• Sonuç bulunamadı

2894 ALFA EDEBİYAT 177. Binbir Gece Masalları Cilt 4

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2894 ALFA EDEBİYAT 177. Binbir Gece Masalları Cilt 4"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2894 | ALFA | EDEBİYAT | 177 Binbir Gece Masalları

Cilt 4

(2)

Binbir Gece Masalları

© 2014, ALFA Basım Yayım Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti.

Kitabın tüm yayın hakları Alfa Basım Yayım Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.

Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa alıntılar dışında hiçbir yöntemle çoğaltılamaz.

Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni M. Faruk Bayrak Genel Müdür Vedat Bayrak

Yayın Yönetmeni Mustafa Küpüşoğlu

Çevirenler Ekrem Demirli, Sümeyra Özkan, Yusuf İnanç, Hacı Bayram Başer, Ali Aslan, Serap Kılıç, Kübra Şenel

Kapak Tasarımı Füsun Turcan Elmasoğlu Sayfa Tasarımı Yavuz Karakaş

ISBN 978-605-171-214-7 ISBN 978-605-171-208-6 (takım) ISBN 978-605-171-210-9 (ciltli) ISBN 978-605-171-215-4 (ciltli takım) 1. Basım: Ocak 2016

Baskı ve Cilt Melisa Matbaacılık

Çiftehavuzlar Yolu, Acar Sanayi Sitesi, No: 8, Bayrampaşa-İstanbul Tel: (0212) 674 97 23 Faks: (0212) 674 97 29

Sertifika no: 12088

Alfa Basım Yayım Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti.

Alemdar Mahallesi, Ticarethane Sokak No: 15 34110 Cağaloğlu İstanbul Tel: (0212) 511 53 03 Faks: (0212) 519 33 00

www.alfakitap.com - info@alfakitap.com Sertifika no: 10905

(3)

Ekrem Demirli başkanlığında Arapça aslından çevrilmiştir.

(4)
(5)

746. gece

g

Hükümdar karısının bu sözlerini duyunca: “Peki, nasıl bu hale gelmiş?” diye sormuş hayretle. Melike: “Hü- kümdar Semendil’in kızı melike Cevhere sihir yapmış ona” diyerek Bedribasim’in Cevhere’ye âşık olmasın- dan, Salih’in onu istemeye gitmesi ve anlaşmazlık sonucu iki grubun savaşmaya başlamasına kadar her şeyi baştan sona anlatmış. Hükümdar zamanının en büyük sihirbazlarından olan karısının bu anlattıkla- rını duyunca “Allah için kurtar zavallıyı bu halden, böyle eziyet içinde yaşamaya terk etme onu. Allah Cevhere’nin cezasını versin, ne çirkin, ne dinsiz, ne hilekâr bir kızmış o öyle!” demiş.

Bunun üzerine melike hükümdara: “Bedribasim’e söyle dolaba girsin” demiş. Hükümdar Bedribasim’in yanına gidip dolaba girmesini söyleyince Bedribasim denileni yapıp dolaba girmiş. Melike içeri girip dola- bın yanına gelmiş. Bir tas su alıp içine kimsenin an- lamadığı bir şeyler okumuş ve suyu kuş suretindeki Bedribasim’e serperek “İsmi Azam ve ayet-i kerime- lerin hakkı için, yerlerin, göklerin, ölü, diri bütün can- lıların yaratıcısı olan, rızıkları ve ecelleri tayin eden Allah hakkı için bu suretten çıkıp yaratılmış olduğun surete dön!” demiş.

(6)

6 Binbir Gece Masalları

O daha sözünü bitirmeden Bedribasim şöyle bir silkinmiş ve kuş suretinden çıkıp kendi suretine dön- müş. “Allahtan başka ilah yoktur, Hz Muhammed onun kulu ve elçisidir, ecelleri tayin edip rızıkları dağıtan Allah her türlü noksanlıktan münezzehtir!”

demiş ve hükümdarın önünde yerleri öpüp hüküm- ranlığının bekası için dua etmiş. Buna karşılık hü- kümdar Bedribasim’in başını öpüp “Ey Bedribasim, başından geçenleri anlat bize!” demiş. Bedribasim denileni yapıp her şeyi baştan sona anlatmış, hiçbir şeyi saklamamış.

Hükümdar çok şaşırmış duyduklarına: “Ey Bed- ribasim, çok şükür Allah seni bu sihirden kurtardı.

Peki, şimdi ne yapmak istersin? Niyetin ne?” demiş.

Bedribasim: “Ey yüce hükümdar, bana bir iyilik yapıp bir gemi ayarlayın, yanıma da asker verin ülkeme gi- deyim. Çok uzun zaman oldu ülkemden ayrılalı. Öyle zannediyorum ki annem benim yokluğuma dayana- mamış, kederinden ölmüştür. Başıma gelenlerden haberi yoktu çünkü. Ölümüyüm diri mi onu bile bil- miyor. Benim sizden tek muradım bu isteğimi yerine getirmenizdir” demiş.

(7)

7 Binbir Gece Masalları

Hükümdar onun güzelliği ve kelamının fasihli- ği karşısında itiraz edememiş ve istediklerini yerine getirmiş. Bir gemi hazırlatıp içine ihtiyaç duyabilece- ği her şeyi doldurmuş, emrine askerler vermiş. Va- kit kaybetmeden hemen yola koyulmuşlar. Bir süre rüzgâr lehlerine esmiş, hedeflerine doğru hızla yol almışlar. On gün boyunca bu şekilde yol aldıktan son- ra on birinci gün şiddetli bir fırtına çıkmış. Dalgalar gemiyi bir kaldırıp bir indiriyor, oraya buraya sürük- lüyormuş, denizciler gemiye hakim olamıyormuş. So- nunda dalgalar bu şekilde gemiyi sürükleye sürükleye deniz kayalıklarından bir kayalığa doğru götürmüşler.

Gemi kayalığa çarpıp paramparça olmuş.

Bedribasim dışında gemideki herkes ölmüş. Bed- ribasim bir tahta parçasına tutunup hayatta kalma- yı başarmış. Bu tahta parçasının üzerinde nereye gittiğini bilmeden savrulmuş durmuş. Tahtaya ha- kim olmak, istediği yöne yönlendirmek için yapabi- leceği bir şey yokmuş. Üç gün boyunca rüzgârlar ve sular, üzerinde bulunduğu tahta parçasını elbirliği ile oradan oraya savurmuş, dördüncü gün bir sahile atmışlar.

(8)

8 Binbir Gece Masalları

Burası bir güvercin gibi bembeyaz bir şehrin sahiliy- miş. Şehrin yüksek surları varmış, denizin suları bu sur- ları dövüp duruyormuş. Bedribasim üç gündür ağzına bir lokma koymadığı, boğazından bir yudum su geçme- diği için açlık ve susuzluktan neredeyse ölecekmiş. Kal- kıp şehre gitmek için üzerinde bulunduğu tahta parça- sından inmiş. Sahile çıkmak istemiş. Ancak birdenbire kum taneleri kadar çok at, katır ve eşek sürüleri üzerine gelip onun şehre girmesini engellemeye ve iteleye itele- ye denize geri göndermeye çalışmışlar. Güç bela bu hay- vanların elinden kurtulan Bedribasim şehre varınca orada tek bir insan dahi görememiş. “Allah Allah bu şe- hir kimin ola ki? Acaba bir hükümdarı yahut halkı yok mudur? Bu hayvanlar nereden çıktı? Niye benim karaya çıkmamı engellemeye çalıştılar?” diye düşünmüş.

Böyle düşünceli düşünceli şehirde dolaşırken yaşlı bir bakkal görmüş, hemen yanına gidip selam vermiş.

Adam selamını alıp da Bedribasim’e bakınca: “Nereden geldin delikanlı? Nasıl geldin bu şehre?” diye sormuş.

(9)

9 Binbir Gece Masalları

Bedribasim başından geçenleri olduğu gibi anlatmış yaşlı adama. Yaşlı adam çok şaşırmış duyduklarına.

“Evladım, yolda seni bir gören oldu mu?” diye sormuş.

Bedribasim: “Yok babacığım, kimse görmedi beni. Ne tuhaf bir şehir burası böyle. Tek bir insan bile yok için- de!” diye cevap vermiş. Yaşlı adam: “Evladım sen önce dükkâna gir de kimse bir zarar vermesin sana” demiş.

Bedribasim dükkâna girmiş. Yaşlı adam ona yiyecek bir şeyler getirmiş. Sonra da “Evladım, iyisi mi sen iç tarafa geç, orada iblisten emniyette olursun” demiş.

Bedribasim korkup yaşlı adamın sözünü dinlemiş, iç tarafa geçmiş. Orada karnını doyurup ellerini sildikten sonra yaşlı adama: “Neden az önce bana öyle söyledin?

Şehirden ve halkından korkuttun beni?” diye sormuş.

Bunun üzerine yaşlı adam anlatmaya başlamış:

“Evladım bu şehir büyülenmiş bir şehirdir. Buranın melikesi büyücü, şeytan bir kadındır. Hilekârın tekidir.

Bütün o gördüğün atlar, katırlar ve eşekler senin be- nim gibi insandır. Hepsi de bu şehrin yabancısı. Şehre ne zaman senin gibi bir genç gelse bu hilekâr büyücü hemen onu sarayına alır. Kırk gün boyunca yanında alıkoyup gönlünü eğlendirdikten sonra da sihirle ki- mini ata, kimini katıra, kimini de eşeğe çevirir. İşte se- nin sahilde gördüğün hayvanlar o zavallı delikanlılar.

Sen karaya çıkmaya çalışınca senin başına da onların başına gelenler gelir diye korktukları için seni engel- lemeye çalışmışlar, sana sakın gelme sihirbaz kadın seni görürse bize yaptıklarını sana da yapar demeye çalışmışlar. O kadın bu şehre de sihirle sahip oldu za- ten. Adı Lâb’dır. Melike Lâb. Yani güneşin gücü!”

Sözün burasında sabah olduğunu gören Şehrazat sustu.

(10)

10 Binbir Gece Masalları

747. gece

g

Bedribasim yaşlı adamın anlattıklarını duyunca çok korkmuş, korkudan beti benzi atmış, dizleri titremiş

“Uğradığım büyüden nasıl kurtulduğuma inanamıyor- ken şimdi daha da kötü bir yere gelmişim!” demiş deh- şet içinde ve ne yapacağını, bu halden nasıl kurtulaca- ğını düşünmeye başlamış kara kara. Onun böyle çok korktuğunu gören yaşlı adam: “Korkma evladım, hay- di, çık dükkânın önünde otur biraz da halkın sihirle ne hallere sokulduğunu seyret. Korkma, halk da melike de beni sever, benim hatırımı kırmazlar” demiş.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kalkan "c Kunpınar (8.9) sığırlarda Hypodermosis'in % 50-67 oranında yaygın olduWıllU tesbit ederek Hypoderma enfcstasyoıılıırından sorumlu türlerin

kinesinin en bariz hususiyeti basit ol- duğu kadar sağlam olmasıdır. Filhakika, bu hızar makinesi azamî randıman te- min eden bir sağlamlığı haiz olmakla beraber basittir,

Sonra Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: “Fakat onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haram idi!. Peki, böyle birisinin duası nasıl

Bu utanmaz bu yüzsüz Kelime açlığı çeken Cümle hasretiyle yanan Aciz kulunu bağışla Tanrı’m Balkona gelen kumrular aşkına. Şiirine akıcılık diline açıklık ver

Yukarıda şimdiki zaman ve gelecek zaman başlıklarında verilen –a/-e, -y ekleri ile –r, - ar/-er ekleri, geniş zamanda olan ve periyodik olarak tekrar eden hareketleri ifade

Emir Muin, kendisini tanımayan adama, “Peki, hıyarların için ondan kaç para bekliyorsun?” diye sormuş.. Bedevi, “Bin altın dinar en

Tüccar, Nüzhetü’z- Zaman’ın huzuruna gelince, Nüzhetü’z-Zaman selam verip kendisinin sultan Ömer Numan’ın kızı olduğu- nu, Rumzan’ın kardeşi olduğunu, Kânemâkâne’nin

Şehrazat, ertesi gece sözlerine şöyle devam etti:.. Peygamber Allah’ın bu kelamını duyunca şöyle de- miş: