• Sonuç bulunamadı

Öğr. Gör. Osman Şenol YILDIZ AÜ HAYMANA MYO

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğr. Gör. Osman Şenol YILDIZ AÜ HAYMANA MYO"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Öğr. Gör. Osman Şenol YILDIZ

AÜ HAYMANA MYO

(2)

TANIM

Osteoartrit sıklıkla yaşlılarda görülen,

Eklem kıkırdağında erozyon,

Eklem kenarlarında kemik hipertrofisi (osteofit gibi),

Subkondral skleroz ve sinoviyal membran ve eklem kapsülünde biyokimyasal ve

morfolojik değişiklikler ile karakterize dejeneratif bir eklem hastalığıdır

2

(3)

EPİDEMİYOLOJİ

Osteoartrit, bütün eklem

hastalıkları içinde en yaygın görülenidir ve fiziksel

bozukluğun en sık sebeplerindendir.

65 yaşın üzerindeki hemen

hemen her kişide kıkırdak

değişiklikleri olduğu

(4)

Her iki cinsiyeti ve bütün ırkları etkiler.

Kadınlarda erkeklerden iki kat fazla görülmektedir.

4

(5)

Risk Faktörleri

1-Yaş

2- Cinsiyet 3- Genetik faktörler

4- Obesite

5- Kemik yoğunluğu 6- Eklem

bozuklukları ve travma

7- Mesleki

zorlanmalar

8- Spor aktiviteleri

9- Kas güçsüzlüğü ve propriosepsiyon

bozukluğu

10- Fiziksel aktivite azlığı

11- Diyet

12- Hipermobilite 13- Sigara

14- Diğer hastalıklar

(6)

Yaş

 Çok sayıda epidemiyolojik çalışmada ilerlemiş yaşın OA için önemli bir risk faktörü olduğu ortaya koyulmuştur. İlerleyen yaşla birlikte gelişen eklem laksitesinde artma,

propriosepsiyonda ve kas gücünde azalma, eklem biyomekaniğinde bozulma, kıkırdak matriksinde değişiklikler ve kondrosit

fonksiyonlarında azalma, hastalık patogenezinde önemli olabilir

6

(7)

Cinsiyet

 Genel olarak kadınların erkeklere göre daha fazla OA riski taşıdığı bilinmektedir.Ayrıca

hastalık kadınlarda özellikle menopoz sonrası

(östrojenin koruyucu etkisi???) dönemde olmak

üzere daha ciddi seyretmektedir.

(8)

Genetik faktörler

 OA’in monozigot ikizlerde dizigotik ikizlerden daha sık görülmesi genetik etkilerin

olabileceğini düşündürmektedir.

8

(9)

Obesite

 Obesite OA için en sık görülen değiştirilebilir risk faktörüdür.

Obesite ve OA arasındaki ilişki en sık diz

ekleminde olmak üzere sırasıyla diz ve kalça eklemlerinde belirgindir.

 Ayrıca kilo kaybının OA semptomlarında

rahatlama sağladığı bilinmektedir

(10)

Kemik Yoğunluğu

 Osteoporoz kısa ve ince kadınlarda, OA obes kadınlarda sık görülmektedir. Kemik kitlesi değerlerinin normalin üzerinde olması, yaşlı kadınlarda kalça osteoartriti için bir risk

faktörüdür.

10

(11)

Eklem Bozuklukları ve Travma

 Konjenital kalça çıkığı, kalça ekleminde epifiz kaymasının OA için risk oluşturduğu

bilinmektedir.

 Travma diz OA'inin yaygın nedenlerinden

biridir. Major bir travma (kırıklar, çapraz bağ ve menisküs yırtıkları gibi)

 Minör travma atakları dejeneratif eklem

hasarının yerleşmesini kolaylaştırır

(12)

Mesleki zorlanmalar

 Uzun süre dizin fleksiyonda olmasını

gerektiren mesleklerde diz OA'inin daha sık olduğu gösterilmiştir.

12

(13)

Spor aktiviteleri

 Güreşte servikal vertebra ile diz ve dirsek,

boksta karpometakarpal eklemler, bisiklette

patellofemoral eklem, futbolda diz ve ayak

bileği, balede talar eklemlerde OA gelişim

riskinin daha fazla olduğu bulunmuştur.

(14)

Kas Güçsüzlüğü ve Propriosepsiyon Bozukluğu

Kuadriseps kasında zayıflık, diz

osteoartritli hastalarda oldukça sıktır. Bazı hastalarda da propriosepsiyon duyusunda bozulma olduğu bildirilmiştir.

14

(15)

Fiziksel aktivite azlığı

 Uygun ve yeterli egzersiz yapılmadığında

nöroanatomik olarak normal olan eklemlerde

bile OA riski artar.

(16)

Hipermobilite

 Generalize eklem laksisitesinin görüldüğü (Benign hipermobilite sendromu) ve kalıtsal laksitenin arttığı hastalıklarda OA riskinin arttığı bildirilmektedir.

16

(17)

I- TUTULAN EKLEME GÖRE SINIFLANDIRMA

A. Tutulan eklem sayısına göre

a- Monoartiküler b- Oligoartiküler c- Poliartiküler

B. Tutulan eklem

lokalizasyonuna göre

- Kalça OA - Diz OA

- Patellofemoral

- El OA

- Vertebra OA

- Diğer

(18)

Klinik Özellikler

Hastalar genellikle orta ve ileri yaştadır ve kiloludur.

Primer OA’e bağlı semptomların sıklığı ve şiddeti yaşla birlikte artar.

Genç yaşta şiddetli OA varlığı altta yatan sekonder etyolojik faktörleri

düşündürmelidir.

Eklem semptomları ile patolojik

değişiklikler veya radyolojik bulgular arasında korelasyon yoktur.

18

(19)

SEMPTOMLAR

1. AĞRI

2. EKLEM TUTUKLUĞU

3. ŞİŞLİK VE DEFORMİTE 4. KREPİTASYON

5. EKLEM HAREKET KISITLILIĞI

(20)

Ağrı

Hastalığın temel semptomu AĞRIdır.

 Sıklıkla derinde, iyi lokalize edilemeyen

bir ağrı olarak tanımlanır. Ekleme lokalize olabilir veya yayılabilir.

 Tipik olarak başlangıçta ağrı eklem

hareketi ile ortaya çıkar, istirahatle azalır.

Hastalık ilerledikçe minimal hareketle ve istirahatte bile ağrı meydana gelir.

 Ağrı kıkırdak dışındaki intraartiküler ve periartiküler yapılardan kaynaklanır.

20

(21)

Eklem tutukluğu

Tutukluk sık görülen bir semptomdur.

 Tutulan eklemlere lokalizedir.

 30 dakikadan kısa sürer.

 Sabah uykudan uyanınca ve gün içinde inaktivite sonrasında belirgindir.

 Ağrı ve tutukluk karakteristik olarak hava

değişiklikleri ile ilişkilidir.

(22)

Eklem Şişliği, Deformite ve Krepitasyon

Şişlik ve deformite dizler ve elin interfalangeal eklemleri gibi yüzeyel eklemlerde rahatsız edici olabilir.

 İlerlemiş hastalık varlığında hastalar eklem

hareketi sırasında krepitasyondan yakınabilirler.

 Krepitasyon kıkırdak kaybından ve eklem yüzeyinin düzensizliğinden kaynaklanır.

22

(23)

Fonksiyon Kaybı

Fonksiyon kaybı tutulan bölgeye spesifiktir.

 Ellerin OA’inde kavramada yetersizlik,

 Omuz OA’te giyinmede problemler

 Kalça ve diz OA’te azalmış yürüyüş mesafesi, topallama

Fonksiyon kaybının temel nedeni ağrıdır, diğer faktörler kas gücünde ve Eklem

Hareket Açıklığında azalmadır.

(24)

BULGULAR

1. Palpasyon ile hassasiyet 2. Pasif hareketle ağrı

3. Krepitasyon

4. Eklemde genişleme 5. Hareket kısıtlılığı

6. Deformite-subluksasyon

24

(25)

 Palpasyonla eklemde ağrı olabilir.

 Krepitasyon palpe edilebilir veya duyulabilir.

 Eklem genişlemesi sinoviya, kıkırdak ve

kemikteki değişikliklerden kaynaklanır.

(26)

Deformite ve Subluksasyon

 Kıkırdak kaybı,

 Subkondral kemiğin kollapsı,

 Kemik büyümesi,

 Kas atrofisi uzun süreli şiddetli hastalık sonucu ortaya çıkar.

26

(27)

SPESİFİK EKLEM BULGULARI

 Hastalık belirtileri spesifik eklem tutulumuna bağlı olarak sıklıkla değişkendir.

 ELLER-DİF ve PİF eklemler:

 Her iki elin DİF ve PİF eklemlerinin

dorsolateral ve dorsomedial yüzünde osteofit

formasyonu belirgindir.

(28)

1.CMC eklem tutulumu

 Başparmak proksimalinde lokalize ağrı ve hassasiyet ile birliktedir.

 Eklem kare görünümü alabilir.

 Hareket sıklıkla kısıtlı ve ağrılıdır.

28

(29)

1.MTP eklem tutulumu

 Başlangıç genellikle sinsidir.

 Yavaş progresyon gösteren ağrı ve şişlik vardır.

 Eklem konturu düzensizdir, palpasyonla

hassas olabilir.

(30)

DİZ TUTULUMU (Gonartroz):

 Hasta istirahatle azalan hareketle artan ağrıdan yakınır.

 Eklem tutukluğu uzun süreli inaktivite sonrasında vardır.

 Krepitasyon sık görülen bir bulgudur.

 Eklemin çeşitli bölgelerinde hassasiyet olabilir.

30

(31)

KALÇA TUTULUMU:

Kalça tutulumunun belirtileri sinsi başlangıçlı ağrı ve karakteristik topallamadır.

Ağrı sıklıkla kalçanın dış tarafında, kasıkta veya uyluğun iç kısmında hissedilir. N. Obturatorius’un dalları aracılığıyla dizlere yayılabilir.

Sabah ve inaktivite sonrasında eklem tutukluğu sık görülür.

Eklem çevresindeki kaslarda atrofi gelişir.

Tüm bu özellikler antaljik yürüyüşe yol açar.

(32)

OMURGA TUTULUMU

 Ağrı ve tutukluk spinal OA’in karakteristik belirtileridir.

 En sık servikal ve lomber omurga tutulur.

 Sinir köklerinin eklem aralığında daralma veya osteofit formasyonu sonucu olarak kompresyonu radiküler ağrıya yol açar.

32

(33)

GÖRÜNTÜLEME

RADYOGRAFİ:

 Radyografik görüntüler karakteristiktir, diğer görüntüleme yöntemlerine nadiren ihtiyaç duyulur.

Temel özellikler;

 Eklem aralığında daralma,

 Subkondral kemik sklerozu,

 Subkondral kistler,

 Eklem kenarlarında osteofitlerdir.

(34)

TEDAVİ

 OA tedavisinde amaç hastanın ağrılarını kontrol altına almak, fonksiyonel

yetersizlikleri gidermeye çalışmak ve hastanın yaşam kalitesini yükseltmektir.

 Bunları gerçekleştirirken tedavilerin yan etkilerinden mümkün olduğu kadar hastayı korumak gerekir

34

(35)

 Osteoartritli hastalarda tedavi seçiminde eklem tutulumu ve hastalığın şiddeti

yanında hastanın özel koşulları ve eşlik

eden hastalıklarının da göz önüne alınması

gerekir.

(36)

OA’de kullanılan tedavi seçenekleri şunlardır:

1)      Eğitim ve koruyucu önlemler 2)      Fizik tedavi ve egzersiz

3)      Sistemik ilaç tedavileri

4)      İntra-artiküler ilaç tedavileri 5)      Topikal ilaç tedavileri

6)      Yardımcı aletler (ortez, ayakkabı ve yürüme cihazları)

7)      Hidroterapi ve kaplıca tedavisi 8)      Cerrahi tedavi

 

36

(37)

1) EĞİTİM VE KORUYUCU ÖNLEMLER

 

(38)

 Hasta eğitiminde hastalıktan koruyucu

uygulamalar da öğretilmelidir. Osteoartritin risk faktörlerinin bilinmesi  ve onlardan

korunulması gereklidir. Böylece OA’nın insidansı azalmış, yaşam kalitesi daha da iyileşmiş olacaktır.

38

(39)

OA’de korunma prensipleri 3 temel başlık altında incelenebilir:

 birincil korunma sağlıklı kişilerin OA’dan korunması;

 ikincil korunma OA’nın erken veya olası asemptomatik döneminde korunma;

 üçüncül korunma yerleşmiş OA’da

fonksiyonel bozukluk ve yetersizliklerden

korunmadır.

(40)

 Vücudun aktiviteleri sırasında vücut

ağırlığının yaklaşık 3 katına kadar ağırlık diz ve kalçalara yüklenmektedir. Diz OA’inin

vücut ağırlığıyla ilişkisi kalça OA’ine göre daha fazladır. Kilo kaybetmenin OA riskini azaltacağı ve kilo almanın OA riskini

artıracağı literatürde belirtilmektedir

40

(41)

2) FİZİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ

 Fizik tedavi yöntemleri OA’nın tedavi

programı içerisinde önemli bir yer tutar.

Bunların en büyük avantajları sistemik yan etkilerinin hemen hemen

olmamasıdır.

 Fizik tedavi ile ağrı ve sertlik azalmakta,

kas spazmı hafiflemekte, eklem çevresi

yapılar güçlenmektedir. Böylece hastanın

fonksiyonel kapasitesi artmakta ve yaşam

kalitesi yükselmektedir.

(42)

3) OA’DE EGZERSİZLER:

 OA’da egzersizler genellikle etkilenen

eklemin etrafındaki kas zayıflığına, EHA’nın azalmasına ve ağrının dindirilmesine yönelik olarak uygulanır.

 Akut enflamasyonlu veya belirgin eklem şişliği olan durumlarda, egzersiz yapmak için akut enflamasyon dönemi geçinceye kadar beklemek uygun olacaktır.

42

(43)

4) OSTEOARTRİT TEDAVİSİNDE KULLANILAN ORTEZ VE YARDIMCI CİHAZLAR

 OA’de ortez kullanmanın belli başlı amaçları şunlardır; ekleme binen yükü azaltarak

ağrının azaltılması, ağrılı eklemlerde

hareketin kısıtlanması, stabilitesi bozuk

eklemlerde stabilizasyonun sağlanması ve

hareket paternlerinin düzeltilmesidir.

(44)

5) KAPLICA TEDAVİSİ

 Termomineral su banyosu ve peloid

uygulamalarında vücut sıcaklık artışıyla kaslarda refleks relaksasyon ve ağrı inhibisyonu ortaya

çıkar.  Kollagen dokunun esnekliği artmaktadır.

 Ağırlıksızlığın etkisi ile de relaksasyon olmakta ve kaldırma kuvveti ile hareket kolaylaşmaktadır

 Sıcak ve soğuk uygulamaların uzun sürede antiinflamatuar etkileri vardır. Termomineral suların bazı kimyasal komponentleri de bu etkiye katkıda bulunur.

44

Referanslar

Benzer Belgeler

SİNOPLUOĞLU 04.06.2018 16:00 Konferans Salonu 1 Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Tıbbi Dokümantasyon II Öğr. Eyüp Cihan YAĞAN 05.06.2018 16:00

Yapılan görüşmeler sonunda; Üniversitemiz Spor Bilimleri Fakültesi Dekanlığı bünyesindeki Antrenörlük Eğitimi Bölümünde 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı Güz

çocuk sağlığı hizmetleri, ayakta ve yatarak tıbbî ve cerrahî müdahale ile çevre sağlığı, adlî tabiplik ve ağız diş sağlığı hizmetleri gibi hizmetlerin de

• Havada uçmak eylemini gerçekleştiren bir uçak üzerine, aerodinamik kuvvetler olarak taşıma kuvveti (L) ve sürükleme kuvveti (D), kütlesel kuvvet olarak ağırlık

Doğum yapan memura, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 104'üncü maddesi uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden, eşi doğum yapan

Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı (Birinci Öğretim) 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı Güz Dönemi. “Okul Deneyimi” A Şubesi

a) Bakanlığa bağlı hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezlerini ve benzeri sağlık kuruluşlarını kurmak ve işletmek, gerektiğinde bunları birleştirmek,

değerlendirmek. d) Birey, toplum ve çevre sağlığım etkileyen ve genel sağlığı ilgilendiren her tür etkeni incelemek, teşhis etmek, değerlendirmek ve kontrol etmek üzere