• Sonuç bulunamadı

Eleştirmenim Anam Babam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eleştirmenim Anam Babam"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir yazarın eşi, çocuğu, kardeşleri okuyucusu olabilir.

NŞA’da.

Bunda sorun yok.

Ancak yazarın babası, okuyucusu olmamalı. Hele annesi hiç olmamalı.

Benim oldu.

Şakaklarıma karlar yağdı.

Yazım, kışa döndü.

Düz yolda yolumu şaşırdım. Biri der analık hakkımı, sütümü helal et- mem; diğeri der babalık hakkımı haram ederim. Evlatlıktan silerim. Taşıdı- ğın soyadın bana ait, unutma.

Devletten çekmedim anamdan, babamdan çektiğim kadar.

Bana isyan mı ediyorsun?

Benden iyi mi biliyorsun?

Benim dediğim olacak, ben ne dersem öyle yazacaksın, o kadar!

Yazarlık da ana baba hakkına dâhil oldu.

Bir kere müdahale ettin, dereceye giremedim, dedim. Şimdi de edebî bir çığır açmak üzereyim. Yine engel oluyorsun. İsyan filan ettiğim yok.

Edebiyatın, öykünün gereğini yapıyorum. Hem sen bu öyküde bir karakter değilsin ki. Gerçi karakter olsan ne yazar.

Onu ben çiziyorum.

Olmazmış.

Kâmil YEŞİL

(2)

Olamazmış.

Niçin karakter değilmiş, bir. İkincisi, sen beni olduğum gibi anlatmak zorundasın bende değişiklik yapamazsın.

Baktım olmayacak, yazmaktan, yazarlıktan vazgeçtim.

Tamam, baba dedim, ben yazarlıktan vazgeçtim.

Yazmıyorum.

Nasıl vazgeçermişim?

Kitaplarıma baktı.

Bu yazdıklarından para kazanıyor musun, dedi.

Hayır demek geldi içimden. Üste para veriyorum daha, diyesim geldi.

Verdiğim harçlıkları yayıncılara veriyorsun demesin diye vazgeçtim.

Telif alıyorum, dedim.

Memnun olmadı.

Bu uyduruk kitapların üstüne para veren yayıncının aklına şaşayım, dedi. Enayiliğine doymasınlar.

Sustum.

Yazarlığın kuralları vardır, dedi. Yazmıyorsak yazmayı bilmediğimizden değil, dedi. Biz de bulunduk bir zaman meşhur Babıali’de.

Bir yayınevi sahibi, bir editör, bir sansör imiş de haberim olmamış bu zamana kadar.

Neymiş baba o yazarlığın kuralları dedim biraz da dudak bükerek.

Bükülmüş dudağımı görmedi, sesimdeki kızgınlığı ve alayı da duymadı.

Biiir, dedi.

Öldürmeyeceksin.

Baba dedim, ben katil değilim.

Yazarım.

Ve de hayatın içindeyim.

Hayatta ölüm yok mu?

(3)

Olmaz, dedi. Sen de azmettirici olursun.

İkiiii, dedi.

Hamişine mamay pi pi kaymak da yok tamam mı?

Yani?

Yanisi çalmayacaksın.

Çalmıyorum dedim. Yazdıklarım tamamen bana ait. Metinlerarasılık, yeniden yazım yok bende.

Onu demedim, dedi.

Hırsız olmayacak yazdıklarında.

Üüüüç, dedi.

Zina etmeyeceksin.

Zina ettirmeyeceksin.

Kimsenin mahremine ortak olmayacaksın.

Gözetlemecilik yapmayacaksın.

Tövbe tövbe.

Baba peygamber mi oldun, vahiy olarak on emir mi aldın?

Ben biliyorum, dedi. Siz yazarlar, şairler, önce masum masum yaklaş- tırıyorsunuz. Seviyorum, ben de seviyorum, dedirtiyorsunuz. Sonracığıma önce eller buluşuyor, sonra gözler. Sonra kimsenin görmediği bir yere gö- türüyorsunuz diyeceğim ama onu da yapmıyorsunuz; parkın bir ucunda, kütüphanenin bir köşesinde baş başa bırakıyorsunuz onları. Onlar da bir sürü halt yiyorlar orada. Sonra da ayıkla pirincin taşını. Biri telefonla gizli gizli çekiyor onları. Tehdit ediyor. Öbür taraftan bir zabıta geliyor, burada böyle ahlaksızlık yapamazsınız, diyor. Haydi bakalım doğru karakola. İnsan karakola düştü mü bütün memleket ondan haberdar oluyor. Sonra gelsin gazeteciler, üçüncü sayfa haberleri.

İnsanlarda ar haya bırakmıyorsunuz. Olmaz, sizin aşk dediğiniz şeyin ne menem bi şey olduğunu herkes biliyor artık. Aşk maşk yok.

Tamam mı?

Yalnızlık yasak.

(4)

İki kişi baş başa yalnız kaldı mı üçüncüsü şeytan olur. Şeytan gelmese siz yazarlar çağırıyorsunuz şeytanı. Olmadı, şeytanı oluyorsunuz yazdıkla- rınızın.

Dööööörrrt.

Hayali bırak, hakikate bak.

Natüralizm, realizm, edebiyat derslerinde kaldı babam dedim. O kav- ramlar artık birer ceset. Şimdi postmodern dönemdeyiz. Hayal ne, hakikat ne? Artık kimse bunları ayırt edemiyor. Hayalimiz hakikattir; hakikatimiz hayaldir bizim.

Beeeeş.

Annem dedi ki babama.

Beşincisini ben söyleyim.

Oğlum,

Yeni bir dil yap kendine.

Ben ne yapıyordum anam babam.

Ben tam da sizin dediğiniz şeyi yapıyordum.

Ama geldiniz ve dilimi kilitlediniz.

Biz yazarlar şairler zaten bir şey yapmayız. Sadece yeni bir dil yaparız.

Aşk bir bahanedir bize. Tabiat, toplum, birey, duygu, düşünce bahanedir.

Bütün derdimiz bir dil yapmaktır ama siz o dili değil de o dilin dolandığı sahaya bakıyorsunuz.

Anlaşılmıyor diyorsunuz. İmalar berbat diyorsunuz. Argo diyorsunuz.

Jargon diyorsunuz. İmge diyorsunuz ama dili görmüyorsunuz.

Sonra ayağa kalktım.

Babam dedim; annem dedim.

Dediğinizi siz yapın, dedim.

Yumurtasız omlet.

Yapın.

Yani yazın.

(5)

Yazarlığımı anne babama kurban ettim.

İçtiği süt haram edilmiş, evlatlıktan atılmış biri olmaktansa edebiyattan vazgeçmiş biri olmayı yeğledim.

Bütün umudum, bu isteklerini vasiyet hâline getirip notere götürme- meleri.

Belki hak vaki olursa onlardan sonra yazabilirim.

Okuyucudan ricam, hem benim için dua etsinler hem kendileri için.

Benim için dua etsinler, anam babam ya işime karışamaz olsunlar ya da vasiyet bırakmasınlar.

Kendileri için dua etsinler, benim yazdıklarımı okumadan ölmek iste- mesinler.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fahri Kaplan artisanal cam için kolları sıvamış ve kendi deyimiyle kendini ateşe atmıştı.. Söylediği­ ne göre insanların bir Türk atölyesinin Venedik kalitesine

1979-84 yıllarında Çevre M üsteşarlığında Daire Başkanı olarak çalışan Gürpınar, 1984’te Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü’nde uzman olarak görev

milyon arasında olduğu ve yakın­ da başlanarak bir buçuk sene i- çinde binanın hazır edileceği bil­ diriliyor.. Yer ise, malûm olduğu veçhile, Taksimle

Evvelki yazılarda yeni göçleri doğuran, 1) Siyasi baskı, 2) İk­ tisadi cezp, 3) Milli tecanüs ih­ tiyacı âmillerinin rol oynadığını görmüştük. Bir

Tüm oğulları tiyatrocu olan ve bundan hiç memnun olmayan babaanne, tiyatroya alışık torununu, Shirley Temple’lı bir çocuk filmine götürmek istemiş aslında

ö lü m yıldönüm ünde, Nadir N adi’yi anm ak için, en güzel yöntem in, yazılarını yeniden gözden geçirm ek olduğunu düşünm üştüm ; günlerdir kitaplannın birini

Can Yücel’in düz yazılarını okuyunca dudağım uçukladı. Çünkü, yazılar yal­ nız düne tanıklık etmiyor, bugünü gös­ teriyordu, bu bir. Sonra-Necati Doğ-

Ayın 14’ünde Ay ve Spika ile yakın konumda bulunacak olan gezegen ayın sonlarına doğru gün batımından kısa bir süre sonra doğmaya başlayacak ve tüm gece