• Sonuç bulunamadı

Açtığın yol da, gösterdiğin hedefe... N A IYORUZ R ATATÜRK Ü ANLAMAK (Sayfa 4 ve 5 de) 10 Kasım Kasım 2021 TEKE YÖRESİ NİN MERKEZİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Açtığın yol da, gösterdiğin hedefe... N A IYORUZ R ATATÜRK Ü ANLAMAK (Sayfa 4 ve 5 de) 10 Kasım Kasım 2021 TEKE YÖRESİ NİN MERKEZİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

www.burduryenigun.com 10 Kasım 2021 Çarşamba Sayı: 20453 68. YIL

Fiyatı:75 kuruş

TEKE YÖRESİ’NİN MERKEZİ BURDUR’DA

Açtığın yol’da,

gösterdiğin

hedefe... A IYORUZ N R 1881 - 193

10 Kasım 1938 - 10 Kasım 2021

SENSİZ GEÇEN 83 YIL SENSİZ GEÇEN 83 YIL

10 KASIM ATATÜRK ÖZEL SAYFALAR, ATATÜRK YAZILARI;

ATATÜRK’Ü ANLAMAK

(Sayfa 4 ve 5’de)

(2)

HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

10 Kasım 2021 Çarşamba

GÜNCEL

Yıl: 68

10 Kasım 2021 Çarşamba - Sayı: 20453

Sahibi: Kürşat TUNCEL Kurucular:

Osman ŞAN - Muharrem TUNCEL

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:

Şadiye ÜNAL

İDARE YERİ

Konak Mah. Uğuz Sok. No: 23/4 - BURDUR Tel: 232 64 59 Fax: 233 38 93 e-posta: yenigungazete@ttmail.com

Dizgi-Baskı: Yeni Gün Tesisleri Konak Mah. Uğuz Sok. No: 23/4 BURDUR Dağıtım: Burdur Turkuvaz Başbayii Fiyatı: 75 Kr.

Gazetemiz, Basın ve Ahlak İlkelerine uymaya söz vermiştir.

Pazar hariç süreli yerel yayın Kuruluş Tarihi: 1.09.1954

Resmi İlanlar www.ilan.gov.tr adresinde... BASIN - 01485899 Fabrikamız Meydan Kısmında Şoför-Operatör Çalıştırılması hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektro- nik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır:

İKN : 2021/680600

1- İdarenin

a) Adı : TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. BURDUR ŞEKER FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ

b) Adresi : ŞEKEREVLERİ MAHALLESİ YUNUS EMRE CADDESİ 2 15220 BURDUR MERKEZ/BURDUR

c) Telefon ve faks numarası : 2482331935 - 2482331267 ç) İhale dokümanının görülebileceği

ve e-imza kullanılarak indirilebi-

leceği internet sayfası : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/

2- İhale konusu hizmet alımının

a) Adı : Fabrikamız Meydan Kısmında Şoför-Operatör Çalıştırılması

b) Niteliği, türü ve miktarı : Fabrikamız, Meydan Kısmında 12 Ay Boyuncu 1 Şoför-Operatör Çalıştırılacaktır.

Ayrıntılı bilgiye EKAP’ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir.

c) Yapılacağı/teslim edileceği yer : T.Ş.F.A.Ş. Burdur Şeker Fabrikası

ç) Süresi/teslim tarihi : İşe başlama tarihi 01.01.2022, işin bitiş tarihi 31.12.2022 d) İşe başlama tarihi : 01.01.2022

3- İhalenin

a) İhale (son teklif verme) tarih ve saati : 18.11.2021 - 10:00 b) İhale komisyonunun toplantı yeri

(e-tekliflerin açılacağı adres) : Burdur Şeker Fabrikası Müdürlüğü Toplantı Salonu 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulana- cak kriterler:

4.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir.

4.1.1.3. İhale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler,

Çalışacak personel; A2 ve G sınıflarında işlenmiş C, D veya E sınıfı Sürücü belgesine haiz olacak ve işe başlamadan önce yüklenici tarafından sözleşme imzalama aşamasında idareye sunulacaktır.

4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren bilgiler;

4.1.2.1. Tüzel kişilerde; isteklilerin yönetimindeki görevliler ile ilgisine göre, ortaklar ve ortaklık oran- larına (halka arz edilen hisseler hariç)/üyelerine/kurucularına ilişkin bilgiler idarece EKAP’tan alınır.

4.1.3. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu.

4.1.4. Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat bilgileri.

4.1.5. İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz.

4.1.6. Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısın- dan fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korundu- ğunu gösteren belgeye ilişkin bilgiler,

4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:

İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir.

4.3. Mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:

4.3.1. İş deneyimini gösteren belgelere ilişkin bilgiler:

Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi.

4.4. Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler:

4.4.1.Her türlü personel çalıştırmaya dayalı işler benzer iş sayılacaktır.

5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir.

6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir.

7. İhale dokümanı EKAP üzerinden bedelsiz olarak görülebilir. Ancak, ihaleye teklif verecek olanla- rın, e-imza kullanarak EKAP üzerinden ihale dokümanını indirmeleri zorunludur.

8. Teklifler, EKAP üzerinden elektronik ortamda hazırlandıktan sonra, e-imza ile imzalanarak, teklife ilişkin e-anahtar ile birlikte ihale tarih ve saatine kadar EKAP üzerinden gönderilecektir.

9. İstekliler tekliflerini, her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonu- cunda, üzerine ihale yapılan istekli ile birim fiyat sözleşme imzalanacaktır.

10. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir.

11. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir.

12. Bu ihalede elektronik eksiltme yapılmayacaktır.

13. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YüzYirmi) takvim günüdür.

14. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez.

15. Diğer hususlar:

Aşırı düşük teklif değerlendirme yöntemi: Teklifi sınır değerin altında olduğu tespit edilen isteklilerin teklifleri, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin reddedilecektir.

TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARİ A.Ş.

FABRİKAMIZ MEYDAN KISMINDA ŞOFÖR-OPERATÖRÇALIŞTIRILMASI

TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş.

BURDUR ŞEKER FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Mühendislik-

ZAYİ

Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden almış olduğum Öğrenci Kimlik Kartımı kaybettim.

Yenisini alacağımdan eskisi hükümsüzdür.

Mehmethan KÖŞGER

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bucak Emin

ZAYİ

Gülmez Meslek Yüksekokulu Coğrafya Bilgi Sistemleri Programı Bölümü’nden almış olduğum Öğrenci Kimlik Kartımı kaybettim.

Yenisini alacağımdan eskisi hükümsüzdür.

Ali GÜNAY

Seri No: A- 14001-14050 noları arası 1 cilt Faturayı

ZAYİ

ve Seri No: A - 4101-4150 noları arası 1 cilt Perakende Şatış Fişini kaybettim. Hükümsüzdür.

Kazim AKCA 0170403991

Gündemdeki haberleri farkıyla takip edin...

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniver- sitesi (MAKÜ) Rektörü Prof. Dr.

Adem Korkmaz Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi.

Yüksek öğretim kurumlarında her düzeyde sporu çok yönlü olarak tanıtmak, sevdirmek, spor yapmaya yönlendirmek için gerekli çalışmaları yapmak, üniversiteler arasında yapılacak yurtiçi ve yurtdışı yarışma- ları ve faaliyetleri yürütmek ve bu kurumlar arasında koordinasyonu

sağlamayı amaç edinen TÜSF 5.

Olağan Genel Kurulunu ve 7. Mali Genel Kurulunu yaptı.

5 Kasım 2021 Cuma günü yapılan 5. Olağan Genel Kurulda MAKÜ’yü temsilen Rektör Danışmanı MAKÜSPOR Kulüp Başkanı Dr. Öğr.

Üyesi Mustafa Kılınç ve Spor Bilimle- ri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.

Dr. Emrah Atay’ın da içinde bulun- duğu 153 delege oy kullanmış, geçerli 135 oyu alan Prof. Dr.

Mehmet Günay Federasyon Başkanı seçilmiştir.

Rektör Korkmaz

TÜSF Yönetim Kurulu’na

seçildi

Kanser hastalığında erken teşhisi sağlamak amacıyla devreye sokulan mobil kanser tarama aracı, Ağla- sun’da hizmet vermeye başladı.

Mobil Kanser Tarama Aracı Ağlasun'da tanıtım ve tarama etkinliği- ne katılarak kanser hastalığında erken teşhisin önemi ve tarama faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.

Burdur İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr.

Ayla KILIÇ ve Başkan Yardımcısı Uzm.

Dr. Ayşen Til, Ağlasun’da yürütülmekte olan Mobil Kanser çalışmalarını yerinde takip etti.

Til, Ağlasun İlçe Devlet Hastanesi- ni ziyaret ederek, çalışmalar hakkında Başhekim Uzm. Dr. Özge Fatma Mengi Baş'dan bilgi aldı.

MOBİL KANSER TARAMA

TIR’I

AĞLASUN’DA

(3)

Sayfa / 3 ANMA 10 Kasım 2021 Çarşamba

Saygı, sevgi ve özlemle

anıyoruz...

(4)

‘YENİ GÜN - TARİH - 10 KASIM’

10 Kasım 2021 Çarşamba

TARİH

Milli Mücadele’nin lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu eşsiz insan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 83’üncü yıl dönümünde Ulu Önder anısına özel sayfalar hazırladık.

“Tarih bilinci, tarihi olaylar, milli günler, özel günler”, Yeni Gün’ün en öncelikli yayın ilkeleri arasında yer alıyor.

Tarih ve kültür hizmetlerimizde, elbette

10 Kasım tarihinin çok ayrı, özel, önemli bir yeri var...

Bizim için 10 Kasım bir matem gününden ziyade, o büyük insanı anmaktan da öte; Atatürk’ü anlamak, tanımak, sevmek için yeni bir fırsat aslında...

Bu bakış açısından, anlayış’tan yola çıkarak 10 Kasım sayıları hazırlamaya, böyle bir perspektif’ten, arka plandan beslenen yayıncılığa gayret ediyoruz.

Yine; Atatürk’ü çok doğru bir şekilde anlatan, yansıtan, farklı, derinliği olan Atatürk yazılarını Ulu Önder’imizin vefatının 83’üncü yıl dönümünde Yeni Gün farkıyla paylaşıyoruz...

Atatürk, bilindiği gibi dünya üzerinde 20.

yüzyıla damgasını vurmuş, tek ve emsalsiz bir liderdir.

Bu bir subjektif yaklaşım değil, bu bir öznel oluş değil, bu doğrudan doğruya yaban- cıların da bizzat tespit ve kararları ile ortaya konulmuş bir gerçeğin ifadesidir.

“Anlamak” ve “Sevmek” kavramları üzerine:

Önce; “anlamak” ve “sevmek” ne demek- tir? Bu çerçevede, acaba biz Atatürk’ü yeterin- ce anladık mı ve anlatabiliyor muyuz? Sevdik mi ve sevdirebiliyor muyuz?

Önce, bunlara açıklık kazandırmaya çalışalım.

Anlamak, bildiğimiz gibi zekânın odaklan- dığı bir algılama merkezinin faaliyete geçmesi- dir.

Sevmek ise; beynimizdeki ilgi merkezinin karşımızdaki ile iletişim kurarak ona olan bağlılığımızın ifadesi olarak ortaya çıkar.

Anlamak ve sevmek; birbirleriyle bütünle- şen, biri ötekinin olmazsa olmazı olan iki önemli kavramdır. Genelde, eğitim-öğretim programlarımızda ilkokuldan itibaren çocukla- rımıza hep: “Atatürk’ü sevin, sevelim!”

diyoruz.

Ancak, “sevme” kavramını, eğer bilgi ile donatmazsanız, bir müddet sonra o sevginin dumura uğradığını, yani köreldiğini görürsü- nüz.

Onun için “anlamak ve sevmek”, her şeyden önce değer duygusunun zihinlerde, akıllarda yer etmesini, sistemli bir şekilde bilinçaltında yerleşmesini sağlamak, demektir.

Nitekim, Atatürk de bunun çok iyi farkındadır. 1923 yılında bir konuşmasında diyor ki: “İnsan aklının dünyada çözemeyeceği hiçbir problem yoktur, yeter ki o, bunu kullanmayı bilsin.”

Bir başka yerde de: “Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimet akıldır.” tarzında, akla öncelikli yer verilmesi gerektiği gerçeğine işaret ediyor.

Eğer aklımızı kullanarak sevgi motifini devreye sokabilirsek, işte o zaman, akıl ile sevginin birleştiği noktada, ideali yakalamış oluruz.

Atatürk’ün “Akılcılık” anlayışı, batının sistematik pozitif düşünüş anlayışı ve özellikle de, 19. yüzyıl Felsefe sistemleri içerisinde,

“Rasyonalite” olarak karşımıza çıkıyor.

Bu anlayışı, İlk Çağ antik filozoflarına ve bilhassa, “Akılcılık” demek olan Rasyona- lizm’in atası olarak kabul edilen Sokrates’e kadar dayandırılması, mümkün ve doğrudur.

Neden akıl? Çünkü insanoğlu, her şeyi akılla çözmek durumunda ve hatta, zorunda olan bir varlıktır. Özellikle, günlük hayatımız- da işimiz, mesleğimiz, konumumuz, yaşımız, ne olursa olsun; her şeyi akıl süzgecinden geçire- rek çözmek ve akılcı yaklaşımlarla, olayları ve insanları değerlendirmek durumdayız. İşte onun içindir ki, Atatürk de rasyonel, yani akılcı olmayı ön planda tutuyor.

Onun ikinci önemli özelliği, realist çerçevede olaylar ve insanlar karşısında gerçekçi olma anlayışıdır. Bilindiği üzere; İlk Çağ filozoflarından, 19. yüzyıl filozoflarına gelinceye kadar üzerinde durulan ikinci önemli husus “Realizm”, yani “Gerçekçilik” anlayışıdır.

Böylece, “Realite” ve “Rasyonalite” adı verilen “Gerçekçilik” ve “Akılcılık”, insanın olmazsa olmaz fenomenlerinin başında gelir.

Bu bakımdan Atatürk, her şeyden önce insanın zekâsını kullanarak, gerçekleri görmesi ve akılcı yaklaşımlarla olaylarla insanları değer- lendirmesi gerektiğine, inanmıştır.

Böyle davranmasaydı, ne olurdu? O zaman, Atatürk döneminde despotizmi, yani istibdad adı verilen baskıcı yönetim anlayışını baş tacı etmiş olan; Almanya’da Hitler, İspan- ya’da General Franco, İtalya’da Mussolini, Rusya’da Stalin gibi liderlerin, subjektif yaklaşımlarla kendi ideolojilerini kabul ettirmek üzere, içinden çıktıkları ulusları bile yok etme noktasına getirdikleri gerçeği karşımıza çıkmaktadır. İşte burası, son derece önemlidir.

Bunun içindir ki, 18. yüzyılın son çeyre- ğinde Batı’da gerçekleşen Sanayi Devrimi ile

eskilerin “İhtilal-i Kebir” adını verdikleri 1789 Büyük Fransız İhtilali’nin temelinde;

Atatürk’ün, kendi kütüphanesinde yer alan kitaplarından bizzat notlar çıkararak okuduğu Montesquieu, Voltaire, Diderot, Jean Jacques Rousseau gibi, realist ve rasyonalist anlayışı esas alan akılcı filozofların fikirleri yer almak- tadır.

Atatürk’ün, bugün Anıtkabir arşivinde yer alan 6000’e yakın kitabının hemen hepsini, notlar çıkararak okuduğunu ve bunlar üzerin- de tam dikkat ve titizlikle durduğunu görüyo- ruz. En çok okuduğu eserlerin başında ise, Tarih kitapları geliyor. Ondan sonra sırasıyla Matematik, Edebiyat, Felsefe, Siyaset, Dinler Tarihi ve bilhassa İslâmiyet’le ilgili olan kitaplar ve tabiî kendi mesleği olmasıyla itibariyle de, Askerlik konusunda yazılmış bulunanlar geliyor.

Söz gelimi, Montesquieu’nün Osmanlı döneminde “Ruhu’l-Kavanin” adı altında çevrilmiş bulunan “Kanunların Ruhu” adlı eserinin eski harfli metinlerini dikkatle okudu-

ğunu, kitap sayfalarındaki çıkmalarda ifadesini bulan notlarından tespit ediyoruz. Özellikle, bu eserde yer alan; “Genel Olarak Kanunlar”, “Üç Hükümet Şekli”, Vergilerin Toplanması”, Ticaretin Kanunlarla Olan İlgisi”, “KanunYap- mak Usûlü”, “Vatandaşlık Hakları”, “Aile Bağları”.. gibi konuların, Gazi’nin ilgisini çektiğini anlıyoruz.

Jean Jacques Rousseau’un “Du contrat social”, yani “Sosyal Anlaşma, Toplum Anlaş- ması” adını verdiği eserinde de; toplumsal yapılaşmanın, sosyal adaletin, halkçılık hareke- tinin zirvesini oluşturan önemli temel noktaları- nı yakalamıştır.

Aynı şekilde, 17. yüzyılın ünlü Fransız bilim adamı ve düşünürü Pascal’ın da, bilhassa

‘”Pensees”, yani ‘Düşünceler’ adlı eserinin, onun sosyal ve psiko-sosyal açıdan insanları tanıma, yönlendirme, sevk ve idare edebilme konusundaki değerlendirmelerinin -kısmen de olsa- temel hareket noktalarından birini oluşturduğunu söylemek mümkündür.

Gençliğinden itibaren, Atatürk’ün üzerinde etkisi olan insanların başında ise, daha Manastır Askeri İdadisi’nden başlamak üzere, Namık Kemal gelir. Gazi’nin vatan, millet yolundaki duygu ve düşünce dünyasının şekillenmesinde ve bunlarla birlikte, kendisindeki millî heyecan- larının gelişmesinde Namık Kemal’in çok kuvvetli etken olduğunu görüyoruz.

Gerçekçi çizgide, milletine ve gençliğe bıraktığı miras:

Bilim ve Fen

Atatürk, gerçekçiliğini ifade noktasında, bir yerde şöyle der:

“Ben size hiçbir nâs, dogma bırakmıyo- rum.”

Peki nâs, ya da dogma nedir? Bu sözün karşılığı; kesinliği, ya da bilimsel gerçekliği kesinleşmemiş birtakım bilgileri, kesinleşmiş gibi kabul etme, yani varsayımlarla hareket etmedir. Bunun ucu, dine sonradan girmiş yersiz, boş inanç demek olan hurafelere kadar gider.

Gazi sözlerine devamla:

‘Benim size bıraktığım tek bir manevi mirasım vardır ki, o da bilimdir, fendir.’

diyor. Bununla da; aklınızı kullanarak, ülkemizin geleceğine yönelik plan programlar hazırlayın, bunlar üzerinde çalışın, demek istiyor. Böylece, ülkemizin çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarılması gayretlerinin muhakkak sonuca ulaştırılmasının, asıl hedefi-

miz olması gereğine işaret ediyor.

Buradan hareketle de, -bildiğiniz gibi-:

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.”

hükmüne ulaşıyor.

Gazi’nin bilime, fenne verdiği değer, gerçekten de her türlü takdirin üstündedir.

Bilindiği gibi, bugün okullarımızda kullandığı- mız pek çok matematik ve geometri tabirleri, ifadeleri, kelime ve kavramları, bizzat onun tarafından önerilmiş ve kullanılmıştır.

Söz gelimi, eskiden “Müselles” denilen geometrik şekil için Atatürk:

“- Bu şekil üç köşedir; onun için, bunun adı “Müselles” değil, bundan böyle “Üçgen”

olsun. Aynı şekilde, eskiden “Murabba” adı verilen şekil de, madem ki dört köşedir, dört kenardır; o halde, ona da “Kare” ismi verilsin.”

diyerek, bunları birer birer bizzat kendisi adlandırmıştır. Dolayısıyla çocukların, gençle- rin daha kolay okumaları, anlamaları ve öğrenmeleri konusu, onun gündeminde birinci derecede yer tutmuştur.

Hiç şüphesiz Atatürk’ü anlamak ve sevmek, her şeyden önce onu eserleri ve sözleriyle tanımak demektir.

İşte; onun için, bütün eğitimcilerimizin, annelerin, babaların, gençlerin ve herkesin önce Büyük Nutuk’u okumaları gerekir. Şimdi, bu önemli eseri çok sadeleştirilmiş şekilde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu,

Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu gibi araştırma merkezlerimiz yayımlıyorlar

Yeri gelmişken şurasını da önemle belirt- memiz gerekir ki; bütün dünyada, Atatürk’ün dışında, milleti için yaptıklarını ve yapmayı düşündüklerini bizzat kaleme alan ve “Nutuk”

gibi bir büyük eserle ortaya koyan; bunu geleceğe, bütün zamanlara bir miras olarak bırakan başka bir lider, devlet adamı yoktur.

Onun üzerinde durduğu önemli hususlar- dan birisi de, insani değerler açısından herkesi olduğu gibi kabul etme noktasında toplanmak- tadır. Atatürk, hiç kimsenin kendisini methet- mesini, övmesini ve bu bağlamda kendisine dalkavukluk etmesini istemez. Nitekim, Çankaya Köşkü’ndeki bir yemekte, birisinin;

“- Paşam, siz çok şey yaptınız; savaş meydanlarında zaferler kazandınız, Cumhuri- yet’i kurdunuz, ülkemizi dünya ülkeleri arasında seçkin bir yere getirdiniz.”dediği ve hatta bir yerde, bilinen gerçeği dile getirdiği zaman bile:

“- Lütfen, beni övmeyiniz. Bana, yarın yapacaklarımızı söyleyiniz ve memleketimiz için yapmamız gerekenler hakkında teklif getiriniz;

bunlar üzerinde konuşalım. Benim övülmeye, sizin de övmeye ihtiyacınız yok.” demiştir.

O, böylesine mütevazı, alçakgönüllü ve o ölçüde gerçekleri gören, bilen ve uygulayan son derece seçkin bir insan ve eşsiz bir liderdir.

Atatürk’ün, önce düşünce dünyasında, sonra da reel çerçevede gerçekleşen uygulama- larla yeni Türkiye’nin millî ve kültürel platformda şekillenmesinde bir diğer önemli kaynak ise, Ziya Gökalp’tır.

Ziya Gökalp’ın “Halkçılık” anlayışı, Atatürk’e gerçekten büyük katkılar sağlamıştır.

Nitekim onun, “Halka Doğru” düşünce sistematiği içerisinde ifadesini bulan; halkla birlikte olmak, halka rağmen hiçbir şey yapmamak, halkın duygu ve düşüncesine tercüman olmak, onlara yer ve değer vermek anlayışı, büyük bir destek hizmeti görmüştür.

Bunun yanı sıra milliyet düşüncesinin, Türk toplum hayatının son derece tabiî, doğal ve ayrılmaz bir parçası olması gerektiği inancı üzerinde ısrarla duran ve hemen bütün eserlerini bu noktaya dayandıran Ziya Gökalp da; buna bağlı olarak, kendi ideali, ülküsü ile Cumhuriyet’in ilk yıllarının mevcut realitesini birleştirecek bir “millî kahraman tipi” çizmiş ve bunun merkezine de Atatürk’ü yerleştirmiştir.

Bu millî kahraman tipi, devletin ve milletin birliğini toparlayacak, bütünlüğünü sağlayacak ve milletimizin kendi kültürüne ve inancına bağlı kalmak suretiyle , Batı medeni- yeti yolunda ilerleyip, yükselmesine çalışacak, devletin ve milletin yüksek çıkarlarını her türlü şahsî, kişisel çıkarının çok üstünde tutmasını bilecektir.

İşte; Atatürk, bunları fazlasıyla yerine getiren seçkin bir lider olarak, tarihe damgasını vurmuştur.

Atatürk’ün; akılcı ve gerçekçi çizgide, Batı’nın bilimsel anlayışını derinliğine kavrayıp savunmasında son derece etkili olan sanatçılar- dan, fikir adamalarından birisi de Tevfik Fikret’tir.

Millî Edebiyat döneminden başlamak üzere, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında vatan, millet yolunda kaleme aldığı heyecan yüklü, destan tavırlı şiirleriyle, Türk milliyetçi- liğinin samimî ve idealist bir şairi olarak kendini kabul ettirmiş bulunan Mehmet Emin Yurdakul, bütün bu özellikleri çerçevesinde Atatürk’ün de takdir ve şükran duygularıyla kendisine hayranlık beslediği seçkin edipleri- mizden birisidir.

Atatürk, bu heyecanlı vatan şairi için 1931 yılında, FaikReşit Unat’a, -geçmişe dönerek- şunları söyler:

“ Şair Mehmet Emin Yurdakul’un ilk defa Manastır Askerî İdadisi’nde talebe iken okuduğum, ‘Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur’ mısraıyla başlayan manzumesinde, bana millî benliğimin gururunu tattıran ilk ifadeyi bulmuştum. Fakat; ben asıl bunu, orduya katıldığım ilk günlerde, bir Anadolu çocuğunun gözyaşlarında gördüm ve kuvvetle duydum.

ATATÜRK’ü ANLAMAK ve SEVMEK

Devamı sayfa 5’te

(5)

Sayfa / 5 10 Kasım 2021 Çarşamba

Bazı ölümsüzler vardır, daima sonsuz- lukta yaşarlar. Bedenen toprağa karışsalar da fikren asla yok edilemezler. İşte; Türk mille- tinin içinden çok önemli bir lider geldi geçti.

Dünya tarihi boyunca en büyük liderler arasında gösterilen Mustafa Kemal

Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 83’üncü yılında, 10 Kasım tarihleri mateme kapılma- nın ötesinde, onu anma; düşüncelerini, çabalarını, amaçlarını, aynı zamanda bunlarla beraber yaklaşımlarını anlama günüdür.

“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, duyguları- mı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir”, der Atatürk ve bizzat üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmek için gücümü- zün yettiğini hayata geçirmeyi bir de şu sözlerle açıklar: “Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyete sahip çıkmak, Çanakkaleyi, Kurtuluş Savaşını kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır.

Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.”

Türkiye Cumhuriyetinin oluşması ve büyümesi için çok büyük çabalar sarfeden Atatürk, hem askeri hem de siyasi başarısı ile tüm dünya üzerinde, yıllarca kendisine karşı savaşmış olan düşmanından bile övgü dolu sözler alan örnek bir dünya lideri olmuştur.

Halkı için cephede ve mecliste elinden geleni yapmış, yeri geldiğinde canını feda etmekten bir an bile çekinmemiştir.

Atatürk, azmi, sabrı ve eşsiz zekası sayesinde düşman elinde olan topraklarımızı geri kazanmış, yeşermesi için de özgürlükle- rimizi kalplerimize serpmiştir.

O, en büyük eserim dediği Cumhuriyeti el üstünde tutmuştur. Diğer ilke ve devrimle- riyle de ülkemizin geleceğine ışık tutmakta- dır. Laik, demokratik ve çağdaş bir Türkiye- nin temellerini atarak güçlü bir tarih şuuru ve ortak yaşama sahip bir irade oluşturmayı amaçlamıştır.

Emre Kongar, Atatürkçülüğü şöyle tanımlar: “Kültürel alanda Atatürkçülük, ne İslam düşmanlığı ne de Batı hayranlığıdır.

Kültürel açıdan Atatürkçülük, Türk kültürü- nün ulusallaşarak, evrensel boyutlara ulaşmasının savaşını vermektir. Çünkü;

Atatürk, bir ortaçağ imparatorluğundan, çağdaş bir ulusal bir devlet yaratma çabasını simgeler. Üstelik üretim güçleri, Cumhuriye- tin kuruluşunda kapitalizm öncesi aşamada- dır. Bu nedenle Atatürk, bir yandan üretim güçlerinin gelişmesini sağlayıcı önlemler alırken, diğer yandan Batının gelişmiş olan ulusal kapitalist devletin üstyapı kurumlarını topluma aşılar. Anayasa, Yurttaşlık Yasası, giyim kuşam biçimleri, saat, takvim, alfabe gibi… tümü imparatorluktan ulusal devlete geçiş için harcanan çabalardır.

Amaç, İslamın yok edilmesi ya da

Batının benimsenmesi değil, çağdaş ulusal bir devlet yaratılmasıdır.

Atatürk bu noktada dine karşı değildir;

yalnızca siyasal iktidarın dine dayalı olması- na karşıdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye konusunda en çok üzerinde durduğu konu, Türk İstiklalidir. Türk Gençliğine hitabesinde

‘Muhafaza ve Müdafaa’ mecburiyetinden birinci olarak söz ettiği en önemli unsur bağımsızlıktır.

Askeri, iktisadi vb. alanların herhangi birinde dahi tam bağımsızlığını yitirmek demek bütün alanlarda bağımsızlığını yitirmek demektir.

Tam bağımsızlık bölünmez bir bütün- dür. Bu da demokratikleşmeyi ve sanayileş- meyi aynı zamanda uyumlu ve düzenli bir biçimde gerçekleştirip ekonomik bağımsızlık ve özgürlük sağlayabilmek, dışa bağımlı olmamak demektir.”

“Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli istiklal bence hayat meselesi- dir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettiği takdirde, insanlığı teşkil eden milletler- den her biriyle medeniyet gereği dostluk, siyaset münasebetlerini büyük bir hassasi- yetle takdir ederim.

Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan vazge- çinceye kadar amansız düşmanıyım”.

M. Kemal Atatürk (İndigo Dergisi)

Atatürk’ü anlamaya çalışmak

TARİH

Ondan sonra Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin fahr (övünç) dayanağım oldu. Kendimi hiçbir zaman, Osmanlılığın telkin ettiği (aşıladığı) başka ulusları öven ve Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım.”

Kitap okuma üstün merakı:

Atatürk’ü anlamak ve sevmek yolunda, üzerinde durulması gereken bir diğer önemli nokta da, çok kitap okuması, bu bağlamda okumayı ve okudukları üzerinde notlar çıkara- rak, düşünmeyi çok sevmesidir.

Atatürk, kendisi gibi çok okuyan, okudukları üzerinde düşünen, düşündüklerini memleket ve millet yararına tahakkuk ettirme, gerçekleştirme imkânlarını sonuna kadar kullanma azmi ve kararlılığı içinde olan bir gençlik istiyordu. Bir de, O’nun sözünü ettiği gençlik, 18-25 yaş arası, fizik ve biyolojik bir yapılanma değildi.

Demokratik Cumhuriyet’e olan bağlılığı:

Atatürk’ün üzerinde durduğu bir diğer önemli nokta ise, demokrasiye olan kesin inancı ve bu inanç doğrultusunda Demokratik Cumhuri- yet’e gönülden bağlılığıdır. Burası da, onu gerçekçi çizgide anlamamız ve sevmemiz açısından, ayrı ve önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Bilindiği gibi, “Cumhuriyet” kelimesi;

bütün dünyada, dayandığı felsefe, ideoloji, plan ve programlar ne olursa olsun, hemen her rejimin kullandığı bir kavramdır. Nitekim, tamamen teolojik, dinî esaslara dayalı sistemle yönetilen ülkelerin adı, “Libya Halk Cemahiriy- yesi” ve “İran İslam Cumhuriyeti” olurken;

Marksist ideolojiye dayalı ve tamamen komü- nizm felsefesine bağlı idarî sistemlere de,

“Sovyet Sosyalistler Cumhuriyetler Birliği” ve

“Çin Halk Cumhuriyeti” gibi adlar verildiği görülmüştür.

İşte; bu noktada Atatürk de kesin tavrını koymuş ve aslında, Demokrasi’ye dayanması gerektiğine gönülden inandığı insan hakları, eşitlik, bilgi, görgü, düşünce özgürlüğü ve serbestçe iş yapabilme imkânları ile taçlanmış;

böylece her türlü tehditten, korku ve endişeden uzak bir şekilde ahlâki fazilete, erdeme dayalı gerçek Cumhuriyet’ten ne anladığı ve anlaşıl- ması gerektiğini, şu veciz sözleri ile açıklığa kavuşturmuştur: “ Cumhuriyet rejimi demek, Demokrasi sistemi ile Devlet şekli, demektir.

Çağdaş Cumhuriyet’i kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir.

Demokrasi prensibinin en çağdaş ve akla uygun bir şekilde uygulanmasını sağlayan Hükümet şekli ise, Cumhuriyet’tir.

Cumhuriyet, düşünce serbestliği taraftarı- dır. Samimî ve kanunlara uymak şartiyle her fikre hürmet ederiz. Her kanaat, görüş bizce saygıya değerdir.

Cumhuriyet imkân demektir. Cumhuriyet, kendisine bağlı olanları en ileri zirvelere götüren imkânları verir. Bağımsızlık ve hürriye- tine sahip olan milletler, ilerleme yolunda imkânlara sahip demektirler.

O halde Cumhuriyet, her alanda ilerleme- nin en açık teminatı, güvencesidir.

Cumhuriyet, ahlâki fazilete, erdeme dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.

Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir idaredir. Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.

Türk milletinin tabiat ve âdetlerine (yaradılışına, huyuna ve alışkanlıklarına) en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

Bu sözlerinin yanı sıra, Cumhuriyet anlayışı ile bütünleşen bir çizgide, Türklük ve milliyetçilik duygusunu da açık bir şekilde şöyle dile getirir: “Benim yegâne fahrim, servetim (biricik övüncüm, övündüğüm şeyim ve zenginliğim), Türklükten başka bir şey değildir.

Doğuşumdaki fevkaladelik (üstünlük), Türk olarak dünyaya gelmemdir.

Bu memleket tarihte Türktü, hâlde (şu anda) Türktür ve ebediyen (sonsuza kadar) Türk olarak yaşayacaktır.

-Onun için- Türk! Övün, çalış, güven.

Türk milleti, tarihinle övün; çünkü senin ecdadın (ataların) medeniyetler kuran, devlet- ler, imparatorluklar yaratan bir mevcudiyettir (varlıktır, kutsal bir oluştur). Sen, Anadolu denen bu yurda sonradan gelenlerin değil, ilk yerleşip medeniyet kuranların çocuklarısın.

Fakat, geleceğe güvenebilmek için, bugün çalışman lâzımdır; çünkü, yalnız tarih övüncü, tarihiyle gurur duyup övünmek, bir meziyet (üstünlük) sayılmaz.

Türk milleti büyük bir arslandır. Biz hepimiz, onun tüyleri arasına sıkışmış ve sığınmış göz ile görülmez küçük varlıklarız. O arslanın büyük hareketleri ve hamleleri (iletriye dönük atılımları) ise, inkılâp; yenileşme, ilerleyip yükselme hareketleri ve hamleleridir. İşte bizim için iftihar edilebilecek (övünülecek) rol, budur.

Bizim, başka milletlerden hiçbir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, yüksek maksatlar, hedefler uğrunda ölmesini biliriz.

Türk’e olumlu ve iyi bir şey veriniz. Bunu reddetmesine imkân yoktur.

-İşte bütün bunlardan dolayıdır ki-: Biz milliyetperveriz, doğrudan doğruya Türk milletçisiyiz.

Ne mutlu Türk’üm diyene!”

Atatürk, her şeyden önce büyük bir askerdi, fakat zamanla büyük bir devlet adamı oldu. Tarih bize pek çok büyük asker ve devlet adamını anlatır, fakat her iki üstün özelliği şahsında toplamış çok az kişiden söz eder.

İşte Atatürk, yetişmiş bu ender şahsiyetler- den birisidir. O, büyük bir Asker ve Devlet

Adamı’dır. Bir tarafta Harp Adamı’dır. Öte tarafta Barış Adamı’dır. İçindeki büyük askerî dehâ, ulusunu yok olup gitmekten kurtarmış ve gene içindeki devlet adamı özelliği, hayatının ışığını kazandırdığı milletinin yeniden doğuşu- nu sağlamıştır.

Bu büyük başarı, insanlarda ender görülen üstün niteliklerin birleşiminin bir eseridir.

Atatürk, milletine derin sevgi bağı ile bağlı bir vatanseverdi. İcraatçı, yapıcı bir insandı. Enerji doluydu. Olaylar karşısında çabucak toparlan- ma üstün kabiliyetine, yılmayan bir iradeye ve azme sahipti. Sezgi ve mantığı, müstesna bir kabiliyetle aklında, zekâsında toplayan bir insandı...

Ülkesinin yapısına ve bu milletin hayatına reform getirmek isteyen bir idealistti.

Mustafa Kemâl’i Mustafa Kemâl yapan gerçekçi niteliğinin yanı sıra asla eğilip bükül- meyen bir şahsî disiplinle kontrol altında tuttuğu mizacının, huyunun; dış dünyaya, büyük bir sabır olarak yansımasıdır. Ayrıca, olayların özüne inebilme, içine doğduğu şekilde son derece isabetli kararlar alabilme üstün yeteneği ile dost veya düşman olsun halkın psikolojisini yakından kavrayabilme gücü, icraatlarında tek başına sorumluluğu üzerine alma ve bunun gereklerini tam bir kesinlikle yerine getirme kararlılığı tarzındaki nitelikleri de, Mustafa Kemâl’i, Mustafa Kemâl yapan diğer özelliklerdendir.

Sanki dördüncü bir boyut gibi Atatürk, soğuk ve sert bir yapıda idi. Ancak bunun yanında, çelik bir yay misali, her an yuvasından fırlayabilecek esnekliğe de sahipti.

Mücadelesinin başından beri ihatalı, yani geniş kavrayışlı bir dünya görüşü vardı. Hede- fini tam bir açıklıkla görüyor ve kendisini buna götürecek vasıtaları da asla ihmal etmiyordu.

O’nun milletine olan sevgisi, bir hayâl ürünü değildi. Gerçekçi ve içten idi. Bir kere- sinde: ‘Anadolu’yu yeniden teşkilatlandırmadan evvel, halkımı kazanmam gerekiyordu.’ demişti.

Milletini faziletleri, üstün erdemleri ile çok iyi tanıdığı gibi; onun kusurlarını, eksik ve yanlış yanlarını da, yakından biliyordu.

Nitekim halkın, ‘gelenekçi’ anlayışına bağlı olarak, değişikliklere karşı göstereceği tepkinin çok iyi farkında idi. Bunun yanı sıra, halkının hiçbir şeyden çekinip korkmadan güçlük ve tehlikelere atılma ruhunu; sakin ve dengeli bir şekilde karar verememe mizacını, huyunu da, gayet iyi görüyor ve biliyordu.

Öte yandan ferdiyetçiliğin, yani şahsî, birebir girişimci ruhun; toplu halde çalışarak ve birleşip bütünleşerek olumlu, başarılı siyasî sonuçlar alınabilmesine engel bir ruh hali oluşturduğunun da, çok iyi farkında idi.

Bütün bunlar, kendisinin yüzyüze geldiği insan karakterinin gerçek tarafları idi. Herşey-

den önce, milletinin itimadını, güvenini kazan- ması gerekiyordu ve O, bunu başardı. Bu gü- veni, sadece askerî kahramanlıkları, zaferleri ve başarıları ile elde etmedi. Atatürk, hiçbir Sul- tan’ın veya döneminin kendinden evvel yetişen, iş başında bulunan liderlerinin yapmadıkları bir şeyi yaptı: Milleti, halkı ile yakın ve sürekli temaslar kurdu. Köylünün gönlünü, ona anlaya- cağı bir dille hitap ederek, seslenerek kazandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin itimadını, güvenini; sözlerindeki samimiyet, içtenlik, açık kalplilik, sağduyu ve ikna edici, inandırıcı üstün becerisi ile kazandı. Memleke- tin hemen her tarafını dolaşarak, birebir temas kurduğu halkın psikolojisini, ruh ve gönül dünyasını yakından görüp tanıyarak, iyi bir şekilde anladı ve değerlendirdi.

İşte; bütün bunlardan dolayı, birkaç yıl içinde, milleti için yapmaya kararlı olduğu her şeyi başarabildi.

Plânlamada çok ileriyi gören Atatürk, uygulamada pragmatik; yani değişme ve gelişmeleri, girişilen hareketlerin sonuçlarına göre değerlendiren yolu benimsemişti. Buna göre, reformlar için gerekli olan büyük millî kapasitenin; anlama ve kavrama gücünün, halkın vicdanında ve geleceğinde hazır olduğu- nu görüyordu. Ancak bunun, gene de bütün millete uygulanacağı güne kadar kendi vicdanın- da bir ‘millî sır’ olarak saklamaya karar verdi...

Atatürk, yıkılan bir İmparatorluğun enkazından yepyeni bir millet çıkarmıştır.

Atatürk, 20. yüzyılın bütün güçlü liderleri- nin çok üstünde bir pâyenin; rütbenin, derece- nin sahibidir.

Çünkü; onlardan farklı olarak, en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, bugünün ve yarının nesillerine bırakmıştır.

Bunu yanı sıra Türk milletine, sadece sağlam temeller üzerine kurulmuş siyasî, sosyal, bilimsel ve kültürel kurumlar kazandırmakla yetinmemiş; kökünü vatanseverlikten alan, insanların kendilerine olan güveni, cesareti ve kararlılığı ile yeşeren, filizlenerek boy atan bir

‘millî ideal’ de kazandırmıştır.

Dolmabahçe Sarayı’nın sade bir odasında hayata gözlerini kapayan bu büyük insan, bugün de, yarın da ‘Türkiye’nin Yaşayan Gücü’dür ve sonsuza kadar milletinin kalbinde

‘Türkler’in Atası’ olarak yaşayacaktır.

Sonuç olarak, O’nu sevmenin temelinde;

söylediklerini, yaptıklarını ve yapmayı düşün- düklerini çok iyi anlamak gerektiğini bir an olsun hatırdan çıkarmamak; böylece, ülkemiz, insanımız ve hatta giderek bütün insanlık ailesi için, çok çalışıp güzel işler yaparak Atatürk’e lâyık, O’na yaraşır gençler ve yurttaşlar olmak gerçeği yatar.

(ÖNDER GÖÇGÜN Dergi Park- Konferans notları) Baştarafı sayfa 4’de

Atatürk’ün öne çıkan özellikleri

(6)

10 Kasım 2021 Çarşamba

Vali Ali Arslantaş, ‘10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’ münasebetiyle bir anma mesajı yayımladı.

Vali Arslantaş mesajında şu görüşlere yer verdi;

"İstiklâl Mücadelemize önderlik eden, Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Komutan, Müstesna Devlet Adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 83. yıl dönümünde sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.

Azmi ve cesareti ile milletine liderlik ederek yaşadığı döneme damga vuran Atatürk;

yokluklar içerisinde verdiğimiz İstiklâl ve istikbal mücadelemiz yolunda milletiyle birlikte omuz omuza vererek, karşısına çıkan tüm güçlükleri aşmayı başarmış, kurduğu Cumhuriyetle birlikte Ülkesinin her alanda ilerlemesini sağlamış büyük bir devlet adamıdır.

Yaşamına sığdırdığı büyük başarıların yanı sıra, O’nun önderliğinde Anadolu topraklarında yakılan bağımsızlık meşalesi, tüm dünyada pek çok topluma ve millete örnek olmuştur.

Vatan sevgisi, çalışma azmi ve Türk milletine olan sarsılmaz güveni ile bizlere

aydınlık bir geleceğin kapılarını açan Gazi Mustafa Kemal, en zor anlarda dahi milletine olan güveninden zerre kadar şüphe etmeden, güçlüklerin üstesinden gelinebileceğini en iyi şekilde göstererek, hayatını milletine adayan bir liderdir.

Yüce Türk Milleti hiçbir zaman Ata'sını, O'nun ilkelerini ve aziz hatırasını unutmamıştır ve unutmayacaktır. 10 Kasımlar Mustafa Kemal Atatürk’ü anmanın, bir kez daha anlamanın günleridir.

Bugün bizlere düşen asıl görev, ülkemizi her alanda daha ileri seviyelere taşımak, O’nun

" Hiç dinlemeden yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar." sözünden hareketle ülkemizi ekonomi, sosyal, kültürel, askeri ve teknolojik her alanda hak ettiği noktalara ulaştırmak için çok çalışmaktır.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı ve milletimizin unutulmaz lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, bu toprakları bizlere vatan kılan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercen- giz, Büyük Önder Atatürk’ün aramızdan ayrılışı- nın 83’üncü yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Başkan Ercengiz’in mesajı şu şekilde:

“Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük kurtarıcı, büyük devlet adamı, Türk Ulusunu içinde bulunduğu işgalden kurtarmak adına ilk adımı atan Ulu Önderimizi kaybedişimizin 83.

yılındayız. Türk Ulusu olarak acımız hala taze, hala ilk günkü gibi.

Ne mutlu bize ki, çağının çok ilerisinde düşünce, fikir ve devrimleriyle yalnızca kendi ülkemizin değil, tüm dünyanın saygısını kazanan Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK dünya tarihinin ölümsüz ismidir. Askeri alandaki mücadelesi ile ülkenin bağımsızlığına kavuşma- sındaki önemli rolünün yanı sıra, sonrasında gerçekleştirmiş olduğu siyaset, hukuk, ekonomi ve eğitim alanları başta olmak üzere toplumsal devrimleri ve ortaya koymuş olduğu ilkeler ile ülkemizin çok şey borçlu olduğu bir isimdir Ata’mız.

Bizlere miras bıraktığı Cumhuriyet, ilkeleri ve devrimleri ile hala Türk Ulusuna önderlik etmeye devam ediyor. Türk Ulusu var oldukça, Cumhuriyet ve Ulu Önder’in ilkeleri, devrimleri sonsuza kadar payidar kalacaktır. Atatürk'ün en büyük eserim dediği lâik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün olarak sonsuza kadar koruyacak ve yaşatacağız.

Her 10 Kasım’da aynı hüznü, aynı buruklu- ğu yaşasak da biliyoruz ki Ata’mız bugün atan milyonlarca yürekte yaşıyor. Sevgisi bu ülkenin her köşesine nakşedilmiş olan Büyük Önder, bugün ve gelecekte de ilke ve devrimleriyle yolumuzu aydınlatacak, biliyoruz.

Yüreklerimizde ölümsüzleşen ve yalnızca bir gün değil her gün büyük bir şükranla yad ettiğimiz, bizlere bıraktığı eşsiz emanetleri geleceğe taşımaya ve gösterdiği yolda daima kararlılıkla yürümeye ant içtiğimiz Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 83. yılında da saygı, minnet ve özlemle anıyo- rum.”

TBMM İdare Amiri ve CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Mustafa Kemal Atatürk'ün 83. ölüm yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Göker "Onun devrimle- rinin takipçisi olmak ve yaşatmak her Türk gencinin boynuna asılmış birer şeref madalyası gibi parlamakta- dır." dedi.

Göker'in mesajı şöyle:

TBMM İdare Amiri CHP Burdur Milletvekili Dr.

Mehmet Göker ‘10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’

dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı. Göker‘in mesajı şöyle:

“Bugün, siyasi liderlik

yeteneği ve büyük dehası ile dünya çapında herkesin hayranlığını kazanan, Cumhuriyetimi- zin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 83’üncü yılı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı'mızın önderi, özgürlük ve bağımsızlığımı- zın simgesi ve ebedi başkomutanımız olarak tarihteki yerini almış, ilkeleri ve devrimleriyle tüm dünyadaki mazlum milletlere ışık tutmaya

devam etmektedir.

“En büyük eserim” diye nitelendirildiği Türkiye Cumhuri- yeti’ni, içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde Türk milleti olarak her zamankinden daha fazla sahiplenmekteyiz.

Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimler ve Altıok ilkeleri ışığımız olmaya ve yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir.

Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu değerleri gelecek kuşaklara aktarmanın her Türk vatandaşının kutsal görevi olduğunun bilinciyle çok daha fazla çalışmalıyız.

Cumhuriyetimizi demokra- siyle taçlandırma mücadelesi verdiğimiz bugünlerde ilhamımız, karakteri özgürlük ve bağımsızlık olan Ulu Önder Atatürk'ün

“Milletin kayıtsız şartsız egemenliği” anlayışına dayanan devrimci fikirleridir. Onun devrimleri- nin takipçisi olmak ve yaşatmak her Türk gencinin boynuna asılmış birer şeref madalyası gibi parlamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Büyük Önderi- miz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikal edişinin 83. yılında sonsuz saygı, şükran, minnet ve özlemle anıyorum.”

Burdur Milletvekili Yasin Uğur, “Vatanın bekası ve milletin bağımsızlığına tüm yaşamını adamış, Milli Müca- dele'de büyük zaferler kazan- mış, aziz milletimizin ve tüm dünyanın takdirini ve saygısını kazanmış, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 83. yıl dönümünde saygı ve minnetle yâd ediyoruz.” dedi.

AK Parti Burdur Milletve-

kili Yasin Uğur, “10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü” dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı.

Mesajında, Atatürk, dönemin sınırlı imkânlarıyla Kurtuluş Savaşını kazanmış, Türk milletinin yeniden ve daha güçlü bir şekilde tarih sahnesine çıkmasını sağlamıştır. Milletin- den aldığı güç ve destekle Türkiye’yi ileri ülkeler seviyesine çıkarma amacına adamıştır.

Bugün, ülke ve millet olarak Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda daima

ileriye bakıyor, tarihimizden, medeniyetimizden ve yüce milleti- mizden aldığımız güçle; gelişerek, yılmadan, yorulmadan hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz.

Bizler bugün Cumhuriyet ruhuna sıkı sıkı sarılarak aziz milleti- mizin hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyoruz.

Türkiye'nin 2023 hedefiyle 100.

kuruluş yıl dönümünde Türkiye’yi, Dünya’nın en güçlü ülkeleri arasına sokmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Atatürk’ün ve aziz ecdadımı- zın emaneti olan Cumhuriyeti, milli iradeyi, millet egemenliğini canla başla koru- yarak gelecek nesillere aktarmak için durmadan çalışacağız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimize, gazilerimize ve tüm ecdadımıza şükranlarımı sunuyorum. Ruhları şad olsun.”

AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, “Bugün, ülke ve millet olarak Atatürk'ün gösterdiği hedefler doğrultusunda daima ileriye bakıyor, tarihimizden, medeniyetimizden ve yüce milletimizden aldığımız güçle;

gelişerek, yenilenerek, yılmadan, yorulmadan, 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.

AK Parti Burdur Milletvekili TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Bayram Özçelik, Cumhuriyetimizin

Banisi Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün ebediye- te intikalinin 83’üncü yıldönümü münasebetiyle anma mesajı yayınladı. Milletvekili Bayram Özçelik, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası dolayısıyla yayınladığı mesajın- da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, üstün askeri dehası ve kararlı duruşuyla başarılı bir komutan olarak dünya tarihinde saygın bir yer edindiğini belirtti.

Atatürk'ün, önderlik ettiği istiklâl mücadele- sinin kazanılmasının ardından cumhuriyeti kur- duğuna işaret eden Milletvekili Bayram Özçelik,

“Daha sonra istikbal mücadelesine de önderlik ederek, ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için yoğun gayret gösterdi.

Bugün bizler, istiklâl ruhuna ve kurtuluş felsefesi- ne sıkı sıkı sarılarak, cumhuriyetimizin ideallerini ve hedeflerini, aziz milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürmek için aynı heyecanla azimle

çalışmaktayız.” ifadesini kullandı.

Milletvekili Bayram Özçelik, Türkiye'nin, istikrar içinde güçlenme- ye, büyümeye ve demokrasinin standartlarını her geçen gün yükselt- meye devam ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Onun 'en büyük eserim' dediği ve gelecek nesillere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetini, ecdadımızdan aldığımız güç ve ilhamla daha ileriye taşımak, daha güçlü, daha müreffeh bir ülke haline getirmek için mücadele verdiğimiz ülkemiz, bugün dünyada sözü dinlenen, dostluğu aranan ve uluslararası sorunların çözümünde aktif rol üstlenen yüksek itibara sahip ve örnek gösterilen bir konuma yükselmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize bıraktığı eşsiz mirası, mücadele aşkını, azmini ve cesaretini gelecek nesillerimize anlatmak bizim asli vazifelerimizdendir. Bugün, ülke ve millet olarak Atatürk'ün gösterdiği hedefler doğrultusunda daima ileriye bakıyor, tarihimiz- den, medeniyetimizden ve yüce milletimizden aldığımız güçle; gelişerek, yenilenerek, yılma- dan, yorulmadan, 2023, 2053 ve 2071 hedefle- rimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz.”

dedi.

Vefatının 83’üncü yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve istiklâl mücadelesinin bütün kahramanlarına rahmet dileyen Milletvekili Özçelik, şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla andığını belirtti.

Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası dolayısıyla bir mesaj yayımla- dı.

BUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik mesajın- da şu ifadelere yer verdi:

“Türk Milletini birleşti- rerek, ülkemizi bağımsızlığa çıkaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ömrünü Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı-

na adamış, kurtuluş mücadelesinde büyük bir zafer kazanarak ulusumuzun kötüye giden yazgısını ve tarihin akışını değiştiren büyük bir komutan ve devlet adamıdır. Atatürk; fikirleri,

hayata geçirdiği eserler ve milletimi- ze bıraktığı milli ve manevi değerler ile gönlümüzde ilelebet payidar kalacaktır. Atatürk'ün ruhu, yas ve ağıtlarla değil, en ileri medeniyetler zirvesine doğru yükselen bir Türkiye ile şad olacaktır. Bugün iş adamları- mız dünyanın her yerinde ise ve Türkiye her geçen gün daha ileri bir noktaya gelmekte ise Atatürk’ün

“Tek bir şeye ihtiyacımız var;

çalışkan olmak” ilkesi milletimizde yankı buluyor demektir. Ebediyete intikalinin 83. yıl dönümünde, Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kahraman silah arkadaşları ve şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, gazilerimize şükran ve minnet duygularımı sunuyorum.”

Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz:

Burdur Milletvekili Yasin Uğur:

"Atütürk'ün gösterdiği hedefler

doğrultusunda daima ileriye bakıyoruz"

“ATATÜRK GÖNLÜMÜZDE

İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR”

BUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik:

“Ata’mız bugün atan milyonlarca

yürekte yaşıyor”

Vali Ali Arslantaş:

“ATATÜRK, hayatını

milletine adamış bir liderdir”

Burdur Milletvekili Mehmet Göker:

Burdur Milletvekili Bayram Özçelik:

"Atatürk devrimleri yolumuzu aydınlatmaya devam etmekte"

“Atatürk, dünya tarihinde saygın bir yer edinmiştir”

ANMA

(7)

Sayfa / 7 GÜNCEL 10 Kasım 2021 Çarşamba

Sorumluluğu Belediyemize ait olan sokaklarda konumlandırılacak, m2 si aşağıda belirtilen 150 adet tekstil kumbarası yerleştirilmesi için ‘Burdur Belediyesi Sınırları İçinde Tekstil Atıkların, Kulla- nılmış Giysilerin, Kıyafetlerin Kaynağında Ayrı Toplanması, Taşınması, Sınıflandırılması Ve Geri Kazanım İşi’’ nin 2886 Devlet İhale Kanununun ilgili maddeleri ve 45 maddesine göre (Açık Arttırma Usulü) ile Pazar Mahallesi Belediye Caddesi No:9 Burdur Belediyesi Halı Sarayı Hizmet Binası adresindeki Burdur Belediyesi Encümen Salonunda 18 Kasım 2021 tarihinde aşağıda belirtilen saatte 3 yıl süre ile kiraya verilecektir. Bu ihaleye ait ihale dosyası mesai saatleri içerisinde Burdur Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünden temin edilebilecektir. İhaleye girebilmek için isteklilerin; nüfus cüzdanı örneği, tüzel kişi olması durumunda Ticaret Sanayi Odası belgesi; ikamet- gâh il muhaberi, tüzel kişi olması durumunda adres beyanı; yer gördü belgesi; geçici teminat ve ek teminat, Belediyemiz Mali Hizmetler Müdürlüğünden borcu yoktur yazısı; vekâlet ile katılıyorsa istekli adına düzenlenmiş vekâletname, vekâlet iştirak edenin noter tasdikli imza sirküleri, ortak girişim olması halinde ortaklarca imzalanmış ortaklık sözleşmesini, En az 3 yıl iş deneyim belgesi ve en az bir adet Belediye sözleşmesi ihale komisyonuna sunması gerekir. İstenilen belgenin aslı veya noter onaylı sureti verilecektir. İdare ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.

Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr adresinde... BASIN - 01482266 İHALENİN ADI

Burdur Belediye- si Sınırları İçinde Tekstil Atıkların, Kullanılmış Giy- silerin, Kıyafetle- rin Kaynağında Ayrı Toplanması, Taşınması, Sınıf- landırılması Ve Geri Kazanım İşi

150,000.00 TL +KDV 150 ADET

TEKSTİL KUMBARASI

GEÇİCİ TEMİNAT

İHALE TARİHİ

İHALE SAATİ

DOSYA BEDELİ İHALE

BEDELİ TL.

CİNS NİTELİK

4.500,00 TL 18.11.2021 14.10 500,00 TL

BURDUR BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN İHALE İLANI

Burdur Merkez Karaçal Barajı’nın adı ‘Burdur Merkez Karaçal Ali Kılcı Barajı’ olarak değiştirildi.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2012 yılında hizmet vermeye başlayan Merkez Karaçal Barajı’nın adının Haziran ayında trafik kazasında yaşamını yitiren eski Devlet Su İşleri Burdur 182’nci Şube

Müdürü Ali Kılcı’nın adının veirlmesine karar verdi.

Devlet Su İşleri (DSİ) 182’inci Şube Müdürü Ali Kılcı (31) 26 Haziran günü DSİ Genel Müdürlüğü’nün Büğdüz yolunda yapımı devam eden Burdur içme suyu arıtma tesisi inşaatında incelemelerde bulunduktan sonra, kuruma ait 68 BS 011 plakalı araçla Burdur’a dönüşünde, direksiyon

hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçti.

Yaklaşık 4 metre yükseklik- ten çöplük yoluna düşen araç yan yatarken, Ali Kılcı yaralan- dı. Kazayı görenlerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen ambulansla Burdur Devlet Hastanesi’ne götürülen Ali Kılcı, yapılan müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi.

DSİ’den ALİ KILCI’ya VEFA

HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ Yaptığı çalışmalarla sosyal

belediyecilikte öncü belediye haline gelen Bucak Belediyesi yeni bir projeye daha imza atıyor.

Bucak Belediyesi, Özel Termessos Hastanesi işbirliği ile 13 Kasım 2021 Cumartesi günü Cumhuriyet Meydanında ücretsiz olarak göz taraması, meme kanseri taraması ve çeşitli sağlık taramaları gerçek- leştirecek.

Belediye Başkanı Emrullah Ünal yaptığı açıklamada “Her alanda vatandaşlarımıza dokunmaya onların sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyoruz.

Sosyal belediyecilik anlamında çok önemli hizmetler gerçek- leştiriyoruz. Antalya’da hizmet veren Özel Termessos Hastane- si ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde İlçemizde ücretsiz göz, meme kanseri, obezite, tansiyon ve şeker ölçümü branşlarında sağlık taraması

gerçekleştireceğiz.13 Kasım 2021 Cumartesi günü Cumhu- riyet Meydanı’nda saat 10:00-17:00 arasında Özel Termessos Hastanesinin alanında uzman hekimleri tarafından sağlık kontrolleri ve bilgilendirmeler yapılacak.

Tüm halkımızı sağlık kontrolle- rini yaptırmaya davet ediyo- rum. Sağlıklı bir Bucak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

BUCAK BELEDİYESİ’nden

ÜCRETSİZ GÖZ ve

MEME KANSERİ ARAMASI

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, yapımı devam eden projele- ri inceledi.

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ve Başkan Yardımcısı Ali Say, yapımı devam eden İleri Biyolojik Arıt- ma Tesisi ve Artıma ve İçme Suyu Arıt- ma Tesisinde incelemelerde bulundu.

Konuyla ilgili açıklama yapan Başkan Ercengiz; “Cumartesi günü bizi

endişelendiren ancak küçük eziklerle atlatılmış bir kaza yaşanan Atıksu Arıtma Tesisi şantiyemize uğrayarak hem emekçi kardeşimize geçmiş olsun diledik hem de hızla ilerleyen çalışma- lar hakkında bilgi aldık. Daha sonrada İçme suyu arıtma tesisinde yapılan çalışmaları inceleyerek yapılan çalışma- lar hakkında ilgili bilgi aldık. Burdur’u- muza hayırlı olması dileğiyle” dedi.

Başkan Ercengiz;

Yapımı devam eden projeleri inceledi

Stanford Üniversitesinin değişik bilimsel yetkinlik kriterlerine göre yaptığı hesaplamalar listesinde dünyadaki ilk yüzde 2'lik dilime giren dünya çapında en etkili bilim insanlarının yer aldığı listede Türkiye'den 1150 bilim insanı yer alırken, bu listede Burdur

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'n- den (MAKÜ) 4 öğretim üyesi yer aldı.

Stanford Üniversitesi tarafından her yıl açıklanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” 2020 yılı listesi yayınlandı.

Nitelikli yayın sayısı, yayınların yer aldığı derginin etki faktörleri, patent sayısı, yapılan atıf sayıları,

h-indeksi, atıf alan makale sayısı gibi uluslararası

ölçütler kullanılarak hazırlanan listede

MAKÜ’den “enerji”

alanından Doç. Dr.

Ahmet Uyumaz, “yapay zeka ve görüntü işleme”

alanından Doç. Dr. Emrah Hançer, “eğitim bilimleri”

alanından Doç. Dr. Gökmen Arslan ve “veteriner hekimlik” alanında Prof.

Dr. Özlem Özmen yer almayı başardı.

Başarılarından dolayı MAKÜ’lü akademisyenleri kutlayan Rektör Prof.

Dr. Adem Korkmaz; “Üniversitemizden daha çok bilim insanının bu listeye girmesi için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğimizi belirtir, listeye giren öğretim üyelerimizi tebrik ederim.” dedi.

MAKÜ’lü Bilim İnsanları Dünyanın en etkili bilim insanları

arasında yer aldı

(8)

Sayfa / 8 ANMA

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğitime erişim, öğrencinin eğitim faaliyetine erişmesi ve tamamlamasına ilişkin süreçleri; Eğitimde kalite, öğrencinin akademik başarısı, sosyal ve

6.3.7 Charter ve Destek sınıfında kayıt veren tekne sayısı 5’ten az olduğu durumlarda Yarış Organizasyon Komitesi bu sınıfları tek sınıf olarak yarıştırabilir.. 6.4

Üniversitemiz bünyesinde Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ta- rafından akademik yıl boyunca öğrenciler için basketbol, voleybol, futbol, salon futbolu, tenis,

2017-2018 eğitim-öğretim yılında Erasmus+ Programı kapsamında öğrenci ve öğretim elemanı deği- şimi gerçekleştirmek üzere 503 adet ikili sözleşme imzalanmıştır.. Bu

Üniversitemiz, 11 Temmuz 1992 tarihinde Niğde Üniversitesi adı ile Selçuk Üniversitesine bağlı Eğitim Yüksekokulunu Eğitim Fakültesine dönüştürerek ve İktisadi ve

Engeliler merkezi Çevresinde Çim bicimi sulanması ve cevre düzenlemesi faliyetlerinde bulunuldu. Seramızdaki Biberiye bitkilerinden aldığımız çelikleri toprakla buluĢturduk

Giresun İl Genel Meclisi'nin son birleşiminde CHP Grup Başkan vekili Mehmet YILMAZ gündem dışı söz alarak, Giresun'un özellikle kurtuluşu için stratejik olan, bir

a) Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak. b) Kanunların belediyeye verdiği