• Sonuç bulunamadı

Mayıs 2015 Cilt 4 Sayı 2 http://www.jret.org

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mayıs 2015 Cilt 4 Sayı 2 http://www.jret.org"

Copied!
423
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mayıs 2015

Cilt 4

Sayı 2

(2)

İletişim

Prof. Dr. Zeki Kaya Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü

06500 Teknik Okullar - Ankara / Türkiye Tel: +90 312 202 82 30

Fax: +90 312 222 84 83 E. Posta: jret02@gmail.com Dizinlenlenme / İndekslenme

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi (Journal of Research in Education and Teaching), aşağıda loğoları bulunan kurumlar tarafından dizinlenmektedir.

Diğer bazı indeksler için başvurular yapılmış olup, değerlendirme süreci devam etmektedir.

Editörler

Prof. Dr. Zeki Kaya, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Serçin Karataş, Gazi Üniversitesi, Türkiye Editör Yardımcıları

Doç. Dr. Dilek Çağırgan Gülten, İstanbul Üniversitesi, Türkiye Nil Göksel Canbek, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

Danışma Kurulu

Prof. Dr. Ali Murat Sünbül, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Antonis Lionarakis, Hellenic Open University, Yunanistan Prof. Dr. Coşkun Bayrak, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Emine Demiray, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Cevat Celep, Kocaeli Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Fatoş Silman, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, KKTC Prof. Dr. Feyzi Ulug, TODAIE, Türkiye

Prof. Dr. İ. Hakki Mirici,Hacettepe Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. İsmail Demircioğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Hasan Bacanlı, Biruni Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Mehmet Ali Kısakürek, Ankara Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Mehmet Şişman, Osman Gazi Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Mimar Türkkahraman, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye

(3)

Prof. Dr. Nilgün Halloran, Ankara Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Sedat Cereci, Mustafa Kemal Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Selahattin Gelbal, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Uğur Demiray, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Yıldız Özerhan, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Sabahattin Çiftçi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Nesrin Işıkoğlu Erdoğan, Pamukkale Üniversitesi,Türkiye Doç. Dr. Şeref Tan, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Tuncay Yiğit, Süleyman Demirel Üniversitesi, Türkiye Bilim Kurulu

Prof. Dr. Ahmet Mahiroğlu, Gazi Üniversitesi, Türkiye, Prof. Dr. Ali Güneş, İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Ali Murat Sünbül, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Antonis Lionarakis, Hellenic Open University, Yunanistan Prof. Dr. Cevat Celep, Kocaeli Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Coşkun Bayrak, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Emine Demiray, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Fatoş Silman, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, KKTC Prof. Dr. Feyzi Ulug, TODAIE, Türkiye

Prof. Dr. Halil İbrahim Gürcan, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Hasan Bacanlı, Biruni Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. H. İbrahim Yalın, Doğu Akdeniz Üniversitesi, KKTC Prof. Dr. İ. Hakki Mirici, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. İsmail Demircioğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Mehmet Ali Kısakürek, Ankara Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Mehmet Şişman, Osman Gazi Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Mimar Türkkahraman, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Mohamed Abolgasem Artemimi, Zawia Engineering College, Libya Prof. Dr. Mustafa Çakır, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Müfit Kömleksiz, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, KKTC Prof. Dr. Nedim Gürses, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Nilgün Halloran, Ankara Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Reha Recep Ergül, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Salih Uşun, Muğla Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Sedat Cereci, Mustafa Kemal Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Selahattin Gelbal, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Semra Mirici, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Songül Altınışık, TODAIE, Türkiye

Prof. Dr. Süleyman Çelenk, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Türkiye Prof. Dr. Uğur Demiray, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

Prof. Dr. Yıldız Özerhan, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Adviye Gülçin Sağdıçoğlu Celep, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Altay Eren, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Bahadır Erişti, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Beyhan Zabun, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Cevdet Yiğit Özbek, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Deniz Beste Çevik, Balıkesir Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Emine Kolaç, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Erkan Tekinarslan, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Ferit Kılıçkaya, Mehmet Akif Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Gülay Ekici, Gazi Üniversitesi, Türkiye

(4)

Doç. Dr. Hatice Bekir, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Hasan Karal, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Haşim Özüdoğru, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. İrfan Yurdabakan, Dokuz Eylül Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Mehmet Arif Özerbaş, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doc. Dr. Melek Çakmak, Gazi Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Melek Demirel, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Merih Taşkaya, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Murat Ataizi, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Murat Hişmanoğlu, Uşak Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Nadir Çeliköz, Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Nesrin Işıkoğlu Erdoğan, Pamukkale Üniversitesi,Türkiye Doç. Dr. Nuray Taştan, Kırıkkale Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Onur Koksal, Selcuk Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Özgen Korkmaz, Amasya Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Recep Demirci, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Sabahattin Çiftçi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Serçin Karataş, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Şeref Tan, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Suzan Duygu Erişti, Anadolu Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Tuncay Yiğit, Süleyman Demirel Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Türkan Argon, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Ümmühan Aslan, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Yavuz Erişen, Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye

Doç. Dr. Yüksel Göktaş, Atatürk Üniversitesi, Türkiye Doç. Dr. Zehra Altınay Gazi, Yakın Doğu Üniversitesi, KKTC. Doç. Dr. Zekai Öztürk, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Murat Ellez, Dokuz Eylül Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Ali Kürşat Erümit, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Marmara Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Arzu Dursin, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Aysel Güney, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Aytekin Demircioğlu, Sinop Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Tural, Bartın Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Ayşe Derya Işık, Bartın Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Burak İnner, Kocaeli Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Burcu Karaşar, Amasya Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Cengiz Poyraz, İstanbul Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Cihat Demir, Dicle Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Dilek Karışan, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Emine Cabı, Başkent Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Erdem Aksoy, TED Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Esed Yağcı, Hacettepe Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Fatih Gürbüz, Bayburt Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Gizem Saygılı, Süleyman Demirel Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman, İstanbul Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Hatice Güngör Seyhan, Cumhuriyet Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Hüşeyin Çakır, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Huseyin Kafes, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. İlker Cırık, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. İlknur İstifci, Anadolu Üniversitesi, Türkiye

(5)

Yrd. Doç. Dr. Kemalettin Deniz, Gazi Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Leyla Ercan, Gazi Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. M. Ali Dombaycı, Gazi Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Mehmet Şahin, Yıldız Teknik Üniversitesi,Türkiye Yrd. Doç. Dr. Mustafa Caner, Akdeniz Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Necla Tuzcuoğlu, Marmara Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Nilgün Tosun, Trakya Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Nursel Yalçın, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Oytun Sözüdoğru, British University of Nicosia, TRNC Yrd. Doç. Dr. Öykü Özü, Celal Bayar Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Perihan Şara, Uşak Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Seda Ayvazoğlu, Çukurova Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Selami Eryılmaz, Gazi Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Semai Tuzcuoğlu, Marmara Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Serpil Yalçınalp, Başkent Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Serpil Umuzdaş, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Seyithan Demirdağ, Bülent Ecevit Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Süheyla Bozkurt, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Tarık Totan, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Temel Topal, Giresun Üniversitesi, Türkiye

Yrd. Doç. Dr. Türkan Karakuş, Atatürk Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Yasin Aslan, Selçuk Üniversitesi, Türkiye Yrd. Doç. Dr. Yücel Kayabaşı, Gazi Üniversitesi, Türkiye Dr. Başak Uysal, Gazi Üniversitesi, Türkiye

Dr. Erinç Karataş, Ankara Üniversitesi, Türkiye Dr. İlkay Abazaoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Dr. Mevlüt Gündüz, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Dr. Nazime Tuncay, Milli Eğitim Bakanlığı, KKTC Dr. Sara Kefi, İzmir Foça Belediyesi, Türkiye

(6)

Editörlerden

Değerli Meslektaşlarımız, Değerli Okuyucular,

Farklı kurumlarda görevli değerli meslektaşlarımıza ait 40 adet makaleyi dördüncü cilt ikinci sayıda yayınlamış bulunmaktayız. Editörler kurulunda yer alan arkadaşlarımız ve hakemler, yayınlanan makaleleri büyük bir özveriyle ve titizlikle değerlendirmişlerdir.

24 -26 Nisan 2015 tarihlerinde Antalya’da 16 Ülkenin katılımıyla düzenlenmiş olan “ 6th International Conference on New Trends in Education and Their Implications”da bildiri olarak sunulmuş olan çok sayıda bildiri başvurusu olmuştur. Bildiriler editörler kurulunda görevli ve görevli olmayan hakemler tarafından değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonuçlarına göre bir sonraki sayıda da “6th International Conference on New Trends in Education and Their Implications”da bildiri olarak sunulmuş olan bazı bildirilere de yer verilecektir. Dergimiz büyük bir ilgiyle karşılanmaya devam etmektedir. Değişik üniversitelerden ve kurumlardan çok sayıdaki makale değerlendirme aşamasındadır. Makalelerin değerlendirilmesi görevini üstlenen editörler kurulunda özveriyle çalışan meslektaşlarımıza, çalışmalarınızla destek veren siz yazarlara ve tüm okuyuculara içtenlikle teşekkür ederiz.

01 Mayıs 2015 Saygılarımızla.

(7)

İÇİNDEKİLER………..………..v Editörlerden………..………..………..……….……….…..x 01. YETİŞKİN EĞİTİMİ BAKIŞ AÇISIYLA; ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİNE YÖNELİK BİLGİLENDİRME AMAÇLI HAZIRLANAN TELEVİZYON PROGRAMLARI HAKKINDA EBEVEYN GÖRÜŞLERİ

01. WITH ADULT EDUCATION PERSPECTIVE; PARENTS’ VIEWS ABOUT TELEVISION BROADCASTINS CONCERNING CHILD DEVELOPMENT AND EDUCATION

Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Kılıç………1 02. ANADOLU LİSELERİNDE GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN LİDERLİK STİLLERİNİN

BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

02. EXAMINING THE LEADERSHIP STILES OF TEACHERS WORKING AT ANATOLIAN HIGH SCHOOLS IN TERMS OF SOME VARIABLES

Doç. Dr. Salih Paşa Memişoğlu, Mehmet Çakır, Gamze Çakır……….………13 03. FARKLI EĞİTİM PROGRAMLARINDAKİ ÖĞRENCİLERİN GENEL MUHASEBE DERSİNE İLİŞKİN ALGILARI 03. PERCEPTIONS ON FINANCIAL ACCOUNTING COURSE OF STUDENTS IN DIFFERENT PROGRAMS

Doç. Dr. C. Yiğit Özbek………..…….24 04. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ÖĞRETMENLERİNİN FEN EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN BELİRLENMESİ

04. DETERMINATION OF PRESCHOOL TEACHERS’ OPINIONS TOWARDS SCIENCE EDUCATION

Uzm. Öğrt. Halil Elmas, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kanmaz………35 05. LİSE ÖĞRETMENLERİNİN ÖRGÜTSEL ADALET ALGILARI

05. THE PERCEPTIONS OF ORGANIZATIONAL JUSTICE OF SECONDARY TEACHERS

Okt. Yılmaz Kılıç, Doç. Dr. Zülfü Demirtaş……….46 06. ÖĞRETMENLERE YÖNELİK UYGULANMASI PLANLANAN ROTASYONA İLİŞKİN

ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

06. TEACHERS’ OPINIONS ON THE ROTATION PLANNED TO BE APPLIED TO TEACHERS

Tayfun Yörük, Prof. Dr. İlhan Günbayı……….59 07. PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA KATILAN ÖĞRETMEN ADAYLARININ

EĞİTİM FELSEFELERİ

07. PRE-SERVICE TEACHERS' EDUCATIONAL PHILOSOPHIES WHO ATTENDEES PEDAGOGICAL FORMATION CERTIFICATE PROGRAM

Yrd. Doç. Dr. Orhan Kumral……….………73 08. ENDÜSTRİDE İSTİHDAMA GÖRE BRANŞLARIN ÖNEMİ VE MESLEKİ EĞİTİM AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

08. THE IMPORTANCE OF PROFESSION DEGREE OF EMPLOYMENT AND THE EVALUATION OF IT IN TERMS OF VOCATIONAL EDUCATION

Yrd. Doç. Dr. İbrahim Aydın, Öğr. Gör. H. Zeki Diril, Öğr. Gör. Meryem Aygün, Yrd. Doç. Dr. Seda Durukan…81 09. TÜRKİYE’DE DEVLET OKULLARINDAKİ ÖZEL EĞİTİMLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

09. SPECIAL EDUCATION PROBLEMS IN PUBLIC SCHOOLS IN TURKEY AND OFFERING SOLUTION TO THESE PROBLEMS

(8)

10. ÖĞRETMEN YETİŞTİRME SÜRECİNDEKİ KARİYER GELİŞTİRME VE ÖDÜLLENDİRME SORUNUNA İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ 10. TEACHERS’ VIEWS RELATED TO THE PROBLEM OF REWARDING AND CAREER DEVELOPMENT IN THE PROCESS OF TEACHER TRAINING

Doç. Dr. Necmi Gökyer, Fulya Özer………..96 11. İLKOKUL 4. SINIF SOSYAL BİLGİLER PROGRAMINDAKİ DEĞERLERİN KAZANDIRILMASI SÜRECİNDE

KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

11. EVALUATION OF THE DIFFICULTIES IN THE PROCESS GAINING

OF VALUES IN SOCIAL STUDIES CURRICULUM IN PRIMARY SCHOOL 4TH CLASSES

Öğrt. Ersin Sağlam, Doç. Dr. Salih Zeki Genç………106 12. ISI VE SICAKLIK KONULARININ ÖĞRETİMİNDE ÖZ DÜZENLEYİCİ ÖĞRENME YÖNTEMİNİN

KAVRAMSAL BAŞARIYA ETKİSİ

12. THE EFFECT OF SELF-REGULATED LEARNING METHOD ON CONCEPTUAL ACHIEVEMENT IN THE TEACHING OF HEAT AND TEMPERATURE

Ahmet Gülay, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Tekbıyık……….119

13. LİSE MÜDÜRLERİNİN ÖĞRETİM LİDERLİĞİ DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE BİR ALAN ARAŞTIRMASI

13. A FIELD STUDY ON THE EVALUATION OF INSTRUCTIONAL LEADERSHIP BEHAVIOR OF HIGH SCHOOL PRINCIPALS

Yrd. Doç. Dr. Birol Büyükdoğan ………133 14. ÖĞRETMEN ADAYLARI İÇİN ÇEVRE KONULARINA YÖNELİK TUTUM ÖLÇEĞİ GELİŞTİRME

GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

14. THE VALIDITY AND RELIABILITY ANALYSIS OF THE ATTITUDE SCALE ON THE ENVIRONMENTAL ISSUES FOR THE PROSPECTIVE TEACHERS

Öğr. Gör. Esra Saraç, Prof. Dr. Adnan Kan………..142 15. İLKÖĞRETİM YAŞLARI BAĞLAMINDA ROUSSEAU VE ÜLKEN'İN EĞİTİM ANLAYIŞLARININ

KARŞILAŞTIRILMASI

15. A COMPARATIVE STUDY INTO THE SENSE OF EDUCATION FOR ROUSSEAU AND ÜLKEN IN THE CONTEXT OF PRIMARY SCHOOL AGES

Yrd. Doç. Dr. Aytekin Demircioğlu………151 16. ÖĞRETMEN ADAYLARININ YABANCILAŞMA DÜZEYLERİNE FAKÜLTE YAŞAM NİTELİĞİNİN

ETKİSİNİN İNCELENMESİ

16. INVESTIGATION OF THE EFFECT OF QUALITY OF FACULTY LIFE ON ALIENATION LEVELS OF TEACHER CANDIDATES

Okut. Savaş Aydın, Öğr. Gör. Hüseyin Akar……….161 17. KONUŞMA VE DİNLEME BECERİLERİ ÜZERİNE ÖĞRETMEN BİLİŞİ VE İNANIŞLARI

17. TEACHERS’ COGNITION AND BELIEVES ON SPEAKING AND LISTENING SKILLS

Netice Altun Demir……….173 18. TÜRK DİZİLERİNİN BOŞNAKÇA ANADİL TAŞIYICILARININ YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE

ÖĞRENİMİNE ETKİSİ

18. THE EFFECT OF TURKISH SOAP OPERAS ON THE BOSNIAN NATIVE SPEAKERS IN TURKISH LANGUAGE LEARNING PROCESS

(9)

19. ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN CİSİM İMGELERİNİN İNCELENMESİ: GEOMETRİK VE UZAMSAL DÜŞÜNME İLE İLİŞKİLER

19. INVESTIGATION OF MIDDLE SCHOOL STUDENTS’ IMAGES OF SOLIDS: GEOMETRIC AND SPATIAL THINKING RELATIONS

Uzm. Ayşe Simge Ergin, Doç. Dr. Elif Türnüklü……….…..………188 20. BİLMECELERLE YABANCI DİL EĞİTİMİ

20. FOREIGN LANGUAGE EDUCATION WITH RIDDLES

Okut. Dr. Senem Seda Şahenk Erkan……….200 21. EĞİTİM DÜZEYİNİN BENLİK SAYGISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

21. THE EFFECT OF EDUCATIONAL LEVEL ON SELF-ESTEEM

Yrd. Doç. Dr. Gizem Saygılı, Prof. Dr. Teoman İsmail Kesecioğlu, Araş. Gör. Halit Kırıktaş………..210 22. OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM

İLE İLGİLİ YETERLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

22. INVESTIGATING PROFICIENCY LEVELS OF PRESCHOOL TEACHERS REGARDING CONSTRUCTIVIST APPROACH

Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Kabadayı, Arş. Gör. Emine Bozkurt………218 23. DÜNYADAKİ OKULÖNCESİ EĞİTİM BİLİM PROGRAMLARININ

TEMEL BİLİMSEL SÜREÇ BECERİLERİNİ İÇERMELERİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ 23. STUDYING PRESCHOOL EDUCATION SCIENCE PROGRAMMES

IN THE WORLD TERMS OF BASIC SCIENTIFIC PROCESS SKILLS

Dr. Sara Kefi……….………226 24. SOSYAL DUYGUSAL ÖĞRENME BECERİLERİ ÖLÇEĞİ’NİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İÇİN

UYGULANABİLİRLİĞİ’NİN BELİRLENMESİ

24. DETERMINING THE APPLICABILITY OF SOCIAL EMOTIONAL LEARNING SKILLS SCALE FOR UNIVERSITY STUDENTS

Doç. Dr. M. Sabri Kocakülah, Arş. Gör. V. Nilay Kırtak Ad……….…….241 25. TRABZON HALKININ KÜRESEL ISINMAYA YÖNELİK BİLGİ VE FARKINDALIK DÜZEYLERİNİN

ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

25. RESEARCH ON LEVELS OF PUBLIC INFORMATION AND AWARENESS IN TRABZON ABOUT GLOBAL WARMING IN TERMS OF DIFFERENT VARIABLES

Doç. Dr. Gökhan Demircioğlu, Doç. Dr. Hülya Demircioğlu………248 26. İNGİLİZCE DERSİNE YÖNELİK TUTUM ÖLÇEĞİNİN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

26. THE VALIDITY AND RELIABILITY OF THE SCALE OF ATTITUDE TOWARD ENGLISH LESSON

Doç. Dr. Murat Tuncer, Doç. Dr. H. Güner Berkant, Okut. Yunus Doğan………..260 27. ERGEN PARA TUTUMU ÖLÇEĞİ TÜRKÇE FORMU: GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI

27. TURKISH VERSION OF ADOLESCENT MONEY ATTITUDE SCALES: THE STUDY OF VALIDITY AND RELIABILITY

Doç. Dr. Ahmet Akın, Ahmet Kahraman………..267 28. MÜZİK BİÇİMLERİ DERSİNE YÖNELİK TUTUM ÖLÇEĞİ GELİŞTİRME ÇALIŞMASI

28. A RESEARCH ON DEVELOPING ATTITUDE SCALE TOWARDS MUSIC STYLES COURSE

(10)

29. SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DOĞAL SAYILARDA ÇARPMA İŞLEMİNİN ÖĞRETİMİNE YÖNELİK SEMBOL-PROBLEM-MODEL BAĞLAMINDA GELİŞTİRDİKLERİ ETKİNLİKLERİN İNCELENMESİ

29. INVESTIGATION OF THE ACTIVITIES PREPARED BY PROSPECTIVE PRIMARY SCHOOL TEACHERS ABOUT TEACHING MULTIPLICATION OF NATURAL NUMBERS IN THE CONTEXT

OF USING SYMBOL-PROBLEM-MODEL TOOLS

Doç. Dr. Kürşat Yenilmez, Arş. Gör. Candaş Uygan………..………..283 30. FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FİZİĞE YÖNELİK TUTUMLARININ İNCELENMESİ

30. INVESTIGATION OF THE ATTITUDES FOR PHYSICS OF SCIENCE TEACHER CANDIDATES

Doç. Dr. M. Zafer Balbağ, Yrd. Doç. Dr. Ersin Karademir………..……293 31. MESLEK YÜKSEKOKULLARINDA MATEMATİK KAYGISININ EĞİTİME YANSIMASI

31. REFLECTION TO EDUCATION OF MATHEMATICS ANXIETY IN VOCATIONAL SCHOOLS

Öğr.Gör. Meryem Aygün, Yrd. Doç. Dr. Seda Durukan, Öğr.Gör.H. Zeki Diril, Yrd.Doç.Dr. İbrahim Aydın…….300 32. LİSE ÖĞRENCİLERİNİN ÖZ-YETERLİKLERİ İLE ÖZNEL İYİ OLUŞ DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN

İNCELENMESİ

32. THE INVESTIGATION OF THE RELATION BETWEEN THE HIGH SCHOOL STUDENTS’ SELF EFFICACY AND SUBJECTIVE WELL-BEING

Yard. Doç. Dr. Zehra Certel, Doç. Dr. Ziya Bahadır, Prof. Dr. A. Seda Saracaloğlu, Prof. Dr. S. Rana Varol……307 33. BRANŞ ÖĞRETMENLERİNİN TEKNOPEDAGOJİK EĞİTİM YETERLİLİKLERİ İLE BİREYSEL YENİLİKÇİLİK

DÜZEYLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

33. THE OPINIONS OF BRANCH TEACHERS ABOUT THEIR TECHNOPEDAGOGICAL EDUCATION COMPETENCIES AND INDIVIDUAL INNOVATIVENESS LEVELS

Doç. Dr. Türkan Argon, Mehmet İsmetoğlu, Didem Çelik Yılmaz………..319 34. ANADOLU LİSELERİNDE GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN SINIF İÇİ DAVRANIŞLARININ

BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

34. EXAMINING TEACHER BEHAVIOURS WITHIN CLASSROOM WORKING AT ANATOLIAN HIGH SCHOOLS IN TERMS OF SOME VARIABLES

Doç. Dr. Salih Paşa Memişoğlu, Mehmet Çakır, Gamze Çakır……….……….334 35. DALGALAR ÜNİTESİNDEKİ KAZANIMLARIN YENİLENMİŞ BLOOM TAKSONOMİSİNE GÖRE

İNCELENMESİ

35. DETERMINATION OF OBJECTIVES OF WAVES TOPICS ACCORDING TO THE REVISED BLOOM’S TAXONOMY

Öğr. Gör. Canel Eke………345 36. 21.YÜZYIL BECERİLERİNİN GELİŞİMİNDE DİJİTAL ÖYKÜLEMELER:

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ

36. DIGITAL STORYTELLING FOR DEVELOPING 21st CENTURY SKILLS:

FROM HIGH SCHOOL STUDENTS' POINT OF VIEW

Nihat Kotluk, Doç. Dr. Serhat Kocakaya……….….………354 37. FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FİZİK LABORATUVARINA

YÖNELİK TUTUMLARININ İNCELENMESİ

37. INVESTIGATION OF THE PRE-SERVICE SCIENCE TEACHERS ATTITUDES TOWARD PHYSICS LABORATOARY

(11)

38. ALTERNATİF ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ARAÇLARI ÜZERİNE BİR META ANALİZ ÇALIŞMASI 38. A META-ANALYSIS ON ALTERNATIVE MEASUREMENT AND ASSESSMENT INSTRUMENTS

Doç. Dr. Murat Tuncer, Okut.. Ender Özeren………..374 039. ÖĞRENCİLERİN KİMYA DERSLERİNDE AKILLI TAHTA KULLANIMINA YÖNELİK TUTUMLARININ

FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

039. EXAMINING STUDENTS’ ATTITUDES TOWARDS THE USE OF INTERACTIVE WHITEBOARD IN CHEMISTRY COURSES IN TERMS OF DIFFERENT VARIABLES

Doç. Dr. Gökhan Demircioğlu, Doç. Dr. Hülya Demircioğlu………..387 40. FEN LİSESİNDE YAŞANAN SORUNLARA İLİŞKİN ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİ VE YÖNETİCİ GÖRÜŞLERİ:

BİR DURUM ÇALIŞMASI

40. TEACHERS’, STUDENTS’ AND ADMINISTRATORS’ OPINIONS ON THE PROBLEMS EXPERIENCED AT SCIENCE SCHOOL: A CASE STUDY

(12)

YETİŞKİN EĞİTİMİ BAKIŞ AÇISIYLA; ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİNE YÖNELİK

BİLGİLENDİRME AMAÇLI HAZIRLANAN TELEVİZYON PROGRAMLARI HAKKINDA

EBEVEYN GÖRÜŞLERİ

Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Kılıç Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Bolu cgdmklc@gmail.com

Özet

Bu çalışmanın amacı erken çocukluk döneminde çocuğu bulunan ailelerin televizyonlardaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik programlar hakkındaki düşüncelerini incelemektir. 2014-2015 öğretim yılında Bolu ili, bağımsız anaokullarında çocuğu bulunan 322 veli araştırmanın çalışma grubunu oluşturmaktadır. Çalışmada araştırmacı tarafından hazırlanan “Anne-babaların Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Televizyon Yayınları Hakkındaki Görüşleri Ölçeği” geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları yapıldıktan sonra kullanılmıştır(Cronbach Alpha .71). Elde edilen verilerin analizi SPSS paket programı ile yapılmıştır. Araştırma verilerinin çözümlenmesinde frekans, yüzde, standart sapma, aritmetik ortalama değerleri kullanılmıştır. Ayrıca anne- babaların eğitim ihtiyaçları ve anne-babaların yayınlar hakkındaki görüşleri ile cinsiyet değişkeni arasındaki ilişkiyi bulmak amacıyla Bağımsız Örneklem T-Testi kullanılmıştır. Anne-babaların yayınlar hakkındaki görüşleri ile eğitim durumları arasındaki ilişkiyi saptamak amacıyla ANOVA testi, var olan ilişkilerin hangi alt boyutlarda olduğunun bulunmasında ise Tukey testi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, anne-babalar çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik televizyon yayınlarının sayısını az bulmasına ve içeriğinin yetersiz olduğunu düşünmesine rağmen televizyon programlarını önemli bir bilgi kaynağı olarak görmektedirler.

Anahtar Sözcükler: Yetişkin Eğitimi, Anne- Baba Eğitimi, Erken Çocukluk Dönemi, Eğitsel Televizyon.

WITH ADULT EDUCATION PERSPECTIVE; PARENTS’ VIEWS ABOUT TELEVISION

BROADCASTINS CONCERNING CHILD DEVELOPMENT AND EDUCATION

Abstract

The purpose of this study is to examine the parent’s views about television broadcastings related to child development and education. Study group is made up of 322 parents whose children were currently being educated in Bolu kindergardens in 2014-2015 academic year. The research data was obtained from the application of "Parents’ Views About Television Broadcasting Concerning Child Development and Education Scale”after reliability and validity studies(Cronbach Alpha .71). Mean, standard deviation, frequency and percent values were used in data analysis by using SPSS programme. In addition, independent samples t-test was used to find the relationship between the parents’ educational needs with parents’ views about television broadcastings and gender. Also, ANOVA test was used to determine the relationship between parents’ views about broadcastings and educational levels; Tukey test was used to find the sub dimensions of existing relationships. According to the results, parents think that television programs’ quality and quantity are in sufficient, on the other hand still they found television programs as an important source of information while raising their children.

(13)

GİRİŞ

İnsanlar uzun yıllar yüz yüze iletişim kanallarını kullanmışlardır. Günümüzde de en önemli iletişim tarzı yüz yüze iletişimdir. İnsanlar gündelik hayatlarını bu iletişim tarzına bağlı olarak sürdürürler. Bunun yanında tarihsel süreç içerisinde geliştirilen çeşitli teknolojik araçlarla yüz yüze iletişimin yanı sıra teknolojiyle aracılanmış iletişim tarzlarını da geliştirmişlerdir. Bunlar, yazılan mektuptan çekilen bir telgraf ya da faksa, dinlenilen bir radyo programından izlenebilen televizyon programına ya da sinema filminden, gönderilen bir e-maile kadar değişir(Yaylagül,2008:12-13). Kitle iletişim araçları da denilen bu araçlar “geniş kitleleri eğlendirmek, kitlelere bilgi veya mesaj ileterek onları aydınlatmak, yönlendirmek veya denetlemek gibi amaçlarla kullanılan televizyon, radyo, gazete, dergi gibi araçlardır.” (Demir ve Acar, 2005: 241-242).

Tamer’e göre(1983, 110-119), kitle iletişim araçlarıyla yapılan iletişim aynı anda çok geniş kitleye yapılır. Bu iletişimden belirli asgari koşullan yerine getiren herkes yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, yerleşim farklılığı, ırk, dil, din farklılığı gözetilmeksizin yararlanabilir. Bu özelliğin doğal bir sonucu olarak da, eğitimdeki cinsiyet, bölgelerarası farklılık, köy-kent, uzman, araç-gereç, ulaşım gibi çeşitli eşitsizlikleri ortadan kaldırabilir. Bu tür eğitim, geleneksel eğitime göre daha günceldir. Yaşanılan dünyayı, sorunları ortaya koyar, tutucu değildir. Eğitimde sunulacak konunun görsel olarak örneklendirilebilmesi; televizyon, video ve film yöntemi ile birden fazla kez verilebilir olması eğitimin daha etkili ve akılda kalıcı olmasını sağlar.

Yukarıdaki tanımla paralel olarak kitle iletişim araçlarının dört önemli işlevi aşağıdaki gibi genelleştirilebilir a) Haber ve Bilgi Verme,

b) Denetim ve Eleştiri, c) Eğitim ve Eğlendirme

d)Kamuoyu Oluşturma ve Açıklama(Işık, 2000: 56-70).

Kitle iletişim araçları arasında en yaygın olarak kullanılanlarından biri de televizyondur. Öyle ki günümüzde televizyonu olmayan ev neredeyse bulunmamaktadır. Böylesine büyük bir kitleye ulaşım sağlayan televizyonun toplum içindeki işlevlerinden biri de eğitim işlevidir. İzleyici de; bilgi, beceri, duygu, düşünüş, kanaat ve tutumlar açısından, var olanı pekiştirmeyi veya değiştirmeyi, yenilerini kazandırmayı amaçlayan programlara, “eğitim fonksiyonlarını yerine getiren” veya “eğitici” programlar denilebilir. Bu programlar, çocuk, genç ve yetişkin olmak üzere değişik yaş gruplarında, farklı cinslere, farklı meslek gruplarına, farklı yerleşim birimlerindeki izleyici kümelerine yönelik olabilir (Özgen, 1985:147).

Öktem’e göre(1986,242) insan bilgi ve eğitimini okullardan ortalama 25 yaşına kadar almaktadır. İş yaşamına atıldıktan sonra onun en önemli bilgi, eğitim kaynaklarından biri de televizyondur. Çağımızın tekniğe dönük yaşamı insanı kültür olgusunu yaratan kitap ve kaynaklardan uzaklaştırmaktadır. Televizyon bilgiyi sunuş biçimi ve hitap ettiği kitle itibariyle daha çok yetişkin nüfusun eğitiminde kullanılabilecek, fırsat ve imkan eşitliği sağlanmasında yardımcı olabilecek bir araçtır. İçel(1984,53) bu konuda teknik ve ekonomik gelişmeye uygun olarak vatandaşı eğitimi fonksiyonunun televizyona adeta yetişkinlerin okulu niteliğini kazandırdığını söylemektedir

Televizyonun yetişkin eğitimi açısından taşıdığı gizil gücünü Tekin(1996, 117-118) şöyle özetlemektedir:

1. Yetişkinler için zaman önemlidir. Televizyon yoluyla eğitim, iş saatleri dışında ve ev ortamlarında herhangi bir maliyet gerektirmediği için tercih edilmektedir.

2. Pek çok durumda eğitime katılma okuma-yazma becerisi gerektirmektedir. Televizyon yoluyla okur-yazar olmayan kişilere de eğitsel mesajlar ulaştırılabilir.

3. Televizyon yoluyla eğitim iyi düzenlendiği zaman geleneksel eğitim biçimlerine kapalı yetişkinler için daha ilginç, eğlenceli ve güdüleyici olabilmektedir.

4. Televizyon yoluyla daha geniş kitlelere daha ucuz yolla eğitim sağlanabilmektedir. Ayrıca ekonomik ve kişisel nedenlerle eğitim etkinliklerine ulaşamayanlara da fırsat eşitliği sunulmaktadır.

(14)

olduğunu ve eğitimin kalitesini düşüreceği tezini savunurken, bir diğer grup televizyonun uygun koşullarda yardımcı bir eğitim aracı olarak kullanılabileceğini savunmaktadır. Godwin ve Shramm’a göre(2004,1) günümüzde çocuklar veya yetişkinler için olsun televizyonun eğitsel anlamda yararlı olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Onlara göre, insanlar günlük hayatta bir şeyin yapılışını nasıl izleyerek öğreniyorlarsa televizyonda da -yazılı materyallerden okumak yerine- izleyerek öğrenmektedirler.

Bir kitle iletişim aracı olarak televizyonun temel niteliklerinden birisi, doğruyu yayınlamak ve gerçekle yorumu birbirinden ayırmaktır. Eğitim söz konusu olduğunda da, televizyonun, tamamen doğrulardan oluşan bir yayın politikası ve gerçeklerle oluşturulmuş bir içeriği olması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü eğitimin niteliği gerçeklik, doğruluk, yanılmazlık koşullarını gerektirmektedir(Cereci, 1997:21-24).

Yetişkin eğitiminin uğraş verdiği alanlardan biri olan “aile eğitimi” alanında bilhassa gelişmekte olan ülkelerde televizyondan yararlanılmaktadır. Titmus ve diğerlerine göre(1985) aile eğitimi dendiğinde; çocukların yetiştirilmesi, aile ilişkileri, ailede ve toplumda anne-babaya düşen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli bilgi, tutum ve becerilerin sistemli biçimde geliştirilmesi anlaşılmalıdır(Akt. Çağdaş ve Seçer,2011,1). Ekonomik, politik, sosyolojik, teknolojik vb. gelişmelerle karşılaşan birey ve aile, yaşamını bu değişikliklere göre yeniden düzenlerken zaman zaman problemlerle karşılaşmakta ve kimi zaman bunların üstesinden gelmekte zorlanmaktadır. Bu çerçeveden hareketle ailenin, hem kendi içinde hem de toplumla kurduğu ilişkilerde karşılaştığı sorunların üstesinden gelebilmesi için bilgi ve tecrübeyle desteklenmesi gerektiği söylenebilir(Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2011: 5).

Etkili aile eğitim programlarının çocuk ihmal ve istismarını azalttığı; çocukların fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimlerine katkılarda bulunduğu; aile ve çocuk iletişimini güçlendirdiği; ailelerin çocuk bakımı ve eğitimine yönelik ebeveynlik becerilerini artırdığı pek çok bilimsel çalışmada bahsedilmektedir(Bunting, 2004; Small ve Mather, 2009). Ülke geleceğini belirleyecek olan yeni nesillerin eğitiminde son derece önemli olan aile eğitimi farklı şekillerde verilmektedir. Bazı aile eğitim programları sadece yerel gruba hitap ederken bazıları tüm dünya genelinde kullanılmaktadır. Bu programlar evde uygulanabileceği gibi kurslar vasıtasıyla veya televizyon programlarıyla ailelere sunulmaktadır(Samuelson, 2010: 2).

Gans’ın 1968 yılında yaptığı bir araştırma sonucuna göre özellikle anne-babalar veya çocuk sahibi olmayı planlayanlar ebeveynlik rolleri ve karşılaşılan problemlerin çözümünde televizyon programlarından yararlanmaktadırlar(Akt. Dail ve Way,1985). Burada planlanmış eğitsel programlar kastedilmemektedir, anne-babalar diziler, filmler gibi televizyon programları vasıtasıyla da çocuklarına karşı nasıl davranmaları hususunda örtük veya açık mesajlar alabilmektedirler.

Türkiye de aile eğitimine yönelik televizyon için tasarlanmış eğitim programı sayısı sınırlıdır. Bunlardan ilki, AÇEV ve TRT işbirliğiyle hazırlanmış okul öncesi çocuklar ve onların ailelerini hedefleyen “Benimle Oynar mısın?” adlı televizyon projesi 2002 yılının ilk yarısından itibaren TRT kanallarında 4 sezon yayınlanmıştır(AÇEV Basın Bülteni, 2003). Yine AÇEV ve NTV işbirliği ile Baba Destek Programını kamuoyuna tanıtmak ve çocuk gelişiminde babanın yeri ve önemi konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek amacı ile “Baba Olmak Güzel Şey” isimli bir televizyon programı hazırlanmıştır. Bu program 7 Ekim 2006 tarihinde başlayıp 7 hafta boyunca cumartesi günleri yayınlanmıştır(AÇEV Basın Bülteni, 03.06.2006). Bunlar dışında, halen çeşitli kanallarda ebeveynleri bilgilendirme amaçlı konuları işleyen programlar yapılmaktadır.

Bu çalışmada, amacı erken çocukluk döneminde çocuğu bulunan ailelerin televizyonlardaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik programlar hakkındaki düşüncelerini incelemek amaçlanmış, aşağıdaki sorulara cevaplar aranmıştır (Alt amaçlar):

1. Anne-babalar çocuk gelişimi ve eğitimine ilişkin eğitim ihtiyacı duymakta mıdır?

2. Televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar anne-babaların eğitim ihtiyacını karşılamakta mıdır?

3. Anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşleri nelerdir? 4. Anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşleri ile cinsiyet

(15)

5. Anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşleri ile eğitim durumu arasında ilişki var mıdır?

6. Anne-babalar çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik televizyonda görmek istedikleri yayın konuları nelerdir? YÖNTEM

Araştırma Modeli

Bu araştırmada mevcut durumu ortaya koymayı sağlayan tarama yöntemi(betimsel yöntem) kullanılmıştır. Tarama yöntemi, geçmişte ya da halen var olan bir durumu veya olayı var olduğu şekilde betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır(Karasar, 2005: 77).

Evren

Araştırmanın evrenini 2014-2015 öğretim yılında Bolu ili, bağımsız anaokullarında çocuğu bulunan anne-babalar oluşturmaktadır.

Örneklem

Araştırmanın çalışma grubunu evren içinden basit tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen 312 kişi oluşturmaktadır. Örneklem seçilirken mümkün olduğunca çok veliye ulaşılmaya çalışılmış, 400 adet anket formu sunulmuş, bunlardan 312 kişiden dönüt alınmıştır. Ankete cevap verenler içinde çoğunluğu (%71,4) anneler oluşturmaktadır. Katılımcıların yaş dağılımlarına bakıldığında; çoğunluğu(%65.2) ile 30-39 yaş arasındaki orta yetişkinlikte bulunan anne-babalar oluşturmaktadır. Katılımcıların %75.8’i çalışan bireylerden oluşmaktadır. Anne-babaların eğitim durumları incelendiğinde ise; (%44,7) ile üniversite mezunlarının çoğunlukta olduğu; bunu (%30,7) ile lise mezunları, (%14) ile ilkokul ve ortaokul mezunları; (%9) ile yüksek lisans mezunları ve (%1.6) ile doktora mezunları takip etmektedir. Görüldüğü üzere, Bolu ilinde okul öncesi eğitim alan çocukların annelerinin genellikle üniversite mezunu çalışan kadınlar olduğu anlaşılmaktadır.

Veri Toplama Aracı

Çalışmada, araştırmacı tarafından geliştirilen(2014) “Anne-babaların Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Televizyon Yayınları Hakkındaki Görüşleri Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek tasarlanırken ilk önce ilgili literatür taranmış ve 33 madde belirlenmiştir. Öncelikle kapsam geçerliliğinin sağlanması amacıyla yetişkin eğitimi, medya okur-yazarlığı ve ölçme değerlendirme alanlarında çalışan uzmanların görüşlerine başvurulmuştur. Bu aşamada toplan 3 alan uzmanı ile birlikte her maddeye ilişkin ifadenin gerekliliği, anlaşılırlığı, tutarlılığı tek tek tartışılmış ve böylelikle gereken değişiklikler yapılmıştır. Ölçme aracının güvenirliğini belirlemek amacıyla 33 maddeden oluşan deneme ölçeği 38 kişilik bir ön gruba uygulanmış, elde edilen sonuçlara göre güvenirliği düşürdüğü düşünülen 5 madde ölçekten çıkarılmıştır. 28 maddelik nihai ölçeğin Cronbach alpha katsayısı .71 bulunmuştur. Ölçekte “evet-hayır” türünden sorular(3 adet); ucu açık sorular(1 adet); dörtlü Likert türünde hazırlanmış sorular(6 adet) ve beşli likert türünde hazırlanmış (18 adet) soru bulunmaktadır. Ölçekte katılımcıların konuya ilişkin farklı bakış açılarını yakalayabilmek amacıyla farklı türde sorular sormak amaçlanmıştır. Dörtlü likert türündeki sorulara verilen yanıtlar “hiçbir zaman”, “bazen”, “sıksık” ve “her zaman” şeklinde derecelendirilmiştir. Beşli Likert türünde hazırlanan maddelere verilen yanıtlar ise “kesinlikle katılmıyorum”, “katılmıyorum”, “karasızım”, “katılıyorum”, “kesinlikle katılıyorum” şeklinde derecelendirilmiştir.

Verilerin Analizi

(16)

BULGULAR

Bu bölümde, araştırmadan elde edilen bulgular, sırayla ilgili alt problemlere göre sunulmuş ve analiz sonuçlarına göre yorumlanmıştır.

Anne-babaların Çocuk Gelişimi ve Eğitimine İlişkin Eğitim İhtiyacı

Araştırmanın en temel alt amaçlarından biri velilerin çocuk yetiştirirken karşılaştıkları durumlarla ilgili eğitim alma ihtiyacı duyup duymadıklarıdır. Bu bağlamda, araştırmadan elde edilen verilere göre anne-babaların %66 gibi bir çoğunluğu eğitim alma ihtiyacı hissederken, %35’i ise herhangi bir eğitim alma ihtiyacı duymamaktadır. Eğitim alma ihtiyacı ve cinsiyet değişkeni arasındaki ilişkiye bakıldığında p<0.05 seviyesinde bu iki değişken arasında ilişki çıkmıştır. Hangi grubun daha fazla eğitim alma ihtiyacı duyduğuna bakıldığında ise erkeklerin kadınlara oranla daha fazla eğitim alma ihtiyacı hissettikleri görülmektedir. Bu durumun, babaların çocuk eğitimine verdikleri önemi göstermesi açısından oldukça dikkat çekici bir bulgu olduğu düşünülmektedir. Televizyondaki Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınların Anne-babaların Eğitim İhtiyacını Karşılama Durumu

Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre anne-babaların önemli bir çoğunluğu çocuklarını büyütürken eğitim alma ihtiyacı hissederken, grubun %65’i hali hazırda televizyon kanallarında yayınlanan çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik hazırlanmış programların eğitim ihtiyaçlarını “kısmen” karşıladığını düşünmektedirler. Televizyondaki programların eğitim ihtiyaçlarını karşılamadığını düşünenlerin oranı %25 iken; eğitim ihtiyaçlarının karşılandığını düşünenlerin oranı ise %10 dur.

Anne-babaların Televizyondaki Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınlar Hakkındaki Görüşleri

Televizyon yayınlarının çocuk eğitimine yönelik öğrenme ihtiyaçlarını bir ölçüde karşıladığını düşünen velilerin televizyon kanallarında yayınlanan programlar hakkındaki görüşlerini daha detaylı incelemek amacıyla katılımcılara tutumlarını ve düşüncelerini ölçen bazı sorular sorulmuştur. Elde edilen veriler aşağıdaki tabloda verilmektedir;

Tablo 1: Anne-babaların Televizyon Yayınlarına İlişkin Görüşleri

Ortalama Std.Sapma N Televizyonda çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik ilgi çekici yayınlar vardır. 3.12 0.87 312

Televizyondan öğrendiğim bilgilerin güvenirliği konusunda şüphe duyarım 3.53 0.90 Televizyon herhangi bir maliyet gerektirmediği için tercih ettiğim 3.66 0.85 bir bilgi kaynağıdır

Televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların sayısını 2.64 0.92 yeterli buluyorum

Televizyondan öğrendiğim bilgilerin kalıcı olduğunu düşünmüyorum 3.86 0.98 Televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların içeriğini 2.63 0.94 yeterli buluyorum

Çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik bir programı izlerken soru sorup 2.57 1.03 görüş alış verişi yapamadığım için bu tür programlar çok faydalı olmuyor

Televizyondan öğrendiğim bilgilerin çocuğumun gelişimine pozitif 3.00 1.003 katkılarının olduğunu düşünüyorum

Televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların kaliteli 3.11 1.34 olduğunu düşünüyorum

Çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların yayın saatleri günlük 2.51 2.08 yaşantıma uygundur

Televizyondan edindiğim bilgilerin annelik becerime katkılar 3.04 0.91 sağladığını düşünüyorum

Televizyonda çocuk eğitimi ile ilgili çoğu programı yayın saatlerini 2.59 1.26 bilmediğim için takip edemiyorum.

(17)

Televizyon dışında başka bilgi kaynaklarına ulaşmakta güçlük 2.55 1.26 yaşıyorum

Çocuk eğitimine yönelik programları özellikle takip etmiyorum, 4.40 12.41 denk geldiğinde izliyorum.

Yukarıdaki tablodan elde edilen veriler başlıklar altında gruplanıp değerlendirildiğinde;

Televizyon Yayınlarını İzleme Durumu: Anne-babalar “çocuk eğitimine yönelik yayınları özellikle takip etmiyorum” ifadesine kesinlikle katılmaktadırlar. Bir başka deyişle anne-babalar bu tür yayınları takip etme amaçlı özel bir çaba sarf etmemekte; kanallar arası geçiş yaparken rast geldiklerinde izlemektedirler.

Yayınların Sayısına İlişkin Düşünceler: Anne-babalar “televizyon kanallarında çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınların sayısını yeterli buluyorum” ifadesine katılmamaktadırlar. Her ne kadar anne-babalar bu konuda televizyon kanallarında bulunan yayınları düzenli takip etmeseler de genel bir izlenim olarak çocuk eğitimine yönelik yayınların sayısının yetersiz olduğunu düşünmektedirler.

Yayınların Niteliğine İlişkin Düşünceler: Tabloda görüldüğü üzere anne-babalar televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların içeriğini yeterli bulmamakta; bu tür yayınların kaliteli ve ilgi çekici olması, öğrenilen bilgilerin güvenirliği ile uygulanabilirliği hususunda kararsız kalmaktadır. Görüldüğü üzere veliler televizyon kanallarında çocuk eğitimine yönelik var olan yayınların içeriğinin yeterince zengin olmadığını düşünmektedirler. Öte yandan anne-babaların yayınların kalitesi, ilgi çekici olması ve öğrenilenlerin çocuk eğitiminde pratikte uygulanıp uygulanmayacağı ve güvenilir olup olmadığı konusunda tereddütleri bulunmaktadır.

Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınları İzlemeyi Tercih Etme Durumuna İlişkin Görüşler: Görüldüğü üzere, Anne-babalar “televizyon herhangi bir maliyet gerektirmediği için tercih ettiğim bir bilgi kaynağıdır” ifadesine katılım göstermektedirler. Bir başka deyişle velilerin televizyonu bir eğitim aracı olarak kullanma nedenlerinden belki de en önemlisi günümüzde her evde bulunabilen televizyonun sağladığı bilgilerin herhangi bir maliyet gerektirmemesi ve her an ulaşılabilir olmasıdır. Bir başka ifadede veliler “televizyon dışında başka bilgi kaynaklarına ulaşmakta güçlük yaşıyorum” ifadesine katılmamakta; internet, kitap, gazete, makale, dergi gibi çocuklarını eğitirken bilgi alabilecekleri bilgi kaynaklarına rahatlıkla ulaşabildiklerini söylemektedirler. Bunun yanında veliler “televizyondan öğrendiğim bilgilerin kalıcı olduğunu düşünmüyorum” ifadesine katılmamakta; televizyondan öğrenilen bilgilerin kendileri için kalıcılığının yüksek olduğunu düşünmektedirler. Bunda televizyonun birden fazla duyu organına hitap etmesinin rolünün büyük olduğu düşünülmektedir. Görüldüğü üzere anne-babalar başka bilgi kaynaklarına ulaşma imkanları da varken maliyet gerektirmemesi, ulaşılabilir olması, öğrenilen bilgilerin kalıcı olması gibi nedenlerle çocuk gelişimi ve eğitimi ile ilgili yayınlara rastlamaları durumunda bir eğitim aracı olarak televizyonu tercih etmektedirler.

Yukarıda televizyondaki çocuk eğitimine yönelik yayınları özellikle takip etmediğini söyleyen veliler, bir başka tutum cümlesinde “televizyonda çocuk eğitimi ile ilgili çoğu programı yayın saatlerini bilmediğim için takip edemiyorum” ifadesine katılmaktadırlar. Velilerin eğitim ihtiyacı hissetmelerine ve televizyon gibi ulaşılabilir bir bilgi kaynağına evlerinde sahip olmalarına rağmen çoğu programın yayın saatlerini bilmemeleri nedeniyle yayınları takip edemedikleri görülmektedir. Öte yandan “çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların yayın saatleri günlük yaşantıma uygundur” ifadesine veliler katılmamaktadır. Buradan velilerin yayınları mesaide oldukları veya günlük rutin işlerle uğraştıkları saate denk geldiği için izleyemedikleri de anlaşılmaktadır.

(18)

Anne-babaların Televizyondaki Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınlar Hakkındaki Görüşleri ile Cinsiyet Değişkeni Arasındaki İlişki Durumu

Anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşleri ile cinsiyet arasında ilişki durumu incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir;

Tablo 2: Anne-babaların Televizyondaki Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınlar Hakkındaki Görüşleri ile Cinsiyet Değişkeni Arasındaki İlişki

Cinsiyet N X S Sd t p Kız 221 2.57 ,114 310 -1,985 .048 Televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine

yönelik yayınların sayısını yeterli buluyorum Erkek 91 2.80 ,115

Kız 221 3.11 ,113 310 2,154 .032 Televizyondan edindiğim bilgilerin annelik

becerime katkılar sağladığını düşünüyorum Erkek 91 2.86 ,105

Kız 221 3.22 ,104 310 2,484 .014 Çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yapılan

yayınlarda anlatılanları uygulanabilir buluyorum Erkek 91 2.96 ,111

Görüldüğü üzere, anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşleri ile cinsiyetleri arasında bazı tutum ifadelerinde ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Buna göre; erkekler kadınlara kıyasla televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınların sayısını daha fazla yetersiz bulmaktadır(p<0.05). Erkeklerin çocuk eğitimine yönelik yayınları kadınlardan daha fazla yetersiz bulmaları ilgi çekici bir durumdur, öte yandan bu bulgu yukarıda erkeklerin kadınlara oranla daha fazla eğitim alma ihtiyacı hissettikleri yönündeki bulguyu da destekler niteliktedir. Bir diğer ifadede kadınlar erkeklere kıyasla televizyondan edindikleri bilgilerin annelik becerilerine katkılar sağladığını düşünmektedir(p<0.05). Son olarak kadınlar erkeklere kıyasla çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yapılan yayınlarda anlatılanların uygulanabilirliği hususunda daha fazla tereddüt içindedirler. Bu durum, toplumumuzda çocuk eğitimine ilişkin teorik bilgileri günlük hayatta uygulayan, yani çocuklarla daha fazla zaman geçiren kişilerin anneler olması nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir.

Anne-babaların Televizyondaki Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınlar Hakkındaki Görüşleri ile Eğitim Durumu Arasındaki İlişki

Anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşleri ile eğitim durumu arasındaki ilişki incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir;

Tablo 3: Anne-babaların Televizyondaki Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Yayınlar Hakkındaki Görüşleri ile Eğitim Durumu Arasındaki İlişki

Televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların sayısını yeterli buluyorum Kareler Kareler

Toplamı Sd Ortalaması F p Anlamlı Farklılık Gruplar arası 11,575 5 2,315 2,786 ,018 Grup içi 254,220 306 ,831 Toplam 265,795 311 Lise-İlkokul Yüksek lisans-Üniversite Televizyondaki çocuk eğitimi ve gelişimine yönelik yayınların kaliteli olduğunu düşünüyorum Gruplar arası 30,758 5 6,152 3,536 ,004 Grup içi 532,315 306 1,740 Toplam 563,074 311 Lise-Ortaokul Üniversite-Ortaokul Y.Lisans-Ortaokul Televizyon dışında başka bilgi kaynaklarına ulaşmakta güçlük yaşıyorum

Gruplar arası 32,214 5 6,443 4,253 ,001 Grup içi 465,057 307 1,515

Toplam 497,272 312

İlkokul-Y.Lisans Lise-Y.Lisans Çocuk eğitimine yönelik programları özellikle takip etmiyorum, denk geldiğinde izliyorum.

(19)

Anne-babaların televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar hakkındaki görüşler ile eğitim durumları arasındaki ilişkiye bakıldığında yukarıdaki tablada görüldüğü üzere yukarıdaki tutum ifadeleri ve eğitim durumu arasında ilişki tespit edilmiştir. Buna göre; lise mezunları ilkokul mezunlarına kıyasla; yüksek lisans mezunları üniversite mezunlarına kıyasla televizyondaki çocuk eğitimine yönelik yayınların sayısını daha yetersiz bulmaktadır. Buna göre eğitim seviyesi yükseldikçe bir eğitim aracı olarak görülen televizyondan çocuk eğitimine yönelik yayın sayısı hakkında beklenti de yükselmektedir.

Öte yandan, anne-babalar arasında lise, üniversite ve y.lisans mezunları ortaokul mezunlarına kıyasla televizyondaki çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınların kalitesi hakkında daha fazla tereddüt duymaktadırlar. Bir başka deyişle eğitim seviyesi yükseldikçe alınmak istenen eğitimin kalitesine yönelik beklenti de yükselmektedir. Bu nedenle izleyenlerin zihninde yayınların kalitesi hakkındaki soru işaretlerinin artması da normal kabul edilmektedir.

Bir başka ifadede incelendiğinde; ilkokul ve lise mezunları yüksek lisans mezunlarına kıyasla televizyon dışında başka bilgi kaynaklarına ulaşmakta daha fazla güçlük yaşadıklarını belirtmektedirler. Üniversite ve Yüksek Lisans eğitiminin bireye kazandırdığı belki de en önemli özellik bilgi kaynaklarına nasıl ulaşılacağının bilinmesidir. Bu bağlamda, çocuk yetiştirirken karşılaşılan eğitsel ihtiyaçları gidermede yüksek lisans eğitimi almış olanların lise ve ilkokul mezunlarına kıyasla bilgi kaynaklarına daha kolay ulaşabilmesi, nasıl araştırma yapılacağını bilmekle, yapılan araştırma sonuçlarını yorumlayabilmekle ve okuma ve araştırma becerisi kazanmış olmakla yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.

Son olarak, veliler arasında ortaokul mezunları ilkokul mezunlarına kıyasla; lise mezunları ilkokul mezunlarına kıyasla; üniversite mezunları ortaokul mezunlarına kıyasla; y.lisans mezunları ortaokul mezunlarına kıyasla çocuk eğitimine yönelik programları özellikle takip etmediklerini, televizyon izlerken rastlamaları durumunda yayınları izlediklerini belirtmektedirler. Burada, veliler arasında televizyonu eğitsel olarak bir bilgi kaynağı olarak görme durumunun eğitim seviyesi yükseldikçe azaldığı görülmektedir. Veliler eğitim seviyeleri yükseldikçe çocuk eğitimi ile ilgili televizyonun yanında başka bilgi kaynaklarına da yönelmektedirler.

Anne-babaların Çocuk Gelişimi ve Eğitimine Yönelik Televizyonda Görmek İstedikleri Yayın Konuları

Anne-babaların televizyon kanallarında çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik izlemek istedikleri konu başlıklarına yönelik frekans ve yüzde oranları aşağıda verilmektedir.

(20)

çocukluk hastalıkları, erken çocuklukta cinsel eğitim, aile içi sorunlar ve çocuk, çocuk resimlerinin analizi ve çocuk ihmal ve istismarı konularında” hazırlanmış yayınları görmek istediklerini belirtmişlerdir.

TARTIŞMA VE SONUÇ

Günümüzde televizyon kitlelerin görüş ve düşüncelerini yönlendirmesi açısından çok önemli bir araçtır. Böylesine önemli etkisi bulunan bir aracın topluma eğitsel anlamda hizmet etmesi kaçınılmaz bir beklentidir. Vural’a göre(2012, 112) televizyonun öğretme değil ama eğitme işlevi vardır. Meslek, bilgi ve yeterlilik kazandırmaya yönelik bir çaba olan öğretmek okulların ve öğretmenlerin işidir. Ancak eğitmek; kültürleştirme, davranış, düşünce, kanaat, tartışma, analiz gücü geliştirmeye ve yaşam biçimini zenginleştirmeye yönelik bir çabadır ki bundan da kitleleri etkileme gücü olan televizyon da sorumludur

Günümüzde televizyon yayınlarını yapan yayım şirketleri daha çok izleyici çekme amaçlı ticari kaygılar nedeniyle eğitsel yayınlara çok fazla yer vermek istememektedirler. Bu durum, eğitimsel yaygınlığı gücünün sınırlanmasının dışında, eğitsel değeri olmayan iletişim içeriğinin eğitsel olana tercih edilmesi gibi bir sonucu da doğurmaktadır. Bir başka deyişle eğitime ihtiyacı olan kitleler eğitici mesajlara kulak vermektense alt düzey beğenilere yönelik eğlence programlarına ve dizilere yönelmektedirler(Tekin, 1996, 112). Bu durum, kitleleri eğitmek üzere kullanılabilecek çok önemli bir aracın işlevsizleştirilmesini de beraberinde getirmektedir.

Bir toplumu oluşturan bireylerin mutluluğu ve refahının sürdürülebilmesini sağlayan ailelerin eğitilmesi noktasında yaygın eğitim kurumlarına olduğu kadar televizyona da görev düşmektedir. Türkiye televizyonlarında ailelerin eğitimine yönelik televizyon yayınları sınırlıdır. Bu duruma televizyon yayıncılarının ticari kaygılarının ve eğitimin okullarda yapılması gerektiği konusundaki yaygın düşüncenin neden olduğu düşünülmektedir. Oysa televizyon yoluyla aile eğitimi yetişkin grubun en kolay ulaşabileceği eğitim araçlarından biri olması, maliyet ve okuma yazma gerektirmemesi, geniş kitlelere ulaşabilmesi gibi sebeplerle göz ardı edilemeyecek bir eğitim aracıdır.

Bu çalışmada, Bolu ilinde erken çocukluk döneminde çocuğu olan anne-babaların çocuklarını yetiştirirken “çocuklarda olumlu davranış kazandırma, iletişim, birlikte kaliteli zaman geçirme yöntemleri, özgüven gelişimi, kardeş kıskançlığı, sağlıklı beslenme, televizyon bağımlılığı, çocukta yaratıcılığın gelişimi, erken çocukluk hastalıkları, erken çocuklukta cinsel eğitim, aile içi sorunlar ve çocuk, çocuk resimlerinin analizi ve çocuk ihmal ve istismarı konularında eğitim ihtiyacı duyduklarını belirtmişlerdir. Çalışmanın uygulandığı örneklemin eğitim düzeyi yüksek olmasına rağmen ailelerin çocuk eğitimine yönelik konularda eğitim ihtiyacı hissetmeleri dikkat çekicidir. Bu duruma, her çocuğun karakterinin kendine özel olmasının; çocuk eğitiminde belli şablonların olamayacağının; ailelerin çocuk büyütürken karşılaştıkları sorunlara uzman kişilerden bilgi alarak yanıt arama çabası içinde olmalarının neden olduğu düşünülmektedir. Öte yandan grubun içinde babaların çocuk eğitiminde yönelik annelere kıyasla daha fazla eğitim ihtiyacı içinde olmaları bir başka dikkat çekici durumdur. Elde edilen veri, babaların çocuklarının eğitim ve gelişimine anneler kadar önem verdiklerini; çocuklarının eğitimi ile ilgili eğitim fırsatlarını değerlendirme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Bu durum baba eğitiminin gereğini, önemini ve yaygınlaştırılması gereğini gözler önüne sermektedir.

Anne-babaların çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik televizyon yayınları hakkındaki düşünceleri incelendiğinde; ailelerin çocuk gelişimine yönelik televizyon programlarını özellikle takip etmedikleri, vakit buldukça rastladıkları zaman izledikleri görülmektedir. Bu duruma velilerin bu tür programların yayın saatlerini bilmemelerinin ve iş yaşamı nedeniyle genellikle gündüz kuşağında yayınlanan programları izleyememesinin neden olduğu düşünülmektedir. Ekonomik koşullar nedeniyle her geçen gün daha fazla anne iş yaşamına katıldığı düşünüldüğünde günün büyük bir bölümünü iş yerinde geçiren anne-babaların televizyonlarda eğitsel amaçlı yayınlardan faydalanamadığı söylenebilir. Bu durum, aileler için yararlı olabilecek yayınların daha az izleyici kitlesine ulaşması ile sonuçlanacaktır.

(21)

ve ilgi çekiciliği konusunda kesin bir fikir sahibi değildirler. Görüldüğü üzere, veliler her ne kadar çocuk eğitimine yönelik tüm yayınları takip edemeseler de izleyebildikleri kadarıyla var olan yayınların niteliği ve niceliği konusunda ciddi eleştiriler yapmaktadırlar. Eğitim alma amaçlı çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınları izleyen veliler ise, bu konuda çeşitli bilgi kaynaklarına rahatlıkla ulaşabilmelerine rağmen televizyonun herhangi bir eğitim maliyeti gerektirmemesi, rahatlıkla ulaşılabilmesi ve öğrendikleri bilgilerin kalıcı olduğunu düşünmeleri nedeniyle televizyonu tercih bir eğitim aracı olarak kullanmaktadırlar. Görüldüğü üzere, eğitim durumu ne kadar yüksek olursa olsun bireyler için televizyon bir eğitim aracı olarak çekiciliğini korumaktadır. Dail ve Way’e göre(1985, 491) televizyon bir sosyal öğrenme aracıdır, insanlar günlük hayatlarında karşılaştıkları problemlere çözüm bulabilmek amacıyla televizyon programlarında anlatılanları uygulamakta veya dizi ve filmlerde yer alan ana-baba karaktelerini taklit edebilmektedir. Bireyler televizyon vasıtasıyla sadece eğitsel amaçlı hazırlanmış programdan değil, aile ilişkilerini konu alan her türlü yayından da eğitsel anlamda çıkarımlar yapabilmektedirler. Bu durum, televizyonun bir eğitim aracı olarak potansiyel gücünü göstermektedir.

Anne- babaların televizyon yayınları hakkındaki görüşleri ile cinsiyet değişkeni arasındaki ilişkiye bakıldığında; cinsiyet değişkeninin ailelerin görüşleri açısından çok önemli olmadığı, sadece televizyondaki yayınların sayısı, uygulanabilirliği, annelik becerisine katkısı hususunda görüşlerde farklılaşma olduğu görülmüştür. Araştırma sonucuna göre babaların televizyonlardaki çocuk eğitimi ile ilgili yayınları sayıca yetersiz bulması, onların eğitim ihtiyaçları yönündeki görüşleri ile tutarlıdır. Bu sonuca göre ayrıca, günün önemli bölümünü iş yerinde geçiren babaların akşamları veya hafta sonları televizyonlarda çocuk eğitimine yönelik yayınlar görmek istedikleri anlaşılmaktadır. Yine araştırma sonucun göre televizyonlardaki yayınlarda anlatılan bilgilerin gerçek hayatta çocuk büyütme sürecinde uygulanabilir olup olmadığı hususunda annelerin babalara kıyasla daha fazla tereddütleri bulunmaktadır. Bu durum teorikte öğrenilen bilgileri pratikte uygulayan kişilerin anneler olduğunu göstermektedir.

Anne- babaların televizyon yayınları hakkındaki görüşleri ile eğitim durumu arasındaki ilişkiye bakıldığında; cinsiyet değişkeninde olduğu gibi eğitim durumu da anne- babaların televizyon yayınlarına ilişkin görüşlerini çok fazla etkilememektedir. Eğitim durumu ile arasında ilişki olduğu buluna görüşler; televizyondaki yayın sayılarının yeterliliği, yayınların kalitesinin yeterliliği; televizyon dışındaki bilgi kaynaklarına ulaşım güçlüğü ve eğitsel yayınları yayınları takip durumudur. Buna göre; eğitim seviyesi yükseldikçe veliler televizyondaki çocuk eğitimine yönelik yayınların sayısını az ve kalitesini yetersiz bulmaktadırlar. Eğitim seviyesi yüksek; basılı ve online kaynaklara ulaşmakta sorun yaşamayan velilerin yine de televizyondaki eğitsel programların sayısının artırılmasını beklemesi televizyonun her eğitim seviyesindeki insanlar için daha uzun yıllar bir eğitim aracı olarak önemini koruyacağını göstermektedir. Eğitim seviyesi daha yüksek anne-babaların televizyon yayınlarının kalitesini yetersiz bulması ise eğitim seviyesi yükseldikçe bireylerin yayınları daha eleştirel gözle izlediğine bağlanmaktadır.

Öte yandan araştırma sonuçlarına göre; anne- babaların eğitim seviyesi arttıkça televizyon dışındaki bilgi kaynaklarına ulaşım güçlüğü de azalmaktadır. Eğitim seviyesi arttıkça bireylerin bilgi kaynaklarına ulaşım yollarını bilmesi beklenen bir sonuçtur. Önemli olan daha düşük eğitim seviyesinde olan anne-babaların televizyonu tek eğitim aracı olarak görmesinin önüne geçebilmektir. Bu bağlamda televizyon kuruluşlarına ve yetişkin eğitiminden sorumlu kişilere önemli görevler düşmektedir.

Son olarak, araştırma sonuçlarına göre; eğitim seviyesi düştükçe çocuk eğitiminde yönelik televizyon programlarını takip etme çabası da artmaktadır. Bu durum yukarıdaki paragrafta da belirtildiği gibi velilerin eğitim seviyesi düştükçe televizyonu tek eğitim aracı olarak görme durumunu ortaya çıkarmaktadır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

(22)

düşünülmektedir. Aile eğitimine yönelik televizyonlar için hazırlanacak programlar tasarlanırken bu araştırmadan elde edilen sonuçlar ışığında sunulacak önerilerden yararlanılması umulmaktadır;

1. Televizyonlarda yayınlanan programların içeriğinin zenginleştirilmesi veya aile eğitimine yönelik kapsamlı bir eğitim programı hazırlanması durumunda bu araştırma sırasında velilerin öğrenme ihtiyaçları hissettiklerini belirttikleri konu başlıkları içeriğe dahil edilebilir.

2. Televizyonlarda çocuk gelişimi ve eğitimi konularında yapılan yayınların sayıları artırılabilir.

3. Televizyon yayınlarının eğitsel gücünün ve kalitesinin artması amacıyla çocuk gelişimi, eğitimi ve ebeveynlik becerilerini konu alan her türlü yayın hazırlanırken alan uzmanlarının görüş ve düşüncelerinden faydalanılmasının önemli olduğu düşünülmektedir.

4. Çocuk gelişimi ve eğitimine yönelik yayınlar çalışan ebeveynlerin de faydalanması amacıyla gündüz kuşağı yerine ağırlıklı olarak akşam kuşağında veya hafta sonları yayınlanabilir.

5. Babaların eğitim ihtiyaçları ve çocuk eğitimine yönelik televizyon yayınlarının azlığı konusundaki görüşleri dikkate alındığında, erken çocukluk döneminde çocuğu olan babaların eğitimine yönelik bir eğitim programı yayınlanabilir. Yine aynı şekilde, daha önce de AÇEV ve TRT tarafından uygulanan “Benimle Oynar mısın?” programı veya benzer programlar geliştirilerek televizyonlarda yayınlanabilir.

6. Televizyonda çocuk eğitimine yönelik programlar tasarlanırken eğitim seviyesi düşük anne-abaların televizyon dışında bilgi edinebilecekleri bilgi kaynaklarına(kitap, dergi, internet siteleri, gönüllü derneklerin faaliyetleri, anne-baba eğitim kursları vb.) ulaşabilmeleri için bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Not: Bu çalışma 24-26 Nisan 2015 tarihlerinde Antalya’da 16 ülkenin katılımıyla düzenlenen 6th International

Congress on New Trends in Education- ICONTE’ de sözlü bildiri olarak sunulmuştur.

KAYNAKÇA

AÇEV Basın Bülteni. (03.10.2006). Babalara Özel Televizyon Programı. http://www.acev.org/basin-bultenleri adresinden 20.01.2015 tarihinde alınmıştır.

AÇEV Basın Bülteni. (2003). Televizyon Yoluyla Eğitim. AÇEV-TRT İşbirliği ile Benimle Oynar mısın? http://www.acev.org/basin-bultenleri adresinden 20.01.2015 tarihinde alınmıştır.

Bunting, L. (2004). Parenting Programmes: The Best Available Evidence. Child Care in Practice, 10(4),327-343. Cereci, S. (1997). Televizyon Eğitebilir mi? Türkiyat Araştırmaları Dergisi. Sayı:4, s.21-24.

Çağdaş, A. ve Seçer, Z.Ş. (2011). Anne-Baba Eğitimi. Ankara: Eğiten Kitap. Demir, Ö. ve Acar, M. (2005), Sosyal Bilimler Sözlüğü. Ankara: Adres Yayınları.

Godwin, C.C. & Shramm, W. (2004). Learning from Television: What the Research Says. USA: Information Age Publishing Inc.

İçel, K. (1984). Devletle Basın Arasındaki Karşılıklı İlişkiler: Basın ve Basının Karşılaştığı Hukuki Sorunlar. Hürriyet Vakfı Eğitim Yayınları. Yayın No: 3, I. Seminer Tutanakları.

Dail, Paula W., & Wendy L. Way. (1985): What Do Parents Observe About Parenting from Prime Time Television. Family Relations . 491-499.

Öktem, N. (1986). Kamuoyu oluşmasında Basının Eğitim İşlevi ve Kamu Yararı Ölçütü. Genç Gazeteciler Eğitim Semineri. Gazeteciler Cemiyeti Yayınları. Yayın No: 19.

(23)

Samuelson, A. (2010). Best Practices for Parent Education and Support Programs. What Works, Wisconsin. Research to Practice Series – 10. Wisconsin. http://whatworks.uwex.edu/attachment/whatworks_10.pdf adresinden 21.01.2015 tarihinde alınmıştır.

Small, S. A. & Mather, R. S. (2009). What Works, Wisconsin. Evidence-Based Parenting Program Directory. University of Wisconsin. Madison.

Tamer, E.C. (1983). Televizyon. 1.baskı. İstanbul: Varlık Yayınları

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü.(2011). Aile Eğitim Programları Üzerine Notlar. Ankara: T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Yayınları.

Tekin, M.(1996). Yetişkin Eğitiminde Radyo ve Televizyon. Ankara: Yüksel Matbaacılık.

Vural, A. M. (2012). Medyanın Kültürel Kalkınmayı Sağlama ve Eğitim İşlevi. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı: 10, s.105-112.

(24)

ANADOLU LİSELERİNDE GÖREV YAPAN ÖĞRETMENLERİN LİDERLİK STİLLERİNİN

BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Doç. Dr. Salih Paşa Memişoğlu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi EBB. Bolu memisoglus@hotmail.com Mehmet Çakır Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ankara mhmtckr_2009@hotmail.com Gamze Çakır Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İzmir gmzckr35@hotmail.com

Özet

Bu çalışma ile Mc Gregor’un X-Y teorisine uygun olarak Anadolu Liselerinde görev yapan öğretmenlerin liderlik stillerinin belirlenmesi ve bu liderlik stilleri ile cinsiyet, mesleki kıdem, branş ve medeni durum gibi çeşitli değişkenler açısından farklılaşma durumlarının araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılında İzmir ili Konak merkez ilçesinde bulunan, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı resmi Anadolu Liselerinde (N=6) görev yapan (N=334) öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem alma yolu tercih edilmemiş, evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırma tarihi itibari ile görev yapan 334 öğretmene veri toplama aracı dağıtılmıştır. Dağıtılan veri toplama araçlarından 247’si geri dönmüş, geri dönen veri toplama araçlarının 232’si değerlendirmeye alınmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Deniz ve Hasançebioglu (2003) tarafından geliştirilen “Öğretmen Liderlik Stili Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda Anadolu Liselerinde görev yapan öğretmenlerin “Otokratik Liderlik Stilini” sergiledikleri ve öğretmenler arasında en yaygın liderlik stilinin otokratik tutum olduğu bulunmuştur. Ayrıca, öğretmenlerin liderlik stilleri ile cinsiyet, mesleki kıdem, branş ve medeni durumları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğretmen adaylarının baskın öğrenme stillerinin ayrıştıran ve özümseyen öğrenme stili olup, aynı öğrenme stiline sahip öğrencilerin başarı puanlarının daha

64 Bilgisayar destekli öğretim (BDÖ), ders içeriğini sunmak için bir bilgisayarın öğrenciyle doğrudan etkileşime girmesi için kullanılmasıdır. BDÖ,

Araştırmanın amacı doğrultusunda veri toplama aracı olarak 18 soruluk anket hazırlanmış, İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu Elektrik ve Enerji

Eğitsel rehberlik boyutunda kız öğrencilerin başvurma sayılarına (N) ‘e göre en çok “Sınavlarla ilgili bilgi almak için”, “Ders çalışma

Bu bölümde öğrencilerin araştırma ölçeğinde yer alan sorulara verdikleri cevapların analizinden elde edilen bulgulara ve bulguların yorumlarına yer verilmektedir.

Meslek öğretmenlerinin yaşam boyu öğrenme eğilimlerinin mezun oldukları öğrenim düzeyine göre incelendiğinde de anlamlı bir farklılık belirlenmemiş, tüm

Müfredat içeriğinde çapraz müfredat konu başlıkları (cross-curriculum topics) bulunmaktadır. Bu konular arasında sürdürülebilir çevre,.. teknoloji, değerler,

Kaya ve Böyük (2011) tarafından yapılan “Fen bilimleri öğretmenlerinin laboratuvar çalışmalarına yönelik yeterlikleri” isimli çalışmada fen bilimleri