Hazırlayan Hazırlayan
Arif ÖZBEYLİ
Arif ÖZBEYLİ
Zaman yönetimi, hepi-mizin hem özel yaşamın-da hem
iş ve okul yaşamı-mızda edinmemiz gere-ken en önemli alışkanlık-lardan biridir aslında. Ancak
eksikliğini hisset-tiğimiz ancak ne oldu-ğunu
çözemediğimiz bir sorundur
kimi zaman.
" Eğer çok kısa bir süre sonra öleceğinizi bili-
yorsanız ve tek bir telefon konuşması
yapmaya zamanınız
varsa, kimi arar ve ona neler söylerdiniz?
Öyleyse neyi bekliyor-
sunuz?
Eflatun
1-İnsanoğlu çocukluktan sıkılır.
Büyümekte acele eder. Sonra da çocukluğunu özler.
2-Önce para kazanmak için
sağlığını harcar. Sonra da yitirdiği sağlığını kazanmak için parasını.
3-Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, hiç
yaşamayacakmış gibi ölür.
4-Hayata hazırlanmaya o kadar
zaman harcar ki, hayatını yaşamaya vakti kalmaz.
5-İnsanoğlu yarını öylesine düşünür ki; bu günün elinden gittiğini fark
etmez. Oysaki, hayat geçmişte ya da gelecekte değil, şimdiki
zamanda yaşanır.
Dört şey geri dönmez : Atılan ok,harcanan para, ele geçen fırsat ve geçen
zaman.
Hz.Ömer
"Her sabah hesabınıza 86,400 YTL yatıran bir banka düşünün. Gün
boyu istediğiniz kadar parayı
harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Bunu istediğiniz
herhangi bir şekilde
kullanabilirsiniz, sadece bir koşul
var: Harcamayı başaramadığınız
meblağ ne kadarsa, ertesi güne
devretmez.
Ve onun hiçbir bölümünü her ne nedenle olursa olsun,
saklayamazsınız. Bir önceki günün tutarının tamamını
harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız ertesi
sabah hesabınızda yine 86,400
YTL bulacaksınız.
Farkında olsanız da olmasanız da, yaşamınızın her gününde bu durumla karşılaşmaktasınız.
Zaman "banka"dır ve size her gün istediğiniz gibi
harcayabileceğiniz 86,400
saniye verilir. Ve bu saniyeleri kullanmayı başaramazsanız,
onları ebediyen
kaybedersiniz."
Düşünmeden
öğrenmek zaman kaybetmektir.
Konfüçyüs
Birisi bir zamanlar 72 yıl yaşa-yan sıradan bir Amerikalının zamanını nasıl geçirdiğini hesaplamış:
21 yıl uyuyarak
14 yıl çalışarak
7 yıl kişisel bakım faaliyetleri ile uğraşarak
6 yıl yemek yiyerek
6 yıl seyahat ederek
5 yıl kuyrukta bekleyerek
4 yıl öğrenerek
3 yıl toplantılara katılarak
2 yıl arayıp kendisini bulamayanları arayarak
1 yıl kayıp eşyaları arayarak
3 yıl diğer faaliyetler
Zamanın çoğu saatler
değil, dakikalar halinde boşa harcanır. Dibinde
ufak bir delik bulunan bir kova da kasten boşaltılmış bir kova kadar boştur.
Paul J. Meyer
Erkekler ömründe ortalama: 117 gün
giyinir,160 gün traş olur, 23
yıl uyur, 3 yıl yürür, 735 gün
banyo yapar, 8-9 yıl çalışır,
150 gün tuvalette geçirir ve
5 ton yiyecek tüketir.
Kadınlar : 3.5 ton
yiyecek tüketir, 6-7 yılı
sofrada geçirir. 159 günü tuvalette, 531 günü ayna karşısında , 3 gün saate
bakar ve 6 yılı televizyon
karşısında geçirir.
İnsanlar iki şeyde
aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.
Hadis-i şerif
Zaman aslında herkes için sabittir, diğer bir deyişle
herkes için günde 24, hafta-da 168 saat vardır. Ancak benzer koşullarda yaşayan
çalışanların üretimleri bireysel
yeteneklerden de kaynaklanan
farklılıklar gösterir.
Bu farkı yaratan etkenler- den biri de zamanın nasıl kullanıldığıdır. Zaman
yönetimi, zamanı akılcı
kullanarak daha verimli
sonuçlar elde edilmesini
sağlar..
Günümüz koşullarında gün- delik yaşamın gereklerini
yerine getirmek zamana kar-şı gerçekleştirilen bir uğraş
halini almıştır. Bu yüzden zamanı iyi değerlendirmeyi öğrenmek herkes için stresi
azaltacak, yararlı bir beceri-dir
Tembellik insanı öyle sarar ve etkiler ki,
çalışan bir insanın, tembelliğin kurbanı olmuş bir kişiden
daha çok dinlenme zamanı vardır.
(Edmund Burke)
Zaman yönetimi için yapılması gereken ilk şey zamanın nasıl geçirildiğini belirlemektir.
Herkesin yaşamında sabit olan uyku, yemek yemek, kişisel
temizlik ve bakım, ulaşım gibi zorunlu işler için harcanan
zaman çıkarıldıktan sonra kalan
süre için planlama yapılabilir.
Plan yaparken dürüst ve gerçekçi olmalı, görev-
lerin yanı sıra sosyal
aktiviteler ve egzersiz
için de zaman ayırma-
lıdır.
Gününü faydalı bir
şekilde kullanmasını bilen bir insan için
asıl mutluluk akşam vaktinde gelir.
(Corneille)
Uzun ve kısa vadeli hedef ve öncelikleri belirlemek, hedef- ler için eylem planı yap-
mak, bunları gerçekleş-
tirmek için yapılacak işler listesi hazırlamak, mükem- melliyetçiliği bırakmak,
öncelikleri belirleyebilmek,
hayır diyebilmek,
Aynı zaman dilimine birkaç işi sıkıştırmak (örneğin işe ya da okula giderken veya bir şeyler beklerken kitap okumak,
yemek hazırlarken ya da banyo yaparken önceden kaydedilmiş ders notlarını kasetten dinlemek gibi) bu konuda ana
başlıklardır.
Amerika’da yanlış gelen e-postaları
temizlemenin zaman olarak Amerikan
ekonomisine maliyeti 22
milyar dolar.
Hastalık gelmeden sağlığın,
ihtiyarlık gelmeden gençliğin,
fakirlik gelmeden zenginliğin,
ölüm gelmeden hayatın kıymetini bilin.
Hadis-i şerif
Televizyona veya
alışverişe dalmak,
telefonda sohbet
etmek en önemli
zaman çalıcılar-
dandır. Habersiz
gelen ziyaretçiler
ve kazalar.
(bilgisayarınızın çökmesi ya da virüs bulaşması,
elektriklerin kesilmesi,
bitmiş ödevin üzerine çay dökülmesi, bir işi yapmak için gerekli malzemelerin
tümüne sahip olunmadığının
son anda fark edilmesi gibi)
Özellikle belli bir tarihte bitmiş olması gereken
işlerin planlanmasında önceden hesaplanmazsa
“zaman yönetimi
felaketleri”ne dönüşebilir.
Zaman büyük bir
öğretmendir; ne yazık ki bütün öğrencilerini öldürür.
(Curt Goetz)
Zaman yönetiminde bireyler birçok tuzakla karşı karşıya gelmektedir:
Plânsızlık. Bilinçli bir
plânlamanın yapılmaması, işlerin zamanında
bitirilmesine engeldir.
"Hepimiz hayatın kısalığından söz
ederiz de, boş geçen zamanımızı
nasıl kullanaca-
ğımızı bilmeyiz"
Ertelemek. Kişinin mes- lekî kariyerini yıkabi-
lecek, mutluluğunu boza- cak ve hatta hayatını
kısaltacak, her alanda
başarısını azaltacak bir
alışkanlıktır.
Bugün,kapıya gelmiş bir Tanrı misafiridir : O, hemen
konacak ve yarın göçecektir.
Hasan Basri
Zor iş, zamanında yapmamız gereken, fakat
yapmadığımız kolay işlerin birikmesiyle meydana gelir.
J.J.Rouseau
Öncelikleri belirle- yememek ve sıraya koyamamak.
Önceliklerinizin
önceliklerini belir-
leyin.
Ana ve babaların çocuklarına
bağışlayabilecekleri en güzel miras, günlük
zamanlarından bir kaç dakikadır.
(O.A. Batista)
İnsanlar ömür kısadır derler ama, yine de
onu kısaltmak için ellerinden geleni
yaparlar.
(Jean Jacques Rousseau)
Kendini gereğinden fazla işe adamak (işkolik olma).
İşlerimizi verimli bir şekilde yapabilmemiz için fiziksel
ve zihinsel olarak zinde olmalıyız. Bu da ancak
düzenli bir çalışma ile olur.
Kendini gereğinden fazla işe adayan insanların,
ailesine, spora, gezmeye,
düşünmeye ve diğer sos-
yal etkinliklere ayıracak
zamanları yoktur.
Yaşamı seviyor musun?
Öyleyse zamanı harcama, çünkü yaşamın yapıldığı madde zamandır.
Benjamin Franklin
GAYESİ OLMAYAN
KİMSE, ÇALIŞMAKTAN ZEVK ALAMAZ.
Emille Raux
Acelecilik. Bazı insanlar zaman baskısından
hoşlanırlar. Bunlar
aceleci tavır takınarak
kendilerini sürekli bir
şeyler yapmak zorunda
hissederler.
Kırtasiyecilik ve verimsiz okuma.
Rutin ve gereksiz
işler .
İki günü birbirine
eşit olan ziyandadır.
Hadis-i şerif
Açık kapı politikası (hayır diyememek) Eğer gücünüzden
fazlasını üstle-
nirseniz, size olan
güven azalır.
Gündemsiz ve verimsiz toplantılar. Yapılan her türlü toplantı zaman
alıcıdır. Sorun; gündemi belirlenmeden yapılan, normal süresini aşan ve amacına ulaşmayan
toplantılardır.
Evlatlarınızı devri- niz için değil, on-
ların devirleri için yetiştiriniz.
(Hz. Ali)
“Bir neslin kaderini önceki nesil tayin
eder.”
Konfüçyüs
•
Kararsızlık. Zaman ve para kaybına neden
olduğu gibi,
moralsizliğe de yol
açar.
Yetki verememek.
Yöneticiler
genellikle yetki
aktarımı yapmayı
güçlerinin azalması
olarak algılarlar.
Dağınık masa ve büro düzeni; yorgunluk,
verimsizlik, baş
edememe hissi, stres ve hakimiyet yoksunluğu oluşturur. Ayrıca
yaşamınızı kısıtlar.
• Mükemmellik Hastalığı : Bazıları mükemmele
ulaşmak için gereğinden çok zaman harcarlar. Bu bazen
hastalık halini alır, her gün bilerek herhangi bir işi
mükemmel olmayan bir şekilde yaparak bu
hastalıktan kurtulabilirsiniz.
Yıllar, günlerin hiç bir zaman bilemeyeceği
bir çok şeyi öğretirler...
(Ralph Waldo
Emerson)
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere
dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza
dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat
edin; alışkanlıklarınıza
dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize
dönüşür...
Değerlerinize dikkat
edin; karakterinize
dönüşür...
Karakterinize dikkat edin; kaderinize
dönüşür...
(Mahatma Ghandi )
Ya ümitsizsiniz.
Ya da ümit sizsiniz.
Ya çaresizsiniz.
Ya da çare sizsiniz.
(Behçet Necatigil)
Etkili Zaman Yönetimi İçin Birkaç Öneri
1. Hafta boyunca yapmak istediklerinizi listeleyin ve öncelik sırasına dizin.
2. “Günlük yapılacaklar"
listesini önceliklerinize
göre hazırlayın.
3. Listenizin başındaki işlere büyük bir
dikkatle yaklaşın.
4. Başladığınız işi bir
kerede tamamlayın.
5. "Zamanımı en iyi şekilde nasıl
değerlendirebilirim?"
diye kendinize sorun
ve uygulayın.
Etkili bir zaman yönetimi bize okumaya,
dinlemeye, düşünmeye, iletişim kurmaya ve
kariyerimizi plânlamaya
fırsat verir.
“Bir işin yapılmasını istiyorsanız, o işi
meşgul bir insana verin”
Churchill
Gününden yararlan, yarına güvenme.
Horace
“Kavanozu Doldurmak
Aşağıdaki gerçek hika- ye Kellog Business
School'da (North-
western Üniversitesi) İş İdaresi master
öğrencileri ile Zaman
Yönetimi dersi profesörü
arasında geçer:
Profesör sınıfa girip
karşısında duran dünyanın en seçilmiş öğrencilerine
kısa bir süre baktıktan sonra,
"Bu gün Zaman Yönetimi
konusunda deneyle karışık
bir sınav yapacağız" dedi.
Kürsüye yürüdü, kürsü- nün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı.
Arkadan, kürsünün altından bir düzüne
yumruk büyüklüğünde taş aldı ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye
başladı.
Kavanozun daha başka taş almayacağına emin
olduktan sonra
öğrencilerine döndü ve "Bu kavanoz doldu mu?" diye
sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan "Doldu" diye
cevapladılar.
Profesör "Öyle mi?"
dedi ve kürsünün altına eğilerek bir kova mısır çıkarttı.
Mısırı kavanozun
ağzından yavaş
yavaş döktü.
Sonra kavanozu
sallayarak mısırın taşların arasına yerleşmesini
sağladı. Sonra
öğrencilerine dönerek bir kez daha "Bu kavanoz
doldu mu?" diye sordu.
Bir öğrenci "Dolmadı herhalde" diye cevap verdi.
"Doğru" dedi profesör ve gene kürsünün altına
eğilerek bir kova kum
aldı ve yavaş yavaş tüm kum taneleri taşlarla
mısırların arasına nüfus
edene kadar döktü.
Gene öğrencilerine döndü ve "Bu
kavanoz doldu mu?"
diye sordu.
Tüm sınıftakiler bir
ağızdan "Hayır" diye
bağırdılar.
"Güzel" dedi profesör ve
kürsünün altına eğilerek bir sürahi su aldı ve kavanoz
ağzına kadar doluncaya dek suyu boşalttı. Sonra
öğrencilerine dönerek "Bu deneyin amacı neydi" diye sordu.
Uyanık bir ögrenci
hemen "zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha
ayırabileceğimiz
zamanımız mutlaka
vardır" diye atladı.
"Hayır" dedi profesör, "Bu deneyin esas anlatmak
istediği eğer büyük taşları baştan yerleştirmezsen
küçükler girdikten sonra büyükleri hiç bir zaman kavanozun içine
koyamazsın" gerçeğidir.
Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken
profesör devam etti: "Nedir hayatınızdaki büyük taşlar?
Çocuklarınız,
eşiniz,sevdikleriniz,arkadaşla rınız eğitiminiz, hayalleriniz, sağlığınız, bir eser yaratmak,
başkalarına faydalı olmak, onlara bir Şey öğretmek!
Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki
bir kaçı, belki hepsi. Bu akşam uykuya
yatmadan önce iyice
düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileridir
iyi karar verin.
Bilin ki büyük taşlarınızı kavanoza ilk olarak
yerleştirmezseniz hiç bir zaman bir daha
koyamazsınız, o zaman da ne kendinize, ne de çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı
olursunuz.
Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir
adam olamayacağınızı gösterir".
Profesör, ders bittiği halde konuşmadan oturan öğrencileri
sınıfta bırakarak çıktı.
"Yasam geriye
bakarak anlaşılır, ileriye bakarak
yaşanır."
Hiç yapamayacağın
şeyleri yarına bırakma.
Moris Mandel