• Sonuç bulunamadı

Hükümetin kamuya ait

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hükümetin kamuya ait"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hükümetin kamuya ait şeker fabrikalarını ne pahasına olursa olsun yok etme girişimi, AKP’nin piyasacılık sevdasının ötesinde bir anlam taşıyor. Şeker piyasası nişasta bazlı sıvı şekere teslim edilirken, sağlığımız Cargill ve Ülker gibi gıda tekellerinin insafına bırakılıyor.

Şeker pancarı üreticisine sağlanan desteğin kaldırılmasının ardından gelen şeker fabrikalarının yok edilmesine yönelik girişimler, en basit ifadeyle şeker piyasasının nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreticilerine teslim edilmesi anlamına geliyor. Zira piyasada pancardan üretilen şekerle, mısırdan elde edilen NBŞ arasında ters bir denge bulunduğu uzmanlarca belirtiliyor.

NBŞ, düşük kaliteli ve sağlığa daha zararlı olmasına rağmen üretimi çok daha ucuz olduğundan, düzenleyici bir mekanizmanın olmaması durumunda şeker pancarından üretilen şekerin NBŞ ile rekabet edebilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekiliyor.

AKP’nin bu hamlesi, bugüne kadar sistematik olarak “kolladığı” Cargill ve Ülker gibi sektörde üretim yapan gıda tekellerine yeni bir “jest” olmanın ötesinde, halkı NBŞ’ye mahkum ederek “zehirlemek” anlamına geliyor.

NBŞ, Cargill’in halkımıza “armağanı”

Türkiye şeker üretiminde kendisine yeten ve şeker pancarından şeker üretimi açısından dünya pazarında önemli bir konumdayken, ülkemizde NBŞ üretimi ilk kez bir Amerikan gıda devi olan Cargill’in 1997 yılında fabrika kurmasıyla gündeme geldi. Cargill’in Bursa Orhangazi’de kurduğu fabrika, ülkenin en verimli tarım arazilerinden biri üzerinde, yasalara aykırı biçimde inşa edildiği için kamuoyunda tepkiye neden olmuş; AKP tarafından özel olarak “ilgilenilen” firma, bizzat Başbakan Erdoğan’ın devreye girmesiyle çıkarılan Cargill’e özel yasa sayesinde, süreçten ceza bile ödemeden sıyrılmıştı.

Ancak, Cargill’in hükümet ile yakın temasının sonuçları bununla sınırlı değil. Türkiye, NBŞ üretimine Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan yüzde 2’lik kotanın beş katı kota sağlıyor. Türkiye’de 2001 yılında çıkarılan Şeker Yasası ile bu kota yüzde 10 olarak belirlendi ve Bakanlar kuruluna bu miktarı her yıl yüzde 5 artırma ve azaltma yetkisi verildi. Bakanlar Kurulu bu yetkiyi her yıl artırma yönünde kullanıyor ve Danıştay’dan dönmediği taktirde kota yüzde 15 olarak uygulanıyor.

Kotadan tümüyle kurtulacaklar

Türkiye’deki beş NBŞ üreticisinin kurulu toplam kapasitesi 1 milyon tona yakın. Yalnızca Cargill fabrikasının kapasitesinin bile 440 bin ton ile Türkiye kotasını geçiyor olması, kotanın yüzde 50’lere çekilmesi için gösterilen uğraşı ve yürütülen kulis faaliyetlerini açıklıyor.

Sektörde üretim yapan şirketlerin müşterilerini ağırlıklı olarak şekerleme ve meşrubat üreticileri oluştururken; üretim fazlasının sürekli devam ediyor ve ihracat oranı ile açıklanamıyor olması, kotanın çok üzerindeki miktarların kaçak olarak iç piyasaya sunulduğunu gösteriyor. Özellikle sütlü ve hamurlu tatlı üreticileri ile fast-food zincirlerinin önemli miktarlarda kaçak NBŞ şurubu tükettiği biliniyor.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesini izleyen süreçte yükselecek şeker fiyatları daha ucuz bir alternatif gibi görünen NBŞ’in kotasının yükseltilmesini beraberinde getirirse, tüm bu tartışmalar da gıda tekelleri lehine ortadan kalkmış

olacak.

Pancar yerine mısır ne anlama gelir?

Pancardan şeker üretiminde kendine yetebilecek potansiyelini emperyalist şirketlerin çıkarları doğrultusunda göz göre göre yok eden Türkiye, mısırdan şeker elde etmeye yöneldiğinde önemli ölçüde dış alım gerçekleştirmek durumunda kalacaktır. Türkiye’nin yıllık mısır üretiminin 2 milyon ton ve tüketiminin ise 3 milyon ton civarında olduğuna dikkat çeken uzmanlar, şu anda bile Türkiye’nin mısır açığını kapatmak için her yıl 1-1,5 milyon ton mısır ithal etmek zorunda olduğunu ifade ediyorlar. Pancardan şeker üretiminin tasfiyesi, bu rakamların bir hayli yükselmesi, ülkenin

(2)

şekerde dışa bağımlı olması anlamına geliyor.

NBŞ kotası artırılırken, yerli üretim mısırın NBŞ üretiminde kullanılacağı ve bunun da yerli mısır üretiminde artışa neden olacağı söylemleriyle kamuoyunun yanıltıldığını belirten uzmanlar, Türkiye’de üretilen mısırın, ekiminden ihracatına kadar her alanda desteklenen ve üretiminde genetik yapısı değiştirilmiş (GDO) tohum kullanılması nedeniyle verimliliği çok yüksek olan ABD mısırıyla rekabet edebilmesinin mümkün olmadığının altını çiziyorlar. Şeker nasıl öldürür?

Nişasta bazlı şekerin insan sağlığı açısından da çok ciddi bir tehdit oluşturduğu gizli bir bilgi olmamasına rağmen, sağlıklı yaşam için her gün kadın programlarına çıkan diyetisyenler, NBŞ’nin zararları üzerinde pek az duruyorlar. Ölüm korkusunu kaşıyarak pazarını büyütmekten kaçınmayan sağlıklı yaşam sektörünün sesi, NBŞ’nin yarattığı gerçek tehdit karşısında oldukça cılız çıkıyor. Zira söz konusu olan sadece NBŞ üreticilerinin değil, tüm gıda sektörünün düşük tatlandırıcı maliyeti sayesinde artırdığı kârı.

Kimi beslenme uzmanları ise NBŞ’nin yarattığı iki boyutlu tehdidin altını çiziyor. Bir tarafta NBŞ üretiminde kullanılan mısırın genetik yapısıyla oynanıyor olması, diğer tarafta ise insan vücudunun gereksinmediği halde farkında olmadan yüklendiği şeker miktarı bulunuyor.

Mısır tohumlarının genetik yapısıyla oynanmasının bir süre sonra bu ürünleri tüketen insanların genetik yapısında deformasyonlara ve sakat doğumlara yol açabileceği tahmin ediliyor. Ayrıca antibiyotiklere karşı direnç geliştirme de diğer yaygın bozucu etkisi olarak biliniyor GDO’ların. AB ülkelerinde genetik yapısı değiştirilmiş ürün tüketiminin halk sağlığı üzerinde yaratabileceği olumsuzluklar nedeniyle hassaslıkla ele alındığı belirtilirken, Türkiye’de halkın kobay olarak kullanılmasına göz yumulduğu ifade ediliyor.

Uzun vadede sonuçları görülecek bu risklerin yanında, son yıllarda yaygınlaşan obezite ya da nörolojik hastalıklar da NBŞ ile doğrudan bağlantılandırılıyor. Sağlıklı beslenme adına şeker yerine tatlandırıcı (ki NBŞ’den üretiliyor) kullanımının yaygınlaşması, olağan koşullarda şekerin salgılattığı tokluk hormonunu baskılıyor. Tatlandırıcılı gıdalar (meyve suları, kolalı içecekler, fast- food vs) kişinin doyma hissini ortadan kaldırarak aşırı yeme problemlerinin yaratıcısı konumuna geliyor.

Yine NBŞ, şeker pancarından elde edilen şekere göre yapısında barındırdığı fazla orandaki fruktoz ile beyin sinir uçlarındaki omega3’ün yerine yerleşerek MS, Parkinson ya da Alzheimer gibi nörolojik hastalıkları tetikliyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Pamuktan yapılmış, havları uzun, çeşitli renklerde, yumuşak astar malzemesi olarak kullanılan bir gereçtir. Teri emme özelliği nedeniyle spor ayakkabılarda saya astarı ve

Türkiye’nin her geçen y ıl tarımda dışa bağımlılığının arttığını vurgulayan Günaydın, 2007’de tarım ürünü dış alımı ile satımı arasındaki farkın, “1

2000’li yıllardan önce tek tek korku filmi örneklerine rastlanırken, 2000’li yıllarla birlikte korku, Türk sineması içerisinde istikrarlı bir tür

Çalışmada, mısırın yetiştirilmesi için gerekli işlemler olarak seçilen ilaçlama, gübreleme ve tohum ekimi işlemleri için girdi maliyetleri Tarım ve

«Fazilet Eczanesi» 1950 yıl larmda Boğaziçi'nde 30 yılı aşkın bir süredir eczacılık yapan Sadettin Dertsavar’ın (Türker Tekin) öyküsünü anlatıyor.-

First, we use data mining methods to discover fascinating utilisation trends at the SRC based on historical data obtained from card swipes; this insight can be useful to SRC

Hanbelî mezhebine göre kunûtun, sahih olan görüşe göre sessiz değil sesli okunması gerekir. Bu konu ile ilgili mezhep içerisinde herhangi bir ihtilaf

[r]