• Sonuç bulunamadı

Hastane Içi ve Klinik Takip Sonuçları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hastane Içi ve Klinik Takip Sonuçları "

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiirk Kardiyo/ Vem Arş LUUL: JU: )J'I-YIJ

Diyabetik -ye Diyabetik Olmayan Akut Miyokard Infa~ktüsü Olgularında Primer Koroner .Stent Implantasyonu:

Hastane Içi ve Klinik Takip Sonuçları

Y. Doç. Dr.

İbrahim DEMİR,

Y. Doç. Dr. Hüseyin YILMAZ , Dr.

İbrahim BAŞARICI,

Prof. Dr. Oktay SANCAKTAR, Prof. Dr. Necnıi DEGER

Akdeniz Üni

versi1esi Tıp

Fakiiiresi Kardiyoloji Anabilim

Dalı,

Antalya

ÖZET

Amaç: Trombo/itik tedavi öncesi Fe

/ronıbolitik

tedavi dö- neminde de akli/ miyokard infarktiisü

(AMİ) geçiren diya-

hetik olgularda klinik seyirin diyabetik olmayanlara göre daha

kötii olduğu

bilinmektedir.

Primer koroner stent

imp/ante

edilen AM

i

olgulannda diyabet

in akut

ı•e orta

dönem klinik sonuçlara etkisini ve, diyabetik ve diyabetik

olmayan AMİ olgularmda hastane içi ve klinik takip so-

ll/IÇ/arım karşılaştımıak

istedik

.

Materyel

ve

Metod: Klini,~imizde

1997-2001

yıllan

ara-

sında

primer koroner stent implante edilen 774 olgu

çalış­

nıaya alındt.

Akut M

İ

nedeniyle primer stent implante edi- len diyabetik

(yaş

56.8 ±

11.

7 yri, %63.

/

'i erkek) ve diya- betik olmayan

(yaş 55.9

± /0.6

yıl, %82.6'sı erkek) hasta-

larm anjiyografik

ve klinik sonuçlan karşılaştmldı.

Tüm

olguların

hastane içi ve klinik takip

sonuçları

retrospektij

olarak analiz edildi.

Bulgular:

Diyabetik olmayan hasta (DO!-!) gmhunda 633 (%81.8),

d

iya betik

hasta (Df-1) gmhunda 141 (%/c'U)

hasta

vardt. Diyabetik hasta gmbunda hipertansiyon, h

i- perlipidemi ve hemodinamik

kararsızlık

daha fazla iken

DOH'da erkek cinsiyet ve sigara içicili,~i daha fazla sap- tandı (sırasıyla p

=0.001, 0.003

, 0.001, 0.001, 0.001). An-

jiyografik

ve

klinik

başan

DH'de

%96.4 ı·e %90.7 iken DOH'de %96.7 ve

%95.1

bulunc/rı (sırasıyla

p

=0.006, 0.04). İstenmeyen olay ve

hastane içi öliim

DH

'de daha

yiiksek bulundu (p=0.028). Bir aylık

izlemele sommlu !ez-

yon revaskii/arizasyonu DH'de %

5.6 DOH'de

%1.6 sapta-

mrken major kareliya k olay

sıklığı

DH 'de %20.6 DOH 'de

%7.4 saptandı (sırasıyla

p=0.006, 0.003). Ortalama 7.2 ± 2. 7

aylık

izlemefe

D!-1'/erin %88'i

D0!-1'/erin ise

%92.9'unun yaşadığı saptandı

(p=0

.05). Ortalama

7.2 ±

2.7 aylık

izlemde

olaysız sağkalım

ise

DH'Ierde %58.1

iken

D

OI-1'/erde %75.8

saptandr (p<O.OOI ). Yaprtan çok

değişkenli

regresyon analizinde

yaş, diyabet, şok,

hemodi- namik

kararsızlık

ve kadm cinsiyeti major kareliyak olay- lar için

önenı/i

belirleyiciler olarak saptandt.

S

onuç:

Primer stent implantasyommun diyabetik ve eliya- belik olmayan

AMİ olgularında erken TİMi

3

akım sağ-

Alındığı tarih: 14 Şubat 2002, revizyon 16 Temmuz 2002 Yazışma adresi: Dr. ibralıiın Demir Ali. Çetinkaya cad. Kınay apı. no: 35-12 Antalya

Tlf: (0 242) 311 6427 Faks: (0242) 311 8409 E-posta: idcmir07@yahoo.coın

Bu çalışına ESC Congress 2002 (Berlin, Gennany) bildiri olarak kabul edilmiştir.

534

lanmasr nda etkili

olduğu lmlwımuştur.

Akut M

İ'de

primer stent implantasyoml/11111 her iki gm pta da mortalite fizeri- ne olumlu etkileri

mrdrr. Trombolitik tedavi çalışmaları­

lllll sonuçlanna hakrldrğmda özellikle

Dl-1'/erde primer stent im plantasyomrnrm

olumlu erkisi

daha belirg indir.

Bwırmla

birlikte 1

aylık ve orta döırem

takipte major kar-

diyak olay sı kit,~ ı

diyabet ik hasta

grubunda da !ra fedadır.

Tiirk Kareliyol Dem A2002; 30: 534·543

A

nahtar kelimeler: Diyabet, koroner arter hasta!t,~r.

llli-

yokard infarktiisii, koroner ste/11

Akut m iyokard infarktüsü

olgularında

infa rkt arteri- nin erken ve

kalıcı

re pe rfüzyon unun mortali te, sol ventrikül fonksiyonu ve klinik sonuçla r üzerine olan olumlu etkisi bili nmektedir

(1-3). Troınbolitik

tedavi

kullanımının

hastane içi ve uzun dönem

AMİ

mor- ta lites ini belirgin olarak

azalttığı

(%28 - %6.2) an- cak bu

oranın

diyabe tik olg ularda halen % 10.5 dü- zey lerinde

olduğu

insülinle tedav i edi len o lgu larda ise bu

oranın

daha yüksek

olduğu

bildiri lme ktedir

(4). Girişimsel

erken revaskül arizasyon yönt emleri- nin TIMI 3

akımı sağlamada

daha

başarılı olduğu,

perkütan revaskülarizasyonun

ıroınbolitik

tedav iye üstün

olduğunu

vurgul ayan

çalışmalar vardır (2,5-9).

Randa mize kontrollü çal

ışmalarda

perkütan balon anj iyoplastinin (PBA) tromboliti k tedaviye üstün ol-

duğu

saptanmakl a birlikte

bazı çalışınalarda

ise iki tedavi tipi

arasında anlamlı

fa rk

olmadığı

vurgula n-

ınıştır (10-12).

Ko roner ste nt ve gliko protein Hb/ IUa reseptör antagonistlerini n

AMİ'cle yaygın

o larak kul-

lanılması işlemi

yapan operatör tecrübesi ile birle-

şince girişimsel

tedav inin

troınbolitik

tedav iye üs-

tünlüğünü

belirgin hale

getirmiştir (13-17). Troınboli­

ti k te dav i uygulanan

AMİ olgularında

ve elektif anj i-

yoplasti

yapılan

hasta larda d iyabet halen hasta ne içi

mortalite ve uz un d öne m iste nmeye n karel iyak

olaylar için

bağımsız

bir belirl eyicidir

(18.19).

Diya-

be tik hastalarda PBA veya cerrahi revaskül arizasyon

(2)

i.

Demir ı·e ark.: Diyabetik ve Diyabetik Olmayan AMİ Olgulamıda Primer Koroner Stent İmplamasyonu: Hastane İçi ı·e Klinik Takip Sonuçlan

sonrası

mortalitenin y üksek

olduğu

s te nt

kullanımı­

nın sonuçları

o

lumlu yönde etkilediği

bununla birli k- te diyabetik olg ularda halen yüksek s tent restenez

oranı olduğu

bi

linmektedir (

t9.20).

Kliniğimizde

rutin olarak AMİ ile gelen tüm olgula- ra primer perkütan revaskülari zasyon

işlemi

uygu-

lanmaktadır.

Bu

çalışınadaki amacımız

koroner s tent implante e dil en

AMİ olgularında diyabetin

anjiyog- rafik, akut ve orta d ö nem klinik sonuçlara etkisini

araştıTmaktır.

MA TERYEL ve METOD

Hastalar: Merkezimiz acil servisi ne, ocak 1997 -

ağustos

2001 tarihleri

arasında

getirilen ve acil scrviste

yapılan

de-

ğerlendirmede AMİ ıaııısı

koyularak primer perkUtan re- vaskiilarizasyon

işlemi

uygulanan 845 olg u incelendi.

Sağ­

lıklı

klinik takibi

yapılan

verilerine tam

ulaşılan

774 olg u

çalışmaya alındı.

Klinik takip bilgileri yeterli olmayan 71 olgu

ise çalışına dışı bırakıldı.

Akut miyokard infarktiisii

tanısı aşağıdaki

kriterlerden en az ikisinin

varlığında

ko- yuldu. !-Otuz dakikadan uwn süren

göğüs ağrısı,

2-EKG ele

ardışık

iki derivasyanda en az 1 mm ST segment yük- selmesi, yeni

oluşmuş

Q

dalgası

veya yeni

gelişmiş

sol dal

bloğu,

3- Kreatin kinaz enzim düzeyinin normalin 2

katına çıkması

veya MB formunun total in

%5'inclen fazla olması.

Diyabet

tanısı

"American Diabetes Assoc iation"

tanı

kri- terlerine göre AMi

sonrası

12 saatlik

açlığı

takiben

bakılan açlık

kan glikoz düzeyi >7 mmol/1 (> 126 mg/eli) olanlara koyuldu

ıııı.

Olgulardan insiilin kullanan veya yeni

başla­

nan 28 (% 19.8) ve oral an ticliyabc tik ilaç kullanan veya yeni

başlanan

113 (%80.2) olgu olmak üzere toplam

141

(% 18.2) hasta diyabet ik hasta (DH) grubu nda 633 (%8 1.8) hasta ise cliyabetik olmayan hasta (DOH) grubunda toplan-

dı. Yaş ortalaması

56 ± 10.64 olup

yaş aralığı

28-86 id i.

Hastalarıınızın

kl inik, demografik özellikleri ve has tane içi

komplikasyonları,

klinik

kayıtlarının

in celenmesiy le elde edildi ve tablo I ele özetlendi.

Perkütan revaskülarizasyon yöntemi: Tüm hastalara

iş­

lem öncesi aspirin (300

ıng),

t

iklopidin

(2x250 mg/ gün) verildi.

Girişim sırasında

i.v. bolus

10000-15000 IÜ hepa- rİn

verildi.

İşlem sırasında yapılan

kontrellerle aktive edil-

miş pıhtılaşma zaınaııı

(ACT) >300 saniye

olmasına

dikkat edildi .

İşlem sonrası

ise 5-1 O gün süre ile

15000 IÜ/giin

şük

moleklil

ağırlıklı

hcparin (nadroparine, deltaparine) verildi.

Girişim sırasında gerektiğinde

in

ırakoroner

nitmg-

liserin ve verapamil kullanıldı.

Konvansiyonel yöntemle önce ko roner anjiyografi

yapıldı (22), İnfarktüsten

soruml u damar tesbit edilerek kon vansi- yonel anj iyoplasti

tekniğiyle

7F

kılavuz

kateter aorta-koro- ner ostiuma

yerleştirildi.

Koroner arterde tezyon distaline

kılavuz

tel

yerleştirildi.

Sorumlu lezyona lezyonun duru- muna göre PBA

yapılarak

Ilimen

açıklığı sağlandıktan

sonra veya primer direkt s

ten

ı

im plan te edildi

(22.23>.

Giri-

şim sonrası TİMİ akımı::;;

2 o

lan o

lg ularda

akım

intrakoro-

roner damar

yatağına

verapamil verilerek

akım diizeltilıne­

ye

çalışıldı (24.25).

Buna

rağmen akımı clüzclıncyen

o lgu- larda Gplib/IIIa rescptör

antagonisıi

(Ti ro fiban, Merck Sharp & Dohme)

kullaıııldı.

Kardiyojen ik

şok,

sol kalp ye-

tersizliği, hipoıansif

seyreden veya

yaygın

ön duvar in- farktüsü olan olgu larda intraaortik balon

pompası desteği sağlandı. İşlem sonrası

olgular koroner

yoğun bakım

üni- tesine

alındı.

Anjiyografik

Değerlendirme: Sineanjiyograın

iki kardi- yolog

tarafından değerlendirildi.

Lezyonun anjiyografik

değerlendirilmesinele

"on-line

quantiıaıive"

anj iyografi k sistemi (DCI/ACA, Phillips In tegris H, The Netherlands)

kullanıldı.

Sorumlu lezyonda rezidü

darlık oranının

<%10 ve

akımın

TIMI 2-3

olması

anjiyografik

başarı

kabul eeli l- di

ını. TİMİ

2-3

akım sağlananlarda

hastanede

kaldığı

süre içinele ölüm, rein farktüs

olmaması,

hedef lczyona tekrar

girişim

gerekmemesi klinik

başarı

olarak kabu l edildi

mı.

Klinik takip: Hastalar hastane döneminde anjiyografik,

işlemsel

ve has tane içi majo r kareliyak olay (ölüm, rein- farktüs, sorumlu lezyona tekrar perkütan

girişim veya

bypass

uygulaması) sıklığı bakımından değerlendirildi.

Fe- moral arter

giriş

yerinele cerrahi tami r gerektiren

kanaımı

veya hemoglobin düzeyinin >5 gr/eli

düşmesi ınajor

vaskü- ler kamplikasyon olarak

değerlendirildi.

Başarılı girişim

uygulanan olgular hastane

sonrası

dönem- de ölüm, miyokard infarktüsü, hedef lezyon veya yeni bir tezyon nedeniyle tekrar pcrkütan

girişim

veya bypass uy-

gulaması

yönünden

aralıklı

kl

inik

kontro llcrl e izlendi. An- gina

yakınmaları

CCS (Canadian Cardiovascular Society)

sınıflamasına

göre

değerlendirildi.

Taki p süres ince CCS'c göre

sınıf

III-IV anginal

yakınması

olan lara ve tip ik angi- na

tanımlamayan

ancak efor testi ve nükleer si nligrafik tel- kikierde miyokardi yal iskemisi bulunan hastalara koroner anjiyografi

uygulandı.

Scmptom lan tipik olmayan ve test- lerde iskemi

sapıanmayan

o lgul am anjiyografi

yapılmadı.

Sıent

içi veya stent

kenarında

>%50

darlık saptananlar res-

tenez olarak kabul edild i

ını.

İstatistiki

analiz:

İstatistiki değerlendirmeye

774 olgu

alındı.

Sürekli

değişkenler

ortalama±

standarı

sapma, de- mografik ve kategorik veriler, restenazla

ilişkili

olay

sık­

lıkları

y üzele (%)

sıklık

o larak veri ldi.

Kaıegorik veriler ve

restenazla

ilişkili

parametreler "Kruskal-Wallis ve S tuclent

t"

test ilc

değerlendirildi.

Kaplan-Meier ve Cox

yaşam

analizleri

yapıldı.

P<0.05

anlamlı

kabul edildi .

İstatistiki

anali z SPSS 10.0 bilg isayar

yazılıını

ile

yapıldı.

BULGULAR

Temel klinik ve demografik veriler:

Hastalarınıı­ zın

te mel klinik ve d em ografik karakte risti kleri tablo

1 'de özetlendi. Tabloda da

görüldüğü

gibi

kadın

cin -

siyet, hiperta ns iyon, hi perlip id erni,

geçirilmiş AMİ

OH grubunda, s igara

içiciliği

ise DOH grubunda da-

ha

sık bulunmuştur (sırasıyla

p <0.00 1, <0.00 1,

0.003 , 0.0 1, <0.00

Diğer

(3)

lll rJ.: Kareliyol Veril ArŞ LUUL; JU.' :>J'I-YI.)

Tablo 1. Hastaların temel klinik ve demografik özellikleri

DH DOH

p

n=141 n=633

Yaş (yıl) 56.8± ı ı. 7 (24-82) 55.9± ı 0.6 (33-86) AD

Erkek cinsiyet(%) 89 (63. l) 523 (82.6) <0.001

Hipertansiyon (%) 108 (76.6) 367 (58) <0.001

Hiperlipidemi (%) 86 (6 l) 297 (47) 0.003

Geçirilmiş Ml (%) 23 (16.3) 57 (9) 0.01

Geçirilmiş PG(%) ıs (10.6) 66 (10.4) AD

Geçirilmiş By-pass(%) 7 (5) 19 (3) AD

Sigara içicisi (%) 17 (12) 287 (45.3) <0.001

Aile hikayesi(%) 41 (29) 234 (37) 0.07

İnfarktüs lokalizasyonu

Anterior (%) 64 (45.4) 317 (50) AD

İnferior (%) 58 (41.1) 268 (42.3) AD

Diğer (%) 19 (13.5) 48 (7.7) 0.025

Krcatin kinaz (İÜ/It) 2136±2163 2089±2217 AD

Krcatin kinaz MB (İÜ/It) 401±197 397±203 AD

Ejeksiyon fraksiyon u (%) 46±11.8 56±12.5 0.008

Girişim öncesi hemodinamik durum

Stabil(%) 89 (63) 504 (79.6) <0.001

Sol kalp yetmezliği (%) 33 (24) 86 (13.6) 0.003

Kardiyojenik şok (%) 16 (ll) 36 (5.7) 0.015

Girişim öncesi resUsitasyon(%) 3 (2) 7 ( 1.1) AD

Sistolik kan basıncı (mmHg) 117±36 120±28 AD

Nabız ( vuru

1

dk) 97±21 87±26 0.04

Ağrı başlangıcı ve acile gel(dk) 238.2± ı 99.5 (60-960) 187±87 .8 (30-770) 0.04

Acile geliş ve PG zaınam (dk) 19.5±7.8 (10-35) 18.6±7.3 (10-35) AD

Labonıtuvarda kalış süresi (dk) 38.3±27.5 (25-95) 35.2±26.8 (20-80) AD

DH: eliyalıelik hasta, DOH: diyabetik olmayan hasta, MI: nıiyokard iııfarktiisii, PG: perkiitan girişim, P: 'wıpaired t"l'e "Kmskai-Wallis"

testi verileri. AD: mı/am/ı değil

sında

ise

anlamlı

fark

saptanmadı.

Hastal ar

girişim

için a njiyografi

laboratuvarına alındığında yapılan

hemodina mik durum

değerlendirmesinde

DH gru- bunda sol kalp

yetersizliği

ve kardiyoje nik

şok

klini-

ğinde olguların anlamlı

olarak daha fazla

olduğu saptandı (sırasıyla

p= 0.003, 0.015). Diyabetik hasta- larda

ağrı başlangıcı

itibariyle hastaney e

geliş

zama-

238.2± l 99.5 dakika iken DOH grubunda bu süre l 87±87 .8 dakika

saptanmıştır

(p=0.04). Ac il servis- ten anjiyog rafi

laboratuvarına geçiş

ve laboratuvarda

işlem

süresi

bakımından

iki grup

arasında anlamlı

fark

saptanmamıştır.

Girişim

ve kantitatif anjiyografi

sonuçları:

Giri-

şimsel

ve anj iyografik karakteristikler tablo 2'de ve-

536

rilmiştir.

Toplam 942

sıent

774 has taya impla nte

edilmiş

olup 637 hataya 1 ste nt, l 1 3 hastaya 2 stent, 17 hastaya 3 stent, 7 hastaya 4 stent implante edi ldi.

Fazla s tent

kullanılınasının

en

sık

nedeni stent dista l veya proks imalinde diseksiyon

gelişmesi

veya lez- yonun

uzunluğu

nedeniyle tek ste ntl c

kapatılama­

masıdır.

Stent

dağılımı;

Multilink stent= 330 (ACS/

Guidant. Temecula, California USA) , R sten t= 136 (Orbus medi cal technolocies ine . Hoeve laken The Ncthe rlands), A VE s tent = l 74 (Medtro nic ine. M in- ncapolis USA), BE stent = 28 (Me dtron ic ine. Min- neapolis USA), Yeloc ity s tent = 90 (Cordis, Johnson

& Johnson, Miami, FL), BiodivYsio stcnt = 93 (Bio-

compatibles ltd. UK), N IR stent = 91 (Boston Scien-

tific Cor. USA) idi. G enel o larak infa rktan so rumlu

(4)

i.

Demir ııe ark.: Diyabelik ve Diyabe1ik Olmayan AM i Olgulannda Primer Koroner S1en1 inıplanla.\')'Omı: Has/ane içi \'1! Klinik Takip Sonuçlan

Tablo 2. Kantitatif koroner anjiyografi ve işlem sonuçları

DH DOH

p

n=141 n=633

infarktan sorumlu damar

LMCA(%)

o

ı (0.1) AD

LAD (%) 65 (46) 320 (50.5) AD

Cx (%) 29 (20.6) 96 (15.2) AD

RCA (%) 45 (32) 211 (33.3) AD

SYBG (%) 2 ( 1.4) 5 (0.9) AD

Hasta koroner arter sayısı

(>%50 dar! ık) 1 damar(%) 65 (46) 354 (56) 0.03

2 daınar (%) 48 (34) 171 (27) AD

3 damar(%) 28 (20) 108 (17) AD

ACC 1 AHA lezyon sınıflaınası:

A (%) 13 (9) 108 (17) 0.02

(%) 37 (26) 158 (25) AD

Bı(%) 48 (34) 203 (32) AD

c (%) 43 (31) 164 (26) AD

Lczyon uzunluğu (ının) 17.43±9.24 14.56±8.47 0.01

işlem öncesi: RLÇ (mm) 2.88±0.45 3.1±0.5 0.01

MLÇ (nıın) 0.24±0.33 0.21±0.37 AD

Darlık oranı (%) 0.92±0.1 0.95±0.08 AD

Lezyon kan akımı (ml/sn) 0.46±0.35 0.37±0.28 AD

TIMI 0-1 akım(%) 118 (83.9) 549 (86.7) AD

TIM! 2-3 akını (%) 23(16.1) 84 (13.3) AD

İşlem sonrası: MLÇ (mm) 2.97±0.47 3.3±0.67 0.001

Darlık oranı(%) 0.05±0.02 0.03±0.01 AD

Lezyon kan akımı (ml/sn) 1.14±0.8 1.21±0.47 0.04

TIM! 0-1 akım (%) 5 (3.5) 21 (3.3) AD

TIMI2 akını(%) 42 (29.8) 114 (18) 0.002

TIMI3 akını(%) 94 (66.7) 498 (78.7) 0.006

TIMI2-3 akım(%) 136 (96.4) 612 (96.7) AD

Sıcnı çapı (mm) 2.99±0.43 3.17±0.49 0.001

Stent boyu (ının) 18.68±7.73 16.13±7.04 0.01

Stent sayısı/ daınar oranı 1.27±0.58 1.20±0.50 AD

Sıenı iınplantasyon basıncı (atın) 13.9±2.1 13.7±3.7 AD

iınplanıasyon süresi (sn) 24.6±7.6 23.9±8.1 AD

X-RAY süresi (dk) 15.1±9.22 14.9±10.07 AD

DH: diyabe1ik lıasla. DOH: diyabelik olmayan/ırma. LMCA: sol ana koroner arler, LAD: sol ön inen aner, Cx: sirkumfleks rmer. RCA:

sağ koroner ar/er. SVBG: srifen \'en baypas grefl, RLÇ: referans liimen çapı. MLÇ: minimum liimen çapı, P: "unpaired 1'' 1'1! "Kru.~ka/­

Wallis" 1es1i ı·erileri. AD: anlamlı de.~il

koroner arter

dağılımı

ve ko rone r lezyo n karakteris- tikleri her iki g rup

arasında anlamlı

fark göstermez- ken tek da mar

hastalığı

ve tip A lezyon DOH g ru- bu nda daha fazla idi

(sırasıyla

p= 0.03, 0 .02). Lez- yon

uzunluğu

DH grubunda fazla iken referans lü- mcn

çapı

DOH grubunda daha fa zla

saptanmıştır (sı­

rasıyla

p= 0.0 1, 0.00 1 ).

İşlem

öncesi

darlık oranları, TİMİ akınıları

ve lezyon kan

akım oranları arasında anlamlı

fark

saptanmamıştır. Girişim sonrası

mini- mum Ilime n

çapı

DH gubunda 2.97±0.47 mm, DOH

şim sonrası TİMİ

0- 1

akım oranları arasında anlamlı

fark sa ptanmazken

TİMİ

3

akım

DH gru bun da

%6 6.7 DO H g rub unda %78 .7

saptanmıştır

(p=0.006) . TIMI 2-3

akım

ise DH grubunda %96.4.

DOH grubunda %96.7

saptanmıştır

(p=AD). Her iki grupta da stent

sayısı

1 damar

oranı,

stent implantas- yon süresi, stcnt implantasyon

basıncı

ve

kullanı­

lan X-RAY süresi

anlamlı

far k

göstcrnıezken

stent

çapı

DOH g rubunda, stcnt boyu ise DH gru bunda

fazla

saptanmıştır

(p=O.OO

ı,

0.01 ).

(5)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2002: 30: 534-543

Has tane içi ve klinik takip

sonuçları:

Her iki gru pta da

hastaların tamamına

ste nt

başarı

ile implante edil- di. Anjiyografik

başarı

OH grubunda %96.4, DOH gru bunda ise %96.7

saptandı

(p=AD). Hasta ne döne- minde OH grubunda 4 (% 2.8),

diğer

grupta 6 (%0.9) hasta akut stent oklüzyonu nedeniyle tekrar

perküları girişime alındı

ve anjiyoplasti ile stent

oklüzyonları açıldı.

Diyabet g rubunda 9 (%6.4)

diğer

grupta ise L 7 (%2.7) o lg u hasta ne döneminde kaybedildi (p=0.028) . Bu olgula rdan 16 tanes i

işlem sırasında

kardiyojenik

şok kliniğinde

o lu p 4 ta nesi laboratu- varda kaybedilirken 9 o lgu solunum

cihazı

ve intraa- ortik balon

desteğinde yoğun bakım

ünites ine

alın­

mıştı.

Tablo 3'te de

görüldüğü

gibi

inıraaorıik

balon ve sol unum

cihazı desteği

ile inotropik ve diüretik ilaç

kullanımı

OH grubunda daha yüksek

saptandı (sırasıyla

p <0.00 L, 0.0 16, <0.00 1, 0.00 1).

Tablo 4'te 30 günlü k ve ortalama 7

aylık

izlem so-

nuçları birikinıli

olarak verildi. Her iki gr up

arasında

k lini k takip döneminde uygulanan

farınakolojik

te- davi

bakımından anlamlı

fa rk

saptanmadı.

Otuz gün- lük dönemde re in farktüs, sorumlu lezyona yenid en

girişim,

subakut sent oklüzyonu OH grubunda daha yüksek tespit edildi

(sırasıyla

p=0.03, 0.006, 0.004).

Klinik izlem döneminde

ıniyokard

infarktü sü, so- rumlu lezyona perkütan

girişim,

baypass operasyonu ve s tent oklüzyonu OH grubunda OOH grubuna göre

anlamlı

olarak yüksek bu lundu (Tablo 4).

Şekil

1 ve

Tablo 3. Hastane içi sonuçlar

DH

n=141

Anjiyografik başarı(%) 136 (96.4)

Klinik başarı (%) 128 (90.7)

Major Kardiyak Olaylar

Reiııfarkıüs (%) 4 (2.8)

Tekrar perküıan girişim (%) 4 (2.8)

Acil bypass operasyonu (%)

o

Hasıane içi ölüm (%) 9 (6.4)

Vasküler ve hemorajik konıplikasyon (%) 13 (9.2) inıraaortik balon poınpası kullamını (%) 24 (17)

Veıııilaıör desıeği (%) 6 (4.2)

inoıropik ilaç desteği (%) 56 (39.7)

Diüreıik kullanımı(%) 38 (27)

Tirofibaıı kullamını (%) 16(11.3)

Tablo 4'te de

görüldüğü

g ibi ölüm

oranı,

hasta ne içi ve takip döneminde OH grubunda belirgin olara k yüksek

saptanmıştır.

Ortalama 7

aylık

(3- 12 ay) iz- le m

sonuçlarına bakıldığında olaysız

haya tta

kalım

OH grubunda %58.1 ,

diğer

grupta %75.8

saptandı

(p<O .OOJ ) . Martaliteyi e tkileyen faktörleri saptamak için tüm

AMİ

grubu üzerinde

yaptığımız

regresyon analiz inde

yaş,

diyabe t, hemod inamik

kararsızlık,

kardiyojenik

şok,

çok damar

hastalığı, kadın

cinsiyet

bağımsız

mortalite belirleyic ile ri olarak

sapıanmıştır

(Tablo 5) .

TARTIŞMA

Akut

ınİyokard

infarkti.is i.i morbiclire ve mortalites in i belirleyen önemli faktörlerden biri sinin repe rfüzyon

zamanı olduğu,

reperfüzyondaki gecikmenin has ta ne içi, 30 günlük ve uzun dönem takipte marta litey i be- lirgin olarak

arttırdığı

bilin me ktedir

(26,27).

Bu ne- denledi r ki

AMİ

tedavis inde hedef, mümkün olan en

kısa

zamanda in far ktan sorumlu arterde reperfi.i zyo- nun

sağlanmasıdır.

Akut

ıniyokarcl

infar ktüs ü teda- visinde

troınbolitik ilaçların yanısıra

prime r perkUtan koroner anj iyoplasti ve koroner

stenıleıne

tercih edi- len yöntemlerdir. Özellikle pe rküta n

girişimlerde

ar- tan tecrü be ve s tent teknoloji s indeki

gelişmelerle AMİ'de

primer ste nt

inıplantasyonunun

olanak la n uygun olan merkezlerde

AMİ

için birincil tedavi se- çim i o lmaya

başladığı

ve

AMİ olgularında

pri mer

DOH

p

n=633

612 (96.7) AD

602 (95.1) 0.041

6 (0.9) 0.073

7 ( 1) 0.1

o

17 (2.7) 0.028

31 (4.8) 0.045

46 (7.2) <0.001

8 (1.2) 0.016

157 (24.8) <0.001

97 (IS) 0.001

48 (7.5) AD

DH: diyabetik hasta, DOH: diyobetik olmayan hasta. I' :''ımpaired t"ı•e "Kruskai-Wallis"testi verileri. AD: anlamlı de.~il.

538

(6)

i. Demir ve ark.: Diyabetik ve Diyabetik Olmaya11 AM i Olgulan11da Primer Koro11er Stellt implantasymw: Hastalle içi ve Kli11ik Takip So11uçlan

Tablo 4. Otuz günlük ve orta dönem klinik izlem sonuçları

DH DOH ı>

Otuz günlük

*

Miyokard iııfarktüsü (%) 7 (4.9) 9 (1.4) 0.03

Perkütan girişim sorumlu lezyona (%) 8 (5.6) 10 (1.6) 0.006

Baypass operasyonu (%) 5 (3.5) 13 (2) AD

Ölüm(%) 12 (8.5) 23 (3.6) 0.01

Olaysız hayatta kal ı m(%) 112(79.4) 586(92.6) 0.003

Orta dönem

Miyokard iııfarktüsü (%) 16 (1 1.3) 23 (3.6) <0.001

Perkütan girişim sorumlu lezyona (%) 17 (12) 37 (5.8) 0.009

Baypass operasyonu(%) 24 (17) 64 (10.1) 0.02

Ölüm(%) 17 (12) 45(7.1) 0.05

Olaysız hayatta kalını (%) 82 (58.1) 480 (75.8) <0.001

Takip süresi (ay) 7.2±2.7 (3-12) 7.17±3.1 (3-12)

AD

DH: diyabetik hasta, DOH: diyabetik olmayali hasta, P :"u11paired t" ve "Kmska/-Wal/is" testi verileri. AD: alllam/ı değil.* Tablodaki veriler otuz gı"ilıliik ve 7 aylık izlenıede birikim/it/ir.

100

95 DOH

c 90

j

...

o

§ 85

c; ı

.:ıt!

p=0.05

OH

>C)

80

'

1

Cl)

75 ı

L

70

- , - -- -;-..

____,.- .. -.---

o 30 60 90 120 150 180 210 240 270 300 Zaman (gün)

DH:divabetik hasta. DOH: divabetik olmavan hasta

Şekill. Diyabetik ve diyabet ik olmayan hastaların sağ kalıın grafiği

stent implantasyonunun 6

aylık

kli nik

sonuçları

olumlu

etkilediği vurgulanmıştır (8,28,29).

Koroner ateroskle roz u olan olgul arda d iyabetin var

lığının

kötü prognoz göstergesi

olduğu,

bu nedenle gerek ka rdiyolog gerekse kalp

cerrahının

bu olgular- da daha d ikkatli

olmaları gerektiği

vurgul anmakta-

klin ik profile sahipti rler. Koroner aterosklerozun

yaygınlığının yanısıra

bu olgularda hipertansiyon,

hiperlipideıni,

koagülopati ve nefropati kardiyovas- küler

sonuçları

etkileyen klinik antitelerel ir. Akut

ıni­

yokard in farktüs üncle fibrinolitik ilaç

çalışınalarının sonuçları incelendiğinde

f ibri nolitik tedav inin eliya-

(7)

Tiirk Kardiyol Dem A2002; 30: 534-543

Tablo 5. Akut miyokard infarktüsünde hastane içi ve takipte mortalite belirleyicileri

n=774

Confıdence

Interval

(CI %95) p

Yaş

1.064 ( 1.027-1.1 1 32) <0.001 D iyab et 1.456 ( 1.249-2.7 1 8) 0.004 H emodinamik

kararsızlık

2.087 ( 1.465-4.879) 0.001 K ardiyojenik

şok

5.690 (3.348-7.912) 0.001 Çok

daınar hastalığı

1.285 ( 1.01 2- 1.918) 0.03

Kadın cinsiycı

1.312 ( 1.032-1.84 1 ) 0.01

Ortalnma 7 ay/tk takipte "Multivariate" regresy01ı analiz SOlUIÇ-

lan

ne kadar

düşürdüğü

ancak bunun y inede diya betik o lmayan gruba göre yüksek

olduğu

(%6) vurgulan-

maktadır

(4,30). Fibrinolitik tedavinin OH grubunda daha fazla fayda

sağladığı sapıanınakla

birlikte 30 g ünlü k mortalitenin OH g rubunda OOH grubuna göre 1.7 kat, diyabetik olgular

arasında

ise insüline

bağımlı

olanlarda 1.3 kat daha yüksek

olduğu

sap-

tanınıştır

(19). Fibrinolitik tedav inin

yararının

bu den li yüksek

olduğunun

bilinmesine

rağmen

diyabe- tik olg ularda reperfüzyon tedavisinin daha az uygu-

landığı

da bir

başka

gerçektir. Bunun nedenleri ola- rakta atipik klinik prezentasyon, hastaneye geç mü- racaat veya fibrinolitik iç in kontrendikasyon ve

komplikasyonlarından korkulması

gösterilm ektedir.

GUSTO-I

çalışmasında

30 günlük

AMİ

martalitesi diyabetik olgularda %9 .7-1 2.5 verilirken diyabetik olmayanlarda %7.5 olarak

verilmiştir. Aynı çalışma­

da fibrinolitiklerin diyabetik olg ularda sadece kana- ma

komplikasyonlarını arttırdığı

diyabetik olgularda fibrino litik tedavin in

kısıtlanmadan kullanılabileceği vurgulanmıştır

(4).

İskemi

döne minde

miyokardın

glikoz gereksinimi artarke n insülin

eksikliğinde

gl i- koz

alımı bozulacağından yağ

asiti

metabolizması

devreye gire r09).

Yağ

asidi

metabolizmasının

devre- ye girmesiyle 0 2 tüketimi ve serbest oksijen radikal- leri dü zeyi artarak miyokard iyal kontrakti liteyi ve me mbran

elekıriki

stabilitesini bozarak aritmile rin ortaya

çıkmasına

yol açar ki bu da diyabetik hasta- larda mortalite

artışında

e tkilidir (31 )_

Çalışmamızda

anj iyografik ve klinik

başarı oranının

stent

AMİ çalışmalarında

verilen

oranların altında olduğunu

görüyoruz ( 1 3, 1 4,32-35). Bunun önemli bir nedeni bizim

çalışmamız

randamize

seçilmiş

vaka-

540

larda

yapılmamıştır.

Günün 24 saati ac il sevisde

AMİ tanısı

alan tüm olgular perkütan

girişime alınmıştır. Girişim

öncesi geçen zaman ve

hastanın

hemodinam ik durumu

sonuçlarımızı

e tkileye n önemli unsurlar olarak

saptanmıştır.

Perkütan koroner

girişimlerde

hastane iç i mortalite belirleyicileri olarak kardiyojenik

şok, yaş, AMİ,

KKY , aci l

girişim,

tip C lezyon,

girişim

öncesi IABP

desteğine

ihtiyaç

duyulması,

periferik veya serebre- vasküler

hastalık,

kreatinin düzey i

yüksekliği, düşük

EF, ve operatör tecrübesi olarak

sıralanmaktadır

(36).

Bizim

çalışmamızda

da hastane içi dö ne mde major kardiyak o lay

sıklığının,

vasküle r ve he morajik

komplikasyonların,

intraaortik balon ve ventilatö r

desteğinin,

inotropik ve diüretik ilaç

kullanım oranı­ nın

OH'de daha fazla

olduğu saptanmıştır.

Bu so- nuçlar daha önce

yapılmış

ve diyabetin

AMİ'de

etk i- sini

araştıran diğer çalışmaların sonuçlarıyla

uyumlu

bulunmuştur

( 19,37,38).

AMI'nin akut

fazında

OH'Ierde mortalite nin yüksek

olmasının

nedenini infarkt çevresinde ki

sağlam

seg- mentte hiperkinezi, endotel iyal, mikrosirkülatuvar ve hücresel fonksiyon

bozukluğu,

otonomik nöropa- ti, çoklu ve diffuz damar

hastalığı,

sess iz iske mi ve atipik prezentasyon nedeniyle hastaneye

gelişinin

geç

olması,

trombosit aktivitesi ve prokoagülan me- diatörlerde

artış

ve intrinsik fibrinolitik akti vitedeki bozulma ile

açıklanmaktadır

(1 9). Oiyabetik hastalar- da özell ikl e endotel fonksiyon

bozukluğu,

diffüz da- mar

hastalığı

ve koagülasyon zincirinde protrombo- tik yö ne

doğru

olan

kayış,

mikrovasküler fonk siyon- lar ve koroner

akım

rezervinin

bozulmuş olması

ne- den iyle

girişim sonrası sağlanan TİMİ

3

akım oranı­ nın düşük olduğu

bilinmektedir (19,39). TIM! 3

akım

sağlanan

olgularda morta lite %3.7 iken TIMI 0-1

akım sağlananlarda

%9.2 olarak verilmektedir (39).

Ayrıca

diyabetik hastala rda TIMI 3

akım sağlanmış olması

miyoka rdiyal

akımın

yeterli

olduğu anlamını

vermez (40). Oiyabetik hastalardaki e ndote l fonksi- yon

bozukluğu

ve miyokardi yal

akım

rezervinde ki azalma ve küçük damar

hastalığı

TIMI 3

akım

olsa bile major kardiyak

olayların sık olmasına

neden ol-

maktadır

( 37-40). Bu nedenle perkütan

girişim

uygu- lanan diyabetik o lgularda glikoprotein Ilb/IIla resep- tör antagonisti

kullanımının sonuçları

olumlu yönde

etkileyebileceği

bildirilmektedir (39.40).

"SKOCK"

çalışınasında AMİ sonrası

kardi yojenik

şok gelişen

olgularda primer veya

troınbolitik

tedavi

(8)

i.

Demir ve ark.: Diyaberik ve Diyaberik Olmayali AM i Olgularurda Primer Koro11er Srent imp/a/1/asyollu: Hastalle içi ve Klinik Takip So11uçlan

sonrası

perkütan revas külarizasyonun hastan e içi ve uzun dönem mortalite üzerine olumlu

sonuçları

ol-

duğu,

kardiyojenik

şok olgularında

erken revasküla- rizasyonun tercih edilmesi

gerektiği vurgulanmıştır

(41-43). Kardiyojenik

şok

il e komplike diyabetik

AMİ olguları

diyabetik olmayanlara göre daha yük- sek bir risk profiline sahiptirler. Bu nedenle kardi- yojenik

şokun eşlik ettiği

diyabetik

AMİ olgularının

erken revaskül arize edil meleri önem le vurgulan-

maktadır

(3 7). PAMI

çalışmasında PEA'nın

diyabetik olgularda fibrinolitik tedaviye üstün

olduğu

bildiril-

miştir

(1 5). Bu sunum diyabetik olgu larda mekanik revaskü larizasyonun fibrinolitik tedaviye üstün o ldu-

ğunu

bildiren ilk

çalışmadır.

Büyük randamize

çalışmaların sonuçlarının

incelen-

diği

bir meta analizde

AMİ'de

primer s tent implan- tasyonunun ölüm

oranını anlamlı

oranda

değiştirme­

mekle birlikte major kardiyak olay

sıklığını

be lirgin olarak

düşürdüğü bildirilmiştir (44).

Koroner stent implantasyonunun PBA ile

kıyaslanınca

diyabetik olgularda

işlemsel başarı

ve uzun dönem klinik so-

nuçları

daha fazla

düzelttiği

bilinmektedir. Bununla birlikte diyabetik olgularda diyabetik o lmayanlarla

kıyaslandığı

zaman hala klinik kamplikasyon ve stent res tenoz

oranı

yüksektir.

Z hu ve ark.( 44)

yaptıkları

me taanalizde

AMİ'de

per- kütan

girişim

uygulanan randamize

çalışmalarda

mortalitey i stent

ayağında

%3 .7 (0-9. 1) PBA

ayağın­

da ise %3.6 (0.9-15.9) olarak

verilmiştir.

Biz im ça-

lışmamızda

ise takip s üresinde genel mortalite

oranı

%8.3

saptanmıştır.

Major kardiyak olay

sıklığı

ise stent grubunda % 13.3 (5.4-22.4) PBA grubunda

%22.5 ( 1 5.2-49.5)

verilmiştir.

Bizim

çalışmamızda

ise %26.7

saptanmıştır. Çalışınarnızla

bu

çalışmalar arasındaki

en önemli fark bu

çalışmaların

randam ize ve

vakaların

seçilerek

çalışmanın yapılması,

2.5 mm ve daha küçük damar

çapı olanların

ve

şok kliniğin­

deki

olguların çalışmaya alınınamasıdır.

Bizim ko- hortumu zda ise

AMİ tanısı

alan her olgu laboratuva- ra

alınarak

perkütan revaskülarizasyon

uygulanmış­

tır. Dolayısıyla

kohort içinde kardiyoj enik

şoktaki

hastalar,

AMİ başlangıcı

12 saatten uzun olan ve he- modinamik durumu

kararsız

olan olgularda

vardı.

Tilli ve ark.(45), Kas trati ve ark. (46)

yapmış oldukları çalışmada

so rumlu lezyon rev askül arizasyonunun elektif

girişimlerde

bile DH grubunda DOH grubuna

Bomess ve ark.(47)

çalışmasında

stent implante edi- le n diyabetik olgularda bir

yıllık olaysız

hayatta ka-

lım oranı

%60.7, Silva ve ark.(32l

çalışınasında

%54

verilmiştir.

Bizim

çalışmamızda

ise bu oran %58.1 olarak

bulunmuştur.

Silva ve ark.(32) kardiyojenik

şok

ve kötü klinik durumu olan

vakaların alınmadığı çalışmalarında

hastane içi ve 30 günlük martal iteyi her iki gruptada O olarak

bildirmişlerdir.

Bizim

çalış­

mamızda

ise 30 günlük birikim li morta lite DI-l gru- bunda %8.5, DOH grub unda ise %3.6

saptanmıştır.

Sil va ve ark.(32)

yapmış oldukları çalışmada

anjiyog- rafik

sonuçları

her iki grupta

aynı

saptarken major kardiyak olay

sıklığını

diyabetik grupta

anlamlı

ola- rak yüksek

saptaınışlardır.

B izim

araştırmamızda

da 30 günlük dönemde 3 kat, orta dönem takipte ise 2 kat daha fazla sorum lu tezyon revasküla rizasyonu

saptanmıştır.

Kohortun

tamamı

üzerinde

yapmış

ol-

duğumuz

regresyon analizi nde ise

yaş,

diyabet, he- modinamik

kararsızlık,

kardiyojenik

şok,

çok

daınar hastalığı, kadın

c insiyet mortali te belirleyicile ri ola- rak

saptanmıştır.

Çalışma sınırlılıkları:

Bu

çalışma kliniğimizde

uygu- la nan perkütan meka nik revaskü larizasyonun anj i- yografik verilerinin prospekt if klinik verilerinin ret- ros pektif bir anali zidir. Seçici

davranılmadığından dolayı

hasta

kliniği

ve lezyon karakteristikleri kar-

maşıktır.

Bu

sonuçları etkilemiş

olabilir.

Seınptoma­

tik olmayan olgulara rutin olarak koroner anjiyografi

yapılmamıştır.

Bu nedenle stent trombozu veya s tent restenoz

oranı

gerçekte

olduğundan

daha

düşük

ve-

rilmiş

olabilir.

Sonuç

Akut miyokart infarktü s ünde erken ve komplet re- perfüzyonun martaliteyi

düşürdüğü, koınplet

reper- füzyonun diy abetik olgularda

sağladığı yararın

daha fazla

olduğu

bilinmektedir. Primer stent implantas- yonu diyabetik ve diyabetik olmayan

AMİ

olgulann- da

TİMİ

3

akım

ve komplet reperfüzyon

sağlamak

için seçilebilecek g üvenli ve

hızlı

uygulanabilir bir

yönteındir.

Bununla birlikte diyabetik ve diyabetik olmayan olgular

arasında girşimsel

ka mplikasyon

oranı bakımından anlamlı

fark

saptanınazkeıı

diya-

betik grupta hastane iç i, 30 günlük ve takip döne-

minde major kardiyak olay

sıklığı

daha

fazladır.

Bu

nedenledir ki son

yıllarda AMİ

tedavisinde

sağlanan

(9)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2002; 30:534-543

nuçları iyileştirecek

tedavi

yaklaşımiarına

ihtiyaç

vardır.

KAYNAKLAR

ı.

Vogt A, von Essen R, Teb be U, Feuerer W, Appel KF, Neuhaus KL: Impact of early perfusion of the in -

farcı-related

artery on

short-ıerm

mortality after throm- bolysis for acute myocardial infarction: retrospective analys is of four german multicenters studies. J Am Coll Cardiol 1993; 21: 1391-5

2. Grines CL, Browne KF, Marco J, et al: For the Pri- mary Angioplasty in Myocardial Infaretion study group. A comparison of immediale angioplasty

wiıh

thrombolytic therapy for acute myocardial infarction. N Engl J Med 1993; 328: 673-9

3. T he GUSTO investigators: An international rand

omi- zed trial

comparing fou r thromboly tic strategies for acute myocardial

infarcıion.

N Engl J Med 1993;329: 673-82 4. Mak KH, Moliterno DJ, G r anger CB, et a l: GUSTO- I

lnvesıigaıors.

lnfluence of

diabeıes

mell itus on

elinical

outcome in the

ıhrombolytic

era of

acuıe ınyocardial

in- farction. J Am Coll Carcliol 1997; 30: 171-9

S. Le May RM, Labinaz M, Davies RF, et al:

Stenıing

Versus Thrombolysis in Acute Myoeardial Infaretion Trial (STAT). J Am Coll Cardiol 200 1; 37:985-9 1

6. T he Global Use of Strategies to Open Occluded Co- r onary Arteriesin Acute Cor onary Synd romes (GUS- TO Ilb) Angioplasty Substudy Investigators: A elinical

ırial

comparin g primary eoronary ang ioplasty with tissue plasminogen

acıivaıor

for acute myocardial infaretion. N Engl J Med 1 997; 336: 162 1-8

7. Garcia E, Eli zaga J, Perez-Castellano N, et al:

Primary angioplasty versus systemie

throınbolysis

in ante- rior

ınyocardial

infaretion. J Am Co ll Cardiol 1 999; 33:

605- 1

ı

8. Nunn CM, O'Neill WW, Rothbaum D, et a l: Long-

ıerm ouıeome afıer

primary

angioplasıy:

report from the primary angioplasty in myoeardial infaretion (PAMI-I) Iri- al. J Am Coll Cardiol 1 999; 33: 640-6

9. Z ijlstr a F, Hoorntje J C, de Boer MJ, et al: Long-term benefit of primary angioplasty as eompared with throm- bo lytic therapy for acute myocardial infarction. N Eng l J Med 1999; 341: 1413-9

10. Every NR, Parsons LS, Hlatky M, Martin JS, Wea- ver WD: A comparison of thrombolytic

ıherapy wiıh

pri- mary eoronary

angioplasıy

for aeute

nıyoeardial

infaretion.

Myocardial Infaretio n Triage and

Intervenıion Invesıiga­

tors. N Engl J Med 1996; 335:

ı253-60

ll. Tief enbrunn AJ,

Clıandra

NC, French W.J, Go re JM, Rogers WJ: Clinical experience with primary per-

cutaneous

translum inal coronary

angioplasıy

compared with alteplase for patients with acute

nıyocardial

infarcti- on: a report from the Second National Registry of Myocar-

diaı

Infaretion

(NRMI-

2). J Am Co ll

Cardioı ı

998; 3

ı:

ı

240-5

542

12. Danc hin N, Vaur L, Genes N, et al: Treatment of aeute myocarclial infaretion by pr imary coronary angiop-

Jasıy

or intravenous thrombo lysis in the "Real World": 1-

year

results from

a natio

nwide French survey. Circulation

1999; 99: 2639-44

13. Rodriguez A, Bernardi V, Fernandez M, et al: ln- hospital and Iate results of coronary

sıents

versus conven-

ıional

balloon angioplasty in

acuıe myocarcliaı

infaretion (GRAM! trial).

Gianıurco-Roubin

in Acute Myocardial In- faretion. Am J Cardiol 1 998; 8 1:

ı 286-9

1

14. Antoniucci D, Santoro GM, Bolognese L, Valenti R, Trapani M, Fazzini PF: A elinical trial comparing pri-

nıary stenıing

of the infarct-related

arıery

w ith optimal pri- mary angioplasty for

acuıe nıyocardial

infa rction: results from the Florence Ranclomizecl Eleeti ve

Sıenting

in

Acuıe

Coronary Ocelusions (FRESCO) trial. J Am Coll Cardiol 1998; 31: 1234-9

IS. Stone GW, Brodie BR, Griffin JJ, et a l: Cli nical and angiographic follow-up

afıer

primary

sıenting

in acute myocardial infaretion: the primary

angioplasıy

in

nıyocar­

dial infaretion

(PAMI) st

en

ı

pilot

ı

ri al. Circulation 1

999;

99: 1548-54

16. Aza r RR, McKay RG, T hompson PD, et al: Abcixi- mab in primary eoronary

aııgioplasıy

for

acuıc

myoeardial infaretion improves short- and

mediuın-ıerm outcoıncs.

J Am Coll Cardiol 1998; 32: 1996-2002

17. Brener SJ , Barr LA, Borchena l .TE, et al. Randomi- zed,

pıacebo coııırolled

trial

of platelet glycoprotein

ll b/li- la bloekaele with primary

angioplasıy

fo r

acuıe

myocardial

iııfarcıion.

ReoPro and

Priınary

PTCA Organization and Randomized Trial (RAPPORT) In

vcstigators.

Circulatio n

1 998; 98:734-41

18. Stone GW, Grines CL, Browne KF, et al:

Predieıors

of in-hospital and 6-month

ouıconıe afıer acuıe nıyoearclial

infaretion in the reperfusion era: the primary

angioplasıy

in myocardial

ınfarction

(PAMI) trial. J

Anı

Coll Cardiol 1 995; 25: 370-7

19. Mak KH, Topol EJ: Emerging eoncepts in the mana- gement of aeute myocardial infaretion in

patienıs

w ith dia- betes mellitus. J Am Coll Cardiol 2000; 35 : 563- 8 20. Barsness GW, Peterson ED,

Ohnıan

EM, et al: Re- lat ionship between

diabeıes melliıus

and

long-ıerm survi-

val after

eoronary bypass

and angioplasty

. Circulaıion

1 997; 96: 255

ı

-6

21. T he Expert Committee on the Diagnosis and Clas- sification of Diabetes Mellitus

:

Report of the Expert

Coınmittee

o n the Diagnosis and

Classificaıion

of D iabe- tes Mellitus.

Diabeıcs

Care

ı

997; 20: 1 183-97

22. Sidney CS, James TD,

Aıice

K.J, et al: ACC/AHA guidelines for percutaneous coronary

inıerveııtion.

JACC.

200 1; 37: 2215-38

23. Serruys PW, de J aeger e P, Kicmencij F, et a l: A comparison of

balloon-expandable-sıenı

im planlation w ith balloon

angiopıasıy

in

patienıs wiılı

coronary

arıery

disea- se. N Eng l J Med 1994; 33 1: 489-95

24. Demir İ, Yılmaz H, Belg i A, Sa ncaktar 0: Akut mi-

yokard infarktüsünün primer stent

implanıasyonuyla ıeda-

(10)

i. Demir ve ark.: Diyabetik ve Diyabetik Olmayan AM i Olgulamıda Primer Koroner St em implantasyonu: Hastane içi ve Klinik Takip

Sonuçları

visi

sırasında gelişen

no-reflow fenorueni intrakoroner ve-

rapamil ile önlenebilir. A

nadolu Kardiyoloji Dergisi 2001;

ı:

213-6

25. Moris hima I, Sone T, Okumura K,et al: Angiograp- hi c no-reflow phenomenon as a predictor of ad verse long-

ıcrm ouıcome

in patients

treaıed

wit h percutaneous trans- luminal coronary angioplasty for

firsı

acute myocardial in- farction. J Am Coll Cardio

l 2000; 36: 1202-9

26. Liem AL, van't H of A W, Hoorntje JC, de Boer MJ, Suryapranata H, Zijlstra F: Infl uence of treatment del ay on

infarcı

size and elinical outcome in patients wi th acute myocardial infaretion

ıreated

with primary angioplasty. J Am Coll Cardiol 1 998; 32: 629-33

27. Brodie BR, Stuckey TD, Wall TC, et al: Importance of time to reperfusion for 30-day and Iate survival and re- covery of left ventricular function

afıer

primary ang iop- lasty for acute myocardial infarction. J Am Coll Cardiol 1998; 32: 13 1 2-9

28. Rinfret S, Grines CL, Cosgrove RS, et al: Quality of life after balloon angioplasty or

sıenting

for

acuıe

myo- cardial infaretion one-year results from the stent-PAMI tri- al. J Am Co ll Cardiol200

1; 38: 1614-21

29. Simes RJ, Topol EJ, Holmes DR, Jr, et al: Link bet- ween the angi ographic substudy and mortality outcomesin a large randomized trial of myocardial reperfusion. Im por- tance of early and complete

infarcı

artery reperfusion. Cir- culation 1995; 9 1: 1923-8

30. Savage MP, Krolewski AS , Kenien GG, Lebeis MP, Christlicb AR, Lewis SM:

Acuıe

myocardial infaretion in cliabetic

melliıus

and sign ificance of congestive heart failure as a prognostic factor.

Anı

J Cardiol 1988; 62: 665- 9

31. Oliver MF, Opie LH: Effects of g lucose and

faıty

acids on

nıyocardial

ischemia and

arrhyıhnıias.

Laneel

1994; 343: ı

55-8

32. Silva JA, Ramee S R, White CJ, et al:

Prinıary

sten- ting in

acuıe ınyocardial

infarction: Influence of diabetes

melliıus

in angiographic results and elin ical

outconıe. Anı

Heart J 1999;

138: 446-55

33. Saito S, Hosokawa G, Tanaka S, Nakamura S: Pri- mary

stenı impl

antation is superior to balloon angioplasty in

acuıe

myocardial

infarcıion:

fina! results of the primary angioplasty versus stent

inıp1antation

in acute myocardial infaretion (PASTA) trial. PASTA Trial Investigators. Cat- het Cardiovasc Interven

1999; 48: 262-268

34. Grines CL, Cox DA, Stone GW, et al: Coronary an- gioplasty w ith or without

stenı

implanta tion for

acuıe

myocardial

infarcıion.

Stent

Prinıary

Angioplasty in Myo- cardial

Infaretion Study Group. N En gl

J Med 1999; 341:

1 949-56

35. Maillard L, Harnon M, Khalife K, et al: A compari- son of

sysıenıatic

ste nting and conventional balloo n angioplasty during

prinıary

percutaneous

transluıninal

coronary angioplasty fo r acute

nıyocardial

infarction.

STENTIM-2 l nvestigato rs. J Am Coll Cardiol 2000; 35:

1 729-36

36. O'Connor GT, Malenka DJ, Quinton H, et al: Mul- tivariate prediction of

ın-hospital

mortali ty after percuta- neous coronary

ıntervenıions

in 1994-1996. J

Anı

Coll Cardiol 1999; 34: 68 1 -9 1

37. Shindler DM, Palmeri ST, Antonelli TA, et al: Dia- betes

nıellitus

in cardiogenic shock

conıplicating

acute

nıyocardial ınfarction:

a report from the SHOCK trial re- gistry. J Am Coll Cardiol 2000;36: 1097-103

38. Malmberg K, Norhammar A, Wedel H, Ryden L:

Glycomeıabolic staıe

at aclmission:

İnıportant

risk marker of

nıortality

in conventionally

treaıed

patients w ith diabe- tes mell itus and acute

nıyocardial

infarction:

long-terın

re- sults from the

Diabeıes

and Insuli n-Glucose infusion in Acute Myocardial Infaretion (DIGAMJ) study. Circulation 1999;99:2626-32

39. Bhatt DL, Marso SP, Lincoff AM, ct al:

Abcixiınab

reduces mortality in diabet i cs following percutaneous co- ronary

ıntervention.

J Am Coll Carcliol 2000; 35: 922- 8 40. Ito H, Maruyama A, lwakura K, et al: Clinical imp- lications of the "no reflow" phenomenon. A predictor of complications and left ventricular remodeling in reperfu- sed anterior wall myocardial infarction. Circulation

1

996;

93:223-8

41.

Hochınan

JS, Sleeper LA, Godfrey E, McKinlay SM, Sanborn T , LeJemtel T, for the SHOCK Trial Study Group. Should we emergently revascularize Occluded Co- ronaries for cardi ogenic shock: an international randomi- zed trial of emergcncy PTCA/CABG-trial design. Am He- artJ 1999; 137:313-21

42.

Hochınan

JS, Buller CE, Sleeper LA, et a l.: for the SHOCK Investigators. Cardiogenic shock complicating

acuıe

myocardial infaretion etiologies, managemcnt anel

ouıcome:

areport from the SHOCK Trial Registry. J Am Coll Cardiol 2000; 36: 1063-70

43.

Hoclıman

JS, Sleeper LA, Webb JG , et a

l:

Early re- vascularization in acutc myocardial infaretion complicated by cardiogenic shock. SHOCK Jnvesti gators. Should We

Eınergently

Revasc ularize Occluded Coronaries for Cardi- ogenic Shock. N En gl J Med 1999; 34 1: 625-34

44. Zhu MM, Feit A, Chadow H , et al:

Priınary

Stent Implantation Compared W ith

Priınary

Balloon Angiop- lasty for

Acuıe

Myocardial Infarction: A Meta-Analysis of Randomized Clinical Trials. Am J Cardiol 2001; 88: 297- 301

45. Tilli FV, Aliabaeli D, Bowers T, et al: Optimal coro- nary stenting in diabetics: available

percuıaneous

alternali- ve to cardiac surgery. J Am Coll Cardio1 1 997; 29: A-455 46- Kastrati A,

Schoıning

A, Elezi S, et a l:

Predicıive

factors of

resıenosis afıer

coronary

sıent placemenı.

J Am Coll Cardiol, 1997; 30: 1428-36

47. 26. Borness GW, Peterson ED, Ohman EW, ct al:

Relationship between diabctes

nıellitus

and

long-ıernı

sur-

vival after bypass and angiopl asty. Circulation 1997; 96:

Referanslar

Benzer Belgeler

Başvuru şikayeti olarak en sık batında kitle (20 hasta) ve karın ağrısı (15 hasta) idi.. Dört hasta invaginasyon nedeniyle opere edilirken tanı

ANA pozitifliği (olguların %29’u) hastalık yaygınlığı ile ilişkili bulunmuş, generalize morfeada plak morfeaya oranla ANA pozitifliğinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu

Çalışmamızda başvuru anında kardi- yojenik şok oranı (%10.8) ve şoku olan hastalarda hastane içi ölüm görülen ve ölüm dışı ciddi kardiyak olay gelişen hasta

Bu çalı şmada, PTCA ve stent uygulamalarının koro- ner damar endotelinde yaptığı hasar derecesini sap- tamak amacıyla koroner sinüs kanında ET-1 düzey- leri

[8] DM olan ve olmayan hastalarda komplike olmayan standart katarakt ameliyatından sonraki birinci ve dör- düncü haftada maküla değişikliklerini OKT ile incele- diklerinde;

1973 Yılı elektrik enerjisi üretiminde, özkaynak- lanmızdajı, ekonomik hidrolik potansiyelin yak- laşık % 5'i, bilinen toplam linyit rezervimizin fr 2.5-3 ü

Hastalar çocuk yoğun bakım ünitesinde DKA tedavi protokolü ile (dehidratasyonun düzeltilmesi, intravenöz insülin tedavisi, takip bulgularına göre uygun mayiler, oral beslenmeye

Đnsüline bağımlı diyabet (IDDM) olan annelerin bebeklerinde malformasyon oranı %8 olarak saptanmıştır.. Bizde, DAB’nde görülen klinik ve laboratuar bulguları ile; annelere