• Sonuç bulunamadı

Yetkililer her konuşmalarında dünya krizinden etkilenmedik, Türkiye iyi yolda diye açıklamalar yapıyor. Yapıyor ama gerçek öyle mi?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Yetkililer her konuşmalarında dünya krizinden etkilenmedik, Türkiye iyi yolda diye açıklamalar yapıyor. Yapıyor ama gerçek öyle mi?"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hon.Prof.Dr.Nurullah AYDIN, 28 Mart 2012-ANKARA EKONOMĠ ĠYĠ YOLDA MI?

Yetkililer her konuşmalarında dünya krizinden etkilenmedik, Türkiye iyi yolda diye açıklamalar yapıyor. Yapıyor ama gerçek öyle mi?

Bakın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı işsizlik rakamları gerçeği yansıtmıyor.

Ekonomideki hedeflerle gerçekleşen rakamlar arasında çok fark bulunuyor.

Ġstihdam artmış diyorlar, oysa üretim düşen Tarımda istihdam nasıl artar diye soran yok.

Daha önce işsizlik oranları hiç bu kadar yüksek olmadı. En yüksek işsizlik oranı var. Büyüme için de imzaları attık, rekorlar kırdık deniyor. Bakın son 30 yıla. Büyüme oranları aynı. Rakamlara bakmıyoruz. Rakamlara baktığımızda bütün bu gerçekleri görmemiz mümkün. İşsizlik rakamları yüzde 9.8’e düştü. Neden işsizlik düştü diye ayrıntıya bakıyorsunuz. Tarımda istihdam artmış deniyor. Tarımda üretim düştü. Nasıl oldu da tarımda istihdam arttı? Köyüne dönen çalışıyor görünüyor. Umudunu kaybeden kişiler de var. Onlar işsiz sayılmıyor. Onları da dahil ettiğimiz zaman işsizlik rakamı yüzde 14 yüzde 15’lere çıkıyor.

Ekonomi iyi yönetilmiyor

(2)

Son yıllarda Merkez Bankası bağımsızlığını kaybetti. Bu durum ekonomimiz açısından ciddi bir sorundur. 9 yılda 6 kez mali af çıkaran bir hükümet yok. Bu ne demektir? Ekonomi iyi

yönetilmiyor demektir. İnsanlar yükümlülüklerini yerine getiremiyorlar. Bari bir mali af çıkaralım hiç değilse vaziyeti kurtaralım. Ne Uganda’da ne de Papua Yeni Gine’de 9 yılda 6 kez mali af çıkaran bir hükümet gösteremezsiniz.”

Vatandaşın kazandığından 94 milyar daha fazla harcadığı açıklandı. Ekonomiyi başka birisi

yönetmiyor. Vatandaş 94 milyar dolar fazla para harcadıysa sizin izlediğiniz ekonomi politikasının bir sonucudur bu” diye konuştu.

Türkiye ekonomisiyle ilgili farklı bir tablo çiziliyor.

Olağanüstü ekonomik gelişmelere imza atan bir hükümet görüntüsü var. Gerçek böyle mi?

Konusunu iyi belirleyen bir hükümet görüntüsü var. Gerçekler böyle değil. Mesela 2011 Orta Vadeli Program’da (OVP) TÜFE 5.3 olarak belirlenmişti. Gerçekleşen rakam ise 10.45. Cari açık için OVP’ye bakıyorsunuz, hedef 42.2 milyar dolar. 2011’in gerçekleşmesine bakıyoruz 77 milyar dolar. Yüzde 65’lik bir sapma üstelik bir yıl içinde. ABD’den sonra en büyük açığı olan ülke Türkiye. Böyle bir açmazımız var.

Dışarıdan pembe tablo çizilmesi gayet doğal. O kadar yüksek faizi başka bir ülkeden alamıyorlar.

Türkiye’den alıyorlar. Övmeyip de ne yapacak. Çin ekonomisinde durgunluk başladı, büyüme düştü. Bu durum Çin’in ithalatının düşmesi anlamına geliyor. Bütün ekonomistler yorum yapmaya başladılar. O kadar açık bir yapı ki tümüyle sıcak paraya endeksli bir ekonomi politikamız var.

Sıcak para gitti, ekonomi batıyor, sıcak para geldi durum iyi. İdare edip gidiyoruz.

Özel sektörün aldığı krediye garanti var

Bu yeni projeler ve geçmişteki projelere de uygulandı. Henüz kredisini bulamamış, fakat ihaleyi kazanmışlar için de bu uygulanacak. Daha önce Hazine garantisi yokken, teklif verenler, aslında Hazine garantisi olmayan duruma göre kredi maliyetlerini dikkate alıp teklif vermişlerdi. O nedenle yüksek teklif vermişlerdi. Şimdi Hazine garantisi geldiği için kredi maliyeti düşeceği için birincisi, eğer kazanan firma varsa, o firmanın kârı artacak.

Dünyadaki ekonomik durumun Türkiye’ye etkileri büyük. Yani parlak bir tablo yok. Özellikle Afrika ve Ortadoğu’daki gelişmeler, Türkiye ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Suriye ve

Ortadoğu’daki gelişmelerin bu illeri nasıl etkilediği konusunda araştırma yapıldı. Bu rapora göre, olumsuz bir tablo çıkıyor.

Kentsel dönüşüm projesi sırasında ortaya çıkan rantın o halk ile paylaşılması gerekir. Konut arzıyla ilgili de kaygılar yeni değil. Bazı yerlerde TOKİ’nin yaptığı konutlar satılmıyor.

Asıl ekonomi Eğitim sistemindedir. 2030’a kadar, eğitimle ilgili aşağı yukarı tüm alımlar kamu ihale yasasının kapsamı dışında olacak. Yolsuzluğu artırabilecek bir yasa bu. 18-20 milyar dolarlık bir boyutu var. Yani, 18-20 milyar dolarlık bir parayı, ihale yasası kapsamı dışında arzu ettiklerinize dağıtacaksınız. Ailelerden okul için katkı payı isteniyor biliyorsunuz. Her ne kadar istenmiyor dense de, çocuğunu gönderen her aileden para isteniyor.

Herkes kendi durumuna baksın ve ekonomi iyisi iyi mi değil mi düşünsün diyelim.

Günün Sözü; Aldatanın aldatması uzun sürmez

Hon.Prof.Dr.Nurullah AYDIN 27 Mart 2012-ANKARA

(3)

EKONOMĠK KRĠZE DOĞRU

Dünya ekonomik kriz içinde, Avrupa ülkeleri sorunları açmaya çalışıyor. Ancak Türkiye

gündeminde ekonomi yok. Eğitim süresi, terör, Suriye var. Oysa; 2011 yılında kaydedilen 106 milyar dolarlık dış ticaret açığıyla Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı.

Ülke, ABD güdümünde yeni bir Irak, Afganistan vahşetine hazırlanırken, yalan yanlış haberlerle uyutulurken, din afyonuyla uyuşturulan insanlar, hayali refah kalkınma palavralarıyla meşgul ediliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine ve Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2011 yılı Aralık ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracatın değişim oranı %5,6, ithalatın değişim oranı ise %4,3.

AB'ye ihracat azaldı.

2010 Aralık ayında %45,2 olan Avrupa Birliği’nin (AB) ihracattaki payı, 2011 Aralık ayında

%41,7’ye geriledi. AB’ye yapılan ihracat, 2010 yılının aynı ayına göre %2,5 azalarak 5 milyar 209 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2011 Aralık ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu. Bu ülkeye yapılan ihracat 2010 Aralık ayına göre %4,9 artarak 1 milyar 191 milyon dolar olurken, Almanya’yı sırasıyla Irak (933 milyon dolar), Ġngiltere (726 milyon dolar), ABD (573 milyon dolar) ve Ġtalya (545 milyon dolar) takip etti.

Rusya ithalatta ilk sırada yer aldı. Bu ülkeden yapılan ithalat %1,5 artarak 2 546 milyon dolar olarak gerçekleşti. Rusya’yı sırasıyla Almanya (1 milyar 931 milyon dolar) ve Çin (1 775 milyon dolar) izledi.

2011 Aralık ayında fasıllar düzeyinde en büyük ihracat kalemi, “motorlu kara taşıtları ve aksam parçaları” (1 milyar 452 milyon dolar) olurken; bu fasılı “kazanlar, makina ve cihazlar, aletler ve bunların aksam-parçaları” (1 milyar 114 milyon dolar), “demir ve çelik” (1 milyar 81 milyon dolar),

“elektrikli makina ve cihazlar, bunların aksam-parçaları” (918 milyon dolar) ve “örme giyim eşyası ve aksesuarları “ (691 milyon dolar) izledi.

Aralık ayında; en yüksek ithalatı olan fasıl “mineral yakıtlar ve yağlar” (5 milyar 18 milyon dolar) oldu. Bu fasılı; “kazanlar, makina ve cihazlar, aletler ve bunların aksam-parçaları” (2 milyar 388 milyon dolar), “demir ve çelik” (1 milyar 728 milyon dolar) ve “motorlu kara taşıtları ve aksam parçaları” (1 milyar 663 milyon dolar) izledi.

Son 27 yılın dış ticaret açığı rakamları

Yıl Değer 1985 -3,385,367 1986 -3,648,046 1987 -3,967,757 1988 -2,673,374 1989 -4,167,451 1990 -9,342,838 1991 -7,453,552 1992 -8,156,426 1993 -14,083,303

1994 -5,164,147 1995 -14,071,970 1996 -20,402,178 1997 -22,297,649 1998 -18,947,440

1999 -14,084,047

2000 -26,727,914

2001 -10,064,867

2002 -15,494,708 2003 -22,086,856

2004 -34,372,613 2005 -43,297,743 2006 -54,041,498 2007 -62,790,965 2008 -69,936,378 2009 -38,785,809 2010 -71,661,113

2011 -105,878,875

(4)

Türkiye’nin gerçeği ortada iken, ülke gündeminde neler var? Kim ne konuşuyor?

Günün Sözü: Yalanlar acı gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemez

………..

Hon.Prof.Dr.Nurullah AYDIN 26 Mart 2012-ANKARA

TÜRKĠYE ĠYĠ VE MUTLU DĠYENLER KĠM?

Türkiye’de gazeteler ve televizyonlar büyük sermaye gruplarının.

Bu durumda; Türkiye’nin ekonomik durumunu da iş adamları yani patronlar değerlendiriyor ve halka yansıtıyor. İstatistiki veriler toplumun farklı kesimlerindeki durumu yansıtabiliyor.

Durumu iyi olanlarca yansıtılanlar da her şeyin iyi olduğu, iyi gittiği şeklinde olmaktadır.

Oysa gerçekler farklı. Ülkede var olan stratejik kuruluşlar yabancılara satılmış, yıllardır yatırım yok. Yatırım diye söylenenler, TOKi evleri, otoyollar başka bir şey yok.

Bakın; 45 bin kişi faiz milyoneri

Bankalar geçen yıl mevduata 37.3 milyar liralık faiz ödedi. Bu paranın yarısı milyon liralık mevduat hesabı bulunan 45 bin 608 kişinin cebine girdi.

Milyonluk hesapların çoğu banka ve sanayi şirketlerinin ortak yöneticilerine ait.

Türkiye'de milyonerler kulübüne 2011'de 10 bin 822 kişi eklendi. Böylece milyoner sayısı 45 bin 608'e çıktı. Bankacılık sistemindeki 695.5 milyar liralık mevduatın yüzde 47.4'ü milyoner hesabında tutuluyor. Bu da bankaların geçen yıl mevduata ödediği 37.3 milyarlık faizin neredeyse 18 milyar lirasının milyonerlere gittiğini gösteriyor.

Türkiye'deki toplam mudi sayısının 51.8 milyon olduğu düşünüldüğünde bankaların ödediği faizin kalan kısmı da diğer mudilere gitti. Verilere göre, milyonerlerin hesaplarında tuttukları mevduat 1 yılda 39.5 milyar lira artış gösterdi.

Milyonerlerin hesabında toplam 329.8 milyar lira bulunuyor. Bunun 313.4 milyarı yurtiçi, 16.4 milyarı ise yurtdışı yerleşik milyoner hesaplarında bulunuyor. Bankacılık sistemindeki toplam 695.5 milyarlık mevduatın 667.6 milyarı yurtiçi yerleşiklere, 27.8 milyarı ise yurtdışı yerleşiklere ait. Öte yandan, 10 bin liraya kadar olan 49.3 milyon adet hesapta tutulan

mevduat toplamı 32.3 milyar lirayla sınırlı kaldı.

Aralık itibarıyla yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerin sahip olduğu 49.2 milyon hesapta 10 bin TL'ye kadar, 3 milyon 60 bin 75 hesapta 10-50 bin TL arası, 1 milyon 188 bin 194 hesapta 50-250 bin TL arası, 201 bin 839 hesapta 250 bin-1 milyon TL arası mevduat bulunduğu tespit edildi.

Sırasıyla bu hesaplarda, 32 milyar 379 milyon TL, 82 milyar 62 milyon TL, 143 milyar 839 milyon TL, 107 milyar 339 milyon TL olduğu belirlendi.

1,2 milyon kişinin geliri 295 TL'nin altında

Yeni yılda devreye giren Genel Sağlık Sigortası kapsamına girmek için 1 milyon 730 bin kişi gelir testi yaptırdı. Bunlardan 1 milyon 260 bin kişinin geliri 295 liranın altında çıktı.

(5)

Türkiye’de; din, iman, Suriye, askeri vesayetten kurtulma, yeni anayasa, ileri demokrasi açılım saçılım palavraları altında Türkiye'nin altın yumurtlayan tavukları özelleştirme kapsamında satıldı. Bazısı satılma sürecinde!

2003-2011 yılları arasında toplam hisse/varlık satış/devir yoluyla 34 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi.

Özelleştirmeler için 2002-2010 yılları arasında danışmanlık hizmeti veren yerli ve yabancı firmalara 84 milyon 799 bin 945 TL ödenmiş.

Peki bu özelleştirmelerden elde edilen gelirler nereye gitti? Bu süre içinde, Türkiye'de bankaların yüzde 75'ü, sigorta şirketlerinin yüzde 80'i, IMKB'nin yüzde 62'si yabancıların eline geçti. Türkiye bu yıl, bütçesinden 47. 5 milyar TL faiz ödemek için ayırdı. Cari açık ise Cumhuriyet döneminin en yüksek seviyesine ulaşırken, tehlike sinyalleri veriyor. 2011'in ilk altı ayında 45 milyar 8 milyon dolar cari açık gerçekleşirken, yıl sonu tahminleri 71 milyar 990,1 milyon dolara yükseldi. 1950 ile 2002 yılları arasındaki 52 yıllık dönemde Türkiye'nin cari açığı 48 milyar dolar olmuştu. Aynı dönemde dış borçlar 130 milyar dolardan 290 milyar dolara yükseldi.

Yapılan özelleştirmeler cari açık ile dış borcu kapatmaya yetmedi. Çünkü Türkiye, yüksek faizle borçlanmaya devam etti. Bu süre de özel sektörün dış borcu da 30 milyar dolardan 124 milyar dolara kadar yükseldi. Özelleştirme için gelen yabancı sermaye yatırım yapmak bir yana, 50-70 milyar arasında bir parayı ülke dışına çıkardı.

Ne diyelim ki! Halk neyle meşgul ediliyor, ne için? Duyarlı olanlar nerede?

Günün Sözü: Borçla yaşayan insan, toplum ve devletin, kimliği ve kişiliği olmaz

---

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmanın amacı ihracatın en temel belirleyicisi olan döviz kuru ve yabancı ülke gelirinin ihracat üzerindeki etkisini açıklayabilmek ve Türkiye

(Örnek: Danışman satış fiyatını belirlerken araca yapılan masrafları dikkate almadığı durumda aday dikkate alınmayan bu hususları tespit etmelidir.) Araç satış fiyatı

Senaryoda her adaya özgü şirket politikası çerçevesinde satın alınacak araçların (değişik türlerde araçlar olabilir) marka, model, aracın durumu ile temel

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

HSBC ve ilişkili kuruluşlar ve/veya bu kuruluşlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen (veya ilişkili) menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve

İkinci en önemli ihracat kalemi olan hazır giyim kalemi ise zayıf performansını Aralık ayında da sürdürmüş ve %25 yıllık daralma ile 1 milyar dolar

Ülkemizde tasarruf eğilimi düşüktür ve toplam tasarruflar, ekonomik büyüme için gerekli olan yatırım hacminin finansmanını karşılamamakta, dolayısıyla büyüme

Ülkemizde tasarruf eğilimi düşüktür ve toplam tasarruflar, ekonomik büyüme için gerekli olan yatırım hacminin finansmanını karşılamamakta, dolayısıyla büyüme önemli