• Bir yıl sonrası ise düşündüğün tohum ek,
• Ağaç dik, on yıl sonrası ise tasarladığın,
• Ama düşünüyorsan yüz yıl sonrasını,
• Halkı eğit o zaman.
• Birine bir balık verirsen doyar bir defalık,
• Balık tutmayı öğret, doysun ömür boyunca.
Eğitim Tanımı
• Genel anlamda, bireyde davranış değiştirme sürecidir.
Eğitim yoluyla kişinin;
• amaçları,
• bilgileri,
• davranışları,
• tavırları ve
• ahlak ölçülerinin değiştiği kabul edilir.
Eğitim
Bireyde,
Kendi yaşantısı ve kasıtlı kültürleme yoluyla istenilen davranış değişikliğini meydana getirme sürecidir.
Öğretim:
Bireyde davranış değişikliğinin, okulda planlı ve programlı bir şekilde yapılması sürecidir.
Öğretme süreci:
Öğrenme etkinliklerini yönlendirme ya da kılavuzlama işidir.
Öğrenme:
Yaşantı ürünü ve az çok kalıcı izli davranış değişikliği olarak tanımlanır.
Eğitim - Öğretim bireyden bireye değişir
Ebelikte, her insanın temel fizyolojik gereksinmeleri aynı olmasına rağmen,
bu gereksinimleri karşılama yolları farklı olduğundan, bakım da birey
merkezlidir, bireye yöneliktir.
Eğitim; öğretimden daha ileri bir aşamadır.
• Kişiden öğrendiklerini uygulaması beklenir.
• Oluşan davranış değişikliğinin, içgüdüsel veya refleks olmayıp bilinçli olarak
oluşması gerekir.
• Aynı zamanda kalıcı davranış değişikliği olmalıdır.
1.ÖĞRENME BÜTÜNDÜR
• Öğrenci zihinsel, duygusal, fiziksel ve
ruhsal yönleri ile ve ani olarak cevap verir.
• Tek bir uyarıma değil, bütün öğrenim durumuna karşı reaksiyon gösterir.
• Her öğrenci birbirinden farklıdır. Amaca erişmedeki yolları da farklıdır.
• Öğretim ve öğrenim durumlarında
meydana gelen olaylar öğrencileri değişik şekilde etkiler.
• Öğrenme; doğruluk, düzen, işe karşı
olumlu tutum, sınıf arkadaşlarını sevmek, ya da sevmemek gibi genel tutum ve
idealleri içine alan karmaşık, duygusal ve zihinsel bir süreçtir.
• Çoğu zaman öğretmenler öğrenimi;
tutum, beğeni, alışkanlıklar, bilgi ve
beceriyi içine alan bütüncül bir faaliyet yerine,
• zihinsel, kat’i (kesin), parçalı ve katı bir faaliyet olarak düşünürler.
• Ebelik bakımında, davranışın bu bütüncül özelliği üzerinde durmak ayrıca önem
taşımaktadır.
• Hasta; bunalımları, psikolojisi ile bir bütün olarak düşünülmeli, bunların sağlığını
etkilediği gibi tedaviyi geciktirebileceği de unutulmamalıdır.
• Bütüncül davranışın ilkesi ile durumun
bütününe cevap vermek; Ebelik yaklaşımları ile öğrenim-öğretim durumuna uygulanışı
aynıdır.
2.ÖĞRENİM BİREYSEL VE TOPLUMSALDIR
• Her öğrenci bizzat kendi faaliyetleri ile öğrenir.
• Her birey kendi öğrenimini sağlamaktan sorumludur.
• Öğretmen her bir öğrenciyi ihtiyaçları ve sorunları kendine özgü bir kişi olarak
düşünmelidir.
• Geniş anlamda bakıldığında ise öğrenme toplumsaldır.
• Çünkü, içinde kişilerin ve materyallerin bulunduğu bir çevrede geçmektedir.
Öğrencilerin;
• Zihinsel yetenekleri
• Kendini ifade edebilmeleri
• Grup faaliyetlerinde lider olabilme
• Hareketli, atılgan, sokulgan olabilme
• Güvenlik duygusunu karşılayabilme
gibi çok farklı özelliklere sahip olmaları, psikolojide bireylerin birbirinden farklı
olduğu gerçeğini gösteren en doğru genellemedir.
Bireyler arasındaki farklılığı aydınlatan çeşitli faktörler sayılabilir:
• Bunların içinde en önemlileri:
kalıtım, ailenin eğitsel durumu, eğitim
fırsatları, sağlık, beslenme, iş tecrübesi ve çevre faktörleridir.
• Ayrıca aynı kişinin her yönü aynı şekilde gelişmeyebilir.
• Her birey kendini diğerlerinden ayıran değişik yetenek ve tutuma sahiptir.
• Bu eğilim ve yetenekler, eyleme geçmeye hazır davranış biçimleri olmayıp başarıya götürmek üzere geliştirilebilecek teşvik ve fırsat olarak ele alınmalıdır.
• Bu farklılıkları ortadan kaldırmaya çalışmak yerine; değişik bireysel görüşlerin, ilgilerin ve yeteneklerin
gerçekte toplumun başarısını ve öğrenime zengin kaynaklar sağladığını düşünmek gerekir.
• İyi öğretim, öğrenciler arasındaki farklılığı göz önüne alarak çeşitli ihtiyaçlara cevap vermek üzere ayarlanmalıdır.
3.ÖĞRENME, ÖĞRENCİNİN KENDİ FAALİYETİ İLE BAŞARILIR
• Öğrenmenin temel ilkesi, aktif olarak faaliyete katılmaktır.
• Her kişi öğrenme faaliyetlerini kendi geliştirmelidir.
• Öğretmen nasıl yüzme yeteneğini,
okumayı ya da anlamayı veremezse,
bilgiyi ve öğrenme alışkanlıklarını da hazır bir şey gibi veremez.
• Öğretmen, kendi öğrenme alışkanlıklarını örnek olarak kullanır ve bu yolla öğrencinin taklit edebileceği bir yöntem ortaya
koyabilir.
• Ancak bu faaliyetleri bizzat öğrenci kabul ederek ve yaparak öğrenecektir.
4.ÖĞRENME AMAÇLIDIR
• Öğrenme bir amaca doğru hareket etmektir. Bu amaç öğrencinin farkına varacağı kadar açık olmayabilir ama varlığı reddedilemez.
• Amaçlar motivler tarafından belirlenir.
• Motivler ise kişinin içinde bulunduğu fiziksel ve psikolojik durumlardır.
Örneğin: İstekler, ihtiyaçlar, ilgiler, tutumlar ve baskılar gibi.
• Amaçlar açık ve seçik olduğu oranda öğrenci tarafından değerlidir.
• Ayrıca öğrenci amacı ne kadar benimserse o
kadar anlamlı ve etkili bir öğrenim sağlanacaktır.
• Öğrenim; devamlı, seçkin ve amaçlı bir çabadan yoksun olursa etkili ve anlamlı olmayacaktır.
• Öğrenim; sadece bilgi, beceri kazanmak değil, tecrübelerini etkili bir şekilde denetleyebilecek davranış biçimi geliştirmektir.
5.ÖĞRENİM YARATICIDIR
• Daha önceki bilgi ve deneyimlerin sadece toplanması değil, her ikisinin de öğrenci tarafından yaratıcı bir senteze
dönüştürülmesidir.
• Öğrenim daha öncekilerden çıkan ve onlara temellenmekle beraber, bilgi ve bireyin akılsal geçmişinde görülmedik biçimde başka olarak ortaya çıkar.
6.ÖĞRENİM AKTARILABİLİR
• Aktarılma, bir durum ya da bir konuda öğrenilenlerin diğer konu ya da durumu etkilemesi ve onlara uygulanabilmesidir.
• Öğrencinin akılsal yeteneği ve tecrübeleri,
• amaçların açıklığı ve kesinliği,
• öğrencinin soruları ele alışındaki çabası öğrenimin kalıcılığını etkiler.
• Yardımcı değeri olan tecrübe ve
yetenekler başka bir duruma aktarılabilir.
Örneğin:
Aseptik tekniğin ilkeleri, hastanın ebelik bakımında uygulanabilir.
• Eğer, öğrencinin öğrendiğini aktarabilme yeteneği geliştirilmek isteniyorsa, ilkeleri sorunların çözümünde uygulayabileceği sorun çözme fırsatları sağlanmalıdır.
• Bu aktarılma ebelik öğrencileri için özellikle önemlidir.
“…“…
Bizim eğ
itim ve Bizim eğ
itim ve öğretim
imizde h
er şey nota öğretim
imizde h
er şey nota endekslenmiş du
rumda.
endeksle
nmiş du
rumda.
Öğretm
en öğrencisinin Öğretm
en öğrencisinin yapmasını istem
ediği bir şeyi yapmasını istem
ediği bir şeyi engellem
ek için ö
ğrenciyi engellem
ek için ö
ğrenciyi notla ko
rkutuyor. Biz notla ko
rkutuyor. Biz öğrencile
rin çoğu zaman not öğrencile
rin çoğu zaman not için çalış
tığımızı söyleyebilirim için çalış
tığımızı söyleyebilirim ki not, b
izim öğre
nci olarak ki not, b
izim öğre
nci olarak çok küçük bir özelliğimize çok küçük bir özelliğimize verilen armağandır...”
verilen armağandır...”
• Robert Donmoyer:
Eğitimle ilgili kamusal politikaların oluşturulmasına katkıda bulunan bir
“çalışma alanı” olarak tanımlar.
• Michael Imber: “Uygulamalı bir alan”(field)
• ABD’de en yaygın görüş:
Eğitim yönetiminin bir disiplin olmaktan ziyade pek çok alanın (antropolji, sosyoloji, psikoloji, tarih vb.) bilgi temeline dayalı
disiplinler arası bir çalışma alanı olduğudur.
Eğitim yönetimi, amaç ve işlev açısından iş ve kamu yönetiminden farklıdır.
• Bu fark, sosyal bir sistem olan eğitimin özgünlüğünden kaynaklanmaktadır.
• Eğitimin amacının özelliği, eğitim ile diğer sosyal kurumlar arasında içten ve sürekli bir dayanışma ve işbirliğini
öngörmektedir.
• Eğitim örgütlerinin; karşılaşılan çeşitli
engelleri ortadan kaldırmak, öğretmenleri, öğrencileri ve personeli güdülemek ve
ortak vizyon belirlemek için iyi yetişmiş, güçlü bir eğitimsel lidere ihtiyacı vardır.
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için; özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş
eğitim programları ve yöntemleri, -bu
bireylerin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ile akademik disiplin alanlarındaki
yeterliliklerine dayalı olarak uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir.
• Özel eğitime ihtiyacı olan birey:
Çeşitli nedenlerle bireysel ve gelişim
özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey.
• Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin zorunlu öğrenim çağı:
Okul öncesi dönemi de içine alan 3-14 yaş grubundaki özel eğitime ihtiyacı olan
bireylerin eğitim-öğretim süresini kapsayan dönem.
• Öğrenme güçlüğü olan birey:
Dili, yazılı ya da sözlü anlamak ve
kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma,
yazma, heceleme, dikkat yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapma güçlüğü nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey.
• Serebral palsili birey:
Doğum öncesi, doğum sırası veya
doğum sonrasında meydana gelen beyin hasarının neden olduğu kas ve sinir
sistemi bozukluklarına bağlı motor
becerilerde yetersizliğinden dolayı özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey.
• Süreğen hastalığı olan birey:
Sürekli ya da uzun süreli bakım ve
tedavi gerektiren hastalığı nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey.
• Zihinsel yetersizliği olan birey:
Zihinsel işlevler bakımından
ortalamanın altında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik
uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan,
bu özellikleri 18 yaşından önceki
gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel
eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan birey.
• Üstün yetenekli birey:
Zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda akranlarına göre yüksek düzeyde
performans gösteren birey.
• Birden fazla yetersizliği olan birey:
Birden fazla alanda görülen yetersizlik nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim
hizmetine ihtiyacı olan birey.
• Tanılama:
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ile yeterli
ve yetersiz yönlerinin, bireysel
özelliklerinin ve ilgilerinin belirlenmesi
amacıyla tıbbî, psiko-sosyal ve eğitim alanlarında yapılan değerlendirme süreci.
• Eğitim tanımında olması gereken
kavramlardan birini kısaca açıklayınız.