• Sonuç bulunamadı

SÜNBÜL-ZÂDE VEHBÎ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SÜNBÜL-ZÂDE VEHBÎ"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SÜNBÜL-ZÂDE

VEHBÎ

(2)

HAYATI

Asıl adı Mehmed’dir. Maraşlı Sünbül-zâde ailesinden şair Râşid Efendi’nin oğlu, yörenin meşhur

müftülerinden Mehmed Efendi’nin torunudur.

Şiirlerinde Vehbî mahlasını kullanan şairin doğum

tarihi kesin olarak belli olmamakla beraber, yazdığı

bir kasîdeden 1133/1718 yılında doğduğu tahmin

edilmektedir. Temel eğitimini memleketi Maraş’ta

aldıktan sonra daha iyi imkânlar elde etmek üzere

İstanbul’a gitmiştir.

(3)

Önceleri müdderrislik yapan Vehbî, devlet

büyüklerine sunduğu kasîde ve tarihleriyle adını duyurmuş; kadılık mesleğine de bu vesile ile adım atmıştır.

Yaş ve Bükreş’te on yedi yıl kadılık yapan; Eflak, Boğdan ve Siroz’da bulunan Vehbî, şiirleriyle

şöhret bulduktan ve ilim çevreleri tarafından tanındıktan sonra, bir ara devletin resmî

yazışmalarında görevlendirilmiştir.

(4)

III. Mustafa döneminde, dostluğunu kazandığı

Yenişehirli Osman Efendi ve Reîsülküttâb İsmail Bey

gibi önemli iki devlet adamının himâyesine giren Vehbî, 1182/1768’de hâcegânlık sınıfına terfi ettirilmiş; bu

meslekte yedi yıl görev yapmıştır.

I. Abdülhamid döneminin başlarında İran’a, Bağdat Valisi Ömer Paşa ile Kerim Han Zend arasında ortaya çıkan bir anlaşmazlık dolayısıyla elçi olarak

gönderilmiştir. Vehbî’nin Kerim Han tarafından

kandırıldığı, devletin menfaatlerini koruyamadığı, temsil görevinin gerektirdiği vasıflardan uzak

bulunduğu gibi dedikoduların İstanbul’a ulaşmasından

sonra idamı emredilmiştir

(5)

Vehbî, dostları Osman Efendi ve İsmail Bey’in yardımlarıyla gizlice İstanbul’a gelmiş ve padişahı medh etmek üzere

yazdığı “Tannâne” adlı meşhur kasîdesini

kaleme almıştır. Bu sırada suçsuz olduğu

da ortaya çıkan şair affedilmiştir.

(6)

Bir süre kendisine görev verilmeyen Vehbî,

Sadrazam Halil Hâmid Paşa tarafından yeniden kadılık görevine atanmıştır.

Şair, Kırım Hanı Şahin Giray’ın idamı sırasında

Rodos’ta kadıdır. Vehbî, “Tayyâre” adıyla meşhur olan kasîdesini, Şahin Giray’ın idam edilmesi

üzerine bu adada yazmıştır. Sonrasında Silistre nâibliği, Avusturya seferi sırasında Ordu-yı

Hümâyûn kadılığı nâibliği yapan Vehbî’nin Eski Zağra’daki kadılığı döneminde, gayr-ı ahlâkî bazı davranışlarda bulunduğu iddiasıyla evinin

basıldığı ve bir süre tutuklu kaldığı bilinmektedir.

(7)

Bu olay üzerine görevinden azledilen şair, III.

Selim döneminde yeniden müreffeh bir hayata kavuşmuştur. Sultan Selim, şaire çeşitli

hediyeler vererek iltifatta bulunmuş; önce

Manisa, daha sonra Siroz kadılığına atamıştır.

Manastır ve Bolu kadılıklarından sonra şair

İstanbul’a dönmüştür. İleri yaşında damla (gut) hastalığına yakalanan Vehbî, 14 Rebîülevvel

1224/29 Nisan 1809 tarihinde ölmüştür.

Edirnekapı dışında defnedilmiştir.

(8)

ESERLERİ VE ŞAİRLİĞİ

Sünbül-zâde Vehbî, Dîvân’ını 1205/1790 yılında tamamlayarak III. Selim’e sunmuştur. Şairin

Dîvân’ı üzerine S. Ali Beyzadeoğlu bir doktora

tezi hazırlamıştır. Eser Ahmet Yenikale tarafından yayımlanmıştır.

Lutfiyye, Vehbî’nin oğlu Lutfullah için yazdığı, nasihat-nâme türünde manzum didaktik bir

eserdir. 1181 beyittir.

(9)

Tuhaf-i Vehbî, 882 beyitten meydana gelen Farsça-Türkçe bir lugattir. Nuhbe-i Vehbî ise Arapça-Türkçe manzum bir lugattır. 1948

beyitlik bu mesnevî üzerinde Necmetin Yurtseven tarafından bir doktora tezi

hazırlanmıştır.

Şevk-engîz mizahla karışık cinselliği konu alan, sonunda ise ilâhî aşkla tamamlanan 785

beyitlik bir mesnevîdir.

Vehbî’nin telif ettiği eserlerden birisi de,

kendisinin belirttiği üzere bir yangında yok olan

Münşeât’ıdır.

(10)

Oldukça üretken olan ve farklı türlerde

eserler kaleme alan Vehbî, medrese eğitimi almış, Arapça ve Farsçayı bu dillerin

manzum sözlüğünü yazacak kadar iyi bilen bir şairdir. İranlı şairler arasında Hâfız’ı çok beğenen Vehbî’nin; Türk şairlerden ise

Nef‘î, Nâbî, Sâbit ve Nedîm’in etkisinde

kaldığı görülür. Hayatı hakkında bilgi veren kaynaklarda ön plana çıkan husus

Vehbî’nin zevk ve safâya düşkün biri

olduğudur.

(11)

Bu durum, şairin eserlerine de yansımıştır.

Şânizâde tarafından Türk mizahının sembol

kişilerinden olan İncili Çavuş’a benzetilen Vehbî için zevk ve eğlenceye düşkünlük, saklanılacak bir durum değildir. Bu sebepledir ki Vehbî bazı şiirlerinde, kaba ve cüretkâr bir dil kullanmıştır.

Bununla beraber şairin genel anlamda, kıvrak zekâsını kullanarak kelimeleri özenle seçtiği, anlatacaklarını edebî sanatlar ve bazı söz

oyunları eşliğinde okuyucunun hayal dünyasına

ısmarlayarak aradan çekildiği görülür.

(12)

Vehbî, yaşadığı döneminde “reîsü’ş-şuarâ”

olarak adlandırılarak takdir edilmekle beraber, bazı kaynaklarda lirizmden yoksun oluşu ve

kuvvetli bir şair olmadığı yönünde

eleştirilmiştir. Muallim Nâcî, şairin bazı şiirlerini

“hafif” ve “soğuk” olarak nitelendirirken, Ziya Paşa gazellerini “dağda yetişen kokusuz

güller”e benzetir. Gibb, Vehbî’nin kasîdelerini

“ilhamdan yoksun, sıkıcı olduğu kadar da bayağı ve soluksuz” olarak tanımlar. Şairin

gazellerini daha başarılı bulan Gibb; bunların

zekâ parıltılarıyla, alışılmışın dışında hayallerle

süslendiğini söylemiştir.

(13)

Sünbül-zâde Vehbî şiirlerinde; mahallî kelime ve deyişleri bolca kullanan, atasözlerinden

yararlanan, edebî sanatlara ve mazmunlara vâkıf, duygu ve düşüncelerini samimi ve açık bir şekilde ifade eden bir şairdir. Vehbî; Dîvân şiirinin zirveleri olarak kabul edilen Fuzûlî, Bâkî, Nef’î ya da Nedîm gibi şairlerin ulaştıkları

seviyeye çıkamamakla beraber, kolayca şiir

söyleme kudretine sahip, iyi bir söz ustası, âlim

bir şair olarak kabul edilmiştir.

(14)

KAYNAKÇA

Beyzâdeoğlu, Süreyya Ali, Sünbülzâde Vehbî, İklim Yayınları, İstanbul 1993.

Fâik Reşâd, Eslâf, (I-II), Âlem Matbaası, İstanbul 1311-1312.

Gibb, E. Wilkinson, Osmanlı Şiir Tarihi, (I-II), Çev.: Ali Çavuşoğlu, Akçağ Yayınları, Ankara 1999.

Muallim Nâcî, Osmanlı Şairleri, Haz.: Cemal Kurnaz, Akçağ Yayınları, Ankara 2000.

Şânîzâde Mehmed Atâullâh, Târîh, (I-IV), İstanbul 1284.A

Yenikale, Ahmet, Sünbül-zâde Vehbî-Dîvân, Ukde Yayınları, Kahramanmaraş 2011.

Referanslar

Benzer Belgeler

 FrameworkElement sınıfında türeyen Media Element kontrolü uygulamalarda video ve ses dosyalarınızı kullanmak için kullanılır.. Play, Pause, Stop metodlan ile media

Son adet tarihi bilgisi, ilk ultrason muayenesi veya her ikisi elde edilir edilmez gebelik yaşı ve tahmini doğum tarihi belirlenmelidir, hastaya bildirilmelidir ve tıbbi

Arapça, Farsça ve Türkçe şiirlerden oluşan Divan’dan başka, Lûtfiye-i Vehbî, Tuhfe-i Vehbî, Nuhbe-i Vehbî, Şevkengiz ve Münşeât gibi eserleri de vardır..

Gönlümde kocaman koltuk sevdası Rabbim soracak bana hak sevdası Yaşamım kanıtlar, tutmuşlar yası Söyle koltuğum söyle başımın belası Sünbül Bulgu...

■ Turkish/Islamic Schools 452 Jewish Schools 11 Armenian Schools 36 Greek Schools 53 French Schools - 29 Italian Schools 10 American Schools 5 1 British Schools 2 1 Austrian

Farklı temayüllerin ve edebi çeşitliliğin bol olduğu bir dönem olan on sekizinci yüzyıldaki divan şairlerinden olan Sünbül-zâde Vehbî’nin Divanı’nda da

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com!. Ol hidîv-i bahr

İlk tahminde, tahmin dönemi bir çeyrek olarak belirlenmiş, tüm değişkenler için önceki dönem gerçekleşmeleri kullanılarak üç aylık ortalama logaritmik reel