PSİKO-ANALİTİK GELİŞİM KURAMI
Psiko-Analitik Kuram
Sigmund Freud Kimdir?
Psikanaliz Nasıl Ortaya Çıktı?
Psiko-Analitik Gelişim Kuramı ve aşamaları neler?
Psikodinamik Yaklaşım ve Anksiyete Nedir?
Psikanaliik Kuramda Tedavi ve Tedavi Teknikleri Neler?
Psikanaliz’e Yapılan Eleştiriler?
Sosyal Hizmet ve Psikodinamik Kuram İlişkisi?
Örnekler ve Değerlendirme…
SIGMUND FREUD
PSİKO- ANALİTİK
GELİŞİM KURAMI
SIGMUND FREUD
Psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan, Yahudi
kökenli Avusturyalı nörolog olan Freud, 6 Mayıs 1856’da Morovya’da doğdu.
Tıp okumaya karar veren Freud, eğitimini Viyana Üniversitesi’nde tamamladı.
Jean Martin Charcot'nun yanında staja başladı.
Sonradan Bernheim ve Liebault ile tanıştı ve onların hipnoz çalışmalarından çok etkilendi.
Joseph Breuer ile psikodinamik kavramının temelini atmışlardı.
Çalışmalarını yalnız sürdüren Freud, giderek hipnoz kullanmaktan vazgeçti ve Psikoanalitik Kuram'ı geliştirdi.
GİRİŞ
İnsan davranışlarını ortaya çıkaran nedenlerin neler olduğu tarih boyunca insanların ilgisini çekmiş, birçok araştırmanın yapılmasına yol açmıştır. 20. yüzyıla kadar özellikle ruhsal davranışlar mantıklı bir nedene bağlanamamış, yeterli
açıklamaları yapılamamıştı.
19 yüzyılın ortalarında "psikoloji" Almanya'da bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıktı.
19. yy sonunda S. Freud öncülüğü ile klinik görüşmeleri incelemeye çalışmışlardır ve akıl hastalıklarının psikolojik nedenlerini incelerken “Bilinçaltı” nı keşfetmiştir.
Sigmund Freud tarafından öne sürülen psikanalitik kuram, bize hem normal, hem de anormal zihinsel süreçlerin işleyişiyle ve bunların somut yansımaları olan davranışlarla ilgili bilgiler verir.
Bu kuramın da çıkış noktası olarak aldığı ilk varsayım, daha önce Spinoza tarafından tanımlandığı belirtilen nedensellik varsayımıdır.
PSİKO-ANALİTİK GELİŞİM KURAMI
Psikanaliz zihinsel süreçlerin bilinçdışı unsurlarını
araştırırken, bunların arasındaki bağlantıyı yakalamaya çalışır ve amaçlarından kuvvetli olanlarından biri,
transferansın bilinçdışı engellerinden serbest kalmasına yardım etmektir.
Freud'e göre, insanın herhangi bir nedenle tatmin
edemediği sevgi (aşk) yoksunluğu onu bunalımlara ve anormal davranışlara itmektedir.
Haz ilkesi: Organizmanın acı ya da ağrıdan kaçarak haz aramasını gösterir. Haz ilkesi doğuştan vardır. Amacı doyuma ulaşmak ve haz sağlamaktır.
Gerçeklik ilkesi: Organizmanın gereksinmelerinin dış
gerçeklere göre ertelenmesini ya da doyurulmasını sağlar.
Doğuştan yoktur.
Haz ve Gerçeklik İlkelerinin Etkinlikleri
Freud’a göre kişiliğin oluşumuna yön veren üç temel kavram bulunmaktadır.
Bunlar;
I. Bilinç Sınıflaması (Topografik kişilik kuramı)
II. Yapısal Kişilik Kuramı
III. Psiko-seksüel gelişim dönemidir.
Bilinç Sınıflaması
Bilinçdışı ile dürtülerin farkındalık dışında geliştiği zihnin süreçleridir.
Bilinç, farkında olduğumuz yaşantıların bulunduğu yerdir.
Organizmanın iç ve dış dünyada olan bitenlerin farkında olabilmesi, seçebilmesi, algılayabilmesi gibi.
Bilinç öncesi bilincinde olmadığımız (o anda farkında
olmadığımız) ama biraz düşününce ya da ufak bir çabayla hatırladığımız ya da bilince çıkarabildiğimiz yaşantıların bulunduğu yerdir. Örneğin; telefon numarasını hatırlamak.
Bilinç dışı ise bilincin dışında olan ve ve özel bir takım tekniklerle bilince çıkarılabilen yaşantıların bulunduğu
yerdir. Diğer bir deyişle bilinci tehdit eden,uzaklaştırılması gereken duygu ve yaşantıları içeren kısımdır. Örneğin; hoşa gitmeyen, toplumca onaylanmayan duygu, düşünce, istek ve arzular.
BUZ DAĞI BENZETMESİ
Freud kişiliğin büyük bir
kısmının
bilinçdışında oluştuğunu belirtmiştir.
Freud bilinç, bilinç öncesi ve bilinç dışını buz dağına
benzeterek açıklamaya çalışmıştır.
Yapısal Kişilik Kuramı
Freud’a göre; Topografik Kişilik Kuramı, yapılan
zihinsel içerikleri ve süreçleri açıklamak için yetersizdi.
Ruhsal aygıtla ilgili görüşlerini yeniden düzenleyerek 1923'te ikinci varsayımı olan yapısal varsayımı öne
sürdü. Buna göre ruhsal aygıt üç soyut yapıdan oluşmaktadır;
i. Üstbenlik (Süperego) ii. Benlik (Ego)
iii. Altbenlik (id)
Bu zihinsel yapılar birbirleriyle ilişkili zihinsel
içeriklerden ve süreçlerden oluşmaktadır. Ruhsal aygıtın üç yapısı arasında sürekli ve dinamik bir etkileşim vardır
İD EGO
SUPEREGO
Altbenlik (İd): Ruhsal aygıtın doğuştan gelen ve en eski yapısıdır. Altbenlik içerikleri sürekli
boşalma ve doyum arar, tümüyle bilinçdışıdır.
Bunlar haz ilkesine uyar.
Benlik (Ego): Ruhsal aygıtın organizmayı bir davranışa yönelten yapısıdır. Ruhsal aygıtın
algılayıcı, açıklayıcı, uyum yapıcı ve uygulayıcı yapısıdır. Benlik bu işlevlerini yerine getirirken altbenlik ve üstbenlikle ilişki kurar.
Üstbenlik (Süperego): Üstbenlik ruhsal aygıtın dizginleyici, suçlayıcı, yargılayıcı, cezalandırıcı yapısıdır. Günlük yasamdaki karşılığı '"vicdan", belirtisi ise "suçluluk duygusu"dur.
Benlik - Bilinç
Psiko-Seksüel Gelişim Dönemleri
Freud, insanların karşılaştıkları her türlü psikolojik problemin çocukluklarında yaşadıkları cinsel tecrübelerin ve hayallerin veya gizli isteklerin doğrultusunda oluştuğunu söyler. Freud insan davranışlarının arkasında cinsel faktöre aradığı gibi, insanın ruhsal gelişmesinde ve kişiliğin gelişmesinde psikoseksüel bir gelişmenin aracılığını ele almıştır.
Yaş Aralığı
Dönem
Etkilenen Kişiler
Kazanılması Olası En İyi Özellikler
0-1 Yaş
Oral Anne ya da onun yerine geçen yetişkin
Güven ve iyimserlik
1-3 Yaş
Anal Ana-baba ya da
Onun yerine geçen kişi
Kendi kendini kontrol etme duygusu ve yeterliği
3-6 Yaş
Fallik Temel olarak aile Amaçlılık; yönlülük; etkinlikleri başlatma yeteneği
6-12 Yaş
Gizil Okul, arkadaş ve komşular Okulla ilişkili becerilerde yeterlik
12-18 Yaş
Genital Akran grupları, lider modelleri Eşsiz benlik imajı, liderlik modelleri; kendine uygun bir Kimlik seçme
Genç Yetişkinlik
Dostlar; flört, yarışma ve işbirliği
yapılan arkadaşlar
Başkalarıyla yakın dostluklar kurma ve kariyerini güvenceye Alma
Orta Yetişkinlik
Ev ve iş arkadaşları Aile, toplum ve yeni nesillerin
gelişimine katkıda bulunma, ilgilenme
İleri Yetişkinlik
Tüm insanlık Eksiklik ve yetersizlikleriyle
kendini kabul etme,- ölümle yüz yüze gelmekten korkmama
SIGMUND FREUD
1_Kişilik gelişimini 5 dönemde incelemiştir.
2_Kişilik gelişiminde temel belirleyicinin 0-5 yaş arası olduğunu ve kişiliğin ergenlik yıllarıyla
birlikte kazanıldığını savunmuştur.
3_Kuramında cinsellik öğesini ön plana çıkartmıştır.
4_Bir dönemde başarılamayan özelliğin, o döneme saplantı oluşturduğunu belirtmiştir.
5_Gelişimde en kritik dönemin 3-5 yaş arasında (Fallik Dönem) olduğunu belirtmiştir.
6_Gelişimi büyük oranda biyolojik altyapı ile ele almıştır.
FRUED, PSİKODİNAMİK YAKLAŞIM ve ANKSİYETE
Freud'a göre insan davranışlarının tümü uyum yapmaya yönelik bir amaç taşır. Hiçbir davranış rastlantısal değildir. Organizmanın yaptığı her şey yaşamı sürdürme çabasının farklı bir biçimidir.
Anksiyete, egonun tehlikeden kaçış yollarının bir anlatımı olduğundan, yukarıda tanımlanan üç tür tehlikeye karşı üç tür anksiyete geliştirilir.
Gerçeklik anksiyete
Ahlaksal anksiyete
Nevrotik anksiyete
Ego anksiyeteye karşı koruyucu bir savunma geliştirmektedir. Savunma mekanizması,
gerçekliğin bilinçaltına itilmesi, kabullenilmemesi ve yalanlanmasıdır.
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Freud normal hayata ilişkin birçok şeyi idden kaynaklanan bu korkunç malzemenin bilince çıkmasını önlemek üzere yaptığımız farklı şeyler temelinde betimlemiştir ve Freud bunları “savunma mekanizmaları” olarak adlandırmıştır. Bunlar;
o Yüceltme Savunma Mekanizması
o Yer değiştirme Savunma Mekanizması o Yansıtma Savunma Mekanizması
o Gerileme Savunma Mekanizmamız
PSİKANALİTİK KURAMDA TEDAVİ
Tedavi, danışan danışma ilişkisidir. Danışmanın görevi, danışanın çatışmalarını ve bu çatışmaların neden olduğu davranışlarını görebilmek ve bunların değiştirilmesinde imkân sağlayacak ortamı hazırlamaktır. Danışan, güçlük çıkaran durumların farkındadır ama baskı mekanizması sorunların gerisindeki nedenlerin görülebilmesini
engellediğinden hastanın kendisi bu değişiklikleri gerçekleştiremez.
TEDAVİ TEKNİKLERİ
Serbest Çağrışım: Psikanaliz tedavisinin temel taşıdır.
Residance: Tedavinin ilerlemesini engelleyen her türlü tepki bir direniş belirtisidir.
Yorumlama: Analistin kullandığı en önemli tedavi aracıdır.
PSİKANALİZE YAPILAN ELEŞTİRİLER
Freud'un Türkiye'de tanınması biraz garip olmuştur.
Sessizce bir reddediş hâkim gibidir.
Bu tür kuramların tedavi teknikleri deney ve gözlem yoluyla edegelmekte, teşhisin kolaylığı kadar,
tedavinin kolay olmadığı görüşü hâkimdir.
Psikanalize yapılan bir başka eleştiri de, Danışanın davranışlarındaki düzelmenin değerlendirilmesindeki kullanılan ölçütler.
Ayrıca cinselliğin aşırı vurgulanması da eleştirilen diğer bir noktadır. Freud’u izleyen tanınmış
psikologların onun temel kavramlarını ve yaklaşım
biçimini benimsedikleri halde bazı önceliklerde ondan ayrılırlar. Bunlara Carl Cung ve Alfred Adler’i örnek verebiliriz.
COREY, G. (2008). Psikolojik Danışma ve
Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları. 1. Baskı.
Tuncay Ergene (çev.). Ankara: Mentis Yayıncılık.