• Sonuç bulunamadı

Ekolojik Ürünlerin Pazarlanmasında Yasal Mevzuatın Rolü Ş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ekolojik Ürünlerin Pazarlanmasında Yasal Mevzuatın Rolü Ş"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekolojik Ürünlerin Pazarlanmasında Yasal Mevzuatın Rolü

Şule ÖNCEL ULUSOY1 Asuman TÜRELĐ2 Yasemin ŞAHĐN3

ÖZ

Güvenli gıda üretimi ve tüketiminin temel bir hak ve sorumluluk olarak algılandığı, ekolojik değişimlerin insan hayatı üzerindeki olumsuz etkilerinin tartışıldığı, ekonomik krizle değişen maliyet-karlılık oranlarının işgücü verimliliğini yükseltip istihdamı daraltma baskısına neden olduğu günümüz koşullarında organik ürünlerin yaygınlaştırılması hem tüketiciler hem de işletmeler tarafından yeni bir fırsat ve alternatif olarak algılanmaktadır.

Ülkemizde ekolojik dengenin korunması, organik tarımsal faaliyetlerin yürütülmesi, organik tarımsal üretimin ve pazarlamanın düzenlenmesi, geliştirilmesi, yaygınlaştırılmasına yönelik hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 01.12.2004 yılında yürürlüğe giren Organik Tarım Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir.

Yasal mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen hizmetlerin başında sertifikasyon kuruluşlarının akreditasyonu ve kontrolü, üretim ve pazarlama faaliyetlerinin rutin denetimleri ile üreticilere yönelik kredi desteklemeleri gelmektedir. Organik ürünlerin sertifikasyonu ve kontrolü ekolojik ürünlerle konvansiyonel ürünler arasındaki farklılığın net biçimde ortaya koyularak tüketici güveninin kazanılmasını ve firmalar arasındaki haksız rekabetin önlenmesini sağlamaktadır.

Tarımsal girdi kullanımı ve işletme sermayesinin sınırlı olduğu ve konvansiyonel üretimin gerçekleştirildiği yerlere kıyasla daha bakir olduğu düşünülen üretim alanlarının organik tarım amaçlı değerlendirilmesi, tarımsal nüfüstaki atıl işgücünün aktif hale geçirilerek üretime katılması, yaratılacak yeni pazarlarla dış ticaret olanaklarının geliştirilmesi beklenen diğer kazanımlardır.

Anahtar Kelimeler: Yasal mevzuat, organik tarım kanunu, sertifikasyon

The Role Of Legıslatıon In Marketıng Of Ecologıcal Products

ABSTRACT

It is recognized as a new opportunity for producers and consumers alike to ensure and disseminate the availability of organic products in today’s conditions where the new cost-profit ratios, due to the economic crisis, cause pressures to arise, which are stemming from shrinking revenues and increasing labor efficiencies; where the negative effects of the ecological changes on human lives are discussed; and where safe food production and consumption is perceieved as a basic right and responsibility.

In our natio, services and functions to protect the ecological balance, to perform organic agricultural activities, and to organize, develop, and disseminate the production and marketing of organic agricultural products are operated within the borders set by The Organic Agriculture Legislation that has been enforced by the Ministry of Agriculture on December 1, 2004.

At the top of the services that are operated within the legal statute come the accreditation and control of certification entities, routine inspection of production and marketing activities, and loan supports. Control and certification of organic products prevent unfair competition among companies and earn the consumers’ trust by displaying clearly the difference between ecological and conventional products. Some of the other advantages are as follows: areas that are more untouched, have less in management equity and agricultural input, in comparison to areas of conventional agriculture, can be used for organic agriculture; the unemployed workforce in agriculture can be actively engaged in the production and new foreign commerce opportunities can be created through the development of new markets.

Key words: Legislation of ecological products, certification

1 Dr. Đstanbul Đl Tarım Müdürlüğü Kontrol Şube suleoncelulusoy@hotmail.com

2 Zir. Yük. Müh. Đstanbul Đl Tarım Müdürlüğü Kontrol Şube

3 Zir. Yük. Müh. Đstanbul Đl Tarım Müdürlüğü Kontrol Şube

(2)

1. GĐRĐŞ

Üretimde kimyasal girdi kullanmaksızın, toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumayı hedefleyen organik tarım yöntemi, üretimden tüketime kadar her aşamanın kontrollü gerçekleştirildiği alternatif bir tarımsal üretim biçimidir.

Sanayileşmenin beraberinde getirdiği ekolojik dengenin korunması, kaynak kullanımının iyileştirilmesi, doğal, sağlıklı ve güvenli gıda temininin sağlanması kaygıları öncelikle gelişmiş ülkelerde organik tarım faaliyetlerinin başlamasına neden olmuş, 1972 yılında Uluslararası Organik Tarım Federasyonunun (IFOAM) kurulmasıyla uluslararası boyuta ulaşmıştır. Organik ürünlerin ticarete konu olmasıyla kontrol ve sertifikasyona ilişkin yasal düzenlemeler gündeme gelmiştir. Avrupa'da önceleri her ülke kendine göre bazı düzenlemeler yaparken, 24 Haziran 1991 tarihinde Avrupa Topluluğu içinde organik tarım faaliyetlerini düzenleyen 2092/91 sayılı yönetmelik yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Amerikan Ulusal Organik Programı (NOP), Japonya Tarım Standartları (JAO), Codex Organik Tarım Rehberi ve EUREPGAP uluslararası standartların oluşturulmasında kullanılan diğer referans sistemlerdir (Yıldız M.S. ve Çatı K, 2006) .

Ülkemizde organik tarım faaliyetleri 1986 yılında ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda, ihracata yönelik olarak organik üzüm yetiştiriciliği ile başlamış organik incir ve kayısı ile devam etmiştir. Organik tarım projeleri öncelikle Türkiye ‘de irtibat bürosu açıp hem danışmanlık hizmeti veren hem de projeyi yürüten ithalatçı firmalar tarafından gerçekleştirilmiş zamanla Türk ihracat firmaları da bu projeleri yürütmeye başlamışlardır. 1992 yılında Đzmir’de kurulan Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) ile ülkemizde ekolojik tarım konusunda çalışan kişi ile özel ve kamu kuruluşların bir araya getirilerek aralarında bilgi alışverişinin sağlanmasında ilk adım atılmıştır. 1994 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından “Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine Đlişkin Yönetmelik” hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliği takiben 01. 12.2004 tarihinde çıkarılan Organik Tarım Kanunu yasal mevzuatın temelini oluşturmuştur. Bu Kanun gereğince hazırlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına Đlişkin Yönetmelik” 10.06. 2005 tarihli ve 25841 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Organik tarım Ege Bölgesi başta olmak üzere ülkemizin her bölgesinde yapılmaktadır. Kurutulmuş üzüm, incir, kayısı, erik, dut, vişne, antep fıstığı, badem, fındık, ceviz gibi taze veya işlenmiş meyveler, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllar, fasulye, mercimek, nohut gibi kurutulmuş baklagiller, bal, deniz tuzu, çay ve bitkisel çaylar, baharatlar, endüstri bitkileri, zeytin ve zeytinyağı ve işlenmiş ürünler ülkemizde üretimi yapılan organik ürünlerin başında gelmektedir (Atlı S., 2006)

2. ORGANĐK ÜRÜNLERLE ĐLGĐLĐ YASAL MEVZUAT 2.1. Organik Tarım Kanunu

Organik Tarım Kanunu, tüketiciye güvenilir, kaliteli ürünler sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin geliştirilmesini sağlamak için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamayı amaçlayıp, organik tarım faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin kontrol ve sertifikasyon hizmetlerinin yerine getirilmesi ve Bakanlığın denetim usul ve esasları ile yetki, görev ve sorumluluklara dair hususları kapsamaktadır.

Organik tarımın uygulanması ve geliştirilmesi için gerekli komiteler, yetki verilmiş kuruluşlar ile organik tarım yapabilecek kişi ve kuruluşlar Kanunun ikinci bölümünde açıklanmaktadır.

Organik Tarım Komitesi: yasa içindeki en yetkili komite olup organik tarımın geliştirilmesi için çalışma yapmak, Bakanlık içi ilişkileri düzenlemek kontrol ve sertifikasyon vermekle görevlendirilmiş kuruluşların ve kişilerin faaliyetlerini izlemekle görevlidir.

(3)

Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi: Konuyla ilgili kamu kuruluşları, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve özel sektörü temsil eden 10 kişiden oluşmakta olup strateji geliştirmek ve gerektiğinde alt komiteler kurmakla yükümlüdür.

Organik tarım faaliyetlerini denetlemek, kontrol etmek ve sertifikalandırmak üzere Kontrol ve Sertifikasyon veya Sertifikasyon kuruluşu kurma yetkisi Tarım Bakanlığı’na verilmiştir. Organik tarım yapan müteşebbisler, bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu denetiminde çalışmak zorunda olup üretimi yönetmeliklerde belirtilen koşullarda yürütmelidirler. Kanun kapsamında organik ürün sertifikası almayan ürün ve girdilerin ithalat ve ihracatına yasak getirilmiştir. Bu kanun kapsamındaki tüm denetimlerin yetkisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na verilmiştir. Kanun gereği bakanlık denetimleri kendi alt yapısı ile denetleyebileceği gibi, akredite olmuş kuruluşlara da yetki verebilecektir. Denetimler sonucunda organik ürünleri ve girdileri üreten, pazarlayan, satan, ithal ve ihraç edenlere ceza verebilme yetkisi Bakanlık ukdesindedir.

Tüketicinin basın organları tarafından bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacıyla RTÜK görevlendirilmiş olup bu amaçla ulusal, bölgesel ve yerel yayın organlarının ayda en az otuz dakika süren ve organik ürünleri tanıtıcı program yapmaları istenmektedir.

2.2. Organik Tarımın Esasları Ve Uygulanmasına Đlişkin Yönetmelik

10.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik; her türlü bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi ile kullanılacak girdilerin organik tarım metoduna uygun olarak üretilmesi veya temini, orman ve doğal alanlardan organik tarım ilkelerine uygun olarak ürün toplanması, bu ürünlerin işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması, taşınması, pazarlanması, kontrolü, sertifikalandırılması, denetimi ile cezai hükümlere ilişkin teknik ve idari hususları kapsamaktadır.

Yönetmelikte belirtilen kurallara uymak kaydıyla tüm ülke sathında organik tarım metodu uygulanabilir. Organik tarım, müteşebbis ile yetkilendirilmiş kuruluş arasında imzalanan sözleşme esasına dayanır. Bu sözleşme; tarımsal faaliyetin bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılacağını belirleyen yazılı anlaşmayı ifade eder. Yetkilendirilmiş kuruluş sözleşme yaptığı; organik bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi yapan, orman ve doğal alanlardan ürün toplayan müteşebbisi geçiş sürecine alır. Bitkisel üretimde organik tarıma başlanmasından en az oniki ay sonra elde edilen ürünler geçiş süreci ürünü olarak değerlendirilir. Geçiş süreci ürünü, "Organik tarım geçiş süreci ürünüdür"

etiketiyle pazarlanır. Organik ürünün işlenmesi esnasında, yalnız bu Yönetmelikte belirtilen gıda bileşenleri kullanılır, iyonik radyasyon-ışınlama yöntemi uygulanmaz. Bu süreçte GDO ve/veya GDO türevleri kullanılmaz.

Organik ürünlerin etiketlenmesinde ürünün adı ve sertifika statüsü, ürünün hasat yılı, üretim tarihi, kime ait olduğu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak üretilmiş olduğu belirtilmelidir. Đthal edilen ürünlerin de bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olduğu belirtilmeli ve Türkçe etiket bilgileri yer almalıdır. Yurt içinde pazarlanan organik ürünlerin üzerinde, yönetmelikte belirtilen şekilde organik ürün logosu kullanılmalıdır.Yetkilendirilmiş kuruluşun adı, kod numarası, sertifika numarası ve logosu bulunmalı, ürün içindeki maddeler, ağırlıklarının azalış düzenine göre liste halinde sıralanmalıdır. Ürünün menşei, üretim yeri, üretim ve son kullanma tarihi belirtilmelidir. Ürün etiketinde organik kelimesinin kullanılması; ekolojik, biyolojik kelimelerinin kullanımıyla eşdeğerdir. Bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmeyen ürün etiketinde, bu Yönetmeliğe uygun üretildiği, hazırlandığı, işlendiği, ambalajlandığı, depolandığı ima ve beyan edilemez. Organik olmayan ürünler etiket ve ambalaj dizaynıyla, organik ürün etiket ve ambalaj dizaynını çağrıştıracak nitelikte ve benzerlikte olamaz. Böyle ürünler için organik tarımsal ürün olarak marka, patent ve tescil alınamaz.

(4)

Organik olmayan ürünler için, tüketicide organik ürün izlenimi oluşturacak, haksız rekabete neden olacak, bio, biyo, eco, eko, org ön ekleri kullanılamaz.

Organik ürünlerin depolanması sırasında ürünün organik özelliğini kaybettirecek ilaç ve ilaçlama yöntemi kullanılamaz.Müteşebbis, organik ürünleri toptancı ve perakendeciler de dahil olmak üzere diğer birimlere taşıma sırasında içeriğinde herhangi bir karışmaya neden olmayacak biçimde uygun paket, konteynır veya kapalı araçlarda, izlenebilirliğini sağlayacak şekilde taşınmasını sağlamakla yükümlüdür

Organik hammadde ve/veya organik işlenmiş ürün olduğunu belirten “Ürün Sertifikasına” sahip olan ve bu Yönetmelik hükümlerince üretilmiş ürünler organik ürün olarak pazarlanır. Organik ürün ticareti yapan müteşebbis, her bir parti satışını “Ürün Sertifikası”ile belgelendirmek zorundadır. Organik ürünler, organik ürün olduğu açıkça belirtilerek satılır. Organik ürünlerin, konvansiyonel ürün ile karışmaması ve organik niteliğinin korunması organik ürün satışı yapan müteşebbisin yükümlülüğündedir.

Yönetmelik hükümlerine göre, ürünün güvence altına alınmasındaki iki temel unsur, kontrol ve sertifikasyondur. Kontrol ve sertifikasyon işlemi, aynı kuruluş tarafından yapılabileceği gibi ayrı ayrı kuruluşlar tarafından da yapılabilir.

Yetkilendirilmiş kuruluşlar teknik ve idari bakımdan görevini yerine getirebilecek imkânlara sahip olmalıdır. Sertifikasyon Kuruluşu, Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu EN 45011 veya ISO Rehber 65 standartlarına göre, Kontrol Kuruluşu ise EN 17020 standardına göre akredite edilmiş olmalıdır. Yetkilendirilmiş kuruluşlar, danışmanlık hizmeti veremez, yöneticilerinin, ortaklarının, kontrolörlerinin ve çalışanları ile bunların birinci derece yakınlarının organik tarım faaliyetlerini kontrol edemez ve sertifikalandıramaz.

Kontrol işlemi; yazılı belgeleri, planları, defterleri, raporları, kayıtları, arazi, işletme ve depo gibi kritik nokta kontrollerini ve gözlemleri içermelidir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu yılda en az bir defa haberli veya habersiz olarak işletmeyi yerinde kontrol eder. Sertifikasyon ise bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesidir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu, bu Yönetmelikte bahsedilen kriterleri ve sertifikasyon esaslarının uygunluğunu EN 45011 veya ISO 65’e göre sağlamak zorundadır. Yetkilendirilmiş kuruluşlar yapılan işin niteliğine göre kalite sistemini açıklayan bir kalite el kitabı hazırlar.

Yönetmelikte yukarda açıklanan işleyişle organik tarım sistemi detaylı bir şekilde ortaya koyularak; organik bitkisel ve hayvansal üretim şartları, organik mantar, organik arı yetiştiriciliği açıklanmakta, bu süreçlerde kullanımına izin verilen, gübre ve toprak iyileştiriciler, bitki koruma maddeleri, hayvan barınak ve binalarında zararlı ve hastalık kontrolü için kullanilabilecek girdiler, taşıyıcılar dahil gıda katkıları, işlem yardımcıları ve diğer maddeler de belirlenmektedir (http://www.organiktarimrehberi.info/)

3. ÜLKEMĐZDE EKOLOJĐK ÜRÜNLERĐN PAZARLANMASINDA MEVCUT UYGULAMALAR

Ülkemiz organik tarımsal üretim ve pazarlama açısından önemli üstünlüklere sahiptir. Ekolojik çeşitlilik, toprak kirliliğinin azlığı, işgücü varlığı, organik ürünlere karşı artan taleple beraber yurt içi ve yurtdışı pazar şansları konvansiyonel üretime karşı avantaj yaratmaktadır. Uluslar arası ticaretin gerekleri doğrultusunda uyumlaştırılan yasal mevzuat ve standartlar organik tarımın alt yapısının hızla geliştirilmesine katkıda bulunmuştur. 2002 yılında 150 çeşitle gerçekleştirilen organik üretim 2009 yılında 212

(5)

çeşit üründe yapılmıştır. Çiftçi sayısı 12482’den 35565’e ulaşmış, üretim miktarı 3 kat artarken toplam üretim alanı 90 000 hektardan 501 641 hektara çıkmıştır.

Çizelge 1. Genel Organik Tarımsal Üretim Verileri (Geçiş süreci dahil)

Yıllar Ürün Sayısı Çiftçi sayısı

Yetiştiricilik Yapılan Alan(ha)

Doğal Toplama

Alanı(ha) Toplam Üretim Alanı(ha) Üretim Miktarı(ton)

2002 150 12.428 57.365 32.462 89.827 310.125

2003 179 14.798 73.368 40.253 113.621 323.981

2004 174 12.806 108.598 100.975 209.573 378.803

2005 205 14.401 93.134 110.677 203.811 421.934

2006 203 14.256 100.275 92.514 192.789 458.095

2007 201 16.276 124.263 50.020 174.283 568.128

2008 247 14.926 109.387 57.496 166.883 530.225

2009 212 35.565 325.831 175.810 501.641 983.715

Yasal mevzuatın uygulanmasıyla beraber yetkilendirilmiş kuruluş sayısı 7’den 18’e çıkmıştır. Halihazırda organik tarımfa faaliyet gösteren 607 işletme Bakanlık kayıtlarına girmiş bulunmaktadır.

Organik tarım sisteminin yaygınlaştırılması amacıyla Bakanlık Đl Müdürlüklerinde Organik Tarım Birimleri oluşturulmuştur. Bu birimler yetkilendirilmiş kuruluşlar ve müteşebbislerle ilgili kayıtların tutulmasından, Organik Tarım Mevzuatı hükümleri doğrultusunda organik ürün, üreten, işleyen, depolayan ve pazarlayan müteşebbislerin denetlenmesinden sorumludur. Üreticilerin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi faaliyetleri de Đl Müdürlüklerince gerçekleştirilmektedir.

Organik üretim faaliyetinde bulunmak isteyen üreticilere yapılacak finanasal destekler ise Faiz Đndirimli Tarımsal Krediler, Doğrudan Gelir Desteği, Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunması Programını Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesi (ÇATAK ) projesi olarak sıralanabilir.

Çiftçilerimiz için düşük faizli selektif kredi verilmesine imkan sağlayan 25 Şubat 2004 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile, organik tarımsal ürünleri ve girdileri üreten müteşebbislere tarımsal kredilere uygulanan cari faiz oranından % 60 indirimli olarak azami 3 yıl vadeli yatırım ve 1 yıl vadeli işletme kredisi kullanma imkanı sağlanmıştır.

Bir yıl süre ile çıkarılmış olan bu karar daha sonraki yıllarda 5 yıl vadeli yatırım ve 1,5 yıl vadeli işletme kredisi kullanma imkanını da sağlayarak 2005, 2006, 2007 ve 2008 yılları için uzatılarak devam ettirilmiştir. Bu kapsamda 2004-2008 yılları arasında toplam 2324 müteşebbise 68.511.000 TL işletme ve yatırım kredisi kullandırılmıştır. Düşük faizli selektif kredi imkanı uygulamaya konulmasıyla gerek organik tarımsal üretim yapacak gerekse organik girdi üretecek müteşebbisler de destekleme kapsamına alınmıştır.

Ayrıca 30.04.2005 tarih ve 25801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bitkisel Üretimle Đlişkili Olarak, Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına Đlişkin Tebliğ” ile Organik Tarım üreticilerine Doğrudan Gelir Desteğine ilave olarak dekara 3 TL ek destek ödenmesi sağlanmıştır. Bu kapsamda 2005 yılı için 1.042 üretici 131.275 TL , 2006 yılı için de 1.536 üretici 351.565 TL ilave destekten yararlandırılmıştır. 2007 yılı için dekar başına 5 TL ilave doğrudan gelir desteği ödenmesi yapılarak 1615 üreticiye 653732,5 TL ilave destekten yararlandırılmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın Organik Tarım Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ’de yaptığı değişiklik ile mücbir sebeplerle organik tarım faaliyeti sona eren çiftçiye de organik tarım desteği ödemesi yapılması gündeme gelmiştir.

“Çevre Amaçlı Tarımsal Arazilerin Korunmasını Tercih Eden Üreticilerin Desteklenmesine” Đlişkin 2008/14268 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 14.11.2008 tarihli ve 27054 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kapsamda 2. kategori çevre dostu tarım

(6)

teknikleri ve kültürel uygulamalarına 135 TL/da ödeme yapılması planlanmıştır.

http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,Organik_Tarim.html

4. SONUÇ VE ÖNERĐLER

Sağlık ve çevre bilincinin yaygınlaşarak, tüketici profili ve davranışlarını değiştirdiği, sırasıyla üretim, pazarlama ve ticaret alanlarında yer alan aktörlerin bu değişime ayak uydurarak var olabildikleri günümüz koşullarında karar verici mekanizmalara önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda ülkemizde ekolojik ürünlerin üretimi ve pazarlanmasında kamu kesiminden beklenen rol, yasal düzenlemelerin belirlenmesi ve uygulanması, alt yapı olanaklarının iyileştirilmesi ve finansal desteğin sağlanması olarak özetlenebilir.

Ülkemizde organik tarım konusundaki yasal mevzuat kanun ve yönetmelikler düzeyinde tanımlanmış olup AB ile uyumlu şekilde uygulamaya geçilmiştir. Mevzuat çerçevesinde yapılan yetkilendirme çalışmaları bu alanda hizmet veren kuruluşların nitelik ve niceliklerinin artmasına, gerçekleştirilen denetimler firmalararası haksız rekabetin önlenmesine katkıda bulunmaktadır. Bakanlık personelinin hizmetiçi eğitim faaliyetlerine ek olarak üreticiler ve tüketicilere yönelik yapılan bilgilendirme çalışmaları etkin bir şekilde devam etmektedir. Alt yapı olanaklarının iyileştirilmesi konusunda üreticilere verilen teknik ve finansal destek ihityaçlar doğrultusunda güncellenerek sürdürülmektedr.

KAYNAKÇA

Atlı S., 2006, Türkiye’de Organik Tarım Uygulamaları, Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde Etmede Organik Tarım Sektörü Sektörel Stratejiler ve Uygulamallar

Yıldız M.S. ve Çatı K, 2006, Organik Tarım Ürünleri Üretiminde Sertifikasyon Kuruluşlarının Rolü ve Önemi, Sürdürülebilir Rekabet Avantajı Elde Etmede Organik Tarım Sektörü Sektörel Stratejiler ve Uygulamallar.

http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,Organik_Tarim.html http://www.organiktarimrehberi.info/

Referanslar

Benzer Belgeler

Üstelik bu azınlık dışarıda veya işyerlerinde yedikleri yemeğin organik olması için de çok bekleyecek, çünkü toplu üretimde organik yemek yapmak şu anki olanaklarla

• Organik ürünün üzerindeki etiket, o ürünün organik tarım prensiplerine göre üretilmiş, işlenmiş, etiketlenmiş ve taşınmış olduğunu garanti atına alır.. •

• Toprağa organik madde ve besin maddesi kazandırmak amacıyla toprağa karıştırılmak üzere yetiştirilen bitkilere yeşil gübre denir.. • Yeşil gübre olarak

 Var olan potansiyelin sağladığı avantajlar ile yıllardır entansif tarım yapılan gelişmiş ülkelere göre Türkiye’de organik tarıma geçiş daha kolaydır.. 

Genelde bazı maddeler organik ürünlerde yüksek iken, azot ve protein içeriği ile C vitamini gibi önemli besin maddelerinin konvansiyonel ürünlerde daha yüksek

zımda özetle “Organik ürünlerin insanların düşlediği gibi doğanın bağrında hiçbir kimyasal madde kullanıl- madan yetiştirilmiş olmadığını; organik ürünlerin Tür-

Bununla beraber, özellikle dikkatiniz çekmek istediğim husus şudur: “Organik tarım” ya da “organik ürünler” sizin hayaliniz- deki gibi doğal yetişmiş yani

Bununla beraber, özellikle dikkatiniz çekmek istediğim husus şudur: “organik tarım” ya da “organik ürünler” sizin hayalinizdeki gibi doğal yetişmiş