• Sonuç bulunamadı

Görüştüğünüz kişiye ataları (büyük babalarından da önceleri) hakkında neler bildiğini sorun.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Görüştüğünüz kişiye ataları (büyük babalarından da önceleri) hakkında neler bildiğini sorun."

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Röportaj yapacak kişiye soru önerileri:

1-AİLENİZİN KÖKLERİ

Görüştüğünüz kişiye ataları (büyük babalarından da önceleri) hakkında neler bildiğini sorun.

Nereden geldiklerini, kim olduklarını ve hatırlayabilecekleri aile ile ilgili efsaneler, öyküler anlatmalarını isteyin.

Bu sorular, bazı kişiler köklerini Fas ve İspanya’ya kadar takip edebildiklerinden Türk Yahudi tarihi için çok önemlidir.

Büyük büyük babalarınız nereden gelmişlerdi?

Köken Van’ın Başkale İlçesindendir. Konuştukları dil gürcücedir. Urmi’den oraya geçmişler. Savaş yılları 1. Dünya Savaşı seferberlik denen bir olay vardı. Bütün herkes dağıldı. Kimsi Başkale’ye gelmiş.Kimi başka yerler gitmiş. Urmi Gürcistan ile Rusya arasında kalan küçük bir kasaba.Oradan Van Başkale’ye gelmişler.İran’a Konya’ya gelmişler. Bir kısmı Şam’a gitmişler. Oradan da Adana’ya gitmişler. Ben ve ablam Adana’da doğduk.

Geçinmek için ne işler yaparlardı? Nasıl yaşadıkları, maddi olanakları, dindarlık dereceleri hakkında bilginiz var mı? Hangi lisanları konuşurlardı?

Hayvancılık ile uğraşmışlar. Hayvan ticareti yaparlarmış. Gürcüce konuşurlardı . 1.

Dünya savaş’ında çoğu ölmüş. Hepsi birbirlerini kaybetmişler. Babası annesi hep bir yana gitmişler. Bana hiç bahsedilmedi. Annem yapayılnız kalmış. Dayım Nesim İpekel o annemi çok severmiş çok sevdiği bir kardeşi imiş. Ve babamın da ilk eşi ölmüş savaşta iki çocuk ile kalmış o annemi almış annemin de ikinci eşi imiş o da savaşta ölmüş ama çocuğu yokmuş. Babamın 2 çocuğu varmış. Cevahir Babaoğlu Rusya’da yaşamışlar Bolşevik döneminde Stalin’in zulmüne dayanamamışlar. Eşini de kaybetmiş. Oradan çıkmışlar. İstanbul’a geliyor. Cevahir Babaoğlu dedem ile Rusya’da karşılaşıyorlar. Büyükbabamı tanımadım büyükannemi tanımadım ama üvey büyükannemi tanıdım Cevahir’i tanıdım. Adana’dan İstanbul’a geldik annem ablam ve ben Cevahir’in evine amcamın Avram Babaoğlu’nun evine geldik. Orada bir müddet oturduk. Çok akıllı başında erkek gibi bir kadındı uzun yıllar Rusya’da çalışmış.İstanbul’da da pazarcılık yapardı. O zaman hanımlar çalışmazdı. Ona Mösyö Cevahir. Bana hep Rusya’nın durumundan bahsederdi. Nasihat eden gülen bir insandı. Bize yoğurtlu yaprak dolması yapardı. Nohutla yapılan bir yemek

vardır.Abuşifte denir. Patates et ve soğanla yapılan bir yemek vardır. Kuledibi’nde 5.

katta otururlardı. 5 oda mutfak ve hamam dedikleri yer. Eşyaları güzeldi eski model koltuklar aynaları vardı. Soba ile ısıtılırdı bahçesi yoktu. Amcam ile birlikte otururlardı amcamın karısı çevirirdi ev işini. Çamaşırları leğende kendileri yıkarlardı çamaşır makinesi yoktu.Yemekler tel dolapta tutulurdu. İki apartman yan yana bir boşluk olurdu aydınlık gibi oraya tel dolap koyarlardı. Cevahir normal elbise giyerdi ama çok şişmandı hiç başını açmazdı, yemeni bağlardı başına. Cevahir ismini değiştirmemişti.

Babaoğlu değil aslında Babakardaştı kocasından dolayı ama Babaoğlu olarak geçerdi.

Onlar hakkında duyduğunuz herhangi bir öykü varsa anlatır mısınız?

Annemin babasını hiç tanımdım.annem 14 yaşında iken ölmüşler. Annem ile babamın arasında 25 yaş fark vardı. Ben de 5 kardeşin en küçüğüyüm o açıdan hiçbir bilgim yok. Babam beni pazara götürdüğü zaman ‘’bu senin torunun mu?’’ diye sorarlardı. Bu ailelerde kaşere bakılırdı şabata bakılırdı. İyi bir koşuluk vardı. Karşı dairemizde bir karı koca vardı bir de Adana’dan gelmiş bir aile vardı. Aynı daireyi iki ayrı aile paylaşırdı.Kardeş kardeş otururlar geçinirlerdi.

Birbirlerini idare ederlerdi. O zaman bu kadar çok sosyal ilişki yoktu. Apartmanda birbirilerine gidip gelirlerdi. O zaman da gençler anne ve babaları ile çıkarlardı.

2-BÜYÜKBABALARINIZ

(2)

Görüştüğünüz kişinin büyükbabalarının geldikleri dünyanın nasıl olduğunu öğrenmek istiyoruz.

Büyükbabalarının nasıl kişiler olduğunu sorarak başlayın.

.

Kişilikleri nasıldı?

Ciddi ve sessiz miydiler? Canlı ve konuşkan mı?

Büyükbabaları esprili ve fıkra anlatan biri miydi? Yoksa ender gülen ciddi biri miydi?

Giyimi nasıldı?

Görüştüğünüz kişinin dedelerinin kişiliğini resmetmesini sağlayın.

Neredendirler?

Ne zaman doğmuşlar?

1800’lerin sonunda 1900’ların başında. Ben en küçük olduğum için pek fazla hikaye dinlemedim. Ama o zamanlar seferberlik ve savaş yılları oldu için kaybolanlar

hastalıktan ölenler ve ölüm nedenleri belli olmıyanlar var.

Aile isimleri ne imiş? Değiştirmişlerse, hangi sebeple değiştirmişler ve daha önceki aile isimleri neymiş?

Aile isimleri hepsinin ayrıdır. Çünkü o zamanlar soyadı kanunu olmadığı için ana adı veya baba adı ile anılırlarmış ama daha sonra soyadı kanunu çıkınca kardeşler hep değişik soyadları aldılar. Babakardaş’ların bir kısmı Babaoğlu veya İsrail’e gidenler Mizrahi oldular.

Geçimlerini neyle sağlarlarmış?

Gittikleri yöreye göre meslekler yaptılar. Hayvancılık yapan var. Manifaturacılık yapan da var. Ama devamlı göç halinde oldukları için geçimleri de sürekli değişmiş

Hangi lisanları bilirlermiş?

Gürcüce konuşurlarmış.

Kendi aralarında konuşurken hangi lisanı kullanırlarmış?

Kendi ararlında da gürcüce konuşurlarmış.

Kılık kıyafetleri ve dış görünüşleri nasıldı? Örneğin: Dedenizin sakalı, bıyığı var mıydı?

Kipa ya da şapka kullanırlar mıydı ? Kaftan mı, takım elbise mi ya da herhangi başka bir şey giyer miydi?

Bulundukları yöreye göre

Büyükanneniz Ortodoks hanımları gibi peruk takar mıydı?

hayır

Takarsa evde de kullanır mıydı yoksa eşarp mı kullanırdı?

Giyimleri nasıldı?

Büyükannenizin taktığı özel şapka ya da mücevherler var mıydı?

Büyükannenizin altın zincir (kolanası) var mıydı? Kolana hakkında anlatılan herhangi bir hikaye biliyor musunuz?

.

Evleri ya da daireleri nasıldı? Bana tarif eder misiniz? Kaç odalıydı? Eşyaları nasıldı?

Musluktan sürekli akan suları var mıydı? Elektrik var mıydı?

Evlerini nasıl ısıtırlardı?

.

Bahçeleri var mıydı? Herhangi bir şey ekerler miydi? Hayvanları var mıydı?

Hayvanları vardı. Adana’ya gelince bahçeler vardı

Uşak, aşçı, çamaşırcı, dadı ya da Matmazel benzeri yardımcıları var mıydı? Öyleyse bize

onlar hakkında bilgi verin.

Yoktu

Dine ne kadar bakarlardı? Yahudi geleneklerini ne derecede uygularlardı?

Son derece dindardılar.

Kaşer’e ve Şabat’a bakarlar mıydı?

Sinagog’a her Cuma mı yoksa sadece bayramlarda mı giderlerdi?

Yahudi bayramlarını evde kutlarlar mıydı?

(3)

Evet

Dedenizin politik görüşleri neydi? Herhangi bir politik kuruluş ya da parti mensubu muydu?

Bilmiyorum

Herhangi bir sosyal ya da kültürel kuruluş mensubu muydular?

İsrail ile ilgili ki o zaman Palestina idi konuşulduğunu tahmin ediyorum..

Komşuları ile ilişkileri nasıldı? Komşuları Yahudi miydi?

Her zaman çok iyi

Arkadaşları hakkında neler biliyorsunuz?

Tatilde neler yaparlardı? Ne sıklıkla tatil yaparlardı ve nerelere giderlerdi?

Yalnız mı tatil yaparlardı yoksa çocuklarını da yanlarında götürürler miydi?

Büyük anne ve babalarınızın kardeşleri hakkında bilginiz var mı? (İsimleri, doğum ve ölüm tarihleri, öğrenim dereceleri, meslekleri, çocukları vb.)

Dedelerinizin kendi çocuklukları ile ilgili anlattıkları anılarını anlatın.

Anne ve babanızın kendi ebeveynleri ile ilgili anlattığı öyküleri anlatın.

Dedelerinizin hatırladığınız askerlik anıları varsa anlatınız.

O zaman askerlik yılları savaş yılları idi. Giden gider bazen de geri dönmezdi.

3-ÇOCUKLUĞUNUZDAKİ KASABANIZ/MAHALLENİZ:

Röportaj yaptığınız kişinin kasabasını ve oradaki Yahudi Cemaatini anlatmasını isteyin

Gürcüler ve sefaradlar Adana’da birlikte idiler. Ama şunu söylemek gerekirse sefaradlar daha aydın kişilerdi. Bizimkiler yani Van’dan yani Başkale’den gelenler daha cahil insanlardı fakat çok iyi ,insanlardı.

. Geriye dönüp hatırlamalarını ve o yerleri tasvir etmelerini isteyin.

Adana hakikaten zengin bir şehirdi buğdayı ile pamuğu ile zengin bir şehirdi.

Narenciyeleri ile hakikaten süper bağları bahçeleri ,pistil derler tatlı sucukları

hakikaten güzeldir. Bütün evlerde bahçe vardı.Meydan vardı Atatürk’ün heykeli vardı.

Sol tarafta narenciye bahçeleri vardı.İstasyona kadar giderdi. Dükkanlar vardı. Bir de eski istasyon tarafı vardı. Dipdilli denilen bir semt vardı. Orada daha çok Arapça konuşan insanlar vardı. Onlara fellah denirdi. Onlar yaşarlardı ve şalvar giyerlerdi.

Erkekler kabadayı şekerkamışı toplarlardı. Hiç unutmuyorum kamışları karşıya koyarlardı bağlı halde kim ikiye bölecek o kamışları diye oyun yaparlardı kendi aralarında . Yahudiler ticaret ile uğraşırlardı.

Atlar ve arabalar var mıydı?

Atlı arabalar atlar bisikletler vardı.

Çamurlu, asfalt dökülmemiş yollar mı vardı yoksa güzel arabaların sürüldüğü geniş caddeler mi?

Caddemiz genişti ara yollar dardı. Parke idi. At arabaları geçtiği zaman atlar pislerlerdi. Onları toplarlardı güneşte kuruturlardı ve daha sonra ocakta yakarlardı.

Büyük ocaklarda yemek pişirmek için buna tezek derlerdi. Baraj yapıldı Seyhan nehrine ve Adana’ya canlılık geldi. Baraj açıldığı zaman ilkokula gidiyordum.

Yapancılar vardı. Davul zurna ile açtılar o zaman daha ne yapabilirler. Pikniğe gidilirdi barajın kenarına okuldan götürürlerdi. Caddeler geniş ara yollar daha dardı.

Kasabanızın nüfusu ne kadardı ve kaç Yahudi yaşardı?

Yahudi cemaati nasıldı?

Kaç tane sinagog bulunurdu?

Evden olma bir sinagog vardı. İki katlı bir evin bir bölümünü sinagog haline getirmişlerdi. Şabat için oraya gidilirdi.

Haham, Şohet, Hazan, vb din mensubu var mıydı? Varsa kaç taneydiler?

(4)

Vardı. Hahamın bir tanesi Mizrahi ailesinin babası idi.Çok iyi bir insandı. Gözlükçü idiler. Çok varlıklı idiler. Hamursuz bayramında herkesi evlerinde toplarlardı.

Hahamın evinde. Torunu da Sara Aji’dir. Dindar bir insandı gönüllü yapardı. Mikve, Talmud Tora, Yeşiva var mıydı?

Yahudilerin özellikle yaşadığı bölgeler ya da getolar mı vardı yoksa şehirde dağınık mı yaşarlardı?

Dağınık yaşarlardı

Oradaki Yahudilerin belirli meslekleri var mıydı?

Çoğu manifauracı

Elektrik ve akan su var mıydı?

Bizim evde elektrik yoktu lamba ile aydınlanırdık.Gaz lambası idare lambası denirdi.

Ben onunla ders çalıştığımı hatırlarım. Savaş yılları siyah storlar vardı.Su da dışarıdan taşınırdı

Mahallenizde hamam var mıydı? Hamama gidilir miydi? Hamamla ilgili bir anınız var mı?

Adana hamamları çok güzeldi. Hamama gitmek bir olaydı. Özel taraklarımız vardı takunyalarımız vardı. Haftada bir kere giderdik evde banyo olmadığı için hamama gşiderdik. Oradaki halk çok esmerdi. Ben çok beyazdım. Hamama gittiğim zaman herkes etrafıma toplanırdı. Anneme ‘’ sen bu kızı evlatlık mı aldın bu kadar beyaz kimseye benzemiyor’’ diye sorarlardı.Bir de tellaklar vardı. Bohçaları kendimiz taşırdık. Daha sonraki yıllarda İstanbul’da Perşembe Pazar’ında hamam vardı. her şeyimizi valize doldururduk öyle giderdik hamama. Adana da başka bohça işlemeli bohçamız vardı.

Çocukkenki politik durumları anımsıyor musunuz?

Biz Atatürkçü idik. Ve her fırasatta bu konuşulurdu.

Herhangi bir antisemitizme rastladınız mı?

Ben okulda iken öğretmenim durup durup bana sorardı ‘’ sen kalk bakalım Rebeka Adana’da kaç klise kaç sinagog var’’ ‘’Öğretmenim bir tane klise bir tane sinagog var’’ derdim. Ben çok çekinirdim.Komşular ile çok iyiydik. Fellahlar ile bile çok iyi geçinirdik. Biz çekinirdik. Ben babamı kaybettiğim zaman çok küçüktüm ablam ile de 2 yaş farkım vardı. Yazın damlarda yatardık. Karyolaları dama çıkarırdık. Kimse dönüp bize bakmazdı. Bize bacı derlerdi kardeş gibi severdi.

Askeri resmi geçitler, özel kutlama günleri, ya da kurtuluş günleri kutlanır mıydı?

Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan bayramı kutlanırdı. Çok güzel olurdu. Resmi geçit yapılırdı. Temiz temiz giyinirdik. Beyaz yaka siyah önlük ve boy sırası yapardık.

Okulumuzdan Atatürk heykeline kadar giderdik.

Çocukken öğrendiğiniz marşlar varsa bizim için söyler misiniz?

Okul şarkıları. Okulda söylerdik.

Şehrinizde Pazar günlerini anlatır mısınız?

Pazar yeri vardı. O zamanlar poşetler yok sepetler vardı. . Ailenizde pazara giden kimdi?

Babam pazara giderdi annem hiç gitmezdi. O zaman köylüler getirirlerdi o da satın alır getirirdi eve. Benim hatırladığım fırına gidip ekmek almak bu benim görevimdi.

Annem de evde kıyma lahmacun kıyması hazırlardı babam dindar olduğu için ben de onları fırına götürürdüm.Lahmacun yaptırıp eve götürürdüm bir de pandispanya yapardı annem onları getirirdim eve.

Özel alışveriş yaptıkları tüccar ya da satıcılar var mıydı?

Hatırladığınız önemli politik olaylar (Yunanlıların ihracı, Atatürk’ün ölümü, Varlık vergisi, başka ülkelerden gelen Yahudi muhacirlere karşı Türkiyenin tutumu) bu olaylar karşısındaki duygularınız.

Ailenizin bu konularda söylediklerini hatırlıyor musunuz?

4-EBEVEYNLERİNİZ:

Röportaj yaptığınız kişinin ebeveynlerini onlar hakkında anlattığı öykülerle tanımaya çalışın.

(5)

Babanızın annesi babası ölüyor. annesi zaten çok küçük yaşta ölmüş. Cevahir çocukları alıp İstanbul’a gitmiş. Babanız kaç yaşında idi.?

Küçük herhalde gençti. Annem ile 25 yaş farkı olduğuna göre annem 16_17 yaşında imiş babam ile evlendiği zaman.Babam 40_45 yaşlarında idi.Babamın iki tane çocuğu varmış annem ile evlendiği zaman. İlk eşinden iki tane çocuğu varmış.

Albert ve Yakov

Önce babasının genel bir tasviri ile işe başlayın. Nasıl biri olduğunu size anlatmasını isteyin.

Babam nur yüzlü ve evliya bir insandı. Biliyorsunuz tıp o zaman o kadar ilerlememişti.

Doktorlar falan yoktu.Adana da sıtma olayı vardı. Komşular falan gelirlerdi. ‘’Oğlum çok hasta ateşlendi ne yapalım’’ derlerdi. Babam okurdu onları. Kurşun kalem ve mürekkep kalem ile adlarını yazardı ve ipleri düğüm düğüm yapar okurdu.ve kollarına takardı bilezik gibi. Çocuklar iyi olurdu. Bunları yapardı dini bütündü. Dışarı

çıkmazdı.Anneme çok yardımcı olurdu. Annem alışverişe gitmemişti hiçbir zaman Ve hep alışverişi babam yapardı çok iyi dolma sarardı.Yaprak dolması evde dolma

sarılacağı zaman babam otururdu o zaman emekli olmuştu dolma sarardı. Takım elbise giyerdi fes giymezdi. Büyükbabam fes giymiş. Babam fötr şapka takardı.

Babam manifaturacı idi büyük bir kumaş mağazası vardı. İki oğlu da işin başına geçmişler İŞ daha da hızlanmış yanlarına bir başka ortak almışlar. Ortak onları aldatmış paralarını yemiş. Hayal meyal hatırlıyorum ağabeylerimden biri Şam’a gitti diğeri İsrail’e gitti. Ve babam parasız kalmış. Daha sonra bir dükkan daha açmış Varlık Vergi’sinde o da gitmiş. Ve bir dönem kumaş alıp böyle omzuna koydu. Ve onları sattı metre işi ile. Sokak aralarında. Ben bile kendi harçlığımı çıkartıyordum.

Kabzımal komşumuz vardı. Tahtaları getirirdi ben onları çakardım.Domates biber falan konulurdu. Şeker sarardım kağıtlara. Öyle harçlığımı çıkarırdı.

Zeki miydi?

Konuşkan mıydı? Ya da ciddi ve suskun muydu?

Sert bir baba mıydı yoksa anlayışlı mıydı?

Çok sessizdi. Çok iyi bir insandı.

Aynı soruları annesi içinde sorun. Nasıl biri olduğunu size anlatmasını isteyin. Zeki miydi?

Annem çok temiz çok titiz bir ev hanımı idi

Annem çok koket bir hanımdı. Çok güzel mücevherleri vardı. Babam almış Adana’da babam çok varlıklı bir insandı. Ben kızamık olmuştum. Ve ben kalkmayayım diye bütün mücevherlerini bana taktı. Ama ondan sonra bazı mecburiyetlerden hepsi satıldı.

Konuşkan mıydı? Ya da ciddi ve suskun muydu?

Sert bir anne miydi yoksa anlayışlı mıydı?

Annem biraz sertti.

Ne zaman nerede doğmuşlar?

Öğrenim durumları neydi?

Ana dilleri neydi ve başka hangi lisanları konuşurlardı?

.

Birbirleri ile ve kendi ebeveynleri ile hangi lisanda konuşurlardı?

Geçimlerini nasıl sağlarlardı?

Nasıl tanışmışlar?

Nasıl tanıştıklarını bilmiyorum ama dayımın onları evlendirdiğini biliyorum.

Görücü usulu ile olan bir evlilik miydi?

Tabii o zaman flört yok. Dayım babamı tanıyordu Nerede ve ne zaman evlenmişler?

Sinagogda mı evlenmişler yoksa sadece resmi bir nikah mı yapmışlar?

O zaman sinagog nerede evlerde yaparlardı. Ablamdan da biliyorum evde nikah yapıldı.Ablamın resmi nikahı vardı. Annemler İran’da evlenmişler. Muhakkak resmi nikahları vardı çünkü çocukları vardı ama sinagogda evlenmediler evde evlendiler.

Ben evleninceye kadar İran tabalı idi. Annemler Van Başkale’de evlendiler.

Giyimlerini tasvir edin. Geleneksel mi modern miydi?

(6)

Ailenizin maddi durumu nasıldı?

Yaşadığınız evi anlatın.

Kirada oturuyorduk. 3 katlı bir evde oturduk her katta bir aile oturuyordu. Ama her katta bir aile otururdu.

Kaç odalıydı, mutfak, banyo gibi başka hangi bölümleri vardı?

Üç kardeş aynı odada yatardık annem babam bir de salonumuz vardı.

Mobilyalarınız nasıldı?

.

Sürekli musluklardan akan suyunuz var mıydı?

,Tulumbalar vardı suyu çeker doldururduk.Muslukta su yoktu.

Ne tür bir ısıtma sistemi kullanırdınız?

Mangal

Bahçeniz var mıydı?

Vardı.

Varsa neler ekerdiniz?

Komşularımız ekerdi.

Evinizde hayvan besler miydiniz?

Tavuklarımız vardı horozlarımız vardı. Yumurtaları annem kaynatmadan içirirdibize.

Folluktan çıkan yumurtayı içerdik.

Uşak, hizmetçi, dadı, matmazel, çamaşırcı kadın gibi yardımcılarınız var mıydı?

Çamaşırcı kadın vardı. Yağmur suyunda yıkanırdı ve çivit atılırdı.

Evinizde kitap bulunur muydu?

Annem biraz tutucu idi. Kitap okuduğum zaman kötü kadın mı olacaksın derdi bana.

Varsa ne tarz kitaplardı?

Dini ya da din dışı?

Babamın din kitapları vardı anlar mıydı anlamaz mıydı bilmiyorum.

Ebeveynleriniz okumayı sever miydi?

Din kitapları bulunurdu. Benim dayım hamursuz bayramında hepimizi toplardı ve agadayı okuduktan sonra gürcüceye çevirirdi ve hepimiz onu anlardık. Bunu nasıl becererdi bilmiyorum.

Ne zaman ve ne türleri okurlardı?

Size kitap tavsiye ederler miydi?

Gazeteleri takip ederler miydi?

Kütüphaneye düzenli gitme alışkanlıkları var mıydı?

Ne kadar dindardılar?

Yahudi geleneklerinin hangilerini uygularlardı?

Kaşer’e bakarlar mıydı?

Bakarlardı.

Sinagoga her Cuma mı yoksa sadece bayramlarda mı giderlerdi?

Her Cuma giderlerdi.

Evde bayram kutlamaları yapılır mıydı?

Korkunç hele hamursuz bayramları çok güzel olurdu. Kahve çekirdekleri kaynatılır kurutulur ve özel çekilirdi. Pirinçler yıkar kurutulur torbalara doldurulurdu. 2. gece bir çorba yaparız pirinçli ve yeriz. Hamursuz olmadığı için yanan odunun üzerine konulur mayasız un tuz mayasız bir ekmek yapılırdı. Annem evde tatlı yapardı portakal tatlısı yapardı bir gümüş tepsimiz vardı. Su ile birlikte ikram edilirdi. O zaman çikolata şeker yok bu ikram edilirdi. Su ve tatlı.

Yahudi cemaati mensubu muydular?

Annemin dışarısı ile ilgisi yoktu sadece çok temiz bir ev hanımı idi. Her zaman ben yarımcı olurdum yerler tahta o tahtaları silmek benim görevimdi. Annem mutfakta yemek yapardı.

Cemaatte etkin görevleri var mıydı?

Ebeveynlerinizin politik görüşleri neydi?

Seferberlik olayı vardı, konuşulurdu ben de dinlerdim. Çocukların öyle konuşma karışma hakkı yoktu.

Herhangi bir parti, politik, sosyal, kültürel organizasyona üye miydiler?

(7)

Babanızın askerlik dönemine ait anılarını anlatın.

Babam askerliği İran’da yaptı.

Komşuları yahudi miydi ve ilişkileri nasıldı?

Çok iyi komşularımız vardı hem Yahudiler daha çok müslümanlar vardı.Gidip gelirdik, özel yemeklerini yaptıkları zaman bize gönderirlerdi, biz yaptığımız zaman gönderirdik.

Bayramda el öpmeğe giderdik bana şeker verirlerdi.Güzel insanlardır Adana’lılar.

Arkadaşları kimlerdi? Yahudiler mi? Geniş toplumdan insanlar mı? Akrabaları mı, komşuları mı, cemaatte birlikte çalıştıkları kişiler mi, iş arkadaşları mı?

Tatile çıkarlar mıydı?

Evet ise ne sıklıkla nerelere giderlerdi?

Yalnız mı çocuklarıyla mı tatile giderlerdi?

Ebeveynlerinizin kardeşleri hakkında neler biliyorsunuz? İsimleri, doğum ve ölüm tarihleri, nerede yaşadıkları, öğrenim durumları, meslekleri, çocukları nedir?

Annemim üvey olarak bir ablası ve üç ağabeyisi vardı.Nesim İpekel, Yayir Daniyelzade ve Mordehay Basmacı. Bir de teyzem vardı onlar öz yalnız annem üveydi. Hepsi manifaturacı. Kalabalık aile.

Ebeveynleriniz hangi akrabalarla düzenli olarak görüşürlerdi? Ne sıklıkla nerede ve hangi olaylarda görüşürlerdi?

Aile bağı çok kuvvetli idi. Adana’da hep beraber yaşardık. Benim ablam terzi idi, kalan kumaşları yumak yapardık ve komşularımızda kilim örerdik.

5-İLK YILLARINIZ OKUL YAŞAMINIZ:

Şimdi röportaj yaptığınız kişiden çocukluk yıllarını anlatmasını isteyin.

Onlara kimin baktığını, ailenin kaçıncı çocuğu olduğunu, okulları, sınıf arkadaşları, öğretmenleri, ve yahudi cemaati ile ilişkilerini.

Nerede ve ne zaman doğdunuz?

1934 Adana doğumluyum.Kendimi tanımladığım zaman 5_6 yaşlarında bahçe içerisinde 3 oda mangal sobalı petrol lambası ile aydınlanan ve 8 yaşında ilkokula başladım. İnkilap İlkokul’una gittim. Portakal Greyfurt ağaçları olan çok güzel cadde olan İstasyon Caddesi idi.Ve Atatürk’ün büstü vardı. Ortaokul’u da orada okudum.

Ortaokul’a girmeden babamı kaybettim. Aile dağıldı. Ablam evlendi, ağabeyilerim gittiler. Benim annem ve iki kardeşi amcam Avram Babaoğlu baba bir anne ayrı amcam bizi İstanbul’a çağırdı.

Yuvaya mı gittiniz, veya anneniz mi kardeşiniz mi sizi büyüttü?

Yoksa dadı ya da matmazeliniz mi vardı?

Evde idiyseniz anneniz ya da size bakan kişi ile gün içinde neler yapardınız?

Okula nerede gittiniz?

Okula Adana’da gittim orada çok iyi sınıf arkadaşlarım vardı.Çiftçi ailesinin kızları idi.

Unutamadığım bir olay bir çiftçi kızı beni evine davet etti bir odaya götürdü etrafta susamlar vardı. ‘’Benim babamın geçim kaynağı budur. Bu susamları şekercilere satarız’’ dedi.

Yahudi okulu mu, devlet okulu mu yoksa özel bir okula mı gittiniz?

Benim küçükken fazla arkadaşım olmadı ama ağabeyilerimin ve ablalarımın çok arkadaşları oldu. Yaz günleri veya tatil günlerinde okuldan ablama giderdim ona yardım ederdim. Sürfile yapardım makine yapardım. Anneme de ev işlerinde yardım ederdim.

En çok sevdiğiniz dersler hangileriydi?

Edebiyat ve müzik.

Özellikle sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz bir öğretmen varmıydı?

En son sınıfta Ata Bey diye bir öğretmen vardı. Onu çok severdim. Birgün ilkokul bitirme sınavında ‘’bakın’’ dedi ‘’Bu öğrencim var ya Rebeka sesi çok güzel bir şarkı

(8)

söyliyecek notunu vereceksiniz’’ dedi. Ben de telegrafın tellerine kuşlar mı konar türküsünü söyledim bana 5 verdiler. Müziği çok seviyordum. İstanbul’da yetişseydim bir konservatuara gidebilirdim. Ama bu Adana’da pek mümkün olmadı.

Kim ve nedendi?

Öğretmenleriniz ya da sınıf arkadaşlarınızda bir antisemitizm hissettiniz mi?

Hayır ama bende bir eziklik vardı.Yahudi olduğumu bildikleri için bana hep ‘’ kedinin ayağı kaç’’ derlerdi. Ben bunu bir türlü çözemedim bana niye bunu sorduklarını. Ben de başımı eğer öyle giderdim. Bir de habire bana ‘’Söyle bakalım Adana’da kaç havra var kaç kilise var diye sorarlardı. O zaman hocam denmezdi ‘’Öğretmenim bir havra var bir kilise var’’ diye cevap verirdim.

Lisan ya da müzik konularında özel dersler aldınız mı?

Hayır hak getire her müziği seviyorum.

6-ARKADAŞLARINIZ, BOŞ ZAMANLARINIZ VE TATİLLER:

Görüştüğünüz kişiden arkadaşları, hobileri, boş zamanlarını nasıl değerlendirdikleri konularında öyküler anlatmasını isteyin.

Okuldaki arkadaşlarınız kimlerdi? Yahudi mi yoksa geniş toplumdan mıydılar?

Arkadaşlarım vardı. Mesela bezlerden bebek yapar üzerine kaş göz yapar oynardık. İp atlardık, seksek oynardık. Erkek çocuklar topaç oynarlardı. Topaç bir yuvarlar ve bir ipten oluşur. İpi yuvarlağa sararlar ve fırlatırlar ne kadar uzağa atalarsa o kadar iyidir.

Onlara bakardım oynamak isterdim ama beceremezdin.İlkokulda erkek arkadaşlarımız ile kaynaşırdık.

Okul dışı arkadaşlarınız kimlerdi?

Arkadaşlarınızla neler yapardınız?

Boş zamanlarınızda neler yapardınız? Hobileriniz, uğraşlarınız nelerdi?

Herhangi bir spor, politik ya da kültürel etkinlik yapar mıydınız? Herhangi bir kulüp ya da dernek mensubu muydunuz?

Cumartesilerinizi ve tatillerinizi nasıl değerlendirirdiniz? Ailenizle mi yoksa başka yerlere mi giderdiniz?

Cumartesi günleri sabah babam kala giderdi öğlenden sonra ev gezmeleri yapardık.

Yahudiler arasında her hafta bir ahpabın veya bir akrabanın evine giderdik. Veya bize gelirlerdi. Oradaki kızlar ile görüşürdük.

Tatile ailenizle mi çıkardınız yoksa gençlik kamplarına mı giderdiniz?

Tatillere arkadaşlarınızla mı çıkardınız?

Adana’da deniz yok Mersin’e giderdik orada denize girerdik. Barajın kenarında piknik yapardık.Eniştem rahmetli çok severdi gezmeyi her gittikleri yere beni de götürürlerdi Halk evleri vardı oraya sanatçılar gelirdi. Alaturka gazinolar vardı oraya giderdik.

Sinemaya giderdik.

.

Eğer hatırlıyabiliyorsanız bana

İlk arabaya bindiğiniz zamanı anlatın.

Adana’da dolmuş yok hep faytona binilirdi. İstanbul’a 14 yaşımda geldim. Adana’dan trene bindik. Aralık ayında idik. Ben Sara ablam ve annem bol bol narenciye getirdik.portakal ve kabak tatlısı ve biber domates salçası getirdik. Trenden indim vapura bineceğiz benim aklımda canlandırdığım Dolmabahçe Sarayı. Trenden inince vapura binip de Karaköy’e geleceğimiz aklıma gelmiyor. Karaköy’den inip taksiye bineceğiz işte ilk taksiye binişim o zaman. Haydarpaşa bana çok güzel gözüktük.

İstanbul o zaman boş. Aradan 1 ay geçti amcam beni her gün Karaköy’e götürürdü çalışmaya Fatma Hanım’dan el işi yapmayı öğrendim. Bir zaman sonra amcam anneme dedi ki ‘’Rebeka’nın işe gelmesini istemiyorum’’ Oradaki bir makineyi eve getirdiler. Her gün malzeme gelirdi ve çalışmaya başladım.

İlk trene bindiğiniz zamanı anlatın.

Adana’dan trene bindik gece yarısı idi sabah İstanbul’a geldik. Önce Eskişehir’e uğradık ben pencere kenarında oturdum. Hayran hayran seyrettim. Yiyecek desen annem bir şeyler hazırlamıştı.Kompartmanda annem çıkardı ekmek arasında koydu verdi Sabah İstanbul’a vardık. 49 yılının aralık ayı kar diz boyu öyle bir kış İstanbul yaşamadı. Trenden indik, vapura bindik ben ise cahillik mi diyeyim, gençlik mi diyeyim

(9)

eve geldik sandım.Eviniz ne kadar yakınmış dedim. Yok dediler Karaköy’e gittik.Ankara’dan sabaha kadar geçtik.

En sevdiğiniz tatil yerini ve nedenini anlatın.

Dışarda, restoranda yemek yer miydiniz? Evetse, nerelerde yediğinizi anlatın.

7- KARDEŞLERİNİZ:

Görüştüğünüz kişinin kardeşleri hakkında bilgi edinmek istiyoruz.

Çocuklukları onunkine benzer miydi?

Nerelerde okula giderlerdi ve sonra onlara neler olduğunu anlatın.

.

8-YAHUDİLİK VE AİLEDEKİ GELENEKLER:

Bazılarımız dini bir eğitimle büyüdük. Bazılarımız da laik bir evde büyüdük.

Görüştüğünüz kişiye deneyimleri ile ilgili sorular sorun.

Çocukken evinizde hangi Yahudi gelenekleri uygulanırdı?

Ne sıklıkla ve hangi zamanlar Sinagog’a giderdiniz?

Babanız gittiğinde ona eşlik eder miydiniz?.

İbranice veya din eğitimi aldınız mı? Aldınızsa bu okulda mı yoksa okul dışı mıydı?

Yeşiva ya da Mahazike Tora’ya gittiniz mi?

Aileniz size neler öğretti?

Babanızla şabat günü dua eder, Tora okur muydunuz?

.

Bar-mitzva (erkekler için) ya da bat-mitzva yaptınız mı?

.

En sevdiğiniz bayram hangisiydi ve neden?

Yakınlarınız ya da arkadaşlarınız arasında hiç Selanikli dönme ya da Karay Yahudisi oldu mu? Onlar hakkında neler anlatabilirsiniz?

9-İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI TÜRK YAHUDİLERİNİ NASIL ETKİLEDİ?:

Bu bölümde, 1940’larda Türk Yahudilerinin tarihçesi hakkında bilgi edinmek istiyoruz.

Avrupa’da Soykırım olduğu dönemlerde Türkiyede antisemitizm artışı gözlemlediniz mi?

Adana’da olmadı.Bizi bağırlarına bastılar . İstanbul’da daha çok hissedildi.

Eğer öyleyse bunu nasıl hissettiğinizi anlatın.

Savaş hakkında genel olarak neler duyduğunuzu hatırlıyor musunuz? O dönemdeki fikirleriniz nelerdi?

.2. Dünya Savaşı 38’de başladı 42 ‘ye kadar sürdü. Siyah perdeler kondu camlara idare lambaları yakıldı. Karartma vardı. Dışarıda küçük bir sığınak hazırlanmıştı.Bir şey olursa hemen sığınağımız var. Şeker yok ekmek vesika ile.

Avrupa’da Yahudilere yapılanları ilk duyduğunuz zamanı hatırlıyor musunuz? Bunu nasıl duyduğunuzu ve neler düşündüğünüzü anlatın

Vallahi ben çok küçüktüm amcam ‘’İstanbul’a gelmişti. İstanbul’da durum çok kötü.

Adana’da durum daha emniyetli ise oraya gidelim’’ diye telefon açtı. Ve ben bunu duydum.Babama ne oluyor diye sı-ordum. Babam ‘’böyle böyle Almanlar Yahudilere böyle şeyler yapıyorlar. Ama bizim başımızda İsmet Paşa var bize bir şey olamaz’’

dedi. Gerçekten İsmet Paşa büyük bir ustalıkla düzeltti her şeyi. İstanbul’da fırınların bile hazırlandığı söylenirdi.

Avrupa’dan kaçabilen muhacirlerle hiç görüşebildiniz mi?

Struma’nın öyküsünü duydunuz mu? Duydunuzsa ne duyduğunuzu ve neler hissettiğinizi anlatın.

Duydum ama hatırlamıyorum.

Struma gibi göçmen taşıyıp batan başka gemiler var mıydı? Onlar hakkında neler anlatabilirsiniz?

Savaş zamanı konulan Varlık Vergisi sizi ve ailenizi nasıl etkiledi?

(10)

Varlık vergisi sırasında babam hasta idi. Yatıyordu. Benim hatırladığım bronz karyolada yattığı idi. Kardeşlerim 16_17 yaşlarında idiler ayaküstü bir şeyler yapıp satarlardı. Büyük ağabeyime yapmadılar hiç birşey bir mağazada çalışıyordu.Fakat küçük ağabeyime ödeyemeyeceği bir rakam koydular.Annem ağabeyim Simon’a para ve çamaşır verdi. Ertesi gün bir arkadaşı geldi merak etmememizi söyledi. Simon gitti.Mersin’e gitti oradan oradan sınırdan gitti Şam’a gitti.Yolda bir gardiyanın yardımı ile sınırdan İsrail’e gitti. Ve orada polis okuluna gitti.

20 sınıf ile ilgili ne anlatabilirsiniz?

Ağabeyilerim ve babam askerlik yapmadılar.

1943 baharı ve yazında gayrimüslimlere yönelik birçok tutuklama ve yerinden etme olayları gerçekleşmiş.Bu dönemin sizi ve ailenizi nasıl etkilediğini anlatın. O

dönemde aileniz ne oranda vergi ödemek zorunda brakıldı?

(M)müslümanlar için, (D)Dönmeler için, (G)Gayrimüslim için Trakya olaylarını hatırlıyor musunuz?

Biz Adana’da idik. Pek bilgim yok.

6-7 Eylül 1956 olaylarını hatırlıyor musunuz? O gün neler yaşadınız?

Şişhane’de oturuyorduk rum komşularımız da vardı. Birden bir patırdı gürültü olaylar başladı. Rumların oturdukları apartmanlara baskınlar düzenlendi. Bizim kapı

görevlimiz Türk Bayrağına sarıldı. Hiç unutmuyorum kapının apartmanın önünde durdu ve ‘’buraya girerseniz bayrağı çiğnemiş olursunuz’’ dedi. Ve ondan sonra duyduk ki özellikle Kumkapı tarafında ev eşyalarını arabanın tamponlarına bağlıyarak sürüklemişler. Pastanelere girip pastaları çikolataları tarumar etmişler.Biz yiyemedik kimse yemesin gibi slogan atmışlar. Beyoğlu yer ile bir. Manzara feci tüm kürkler mücevherler hepsi yerlerde. İnsanlar perişan.

“Vatandaş Türkçe konuş” politikası hakkında neler anlatabilirsiniz? Bu cümleyi genel Biraz etkiledi ama. Bizim bir hocamız vardı. Sürekli ‘’Rebeka kalk’’ derdi. Adana’da kaç kilise kaç havra var?’’ Ben kalkardım hocam ‘’bir tane havra var. Bir tane kilise var’’ diye cevap verirdi. Adana’da zaten Türkçe konuşulurdu.

Türkiye’de uygulanmadan önce, Cumhuriyetin ilk yıllarında Avram Galante, Şelomo Benhabip ve David Fresko’nun başını çektiği bir grubun cemaat içinde

başlattıklarından haberiniz var mıydı? Bunu hatırlıyorsanız neler anlatabilirsiniz?

Askerlik yıllarınızı anlatır mısınız?

10-ÇOCUKLARINIZI YETİŞTİRME (ONLARIN EVLENİŞİNE KADAR):

Röportaj yaptığınız kişinin bugün Yahudi geleneklerini ne denli uyguladığını öğrenmek istiyoruz. Mutlaka hatırlamanız gereken şey, hiç uygulamıyorlarsa onları

utandırmamak.

Eşinizle nerede ve nasıl karşılaştınız?

Arada Sara ablamın kısmeti çıktı. Çok uzaktan bir akrabamızın iki tane evladı vardı.Onlar da göç sırasında Samsun’a gitmişler. Sonra İstanbul’a gelmişler ve Tahtakale’de bir atölye açmışlar Anadolu’ya mendil gönderiyorlar. İki kardeş ablamı görmeye geldiler. Amcanın evine bizi görmeye geldiler. Sohbet babalarını sordu annem. Annelerini kaybetmişler babaları 2. kere evlenmiş Mari adında bir kadın ile ondan da 3 kardeş olmuş ama iyi bir üvey anne imiş. Mari İstanbullu bir hanım ama Samsun’a gelin getirmişler. Bir tanesi lise birden ayrılmış bir tanesi liseyi bitirmiş İstanbul’a gelmişler iş hayatına atılmışlar.Ablamı çok sevdiler. Ablam çok güzeldi.

Amcamın evinde oturuyoruz para yok drahoma yok. Drahomasız kimse evlenemezdi. Bunlar da varlıklı insanlar. Ablam ile eşi evlendi. Şişli Sinagog’unda evlendiler. Daha esnaflar evlenirdi. Ben onun düğününde pembe muareden bir elbise diktirdim. Eliya Pardo diye bir gelinlikçi vardı ablam gelinliğini oradan aldı..

Hem erkekler hem de kızlar gelinlik alırlardı kiralık olarak. Arada öbür kardeş bana talip oldu. Ben 15 yaşıma gelmiştim ama İsrail’e gitmek istiyordum ve orada okumak istiyordum. Annem bana ‘’ bak kızım dedi varlıklı adam İsrail’de savaş var. Bak ablan da burada birlikte vakit geçirirsiniz’’ dedi. Bana talip olan adam çok yakışıklı bir adamdı. Ablam beni bırakmak istemiyor o evlat olarak bırakmak istemiyor. Ben iki ateş arasında kaldım ve sürekli ağlıyorum. Bir gün amcam bir mektup getirdi ‘’

bak’’ dedi ‘’ seni orada istemiyor ağabeyin diyor ki orada kalsın sizin yanında kalsın

(11)

sizin evladınız olsun’’ Nasıl beni gözden çıkarır diye başladım ağlamaya. Ama amcam doğru söylemedi ağabeyimin böyle bir isteği yoktu. Ben bunu anlayınca sevindim ama bu sefer annem baskı yapmaya başladı.Neyse kabul ettim. Bir şartım vardı nişanlanınca ablamın evine gideceğiz.Arka odaları Haliç’e bakan şirin bir ev.yerler muşamba. Banyosu olmayan bir. Karı koca ben ve annem oraya yerleştik. Bu kez büyük bir makine eve geldi. Bir de motor takıldı. Her gün bir top dikilmemiş mendil gelirdi. Ben gene makinenin başında. Annem mutfakta ablam ev işi. Makine yok çamaşırlar elde yıkanırdı. Banyo olayı tuvaletin oraya bir leğen konur kazanlarda su kaynar herkes sıradan banyosunu yapardı. Ama çok mutlu idik gerçekten çok mutlu idik. Aradan 6 ay geçti nişanlanmamız lazım. Medeni nikah yaptık ve ben işe devam .Şık bir şapka Pardo’dan aldık.Düğün olacak. Bende çeyiz yok. Rahmetli kocam dedi ki ‘’benime sabah geleceksin seni çarşıya götüreceğim’’tranvay vardı o zaman siyah manto yeşil tayyör siyah elbise çamaşır krep saten mavi krep saten bir sabahlık o zaman brodöz Sara vardı ona verildi.

Hazır bir şey yok o zaman. Çok güzel gecelikler sabahlıkları ile birlikte lizöz. Şabat günü gelinleri görmeye gelindiği zaman o sabahlıkla karşılanırdı. Kuaförümüz vardı Cevdet diye Tozkoparan’da o da saçları maşa ile kıvırırdı. Çeyiz de yapıldı.

Rahmetli kocam o zaman nişanlım dedi ki bak üzülme ‘’bunlar senin 1 yıllık emeğinin karşılığı ‘’ dedi. O gün orada 25 lira para verdi. Böylece çeyizimi kendim yapmış oldum. Bir yıl sonra Şişli kalında evlendik. İki kardeş iki kardeş beraber oturduk. Kayınpederim gelirdi başka akrabalar da gelirdi Samsun’dan. Ben dikmeye devam. Sara’ya hamile kalıncaya kadar. 1953’de Sara’ya hamile kaldı. 9 ay sonra da oğluma hamile kaldım.

Nerede evlendiniz?

Eşiniz yahudi mi?

Evet

Eğer öyle ise bu evlenmenizde önemli bir etken miydi?

Evet

Eğer Yahudi değilse ebeveynleriniz ve akrabalarınız bunu nasıl karşıladılar?

Düğününüzü anlatın.(Bu konuyu eşi anlatıyor)

Gece yapılmadı. Gündüz evlendik gece evimize geldik.

Eşinizi anlatın.

İsmi ne?

Morehay Murat Nerede doğmuş?

Samsun’da

Ana dili ve öğrenim derecesi nedir?

Türkçe lise mezunu

Ebeveynleri hakkında bilginiz var mı?

Babası eşimin annesi ölünce Marie adında bir kadın ile evlendi ve 3 kardeşi daha oldu ama Marie çok iyi bir kadındı ve iyi annelik yaptı.

Eşinizin mesleği ya da işi hakkında bilgi verin.

Konfeksiyon

Ne tür bir işte çalışıyordu ya da halen çalışıyor?

Ağabeyisi ile birlikte ve bazı akrabaları ile birlikte

Eğer kendi işi ise işin nasıl kurulduğunu, senelerle nasıl geliştiğini anlatın.

İşi kendi mi açtı yoksa babasından ya da babanızdan mı devraldı?

Siz hiç işinde ona yardımcı oldunuz mu?

Ben nişanlı iken çalıştım sonra çalışmadım.

İşte başka kardeşlerde çalışır mıydı?

Çocuklarınız bu işte çalışıyorlar mı?

Kaç çocuğunuz oldu?

2

Nerede ve ne zaman doğdular?

İstanbul’da doğdular.

Çocuklarınızla hangi lisanda konuştunuz?

(12)

Türkçe

Çocuklar büyürkenki günlük yaşamınızdan bahsedin.

Sara doğdu 6 ay sonra çamaşır makinesi geldi. Annem ablam hep bir arada oturuyoruz.Çamaşır hep elde yıkanırdı. Mama sandalyeleri vardı yedirirdik temizlerdik. Annem yemek yapardı. Ben de ortalık.

Yaşam koşullarınızdan (apartman mı ev mi),

kültürel faaliyetlerinizden; sinema, tiyatro, sergi, konserlere gidip gitmediğinizden bahsedin.

Sinema tiyatro o zaman konbine bilet alırdık en güzek kıyafetlerimiz giyerdik. Yeni Melek sineması,Saray Sineması, Atlas Sineması’na giderdik. Özellikle sinemaya çok giderdik. Yerli filmlere de giderdik siyah beyaz. Özellikle Türk Sanat Müziği çok severdik. Perihan Altındağ Sözeri Adnan Şenses vardı. Maksim Gazinosu’na giderdik. Bir de matine vardı. Yemekleri biz evden götürürdük. Dolması köftesi çocukları götürürdük bazen bazen de çocukları okula yollardık. Ben çocukları okula yolladım mı kocamdan gizli sinemaya giderdim.

Ailenizle boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirdiniz?

2 çocukla hiç boş zamanım olmadı. Ancak onlarla Ailenizle tatile nereye giderdiniz?

İlk eşim ile pek gitmezdik.Çınarcık’a giderdik. O zaman Çınarcık çok güzeldi. Elektrik yok petrol lambası ile aydınlanıyordu. Çok güzel denizi çakıllı bir kumsal. Erkekler Cuma gecesi gelirdi. Hanımlar hafta arası hep beraber olurduk. Müslüman ve Yahudi arkadaşlarımız vardı. Beraber otururduk birbirimizin evine giderdik. Kocalar de gelirdi.

Yurtdışı seyahat eder miydiniz? Yalnız mı çocuklarla mı yapardınız?

Hiç gitmedik.İki küçük çocuğumuz vardı.

Tatilinizi Adalarda geçirdiyseniz eğer, oradaki yazları anlatın.

Yazları Çınarcık’a giderdik.Ben daha sonra Caddebostan’a gelmeye başladım yazlık olarak.

Kimlerle görüştüğünüzü, çocuklarınızın kimlerle oynadığını anlatın.

Arkadaşlar giderdik.Hepsinin çocukları vardı. Erkekler Cuma akşamı gelirlerdi onları karşılardık. Hasanpaşa diye bir yer vardı. Karpuzları alırdık ve oraya giderdik.

Güneşi güzeldi pırıl pırıldı.

Ailenizden ayrıldıktan sonra hangi akrabalarla görüştünüz? Onlarla ne sıklıkta ve hangi

vesilelerle görüştünüz ve birlikte neler yaptınız?

Sık sık görüldüm

Çocuklarınızdan herhangi biri Yahudi okullarına gitti mi?

Hayır

Ne tür Yahudi ağırlıklı etkinliklerde yer aldı? (gençlik grupları,yaz kampları gibi)

Çocuklarınızı Yahudi geleneklerine göre mi büyüttünüz? Örneğin, hangi Yahudi Bayramlarını

kutlardınız?

Tabii

Çocuklar Sinagog’a giderler mi ve ne sıklıkta giderlerdi?

Oğlum Mahazeke_Ha Tora’ya 5 yıl gitti.

.

Bar-mitzvah ve bat-mitzva olmuşlarsa onları anlatın.

Tefillim konuldu o kadar. Başka bir şey yapılmadı. Sinagoga gittiler. Eve gelip kahvaltı yapıldı. Güzel bir tayyörüm vardı. Onu giydim. Özel bir şey yapılmadı.

O günü ve Brit-Mila günlerini bize tasvir edin.

O zaman sünnetler hastanede yapılırdı. Limonata pandispanya ve torbalarda şeker verilirdi. Fransız Hastanesi’nde yapıldı. İşli bir gecelik Sara diye hanım yapmıştı.

Nane likörü verildi.

Bize seder gecelerini ya da aile kurarken evinizde kutlanan özel günleri anlatın

Ben bütün bayramları çok severim ama çocukluğumun bayramları farklı. Pesah’dan başlıyalım. Dayımın evinde agada yapılırdı bütün aile oraya toplanırdık.Geleneksel yemeğimiz vardı Purim’de beyaz tatlı. Tu_Bİşvatta verdikleri kuruyemişleri

(13)

yastığımızın altına koyardık. Sabaha kadar onu n üstüne yatardık. Seder’de herşey yapılırdı. Beyaz tatlısı harotseti hamursuz olmadığı zaman bir çeşit ekmek yapılırdı mayasız. Şarap içilirdi. Siyah üzümden yapılırdı. Özel bir çorbamız vardı o yapılırdı.

Eşiniz ya da siz anneniz kadar geleneksel aşçı mısınız? En çok sevdiğiniz Sefarad geleneksel

yemek nedir?

Eğer çocuklarınızı büyüttüğünüz dönemde ebeveynleriniz sizden daha dindar idiyse,çocuklarınıza bu nasıl verildi ve anlatıldı?

Annem babam da dindardı.

.

Ebeveyniniz ve/veya eşiniz nerede gömülü?

Eşim ile evlendikten 15 sene sonra böbrek taşı düşürüyordu devamlı. En son bir taş kaldı düşüremiyordu doktora gittik. Ameliyat gerekiyordu. Özel bir hastane olmasına rağmen donanımlı bir hastane değildi. Bir ay geçtikten sonra bir nişana davetli idik. Kuzinimin nişanına eve geri dönünce bir kalp ağrısı tuttu. Doktoru çağırdık o zaman tıp bu kadar ilerideğildi. Doktor kalp yetmezliği dedi. By pass falan da yoktu 70’li yıllarda Kurtuluş’da oturuyorduk. 5 .katta evimiz ben her akşam yolunu gözlerim çantaları alırım Sara nişanlanmıştı bir akşam yemek yiyorduk. O kadar güldük ki hayırdır işallah dedim. Oğlum babasını öptü arkadaşına gitti. Kızım da nişanlısı ile çıktı. Kocam da ben de gideyim biraz uzanayım dedi. Aradan yarım saat geçti. Sara’yı çağırdım. ‘’Sara baban biraz rahatsız galiba’’ dedim. Telefondan döndüm artık bitmişti.Maalesef kaybettik. Tabii biz şok

Yahudi mezarlığında mı?

Tabii

Cenazede bir hazan ya da haham var mıydı?

Dini bir törenle mi gömüldü?

Siz ya da ailenin herhangi bir ferdi Kadiş söyledi mi?

Ya da herhangi birini Kadiş söylemesi için tuttunuz mu?

Ölüm yıldönümlerinde mevlut yapar mısınız?

Evet. Eşim öldükten sonra ben depresyon geçirdim. Doktorlar bir işiniz var ise iyi olur dediler ben de eşimin işine gitmeye başladım. Sabahleyin çocuklar okula ben işe Tahtakale’ye gittim. 8 sene ben çalıştım sonra Sara evlendi Elsa doğdu. Bizimkisi büyük bir aşktı. İşten kopmaya başladım.

Nerede ve kimlerle arkadaşlık yaptınız?

Erdal Kurtuluş’da giriş katında komşumuz. Çok iyi bir eşi vardı. Erdal Burla’da çalışmış Müslüman biri ama hep Yahudiler ile birlikte çalışmış arkadaşları da Yahudi. Fani eşi rahatsızlandı sıhhati pek iyi değilmiş doğum yapmaması gerekiyordu yapmış bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. 2. kere hamile kalmaması lazım gene kalmış ve damarlar tıkanmış ve çocuğu doğuramamış. Karaciğeri bozulmuş. Vücudu mosmor karın şiş Erdal ona çok iyi baktı. Fakat vefat etti. Aradan bir yıl geçti Erdal’a eşinden ayrılmış bir hanım tanıştırdılar. Hoş bir hanımdı.Beraber çıkmaya başladılar artık evlenecekler. Ben bir gün arkadaşıma gidiyordum baktım Erdal balkonda oturuyor.

‘’Hayrola Viki nerede?’’ diye sordum. ‘’Ben Viki’den ayrıldım’’ diye cevap verdim.

Ben gittim akşam baktım Erdal aynı yerde oturuyor. Ben eve çıktım aradan iki saat geçti bir telefon geldi. ‘’Hayrola ne oldu Erdal’’ dedim.Bu arada Erdal bir Paris seyahati yaptı ve bana bir eşarp hediye getirdi ve bir parfum getirdi. Akşam oğluma gösterdim. Oğlum da ‘’Ah bak anne ‘’ dedi ‘’ Bir adam bir kadına eşarp ve parfum hediye ederse onun niyeti başka demek’’ dedi. ‘’Saçma sapan konuşma’’ dedim.

O da ‘’ben onu bunu bilmem’’ dedi. O akşam telefonda ‘’ben seninle konuşmak istiyorum’’ dedi. ‘’Ne var’’dedim. ‘’Seninle konuşmak istiyorum’’ dedi. ‘’Köşeye gel seni araba ile alacağım’’ dedi. İndim aşağıya gittik bir cafeye. ‘’Ne oluyor’’ dedim

‘’Viki ile ayrıldık’’ dedi ‘’İsrail’den oğlu dönüyor bir de küçük oğlu var olmuyor.’’ Erol oğlu beni çok severdi ne olsa yukarı çıkar isterdi. İyi bir çocuktu ama biraz yaramazdı. Konuştuk ayrıldık. Hafta içinde bir telefon‘’Bu hafta sonu çıkar mıyız?’’

‘’Ne oluyoruz’’ dedim ‘’Bak benim niyetim ciddi. Erol seni çok seviyor’’ dedi. ‘’Bak ben danışmam lazım’’ dedim. Fani’nin ablasına Silvya’ya mektup yazdım eğer onaylarsan olur onaylamaz isen olmaz diye yazdım. Ters tepki gelir diye korktum.Hemen cevap geldi. ‘’Erol’a çok iyi anne olacağından eminiz’’diye.

(14)

Ağabeyim biraz tepki verdi. Ondan sonra Sara haklı olarak tepki verdi. Elsa’nın anneannesi gitti bir Müslüman ile evlendi densin istemiyordu. Sara’yı karşıma aldım ‘’Bak kim ne derse desin. Herkes kabul etti. Sen karşı çıkıyorsun . Beni anlamanı istiyorum.’’ Dedim. Ve sonra birbirlerini çok sevdiler. Erol Balıkesir’de askerdi. ‘’Anneciğim’’ diye mektup yazdı. Bunu hiç unutmuyorum. Evlendik.Erol da evlenince bu yakaya geçtik. Bana çok güzel bir yaşam verdi. Aradan iki yıl geçti.

İlla seyahate çıkalım dedi. Önce Clevland’a gittik.Bir hafta orada kalacağız kontrolden geçeceğiz. Aldık ilaçları İstanbul’a döndük. Mayıs’ın sonunda döndük bütün yazı geçirdik. Pazar akşamı yemeğe gittik. Bir eğlendik. Bütün masaları dolaştı bütün hanımlara iltifat etti. Ay ne kadar güzelsiniz diye laflar söyledi.

Pazartesi günü gayet iyi işine gitti. Pazartesi akşam hadi dedim erken yatalım.Yattık, sabah erkenden kalktı. Giyindi aynaya baktı ‘’ne kadar yakışıklıyım değil mi karıcığım’’ dedi. ‘’Vallahi çok yakışıklısın’’ dedim.Portakal suyunu içti servis geldi işine gitti. Ben de evde idim. Birden telefon iş arkadaşı ‘’hayola’’ dedim. ‘’Yok bir şey Erdal biraz rahatsızlandı’’dedi. Hemen geliyorum dedim. Derkon’da muhasebe müdürü idi. Çağlayan Florans Nighingale’de idi. Hemen gittim ama nafile. Doktorlar ‘’sizin üzüntünüzü gayet iyi anlıyorum çok gençti ama yaşasaydı felçli olacaktı’’dediler.

.

Arkadaş seçiminde Yahudi olmaları önemli miydi?

15 yaşına kadar Adana’da kaldığım için bütün arkadaşlarım türktü.Birbirimizin evine giderdik resim yapardık müzik dinlerdik. Ben İstanbul’a geldikten sonra biraz yadırgandım Adana’dan geldiğim için.Halen devam eden arkadaşlıklarım var.

Kuzinlerim var ve arada onlarla çok iyi anlaşırdık. O zaman bir genç kız çıkamazdı.

Evlendikten sonra çok arkadaşlarımız vardı. 2. eşim ile eski arkadaşlarımla beraber olduk. Müslümanlardan sadece ailesi ile görüşürdük. Beni çok severlerdi. Efendi insanlardı.Nikahlandıktan sonra Bağlarbaşı’nda oturan teyzesine gittik. Yaşlı bir hanım beni çok sevdiler. Ben de onları çok sevdim hala görüşürüz. Ağabeyi vardı çok aydın bir insandı. Evlendikten sonra tanıştık. Bağlarımız kopmadı.

Arkadaşlarınızla ne tür faaliyetler yapardınız?

.

Sosyal yaşantınız nasıldı?

Yahudilik ya da İsrail konusu geniş toplumdan arkadaşlarınızla konuşulur muydu?

Benim 2.eşimin Müslüman oluşu pek de önemli değildi. Çünkü kendisi çok modern bir insandı. İlk yıllarda oturur mevlud dinlerdim onunla. Bu apartman da sadece Musevi apartmanı. Biz bu eve geldik görmek için . Mösyö Şaul otururdu.Toprak sahibi idi.

Burada her satılan dairenin yahudiye satılması gibi bir şart vardı. Bu apartmana müslüman giremez. Biz gördük karar verdik. Tapu yarı yarıya. 2. evlilikler böyle oluyor.Onun çocukları var benim çocuklarım var. Ben ayrı parasını rahmetli kocamdan kalan para ile verdim. Tapuda Erdal Evgin yazı benim ismim ise Rebeka Evgin yazılı. Adam şaşırdı beni Müslüman Erdal’ı da Yahudi sanmışlar. Kural bozuldu. Fakat o kadar sevdiler ki Erdal’ı benden çok sevdiler. Pesah bayramında arabası ile pazara giderdi ne kadar pırasa ıspanak var ise toplar komşulara verirdi.

Kapıya kadar getirirdi.1.eşi ile de böyle olmuş benimle de böyle oldu. Ramazan bayramında oruç tutmazdı ama zekatını verirdi. Tatile giderdik onun hatırı için arkadaşlar içki içmezdi. Bayram sabahı tatil günleri bizim odamıza gelirlerdi tebriğe ve çok mutlu olurdu. Medyada herşey bu kadar ulu orta değildi. Konuşulmazdı.

Eğer konuşulduysa bize nasıl olduğunu anlatın.

Çocuklarınızın yetişkin yaşamından bahsedin.

İlk çocuğum Sara 18 yaşımda hamile kaldım çok güzel bir bebekti. 9 ay sonra 2.

çocuğuma hamile kaldım yani biri karnımda diğeri kucağımda.18 ay araları var.

İkiz gibi büyüttüm onları. Çok güzel bebeklerdi. Çok mutlu bir aile idik. Aanne baba büyükanne hep birlikte. İlkokula başladılar Kurtuluş İlkokul’una gittiler. Öğlenci sabahcı böyle ben hep evde ev işleri. S onra Sara ortaokul’u St Pulcherie’de okudu. Çok iyi bir öğrenci idi çok başarılı idi. Yüksek not ortalaması ile Dame de Sion’a geçti.Oğlum da çok başarılı idi. Babasını kaybettikten sonra iş hayatına

(15)

başladı. Bir yaz günü sabahleyin kızkardeşi ile ağız dalaşına girdi. Ona dedim ki

‘’Bak oğlum bütün yaz böyle evde mi oturacaksın. Ya babanın işine gel ya da başının çaresine bak’’ Hiç cevap vermedi. Bıraktım onarlı evde akşam eve geldim.

Sami yok ortada. Eve bir geldi bir tomar para çıkardı koydu masanın üzerine. ‘’BU ne’’ dedim ‘’Sen iş ara demedin mi. İş buldum’’ dedi. ‘’BU parayı sana kim verdi?’’

‘’Ben bu akşam gidiyorum Rehberlik yapıyorum Çanakkale Eceabat turist gezdiriyorum’’ dedi. O zaman İstanbul’da rehberlik kursları yoktu.Avrupa ve Türkiye’de rehberlik yaptı. Oğlum sonra nişanlandı. Ama o kızın hayalleri başka idi.

Çok zengin arkadaşları vardı. Onlar gibi yaşamak istiyordu. Aralarında münakaşa başladı ve ayrıldılar.Dayımın torunu ile nişanlandı.. Mutlu bir evlilik iyi bir anne iyi bir eş . Yani bugüne kadar bana sen dememiştir hep siz diye hitap eder. Adı Raşel.

İki tane çocuğu var. Sara uzun bir flört döneminden sonra nişanlandı.Okula gidip gelirlerdi. Babası ‘’Bunlar öğrenci fazla dolaşmasınlar ödevlerini yapsınlar.’’ Derdi.

Cumartesi günü 2_3 saat izinleri vardı. Sinemaya giderlerdi.Pazar günü bütün gün ders yaparlardı. Baba çok tutucu idi. Baskı vardı.Sara’nın düğününde çok gençtim o zaman Stefan çok revaçta idi. Önce Hayri’ye gittim bana çok şatafatlı kıyafetler gösterdi. İstemedim. Sonra Stefan morcivert bir dantel kıyafet dikti. Lacivert ayakkabı çanta somon rengi bir gül. Bir bakıyorum herkes ağlıyor gözlerini siliyorlar acıyorlar bana bu kadar genç dul kaldığım için. Simple bir gelinlikti kızıminki. Çok güzel bir duvağı vardı. Akşam da ailece yemek yedik. Sonra Elsa dünyaya geldi.

Çok güzel bir bebekti. Ben o bebek odasından ayrılamadım. Oğlumu evlendirirken Sara tallet attı. Ben yeni evlenmiştim. O düğündeki kıyafetimi Yıldırım Mayruk dikti o elbise hala durur. Siyah jarse elbise idi.Bar mitzvalar çok büyük mutluluktu.Benim oğlum 9 yaşında iken çok şiddetli bir anjin geçirdi. Ve doktora götürdüm bu çocuk nefrit oldu dedi. Ne olacak dedim. Su kesinlikle yok. Biraz çay bir elma ve 10 gr bitter çikolata. Ben onları 10 gram 10 gram eczaneye giderdim tarttırırdım eve getirirdim. İstanbul’da ne kadar doktora gittim . Herkes nefrit dedi. Okuldan geri kalmasın diye eve hoca geliyordu. Ben bir günde iki laboratuara götürürdüm acaba yanlış mı çıkıyor tahliller diye. Maalesef yok. En nihayetinde bir rum doktor bana haber vermeden bu çocuk nasıl olsa ölecek bu kortizonu dayayalım diye düşündü.

Kortizon verince ve ben tahlillere götürdükçe elektrositler ve lökositler yavaş yavaş düşmeye başladı. En nihayet bir hafta sonra neticeleri götürdüğüm zaman ‘’çocuk iyiye gidiyor’’dediler. Bu mucize nasıl oldu diye sordum ‘’Kortizon verdim’’ dedi.

Kortizon onun hayatını kurtardı ama bana haber vermeden nasıl bunu yaptılar bilmiyorum. Bundan sonra çopk dikkatli olunması gerekiyordu. Bir üşütme bile önemli idi. 3 ay sonra bu çocuk sapasağlam okunla gitmeye başladı. O zaman ben Ekram Şerif’e de götürmeye başladım. ‘’Çok iyi oğlunuz 100 yaşına kadar’’ iyi olacak dedi. Evlenene kadar gözüm üstünde idi. Evlendikten sonra arasıra idrar tahlili yap kan tahlili yap antibiyotik alma diye ikaz etmedim. Ben hatalıyım.

İçişlerine fazla karışmak istemedim hala da öyleyim. Çağırmadan evlerine gitmem.

Ama şimdi grip oldu antibiyotik dişi ağrıyor antibiyotik. Yıllardır böyle devam etti.

Birdenbire çocuk rahatsızlandı. Amerikan Hastanesi’ne gittik baktık böbrek çalışmıyor. Ne olacak şimdi dialize girecek. Dialize girmesi için vücudunda hiçbir sorun olmaması lazım. Emar’a girdi karnında bir kitle görüldü. Bu kitle herhalde doğuştandı. Onun oradan temizlenmesi lazım mutlaka 6 saat süren bir ameliyat bu saatleri yaşamak lazım. Ama ben fazla dirençli bir insanım.Sonra biyopsiye gitti Allaha şükür temiz çıktı.Her gün dialize gidiyor.Bu arada doktor ameliyatı yaptı bir bayram sabahı idi. Gitti. Ben bir baktım oğlum fenalaştı. Hastane bana küçük gelmeye başladı.Doktor doktor doktor yok. Başka bir doktor v ardı Ziya Bey ‘’merak etmeyin’’ dediler. Benim oğlumu ameliyat ediyor ve seyahate gidiyor nasıl olur benim haberim olsa idi onunla ameliyat olmazdım. Arada ben veryansın yapıyorum hastanede.5 gün sonra geliyor doktor arada ona da söylüyorlar. ‘’Siz’’ ‘’çok sinirlenmişsiniz bayram benim en doğal hakkım’’ ‘’tabii ama benim haberim olmalı idi. Siz ameliyat ediyorsunuz ve çekip gidiyorsunuz. Sorumluluk size ait değil mi bir yerde böyle bir şey olur mu. Bu konu kapanmıştır’’ Ondan sonraki tedavilerde bir kuruş para almadı. Haftada 3 kere dialize gidiyor özel bir merkeze. Ben oğlumu bekliyorum ve eve getiriyorum. O günleri hayatım boyunca unutamam. Dializden sonra ayakta duramıyordu. 2 yıl devam etti.Dizlize gide gele hepatit kaptı. Ya

(16)

oradan kaptı. Ya da ameliyatta kaptı. Beni fazla üzmek istemediler ama internette devamlı araştırmalar yapmaya başladılar böbrek nakli yapılacak. Zaman vücudunda hiçbir araz olmamsı lazım. Düşün bir yandan hepatit bir yandan dializ çocuk hasta. Hakkikaten firması çok hoşgörülü davrandı karısı da çok özverili baktı.

Bu internette kendine böbrek aradı. Meğer Hindistan’da bu iş yapılıyormuş donör çok orada çok fakirlik var. O parayı alıyor ya kendine üç tekerlekli bir bisiklet alıp servis yapıyor veya küçük bir tezgah açıyor ve yemek yapıp satıyor. Bir gün bana dedi ki ‘’Hindistan’a gidiyoruz’’ ‘’Ne işimiz var Hindistan’da’’ dedim. Böyle böyle böbrek nakli dedi. İnan ki bugüne kadar oğluma hiçbirşey sormadım o da söylemedi. Ben ona yardım edenlere her zaman dua ediyorum.Hakikaten Allah bin kere razı olsun. Bu meçhul. Fakat bzim Yahudi cemaatinden olduğunu biliyorum.

Bir kampanya yaptılar ve bu masrafı karşıladılar. Uzun bir yolculuk Yeni Delhi’ye vardık Oranın doktoru karşıladı. Üç katlı bir villa ev biz yerleştik kendi özel arabaları yollatıp götürüyorlardı. Ve şehir dışında tahliller yapıldı. Buradan doktor ile gittik ki oradaki doktorlar ile anlaşabilsin dikkatli olsunlar raporlarda bir aksaklık olmasın diye. O da otele yerleşti. Aşağı yukarı 15 gün sürdü bu işlem ama arada biz gezdik.

15 gün sonra böbrek nakli yapıldı. Bana da çok iyi davrandılar. Refakatçiler hep bir odaya doluştuk. Orada kalacaksın başka yer yok. Mami mami diyerek beni bağırlarına bastılar. Bir oda boşalttılar. Ve ben orada kaldım. Bir ayı tamamladık.

Ameliyattan sonra lokal anastezi ile yapıldı. Bacaklar rahat ama bacakları oynatmamak gerek dikiş var. Ameliyattan çıkıyor gayet iyi bacakları oynata oynata dikişlerini patlatıyor kanama başlıyor. Haydi doktor tekrar geliyor. Tekrar içeri.

Düşünebiliyor musun benim halimi.İstanbul’a döndük. Herşey iyi kontroller yapılıyor. İlaçlar aşıları var. Ben her annenin yaptığı gibi rujlu giyimli yüriyerek giderek oğlumun yanında oturuyorum .Onu evine bırakıyorum ve tekrar evime dönüyorum. Arkamdan dedikodu yapıyorlar ‘’Ne kadar gamsız kadın oğlu orada süsleniyor ve gidiyor.’’Bunun nedenini bilmiyorlar. Oğlum beni görünce ne kadar kötü olduğunu anlamıyor. Ben öyle gidiyorsan oğluma moral vermek için öyle davranıyorum. İnsanların bana acımasını istemiyorum olay bu kadar basit.

Hindistan gelişmiş bir ülke değil ama teknoloji çok iyi. İnsanlar çok fakir.Doktorlar çok iyi. Halk bir mlyardan fazla ve hepsi İngilizce konuşuyor. Kendileri için çok barışık insanlar onlar için önemli olan yemek ve giyinmek. Başka hiçbirşey umurlarında değil. Çok pisti. Birgün yemedim iki gün yemedim insan kaç gün aç kalabilir. Kendime tost yapıyordum. Çay yapıyordum oradaki hastalara da bakıyordum. Doktorlar çok çok iyi idi. Hastabakıcılar öyle.Yatakları yok yerlerde yatıyorlar.Ama ona rağmen hep iyi niyetli güleryüzlü insanlar.

Nerede yaşadıklarını, ne yaptıklarını, kendi aileleri olup olmadığını, Yahudi bir aile oluşturup

oluşturmadıklarını söyleyin.

14.İSRAİL VE BATI DÜNYASI:

Hep aklınızda olması gereken bizim için kişisel öykülerin önemidir.Görüştüğümüzün kişinin tarihi olaylara bakış açılarını değil onların bu olaylardan kişisel yaşamlarında nasıl etkilendiklerini öğrenmek istiyoruz.

Bu soruların amacı Siyonizm yanlısı cevaplara şartlamak değildir, amacımız sadece bu konularda neler hissettiklerini öğrenmek.

İsrail devletinin kuruluşu sizde nasıl duygular uyandırdı?

Ben çok sevindim ablam ağabeyim orada idiler. Çok sevindim.

Oraya aliyah yapmayı hiç düşündünüz mü?

Ben gidecekken evlendim ve kaldım burada.

Hayırsa neden?

Evetse orada ne kadar kaldınız ve ne zaman geri döndünüz?

İsrail’e yerleşmek için giden arkadaş ya da akrabalarınızdan bahsedin.

Annem bizimle oturuyordu.Bizim geleneklere göre damadın evinde

oturulmaz.Damatlar anneme o kadar iyi barklardı ki mama derlerdi başka bir şey demezlerdi. Annem İsrail’e gideceğim dedi büyük ağabeyimin yanına. O zaman İsrail

(17)

yeni savaştan çıkmış herkesin sorunları var. Annem burada el bebek gül bebek yaşıyordu. Orada umduğu bulamayınca hayal kırklığına uğradı. Ablam almak istedi.

‘’Ben İstanbul’da damadın yanında olmamak için geldim gene damadın yanına mı gideceğim’’ dedi. ‘’Ben oturmak istemiyorum’’ dedi. Biz onu muhacir gibi göndermedik muhacir gibi gönderseydik İsrail hükümeti onu himayesine alırdı ev verirdi aylık

bağlardı.Ve orada uğraşıldı anneme ev verildi aylık bağlandı. Ve tekrar İstanbul’a gezmeye geldi. Ablam gitti Adana’dan.

Çok tanıdığınız gitti mi? Onlarla haberleştiniz mi?

Tabii annem orada iken her zaman haberleştik. Ablam ile haberleştik. Ablam gittiği zaman o zaman İsrail yeni kurulmuştu. Gecekondu gibi küçük evler vermişlerdi

onlara. Ablam Adana’da çok iyi durumdaydı. Aradan yıllar geçti. Biraz paraları olunca Herzliya’da bir ev aldılar oraya taşındılar. Onlar taşındıktan sonra Herzliya çok güzel oldu. Son yıllarda gittin mi bilmiyorum her taraf villalar bahçeler içerisinde bir yer oldu.

Diğer ağabeyim Kiryat Şaret’te bir daire aldı oraya yerleşti.Küçük ağabeyim polis akademisini okudu. Polis oldu. İyi bir kız ile evlendi. Ablama yakın bir yere yerleşti.

1955 ve 1964 yıllarında Rum aleyhtarı ayaklanmalar sonucu bazı Yahudiler de probemlerle karşılaştı. Siz de bunlardan birimiydiniz? Eğer öyleyse lütfen bize anlatın.

İsrail’in1967 savaşı sonrası problemlerle karşılaştınız mı?

Hayır.

15.ŞİMDİKİ YAŞAMINIZ (ÇOCUKLARINIZ BÜYÜYÜP EVDEN AYRILDIKTAN SONRA):

Yahudi cemaati ile bugünkü ilişkileriniz nasıldır? Örneğin özel bir derneğin ya da kulübün üyesi misiniz?

Çok iyidir. Derneğe üye değilim.

Herhangi bir konferansa katıldınız mı?

Konferansa hayır ama torunumun gösterilerine gidiyorum.G.K.D. Sen hiç Gökkuşağı gördün mü adlı bir oyun seyrettim çok güzeldi. Hakikaten İsrail’e göç eden

Yahudilerin yaşadıkları sorunlar ve daha sonra kaynaşmaları ve yahudi ailelerindeki evliliği konu alan bir oyun.

Gönüllü olarak herhangi bir sosyal programda yer alıyor musunuz?

Bugünkü dini uygulayış şeklinizden bahsedin.

Hangi sıklıkla ve nerede Sinagog’a gidiyorsunuz?

Düğünlerde bazen yağ atmaya falan gidiyorum.

Ailenizle haberleşmek için e-mail ve internet’i kullanıyor musunuz?

Hayır kullanmıyorum.

Eğer öyleyse bilgisayarı günlük yaşamınızda ne şekilde kullandığınızı anlatın.

Çocuklarınızla aranızda torunlarınızın Yahudilik geleneklerine göre yetiştirilişi konusunda

bize anlatmak istediğiniz herhangi bir sürtüşme yaşadınız mı? Örneğin onların daha dindar ya da daha az dindar olmalarını arzu ettiniz mi?

Tabii ki özellikle kızımın çocukları o ortamda büyüdüler. Oğlumunkiler değil çünkü onlar başka ortamlarda büyüdüler. O kadar Mahazeke Tora’ya yollamama rağmen pek fazla dindar yetişmediler.Ailem çok dindardı ben de onlardan görerek dindardım ama çocuklar pek fazla değiller.

Siz ya da eşiniz hala aileyi toplar ve yemek pişirir misiniz yoksa artık bunu çocukarınız mı yapıyorlar?

Tabii. Eskiden daha fazla olurdu bu ama şimdi çocukların okulları mesafeler uzak.

Bayramlarda gelirler.

(18)

Torunlarınız Yahudi okuluna gidiyorlar mı? Ne tür cemaat faaliyetlerine katılıyorlar m ı Hayır. Oğlumun kızı G.K.D.’de folklora katılıyorlar.

Arkadaşlarınız hakkında bize birşeyler anlatın.

Ne sıklıkla görüşürsünüz ve birlikte neler yaparsınız?

Bugünkü tatilleriniz hakkında neler anlatırsınız?

Politik görüşleriniz, tabii anlatmak istiyorsanız, nedir?

Atatürkçüyüm. Sonuna kadar.

1986 yılındaki Neve Şalom katliamında nerede olduğunuzu ve nasıl ne şekilde duyduğunuzu anlatın. Neler hissettiğinizi bize tasvir edebilirmisiniz?

Çok üzüldüm tanıdık yoktu. Haberlerden öğrendim.Çok üzüldüm oraya ibadet etmeye gelen insanların bu tülü bir harekete maruz kalmaları çok üzücü . İbadet etmeye gelen insnalar.

2003 Kasımındaki bombalama olaylarını duyduğunuzdaki tepkinizi tasvir edin.

Televizyondan Elsa telefon etti.

Eşinizle yalnızken hangi lisanı kullanırsınız?

Arkadaşlarınızla ya da çocuklarınızla hangi lisanı kullanırsınız?

Türkçe

Evlendiğiniz günü anlatır mısınız?

Nişanlım ile aynı evi paylaştığım için o eve de gelin gireceğim için başka bir evden çıkmam lazımdı. Tepebaşı’nda oturan ağabeyimin baldızı otururdu. O zamanın ölçülerine göre çok varlıklı çok da güzel bir evi olan bir hanımdı. Ve ben onların evine gittim.Beni orada giydirdiler. Akşam eve dönebileyim. Krep saten bir gelinlik.

Referanslar

Benzer Belgeler

1 Nisan 2003’te Beykoz İmar Müdürlüğü, ‘orman izni olmadığı’ için bu yapılara ruhsat verilemeyeceğini, o dönemin DSP’li Belediye Ba şkanı Alaaddin

Komisyon Başkanı ve AKP Adana Milletvekili Vahit Kiri şçi, en kısa sürede genel kurula sunacaklarını teklif yasalaştığında, binlerce yayla evi sahibine aç ılan tapu

İç Anadolu Çevre Platformu Dönem Sekreteri Abidin Özkaymak, Orta Anadolu'nun büyük bir bölümünü içine alan 25 bin kilometrekarelik Tuz Gölü Havzas ı'nın, Ankara, Konya

Türkiye hem görsel hem de bilimsel bir değere sahip jeolojik oluşumların çok bol bulunduğu bir bölge.. Türkiye Jeoloji tarihi boyunca birçok büyük okyanusun

Antik bir yerleşim yerindeki mermer blokların dizilişi veya bunlardan üretilen yapılar kültürel jeoloji incelemesine girmez ve fakat bu mermer blokların,

Daha az sanayileşmiş toplumlarda sosyal kurumlar aile etrafında gerçekleşir: evlilik, iş, yaşam yeri, topluluğun yönetimi gibi konular.. akranların kimliğine

Hazret her cuma, pazar Fenerbahçe piyasalarından hiç eksik olmaz, doru Macar kada­ nalarının çektiği mükellef bri- kini kendi kullanır, arabada ve- karını

Kontrollu ve modifiye atmosfer: Gıdaların depolama, taşıma ve ambalajlanmasında ürünün MODIFIED ATMOSPHERE PACKAGING OF etkileşimde bulunduğu hava bileşiminin, oksijen,