17 Ağustos’un 10. yılında deprem riski, deprem önlemleri kamuoyunun gündeminde. Ancak hâlâ önlemler alınmış değil. En çok tartışılan önlemler olan evlerin depreme uygun olup olmadığı konusunda dahi sıkıntılar yaşanırken uzmanlar başka bir noktaya dikkat çekiyor: Hükümetler yeterli önlem almıyor.
Okullar hastaneler kamu binaları büyük risk altında. Deprem sırasında insanların sığınacakları yerler rant alanına dönüştürüldü.
DEPREMLER ÜLKESİ
Türkiye’de 1900 ile 2006 yılları arasında meydana gelen 90 büyük depremde, resmi verilere göre 82 bin 372 kişi öldü.
Ülkede geçen yüz yıl yaşanan en şiddetli deprem, 1939 yılında Erzincan’da kaydedildi. 7.9 büyüklüğünde yaşanan ve 32 binin üzerinde vatandaşın kaybedildiği depremin ardından ilk kez önlemlerin tartışılmasına başlandı. Kayıpları azaltacak önlemlerin ciddi olarak ele alınmasına 1999 yılında 17 bin 480 kişinin öldüğü Marmara depremi sonrası başlayan Türkiye’de, bugüne kadar yapılanlar, yeterli görülmüyor.
ÇADIRKENT ALANLARI ALIŞVERİŞ MERKEZİ OLDU
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bir grubun yürüttüğü bir araştırma deprem riski ve önlemler konusunda duyarsız olunduğunu ortaya koydu. Risk bölgeleri olduğu için Avcılar ve Bakırköy’de yapılan deprem araştırması kapsamında, farklı gelir gruplarından 900 kişi ile görüşüldü. Araştırmaya göre, ankete katılanlar bina güçlendirmenin gerekliliği konusunda bilgisiz ve konuyu önemsemiyor. Araştırmaya göre, olası bir depremden sonra düşünülen bütün çadırkent ve geçici barınma alanlarının genellikle alışveriş merkezine dönüştürüldüğü iddia edildi.
BİNALARIN SAĞLAMLAŞTIRILMASI YETMEZ
İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, İstanbul’da deprem risklerinin azaltılmasına yönelik kapsamlı, sistemli ve planlı adımlar atılmadığını söyledi. Kentsel dönüşüm projelerinin de deprem odaklı olmamasını eleştiren Prof. Eyidoğan, “Tekil yapıların güçlendirilmesi ile İstanbul korunmuş olamaz. İstanbul’da 15 bin okul, hastane, sosyal hizmet kurumu gibi kamu yapıları bulunuyor.
İSMEP çerçevesinde Dünya Bankası’ndan 620 milyon avro kaynak bulunmasına rağmen bugüne kadar 230 okul, 3 yurt, 2 hastane, 1 poliklinik güçlendirildi, 11 okul yıkılarak yeniden yapıldı.”
PROJELER YAVAŞ İLERLİYOR
Prof. Eyidoğan, “466 okul binasının takviye projeleri yapılmış, bürokrasiyi beklemektedir. Ayrıca okul ve hastaneler dahil 2 bin 473 kamu binasının iyileştirilme işleri çeşitli kriterlere göre sıralanmış ve envanterleri yapılmış
beklemektedir. Bunlardan 840 tanesinin güçlendirilme planları yapılmaktadır. Sayılardan da anlaşılacağı gibi depreme hazırlıklı olmak için daha çok işimiz vardır.”
RANT POLİTİKALARI AFET ÜLKESİ YAPTI
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı iktidarların bilime, mühendisliğe, akla ve uygarlığa aykırı uyguladıkları rant politikaları nedeniyle ülkemizin, sadece bir “deprem ülkesi”
değil, “afet ülkesi” olduğunu ifade etti. Önlem alınması konusunda Türkiye’de işlerin hiç de iyi olmadığını belirten Soğancı, 17 Ağustos depreminin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, mühendis, mimar, şehir plancılarının, deprem tehlikesi ve riski konusundaki uyarılarının siyasal iktidarlarca dikkate alınmadığını dile getirdi.
YÜRÜYÜŞ YAPILACAK
1999 Marmara depreminin 10. yıldönümünde, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gölcük’te yürüyüş düzenliyor. Bugün saat 19.00’da Gölcük’te toplanacak olan İMO üye ve yöneticileri, ilçe merkezinde düzenlenecek yürüyüşe katılacak ve akşam saatlerinde gerçekleştirilecek etkinliklerde yer alacak. 17 Ağustos 2009 Pazartesi günü saat 03.02’de ise Gölcük Deprem Anıtı önünde olunacak. Eyleme halk ve TMMOB yöneticileri ve üyeleri de katılacak.
16.08.09 evrensel