır.

Doğduktan sonra:

- Konuşmayı öğrenmeden iletişim kurduklarını, - 1. ayda pa ve ba hecelerini ayırdıklarını,

- 4. ayda adını öğrendiğini,

-6. ayda heceler yaptıklarını,

-8. ayda cümleler kurduklarını, belirtmektedir.

Bebeklerin zihin becerileri dil becerilerinden önce gelişmektedir.

(15)

Beyin Araştırmaları (2003)

Beynin kelimeyi nasıl tanıdığı uluslar arası düzeyde araştırılmıştır.

Kelime tanıma, sol beyinde yer alan, çok hızlı işlem yapan, karmaşık bir nöron ağının

çalışmasıyla gerçekleşmektedir.

Dehaene’ye göre, nöronlar kelimenin önce tek tek harflerini incelemekte ve harfleri birleştirerek

kelimeyi tanımaktadır. Beyin kelimeyi bütün olarak tanımamaktadır.

(16)

Sprenger- Charolles, nöronların sözlü dil üzerine yazılı dili daha iyi işlediğini ortaya çıkarmıştır.Bu nedenle önce sesler sonra harfler öğretilmelidir.

Bu çalışmalar hem zihinsel gelişim hem de öğrenme açısından değerli ve kalıcı olmaktadır.

Bu araştırmalar:

Okuma-yazma öğretimine seslerle başlanmasını,

Seslerle harfler arasında ilişkiler kurulmasını,

Bitişik eğik yazı ile okuma-yazma öğretimini, ön plâna çıkarmıştır.

(17)

Yeni Teoriler

-

Olivier Houde: Zihinsel gelişim için sadece

yapılandırma değil aynı zamanda zihin geliştirme becerilerini de harekete geçirmek gerekmektedir

. -

Robbie Case ve Kurt Fischer :Çocuğun zihin

gelişimi dinamik bir sistem olarak çalışmaktadır.

- Robert Siegler:

Ç

ocuğun zihin gelişimi içice geçmiş girift daireler gibidir

.

Bebekler küçük bilginlerdir .

Yeni eğitim yöntem ve teknikleri kullanılmalıdır.

(18)

Okuma-Yazma Araştırmaları

- Okuma-yazma öğrenmek için çocuğun en uygun olduğu dönem 4-5 yaşları arasıdır.

-Bu durum Belçika ve İsviçre anaokullarında denenmiş,çocukların kolayca okuma-yazma öğrendikleri ortaya çıkmıştır.

-İzlanda, Danimarka, Norveç ve İsveç’te çocuklar 3-4 yaşlarında okuma-yazma öğreniyorlar. Bitişik eğik yazıyı ile okuyor-yazıyorlar. Okuma-yazmayı konuşmayı, yürümeyi öğrendikleri gibi doğal olarak öğreniyorlar.

(19)

ABD’de

ABD Kongresi, 1997’de Eğitim Bakanlığına okuma yöntemlerini inceleme görevi verdi.

İki yıl boyunca 100.000’den fazla araştırma ve inceleme yapıldı.

Çalışmalarda ses yöntemlerinin iyi sonuç verdiği ortaya çıktı.

2002 yılında ABD kongresi çocuklara okuma öğretimi için ses- birleştirme yöntemini oybirliği ile kabul etti.

Yapılandırıcı yaklaşıma dayalı yeni programlar hazırlandı.

2006 ‘da ulaşılan okuma başarı düzeyinin son 40 yılın üstüne çıktığı görüldü.

(20)

* PISA araştırmalarında,

Fransa,İngiltere,Danimarka,İtalya Lüksemburg, İspanya,Portekiz, orta sıralarda yer aldılar.

* Bunun nedenlerini sorgulamaya başladılar.

*Kanada’da farklı puanlar ortaya çıktı.

Çok sayıda araştırma sonucu Kanada’nın bütün eyaletlerinde ses birleştirme yöntemine geçildi.

Eğitim programları yenilendi.

Yapılandırıcı yaklaşım,

üst düzey öğrenme,

üst düzey anlama, lisans ve lisans üstü düzeyde ders olarak konuldu.

(21)

İngiltere’de

İngiliz Parlamentosu Komisyon araştırmalarında:

-İngiliz çocuklarının % 20’ sinin, yeterli okuma becerisine sahip olmadığı ortaya çıkmıştır.

-Ses Birleştirme yöntemi önerilmiştir.İşçi partisi bu yönteme destek vermiştir. Yöntem denenmiş ve

çocukların okuma ve yazma becerilerinin yaşıtlarına göre ortalama 3.5 yıl ileride olduğu bulunmuştur.

- İngiltere Eğitim Bakanı Ruth Kelly, “ Eylül 2006 ‘dan itibaren okuma-yazma öğretiminde tek yöntem olarak ses-birleştirme yöntemi olacağını” açıkladı.

-Eğitim programları yenilendi.Yapılandırıcı ve zihinsel yaklaşımlar bütün programlara yerleştirildi.

(22)

Fransa’da

Öğrencilerin % 14 ünün yeterli okuma becerilerine sahip olmadığı ortaya çıkmıştır.

Bunun cümle yönteminden kaynaklandığı belirtilmiş ve 2002 Programında cümle yöntemi yasaklanmıştır.

Fransa Eğitim Bakanı Gilles de Robien “Eylül 2006’ dan itibaren tek yöntem olarak ses birleştirme yönteminin kullanılacağını duyurmuştur.

Montpellier Rektörü Christian Nique, 6 Şubat 2006’da

“Cümle yönteminin tamamen yasakladığını, hiç bir okulda kullanılmayacağını” açıklamıştır.

Fransa 2006 yılında bütün eğitim programlarında değişiklik yapmıştır.

(23)

UNESCO Araştırmaları

*

UNESCO ,dünyamızda okuma-yazma bilmeyenlerin hızla arttığını, bunun okuma-

yazma öğretim yöntemleriyle de ilişkili olduğu belirtmektedir.

* UNESCO Genel Direktörü Koichiro Matsuura, 2003 yılındaki bildirisinde “okuma-yazma öğretiminde

eski yöntemler artık yeterli değildir” “önümüzdeki 10 yılda yeni yöntemler bulunmalıdır” demekte ve okuma-yazma öğretiminde sorun yaşayan 80 ülkeye öneride bulunmaktadır.

(24)

Davranışçı Yaklaşım

(25)

Yapılandırıcı Yaklaşım

Eğitimde üç tür yapılandırıcılık vardır.

1.Gelişimsel Yapılandırıcılık (Piaget) 2.Sosyal Yapılandırıcılık (Vygotsky)

3.Etkileşimsel Yapılandırıcılık (Bruner)

(26)

Gelişimsel Yapılandırıcılık

Piaget’e göre, zekâ,çevreye uyum sağlama gücüdür.

Uyum, özümleme,alışma ve dengeleme sonucunda gerçekleşir.

Birey yeni bilgilere uyum sağlamak için zihninde özümleme ve alışma işlemlerini gerçekleştirir.

(27)

Özümleme

Yeni bilgi, kavram,durum vb. bireyin ön bilgileriyle çelişmiyor, zihinsel şemasına uyuyorsa, özümleme işlemleri yapılır.

Özümleme sürecinde yeni bilgi ön bilgilerle uyumlu hale getirilir, bütünleştirilir ve

zihinde yapılandırılır.

Yeni bilgi ön bilgi haline dönüştürülür.

(28)

ÖZÜMLEME

(29)

Alışma

Yeni bilgi,kavram,durum vb. bireyin ön bilgileriyle

çelişiyor, zihinsel şemasına uymuyorsa zihinsel çatışma ve dengesizlik yaşanır.

Böyle durumlarda alışma işlemleri yapılır.

Alışma zihinde yeni düzenlemeler ve değişimler yapma işlemleridir.

Alışma sürecinde birey ön bilgilerini ve zihinsel şemasını yeni bilgiye göre değiştirir ve yeni bilgiyi yapılandırır.

Sorgulama,açıklama,tartışma,ilişkilendirme,çok yönlü düşündürme,vb. çalışmalar yapılmalıdır.

(30)

ALIŞMA

(31)

Dengeleme ve Uyum

Özümleme ve alışma sonunda zihinde yeniden denge kurulur.

Dengeleme sonucunda birey çevreye uyum sağlar.

(32)
(33)

Sosyal Yapılandırıcılık

Vygotsky, sosyal etkileşime önem verir.

•Dil, zihinsel beceriler ve öğrenmenin sosyal etkileşimlerle geliştiğini vurgular.

•Sosyal etkileşimlerle bilgiler aktif olarak öğrenilir.

Öğrenci, etkileşim yoluyla çeşitli bilgi ve görüşleri öğrenir, kendi düşünceleriyle karşılaştırır.

(34)

Sosyal Etkileşim

(35)

Zihinsel Etkileşim ve Çatışma

•Bu süreçte hem zihinsel etkileşim hem de zihinsel çatışma yaşanır.

•Düşünceler arasındaki uyum zihinsel etkileşmeyi, uyumsuzluk ise zihinsel çatışmayı getirir.

•Zihinsel çatışma, açıklama, farklı bilgiler sunma, tartışma,sorgulama,araştırma, vb. etkinliklerle

giderilir, sosyal çatışma önlenir.

(36)

Zihinsel Etkileşim

(37)

Zihinsel Çatışma

(38)

Etkileşimsel Yapılandırıcılık

Bruner,hem bilgilerin hem de zihinsel yapının düzenlenmesini vurgular.

Ön bilgiler çok önemlidir. Öğrenci ön bilgileri ve zihinsel yapısıyla yeni bilgileri inceler ve

seçer.Zihinsel işlemler sonunda anlamlandırdığı bilgileri zihninde yeniden düzenler.

Zihinsel yapıyı düzenlemek için öğrenci:

Öğrenme sürecine aktif olarak katılmalı,

Etkinliklerle çok yönlü düşünmeyi öğrenmeli,

Sarmal mantıkla sorgulama yapmalı,

Zihnini yönetmeli,

Zihinsel bağımsızlık geliştirmelidir.

(39)

Yapılandırıcı Yaklaşımda Öğrenme

Öğrenme, bilgileri aktif yapılandırma sürecidir.

(Bilgiyi araştırır,bulur, inceler ve yorumlar.)

Öğrenme, bilgiler arasında bağ kurma işlemidir.

(ön bilgiler –yeni bilgiler)

Öğrenme, işbirliklidir.

(işbirlikli öğrenme)

Öğrenme, zihni düzenlemedir.

Öğrenme, gerçek yaşamla ilişkilidir.

(Öğrenilenler günlük yaşama aktarılmalıdır.)

(40)

Ne Değişiyor?

Öğretmen merkezli öğretimden öğrenci merkezli öğrenmeye,

Davranış değiştirme yerine beceri geliştirme,

Tek yönlü düşünme yerine çok yönlü düşünme,

Şartlandırma yerine zihinsel bağımsızlık,

Fiziksel etkileşim yerine zihinsel etkileşim,

Etkinliklerle etkin öğrenme,

Kendini değerlendirme.

(41)

Öğrenme-Öğretme Süreci

1. Ön bilgileri harekete geçirme: Yapılandırıcı

yaklaşıma göre yeni bilgi verilmeden önce öğrencilerin ön bilgileri harekete geçirilmelidir. Bunun için soru

sorma, tahmin etme, beyin fırtınası,vb. işlemler yapılmalıdır.

2. Yeni bilgileri anlama: Yeni bilgilerin sunulması, incelenmesi, sorgulanması, analiz edilmesi, vb.

işlemler yapılmalıdır.Bu amaçla:

Olayları ve düşünceleri sıralama, sınıflama, tahmin

etme, ilişkilendirme, benzerlikleri ve farklılıkları bulma, sebep-sonuç ilişkileri kurma, analiz-sentez yapma,

özetleme, değerlendirme, vb. çalışmalar yapılmalıdır.

(42)

3. Bilgiyi yapılandırma: Bilgileri zihinde yapılandırma iki şekilde gerçekleşmektedir.

Yeni bilgi öğrencinin ön bilgileriyle çelişmiyor, zihinsel yapısına uyuyorsa, bilgi kolayca zihinsel yapıya yerleştirilmektedir.

• Yeni bilgi öncekilerle çelişiyor, öğrencinin zihinsel yapısına uymuyorsa,bilgiyi yapılandırmak için zihinde yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

• Bunun için zihinsel yapı değiştirilmeli ya da niteliklerine yeniden şekil verilmelidir.

• Bu işlemler sonunda öğrenci yeni bilgilere uyum sağlar, zihninde yeniden denge oluşturur.

(43)

4. Bilgiyi uygulama: Öğrenci öğrendiklerini uygulamaya aktarmalı,bilginin uygulamadaki

durumunu görmeli ve daha da zenginleştirmelidir.

Öğrencinin bilgiyi diğer arkadaşlarıyla paylaşımı kalıcılığını sağlar.

5. Bilgiyi değerlendirme: Öğrencinin bilgiyi

anlaması, zihninde yapılandırması ve uyguladıktan sonra değerlendirmesi gerekmektedir.

Öğrenci değerlendirme ile bilginin eksik ya da yanlış yönlerini, uygulamadaki durumunu,

işlevselliğini, uygulanabilirliğini gözden geçirir.

(44)

Yapılandırıcı Öğretmen

Düzenleme Rolü: Kurallar, etkinlikler, gruplar, süre,değerlendirme,vb.düzenleme.

Düşündürme Rolü:Amaçlı ve bilinçli sorularla öğrencileri düşünmeye ve zihinsel becerilerini geliştirmeye yönlendirme.

İletişim Rolü:Bilgi akışını,etkin dinlemeyi,

anlamayı, tartışmayı,sorgulamayı,vb. sağlama.

Yargılamadan eleştirmeden mantıklı sorular sorma, önerileri dikkate alma, vb.

(45)

Sonuç olarak, öğrencilerimiz:

-Türkçe'yi doğru ve etkili kullanan,

-Kendini ifade eden, iletişim kuran, iş birliği yapan, girişimci ve sorun çözen,

-Bilimsel düşünen, anlayan, araştıran,

inceleyen, eleştiren, sorgulayan, yorumlayan, -Haklarını ve sorumluluklarını bilen,

çevresiyle uyumlu, şartlandırmaya karşı duyarlı,

-Okumaktan ve öğrenmekten zevk alan, -Bilgi teknolojilerini kullanan, üreten ve geleceğine yön veren,bireyler olarak yetiştirilmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com.. mimiklerine dikkat

Bina formu ile güney cephenin olabildiğince büyütüldüğü ve saydam yüzey oranının kuzey cephede en aza indirildiği görülmektedir (Resim 5). Bilindiği gibi bina kabuğunun

Transformasyonel bir lider olmak isteyenlerin önem vermesi gereken noktalar: (1/2).. -Güven yaratmak için daha önce elde edilen başarıları

- Odak noktası olarak insanın kendisini alması ve en etkili liderliğin başkasının arkasından gitme yerine insanın.. kendi izinden gitmesiyle gerçekleşebileceğini kabul eden

Okul yöneticisinin sergilediği güçlü eğitimsel liderlik davranışları

• Modern kuram: Çalışanların karmaşık olduğunu ve çeşitli faktörler tarafından motive edildiğini öne sürmektedir. Örgütler dinamik ve açık sistemler olarak

 Burada Sistemler Kuramı Çerçeve Çalışması (SKÇÇ) ile Savickas’ın Kariyer Yapılandırma Kuramı daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 26 Korkut-Owen ve

Günümüzde yapılandırıcı yaklaşımla birlikte dil bilgisi öğretimi ayrıntılı olarak ele alınmış, dil bilgisi öğretiminin amaç, yaklaşım, yöntem ve