• Sonuç bulunamadı

Intravasküler Ultrason Bulguları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Intravasküler Ultrason Bulguları "

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Kardiyol Dem

Arş

2000; 28: 88-93

9rta Derece Koroner Arter Lezyonlarının

Intravasküler Ultrason Bulguları

Doç. Dr. Berkten BERKALP

Ankara Üniversitesi Ttp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim

Dalı,

Ankara

ÖZET

Semptomatik koroner arter hastalannda anjiografik ola- rak intermediate dar/tk

şeklinde değerlendirilen

lezyon- larla stkltkla

karştfaştftr.

Revaskiilarizasyona karar ver- mek için bu

lezyonlamı

daha ileri yöntemlerle

değerlendi­

rilmesi gereklidir. Bu problemili çözümünde bugün için geçerli tekniklerden birisi de intravaskiiler ultrason gö- riintiileme yöntemidir. Bu

çaltşnıada

kantitatif koroner anjiografi ile yüzde çap

darltğt

49,0 ± 6,5

buiıman

50 lez- yonun kantitatif ve

kali/atıf değerlendirilmeleri

intravas- küler ul11·ason

yardımıyla yapıldt.

Kesit alan

darftğt

yüz- desi 33 ile 87 arasmda

değişmekte

olup, ortalama plak yükü 67,0 ± 12,4 bulundu. Plak

yiikı:i lezyonlamı

18 (%36) inde %50-70

arasında

iken, 26 (%52) stnda

%70'in üzerindeydi. Liimen alam lezyonlann 30 (%60) unda 4

mnı2'nin

alt/1'/da bulundu. Plak eksantrisite indek- sinin 0.4 ± 0,3

oluşu

lezyonlann eksantrik yaptst/11 ifade etmekteydi.

Lezyonlamı

25 (%50)'inde ileri derecede ek- santrik plak

yapısı

gösteren

lıasıalıksız

duvar bölgesinin

varlığı

dikkati çekiyordu. Lezyonlar

çoğunlukla yumuşak

veya mikst plak

yapısma

sahipt i ve kalsifikasyon tezyonla- rm 8 (%16)'inde görüldii. Referans segment/erin 17 (%34)'sinde ateroskleroz

bulımmazken,

14 (%28)'iinde

%40'ın

fizerinde plak yükü bulundu. Yetersiz arteriyel re- modeling lezyonlann 14 (%28)'iinde saptandt. Kampan- satuar d ilatasyon ise 15 (o/o30) tezyanda belirlendi. Yeter - siz arteriyel remodeling olan lezyonlann plak yükiiniin daha az

olduğu

görüldü.

Kmıtitatif

koroner anjiografi ve intravasküler ultrason bulgulan

karşılaştmldığmda

refe- rans tümen çaplan benzer

olmasına rağmen,

tezyon Iii- men

çapları

arasmda anlamlt farkit !tk saptandt ( 1,8 ± 0,6 mm, 2,1 ± 0,5 mm, p<0,01 ). Sonuç olarak imravaskii- ler ttfll·ason intermediate anjiografik lezyonlann incelen- m esinde

değerli

bir teknik olup, ileri tetkik ve tedavinin

planlanmasuıda

yol göstericidir.

Anahtar kelime ler: i ntermediate tezyon, intravasküler u/11·ason, koroner anjiografi

Koroner arter

hastalığının tanısında

selektif koroner anjiografi stand art bir gö rüntüleme yöntemi olarak

kullanılmaktadır. Değişik

projeksiyonlar

yardımıyla

lezyo n bölges ind eki en c iddi

darlık

dereces i lezyonun

oluşturduğu

çap

darlığı şeklinde

ifade edil- mektedir. Ancak pratik uygul amalarda

karşılaştı­ ğımız

bir sorun var ki; o da

bazı lezyonların yarattığı Alındığı tarih: 7 ~s 1999, revizyon 9 Aralık 1999 ..

Yazışma adresi: Doç. Dr. Berkıen Berkalp, Ankara Universilesi Kalp Merkezi, Ankara Fax: (0 312) 363 2289

stenozun

ciddiliğinin

kes in olarak ifade edilememe- sidir. Semptomatik koroner arter

hastalarında

inter- med iate lezyon olarak kabul ed ilen %40 ile %70 ara-

sındaki

lezyonlar revaskülarizasyona karar vermede

sıkıntı yaratmaktadırlar.

Tek bir projeksiyenda sap- tanan lezyonlar,

bulanık

görüntü veren ancak belir- gin

darlığın

ifade

edilemediği

lezyonlar, giderek in- cele n damarlarda lokalize olan lezyonlar, ostial lez- yonlar ile yan

dalların

veya

diğer damarların

s üper- poze

olması

nedeniyle net izlenemeyen veya yan dal

çıkış

bölgesinde ana damarda lokalize

lezyonların

önem derecesinin

saptanmasındaki

güçlük koroner anjiografinin

sınırlamalarını oluşturmaktadır (1-5).

Bu duru mlarda intravaskü ler ultrason görüntüleme koroner arter kes itlerinde lümen

çapındaki daralmayı

net olarak gösterebilmekte ve kesit alan

darlığının hesaplanmasına

imkan

sağlamaktadır (S· 10).

Bu

çalışmada

intermediate koroner arter

lezyonları­ nın

intravaskü ler ultrason

bulguları incelenmiştir.

HASTALARveYÖNTEM

İskemik

semptomu olan veya objektif iskemi kriteri bulu- nan fakat' koroner anjiyografide in termediate lezyon (çap

darlığı

%40 ile %70

arasında)

saptanan ve bu nedenle int·

ravasküler ultrason ile incelenen 50 hasta

değerlendirmeye alındı. Hastaların

30'u erkek, 20'si

kadın

olup,

yaş

ortala-

ması

57 ± 9 idi.

Hastaların

30 (%60) unda stable ang ina, 16 (%32) s

ında

pro gresif an g ina, 4 (%8) ünde postinfark- tüs angina

mevcutıu. Geçirilmiş

miyokard infarktüsü 21 (%42) hastada

saptandı. Olguların

24 (%48) ü nde bir da- mar

hastalığı vardı.

Tüm o lg ularda koroner risk fa ktörleri de tesbit edildi.

Anjiyografik analiz

Koroner anjiyog rafiler intravasküler

ulırason bulguların­

dan

bağımsız

olarak

değerlendirildi.

Kantitatif koroner an- j iyografi bilgisayar

yardımıyla,

oto matik· kenar

sapıama

yöntemiyle

yapıldı

(Easy Vision Work Station, Philips).

Kontrastla dolu kaleterin

dış çapı

kalibrasyon için standart olarak

alındı.

Lezyonun en dar

göründüğü

projeks iyon se- çilerek ölçümler diastol sonunda

yapıldı.

intravasküler ultrason analizi

intravasküler ultrason incelemesi mekanik olarak dönen

30 MHz transducer içeren 3,2 F

kısa

monorail görüntüle-

(2)

B. Berkalp: Orta Derece Koroner Arter Lezyonlarmın intravasküler Ulu·ason Bulgulan

me kateteri (UltraCross imaging catheter,

Sciıned,

Boston Scientific Corp.)

yardımıyla

d iagnostik görüntüleme kon- solu (ClearView, Cardiovascular Imaging Systems, Sci- med, Boston Scientific Corp.)

kullanılarak yapıldı. Kıla­

vuz tel (0,014 in.) üzerinden damar distaline kadar ilerieti- ten intravasküler ultrason kateterinin içindeki transducer özel bir sistem

yardımıyla

0,5 mm/sn

hızla

praksimale

doğru

çekilerek damar kesitleri incelendi. Görüntüler daha sonraki

değerlendirmeler

için 1/2-in yüksek rezolüsyonlu super VHS band üzerine

kayıt

edildi.

Komputer planimetri

kullanılarak

tümen

alanının

en az ol-

duğu

lezyon bölgesi belirlendi ve

aşağıdaki

ölçümler ya-

pıldı (Şekil

1 ).

l ) Eksternal el astik

menıhran

kesit

alanı (ının2), 2) Iii

men kesit

alanı

(mm2), 3) plak kesit

alanı (ınm2),

4) yüzde alan

darlığı:

(plak

alanı/

eksternal elastik membran kesit

alanı),

5) maksimum plak

kalınlığı

(mm), 6) minimum plak

kalınlığı

(mm), 7) plak eksantrisite indeksi (mini- mum plak

kalınlığı/

maksimum plak

kalınlığı;

indeksin 1

olması

tamamen konsantrik lezyonu ifade eder). Lezyonda intimal

kalınlığın

0.2 mm ve

altında olduğu

bölgeler ate- rosklerozun

olmadığı

arter

duvarı

bölgesi olarak

değerlen­

dirildi.

Lezyonun proksimal inde, fakat yan d

alın

distalinde ilk 1 O mm içinde normal veya normale

yakın

görünen damar ke- siti referans olarak

alındı.

Lezyon bölgesi için belirtilen intravasküler ultrason ö lçümleri referans segmentler için de

yapıldı.

Arteriyel "remodeling" tezyon ve referans segment eksternal elastik membran

alanlarının oranı

ile

değerlendi­

rildi. Bu oran 0,78 ve

altında

ise yetersiz arteriyel "remo- deli ng", 1 'in üzerinde ise kompansatuar dilatasyon

düşü­

nüldü

<·ı ı.ııı.

Lezyon ve referans bölgesinde plak morfolojisi

plağın

ekojenitesi

adventisyanın

eko görüntüsüyle

karşılaştı­

rılarak

belirlendi.

Plağın

eko görüntüsü adventisyadan az ise

yumuşak,

adventisya ile

aynı

ise sert,fi brotik veya her iki eko

yapısım

da gösteriyor ise mikst plaklar

şeklinde

ta-

nımlandı. Yoğun

eko veren ve

arkasında

akustik gölge

bı­

rakan yüzeyel veya derin lokalizasyonlu bölgeler kalsifi- kasyon olarak

değerlendirildi,

kalsifikasyon bölgesi bir iletki

yardımıyla

damar lümeni merkezinden ölçülerek de- rece ile ifade edildi

<sı.

İstatistiksel

analiz

Veriler ortalama± SD ile ifade edildi. Verilerin

karşılaştı­

rılmasında

Student's t testi ve chi-square testi

kullanıldı,

p<0.05

değeri anlamlı

kabul edildi.

BULGULAR

Hastaların

klinik özellikleri Tablo

ı

'de

gösterilmiş­

tir. Kantitatif koroner anjiografide

darlık

derecesi

%40,0 ile %67,3

arasında

bulunan 50 intermediate lezyonun ortalama çap

darlığı

%49,0 ± 6,5, ortala- ma lezyon lümen

çapı

1,8 ± 0,7 mm ve referans lü- men

çapı

3,3 ± 1,0 mm idi.

Lezyonların

IO'u sol ana

koroner arterde, 31 'i sol ön inen arte rde, 7'si

sağ

ko- roner arterde ve 2's i de sirkumfleks arterde idi. Lez-

yonların

intravasküler ultrason

bulguları

Tablo 2 de

verilmiştir.

Yüzde kesit alan

darlığı

33 ile 87

arasın­

da

değişmekte

olup, ortalama plak yükü 67 ,O ± 12,4 bulundu.

Lezyonların

18 (%36) inde plak yükü %50- 70

arasında

iken, 26 (%52)

sında

%70'in üzerindey- di. Lezyon lümen kesit

alanının

4 mm2' nin

altında olduğu

30 (%60) lezyonda alan

darlığı

% 72,5(7 ,4 iken, lüme n kesit

alanı

4mm2 ve üze rinde bulunan 20 (%40) lezyonda alan

darlığı

%58,6±13,7 bulundu (p<O,OOl).

Anj iografik çap

darlığı

26 (%52) lezyonda %50'nin

altında,

24 (%48) lezyonda ise %50 ve üzerindeydi.

Her iki grup

arasında

lezyon lümen

alanı

(4,9±3,2

mın2,

3,9±1 ,8

ınm2;

p>0,05) ve lezyon yüzde alan

darlığı

yönünden

farklılık saptanmadı

(%63,9± 12,7;

%70,1 ±ll ,4, p>0,05). Gruplar

arasında

% 70'in üze- rinde plak yükü görülme

sıklığı

da (%42,3 ve %62,5, p>0,05) benzer bulundu.

İncelenen Iezyonların plak eksantrisite indeks inin 0.4 ± 0,3

oluşu lezyonların

eksantrik

yapısını

ifade etmektedir.

Lezyonların

25 (%50) inde

hastalıksız

duvar

arkının varlığı

dikkati çekmektedir. Lezyon la-

rın

19 (%38) unda

yumuşak,

13 (%26) ünde fibrotik, I 8 (%36) inde mikst plak

yapıları

izlendi. Sekiz lez- yonda

(%ı

6) yüzeyel veya derin lokalizasyon göste- ren, 45 derece ile 180 derece

arasında

olan kalsifi- kasyon bölgeleri

saptandı.

Referans

segınentlerin

intravasküler ultrason

ölçüın­

leri de Tablo 2'de

sunulmuştur.

Referans plak kesit

alanı

3,6 ± 3,

ı

mm2 olup ortalama plak yükü %25,8

± 20,4 bulundu. Referans segmentlerin 17 (%34) sinde ateroskleroz bulunmazken, 14 (%28)'ünde

%40'ın

üzerinde plak yükü

saptandı,

maks imum de-

ğer

%63 idi. Bu durum anjiografide normal kabul edilen referans segmentlerde önemli plak kitlesinin

varolabileceğini doğrulamaktadır.

Referans plak ek- santris ite indexi 0,6 ± 0,3

değeri

ile konsantrik plak

yapısına gidişi

göstermektedir.

Referans segmentlerde a teroskleroz

varlığında

yu-

muşak

plaklar 20/33 (%61)

oranıyla

en

sık

görülen plak

yapısını oluşturuyordu.

Kalsifikasyon ise sap-

tanmadı.

Arteriyel

"reınodeling"

yönünden lezyon 1 referans

segment eksternal elastik membran

alanlarının oranı

(3)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28: 88-93

lA

Bl B2

83

B4

Şekil ı. Sol ön inen arterde lezyon.

A) Kantitatif koroner anjiografide çap darlığı %51.17, nıinimallümen çapı 1,37 mm, referans çap 2,82 ının

B) Lezyonun intravasküler ultrason görüntüsü.

ı. Proksimal referans segment, minimaltümen çapı 3,9 mm, EEM alanı 12,2 ıııın2 2. Lezyoıı bölgesi, ıııinimal lüıııeıı çapı 1,8 mm, lünıen alanı 2,8 mm2, EEM alanı ı2,0 mın2, alan darlığı %76,9, cksantrik ınikst plak 3. Lczyonun distal segnıcnti,miniınal Ilimen çapı 2,1 ının, lü-

nıcn alanı 3,6 ının2, EEM alaııı 7,9 ııını2, alan darlığı %54,6, eksantrik yumuşak plak ( tezyon ve referans segnıeııtlere göre EEM alanında

belirgin azalma izleniyor) 4. Distal referans segment, ınininıallümen çapı 3,5 m nı, EEM alanı ı ı ,2 ınııı2

(4)

B. Berkalp: Orta Derece Koroner Arter Lezyonlamun

İntravaskiiler

Ultrason Bulgulan

Tablo

1.

Hastaların Klinik Özellikleri ve Risk Faktörleri

Yaş (yıl)

57 ± 9

Erkek 1

kadın 30/20

Angi na

S tab

le 30 (60)

Progresir

16 (32)

Posıiııfarktüs 4 ( 8)

Tck damar hastat

ı ğı

24 (48)

Hipertansiyon

25 (50)

Diabeıes

Mellitus

H (16)

S

igara kullanımı

25 (50)

H i perkolesterolemi 26 (52)

Aile hikayesi 18 (36)

Verilerhasta sayiSI ve(%) şeklinde ifade edilmiştir.

Tablo 2.

Lezyoıı

ve

Referans Segınentlerin intravasküler

Ultrason

Bulguları

Lezyon Referans

n:SO n:SO

EEM

alanı (nıın2) 13,5 ± 5,1 14,5

± 5,9

Lüınen alanı (ının

2) 4,5 ± 2,7 10,8 ± 6,0

Plak alanı (nıın2) 9,0 ±4,0 3,6±3,1 Alan darlığı(%) 67,0± 12.4 25,8 ± 20,4

Daınar çapı-max (mm)

4,1 ±0,7

4,3 ± 0,9

Lüınen çapı-min (ının) 2,1

± 0,5

3,5 ± 1,0 Plak kalınlığı-min (ının)

0.5 ± 0,3 0,3 ± 0,2

Plak kalınlığı-max (nıın)

1,5 ±0,4 0,6 ± 0,4

Plak Eİ 0,4 ± 0,3

0,6 ± 0,3

EEM; ekstemal ela.~tik membran, min; minimum, max; maksi- mum. Ei: eksamrisite indeksi

0,6 ile

ı

,9

arasında değişim

gösterd i, ortalama

değer ı

,O± 0,3 idi. Yeters iz arteriyel

reınodeling

lezyonla-

rın

14 (%28)'ünde

saptandı.

Plak yükü %59,0 ±

ı5,0

idi. Kompansatuar dilatasyon ise

ı5

(%30) lezyonda belirlendi. Bu grupta plak yükü o/o 70,0 ± 7 ,O bulun- du. Yetersiz arteriyel remodeling olan

lezyonların

plak yükünün daha az

olduğu

görüldü (p<0,05)

Kantitatif koroner anjiyografi ve intravasküler ul tra- son

bulguları karşılaştırıldığında

referans tümen çap-

ları

benzer

olmasına rağmen

(3,3 ±

ı

,O mm, 3,5 ± I ,O

ının,

p> 0,05), lezyon lümen

çapları arasında

an-

lamlı farklılık saptandı

ve intravasküle r ultrason ile

ölçülen tezyon tümen

çapının

daha fazla

olduğu

göz- lendi

(ı,8

± 0,6 mm,

2,ı

± 0,5 mm,

p<O,Oı).

TARTIŞMA

Üç boyutlu damar tümeninin koroner anj iograf i ile iki boyutlu olarak

görünıülenmesi

d iagnostik

açıdan bazı sınırlamaları

da beraberinde geti rmektedir. int- ravaskü ler ul trason

sonuçlarına

göre

sıklıkla

eksant- rik

yapıda

olan aterosklerotik plaklar anjiyografik

olar~k

önemli

darlık oluşturınayabilirler.

Arterierin proksimal

kısımlarında

veya da lianma yerlerin de bu- lunan tezyon lar

diğer

damar veya yan

dalların

süpe r- poze

olması

nedeniyle net o larak görüntülenemeye- bilmektedir. Ateroskleroz diffüz

yerleşim

gösterebi-

leceğinden

lümenogram ola rak yorumlanan koroner anjiyografi aterosklerozun gerçek

dağılıını

ve plak

yapısı hakkında

da bi lgi ver memektedir. Anj iyogra- fik olarak belirgin olmayan

tezyonların

intravasküler ultrason ile incelenmesi bu tip

tezyonların

yorumunu

kolaylaştırmaktadır

( 1-10,

ı 3, 14).

in celed iğimiz intermedier l ezyonl arı n ancak o/o 12'sinde %50'nin

altında

plak yükü

saptanı

rken,

%52'sinde üzerinde a la n

darlığı bulunmuştur.

Dört lezyonda plak yükünün %80'den fazla

olması

dikkat çekicidir.

Lezyonların %60'ında

lümen

alanı

4

mın2'nin altında bulunmuştur. Plakların

eksa ntrik ya-

pıyı

ifade eden

düşük

eksa ntris ite indeks

değerine

sahip

olmaları, sıklıkla yumuşak

ve

ınikst yapıda

bu-

lunmaları

bir

diğer

özellikti r. Kalsifikasyon

oranı

ise oldukça

düşüktür. Lezyonların

%50's inde plak içer- meyen

hastalıksız

duvar

varlığı

ki, ileri derecede ek- santrik plak

yerleşimlerini

gösterir, anj iyografik ola- rak

lüınende

belirgin bir daralma ve deformite yarat- madan aterosklerozun

ilerleyebileceğini

göstermekte ve

semptomların oluşumunda

vazespastik

olayların

da

katkıda bulunabileceğini düşündürmektedir.

Lezyonların

referans segmentlerinin intravasküler ultrason incelemesi %66

oranında

ateroskleroz

varlı­

ğını

göstermektedir.

Bunların

%42,4'ünde plak yükü

%40'ın

üzerinde o lup, %63'e kadar

ulaşmakta

ve re-

ferans segmentlerde ateroskleroz daha çok konsant-

rik

yerleşim

göstermektedir. Bu bulgular ateroskle-

rozun diffüz olma

eğilimini

desteklemekted ir. Refe-

rans segmentteki ateroskleroz lezyonun anjiyografik

öneminin

azalmasında

rol oynayan faktörlerden biri-

sini

oluşturmaktadır.

(5)

Tiirk Kordiyat Dem Arş 2000: 28: 88-93·

Koroner arterde lezyon bölgesindeki remodeling ola-

anjiyog rafik olarak lezyonun derecel endirilmesin- de önem

taşıyan

bir

diğer

konudur. Yetersiz arteriyel remodeling

lezyonların

%28'inde

bulunmuştur.

Re- ferans segmente göre lezyonun eksternal elastik membran

alanında

azalma

olduğunu

gösteren bu re- modeling tipinde lezyon plak y ükünün bu tip remo- deling saptanma yan lezyonlara göre daha az

olduğu görülmüştür. Gelişen

aterosklerozun

yanısıra,

küçü- len damar

alanı

da lezyon bölgesinde daralmaya

katkıda bulunmaktadır.

Lezyonlarda kompansatuar dilarasyon %30

oranında saptanmıştır.

Lezyon böl- gesi nde eksternal elastik membran

alanında genişle­

me sonucu anjiyografik olarak c iddi

darlık oluşma­

masına rağmen

intravasküler ultrason ile masif ate- roskleroz gösterilebilmektedir.

intravasküler ultrason incelemeleri %20'den fazla ol- guda anjiyografik olarak önemsiz lezyonlarda tedavi stratejisinin

değişimine

neden

olmuştur

(9,10) .

Deği­

şik

perkutan revaskülarizasyon yöntemlerinden son- ra

oluşan

lüminal irregü larite minimallümen

çapının

anj iyografik olarak daha

geniş bulunmasına

neden olmaktadır. intravasküler ultrason ise daha dü şük öl- çümler vermektedir (1 5,16).

Girişim

öncesi lezyon lü- men

çapı

yönünden anjiyografi ve intravasküler ult- rason

arasında

daha

farklı

bir durum izlenmektedir

(lO).

intravasküler ultrason ile ölçülen lümen çap ı

koroner anjiyografi ile buluna n çaptan da ha büyü k görünmektedir. Bu sonuç

çalışınarnızla

da des te klen-

miştir.

Kant itatif koroner anjiyografide referans seg- ment damar

çapı

ve intravasküler ultrason il e ölçülen referans lümen

çapı arasında

fark

olmamasına rağ­

men, tezyon minimal lümen

çapı

intravasküler ultra- son ile daha

geniş bulunmuştur.

Düzgün lümen

yapı­

sının olduğu

bölgelerde ölçülen lümen

çapları

yö- nünden koroner anjiyografi ve intravasküler ultrason

arasında

uyum

bulunmaktadır.

intravasküler ultrason intermediate

tezyonların

mor- folojik önem inin

saptanmasında

koroner anjiografi- ye

yardımcı

bir tekniktir. Bununla beraber koroner anjiografi

laboratuarında

cerrahi veya perkutan re- vaskülarizasyona karar verme k için lezyonun fonksi- yonel öneminin de

değerlendirilmesi

gerekir. Koro- ner

basınç

ve

akım

ölçümleri bu amaçla

kullanıl­

maktadır.

intravasküler ultrason ile saptanan lezyon lümen

alanı

ve a lan

darlığı

ile lezyonun fizyolojik

değerlendirilmesi arasındaki ilişkiyi

inceleyen

çalış-

malar

vardır

(17-20). Bu

araştırmaların ışığında

ve ça-

lışma bulgularımıza

göre intravaskü ler ultrason ile anatomik

yapı

incelenerek %70'in üzerinde alan dar-

lığı

ve 4 mm2 'n in

altında

lümen

alanı

saptanan inter- mediate koroner tezyonlarda fizyolojik inceleme ya-

pılması yararlıdır.

Bu yöntemlerle kateter laboratua-

rında hastanın

tedavi

planının

belirlenmesi

kolaylaş­

maktadır.

KAYNAKLAR

1. Harrison DG, W hite CW, Hiratzka LF, et al: The value of lesion cross-sectional area detcrmined by quanti- tative coronary arteriography in assessing the physiologic significance of proximal left anterior desccnding coronary arteri al stenoses. Circulation 1 984;69: 1 1 1 1 -9

2. Zijlstra F, van Ommeren J , Reiber JHC, Serru ys PW: Does

quanıiıative assessınent

of

coroııary

arlcry di- mensions predict the physiological significance of coro- nary stenosis? Circulation 1 987;75: 11 54-6 1

3. Thomas AC, Daview MJ, Dilly S, Dilly N, Franc F:

Potential errors in the estimation of coro nary arterial

sıe­

noses from elin ical coronary arteriography with reference to the shape of the coronary a rterial

lunıen.

Br Heart J

1 986;55: 129-39

4. De Feyter PJ, Serruys PW, Davies MJ, Richardson P, Lubsen J, Oliver MF: Quantitative coronary

aııgiog­

raphy to measure progressio n and regression of coronary athcroselerosis: value, limitations, and

implicaıions

for eli- nical trials. Circulation 199 I ;84:412-23

S. Topol EJ , Nissen SE: Our preoccupation with coro- nary luminology. The dissociation between elinical and angiographic find ings in ischemic heart disease. Circulati- on I 995;92:2333-42

6. White CJ, Ramee SR, C ollins TJ, Jain A, Mesa JE:

Ambiguous coronary ang iography: Clinical utility of intra- vascular ultrasound. Cathet Cardiovasc Diagn

ı

992;26:200-3

7. Mintz GS, Popma JJ, Pichard AD, et al:

Limitaıions

of angiography in the assessment of pl aque distribution in coronary artery disease. Circulation I I I 6;93:924-31 8. Di Mario C, Görge G, Peters R, et al: Clinical appli- cation and image interpretation in intracoronary

ulıı·aso­

und. Eur Heart J 1998; 19:207-9

9. Lee DY, Nishioka T, Tabak SW, Forrester JS, Siegel RJ: Effect of intracoronary imag ing o n elinical decision mak ing. Am Heart J

ı

995; 129:

ı

084-93

10. Mintz GS, Pichard AD, Kovach JA, et al: Impact of preintervention intravascular ul trasound imaging on trans- catheter treatment

straıegies

in coronary artery di sease.

Am J Cardio l I 994;73:423-30

ll. Nishioka T, Luo H, E ig ler NL, Berglund H, Kim

CJ, Siegel RJ: Contribution of inadequate compensatory

(6)

B. Berkalp: Orta Derece Koroner Arter Lezyonlannm intravaskiiler Ulu·ason Bulgulan

enlargenıent

to development of human coronary artery ste- nosis: An in vivo intravascul ar ultrasound study. J Am Co ll Cardiol

ı

996;27:

ı

57

ı

-6

12. Mintz GS, Kent KM, Pichard AD, Satler LF, Pop- ma JJ, Leon MB: Contribution of inadequate arterial re- modeling to the development of focal coronary artery ste- noses. An intravascular study.

Circulaıion ı997;95:ı79ı-

8

13. Mintz GS, Popma JJ, Pichard AD, et al: Limitations of angiography in the assessment of plaque distribution in coronary artery disease. Circulation

ı

11 6;93:924-3 1 14. Popma JJ,

Bashoı.-e

TD: Qualitative and quantitative angiography. In: Topol E, ed. Textbook of Interventional Cardiology. Philadelphia,Pa: W

tl

Saunders, 1994:1052-68 15. DeFranco AC, Tuzcu EM, Moliterno DJ, et al: Ove-

restinıation

of lumen size after coronary interventions:

inıplications

for

randonıized

trials of new devices. Circula- tion l994;90(pt 2):1 -550

16. Ozaki Y, Violaris AG, Kobayashi T , et al: Compari- son of coronary

lunıinal

quantification obtained from

ınt­

racoronary ultrasound and both geometric and videodensi- tometric quantitative angiography before and after balloon angioplasty and directional atherectomy. Circulation

ı

997;96:491-49

17. Danzi GB, Pirelli S, Mauri L, et al: Which variable of stenosis severity best deseribes the s ignificance of an isolated Ieft anterior descending coronary arte ry lesion?

Correlatioıı

between quantitative coronary a ng iography, intracoronary Doppler

nıeasurenıents

and high dose d ipy- ridamole echocard iography. J Am Coll Cardiol 1998;31 :526-33

18. Moses JW, Undermir C, Strain JE: Relation betwe- en single tomographic intravascular ultrasound image pa- rameters and intracoron ary Doppler flow velocity in pati- enis with intermediately severe coronary stenoses.

Anı

He- art J 1998; I 35:988-94

19. Takagi A, Tsurumi Y, lshii Y, Suzuki K, Kawana M, Kasanuki H: Clinical potential of intravascular ul tra- sound for physiological as.sessment o f coronary stenosis.

Relationship between quantitative ultrasound tomography and pressure-derived fractional flow reserve. Circulation 1999;

ı

00:250-55

20. Nishioka T, Amanullah AM, Luo H, et al: C lin ical

validation of intravascular ultrasou nd

inıaging

for assess-

ment of coro nary stenosis severity. Comparison w ith stress

myocardial perfusion imaging. J Am Coll Cardiol

1999;33: 1870-78

Referanslar

Benzer Belgeler

EKG değişiklikleri V2-4 prekordiyal derivasyonlarda derin, simetrik veya bifazik T dalgaları olarak tariflenir.. Bu sendromda T dalga değişiklikleri genellikle

Acute Coronary Syndrome Caused by Myocardial Bridging of Left Anterior Descending Coronary Artery.. Şeref Alpsoy 1 , Aydın Akyüz 1 , Dursun Çayan Akkoyun 1 , Özcan Gür 2 ,

Sonuç olarak, bilgisayarlı tomografik anjiyografi yapamadığımız ve SKA’nın yokluğunu kesinleştiremediğimiz ya da başka bir yerden çıkma- dığını gösteremediğimiz

(A) Selective left coronary angiography showing a short left anterior descending (LAD) coronary artery that termi- nated proximally after bifurcating a few diagonal branches, a

Spontaneous coro- nary artery dissection: report of two cases and a 50-year review of the literature. Dissecting aneurysm of coronary artery

MB ilk olarak 1922 yılında Crainicianu tarafın- dan tarif edilmiş olup (1), koroner arter çevre- leyen miyokard tabakasının sistol sırasında koroner artere bası yaparak

Bunu bir örnekle açıklayalım: Kaçırılan, araba kazası geçiren ya· da cinsel saldırıya uğrayan bir çocuk, çeşitli korkular ve bunalımlar geliştirir.

nülen termik santain çrreyjre ıuıızıne yapacab oluınsuz etki- lcri içcren dilekç Bodıum Bele. diyc Başkanvekili AdDır