• Sonuç bulunamadı

CAPPADOCIA JOURNAL OF HISTORY AND SOCIAL SCIENCES VOL.8-APRIL 2017 BOZKIR KAVİMLERİ KÜLTÜRÜNDE KARTAL MOTİFİ. Özet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "CAPPADOCIA JOURNAL OF HISTORY AND SOCIAL SCIENCES VOL.8-APRIL 2017 BOZKIR KAVİMLERİ KÜLTÜRÜNDE KARTAL MOTİFİ. Özet"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

78

BOZKIR KAVİMLERİ KÜLTÜRÜNDE KARTAL MOTİFİ

Yrd.Doç.Dr. Aslı KAHRMAN ÇINAR

Özet

Bozkır olarak tanımlanan saha Tuna Nehri’nden Çin Seddi’ne kadar çok geniş bir alanı içerisine almaktadır. Bu coğrafyada yaşayan gerek atlı göçebe kavimler gerek yerleşik topluluklar kartal motifini sosyal, siyasi, askeri, dini alanların hepsinde kullanmışlardır. Kartal motifi kimi zaman siyasi bir sembol olurken, kimi zaman özgürlük sembolü, bir arma ve dövme deseni gibi farklı amaçlarla kullanılmıştır. Kartalın görüntüsü, diğer kuşlar ve canlılar karşısındaki duruşu, karizması, yükseklerde oluşu ve hızı bozkır halklarını derinden etkilemiştir. Bu etkilenme karşısında Türk toplulukları kartala birçok açıdan saygı duymuş, bu saygısını ise mitoloji ve destanlarına yansıtmış, dini motiflerinde işlemiştir. Kartal asırlardır Türk kültürlü halklar arasında çoğu zaman siyasi bir sembol olarak bayraklar üzerinde veya devlet arması olarak resmi kurumlarda kullanılmış ve hala da kullanılmaya devam etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Bozkır, kartal, Türk kültürü

KARTAL MOTIVE IN THE CULTURAL LIFE OF BOZKIR PEOPLES Abstract

The field which is called Steppe includes a very large area from Tuna River to Chinese Wall. Both rider nomad and settled comminities who lived in this area used eagle figures in all fields of social, political, army and religious. Eagle figures were used as a symbol of policy, sometimes a symbol of liberty, sometimes a design of an arma or a beating. The image of the eagle, his stand in the face of other birds, his charisma, his stand highly and his speed influenced the communities deeply. As a result of this influence, Turkish communities respected the eagle in a lot of ways, projected their respect on their myths and epics, handled on their religion motives. The eagle figures, for many centuries, were used as political symbol on the flags or state armas in the government acency, in Turkish communities and they are still used.

Keywords: Steppe, Eagle, Turkish culture

Giriş

Bozkır coğrafyasında yaşayan Türk kültürlü halklarda önemli motiflerden biri de kartaldır.

Kartalın en önemli özelliği onun, yırtıcı kuşların en kuvvetlisi olmasıdır. Bu yüzden eski Türklerde kudret ve hükümdarlık alameti olarak kullanılmıştır. Çünkü kartal figürü devletin halka kendi gücünü ve kudretini göstermek istediği manayı tek başına ifade etmektedir. Bu motifi kullanarak devletin ne kadar güçlü olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Asya menşeli olduğu bilinen kanatları açık kartalın1 gücü ve korkusu yeryüzündeki yaratıklara da korku salmaktadır. Uçan canlıların hâkimi olarak bilinen kartal hem güçlü hem de estetik bir varlıktır. O, güç, kuvvet ve sonsuzluğun sembolize etmekte, yuvasını yüksek kayalıklar üzerine yapmakta, bu durum ona göksel bir kutsallık da vermektedir.2 İyi bir nişancı olduğuna inanılan kartalın yuvasında doğan kişilerinde iyi

Aslı Kahraman Çinar’ın “Bozkır Kavimlerinin Kültür ve Mitolojilerinde Geyik, Kurt ve Kartal (Başlangıcından Göktürk Dönemi Sonuna Kadar) isimli doktora tezi temel alınarak hazırlanmıştır.

 Bozok Üniversitesi, öğretim üyesi.

1 Celal E. Arseven, C. E. “Kartal Maddesi”, Sanat Ansiklopedisi, C.II, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1947, s.968.

2 İlhami Durmuş, “Arkeolojik Kalıntı, Buluntu ve Yazılı Belgelere Göre Köl Tigin-Bilge Kağan Anıtlıkları veBu

(2)

79

bir nişancı olacağı inancı mitolojiye dayanmaktadır.3 Kartalın diğer bir önemli özelliği ise gözlerinin çok keskin olmasıdır. Kuşlar içerisinde en uzak noktayı görebilme yeteneğine sahip olan odur. Kuşların hükümdarı ve en uzun yaşayan kuş türü olup ıssız, sarp kayalıkları kendine mesken tutmuştur.4

Kartal ve Adlandırması

Kuşların en güçlüsü olarak tanımlanan karakuş, kartal gibi, koyu renkli yırtıcı kuşlara

‘bürküt’ denilmektedir.5 ‘Bürküt’ ismi kartal cinsi için kullanılan genel bir addır. Bu isim özellikle altın kartal, kaya kartalı için kullanılmaktadır. Latince kullanımı Aquile chrysatus’tur. Bu kartal, Kaşgar’da karakuş olarak bilinmektedir. Vambery karakuş kelimesinin ‘börk=şahin başlığı’

kelimesinden ortaya çıktığını ifade eder. D. Ross ise doğacılıkta çok kullanılan bir kuş olduğunu belirtir. Le Coq ise kelimenin Kırgız Türkçesinde ‘bürküt’, batı Türkistan halkları arasında ise

‘birgüt’ şeklinde kullanıldığını söylemektedir. B. Ögel ise bürküt’ün Orta Asya’da genellikle kartallara verilen genel bir ad olduğunu belirtmektedir.6 ‘Örtmek’ anlamlarını içeren ‘bürümek, bürgü’ kelimeleri ile aynı kökten türemiştir ve kartal anlamına gelmektedir. Bürküt (merküt) kuşu şamana, kendinden geçerek yaptığı yolculukta eşlik etmektedir. ‘Bur (Burh)’ sözcüğüyle bağlantısı da önemlidir.7 Farsça ‘simurg’ kelimesinin ‘semrük’ olarak değişerek kartal anlamında kullanıldığı görülmektedir. ‘Öksökö: ök ‘ana, yaratıcı’ + sökö ‘Söken’ veya ‘sük/sök’ ‘kemik, soy’.

Moğolca ‘Ögsöh’ sözcüğü ‘tırmanmak ve yükseğe çıkmak’ anlamları taşımaktadır.8

‘Burkut, merküt, markut, mörküt, börkit, börköt, bürgid, ede’ kelimeleri kartal ile eşdeğerde kabul edilmektedir. ‘Kartal ata, hotoy ata/hotay ana’ isimleri eşanlamlı olarak kullanılırken,

‘bürgüd (bürged) ecege, ece’ isimleri ise Moğolca kullanım şekillerini ifade etmektedir. Bürküt ana ise Kartal Tanrıça şeklinde anlam bulmaktadır.

Türk topluluklarında Kartal, Karakuş, Bürküt/Bürgüt eş anlamlı kullanılan kelimeler, Kaşgarlı Mahmut’ta “karakuş yıldız” ifadesi Yunan mitolojisindeki ‘Jüpiter’ olarak gösterilmektedir. E. Esin’e göre ‘kulaklı kerkes kuşu (akbaba) veya tavşancıl kartalıdır’. Kırgız kahramanlık şiiri ‘Er- Töştük’te öbür dünyanın kahramanını yeryüzüne getiren kartala benzeyen bir kuştur.9 Dede korkut kitabında, Oğuzların kartal için duydukları saygının bir delili olarak anlaşılması gereken, “alaca benekli kartalın faziletlerini taşıyan” anlamında kahramanlar için çoğunlukla “Çal karakuş erdemlü” ifadesi kullanılmaktadır.10 Türklerde yırtıcı kuş isimlerinin şahıs adı olarak kullanımına sıkça rastlanmaktadır. Uygur Türklerinde ‘merkit, kartal, karakuş, togrıli, laçın’ gibi kelimelerin de isim olarak kullanımları görülmektedir.11 Bürküt, güneşi ve güneşin doğuşunu, yeniden doğuşu, ebedi yaşamı, ölümsüzlüğü, ateşi, ısıyı, hasadı çağrıştırmaktadır. Bu yüzden kartal, güneş kuşu olarak da isimlendirilmektedir.12 Türkler, beyazlı siyahlı olan koyunlara

Anıtlıklardaki Türk Kültür Unsurları”, Gazi Türkiyat, 1, Ankara, 2007a, s.50

3 Yaşar Kalafat- A. Turan, Hayvan Üslubunda Mitolojik Devridayım II, Berikan Yayınları, Ankara, 2015, s.140

4 Merdan Güven, “Türk Halk Oyunlarında Kartal Figürü”, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum, 2014, s.287.

5 Emel Esin, Türk Sanatında İkonografik Motifler, Kabalcı Yayınları, İstanbul, 2004, s.237.; Deniz Karakurt, Türk Söylence Sözlüğü, e-kitap. 2011, s.119.

6 Funda Toprak, Defter-İ Cengiz-Nâme’de Boy Nişanları ve Damgalar, Turkish Studies, 6 (1), 2011, s.563.

7 Karakurt, 2011: 63.

8 Karakurt, 2011: 168.

9 Pertev Naili Boratav, Türk mitolojisi (Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin mitolojisi), Bilgesu Yayıncılık. Ankara, 2012, s.83-84.; Mustafa Aksoy, Destanlarda ve Tarihi Kaynaklarda AlpEr Tunga, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003, s.1020.

10 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, Hisar Kültür Gönüllüleri, İstanbul, 2003, s.34

11 Ahmet Karadoğan, Türk Şahıs Adlarında Hayvan Kültü, Milli Folklor 15 (57), 2003, s.113.

12 Karakurt, 2011: 63; “Kartalların bazı cinsleri şöyledir: Şah kartalı (Latincesi; aquila heliaca) . Bu cins kartalların boylar 85 cm., kanatlarını açınca 2 m. kadar ve ağırlıkları 3,5 kg.’dır. Orman ve steplerde yaşayan şah kartalları dağlarda pek görülmez. Fare, küçük kuş, tavşan ve leş ile beslenir. Diğer bir kartal türü “atmaca” kartalıdır. Boyları 60 cm. ağırlıkları 1.200 gr., 140 cm.’ye kadar da kanatların açabilmektedirler. Her çeşit orman, çayır ve tarlada yaşayan atmaca kartallar fare, köstebek, tavşan, kurbağa gibi hayvanlarla beslenir. Bir başka cins ise balık kartallarıdır.

Gagalarının ucu kıvrık ve tırnakların hepsi birbirine eşit olan bir cinstir. Arka parmakları gerektiğinde öne doğru çevrilebilir. Yuvalarını genellikle ağaçlar üzerine yaparlar ve 2-3 yumurta bırakırlar.” Mustafa Kuru, Omurgalı Hayvanlar, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011, s.175.

(3)

80

“kartal koy” demişlerdir. Üzerindeki siyah renkten dolayı koyunlar dahi kartala benzetme yapılarak anılmışlardır. 13

Sosyal Hayatta Kartal

Türk topluluklarının çoğunda kartal, saygı duyulan ve değer verilen bir avcı kuş olarak görülür. Kartal, kuşlar arasında uçma becerisi ve yüksek yerlerde yaşaması bakımından dikkat çeker. Kanatlarını açınca yeryüzünü kaplayan Tanrının habercisi gibi hareket ettiğine inanılır.

Besin zincirinin tepesindedir, gök hayatının hâkimi bir avcı kuştur.14 Kartal, düşünmenin, aklın, kahramanlığın sembolü olarak düşünülür.15 Ayrıca Türk kültür çevresinde çift başlı olarak da görülmektedir.16

Hunlarda ve sonraki Türk toplumlarında kartalın Tanrıya haber götürdüğüne inanılır ve mezarlara da kartal pençesi işlenirdi. Böylece diğer dünyaya gittiklerinde tanrı ile insan arasında elçi olacağını düşünürlerdi.17 Tanrıya haber götürdüğüne inandıkları için belki Bozkır coğrafyasında haberleşme vasıtası olarak küçük yaşta yakalanıp eğitilen kuşlar kullanılmıştır.

Bunlar uzak mesafelere hızlı şekilde haber götürmede önemli bir araç görevi görmüştür. Güvercin, şahin, kartal, doğan gibi kuşlar bu amaçla kullanılmak için eğitilmişlerdir. Büyük ve yırtıcı kuşlar uzun mesafelerde, küçük kuşlar ise yakın mesafelerde iletişim görevini üstlenmiştir.18 Bozkırda uzun mesafeli haberleşmeleri doğada düşmanı bulunmayan doğan, şahin ve kartal gibi kuşlarla sağlamışlardır. Böylece uzun mesafelere kısa sürede haber ulaştırmışlardır.19 Kartal geleneği Başkurtlar arasında yakın zamana kadar yaşamaya devam etmiş,20 kartalın da içinde olduğu avcı kuşları ehlileştirmişlerdir.21

Siyasi Hayatta Kartal

Bayrak Türkler için bağımsızlık sembolü olarak kullanılmaktadır. Türklerde komutanların ve boyların Türk halkları içindeki saygı ve itibarları bayraklarının şekli ve sayısı ile belirlenmektedir.

Bayrağın dalgalanması uğur ve başarıyı simgelemektedir. Türklerin eski ataları, dünya hâkimiyetleri ve büyük cihan devletleri de, hep bayrakların tepesinde kurt ve kartal sembolleri ile hatırlanmaktadır.22 Kurdun ve kartalın güç ve irade sembolü olması, Türk devletinin de kendi duruşlarını bu kavramlarla ve simgelerle somutlaştırmak istemişlerdir. Hem kendi halkına hem de düşmana karşı dik bir duruş, karizmatik bir algı oluşturmak düşüncesi de bu eylemin sebeplerinden olmalıdır. Kurt ve kartal sembollerinin kutsal sayılması, tanrıdan kut taşıyıcısı iki unsur olarak görülmesi, kutu taşıyanın kutsallığının tanrı kutsallığı kadar yüce olması da sembollerin siyasi hayatın içinde bu kadar yoğrulmasına neden olmuştur.

Türklerde bayrak direkleri ‘göğün direği’ gibi görülür ve bayrak direklerinin göğe gidip kutup yıldızına ulaştığına inanılırdı. Altay ve Sibirya şamanları çadırlarının içine ucu çadırın dışına çıkan bir sırık dikerlerdi. Dışarıya çıkan uca bir sarık takar ve sembolik bir bayrak yaparlardı. Bu sırıkların ucuna Göktürklerdeki kurt başları gibi kartal heykeli dikenler de vardı. Bu çeşit bayraklar mezarlar üzerinde de görülürdü.23

13 Koca, S. (2003). Eski Türklerde Sosyal ve Ekonomik Hayat, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, s.23.

14 Güven,2014: 288.

15 Kalafat, Y. Altaylar’dan Anadolu’ya Kamizm, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2004, s.74.

16 İlhami Durmuş, Bilge Kağan, Köl Tigin Anıtlıklarının Kalıntı Buluntuları ve Türk Kültür Tarihi Açsısından Değerlendirilmesi, 38. İCANAS Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi TOBB ETÜ Üniversitesi, Ankara, 2007b, s.115-117.

17 E. Fatih Tekçe, Pazırık Altaylar’dan Bir Halının Öyküsü, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1993, s.73.

18 Eren, T. (2013). Bozkır Kültür Çevresinde Ulaşım ve Haberleşme, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, s.67.

19 Tamer Eren, Bozkır Kültür Çevresinde Ulaşım ve Haberleşme, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2013, s.81.

20 İbrahim Kafesoğlu, Eski Türk Dini, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003, s.517.

21 M. Muhtar Sagitov, Başkurt Folklorunda Hayvanlara Tapınma, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Belleten), 1982-83, Ankara, 1986, s.131.

22 Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Kömen Yayınları, Ankara, 1979, s.297.

23 Ögel, 1979: 300-301.

(4)

81

Kartal figürü Türklerde, koruyucu ruh olarak görülmüş, savaş aletlerinde, devlet sembollerinde kullanılmıştır. Koruyucu ruh olduğuna inanılan hayvan figürleri veya farklı semboller özellikle siyasi ve askeri alanlarda kullanılmış bu koruma altında daha başarılı olunacağı, devletin kaim olacağı, silahın daha güçlü, askerin daha kuvvetli olacağı fikri ile bu uygulamaya gidilmiştir. Özellikle çift başlı kartal hükümdarlık sembolü, doğunun ve batının hâkimi veya yerin göğün temsilcisi anlamlarında kullanılmıştır. Kurultaylarda hakanı ve sultanı temsil etmiş, Türk mimarisinde de varlığını korumuştur.24

Kartalın gücü ve kutsallığı nedeniyle Türk kültür çevresinde hâkimiyet sembolü olmasına ve devlet armalarında figürlerinin kullanılmasına sebep olmuştur.25 Türkler yırtıcı kuşları genellikle milli sembol olarak arma, bayrak gibi çeşitli yerlerde gök unsuruna bağlı olarak kullanmışlardır.26 Kartal, Göktürk ve Uygur devirlerinde hükümdar ve bey sembolü, koruyucu ruh ve adaletin simgesi olarak kullanılmıştır.27 Güç, kuvvet ve hükümdarlığı simgelemek için kullanılan kartal motifi İslam sonrası Türk devletlerinde yerini ve anlamını korumuş, Selçuklularda devlet arması olmuştur.28

Oğuz Hanın ikinci eşinden olan Ay Han’ın ongunu kartaldır.29 İkinci oğul Ay Han’ın birinci oğlu Yazır’ın ongunu Kartal-Torumtay-Atmaca’dır. İkici oğlu Döger’in Ongunu, Kartal- Köçkün-Çaylakdır. Üçüncü oğlu Dodurga’nın ongunu, Kartal-Kızıl Karçagay-Ala Togan’dır.

Dördüncü oğlu Yaparlu’nun ongunu, Kartal-Kargu’dur. Oğuz Han’ın diğer oğlu Tengiz Han 2.

Oğlu Yigdir-İgdir’in ongunu, Çakır-Kırçıgay-Kartal’dır.30

Altay, Yakut ve Oğuz boylarının sembolleri kuştur. Teleüt Türklerinin Merküt kabilesinin sembolü kara kartaldır. Yurtas kabilesinin sembolü beyaz başlı bir kartaldır.31

Beyzare’de Tuğrıl’a ait olduğu sanılan haneden arması veya ongun ve hükümdarlık simgesi olan kuş tasvirleri bulunmaktadır. M.Ö. III. yy’da yaşamış bir Harizm kralı olan Bazamar’a atfedilen bir sikke üzerinde avcı kuş biçimli başlık giymiş soylu bir insan figürü yer alır. Ona göre bu tasvir yırtıcı kuş Tuğrıl’la Harizmin eski bağlantısını düşündürmektedir.32 Avrupa Hunlarında Atilla’nın arması da kartal idi.33 Bugün Türk polis teşkilatının armasının da kartal olduğu görülmektedir.34

Askeri Hayatta Kartal

Türk mitolojilerine kudret ve kuvveti temsil eden35 kartal sembolü bozkır savaş taktik ve stratejilerine yansımıştır. Tanrının habercisi olması vasfıyla tanrıdan kendilerine zafer müjdesi getirmesi gibi çeşitli inanışlarla askeri araç gereçler üzerinde figürleri kullanılmıştır. Kartal tüyleri okların üzerine takılmıştır. Türklerin kullandığı savaş araçlarına dair Çin ve Bizans kaynaklarından edinilen bilgilere göre Hunlar ve Gök Türkler boynuzdan yaylar ve ıslık çalan oklar yapmışlardır.

Bunlar arkasında kartal ya da akbaba tüyü olan düz, yivli, çengelli oklardır.36 Dede Korkut destanındaki yiğitlerin okları, ak yelekli kayın ağacından yapılmış oklardır. Yelek, atılan okun hedefinden şaşmadan yerine ulaşmasını sağlaması için okun arkasına takılan tüylere verilen

24 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Mitler, Berikan Yayınları, Ankara, 2012, s.155.

25 İlhami Durmuş, Bilge Kağan Köl Tigin ve Bilge Tonyukuk, Akçağ Yayınları, Ankara, 2012, s.115-117.

26 Yaşar Çoruhlu, Türk Sanatında Görülen Hayvan Figürleri, (Türk sanatında görülen Hayvan Figürlerine “Gök ve Yer”

Sembolizmi Açısından Bir Bakış, Türk Dünyası Araştırmaları, (87), 1972, s. 21-22.

27 Yaşar Çoruhlu, 2002, Türk Mitolojisinin Anahatları, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, s.133-134.

28 Mehmet Özkartal, , Türk Destanlarında Hayvan Sembolizmine Genel Bir Bakış, Milli Folklor, 2012, 24 (94), s. 64.

29 Karakurt, 2011: 39

30 Saadettin Gömeç, Türk Kültürünün Ana Hatları, Akçağ Yayınları, Ankara, 2006, s.233.; Mehmet Kaplan, Oğuz Kağan-Oğuz Han Destanı, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s.931.; Güven, 2014: 290.

31Ögel, 1998: 47.

32 Esin, 2004: 242.

33Güven, 2014: 290.

34 Küçük, 2013: 124

35 Münir Cerrahoğlu, Türk ve Yunan Mitolojisinde “şekil değiştirme/kuş donuna girme” Motifinin Mukayesesi, Akademik Araştırmalar Dergisi, S.49, 2011, s. 276.

36 Saadettin Gömeç, Eski Türk Ordusunun Genel Mahiyeti, Orkun İnternet Dergisi, (131), 2015, s.6.

(5)

82

isimdir. Bu tüyler çoğunlukla kartal kanadındaki tüylerden yapılmaktaydı. Kartalın şamanlarla köken birliğinden dolayı dinsel bir değerde olması nedeniyle simgesel anlamlar da taşırdı.37 Profesyonel bir şekilde teşkilatlanmış olan Hun ordusu içerisinde her asker yeteneğine, ok atış ustalığına göre özel işlere tahsis edilmişti. ‘kartal nişancı’ olarak isimlendirilen bir grup da ordu içerisinde keskin nişancılık ile görevlendirilmiştir.38 Çin kaynaklarında bahsi geçen “Altay Demircileri” ise eski Türk devletlerinde, ünleri dünyaya yayılan meşhur demir ustalarıdır.

Demircilerin icat ettikleri ok, arka kısmında hareketine yön veren yine ‘yelek’ olarak isimlendirilen parça ,kartal tüyünden yapılmıştır. Bu okun hedefine ya da atılmak istenen yöne isabetli gitmesi için tasarlanmış bölümdür. Hem haberleşme hem de savaş için yapılan okların boyları ise omuz hizasından çekilince parmak ucuna gelecek şekilde ayarlanmıştır.39

II. bin yıla tarihlenen Çin bıçaklarının kabzalarında ise yine kartal (güneş kuşu) motifleri bulunmaktadır. Üzeri kaplan yüzü desenli bıçakların kabzalarında kartal figürü yer almıştır.40 IV.

yy’da İskitlerde görülen at gemlerindeki çubuklar at başı, vahşi kedi, koç ve kartal veya grifon- kartal boynuzlarından yapılmıştır. Gem ağızlığının üst uçları kartal kemiği ve koçboynuzu, alt ucu ise at tırnağından yapılmıştır.41 Tarihten beri Türk kılıç kabzalarında sıkça kullanılan kartal figürü bugün de askeri araçlar ve teçhizat üzerinde arma ve süs olarak görülmektedir.42

Dini Hayatta Kartal

Türk kültür çevresinde kartal kutsal varlıklardan biridir ve Gök tanrının idaresi altındadır.

Kartalın insanlar için uğurlu bir hayvan olduğuna ve kişilere iyilik getirdiğine inanılır.43 Türk inanç sisteminde en yüksek ruha sahip olan hayvan kartaldır. O, gök tanrının44 bereketin ve bolluğun sembolü, kuşların hükümdarıdır. Gök ile ilişkili olarak yağmur yağdırma gücüne sahiptir.45 Tanrı Ülgen’in oğludur. Büyük ve yırtıcı kuşları tanımlamak için ortak bir isim olarak kullanılır. Kam’ın dini ayinler sırasında yaptığı hareketler ile kartal oyunu arasında benzerlikler bulunur.46 Kam’ın Kartal kimliğine bürünmedeki amacı kartalda var olduğuna inanılan kutsal ögelerden faydalanma, hedefe kolay ulaşma, başarı elde etme düşüncesiyle bağlantılıdır.47 Kuş şeklinde tasvir edilen ruhlar daha çok Sahalarda, Dolganlarda bulunur. Mesela, ilkbahar ve güz mevsimlerinin kartalın temsil ettiği ruhun iradesine bağlı olduğuna, kartalın bir defa kanatlarını sallamasıyla buzların eridiğine, ikinci defa sallamasıyla baharın geldiğine inanılır.48 Şamanizm de kartal ölen kişinin ruhudur. Ölen kişinin ruhunun kuş olup gökte uçması Türk inanışları içerisinde yaygındır.49 Türk mitolojisinde kartalın Gök Tanrı sembolü olduğuna dair çeşitli unsurlar yer alır.50

İrkitlerin de kutsal hayvanı kartaldır. Burada kartal Murkut olarak isimlendirilmiştir.51 Aklı ve cesareti simgeler. Kartalın, Ülgen’in dokuz oğlundan biri olduğuna inanılır.52 Kazak ve Kırgız Türklerinde müzik eşliğinde ‘karacorga’ adı verilen bir dans ile yapılan dini ritüel şeklinde icra edilen tedavilerde atın yürüyüşü, kartal, kurt, ayı, geyik, kuğu, kaz gibi hayvanların hareketlerine benzer şekilde figürler icra edilir. Bu tedaviler dini ayinler şeklinde yapılır ve bu hayvanların bir ata ruhu olduğuna inanılır.53

37 Hasan Basri Öngel, 2001, Gelişim Sürecinde Erken İç Asya Türk Okçuluğu, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, S.21, 2001, s.203.

38 Nejat Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Yayınları, 1972, s.11.

39 Eren, 2013: 77

40 Yaşar Çoruhlu, Erken Devir Türk Sanatı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2007, s:47.

41 B. N. Grakov, İskitler, Selenge Yayınları, İstanbul, 2006, s.189.

42 Karakurt, 2011: 168.

43 Özkartal, 2012: 63.

44 Çoruhlu, 1972: 21-22.

45 Karakurt, 2011: 63.

46 Karakurt, 2011: 119.

47Güven, 2014: 289.

48 Gömeç, 1971: 95. Gömeç, 1998: 46.

49 Özkartal, 2012: 63.

50 Çoruhlu, 1972: 21-22.

51 Kalafat, 2004: 74.

52 Kalafat, 2012: 156.

53 Rahmi Oruç Güvenç, Eski Türklerde Müzik ile Tedavi, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003, s.831.

(6)

83

Uluğ Türkistan’da yağmurun piri/ruhu’nun Burgut (kartal) olduğuna inanılır. Ankara’nın Bala kazasında “kartal baba” isimli bir dağ ve bir yatır bulunmaktadır.54 Kaşgayi Türklerinde kartal, yaşam tarzına özenilen ışıktır. Saha Türklerinde göğün dördüncü katında halka güç veren ak/ iyi kartalın bulunduğuna inanılır.55

Ongon Olarak Kartal

Ongun, Ziya Gökalp tarafından ilk kez bilim diline kazandırılan bir kelimedir. Türkolog Houtsma, Oğuz boyları hakkında yazdığı bir makalesinde kartal ve cinsi hayvanların Türkler için totem olabileceğini yazar. Cengiznamelerde ise, Cengiz Han’ın alamet ve nişan olarak Türk kabilelerine birer kuş verdiği kaydedilir. Eski Oğuzca’da ise kelime totem anlamında kullanılmıştır.

A. İnan, kelimenin Moğolca’dan geldiğini ifade eder. Bir Moğol tarihçisi olan Reşideddin, bu kuşlara Ongon deyimini kullanmış ve bu suretle deyim günümüze kadar ulaşmıştır. Ongon kelimesi bir Töz’e işaret eder ve Töz’ün Türkçedeki anlamı kök-menşe’dir. Ongunlar, insan kuş ve başka hayvanlar şeklinde yapılan totemlerdir. Roux; ongunu tarihçi Reşideddin’in bu kelimeyi kullanmasından bir resimli temsil anlamı çıkartmanın mümkün olmadığını vurgulamakla beraber, totem olduğu konusunda kanaat getirmiştir.56

Oğuz boylarının amblem hayvanı olan ongunların sadece totem olmayıp, bu hayvanların kendilerinden de çekinildiği ve o boy tarafından avlanmadığı, etinin yenilmediğini belirterek kutsallığının üzerinde durmaktadır.57 Bu kuşlar da genel olarak yırtıcı kuşlardan seçilmektedir. Bu amblemler ağaçtan, taştan, kemikten, madenden ve çamurdan yapılmaktadır.58

Eski Türk boylarında ongun olarak kartal cinsinden avcı ve yırtıcı kuşları tercih ettikleri bilinmektedir.59 Türkler gibi avcı ve savaşçı bir toplumun kartal gibi savaşçı ve avcı bir havyanı kendilerine ongun olarak seçmeleri olağandır.60 Eski çağlardan beri Türk boyları totem kuşlarını özellikle kartal armasını milli alametler olarak hâkimiyet sembolü olarak kullanılmıştır.61 Türklerde ve Moğollarda ongun olarak kuş tercih sebebi olmuştur.62

Oğuzların yirmi dört boyundan biri de Kargın boyudur. Onların totemi (av kuşu) bir kartal türü olan ve tavşan avlayarak yaşamın sürdüren Tavşancıldır.63 Kargın boyunun ongunu Su- Bürkütü’dür. Bürküt büyük kartal cinslerine verilen isimdir. Çavuldur boyunun ongunu olan Buğdayık kuşu ise kartal türünün en büyük ve yırtıcı olanlarıdır. Bir kırgız atasözünde “Kuş törüs buudayık, it törüsü kumayık” şeklinde ifade edilen “kuşların reisi buğdayık kuşu, köpeklerin reisi de kumayık’dır” anlamına gelmektedir. Kartal cinslerinin en büyüğüne ise şah kartal adı verilir.

Orta Asya’da büyük kartalların pek çok tipi vardır. En büyük kartal cinsi ise Çavuldur boyuna ait olan ongundur. Cebni(Çepni) boyunun ongunu ‘humay/kumay2 kuşudur. Efsanevi ‘hüma/hümay’

kuşundan gelir. Bu isim Kırım’da en iyi cins kartallar için kullanılır. Kırgızlar, kartal türünün en büyüklerine ‘kumay’ derler, akbaba cinsindendir ve ona ‘kar kuşu’ da denilir. Salur boyunun ongun’u ‘bürküt’tür.64

Bügdüz boyunun ongun’u, itelgü kuşudur. Kononov, Oğuz boylarının ongunlarından bahsederken bu kuşun adını ‘itelgü’ şeklinde ifade etmiştir. ‘Türkmen Şeceresi’nin sonlarında aynı kuş bu defa ‘it-algu’ diye kaydedilmiştir. İt-algu, ‘köpek kapan’ demektir. İfade Anadolu’da

‘ötlegü kartal’ şeklinde kullanılır ve ‘uşak-kapan’ adı verilir. Bununla beraber Çağatay lehçesinde

54 Kalafat, 2012: 157.

55 Kalafat, 2012: 156.

56 Reşidü’d-din Fazullah, Cami’ü’t – Tevarih, (Çev: Erkan Göksu-Hüseyin Güneş), Selenge Yayınları, İstanbul, 2010, s.29.

57 Tolga Uzun, Türk Sanatındaki Kartalların İkonografisi ve Devamlılığı, P.A.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, S.1, 1996, s.85.

58 Uzun, 1996: 85.

59 Güven, 2014: 287.

60 Güven, 2014: 288.

61 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1997, s. 299; İlhami Durmuş, Türkler’in Kullandığı Armalar, Milli Folklor, 3,(21), 1994, s. 42.

62 Saadettin Gömeç, Şamanizm ve Eski Türk Dini, PAÜ. Eğitim Fak. Dergisi, (4), 1998, s.46.

63 Fuat Bozkurt, Türklerin Dini, Cem Yayınevi, İstanbul, 1995, s168.

64 Ögel, 1998: 364-365.

(7)

84

ve Doğu Türkistan’da da büyük bir av kuşuna ‘itelgü veya itelgi’ denilir. Şeyh Süleyman Efendi’ye göre bu kuş, orta boy doğanlardan biridir. Ayrıca Çağatay lehçesinde ‘ötelgü’ adlı bir av kartalı vardır ki, buna ‘kuzu-kartalı’ da derler. Anadolu’da ‘ötlegü/ötlegi’ adı verilen kuş Redhouse’a göre

‘ötlegü’, (Aquila chrysaetos), ‘kaya kartalı’ veya ‘altın kartaldır’. Gerçekten bu cins kartal, bir takım sesler çıkarıp havada devamlı dönerek avını arar.65

Orta Asya kavimlerinde değişik kelimelerle ifade edilen Ongun kısmen farklı anlamlara sahip olsa da ortak manaları hepsinin bir ruhu temsil etmesi ve koruyucu özelliğinin olmasıdır.

Yakutlar arasında İja Kil denilen (ana hayvan) büyük hayvanı Kaşgarlı Mahmud ‘çıvı’ kelimesiyle ifade eder. Bu hayvan tarife göre; mızrak gagalı, keskin pençeli, üç kukla kuyruklu, büyük bir kuştur. Şaman bu kuşu hayatında iki defa görür. Birincisi şaman olduğu zamandır ve o zaman şaman’ın ruhunu eğitmek için gelir, ikinci göründüğünde ise şaman’ın ölüm vakti gelmiştir. Burada değinilen, ana-hayvan mahiyet bakımından farklıdır. Ongun veya Türkçe adıyla tös denilen hayvan ruhu, bir kabilenin ve toplumun atasıdır.66

Kut Unsuru /Gök Sembolü Olarak Kartal

Türklerde kartal inancı mühim yer tutmaktaydı. Yükseklerde uçması, yuvasını kayaların zirvesine yapması ona kutsallık atfedilmesinde önemli sebeplerdir.67 Kartal, gök unsuruna dâhil olup, iyi ile kötü mücadelesinde iyiyi temsil eder. Sanat tarihindeki mücadele sahnelerinde ise kazanan hayvandır. Gök Tanrının sembolü olarak kurbanlar sunulmaktaydı.68 Çok yükseklerden uçtuğu için Gök Tanrıya en çok yaklaşan varlık olarak kabul edilir ve bu vasfıyla ona kutsallık atfedilir. Bu yüzden şamanlar bu kutsallıktan istifade edebilmek için ona benzemeye ve onunla bütünleşmeye çalışırlar. Kartal tanrının temsilcisi, aracısı, habercisi sayılır. Bu yüzden kutsal hayat ağacının (dünya ağacı) en tepesinde çift başlı kartal bulunduğuna inanılırdı.69 Kartal, şaman ritüellerinde en çok saygı duyulan kuştur. O gök tanrının kuvvet ve kudretini sembolize eder. Gök Tanrının dünyadaki yansımalarından yani onun gökte dolaşan bedenleşmiş hali olarak görülür.70

Gökyüzü Tanrısı olduğuna inanılan Ayığ Han’ın sembolü kartaldır. Ayığ Han’ın göğün on üçüncü katında oturduğuna inanılır. Güneşi yaratan ve dünyaya bereketi verendir ve ongunu kartaldır.71 Yazgı tanrısı olduğuna inanılan Suyla Han’ın su, güneş ve ay ışından yaratıldığına inanılır. O betimlenirken, at gözlü, kartal gagalı olarak tarif edilir.72 Altay Türkleri için kartal, tanrı ile aralarındaki elçidir. Buryatlar da ise bazı şamanların kartal olup uçtuklarına inanılmaktadır.73

Astrolojik Olarak Kartal

Ülgü (terazi) veya eski Türklerde Karakuş ismiyle bilinen terazi burcunun adı da karakuş/kartal’dır. (Terazi burcu Kaşgarlı Mahmut’un sözlüğünde Karakuş olarak geçmektedir.) Türk kültürlü kavimlerde terazi burcuna Üç miygak (üç maral) demişlerdir.74

Altaylardaki Teleüt Türkleri arasında, Merküt soyundan gelen bir boy (sök) vardır. Bu boya göre merküt, efsanevi ve kutsal bir “gök kuşu” dur. Bu kuşun sol kanadıyla ayı, sağ kanadıyla güneşi kaplayacak kadar büyük olduğuna inanılır. Türklerde, Eski Çin’de ve Chou Türklerinde göğün zirvesinde gün ve gece sayılan Müşteri (Jüpiter)in simgesi Karakuş(kartal), kuzgun, sığın- geyiktir.75

Genellikle Türklerde güneş doğunun, ay ise batının sembolü olarak bilinmektedir. Teleüt Türklerinde ise bu yön belirleme şekli göğün en üst katında oturan “Gök kartalı”nın duruşuna göre

65 Ögel, 1998: 367.

66 Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügat-it-Türk Tercümesi, (Çev: Besim Atalay), 2, Ankara, 1985, s56. ; Uzun, 1996: 85.

67 Kafesoğlu, 1997: 299.

68 Çoruhlu, 2002a: 133-134.

69 Güven, 2014: 288.

70 Güven, 2014: 289.

71 Karakurt, 2011: 41.

72 Karakurt, 2011: 186.

73 Güven, 2014: 289.

74 Bayat, 2007: 289-290.

75 Emel Esin, Türk Kozmolojisine Giriş, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 1979, s.31.

(8)

85

düzenlemiştir. Böylece ay kuzeyin/karanlığın güneş ise güneyin/aydınlığın sembolü olarak düşünülmüştür.76 Gökyüzündeki yaratıcılar atlar bulundururken, alt dünya sakinleri yalnızca sığırlara sahipti. G.F.Miller’e göre üst dünya tanrıları aşağıdaki üç kategoride toplanmaktaydı:

“göksel”, “havasal” ve “dünyasal”. En üst tanrılar olarak Yürüng Ayıı(Aydın Yaratıcı), Aar Toyon (Kutsal Efendi) ve Süge Toyon (Balta Efendi) kabul edilmekteydi. Orta düzey tanrıları ise Homporun Hotoy (Sahaların ortak totemi olan kartal), Cesugey Toyon (atçılık ve avcılık tanrısı), Horo Tangara (kartal) ve Kübe Hotun (Süge Toyon veya Yürüng Ayııeşi) idi. Bunların haricinde Uluu Toyon (Ulu Efendi) başkanlığında üst dünyanın kötülük tanrıları olan abasılar vardı.”77

Emel Esin, Kutadgu Bilig'de bir cihangirin Karakuş'a binip göğe çıktığını anlatan hikâye onun devlet kuşu manasına geldiğini ifade etmektedir. Yine onun ifadesine göre Karakuş yıldızı ve Erentüz yıldız grubu gece gökyüzünde hikmet arayanlara delil olarak gösterilmektedir.78 Eski Türk inançlarına göre gece ile gündüz göğün üzerinde durmadan döner, bir Hun mezarında bulunan dünya üzerinde dönen ak ve kara kartal bu inanca atıf yapmaktadır. 79

Sonuç

Bozkır kavimlerinin sosyal, siyasi, askeri ve dini hayatına bakıldığı zaman kartal figürünün bu alanların her birinde ayrı ayrı yer aldığı görülür. Kartal farklı Türk boylarında farklı isimlerle anılmış ve pek çok cinsi olması nedeniyle farklı isim ve söyleyişlerde kartal adı kullanılmıştır.

Özellikle bürküt adının örtmek anlamında kullanılıyor olması kartalın sanki kanatlarını açarak tüm yeryüzünü örtüyor düşüncesini akla getirmektedir. Türk cihan hakimiyeti düşüncesi gibi kartal iki kanadının altına tüm dünyayı toplamış hissi uyandırmaktadır. Askeri hayatın içinde görülen kartal motifi kimi savaş araçlarının üzerine ve kabzalara işlenirken, yapılan kartal tüylü oklar da savaşlarda kullanılmıştır. Böylece savaş meydanında tanrının koruyucu ruhunun kendilerine yardım edeceği düşünülmüştür. Özellikle ongun olarak her boyun bir kartal/kuş cinsi ile özdeşleşmiş olması özelde kartala genelde yırtıcı kuşlara verilen değeri ayrıca göstermektedir. Bir sembol, figür, ongun olarak kartalın seçilmesi, onun gökyüzünde en yükseklere uçabilen kuş olması, bu vasfıyla tanrıya yakın hatta tanrıdan kut aldığına inanılması görülmektdir. Tanrının yeryüzüne kimi zaman kartal bedeniyle indiğine dair inanç da bu sebepleri güçlendirmektedir.

Kaynakça

AKSOY, Mustafa, “Destanlarda ve Tarihi Kaynaklarda AlpEr Tunga”, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003, s.38-44.

ARSEVEN, Celal Esat, Kartal Maddesi”, Sanat Ansiklopedisi, C.II, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1947, s.968.

BORATAV, Pertev Naili, Türk mitolojisi (Oğuzların-Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan Türklerinin mitolojisi), Bilgesu Yayıncılık. Ankara, 2012.

BOZKURT, Fuat, Türklerin Dini, Cem Yayınevi, İstanbul, 1995.

CERRAHOĞLU, Münir, Türk ve Yunan Mitolojisinde “şekil değiştirme/kuş donuna girme”

Motifinin Mukayesesi, Akademik Araştırmalar Dergisi, S.49, 2011, s. 263-278.

76 Ali Rafet Özkan, Türk Kültüründe Yönler, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003, s.774.

77 Valeriy Vasilyev, Saha Halkının Kamlığı, Yaşayan Eski Türk İnançları Bilgi Şöleni Bildirileri, Ankara, 2007, s.25.

78 Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig, (Çev: R. Rahmeti Arat), Ankara, 1988, s.85. ; Toprak, 2011: 560.

79 Kalafat- Turan 2015: 146

(9)

86

ÇORUHLU, Yaşar, “Türk Sanatında Görülen Hayvan Figürleri, (Türk sanatında görülen Hayvan Figürlerine “Gök ve Yer” Sembolizmi Açısından Bir Bakış”, Türk Dünyası Araştırmaları, (87), 1972, s.17-42.

ÇORUHLU, Yaşar, Türk Mitolojisinin Anahatları, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2002.

ÇORUHLU, Yaşar, Erken Devir Türk Sanatı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2007.

DİYARBEKİRLİ, Nejat, Hun Sanatı, Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Yayınları, 1972.

DURMUŞ, İlhami, “Arkeolojik Kalıntı, Buluntu ve Yazılı Belgelere Göre Köl Tigin-Bilge Kağan Anıtlıkları

ve Bu Anıtlıklardaki Türk Kültür Unsurları”, Gazi Türkiyat, 1, Ankara, 2007, 35-58 DURMUŞ, İlhami, Türkler’in Kullandığı Armalar, Milli Folklor, 3,(21), 1994, s. 40-44.

DURMUŞ, İlhami, “Bilge Kağan, Köl Tigin Anıtlıklarının Kalıntı Buluntuları ve Türk Kültür Tarihi Açsısından Değerlendirilmesi”, 38. İCANAS Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi TOBB ETÜ Üniversitesi, Ankara, 2007b, s.1191-1216.

DURMUŞ, İlhami, Bilge Kağan Köl Tigin ve Bilge Tonyukuk, Akçağ Yayınları, Ankara, 2012.

EREN, Tamer, Bozkır Kültür Çevresinde Ulaşım ve Haberleşme, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü

ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Hisar Kültür Gönüllüleri, İstanbul, 2003.Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2013.

ESİN, Emel, Türk Sanatında İkonografik Motifler, Kabalcı Yayınları, İstanbul, 2004.

ESİN, Emel, Türk Kozmolojisine Giriş, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 1979.

GÖMEÇ, Saadettin, Türk Kültürünün Ana Hatları, Akçağ Yayınları, Ankara, 2006.

GÖMEÇ, Saadettin, Eski Türk Ordusunun Genel Mahiyeti, Orkun İnternet Dergisi, (131), 2015, s.1-15.

GÖMEÇ, Saadettin, Şamanizm ve Eski Türk Dini, PAÜ. Eğitim Fak. Dergisi, (4), 1998, s.46.

GRAKOV, B. N. İskitler, Selenge Yayınları, İstanbul, 2006.

GÜVEN, Merdan, “Türk Halk Oyunlarında Kartal Figürü”, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum, 2014, s.285-302.

GÜVENÇ, Rahmi Oruç, Eski Türklerde Müzik ile Tedavi, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003.

KAFESOĞLU, İbrahim, Eski Türk Dini, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003.

KAFESOĞLU, İbrahim, Türk Milli Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1997.

KALAFAT, Yaşar, Altaylar’dan Anadolu’ya Kamizm, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2004.

KALAFAT, Yaşar, Türk Kültürlü Halklarda Mitler, Berikan Yayınları, Ankara, 2012.

KALAFAT, Yaşar - A. Turan, Hayvan Üslubunda Mitolojik Devridayım II, Berikan Yayınları, Ankara, 2015.

KAPLAN, Mehmet, Oğuz Kağan-Oğuz Han Destanı, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002,

s.920-930.

(10)

87

KARADOĞAN, Ahmet, “Türk Şahıs Adlarında Hayvan Kültü”, Milli Folklor 15 (57), 2003, s.109- 116.

KARAKURT, Deniz, Türk Söylence Sözlüğü, e-kitap. 2011.

KAŞGARLI Mahmut, Divan-ı Lügat-it-Türk Tercümesi, (Çev: Besim Atalay), Ankara, 1985.

KOCA, Salim, Eski Türklerde Sosyal ve Ekonomik Hayat, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003.

KURU, Mustafa, Omurgalı Hayvanlar, Palme Yayıncılık, Ankara, 2011.

ÖGEL Bahaeddin, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Kömen Yayınları, Ankara, 1979.

ÖNGEL, Hasan Basri, “Gelişim Sürecinde Erken İç Asya Türk Okçuluğu”, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi

Dergisi, S.21, 2001, s.189-215.

ÖZKAN, Ali Rafet, “Türk Kültüründe Yönler”, Türkler III, Yeni Türkiye Yayınları, 2003.

ÖZKARTAL, Mehmet, “Türk Destanlarında Hayvan Sembolizmine Genel Bir Bakış”, Milli Folklor, 2012,

24 (94), s. 58-71.

REŞİDÜ’D-DİN Fazullah, Cami’ü’t – Tevarih, (Çev: Erkan Göksu-Hüseyin Güneş), Selenge Yayınları,

İstanbul, 2010.

SAGİTOV, M. Muhtar, “Başkurt Folklorunda Hayvanlara Tapınma”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Belleten), 1982-83, Ankara, 1986, s.125-132.

TEKÇE, Fatih, Pazırık Altaylar’dan Bir Halının Öyküsü, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1993.

TOPRAK, Funda, “Defter-İ Cengiz-Nâme’de Boy Nişanları ve Damgalar”, Turkish Studies, 6 (1), 2011,

s.555-574

UZUN, Tolga, “Türk Sanatındaki Kartalların İkonografisi ve Devamlılığı”, P.A.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi,

S.1, 1996, s.82-89.

VASİLYEV, Valeriy, “Saha Halkının Kamlığı”, Yaşayan Eski Türk İnançları Bilgi Şöleni Bildirileri, Ankara, s.23-28.

YUSUF HAS HACİP, Kutadgu Bilig, (Çev: R. Rahmeti Arat), Ankara, 1988.

Referanslar

Benzer Belgeler

12070 - Çevre Temizlik Vergisi 81,00 ORHANTEPE MAHALLESİ BANKALAR CADDE No : KARTAL /

Unkapanı-Eyüp hattı için düzeleme yapılıp hattın Eminönü’ne bağlanması, en az bir metre genişliğinde Fatih- Edirnekapı hattının uzatılmasını, bundan

27020 - Vergi Para Cezalari GECIKME FAIZI 2.27 KORDONBOYU MAHALLESİ İPEKBÖCEĞİ SOKAK No : 15 A KARTAL / İSTANBUL 321569 PEYNİRCİ KARDEŞLER GIDA

Sicil Adı Soyadı Gelir Grup Gelir Grup Detay Tutar Adres 150600 SAF-ER MOBO KABIN

12070 - Çevre Temizlik Vergisi 26 BARBAROS BULVARI FIRIN SOKAK SINANPASA IS MERK.No : 4-5 BEŞİKTAŞ / İSTANBUL.. 252539 FEN

12070 - Çevre Temizlik Vergisi 162.5 CEVİZLİ MAHALLESİ CEVİZLİ D-100 GÜNEY YANYOL CADDE EGITIM VE ARASTIRMA HASTANESINo : KARTAL / İSTANBUL.. 249629 UYGAR

231802 SEDAT YIKICI 27020 - Vergi Para Cezalari GECIKME FAIZI 9.41 GÜMÜŞPINAR MAHALLESİ ADAÇAYI SOKAK No : 4 KARTAL / İSTANBUL. 231813 GULCAN TURKMENLI 12070 - Çevre Temizlik

12070 - Çevre Temizlik Vergisi 625 HÜRRİYET MAHALLESİ SOYLU SOKAK No : 5 KARTAL / İSTANBUL. 249348 HARIKA TATLAR