Türk Kardiyol Dem Arş 1999; 27: 701-707
DERLEMELER
Otonom Sinir Sistemi ve Aritmiler
Doç. Dr. M. Bülent
ÖZİNBaşkent
Üniversitesi
Tıp Fakültesi, AnkaraÖZET
Hem supraventriküler, hem de ventriküler aritmi/erin olu-
şumunda, aritmiye
zemin
hazırlayan yapısal ortanıve te-
tikleyici faktörler kadar organizmamn o st rada içinde bu-lunduğu otonam
denge
deetkilidir.
Her nekadar çeşitlideneysel çalişmalarda
otonam sinir sisteminin bu rolü de- tay/i olarak
gösterilnıişsede klinikte gözlenen aritmi/erde, otonam sistemin durumunu belirleyebilecek basit ve has- sas testierin mevcut olmamasmdan dolayt, otonam etkiler gizli
kalabilnıektedir. Taşiaritnıilerin oluşumundanso-
rıımlu
tutulan mekanizmalar olan anormal otomatisite, te-
tiklenmiş
aktivite ve reentrinin
oluşumundaözellikle sem- patik sinir sisteminin rolü büyüktür.
Otonam sinir sistemi
tarafmdan yoğunolarak
inen1e edilen sinüs ve atriyoventriküler
düğünıiinaritminin vazgeçilmez bir
parçasıolarak yer
aldtğtbirçok ri tm bo-
zuk/uğunda
hem sempatik hem
de parasempatiksinir sisteminin
aritmi/erin oluşumu, devamt, sonlanmasive önlenmesinde büyük
etkinliği vardır. Ayrıcayaptsal kalp
hastalığı
olan ya
daolmayan bireylerde
gelişenciddi ventrikiiler aritmilerde ve
ani öliimde otonam sinir siste-nıinin
etkileri
çeşitli teknikler/e gösterilmiştir. Otonammodülasyanun aritmi/erin tedavisindeki
etkinliğide özel-
liklebeta blokerlerin yaygm
kullanınuylaklinik uygula- maya da
ymlS/nıışttr.Anahtar kelime/er: Aritmi/er, otonam sinir sistemi, sem- patik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi
Temel olarak sempatik ve parasempatik sinir sistem- lerinden
oluşanotonom sinir sistemi, aritmilerin olu-
şumu, devamı
ve
sonianmasındaoldukça etkilidir.
Otonom modülasyonun
kolaylıkla yapılabildiğide- neysel preperatlar ve hayvan deneylerinde bu etkin- lik
detaylıolarak
araştırılabilmektedir.Ne var ki in- sanlarda sempatik ve parasempatik sinir sisteminin aktivasyon durumu,
karşılıklı karmaşık etkileşimlerive bu etkilerinin
olasıbirçok
değişik birleşimlerininkalp ritmi üzerine etkilerini
ayrıntılıolarak incele- mek ya da
değerlendirmekbugün için mümkün de-
ğildir.
Bu nedenle birçok ritm
bozukluğunda,oto- nom sinir sisteminin etkileri gözden kaçabilmekte- dir.
Alındığı tarih: 29 Nisan 1999, revizyon 14 Eylül 1999
Yazışma adresi: Doç. Dr. M. Bülent Özin, Başkent Üniversitesi
Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı, 12. sak. 7/5 Bahçeli- evler, 06490 Ankara
Tel: (03 I 2) 2 ı 2 0434 Faks: (03 ı 2) 439 2763
Aritmi
mekanizmalarıve otonom sinir sistemi
Anormal otomatisite,
tetiklenmişaktivite ve reentri ,
taşiaritmilerin
etiyopatogenezinden sorumlu tutulan temel
mekanizmalardır:Anormal otomatisite: Kalpte normal
otomatısıte, uyarıüreten hücrelerde (sinüs ve atriyoventriküler
düğümler)
aksiyon potansiyelinin 4.
fazındakalsiyu- mun hücre içine
girişiile
sağlanır.Katekolaminler, faz 4 depolarizasyon
eğrisinin eğimini arttırarakbu hücrelerde spontan depolarizasyon
hızını arttıraraksinüs
taşikardisiya da nodal
taşikardilereyol açabi- lirler. Atriyal ya da ventriküler miyokard hüc re leri ile His Purkinje sisteminin normal
koşullardayarata-
cakları
spontan otomatisite oldukça
düşük hızdadır.Ne var ki hücre içine Na
girişiile
sağlananbu oto-
ınatİsite
miyokard
hasarıgibi durumlarda çok
hızlanabilmektedir. Özellikle is kemi
sırasındabelirgin olan bu mekanizma akut miyokard
infarktı sırasındaki ventriküler aritmilerin önemli bir bölümünden so- rumlu
tutulmaktadır (1-3). Çeşitli çalışmalardaiskemi
sırasında
sempatik sinir sisteminin
uyarılmasınınbu hücrelerde spontan depolarizasyon
hızınıbelirgin olarak
arttırdığı,beta blokerlerin ise depolarizasyon
hızını azalttığı izlenmiştir (4,5).
Tetiklenmiş
aktivite: Aksiyon potansiyelinin 3. (er- ken art depolarizasyonlar) ya da 4.
fazında(geç art depolarizasyonlar)
bazıdurumlarda izlenen depolari- zasyonlar
çeşitli taşİaritmileri oluşturur.Klinikte gözlenen
bazıventrikül
taşikardilerinden,özellikle
"torsade de pointes"
adıverilen
poliınorfikventrikül
taşİkardisinin oluşmasında
bu mekanizma sorumlu
tutulmaktadır. Katekolaınin infüzyonları
ve stellat gangliyon stimülasyonu ile
yapılan çalışınalardasempatik
uyarıların,hem erken, hem de geç art de- polarizasyon
sıklıkve amplitüdlerini
arttırdığıve
aritınojenik olduğu gösterilmiştir (2, 6-8).
Reentri:
İnsanlardagözlenen aritmilerin
çoğunluğundan
reentri
mekanizmasısorumlu
tutulmaktadır.Bir dokuda reentrinin
gelişebilmesiiçin elektrofiz-
yolojik karakteristikleri birbirinden
farklı kapalıbir
devre (reentri
halkası) olmasıtemel
şarttır(Wolff-
Türk Kardiyol Dem Arş 1999; 27: 701-707
Parkinson - White sendromu ve atriyoventriküler no- da
lreentran
taşikardide olduğu gibi). İçinde canlıdoku
adacıklarıbulunan eski
infarkı alanlarıda re- entri için uygun bir zemin
teşkileder. Reentri halka-
sı
bazen fonksiyonel olabilir. Abildskov ve
arkadaşları miyokardın
sempatik inervasyonunun homoje n
olmadığını,
bu nedenle sempat
ik uyarıların,bazal durumda birbirine benzer elektrofizyolojik özelli kle- ri olan hücrelerde bile, sadece bu nedenle
uyarıve ileti heterojenitesine yol
açabileceğini göstermişlerdir
(9).Bu heterojenite, özellikle iskemi
vşrlığındaçok belirgin
olmaktadır(10),
Ayrıcasempatik
uyarıların
refrakterlik
dağılımınıda
arttırarakreentri geli-
şimine
zemin
hazırlayabileceği gösterilmiştir (ll).Aritmilerin
oluşumundaniki temel faktör s orumlu
tutulmaktadır: l
)
Aritıniyezemin
hazırlayanortam, 2) Tetikleyici faktörler. Oldukça basit olan bu görü-
şe
göre, uygun bir zemin
varlığındatetikleyici fak- törler aritmileri
başlatır.Ne var ki birçok aritminin
oluşumu
bu iki temel faktörle
açıklanamayacakka- dar
karmaşıktır. Aynızamanlamada gelen ve
aynıyerden köken alan ventriküler erken
atımlarbazen
hiçbir şeyyapmazken, bazen ventrikül
taşikardisiya da ventrikül fibrilasyonu gibi aritm
ilerin tetikleyicisi olabil
irler. Bu bulgu taşİkardi oluşumunda başkafaktörlerin de rol
oynadığınınbir
kanıtıdır.Bu
açıdan
bakıldığındahe men tüm ciddi ritm
bozuklarını açıklamakiçin üçüncü bir faktöre gereksinim
vardırki bu faktör de otonom s inir sistemi etkileridir. Oto- nom sinir sistemi
bazıdurumlarda
aritıniyezemin
hazırlayan ortamı, bazı
durumlarda tetikleyici fak- törleri etkileyerek rol oynar.
Deneysel
çalışmalardaotonom sinir sistemi - aritmi
ilişkileriBirçok hayvan
çalışmalarındaotonom sinir s istemi ile ciddi ventriküler aritmiler ve ani ölüm
arasındaönemli
ilişkiler gözlenmiştir.Santral s
inir sisteminindeğişik
bölge
lerinin stimülasyonunun ventrikül fibri-las yonuna yol
açtığıuzun zamandan beri bilinmekte- dir
(ı2-ı4).Bu bölgelerden en
hassasıolan hipotala- musun
uyarılmasınınsantral sempatik akti vasyona neden olarak fibrilasyona yol
açtığı,kareliyak sem- patektomi ya da beta blokerler ile bu etkinin önlene-
bildiği gösterilmiştir (ı 5).
Sempatik uyan köpe klerde bazal durumda ventrikül fibril asyonu
eşiğini düşürmekledir (ı6).Bu e tkinin, sempatik etkinin
yarattığıkronotropik ya da hemodi-
702
namik
değişikliklerden bağımsız olduğuve kareli yak sempatik denervasyon ile beta blokerlerle önlene bi-
leceği çeşitli çalışınalarda gösterilmiştir (ı6-ı9).Va- gal
uyarıise tam tersi etkide bulunarak ventrikül fib- rilasyonu
eşiğini yükselımektedir (20). İskemi varlı ğındakisempatik
uyarıise deney
hayvanlarındaventrikül fibrilasyonuna yol
açmaktadır.Euler ve ar-
kadaşları (2 ı)
ile Axelrod ve
arkadaşları (22)köpe k- lerde koroner
damarların bağlanmasınıtakibeden
ı-
2 dakika içeris
inde ventrikül fibrilasyon eşiğininbe- lirg in olarak
düştüğünü izleınişlerdir.Onyangi ve ar-
kadaşları
iske mik dokuda beta reseptör
sayısınınart-
tığını
ve sikl ik adenozin monofosfat düzeylerini n
yükseldiğini bildirmişlerdir (23). Başkabir
çalışmadaise bir koroner arterin
bağlanmasındans onra kardi- yak se mpatik
uyarı sıklığınınbe lirg in olarak
arttığıve bunun ventrikül fibrilasyonu
eşiğinin düşmesineparalel
olduğu belirlenıniştir (24).Bu
çalışmalardacerrahi sempatektomi, beta bloker ajanlar ya da kate- kol amin geri
alımınıönleyen
heksaınetonyumvent- rikül fibrilasyon
eşiğindekibu
düşmeyiortadan kal-
dırmaktadır (23,24).
Inoue ve Zipes
infarkı sonrasıventriküler aritmile rele sempatik sinir sisteminin rolünü
ineelemişlerdir (25).Bu
çalışmalardanbirinde köpekl erde trans mural bir
infarktın
bölgesel sempatik sinirle ri de
zedelediği,bunun infarkt d is talinde dene rvasyona neden
olduğu,karekolamin infüzyonunun denerve olan bölgede de- nervasyon
aşırı duyarlılığına bağlıolarak refrakter periyodlarda
diğerbölgelerde n daha
abartılıbir
düşıneye
neden
olduğu gösterilmişve insanlarda da in-
farkı sonrası gelişen bazı
ventrikül
taşİkardilerindebu
mekanizmanında rol
oynayabileceği düşünülmüştür (25).
Ps ikolojik
sıresinde sempatik s inir s is temi
aracılı ğıylaventriküler aritmilerin
gelişmesinderol
oynadı ğı düşünülmektedir.Köpe kle r ve domuzlarda
yapılan birçok
çalışmada,hayvanlarda
yaratılan sıresinventrikül fibrilasyonu
eşiğini düşürdüğü,bu etkinin koroner iskemi
varlığındaçok daha belirgin
olduğuve beta blokerlerle
önlenebileceği gösterilmiştir (26- 28).Bu örne klerde n
görüldüğüüzere deneysel
çalışmaların
tümü otonom sinir s isteminin aritmi
oluşumunda çok önemli bir rolü
olduğunugöste
rmektedir.Otonom sinir sistemini
değerlendirmeyöntemleri
Oronom sinir sisteminin aritmile r üzerine etk ilerinde
M. B. Özin: Otonam Sinir Sistemi ve Aritmiler
klinikte
bazıtestlerden
faydalanılmaya çalışılmaktadır:
1) Arnbu/atuar EKG iziemi (Ho/ter):
Holter monito-rizasyonu,
bugün klinik olarak aritmilerin tanısındave takibinde
yaygınolarak
kullanılanbir yöntemdir.
Bu yöntemle esas olarak aritmi
oluşumundakitemel faktörlerden tetikleyici faktörler (atriyal ya da vent- riküler erken
vuruların sayısalve niteliksel özellikle- ri)
değerlendirilebilir.Bunun
yanısıraHolter
kayıtlarından
otonom sinir sisteminin durumu
hakkındada
bazı ipuçları
edinilebilir. Aritmilerin
yalnızcagün- düz vakitlerinde ve kalp
hızıyüksekken
olmasıbun-
ların
adrenerjik
bağımlı olduğunu düşündürürken yalnızcakalp
hızının düşük olduğuzamanlarda ol-
ması
vagal etkilerin
katkısı hakkındafikir verebilir.
2) Elektrofizyolojik
çalışma:Elektrofizyolojik
çalışma ve
programlıstimülasyon ile
aritıniyezemin ha-
zırlayan ortamın değerlendirilmesi
(i
ndüklenebilirtaşikardi varlığı) amaçlanır.
Her nekadar bu
çalışmalarda bazen otonomik modülasyonlar
yapılarakolu-
şan değişiklikler değerlendirilmeye çalışılırsa
da bu test aritmi
oluşumundakidinamik faktörleri
değerlendirmede oldukça yetersiz
k-almaktadır.3) Kalp hiZI
değişkenliği:Genellikle Holter
kayıtlarından
RR
aralıklarıve
bunların değişimininbilgisa- yar
yardımıile incelenmesiyle elde edilen kalp
hızı değişkenliğiparametreleri otonom sinir sistemin
inözellikle parasempatik kolunun sinüs
düğümüüzeri- ne etkilerinin
değerlendirilebildiğibir
tanıyöntemi- dir. Bu
tekniğinen önemli
avantajlarındanbiri,
kayıtboyunca
değişikzaman
aralıklarındada kalp
hızıde-
ğişkenliğinin
ölçülerek otonom etkilerin
dinamiği hakkındada fikir verebilmesidir. Ne var ki bu yön- tem de sempatik
etkinliğinya da her iki sistemin
karşılıklı etkileşimlerinin değerlendirilmesinde
ye- tersiz kalabilmektedir.
4) Barorefleks
duyarltlığı:Genellikle kalp
hızıde-
ğişkenliği
ile paralel sonuçlar veren bu yöntem uy-
gulanım zorluğu
nedeniyle klinikte
yaygın kullanılmamaktadır.
Otonom sinir sistemi ve atriyal aritmiler
Hem sinüs
düğümühem de atriyoventrikler
düğüm otonoınsinirler
tarafından yaygınolarak inerve edi- lirler. Her iki
düğümdekihücrelerin elektrofizyoloj
iközellikleri -
uyarı çıkışve ileti
hızları- oldukça önemli oranda otonom
uyarılardanetkilenir. Bu ne-
denle oluşumu
ya da
devamı için bu iki yapıdanher-
hangibirine gereksinimi olan tüm supraventriküler aritmilerde otonom s
inirs
istemi etkileribelirgindir.
Normal bireylerde ve
çeşitli yapısalkalp
hastalıklarında
kalp
hızı,otonom sinir sistemi
tarafındanbelir-
lenir.Sinüs
taşikardisi,sinüs bradikardisi, sinüs dü-
ğümü
reentran
taşikardi,atriyoventriküler nodal re- entran
taşikardi,aksesuar
yollarında rol
aldığıatri- yoventriküler
resiprok taşikardi,nodal
taşikardiotonom sinir sistemi etkilerinin belirgin
olduğuarit- milerdir. Burada bahsedilen
paraksisınaisupravent- riküler
taşikardilerin çoğundada
taşikardiyi soniandırmakiçin
yapılmasıgereken ilk
girişiminkarotid sinüs stimülasyonu ya da Valsalva
manevrasıgibi parasempatik tonun
arttınlmasınayönelik
girişimler olması otonoın
sistemin
nedenli etkili
olduğunu
gös
termektedir. Ayrıcaklinikte nadir gözlenen
bir aritmiolan kaotik atriyal
taşİkardininde sempatik s
timülasyona bağlı olduğuuzun süredir kabul edilmekte ve tedavisinde beta blokerler kulla-
nılmaktadır.
Hem sempatik, hem parasempatik
uyarılaratriyum-
larda farklımekanizmalada fibrilasyona yol açabilir.
İsoproterenol,
atriyal miyositlerde aksiyon potansi- yeli süresini
kısaltırken,asetilkelin hem aksiyon po-
tansiyeli süresini, hem de refrakter periyodları kısaltır
ve hiperpolarizasyona nede n olur
(29,30).Bu etki- ler özellikle yüksek
kalp hızlarıya da
kısa aralıklıolarak gelen ekstrasistollerde atriyumlarda homojen
olmayacağından
her iki durumda da atriyal fibrilas- yona
eğilimartar. Vagal
uyarılargenellikle makrore- eniri ile
oluşanritm
bozukluklarınayol açarken, sempatik
uyarılarmikroreentri,
teliklenmişaktivite ve anormal otomalisite ile
gelişen aritınilereneden olurlar
(30).Vagal olarak
gelişenatriyal fibrilasyon
sıklıkla
gece saatlerinde
başlar,sempatik aktivitenin
arttığı
sabah saatlerinde
sonlanır.Kural olarak venti- kül
cevabı yavaştır (30).Adrenerjik atriyal fibrilas- yon, vagal atriyal fibrilasyondan daha nadir gözlenir.
Ataklar genellikle sempatik aktiviten in yüksek oldu-
ğu
gün
ortasısaatlerde ya da egzersizle
başlar.Vagal atriyal fibrilasyonun aksine
sıklıklaaltta yatan
yapısal bir kalp
hastalığı vardır (30).Nörokardiyojenik senkop, otonom sinir sistemi etki- leri ile
oluşan bradikardi, hipotansiyon ve senkopun çok tipik bir
örneğidir.Bunlardan en
sıkgözlenen vazovagal senkopta kalbe olan venöz
dönüşünazal-
ması
kalbin alt
duvarındakireseptörleri
uyarırve va-
Türk Kardiyol Dern Arş 1999; 27: 701-707
gal aktivasyonla belirgin bradikardi ve/veya hipotan- siyon
gelişereksenkop ya da presenkop
oluşur (3 ı)_Bazal sempatik tonusun yüksek
olmasıbu durumun
oluşumuna katkıda
bulunur
(3ı).Genel olarak
yapısalkalp
hastalığının bulunmadığıbu bireylerde
yanlızcaotonom sistem etkileri ile bazen
sonuçlarıkatastrofik olabilen senkoplar
oluşmaktadır. Diğernörokardiyo- jenik senkop türlerinde de
değişik uyarılar(karotid sinüs hipersensitiv itesinde karotid sinüse uygul anan
baskı,
mikturisyan senkopunda vb.) temel olarak vagus sinirinin rol
aldığıbir dizi reaksiyon sonucun- da bradikardi ve hipotansiyona neden olabilirler
(32,33).
Otonom sinir sistemi ve ventriküler aritmiler Otonom sinir sisteminin ventriküler aritmiler üzerine etkileri hem
çeşitlikalp
hastalıklarında,hem de be- lirgin bir
yapısalkalp
hastalığıolmayan bireylerde
incelenmiştir.
Sağ
ventrikül
çıkımındanköken olan ventrikül
taşikardileri, yapısal
kalp
hastalığısaptanmayan bi- reylerde en
sıkgözlenen ventrikül
taşikardisitürüdür
(35). Tetiklenmiş
aktivite sonucu
oluştuğu düşünülenbu ventrikül
taşikardileritipik olarak sempatik tonus
artışı
ya da isoproterenol infüzyonu
sırasındagöz le- nirler
(35,36).Sempatik aktivite ile
yakın ilişkiliol-
duklarından
tedavide beta blokerlerden olumlu so- nuçlar
alınmaktadır (36).Sağ
ventrikül
çıkımındanköken almayan idiopatik ventrikül
taşİkardilerininde otonom sinir sistemi ile
ilişkili olabileceğini
gösteren
kanıtlarda mevcuttur.
Brodsky ve
arkadaşlarıkoroner arter
hastalığıya da ventrikül disfonksiyonu olmayan ventrikül
taşİkardili 35
hastayı incelemişlerve
hastaları taşikardilerindiurnal varyasyonu, egzersiz testi, isoproterenol in- füzyonu ve beta blokeriere akut cevap gibi
bazıkri- terler kullanarak adrenerjik
yanıt açısından değerlendirmişlerdir (37).
Bu has talardan adrenerjik skoru yüksek olan ve bu nedenle aritmilerin
gelişimindesempatik sistem etkilerinin önemli
olduğu düşünülen15
hastanınuzun süreli beta bloker
kullanımındanbelirgin yarar
gördüğünü bildirmişlerdir (37)_Konjenital uzun QT sendromu, sempatik sinir siste- mi etkilerinin en belirgin
olduğuaritmilerdendir.
Sağve sol stellat ganglionlardan gelen sempatik
uyarılardaki dengesizlik bu hastalardaki aritmilerin en
704
önemli nedenlerinden biri
olduğukabul edilmektedir
(38).
Korku, sürpriz gibi sempatik sinir sistem inin ak- tivasyonuna yol açan
duygulanımlarınciddi ventri- küler
aritınilereyol
açtığıbu sendromun tedavisinde stellat ganglion ablasyonu ve beta blokerler
başarıyla
kullanılmaktadır (38. 39).Parasempatik sinir sistemi de bazen belirgin
yapısalkalp
hastalığıolmayan bireylerde ciddi ventriküler
aritınilere
yol açabilmektedir. 1992
yılındaPedro ve Josep
Bmgada'nın tanımladığı, sağda l bloku, V
ı- V3
derivasyanlarındaST segment
yüksekliğive T
dalgası negatifliği
olan
kişilerdegözle nen idiopatik ventrikül fibrilasyonu, hastane
dışı resüsitasyonların%!'ini
oluşturmaktadır (40,4ı).Miyazaki ve
arkadaşları
bu sendromdaki ST
değişikliklerininbeta adre-
neıjik stiınülasyon
ve alfa
adreneıjikblokaj ile nor- male
döndürebildiğini göstermişlerdir (42).Kasanuki ve
arkadaşlarıise vagal aktivitenin bu hastalarda ST
değişikliklerini
ve ventrikül fibrilasyonuna
yatkınlığı arttırdığını göstermişlerdir (4 ı).Belirgin
yapısalkalp
hastalığıolmayan bireyle rde
olduğu
gibi koroner arter
hastalığı baştaolmak üzere birçok
yapısalkalp
hastalığındaözellikle sempatik sinir sistemin in
çeşitliventrikü ler aritmil erin
gelişiminde rolü
olduğunu düşündüren kanıtlarmevcuttur.
Pozzati ve
arkadaşlarıkoroner arter
hastalığıolan ve akut iskemiyi
düşündürenST
değişiklikleri sonrasıani ölüm
gelişen8
hastanınHolter
kayıtlarınıincele-
mişler
ve terminal olaydan hemen önce kalp
hızınınbelirgin olarak
azaldığını izlemişlerdir (43).Bu
çalışmada kontrol olarak
alınanve ciddi bir ventriküler artimi
oluşmadanST segment
değişikliğiolan 20 hastada ise ST segment
değişikliği sırasındakikalp
hızı değişkenliğinin
ani ölüm
gelişenieregöre belir- gin olarak yüksek
olduğunu izlemişlerdir. Araştırıcılar, bu sonucun iskemi
sırasında gelişengeçici bir sempatovagal
dengesizliğinani ölüme yol
açması şeklinde yorumlanabileceğinedikkati
çekmişlerdir (43).Benzer
şekildeLeclercq ve
arkadaşlarıprimer ventrikül fibrilasyonu
gelişenI 2 hasta ile ventrikül fibrilasyonuna
dönüşenventrikü l
taşikardisi oluşan37
hastanınHolter
kayıtlanndaaritmi öncesi dönemi kalp
hızı değişkenli ğiile
ineelemişlerdir (44). İncelenen olgulardan aritmi
başlangıcınınbir duraklama
ile ilgili
olmadığı27'sinde kalp
hızınınaritmiden ön-
ce be lirgin olarak
arttığıve kalp
hızı değişkenliğinin azaldığı izlenmiştir (44).Meredith ve
arkadaşları,1.1 8 ():ın Oıun()m Sıltir SUımri u• Arlt'flllılu
ho;ıane dışında venırikOJ ııışılardi>O
ya da fibrilasy()- nu
gelişen12
hası:ıdagenel
sempaıı~ >~>ltın akııvas·yonunu ve kardiyak sempatik
sisıcmnkuvasyonunu gösteren total ve kardiyak norepinefrin
plaı.mayadö- külme
hınnı ölçmüşlerdir (4~). Toıalnorepincfri n
dllk~lme hwnın hası:ılarda
kontrollere g<lre %80,
k3rdıyal oorepıncfrındök:ülme
hızının ıse%450 da·
ha fa.da
olduğunu göstermişlerve bu >Onucu bu
ha<·ralarda
gelişenventrik:üler
arlımilcnnkardiyak sern- paul
altıvasyana bağholarak
ı:eli~ıı~ı şclı.linde )·o- rumlamı~lardır ı~ı.Aluı ınıyokard
infarkli
sonra>ı1284
hastayıiçeren çol merkezl i A
TRAMT çalışnıa"nd:ılnlph w
değiş·kenliti ve barorcOcks
duyarlılı~ıile
deterlendırilenvngal refleksierin sol ventrik:ül eJelsiyon fraksiyo.
nundan
tı.ığnn."'·çok önemli
bır progno>tıkbelirle·
yıcı oldu~u .apıannuştır146>.
Y•pı<nl ~r
tür kalp
basıaJıgı oriınıiye>emin
hazırla·yan
bıro"arn
oluştumbilir. Birçok kalp
hasıalığındamiyokard dokusu hasara ugrar. Ancak bu
hasarın mıyokarddn dağılımıhiçbir zaman homojen olmaz.
Oluşan
doku
hasarıve özelhkle bu
hasarın hcıcrojen olmıısı ha.,ı:ılardagözlenen
riını botukluklarınıııen önemli ncdcnlerindendir. Douglas
Zıpe;ve grubu ta·
rafondan l>u konuda
yapılan onışıırmalarda venınkü·ler
ıa~ıkardısıolan ve koroner aner
hasıahi\ı.kardi-
yomı)opatı
ve sol ventrikül hipenrofi>t
gıbı çeşitli yapı<alkalp
ha.ıalıldanolan bireylerde
metaıyndobenzılguanıdin
>intigrafisi ile
canlı ınıyokardbölge·
lerinde bOlgesel sempatik denervasyon
saplanmış, venırılül ı:ışikardisiolmayan
aynıgrup hastalarda bilyle bir bu lguya
rasılanmamışıır 147,48). Arnşıırıcılar bu sonuçlarla kardiyak sempatik
uy:ırılannnon
homoıen olmasınınbu hastalarda
vcnırıküleraritmi- lerden «>rum lu
oldu~unu dUşunmüşlerdir.PsikolOJik
stres ınde
oıonom sinır\i,tcmi
aracılığıy·la
venırıkOleraritmi
gelişimınikol•>
laşıırabileceğı düşünülmektedir. Reıcb ve arkadaşları anı ölıimgeli-
şenve
resusiıeedilen 122
hastayıpsikolojik
açıdan incclemi~lerve
bunların 26'sında uriımiöncesi 24 snntlik dönemde önemli bir psiko lojik olay
olduğunu sapwmışlardır (49),Bu hastalar. dii\crlcri ile
karşılaş·ıırıldıklannda
emosyonel olarak duha dengesi? ol·
dulları, \C
kalp
hastalıklannındaha hafif
olduğuiz-
lenmiş:
bu nedenle bu hasralarda
gelişen .nımilerde oıonom ;inır sillenıininrolünün daha
belı'l!ınoldu-
ğu dü~lınulmuştOr.
Otonom modulas)onun
anliariımi~t l kinligi
Ocorıom Mnir sisteminin
ariimiler uıcnndclı clkileri·nin en önemli
kanıılanndanbiri bem blokericnn an-
ıiariıınik cıkinliğidir.
Gerçekte
VaughııWill iams suuOumu"n" göre Sınıf ll anııariııııik cılamk kabul
edıkn bela
blokcrler, hemen her
ı ıp 'upra-.onırikülerve
venınk~ltr ı:ı~iaritmilerde etkın •Janlardır. Ço-j!unlutu
venınkıil ta~ikardisıya
ıl• fıbrılasyonu 'lO-nucu
olu~ anıölümterin de
beıablokerieric 'B2 • 50
anı\lndaualulabilmesi de bu
arıımılenns<:mpa-
ıik sınır .,sıemı ıle nek:ıdar ilişki lı ol<lui,Jarınıgös-
ıermckıcdır ı.ıoı
Sıeın~cl ve ıırkada~lıırı 'cmpıoınatik. "'"'"'~ venı
riküler
ıaşıkardileriolao 170
hti'Wyıampirik
beıab lokerler ve
elelırofizyolojik çalı~mnhırla belırlencn anıiarııınılteda'i
şeklindeil; gruba
randonııLecde·
rek
i1lemı~ler'e
morıaliıc açısından ı:ruplar ....asın·da bir fark
sapıamamı~lardır mı.Bu alanda
yapılan ilgınç bır çalı~madaCAST
çalışm:l.<ını )ıllar;,onra
forklıbir
bakış açısıile yeniden
analııeden Ken- nedy ve
arkadaşları.bu
çalışmadabela b loker alan
haswhınn mort:ıliıesinindaha al
olduğunu izlemiş·lerdir
ıııı.Bu analize göre ejck\iyon fraksiyonu
'k40'ın alıındaolan grupta en
ıyi ya~.ıınplnscbo ve
beıa
b loker alanlarda görülmekte, bu grubu
anıiarit·mil •·e bela blokcralanlar
izlernekıcdır.Sonuç olarak
oıonom sınır sistemıni bıtçolkompo-
nenıı çqıılı
urumilerin
oluşumu. devamı. .onlanmast ya da bnlenmesinde oldukça
etkılıdırBu
~ısıemın karmaşık yapısını,hem
kesıısel,hem de
sureklıde!\i)cn bi r parametre
olar:ıkölçebilecek basit
ıesılcriıı olnınması
nedeniyle
gılniU~klinik uygula- mada
çoğuket
oıonomsinir sistemi
ıle ariımilerin ilı~kısıçok faLla dikkate
abnmamakradır.Bu konuda devam eden
bırçok çalışmaile, çol.
)akın bır ı;ele·cckıe
olmasa
bıle. oıonommodula,yon
antıarnmiktedavide bugilnkUnden çok daha onemli
bırrol
usılenecel.ıır.
KAYNAKLAR
1.
l.auara
K,El·Sherif
N,Scherlag
II,J: clectrophysıolo~ical propcnics of canine .Pu:rtınıe eel h ın one dJy old
myocardool
ıııfarcııoıı.Cino R<> 1973;3J·722·34
2. Klnıurıı
S,
BasseliAL. Kohyu
T, Kotlo~;ki> PL., M-'erbtrg RJ: Automatic'ity, ırigg:ered ""'11\lly :ınd res~porut"~ lO .Cirtnergtc sttmu!auon in C'll \Uf,cnı,Jc.)Canhal Purkı.n}C' (ıbcrs a!ter bealing of myocardr.alınfar(t)OrL Clr-
culaıoon
19S7;7$:6SI-60
T~rt Kard11vıf CH-m Af'1 f999: 21·101-101
3. Mar« H.
Pangmao KH,Oanilo P,
R<ı>tn \IR:An t\'aluauon of
automatic-iıy and ıng,gered ac:tıvıtyin
theca-
nin~ hC4ff
one
to (our day~ after myo(,:ardıaJ mfan:tıon.Cıreulouon
1 985:71: 1 224-36
- t
Mnrllns.JIJ:
Auıoı1oınic comrol of vc:nıricufarlach ..
ycardi:H;yıuraıhecic
neur.sl inOucnce\ in
,'\pontaneoust:Khycan.ha 24
hoursaftcr (..'Oron;uy occlu,ion. Circulattoo
1985:72:933-42
5. Camer on JS. Ilan
J:
Effecısof
opınoplmnon
auıoma.ucıt)' ınd
tbc:
ıocideoceof
:ıtthyıhmaaan
P\ırl.mjcfibets
SUf\01\ mı nıyocan.lial inf3K'uon J Phann.h.:ol Etp Tbec19~2:2H:S7l-9
6.
l'rlorl SG. Manlica M, Schwam PJ: Odaıcdafterde·
pol3tl~tions
clected in vivo by lefc
s,ıclltHc g:ınglion Mi- mulaııon. Cırculdıion1988:78: 178 SS
7. Surnwltt n:
Eleclrophysıologıc ıı.ub~trmc~or tors.adc des
p<tiıllelj.: Oispcrsionof
rcpolaril.ıllionor
c:ırlyafterdc-
pOI.ın>.aıionı.. J
Am CoU Cardiol1989;14:172·84
8. lkn·Oa1 id J . Zipes DP:
Oiffcrcnıı•l te>ııonscs ıo nghıand lefl
ana.ae subcla,•ıanstimularion cl" cari)
afıcrpotcntialıı
and 'c:nlneular tach)
cardi:sindut.."'Cd
by ccsu.ımin dop
Circulaııon 19liS:78:12~1·50
9. Abll<b.kô' JA: Neoral
mechaı\ism\ ınvohcdin
there-
g:ufatlonof
vt.ntrıcular repotarizatıonf.ur lleata
1198S;(ı(Suppl
0):31·9
10.
llha~oıBO,
R:ıo OS, Dhallo NS: Role of
c•ııhccolo·1nines in ıhc gcnc:~is of :ırrhyıhınias. Adv Myocardial
1980;2: 11 7·32
l
l. J anst \IJ.
OpıhorT, Raınduı \1lsltrAR, Vernme·
uli<ı JT. Frank RGT. Van
Copelle F'J
L: Sympaıheıic nt.nıul:uıon caı.ı..ıesinhomogenetty
ın \Cntrift:ular ~fraaorin<u. '1
Trench
Atrlıyunıa1990;6:177-lll
12. l..t") AG: The exclting c-au\C of \ttntricu.lar fibriU:uı
un
ın 1nıınahundcr c:hlorororm
3ne:\thcsıa.He:.ut 1912;4:319·34
1
3.
\'trrier RI... Calvtrt A, Lown 8: l!fı'cctof
po~tcriorhypothnl.lmic sıimularion on the vcnıriculur libriHaıion ıhn:,hold. Anı
J l'hysiol 1 975:225:923·7
1~. llocknıan LH. ~Iauck lll', lloff l'
f": l:.CG
chang~re ..
uıungfrom c.:cn:bra1
'tinıul3tion:A 'pcctrum of venlri--
cular arrhythmias. of s~'mpatbc'llc origın. Am Hean J1%6:71:69S
700IS.
Monoing J~l. Coııon \ID\: Mtdıanı>ıruof c.udiac anh)
ıhm~ ınduccdby
dicoc~h.ılıc .;umulatıoo. AmJ
Plıy>ıol ı
%2:203: 112()..4
16. Ilan
J , Garcla De
Jalo
n P, Moo Gll.: AdrenerııiceC.
reel$ on
vcnıru:ul:ır\'Uincmbility
Cirı.: Re~1964.14;516- 24
17. lfnrr1'
AS,
Otero H, Bocuge AJ:
'nH! ınductionoi
arrh)·thmıa b)' ~ympathc:tic acıi\111)'
befort and aftcr occlu-
~>ıocı
of a coronary ane.ry in
ılıe c:ınınehc';an. J
Elecıroph,.,.oll971 I·J,I.-13
1
8. Koplo GA. Luc:cbffi BR: Anıifibrılla""y acııon olh~t)hum.
Role of symp:tthei:lc ntn·ou""
S,Y\tcm. Pbanrıaculoc)
19~7:3-1:37-17706
19.
&h~<~ruPJ, Stoo• UL,
Bro~<nA
\1:Eflcc1> of uni·
laıcrol ,ıcll>le
ganghon blocbdc on
ıhc arrhııhmıoossoci·
nıed
\lo-llh coronary ocdusiofl. Am
He:ın J JQ76~92:~S9-9920. Corr l'lS , Gi U i.s RA: Role or the
v.ıgu~ OCr\'eS ınthe
canJiovnı..culnr
changes induccd
by coron;ıryocclusion.
Cın:ulıllion
1 974:49:86·97
21. Euler OE, Nallti S. Spear Jf'.
~lııor<f.'l, Seanton PJ: Erfcl:l
of yrtlpalheuc toncon
vcntrkular an1ıythnua dunn& c:n:uı ~coronat)
occlu,ıonAm
JPh)·siol
198S;2~Y·H
104S·'0
22. A\tlrod PJ , \urier RL. Lo" n 8:
Vulner.ıbıhtyto
,·erılrtcubr
tibnllauon
durinıacure COrona.J}
oc;clu~ion ıı.ndrelcasc Am J
C.ırdi<ı11975;J6:776K2
23.
On~ııngl M, MaısumoriY,
lwa.<:ıklT: Bcu adr<ner- gic
reccpto~in ischemic and
nonı\Chetnıc ın)·ocardium:Reloıion
to
ventriçulıır fibrillarioıland
dıccbof
prcıreaımcnı wiıh proprilnolol
and
hcxamcthQnlum JCurdiO\'asc
Phamıııcoii9K8: l
l: 107·14
24. Uunbardl F, \ errier RI-
Lo\\fln:
Rtl.ıUiNL\hipbel
..wccn
")'mr.tllıcticncural
aıeca..
·iıyAnd
C(lron&r)dynamics and \iulncrabthtl
tovcntricular fiMII31IOC\ dwmg m)OCM-
dı3lı><hcmı.o
and
reperfu>ıon.Am Hconl 19KJ:IOS:9S8- 6S
25. lnout ll, Zipes 1
>1':
Resulısor
>ympaıhcııc <k:ntl'l'ati·on
ın the canine hean.: Hyperscns1tı\' lt)' thJt mJ)' hearrhy·
ıhmogcnic. Cırculauon
1987;75:877·R7
26.
l.own Ü1 VerricrRI .... Corhata n M :
P~ychologic:ıJ 'IIrt\~and
rhrt~1ıoldror
repeıeuv~ vtntrlcul:ıtre'pon ... e.
Scicncc 1 973: 182:834..(;
27. llla
lla RJ, Lawl<r JF'~ Lown B: Vcnıricul•r ın"abilııy ın ıhc COOS<ı(ltıS
dog: Eflech of
P"Y<holoıu""lw=
ıı.nd
bct1
adm~e1J!ıcblockade. Am J
C.udi<ıl 1976:~S:5'14-8
28.
Skinntr JE. Li• JE.
Enıman\ IC.
\1odılıc<ıuonof .. ·encm:ular
tıbrillatrooIateney
follov.ıng coron.ıryartcl) occlu\1011
ı~ ıhc conscıouspig: The
crtO<ıof
P•ychologıc;ıl~otrCSI\
and
bcıa adrı:nerg.il: blnclı.adc. Cırculntion1975;5
ı,656·67
29. Zlpt;
1)1>, MihalickMJ.
Robbln'(;T:
F.llccıof se- IC(hve
vaıtaland
stcllaıcgangJion 'tunulauun on atnal rcf·
rr1orulC1ı~ lll man.
Am
J Cardiol19X.1;S1:%- JOO .30. Coumel
ı•: Aulooomıc anOucn«""-ın aıno.~l tachy.ırrbyıınıa\ ı C.udıov35C Electıopby>ıoii'I%:7,<)99.J007
3
1.
\bboud
~\1: 'leurocardıogenıc•ynct>pc
i'i Engl J~1<d
19'll;IS.II7·21
32.
Sırnsbugu . Sagie A. Erdma
n S et :ıl: Cıno11d "Sınus hypcr~n!lılivil)'and
lhecaroud sjny, '\)'ndN.>mt•
Prog Çıırdiovo<c D" 1989;5:379-85
33.
Kapoor \VN. PetersonJ,
Knrı>rM:
M1ı:tutirion'J"'-"01>:· J!\\tA 1985:153:796·801
>ı. L•mtrı R.
Brug•da P, Deli o lleila 1 ',
Ou~rrnierT.
Van
~nOool A.
WtllcıısHJJ:
'lonı..:hcnuc '·onıncul;ır txhycanlıa: Clinical coursıe and tonı ıtnn fcıUo~ up in pa-titnı' Vıtıdtout clmıcally
ovcn
hc;ındL'C.&<te.
Cırcu.buoıı 19~9.79:990-9
M. B. Özin: Otonom Sinir Sistemi ve Aritmiler
35. Sung RJ, Shapiro W A, S hen EN, Morady F: Effects of veraparnil on ventricular tachycardias possibly caused by reentry, automaticity and triggered activity. J Clin In- vest 1983;72:350-60
36.