• Sonuç bulunamadı

A.Ü. Beypazarı MYO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "A.Ü. Beypazarı MYO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

12/20/2021

Öğr. Elemanı: Dr. M. Cumhur AKBULUT

Ünite 10 Kanunlarda İSG

(2)

Kanunlarda İş sağlığı ve iş güvenliği

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak, Anayasa’nın ilgili hükümlerinden başka,

• İş sağlığı ve iş güvenliği kanunu

• İş Kanunu

• Borçlar Kanunu

• Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

• Belediyeler Kanunu

• Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu

• Sendikalar Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi

• Grev ve Lokavt Kanunu

gibi kanunlarda ve bunlara dayanarak çıkarılmış olan tüzük,

yönetmelik veya tebliğlerde çeşitli düzenlemeler mevcuttur.

(3)

Anayasa:

Bir devletin kuruluşunu, örgütlenişini, temel organlarının işleyişini, yönetim şeklini düzenleyen; kişilerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan kuralların tümüdür.

Genel olarak Anayasa’da genel hükümler;

 temel hak ve özgürlükler,

 bireylerin topluma karşı görev ve sorumlulukları

 yasama, yürütme, yargı gibi anayasal devlet organlarını tanımlayan bölümler bulunur.

Anayasa, diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiç

bir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz.

(4)

Milletlerarası(Uluslararası) Antlaşmalar:

Sözleşme ve antlaşmalar Türk Anayasası’na göre, usulü dairesinde onaylanıp yürürlüğe konurlar ve bu suretle de kanun niteliğini kazanırlar.

Ülkemizin Onayladığı Bazı ILO Sözleşmeleri

• 2 No’lu İşsizlik Sözleşmesi

• 11 No’lu Örgütlenme Özgürlüğü (Tarım) Sözleşmesi

• 14 No’lu Haftalık Dinlenme (Sanayi) Sözleşmesi

• 127 No’lu Azami Ağırlık Sözleşmesi

• 155 No'lu İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin

Sözleşme

(5)

Kanun:

Kanun, “genel, nesnel ve kişilik dışı hukuk kurallarının bütünü”

biçiminde tanımlanmaktadır.

Anayasada öngörülen usullere göre; yasama organı olan Büyük Millet

Meclisi tarafından yazılı olarak konan, uyulması zorunlu hukuk

kurallarıdır.

(6)

Anayasa’dan aldığı yetkiye dayanarak hükümetin çıkardığı kanun gücüne sahip bir kararname.

Bu kararnameler, parlamentonun tasdikine sunuldukları için ve tasdik edildiklerinden kanun güç ve kuvvetindedirler.

Hükümetlere böyle bir yetkinin verilmesinin sebebi, Kanun Hükmünde Kararname çıkarma usulünün, kanun çıkarma usulüne nazaran daha pratik ve kolay olmasıdır.

Kanun Hükmünde Kararname:

(7)

Tüzük:

Anayasamıza göre, Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay’ın incelemesinden geçirilerek tüzükler çıkarabilir.

Tüzükler, Cumhurbaşkanı’nca imzalanır ve kanunlar gibi Resmi Gazete

’de yayımlanarak yürürlüğe girer. Tüzükler idarenin tek taraflı düzenleyici işlemleri arasında yer alır ve kurallar hiyerarşisinde kanundan sonra gelir.

Örnek:

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü

• Grev ve Lokavtlarda Mülki İdare Amirlerince Alınacak Önlemlere İlişkin Tüzük

• İş Kolları Tüzüğü

(8)

Yönetmelikler kısaca kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla çıkarılan hukuki metinlerdir.

Yönetmelikler, Devlet örgütü içerisinde bulunan çeşitli kurum ve kuruluşların daha ziyade kendi iç bünyelerini ilgilendiren, çalışma usullerini düzenleyen kurallar bütünüdür.

Yönetmelik:

(9)

Anayasada yönetmeliklerin, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri tarafından çıkarılabileceği ifade edilmiştir.

Yönetmelikler idarenin tek taraflı düzenleyici işlemleri arasındadır ve kurallar hiyerarşisinde tüzüklerden sonra gelir.

Yönetmelikler kural olarak yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve bunların Resmi Gazetede yayımlanması gerekmez. Hangilerinin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.

Yönetmelik:

(10)

Yönerge: Yönetmeliklerde değinilmeyen konulara açıklık getirmek için düzenlenen resmî belgelerdir.

Yönerge

(11)

6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu

20.6.2012 tarihinde kabul edilen ve 30.6.2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanan bu kanunun amacı;

• işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması

• mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.

Bu kanun ile birkaç istisna dışında Kamu ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin

tüm çalışanlar kanun kapsamına alınmıştır. Kanun, iş sağlığı ve güvenliğinde

en iyi koşulları hedefleyerek, işyerlerinin mevcut durumunun sürekli

iyileştirilmesini amaçlamakta ve İş kazası veya meslek hastalığı ortaya

çıktıktan sonra neler yapılacağını değil, iş kazası ve meslek hastalığının daha

ortaya çıkmadan önlenmesi için neler yapılacağını benimsemektedir.

(12)

6331 sayılı kanun kapsamında işverenin sorumluluk ve görevleri

 İş sağlığı ve güvenliği koşullarını iyileştirme ve bunun sürekliliğini sağlama.

 Çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu dikkate alma.

 Risk değerlendirme raporlarını da göz önünde bulundurarak genel bir önleme politikası geliştirme.

 Mesleki risklerin önlenmesi için, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbiri alma.

 Çalışma ortamında gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yaptırma.

 İzleme, denetleme ve uygunsuzlukları giderme.

 Çalışanların hayati tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alma.

 Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda

koordinasyon sağlama.

(13)

görevleri

 Sayı sınırı olmaksızın iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanma.

 İşyerlerindeki iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ile ilgili görüş verme ve aktif katılım sağlayabilme.

 Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalması durumunda, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma.

 İş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim alıp, bilgilenme.

 İş sağlığı ve güvenliği konularında temsil edilme.

 Kendisinin ve çalışma arkadaşlarının sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmeme.

 Kendilerine verilen üretim ve korunmayla ilgili tüm araç ve donanımları

doğru kullanma.

(14)

4857 Sayılı İş Kanunu

22.5.2003 tarihinde kabul edilen ve 10.6.2003 tarihinde resmi gazetede yayınlanan bu kanunun amacı; işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.

Bu kanunda İSG kapsamında çalışanların bilmesi gereken hususlardan kısaca bahsedilecektir.

İşçi: Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi denir.

İşveren: işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denir.

işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.

(15)

4857 Sayılı İş Kanunu

İşyeri: İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.

İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.

İş Sözleşmesi: İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer

tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Bu

belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.

(16)

4857 Sayılı İş Kanunu

İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir.

Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır.

Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde

kesin olarak karar verir.

(17)

4857 Sayılı İş Kanunu

Ücret: Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler

tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir.

Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.

Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında

ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel

kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir

nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri

çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına

yaptırılamaz.

(18)

4857 Sayılı İş Kanunu

Çalışma süresi: Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.

Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz.

Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;

• Dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika,

• Dört saatten fazla ve yedi buçuk saate kadar (7,5 saat dâhil) süreli işlerde yarım saat,

• Yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat

ara dinlenmesi verilir. Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.

(19)

4857 Sayılı İş Kanunu

Fazla çalışma: Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.

Fazla sürelerle çalışma: Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş

saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dâhilinde

uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar

yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda,

her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat

başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenir.

(20)

4857 Sayılı İş Kanunu

Bayram ve tatil günlerinde çalışma: Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.

İşçilere kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen

günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam

olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük

ücreti ödenir.

(21)

4857 Sayılı İş Kanunu

Yıllık izinler, hafta tatili: İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.

Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. Niteliklerinden ötürü bir yıldan az

süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık

ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.

(22)

4857 Sayılı İş Kanunu

İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;

• Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dâhil) olanlara on dört günden,

• Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,

• On beş yıl (dâhil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden, Az olamaz.

Ancak on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.

Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.

İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin

ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya

avans olarak vermek zorundadır.

(23)

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SGK) Kanunu Bu kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir.

Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi ifade eder.

Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malullük, vazife

malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık

bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve

babasını ifade eder.

(24)

İş kazasının tanımı ve bildirilmesi

İş kazası;

a. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d. Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında

Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen

engelli hâle getiren olaydır.

(25)

İş kazasının tanımı ve bildirilmesi

İş kazasına uğrayan sigortalı bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından,

o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve kuruma da en geç kazadan sonraki

üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da

taahhütlü posta ile Kuruma (SGK başkanlığına) bildirilmesi zorunludur.

(26)

Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi

Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.

Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;

a. Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi,

b. Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi,

Sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.

(27)

Malul Sayılma hali

Sosyal güvenlik sistemimiz içerisinde, çalışma hayatına girdikten sonra herhangi bir hastalık veya kaza sonucu çalışma gücünün en az %60’ını kaybettiği tespit edilen veya İş kazası/meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü kayıp oranı % 60 ve üzerinde olan sigortalı malul sayılır.

Kamu çalışanlarından, yukarıda belirtilen malullük hali olmasa bile vazifelerini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettikleri tespit edilenler de malul sayılır.

Maluliyet tespiti, ilgili yönetmelikler dikkate alınarak yapılır.

(28)

Malulen Emeklilik Şartları

1. En az %60 oranında iş göremezlik raporunuz olmalı.

2. 1800 prim günü ve 10 yıllık sigortalılık süresiniz dolmalı. (Bakıma muhtaç derecede malul olursanız 10 yıl şartı aranmaz.)

3. Malullüğe sebep olan rahatsızlığınızın çalışmaya başladıktan sonra

ortaya çıkmış olması gerekiyor.

(29)

sürekli iş göremezlik

Bir sigortalı işçi, İş kazası geçirmesi halinde malul olduğunu iddia ediyorsa, sürekli iş göremezlik oranının tespiti için primini yatırdığı sosyal güvenlik il/merkez müdürlüğünde bulunan iş kazası servislerine müracaat etmelidir.

Meslek hastalığı şüphesi olan sigortalı ise bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il/merkez müdürlüğüne başvurarak meslek hastalığı tespit işlemlerini başlatabilir.

Meslek hastalığı nedeniyle Kurum sağlık kurulunca sürekli iş göremezlik oranı

% 10 ve üzerinde olduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine

hak kazanır.

(30)

Yükümlülük süresi: Sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun süreyi, ifade eder.

Maruziyet süresi: Zararlı etkinin başlamasıyla hastalık belirtilerinin ortaya

çıkması için gereken en az süreyi ifade eder.

(31)

Geçici iş göremezlik, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hâllerinde Sosyal Güvenlik Kurumunca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamama hâlidir.

Sigortalıya, çalışması halinde elde edeceği gelirden yoksun kaldığı için, istirahatli kaldığı süre boyunca geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir.

Geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanabilmek için, SGK ile anlaşmalı sağlık kuruluşlarının hekim veya sağlık kurullarınca verilecek raporlarla iş göremezliğe sebebiyet veren durumun ortaya konması gereklidir.

Geçici iş göremezlik:

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak, ne bu işi paralı veya gönüllü yapabilecek, çocuklara ilgi ve şefkatle gerektiği gibi bakabilecek uygun koruyucu aileler bulmak, ne de daha ileri bir adım olan

 Kişisel koruyucu donanımların kullanımı hakkında eğitim verilmeli, talimatlara uygun olarak kullanılmalı ve talimatlar işçiler tarafından

Özel bir amaç, faaliyet veya durumu işaret eden levha, renk, sesli ve/veya ışıklı sinyal, sözlü iletişim ya da el–kol işareti yoluyla iş sağlığı ve güvenliği

Böylece, geçirdiği iş kazası veya tutulduğu meslek hastalığı sonucu Kurum'dan sürekli iş göremezlik geliri almakta olan sigortalı da; arıza yahut hastalığının

whether by increase or decrease, because giving free hand to the judge or restricting his freedom at the request of one of the contracting parties could enfeeble the role of

Her satır ve sütunda sadece iki sayı olacak şekilde 1-8 rakamlarını tabloya yerleştirin.. Her bir rakam sadece bir kez kullanılacak ve

27 7061 Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 2017 sonunda çıkarılan Torba Yasa’da yapılan değişiklikle sürekli iş

ĠĢ sağlığı ve güvenliğinde amaç çalıĢanların çeĢitli faktörlere maruziyetlerinin azaltılması olduğundan dolayı seramik sağlık gereçleri iĢletmesinde, L tipi