• Sonuç bulunamadı

O Okyanuslarımız Uzaydan mı? B Uzun Yaşamın Sırrı Telomerlerde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "O Okyanuslarımız Uzaydan mı? B Uzun Yaşamın Sırrı Telomerlerde"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Uzun

Yaşamın Sırrı

Telomerlerde

Özden Hanoğlu

B

ilim insanları, uzun yıllar

yaşayabilmenin sırrının kromozomların uçlarında yer alan telomer adlı bölgeleri tamir eden telomeraz adlı enzimde saklı olduğunu düşünüyorlar.

Kromozomların uçlarında yer alan ve telomer adı verilen bölgeler, hücre bölünmesi gerçekleşirken DNA’yı aşınmaktan ve kromozomları yanlış birleşmelerden koruyor. Bilim insanları, telomerlerin yaşlanma, kanser ve diğer biyolojik işlemlerde etkili olduklarını belirtiyorlar. 2009 yılı Fizyoloji ve Tıp Nobel ödülü, telomerelerin yapısını ve kromozomların aşınmasını nasıl engellediklerini açıklayan üç bilim insanına verilmişti.

Nobel Ödülü sahiplerinden biyokimyager Elizabeth H. Blackburn telomerleri ayakkabı bağcıklarının uçlarında yer alan ve onları koruyan plastik parçalara benzetiyor. Kromozomların uçlarında yer alan bu kısımlar hücre her bölündüğünde biraz daha kısalıyor. Zamanla çok kısa kalan telomerlere sahip hücreler bölünmeyi bırakıyor ve yaşlanma dediğimiz sürece sapıyorlar.

Hücre bölünmelerinde önemli olan bu yapılarla kanser araştırmaları üzerinde çalışanlar da ilgileniyor. Yeni yürütülen araştırma, yaş ortalamaları 97 olan oldukça yaşlı ancak halen sağlıklı 86 kişinin oluşturduğu bir grup, bu grubun çocukları ve torunlarından oluşan 175 kişilik diğer bir grup ve normal yaşam süresine sahip ebeveynleri olan 93 kişilik bir kontrol grubuyla yürütülmüş. Uzun yaşam bilmecesinde telomerlerin bulmacanın yalnızca bir parçası olduğuna değinen bilim insanları, araştırmalarında iki soruya yanıt aradıklarını anlatıyorlar. İlk soru uzun yaşayan insanların uzun telomerlere sahip olup olmadıkları. İkincisiyse uzun telomerlere sahiplerse bunun nedeninin telomerlerin uzunluğuna etki eden genlerindeki değişimlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı. Her iki sorunun yanıtının da ‘evet’ çıktığını açıklayan araştırmacılar, uzun yaşayanların bunu telomerlerine iyi bakılmasını sağlayan avantajlı genetik değişimlere borçlu olduklarını açıklıyorlar. Araştırmacılar, telomeraz enzimini salgılayan sistemlerinin fazlaca çalışkan olmasını sağlayan bu değişimlerle telomer uzunluğunun daha iyi korunduğunu belirtiliyorlar. Bu çalışkan sistemin anlaşılmasıyla telomeraz enziminin görevini

üstlenebilecek ilaçlar artık üretilebilecek.

http://www.sciencedaily.com/ releases/2009/11/091111200225.htm http://ibioseminars.org/blackburn/blackburn1.shtml

Okyanuslarımız

Uzaydan mı?

Özden Hanoğlu

O

kyanusların nasıl oluştuğuna

dair en yaygın kanı Dünya’nın iç katmanlarındaki uçucu elementlerin yanardağlar aracılığıyla yüzeye çıkmasıyla bulutları oluşturduğu ve sonrasında da yağan yağmurların birikerek okyanusları oluşturduğu yönünde. Fransa’daki Claude Bernard Üniversitesi’nde jeokimya profesörü olan Francis Albarède’nin ise farklı bir varsayımı var. Albarède, Dünya’nın başlangıçta suya sahip olmadığını, yüz milyonlarca yıl sonra Güneş Sistemi’nin dev gaz gezegenlerinin yarattığı şiddetli çalkantılar sonunda buz kaplı asteroitlerin Dünyamıza ulaşmasıyla bunun

gerçekleştiğini savunuyor. Araştırmacının teorisine göre, gezegenin gelişiminin sonlarında gelmiş olabilecek olan bu

uzaylı su, levha hareketlerini

de tetiklemiş olabilir.

Uzay araştırmaları yürütenler, yaşam olan yerde su olması gerektiği konusunda birleşmiş durumdalar. 4,5 milyar yıl önce Dünya miras aldığı suyla okyanuslarını oluşturdu, yaşamın yeşereceği denizleri oldu ve kıtaları levha hareketleriyle kıpırdanmaya başladı. Güneş Sistemi oluşurken, Ay ve Merkür kuru ve soğuk, ölümcül çöllere dönüştü; Mars hızlıca kurudu ve Venüs ateş topu haline geldi.

3í 5í T T G G G G T T G G G G T T G G G G T T G G G G T T G G A A C C C C A A C C C C A A C C C C A A C C C C A A C C 3í 3í 5í 5í 5í A A T T G C G C G C G T T G G G G T T G G G G T T G G G G A A C C C C C A A T T G C G C G C G C A A C C C C C C    G T C A A T G C T A C G T A A T C G G C G T G G © The Nobel Committee for Physiology or Medicine 2009     Illustration: Annika Rˆ hl         

  

  

  

Haberler

10

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu durumun tam tersine, her ne kadar daha az sıklıkla tespit edilseler de, organik yabancı cisimler genellikle enflamatuar cevap oluştururlar ve eğer vücuttan

Kızılötesi, kırmızı ve yeşil dalgaboylarında çekilen fotoğrafların birleştirilmesiyle elde edilen bu görüntülerde bitki örtüsünün yoğun olduğu bölgeler kırmızıyla

Birinci- sinde, yani Ay ufka yakın olduğun- da görüş alanında başka cisimler de olduğundan beynimiz onu bu ci- simlerle karşılaştırarak daha uzak olarak algılıyor..

Davy Kirkpatrick’in başkanlığını yaptığı bir araştırma ekibi ise, L sını- fı diye tanımladıkları ve kırmızı cü- celerden de daha soluk yıldızlardan oluşan yeni

Folik asit oranı sırasında alttan üçüncü olan gönüllülerin depresyon belirtilerinin, folik asit oranı sırasında üstten üçüncü olan gönüllülerinkinden iki kat

Doğum ve ölüm hızları arasındaki fark azaldığı için nüfus artış hızı çok yavaşlamakta ve toplam nüfustaki artış da çok azalmaktadır. Bugün Avrupa’nın çok büyük

Abstract:This study aims to analyze the impact of the COVID 19 pandemic on online marketing for Micro, Small and Medium Enterprises (MSMEs).. The research method used in this

milimetreden daha ince olan şeffaf ve fotovoltaik özelliğe sahip malzeme, güneş ışığından ve yapay ışıktan enerji elde edebiliyor.. Kendi kendini şarj eden güneş