• Sonuç bulunamadı

KAMU/ÖZEL SEKTÖR ÜCRET FARKLILIKLARI TÜRKİYE ÖRNEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KAMU/ÖZEL SEKTÖR ÜCRET FARKLILIKLARI TÜRKİYE ÖRNEĞİ"

Copied!
31
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ

KAMU/ÖZEL SEKTÖR ÜCRET FARKLILIKLARI TÜRKİYE ÖRNEĞİ

BİTİRME ÖDEVİ

HAZIRLAYAN

NİHAN KOÇ 07103452

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. SEZGİN POLAT

HAZİRAN 2013

(2)

İÇİNDEKİLER

I. GİRİŞ ... 1

II. LİTERATÜR TARAMASI ... 2

III. MODEL ... 4

A. DATA VE MODEL

... 4

B. DESKRİPTİF ANALİZ

... 5

C. REGRESYON SONUÇLARI

... 11

IV. ÜCRET DÜZENLEMELERİ ... 14

V. SONUÇ ... 16

KAYNAKÇA ... 18

(3)

TABLO LİSTESİ

Tablo 1: Kamu sektörü... 5

Tablo 2: Özel sektör ... 6

Tablo 3: Cinsiyete göre oluşan ortalama ücretler ... 6

Tablo 4: Kıdem faktörüne bağlı olarak kamu-özel sektör

istihdam seviyeleri ... 7

Tablo 5: Eğitim ve cinsiyete bağlı ortalama ücret seviyesi, kamu sektörü ... 8

Tablo 6: Eğitim ve cinsiyete bağlı ortalama ücret seviyesi, özel sektör ... 9

Tablo 7: Kıdem ve cinsiyete bağlı ortalama ücret seviyesi, kamu sektörü ... 10

Tablo 8: Kıdem ve cinsiyete bağlı ortalama ücret seviyesi, özel sektör ... 10

Tablo 9:Kamu ve özel sektörde göçmen-yerli istihdami ... 11

(4)

Özet

Bu çalışmanın amacı Türkiye’de kamu ve özel sektör arasında ücret farklılığı yaratan faktörleri incelemektir. Yapılan analizden elde edilen sonuçlara göre, kamu sektöründe istihdam edilenlerin ortalama saatlik ücretleri özel sektörde istihdam edilenlerin ücretlerinden yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun sebeplerinden biri olarak, kamu sektöründe çalışanların daha yaşlı, daha eğitimli ve daha kıdemli olduklarını söylemek mümkündür. Kadın-erkek ücret eşitsizliğine konusunda; özel sektörde, kamu sektörüne kıyasla, bu farkın daha yaygın olduğu gözlenmektedir.

Eğitimin getirisini ele alındığında ise, kamu sektöründe, her eğitim seviyesi için geçerli olacak şekilde, eğitimin getirisi daha yüksek sonuç vermiştir. Bölgesel faktörlere bağlı ücret dalgalanmaları ise, özel sektörde daha yaygın bir durumdur.

Abstract

The main objective of this paper is to examine the factors, which explain the wage differentials in the public sector and the private sector in Turkey. The results obtained from the analysis show that the average hourly wage of employees in the public sector is higher than in the private sector. One of the reasons for this result is that public sector workers are older, more educated and have more experience compared to private sector workers. Besides, it is possible to argue that wage inequality between women and men is more common in the private sector. The results on the return to education show that for each level of education, return to education is higher in the public sector than in the private sector. Further, the results indicate that wage differentiation due to regional factors is more common in the

private sector rather than in the public sector.

(5)

I. GİRİŞ

Kamu-özel sektör ücret farklılıkları, işgücü piyasalarının başlıca özelliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, ücret düzeyinin gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük seviyede seyrettiği gelişmekte olan ülkelerde daha da önemli hale gelmektedir. Bunun sebebi, gelişmekte olan ülkelerde kamu sektörünün işgücü piyasasında geniş yer kaplaması ve ücret oluşumunda etkin rol oynamasıdır.1

Çalışma kapsamında, kamu-özel sektör ücret farklılıklarını yaratan faktörler, Türkiye örneği üzerinden ele alınacaktır. Diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de kamu sektörü işgücü piyasasının önemli kısmını oluşturmaktadır.

Bu nedenle, kamu sektörünün operasyon anlayışı ve ücret mekanizması, tüm işgücü piyasasındaki üretim ve ücret düzeylerini etkilemektedir. Türkiye’de kamu sektöründeki ücret seviyesinin bir diğer önemli özelliği ise kamu harcamaları içinde en önemli harcama kalemini oluşturmasıdır. Buradan hareketle, kamu kesimi ücret düzeylerinin mali problemler ve bütçe kısıtıyla yakından ilgili olduğunu söylemek mümkündür. 2 Bu sebeple, kamu bütçesindeki personel ödemeleri kaleminin azaltılması, bütçe açıklarını azaltmak için alternatif bir yol olarak görülmüş ve 1980’li yıllarda kamu kesiminde ücretler enflasyonla aşındırılırken, istihdam seviyesi korunmuştur.3

Türkiye’de kamu-özel sektör ücret farklılıklarının seviyesini ve nedenlerini incelediğimiz bu çalışmada Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2011 Hane Halkı İşgücü Anketi verileri kullanılmıştır. Oluşturduğumuz örneklemde 15 yaş ve üzeri

çalışanlar incelenmiş, elde edilen sonuçlar içerisinde, kadın ve erkekler arasındaki ücret farklılıklarına da yer verilmiştir. Çalışılanlar,kamu ve özel sektör çalışanları olarak iki kategoriye ayrılmıştır. Kamu kesiminin içine KİT’ler de dahildir. Ücret

1Aysıt TANSEL (2005). “Public-Private Employment Choice, Wage Differentials and Gender in Turkey”, Economic Development and Cultural Change, 53(2), p. 453-477

2Ibid., p.453 3Ibid., p.457

(6)

farklılıkları, saatlik ücretler üzerinden hesaplanmıştır. Çalışmamız şu şekilde organize edilmiştir: 2. bölümde literatürde bu konuyla ilgili daha önce gerçekleştirilmiş çalışmaların sonuçlarını ele alacağız; 3. bölümde model tanıtımıyla birlikte deskriptif analizlere ve modelden elde edilen sonuçlarına yer vereceğiz, 4.

bölümde ise neoklasik işgücü piyasasında ücret denklemlerinin özelliklerine değindikten sonra kamu-özel sektör ücret düzenlemelerinin farklılıklarından bahsedeceğiz, 5. bölümü ise araştırmamızın sonuçlarına ayıracağız.

II. LİTERATÜR TARAMASI

Kamu-özel sektör ücret farklılığı konusuyla ilgili olarak daha önce farklı zamanlarda ve farklı ülkeler için pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalardan bir tanesi Tansel (2005) tarafından, 1994 TÜİK Hane Halkı Bütçe Anketi verileriyle Türkiye örneği ele alınarak gerçekleştirilmiştir. Tansel (2005) oluşturduğu modelde ücret farklılıklarının belirleyicileri olarak beşeri faktörler ve bölgesel faktörleri incelemiştir. Elde edilen sonuçlar, kamu sektörü ücret seviyesinin hem kadın hem de erkeklerde geçerli olacak şekilde özel sektör ücret seviyesinden yüksek olduğu yönündedir. Ancak, erkekler için üniversite eğitimi seviyesinde kamu ve özel sektör ücret düzeylerinin paralel seyrettiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, kamu kesiminde çalışanların daha yaşlı, eğitim düzeyi daha yüksek ve daha deneyimli oldukları tespit edilmiştir. Kadın-erkek ücret farklılıklarını da ele aldığı çalışmasında Tansel (2005), kamu kesiminde cinsiyete bağlı ücret farklılığının sınırlı olduğunu tespit ederken; özel sektörde bu farklılığının daha yaygın olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu çalışmadan elde edilen bir başka önemli sonuç ise ücretlerin standart sapmasının kamu sektöründe, özel sektöre kıyasla daha düşük olmasıdır.

Lindauer ve Sabot (1983) kamu-özel sektör ücret farklılığı konusunu 1971 yılına ait verilerle Tanzanya için ele almışlardır. Elde edilen sonuçlar, kamu sektörü çalışanlarının özel sektör çalışanlarından daha yüksek ücret aldıklarını göstermiştir.

Ancak, bu ücret farklılığının bir kısmının çalışanların donanımları arasındaki farktan kaynaklandığı belirtilmiş ve kamu sektöründeki iş talebinin daha çok donanım gerektirdiği konusu açıklanmıştır. Tansel (2005)’in elde ettiği sonuçlara paralel olarak bu çalışma sonucunda da kamu sektörü çalışanlarının daha yaşlı, daha eğitimli ve mevcut işlerinde daha deneyimli oldukları tespit edilmiştir. Bölgesel faktörlerin

(7)

ücret üzerindeki etkisi incelendiğinde, özel sektör kesiminde aynı niteliklere sahip çalışanlardan büyük şehirlerde yaşayanlara daha yüksek ücret ödendiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumun gerekçesi olarak da büyük şehirlerde yaşamanın maliyetinin yüksek olduğu söylenmiştir. Öte yandan kamu kesiminin bölgesel farklılıklara duyarsız olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma kapsamında ele alınan bir başka faktör de başkentte yaşamanın ücret üzerindeki etkisidir. Sonuçlar, özel sektör çalışanları için başkentte oturmanın ücret üzerinde ekstra bir prim sağladığı yönünde çıkarken, kamu kesimi için bu prim düzeyi özel sektöre kıyasla oldukça sınırlı çıkmıştır.

Disney (2007) ise, 1994-2006 yılları arasında İngiltere’de kamu-özel sektör ücret farklılıklarına ilişkin bir çalışma gerçekleştirmiştir. Çalışma sonucunda, ilk ve orta düzeydeki eğitim seviyelerinde erkeklerin kamu sektöründe özel sektör ücretlerinden daha yüksek ücretler elde ettikleri; ancak üniversite eğitimi seviyesinde ücret farklılıklarının özel sektör lehine genişlediği tespit edilmiştir. Öte yandan, kamu sektöründe kadınlar her eğitim seviyesinde özel sektörde çalışan kadınlardan daha çok ücret elde etmişlerdir. Yine kadın çalışanlar için geçerli olan bu ücret farklılığı her eğitim seviyesinde giderek açılmaktadır.

Gaag ve Vijverberg (1988) yaptıkları çalışmada Cote d’Ivoire’daki kamu ve özel kesim arasındaki ücret farklılıklarını incelemişlerdir. Çalışma sonucunda, ortalama ücretler arasındaki farklılıkların kamu kesimi lehine olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte, Tansel (2004), Lindauer ve Sabot (1983) çalışmalarında elde edilen sonuçlara paralel olarak; kamu sektörü çalışanlarının daha uzun süre eğitim almış ve daha uzun kıdem süresine sahip oldukları sonucuna ulaşmışlardır.

Bu çalışma kapsamında ücretlerle ilgili elde edilen bir başka detay da, özel sektör ücretlerinin kamu sektöründeki ücretler daha fazla değişkenlik göstermesidir.

Diğer çalışmalardan da elde edilen sonuçlara kısaca yer verecek olursak:

Terrell (1993) Haiti’de kamu-özel sektör ücret farkının yüksek olduğunu tespit etmiştir; Assaaad (1997) Mısır’da kamu ücret seviyesinin özel sektör ücretlerine paralel ya da daha yüksek olduğunu gözlemiştir; Nielsen ve Rosholm (2001) Zambiya’da kamu ücretlerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmışlardır; Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ilişkin Christofides ve Pashardes (2002) yaptıkları çalışmada ücret farklılıklarının kamu lehine gerçekleştiğini gözlemlemişlerdir. Öte yandan, Adamchick ve Bedi (2000) Polonya’ da; Corbo ve Stelcner (1983) ise Şili’de

(8)

ücretlerin kamu sektöründe, özel sektöre kıyasla daha düşük seyrettiği sonucuna ulaşmışlardır.

III. MODEL

A. DATA VE MODEL

Çalışma kapsamında TÜİK tarafından hazırlanan 2011 Hane Halkı İşgücü Anketleri kullanılmıştır4. 15 yaş ve üzeri çalışanların dahil edildiği örneklemde, çalışanlar kamu ve özel sektör olarak iki kategori altında incelenmiştir. Kamu kategorisi dahilinde KİT çalışanları da ele alınmıştır. Özel sektör kategorisine kayıtlı ve kayıt dışı çalışanlar dahil edilmiştir.

Ücret denklemi oluşturulurken, beşeri sermaye kazanç fonksiyonu5kullanılmıştır. Saatlik ücretlerin logaritması; yaş, eğitim, deneyim, ve bölgesel faktörler gibi açıklayıcı değişkenler aracılığıyla hesaplanmıştır. Formül olarak vermek gerekirse:

ln = + + +

Denklemde , ücretleri; , sabit terimi; , çalışanların karakteristik özelliklerini;

, bölgesel faktörleri; , model tarafından açıklanamayan hata terimlerini ve son olarak da , kamu ve özel sektör olarak sektör kategorilerini belirtmektedir.

Yaptığımız model kapsamında eğitim değişkeni kategorik alınmış ve bu kategoriler mezun olunan eğitim seviyesine göre belirlenmiştir. Bu durumun sebebi olarak, eğitim görülen yıldan ziyade, mezun olunan eğitim seviyesinin ücretler üzerinde etkili olması gösterilebilir.6Bu sonuç çerçevesinde, eğitimi kategorik değişken olarak almak daha mantıklı olacaktır. Model kapsamına kıdem değişkeni ile birlikte bu değişkenin kuadratik formu da alınmıştır. Burada amaçlanan kıdemin ücretler üzerinde azalan oranda bir artış etkisi olduğunu göstermektir. Bölgesel

4Türkiye İstatistik Kurumu, ”Hanehalkı İşgücü İstatistikleri” 2011; http://www.tuik.gov.tr/

5Jacob MINCER (1958). “Investment in Human Capital and Personal Income Distribution”, Journal of Political Economy, 66(4), p.281-302

6Jacques van der GAAG and Wim VIJVERBERG (1988). “A Switching Regression Model for Wage Determinants in the Public and Private Sectors of a Developing Country”, The Review of Economics and Statistics, 70(2), p.251

(9)

faktörler Nomenclature of territorial units for statistics (NUTS) sınıflaması kapsamında, 26 bölgeye ayrılmış şekilde, kukla değişken olarak modele dahil edilmiştir. Yukarıda değindiğimiz değişkenlere ek olarak; cinsiyet, çalışılan iş yeri büyüklüğü, meslek ve ekonomik faaliyet sınıflaması, göç gibi faktörler kukla değişken olarak model kapsamına alınıp, kontrol edilmiştir.

B. DESKRİPTİF ANALİZ

İlk etapta kamu ve özel sektörde istihdam edilenlerin yaş, eğitim ve kıdem

seviyelerini karşılaştırdık. Tablo 1 ve Tablo 2’den elde edilen sonuçlardan hareketle, kamu sektörü çalışanlarının yaş ortalamasının özel sektörde çalışanların yaş ortalamasından yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Eğitim konusuna geldiğimizde ise;

kamu sektörü çalışanlarının ortalama eğitim süresi 12,74 yıl iken, özel sektör çalışanlarında bu süre 8,33 yıldır. Kıdem faktörü söz konusu olduğunda ise; kamu sektöründe istihdam edilenlerin ortalama kıdem süresi 13,49 yıl iken; özel sektörde bu rakam sadece 3,74 yıldır. Ancak, belirtmek gerekir ki, burada ele alınan kıdem faktörü hali hazırda çalışılan işteki kıdem süresini baz almaktadır. Kamu ve özel sektördeki ortalama saatlik ücretlere bakacak olursak, kamu sektöründeki ortalama saatlik ücretlerin, özel sektördeki ücret seviyesinden yüksek olduğunu görebiliriz.

Ücretlerle ilgili bir başka detay da, özel sektör ücretlerinin, kamu sektöründeki ücretlerden daha yüksek bir standart sapmaya ve varyansa sahip olmasıdır. Bu noktada, özel sektör ücretlerinin kamu sektörü ücretlerinden daha değişken olduğunu söylemek mümkündür. Bu analizden elde edilen sonuçlar, Tansel (2005) ve Lindauer ve Sabot (1983) çalışmaları ile paralellik göstermiş ve kamu sektörü çalışanları, özel sektör çalışanlarına kıyasla, daha yaşlı, daha kıdemli ve daha eğitimli çıkmışlardır.

TABLO 1: KAMU SEKTÖRÜ

Ortalama Standart Sapma Varyans

yaş 39,63 9,27 85,95

eğitim 12,74 3,37 11,38

kıdem 13,49 9,17 84,03

ln (saatlik ücret) 2,34 0,56 0,32

(10)

TABLO 2: ÖZEL SEKTÖR

Cinsiyet faktörüne bağlı olarak gerçekleşen ortalama ücretler Tablo 3’te verilmiştir. Bu tablodan hareketle, özel sektörde kadınların ortalama saatlik ücretlerinin erkeklerin ücretlerinden düşük olduğunu söyleyebiliriz. Kamu sektöründen elde edilen sonuçlar ise, özel sektörde elde edilen sonuçlardan farklıdır.

Kamu sektöründe kadınların ortalama saatlik ücretleri erkeklerinkinden yüksektir.

Bu durumun sebebi olarak, kamuda çalışan kadınların beşeri sermayelerinin, bir diğer deyişle donanımlarının, kamuda çalışan erkeklerinkinden yüksek olduğu öne sürülebilir.7

TABLO 3: CİNSİYETE GÖRE OLUŞAN ORTALAMA ÜCRETLER

Kıdem faktörüne bağlı olarak gerçekleşen kamu ve özel sektördeki istihdam oranları Tablo 4’te verilmiştir. Analizin açıklamasını kolaylaştırmak adına, kıdem faktörü 4 kategoriye ayrılmıştır: 10 yıldan kısa süreli, 10 ile 19 yıl arası, 20 ile 29 yıl arası ve son olarak 30 yıl ve üzeri kıdem seviyelerine bağlı olarak istihdam seviyeleri incelenmiştir.

7Aysıt TANSEL (2005).Op. cit., p. 470

Ortalama Standart Sapma Varyans

yaş 33,59 10,64 113,20

eğitim 8,33 3,91 15,30

kıdem 3,74 5,24 27,46

ln ( saatlik ücret) 1,27 0,63 0,40

ln(saatlik ücret) ortalama

Özel Sektör Kamu Sektörü

Kadın 1.22 2.40

Erkek 1.28 2.32

(11)

TABLO 4: KİDEM FAKTÖRÜNE BAĞLİ OLARAK KAMU-ÖZEL SEKTÖR İSTİHDAM SEVİYELERİ

Kıdem (yıl) Özel Sektör Kamu Sektörü Toplam

0-9 65.717 7.886 73.603

89,29 10,71 100,00

10-19 7.791 7.208 14.999

51,94 48,06 100,00

20-29 1.547 4936 6.483

23,86 76,14 100,00

30 + 225 977 1.202

18,72 81,28 100,00

Toplam 75.208 21.007 96.287

78,18 21,82 100,00

Tablo 4’ten hareketle ilk olarak kamu istihdamının toplam istihdamın %22’sini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada denilebilir ki, Türkiye için, özellikle 80’li yılların sonundan itibaren özelleştirmelerin hız kazanmasıyla, kamu sektörünün işgücü istihdamındaki payı azalma eğilimine girmiştir. Bunun dışında, 20 yıl ve üzeri seviyede kıdeme sahip kişilerin çoğunluğunun kamu sektöründe istihdam edildiğini görmek mümkündür. Bu durum, çalışmamız dahilinde kıdem değişkenini aynı işte çalışma süresi olarak almamızdan kaynaklanmaktadır.

Eğitim seviyelerine bağlı olarak, kadın ve erkeklerin, kamu ve özel sektörde aldıkları saatlik ortalama ücretlere ve ücretlere ait standart sapma ve varyanslara Tablo 5 ve Tablo 6’da yer verilmiştir. Kamu sektöründe, erkekler için, eğitim düzeyi arttıkça ortalama saatlik ücret seviyesi de artmıştır. Kadınlarda ise, 8 yıllık eğitim alanların ortalama ücretleri 5 yıl eğitim alan kişilerin ücretlerinden düşük çıkmıştır.

Bu durum göz ardı edildiği takdirde, erkeklerde elde edilen sonuçlara paralel olarak, kadınlarda da eğitim seviyesi arttıkça ortalama ücretlerin arttığını söylemek mümkündür. Lise eğitim seviyesine baktığımızda; meslek lisesi mezunlarının, normal lise mezunlarına kıyasla, ortalama ücretlerinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Cinsiyetler arası ücret farklılıklarına değinecek olursak, kamu sektöründe, aynı eğitim seviyesine sahip kadın ve erkekler arasında ücret farkının en düşük düzeyde gerçekleştiği kategori diplomasız kesime aittir. Ancak, kamu sektöründe bu kesimin istihdamı yalnızca 126 kişi ile sınırlıdır. Bu kategori

(12)

haricinde, kadın-erkek ücret farklılıklarının en az oldu düzeyidir.

TABLO 5: EĞİTİM VE CİNSİYET

Özel sektör kesiminde, her iki cinsiyet i eğitim alan çalışanlar

ücretlerinden yüksek çıkmı çalışanların ortalama ya

olması ve 5 yıllık eğitim alan çalı

yıllık eğitim alanlara kıyasla daha yüksek bir kıdem seviy gösterilebilir. Bu durumu dı

sonuçlara benzer şekilde, gerek kadın gerekse erkekler için, e ortalama ücret düzeyinin de arttı

karşılaştırması yaptığ

erkeklere kıyasla daha yüksek ücret almasına kar

kadınların ücretleri, normal lise mezunu kadınların ücretlerinden

kalmaktadır. Eğitim seviyelerinin standart sapma ve varyanslarına baktı üniversite mezunları arasındaki ücret de

Bu durumun sebebi olarak, daha alt kademedeki e kalitesi ayrıştırıcı bir faktör olmamasına ra faktörlerin ayrıştırıcı özellik ta

teorisi kapsamında değ grubuna yönelik formasyo

erkek ücret farklılıklarının en az olduğu düzey üniversite e

: EĞİTİM VE CİNSİYETE BAĞLİ ORTALAMA ÜCRET SEVİYESİ, KAMU SEKTÖRÜ

Özel sektör kesiminde, her iki cinsiyet için de geçerli olacak şanların ortalama saatlik ücretleri, 8 yıllık e

ücretlerinden yüksek çıkmıştır. Bu duruma sebep olarak, 5 yıllık e anların ortalama yaşının, 8 yıllık eğitim görenlerin ortalama ya

ğitim alan çalışanlarişgücü piyasasına daha erken girdikleri için, 8

itim alanlara kıyasla daha yüksek bir kıdem seviyesine sahip olmaları gösterilebilir. Bu durumu dışarda tutacak olursak, kamu sektöründe elde edilen şekilde, gerek kadın gerekse erkekler için, eğitim düzeyi arttıkça

ortalama ücret düzeyinin de arttığını söyleyebiliriz. Normal lise ile me

tırması yaptığımızda, meslek lisesi mezunu erkeklerin, normal lise mezunu daha yüksek ücret almasına karşılık; meslek lisesi mezunu , normal lise mezunu kadınların ücretlerinden

ğitim seviyelerinin standart sapma ve varyanslarına baktı

üniversite mezunları arasındaki ücret değişkenliğinin yüksek olduğ

Bu durumun sebebi olarak, daha alt kademedeki eğitim seviyelerinde okul ve e tırıcı bir faktör olmamasına rağmen, üniversite eğitimi düzeyinde bu

ştırıcı özellik taşıdığından söz edilebilir. Yani bu durumu, sinyal

teorisi kapsamında değerlendirmek mümkündür. Ayrıca, üniversitede hangi meslek grubuna yönelik formasyon alındığı konusu da, meslekler ücret farklılı

ğu düzey üniversite eğitim

VİYESİ, KAMU SEKTÖRÜ

çin de geçerli olacak şekilde, 5 yıllık yıllık eğitim alanların ak, 5 yıllık eğitim gören itim görenlerin ortalama yaşından yüksek gücü piyasasına daha erken girdikleri için, 8 esine sahip olmaları arda tutacak olursak, kamu sektöründe elde edilen ğitim düzeyi arttıkça

ını söyleyebiliriz. Normal lise ile meslek lisesi , normal lise mezunu ılık; meslek lisesi mezunu , normal lise mezunu kadınların ücretlerinden biraz daha düşük itim seviyelerinin standart sapma ve varyanslarına baktığımızda, inin yüksek olduğunu görmekteyiz.

itim seviyelerinde okul ve eğitim ğitimi düzeyinde bu

ından söz edilebilir. Yani bu durumu, sinyal erlendirmek mümkündür. Ayrıca, üniversitede hangi meslek ı konusu da, meslekler ücret farklılığı doğurmakta

(13)

ve bu eğitim seviyesinde gerçekle oluşturmaktadır.

TABLO 6: EĞİTİM VE CİNSİYET

Tablo 5 ve Tablo 6’dan yapacak olursak; aynı e

sektörü ortalama ücret düzeylerinin özel sektördekinden daha yüksek seviyede gerçekleştiğini söylemek

çalışmasının sonuçlarıyla bir nok

üniversite mezunu erkeklerin ücret düzeylerinin kamu ve özel sektörde paralel seyrettiği sonucuna ula

seviyesi de dahil olmak üzere, her e

daha çok kazandığı yönündedir. Kamu ve özel sektör ücret seviyelerine ili özelliklerden bahsedecek olursak; her iki sektörde d

erkeklerin ortalama ücretlerinin kadınların ücretlerinden yüksek oldu söyleyebiliriz.

Eğitim konusuna istihdam açısından bakacak olursak; üniversite mezunu kadınların %56’sının; üniversite mezunu erkeklerin ise %57’sinin kam

istihdam edilmesi dikkate de çalışanlarının özel sektör çalı bir kez daha doğrulanmı

itim seviyesinde gerçekleşen ücret değişkenliğinin bir di

: EĞİTİM VE CİNSİYETE BAĞLİ ORTALAMA ÜCRET SEVİYESİ, ÖZEL SEKTÖR

Tablo 5 ve Tablo 6’dan yola çıkarak bir kamu ve özel sektör kar

yapacak olursak; aynı eğitim kategorisinde, hem kadın hem de erkeklerde, kamu sektörü ortalama ücret düzeylerinin özel sektördekinden daha yüksek seviyede ini söylemek yerinde olacaktır. Elde edilen bu sonuç, Tansel (2005 masının sonuçlarıyla bir noktada ayrışmaktadır: Tansel (2005

üniversite mezunu erkeklerin ücret düzeylerinin kamu ve özel sektörde paralel i sonucuna ulaşmıştır. Oysa ki bizim elde ettiğimiz sonuçlar üniversite seviyesi de dahil olmak üzere, her eğitim seviyesinde kamu sektörü çalı

ğı yönündedir. Kamu ve özel sektör ücret seviyelerine ili

özelliklerden bahsedecek olursak; her iki sektörde de, aynı eğ

erkeklerin ortalama ücretlerinin kadınların ücretlerinden yüksek oldu

itim konusuna istihdam açısından bakacak olursak; üniversite mezunu kadınların %56’sının; üniversite mezunu erkeklerin ise %57’sinin kam

istihdam edilmesi dikkate değer noktalardan bir tanesidir. Bu durumda, kamu kesimi anlarının özel sektör çalışanlarına kıyasla daha eğitimli ve donanımlı oldukları

ğrulanmıştır.

ğinin bir diğer boyutunu

KTÖR

yola çıkarak bir kamu ve özel sektör karşılaştırması itim kategorisinde, hem kadın hem de erkeklerde, kamu sektörü ortalama ücret düzeylerinin özel sektördekinden daha yüksek seviyede e edilen bu sonuç, Tansel (2005) maktadır: Tansel (2005) çalışmasında, üniversite mezunu erkeklerin ücret düzeylerinin kamu ve özel sektörde paralel ğimiz sonuçlar üniversite

itim seviyesinde kamu sektörü çalışanlarının ı yönündedir. Kamu ve özel sektör ücret seviyelerine ilişkinortak e, aynı eğitim seviyesinde erkeklerin ortalama ücretlerinin kadınların ücretlerinden yüksek olduğunu

itim konusuna istihdam açısından bakacak olursak; üniversite mezunu kadınların %56’sının; üniversite mezunu erkeklerin ise %57’sinin kamu sektöründe er noktalardan bir tanesidir. Bu durumda, kamu kesimi itimli ve donanımlı oldukları

(14)

Kıdem düzeyine ba

saatlik ücret ve bu ücretlerin standart sapma ve varyansları, kamu ve öz sırasıyla Tablo 7 ve Tablo 8

TABLO 7: KİDEM VE CİNSİYETE

TABLO 8: KIDEM VE CİNSİYETE

Kamu sektöründe hem erkekler hem de kadınlar için kıdem seviyesi arttıkça, ücret seviyesinin de arttı

dahil olan çalışanlar arasında, kadınların ortalama saatlik ücretleri erkeklerin ücretlerinden yüksektir. Özel sektöre gelindi

hem kadınlar hem de erkekler için kıdem seviyesi arttıkça ücretlerde de artı söz konusudur. Ancak; 30 yıl ve üzeri kıdem süresinde, 20

süresine kıyasla, ücretl kıdeme bağlı olarak gerçekle

kıdemin ilk 10 yılında ve 30 yılın üzerinde oldu saatlik ücretlerinin kadınların ücr

dönemde, yani 10-30 yıl arasında, ortalama ücretler arasındaki fark kadınların Kıdem düzeyine bağlı olarak, kadın ve erkekler için gerçekle

saatlik ücret ve bu ücretlerin standart sapma ve varyansları, kamu ve öz sırasıyla Tablo 7 ve Tablo 8’de gösterilmiştir.

: KİDEM VE CİNSİYETE BAĞLİ ORTALAMA ÜCRET SEVİYESİ, KAMU SEKTÖRÜ

: KIDEM VE CİNSİYETE BAĞLI ORTALAMA ÜCRET SEVİYESİ, ÖZEL SEKTÖ

Kamu sektöründe hem erkekler hem de kadınlar için kıdem seviyesi arttıkça, ücret seviyesinin de arttığı gözlemlenmiştir. Bunun dışında, aynı kıdem kategorisine şanlar arasında, kadınların ortalama saatlik ücretleri erkeklerin

üksektir. Özel sektöre gelindiğinde ise; kıdemin 30 yıllık süresinde hem kadınlar hem de erkekler için kıdem seviyesi arttıkça ücretlerde de artı

söz konusudur. Ancak; 30 yıl ve üzeri kıdem süresinde, 20-29 yıl arası kıdem süresine kıyasla, ücretlerde bir düşüş gözeçarpmaktadır. Özel sektör çerçevesinde,

lı olarak gerçekleşen kadın erkek ücret farklılıklarına bakıldı

kıdemin ilk 10 yılında ve 30 yılın üzerinde olduğu durumda erkeklerin ortalama saatlik ücretlerinin kadınların ücretlerinden yüksek olduğu görülmektedir. Geri kalan 30 yıl arasında, ortalama ücretler arasındaki fark kadınların er için gerçekleşen ortalama saatlik ücret ve bu ücretlerin standart sapma ve varyansları, kamu ve özel sektör için

TÖRÜ

SEVİYESİ, ÖZEL SEKTÖR

Kamu sektöründe hem erkekler hem de kadınlar için kıdem seviyesi arttıkça, ında, aynı kıdem kategorisine anlar arasında, kadınların ortalama saatlik ücretleri erkeklerin inde ise; kıdemin 30 yıllık süresinde hem kadınlar hem de erkekler için kıdem seviyesi arttıkça ücretlerde de artış eğilimi 29 yıl arası kıdem gözeçarpmaktadır. Özel sektör çerçevesinde, en kadın erkek ücret farklılıklarına bakıldığında ise u durumda erkeklerin ortalama ğu görülmektedir. Geri kalan 30 yıl arasında, ortalama ücretler arasındaki fark kadınların

(15)

lehinedir. Kamu ve özel sektör bağlamında, kıdeme bağlı olarak değişen ortalama ücretler ele alındığında, her iki cinsiyet için de geçerli olacak şekilde, aynı kıdem kategorisine dahil olan çalışanlar arasında kamu sektöründe istihdam edilenlerin ortalama saatlik ücretlerinin daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır.

Kamu ve özel sektör kapsamında gerçekleştirilen istihdamın, yerli ve göçmen kategorileri halinde incelenmiş şekli Tablo 9’ da verilmiştir. Burada dikkat çeken özellik; kamu kesimi istihdamının %60’lık kısmını göçmenler çalışanlar oluştururken, özel sektör istihdamında bu oranın sadece %38 olmasıdır. Kamu sektöründe göçmen istihdamının bu derece yüksek olmasının sebeplerinden biri olarak devletin atama ve zorunlu hizmet politikalarını öne sürmek mümkündür.

TABLO 9:KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE GÖÇMEN-YERLİ İSTİHDAMİ

Göçmen Yerli Toplam

Özel Sektör 27.517 45.222 72.739

37,83 62,17 100,00

Kamu Sektörü 12.100 8.180 20.280

59,66 40,34 100,00

Toplam 39.617 53.402 93.019

42,59 57,41 100,00

C. REGRESYON SONUÇLARI

Bu bölümde, beşeri sermaye kazanç fonksiyonu kullanılarak oluşturan modelden elde edilen sonuçlara yer verilmektedir. Modelin yapısına bakıldığında, modelin açıklayıcılığına ilişkin göstergelerden biri olan ℛ2 nin%62 olduğunu görmekteyiz, ücret denklemlerine ilişkin oluşturulan modeller göz önüne alındığında, bu modelin açıklayıcılığının yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca, F olasılığı %5 seviyesinde geçerli olduğundan, modele dahil ettiğimiz tüm değişkenlerin birlikte kullanılmasının anlamlı olduğunu söyleyebiliriz.

Deneyim değişkeninin lineer ve kuadratik formu beklenildiği üzere sırasıyla pozitif ve negatif etki göstermiştir. Eğitimin etkisine bakacak olursak, eğitim değişkeninin her seviyede pozitif ve anlamlı sonuçlar verdiğini görmek mümkündür.

(16)

Ayrıca, deskriptif analizde ortaya çıkardığımız 8 yıllık eğitime sahip çalışanların ortalama ücretlerinin 5 yıllık eğitim görmüş çalışanların ücretlerinden düşük olduğu sonucunu göz ardı edecek olursak, eğitim seviyesi arttıkça eğitimin getirisinin arttığını söylemek mümkündür. Eğitimin getirisini sektörler bazında ele aldığımızda ise, genel olarak her eğitim seviyesinde kamu sektöründe çalışmanın ortaya çıkardığı ekstra getiri özel sektörde çalışmanın oluşturduğu getiriden yüksektir. Belirtmek gerekir ki, hem kamu hem de özel sektörde, meslek lisesi mezunu olmanın yarattığı getiri, normal lise mezunu olmanın yarattığı getiriden yüksektir. Eğitimin getirisi kadınlar ve erkekler için oluşturulan iki ayrı model çerçevesinde incelendiğinde ise;

normal ve meslek lisesi eğitim seviyesinde ve üniversite seviyesinde, eğitimin getirisi kadınlarda, erkeklerde elde edilen sonuçlardan daha yüksek çıkmıştır. Ancak, 5 ve 8 yıllık eğitimlerin getirisi erkeklerde daha yüksek sonuç vermiştir. Bu durumun sebebi olarak, 5 ve 8 yıllık eğitim alanların çoğunluğunun nitelik gerektirmeyen ve fizik gücüne dayalı işlerde çalışması; buna bağlı olarak da bu işlerde erkeklerin kadınlardan daha çok istihdam edilmesi gösterilebilir. Modelimiz çerçevesinde yaptığımız araştırma da bu yönde sonuç vermiştir. Bu konuyla ilgili olarak Tansel (2004) yaptığı çalışmada, genel olarak eğitimin getirisinde cinsiyet ayrımcılığının oldukça kısıtlı düzeyde olmasıyla birlikte, kadınlarda eğitimin getirisinin daha yüksek olduğunu tespit etmiştir.

Genel model analizine ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan bir tanesi de, diğer değişkenler kontrol edildiğinde, kadınların ücretlerinin, erkeklerin ücretlerinden %8 gibi bir oranda daha düşük olmasıdır. Kadın-erkek ücret farklılığına ilişkin bir diğer önemli sonuç da, özel sektörde çalışan erkeklerin ücretleri referans alındığında, özel sektörde çalışan kadınların ücretlerinin %8 oranında daha düşük olmasına karşılık;

kamuda çalışan erkekler, özel sektörde çalışan erkeklerden %45 oranında daha fazla ücret almaktadırlar. Kamuda çalışan kadınların ücretleri de yine referans kategoriye kıyasla %37 daha fazladır. Kamu-özel sektör ücret farklılığına ilişkin elde edilen genel sonuç ise, kamu sektöründe çalışmanın, özel sektörde çalışmaya kıyasla %45 oranında ekstra getiri sağladığıdır.

Modelden elde edilen bir diğer sonuç ise, iş yeri büyüklüğü, yani iş yerinde istihdam edilenlerin sayısı arttıkça ücret üzerindeki ekstra getirinin de arttığı yönündedir. Bölgesel faktörler ele alındığında ise, diğer değişkenler kontrol edildiğinde ve İstanbul referans alındığında, diğer tüm bölgelerdeki ücretlerin daha

(17)

düşük düzeyde kaldığını görmekteyiz. En düşük ücretler ise NUTS2 sınıflaması kapsamında, Mardin Bölgesi’nde (Siirt-Mardin-Batman-Şırnak) gözlenmiştir.

Bölgesel faktörlerin ücret düzeyleri üzerindeki etkisiyle ilgili olarak göze çarpan bir diğer özellik ise; Ankara’daki ücretlerin İstanbul’daki ücretlere kıyasla, %10 daha düşük olmasıdır. Elde edilen bu sonuç, Lindauer ve Sabot (1983) çalışmasında elde edilen sonuçlardan farklıdır. Lindauer ve Sabot (1983), yaptıkları analiz sonucunda Tanzanya’nın başkenti olan Dar es Salaam’daki ücretlerin, diğer şehirlerdeki ücretlerden yüksek olduğu sonucuna ulaşmışlardır.

Göç faktörü incelendiğinde ise, 1980 öncesi göç eden çalışanların ücretleri baz alındığında, göçmen olmanın ücretler üzerinde ekstra bir getiri sağladığı görülmektedir. Bu getiri oranı, göç edilen yılın günümüze yaklaşmasıyla beraber artış eğilimi göstermektedir. Yine bu konuyla ilgili olarak, özel sektörde istihdam edilen göçmen kesimin ücretleri referans alındığında, özel sektördeki yerli istihdamın ücretlerinin %5 daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Kamu kesimine gelindiğinde ise, hem göçmen hem de yerli istihdamın ücretleri, özel sektör kesiminin ücretlerinden daha yüksektir. Kamudaki yerli çalışanlar referans kategoriye göre %39 daha fazla ücret elde ederken; kamuda çalışan göçmen kesim, referans kategoriye kıyasla %47 oranında ekstra getiri elde etmektedirler.

Genel haliyle ele alınan model, kamu ve özel sektör için ayrı ayrı ele alındığında, diğer değişkenler kontrol edildiğinde, özel sektörde çalışan kadınların ücretleri erkeklerin ücretlerinden %8 oranında daha düşük olduğu sonucunu verirken; kamu sektöründe istihdam edilen kadınların ücretleri, erkeklerin ücretlerinden %5 oranında daha düşük çıkmıştır. Bu bilgiden hareketle, kadın-erkek ücreteşitsizliğinin özel sektörde daha yaygın olduğunu söylemek mümkündür. Kamu ve özel sektör için yapılan iki ayrı model kapsamında deneyimin getirisine baktığımızda; kamu sektöründe istihdam edilenler için deneyimin getirisi %2,3 iken, özel sektörde bu oran %2,4 olarak belirlenmiştir. Yani kamu sektöründe deneyimin getirisi, özel sektördekinden daha düşüktür. Bu noktada elde edilen sonuç Tansel (2004) araştırmasının sonuçlarıyla uyumludur. Yine de sektörler arasındaki bu fark önemsenmeyecek kadar düşük seviyededir. Sektörler için oluşturduğumuz iki ayrı modelden elde edilen sonuçlardan hareketle, bölgesel farklılıktan kaynaklı ücret farklılığının kamu sektörüne kıyasla, özel sektörde daha geniş olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu konuyla ilgili olarak, Lindauer ve Sabot (1983) yaptıkları çalışmada

(18)

merkezi yönetimlerin bölgesel farklılıklara ve yaşam koşullarının maliyetine, özel sektörden çok daha az duyarlı olduklarını tespit etmişlerdir.

IV. ÜCRET DÜZENLEMELERİ

Tam rekabet durumundaki bir işgücü piyasasında ücretler, arz ve talep arasındaki eşitliği düzenleyecek şekilde ayarlanmaktadır. Bu bağlamda, neoklasik rekabetçi işgücü piyasasında ücret farklılıkları ya çalışanların niteliklerinden; ya çalışanların elde ettikleri faydayı direkt olarak etkileyen ve ücretle ilgisi olmayan yalnızca işin özelliklerinden kaynaklanan tanzim edici ücret farklılıklarının karşılanmasından ya da kısa dönemde işgücü arzı ve talebinin hareketliliği sebebiyle oluşan geçici düzenleme problemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu noktadan hareketle, neoklasik işgücü piyasası varsayımına göre, aynı özelliklere sahip işçiler aynı ücreti alacaklardır. Ancak, işgücü piyasaları incelendiğinde bazı sektörlerde verilen ücretlerin, arz ve talebe göre belirlenen denge ücret seviyesinden farklı olduğu görülmektedir. Bu farkları açıklamaya yönelik olarak geliştirilen teorilerden bir tanesi etkin ücret hipotezidir. Bu hipotezin temel varsayımı, işgücü verimliliği ile ücretler arasında pozitif bir ilişkinin bulunmasıdır. Etkin ücret hipotezine göre, işverenler; çalışanların verimliliğini arttırmak, kaytarmalarını engellemek, daha yüksek donanıma sahip çalışan istihdam etmek, işten ayrılma oranlarını azaltmak, grev gibi firmanın işleyişini sekteye uğratacak uygulamalardan kaçınmak için piyasada işgücü arzı ve talebine göre belirlenen denge ücret seviyesinden daha yüksek ücretler ödeme eğiliminde olabilmektedirler.8 İşgücü piyasasında ücretlerin farklılaşmasına ilişkin bir diğer açıklama ise tanzim edici ücret farklılıkları çerçevesinde verilmektedir. Tanzim edici ücret, işin niteliğinden kaynaklanan ve çalışanın fayda seviyesini düşüren faktörleri bertaraf etmek için ödenen ücretlerdir.

Çalışma saatlerinin uzunluğu, kötü çalışma koşulları, kaza riski, yapılan işin sıradanlığı, iş güvencesinin olmaması gibi olumsuz çalışma koşullarına sahip işlerdeortaya çıkan tanzim edici ücretler, işgücü piyasasında denge ücret seviyesinden sapılmasının sebeplerinden biridir. 9 İşgücü piyasasında ödenen ücretlerin denge ücret seviyesinden farklı olmasının bir diğer sebebi olarak da asgari

8Alan B. KRUEGER and Lawrence H. SUMMERS (1988). “Efficiency Wages and the Inter-Industry Wage Structure”, Econometrica, 56(2), p.261

9Pierre CAHUC and André ZYLBERBERG (2004). Labor Economics

(19)

ücrete ilişkin düzenlemelerden bahsetmek yerinde olacaktır. Asgari ücret düzenlemeleri, çalışanlara ödenecek ücret düzeyine alt sınır getirmektedir; getirilen bu sınır da çoğunlukla piyasada belirlenen denge ücret seviyesinin üzerinde olmaktadır. Ancak, belirtmek gerekir ki, kayıtlı istihdamın yanı sıra kayıt dışı istihdamın da mevcut olduğu ekonomilerde, asgari ücret düzenlemeleri tüm piyasada geçerli olmamaktadır.

Ücret farklılıkları konusuna kamu ve özel sektör çerçevesinde bakacak olursak, bu farkı oluşturan etkenlerden bir tanesi çalışanların karakteristik özellikleri arasındaki farklar olmakla birlikte; çalışanların nitelikleri, bu iki sektör arasındaki tüm ücret farkınıaçıklamakta yetersiz kalmaktadır. Kamu ve özel sektör arasındaki ücret farklılıklarını yaratan bir başka etken de bu iki sektörün ücret düzenlemelerinin ve motivasyonlarının farklılığıdır. Özel sektörde ücret ve istihdam motivasyonu karı maksimize etmeye yöneliktir.10 Kamu sektöründe ise karar verici olan politikacılar ve bürokratlar için politik motivasyonlar etkin rol oynamaktadır.11Hükümetler, ücret ve istihdam düzeylerini bir politika aracı olarak görebilmektedirler. Bu sebeple kamu ücret ayarlamalarından kamu sektörü çalışanlarının bir çıkarı olduğu söylenebilir.12Özel sektörde ücretler, çalışanların marjinal verimliliğine eşit olacak bir ücret düzeyi belirlemek üzerine kuruludur. Kamu kesiminde ise, özel sektörün aksine, ücret seviyelerinin, çalışanların marjinal verimliliğine eşit olması gibi bir zorunluluk yoktur. Öte yandan, belirtmek gerekir ki, kamu sektörü toplam ücret ödemelerini belirlerken bütçe kısıtı içerisinde çalışmaktadır.

Ücret düzenlemeleri çerçevesinde, kamu sektöründe sendika, toplu pazarlık ve politik motivasyonlar gibi piyasa dışı faktörler etkili olurken; özel sektörde işgücü piyasasının yapısı etkili olmaktadır. Ayrıca, özel sektör kesimi, rekabetçi piyasa yapısına uygun olarak, fiyat alıcı bir pozisyonda bulunmasına karşılık; kamu kesiminin fiyat alıcı pozisyonda bulunmaması durumu da, iki sektör arasındaki ücret farklılığına sebep olan bir başka faktördür. Lindauer ve Sabot (1983) özellikle düşük gelirli ülkelerde bu durumun yaygın olduğunu tespit etmişlerdir.

Kamu sektöründeki yüksek ücretlerin sebeplerinden bir diğeri olarak, sendikalaşma oranlarının kamu sektöründe, özel sektörden daha yüksek olması öne

10Aysıt TANSEL (2005). Op. Cit., p.455 11Ibid.

12Ibid. p.455-456

(20)

sürülebilir. Sendikalar, ücret ve istihdam pazarlıklarıyla ürün ve emek piyasası üzerinde etkilerde bulunurlar. Sendikaların işgücü piyasasındaki etkinlik seviyesi piyasasının rekabetçi yapısıyla yakından ilgilidir. Denilebilir ki, tam rekabetçi bir piyasada sendika ve diğer piyasa dışı aktörlerin ücret üzerinde etkisi oldukça sınırlıdır. Öte yandan, eksik rekabet koşulları altında, piyasa dışı aktörler ücret seviyesinin temel belirleyicisi haline gelmektedirler.13 Gelişmekte olan ülkelerde sendikalar, üye çalışanların ücretlerini rekabetçi piyasa koşulları altında kazanacakları ücretlerden daha yüksek tutma konusunda genellikle başarılıdırlar.

Genel olarak, istihdamın ücret değişikliklerine tepkisinin nispeten düşük olduğu sektörlerde sendika ücret kazanımlarının yüksek olması beklenmektedir. Çünkü, istihdamın ücretlere tepkisi ne kadar küçük olursa, sendikaların önemli istihdam kayıplarına yol açmadan ücretleri yükseltme gücü bir o kadar büyük olacaktır.

Burada bahsedilen duruma paralel olarak, Gunderson (1970) sendikaların daha yüksek ücret elde etmek için kamusektöründeki, özel sektöre oranla, inelastik olan istihdam seviyelerinden faydalandıklarını belirtmiştir.14

Ücret mekanizmaları çerçevesinde, kamu ve özel sektör arasındaki ücret farklılığının, elde edilen maddi ücret dışında bir de yan ödemeler boyutu vardır.

Ücretli izinler, primler, çalışma saatleri, hastalık izinleri gibi faktörler yan ödemeler kapsamında sayılabilir. Bizim modelimizde yan ödemeler kapsamında sadece primler ele alınmıştır. Genel anlamda, yan ödemeler, özel sektöre kıyasla, kamu sektöründe daha iyidir. Dolayısıyla, kamu-özel sektör arasındaki ücret farklılığı, yan ödemeler de dahil edildiğinde daha da belirgin hale gelmektedir.

V. SONUÇ

Bu çalışmanın amacı, Türkiye’ de kamu ve özel sektör arasındaki ücret farklılığını yaratan faktörleri açıklamaktır. Temel olarak, ücret farklılıkları, çalışanların karakteristik özelliklerinden kaynaklanabileceği gibi, işin niteliğinden veya ücret düzenlemelerinin farklılıklarından da kaynaklanabilmektedir.

13David L. LINDAUER and Richard H. SABOT (1983). “The Public/Private Wage Differential in a poor Urban Economy”, Journal of Development Economics, 12, p.138

14Aysıt TANSEL (2005). Op. cit., p.456

(21)

Kamu ve özel sektörde istihdam edilenlerin yapısı incelendiğinde, kamu sektöründe çalışanların daha yaşlı, daha kıdemli ve daha eğitimli oldukları sonucu ortaya çıkmıştır. Yapılan analizler sonucunda, aynı eğitim seviyesine sahip kadın ve erkeklerden kamuda istihdam edilenlerin ortalama ücretlerinin, özel sektörde istihdam edilenlerin ortalama ücretlerinden yüksek olduğu belirlenmiştir. Benzer sonuçlar, aynı kıdem seviyesinde çalışan kişiler için de elde edilmiştir. Yine analizlerden elde ettiğimiz bir diğer sonuç ise özel sektörde ücret seviyelerinin, kamu sektörü ücret seviyelerinden daha değişken olmasıdır.

Mincer kazanç denklemi çerçevesinde oluşturulan modelde, 2011 Hane Halkı İşgücü Anketi’nden elde edilen veriler kullanılmıştır. Model kapsamında, saatlik

ücretler logaritmik olarak ele alınmış ve eğitim, deneyim, yaş ve diğer bağımsız değişkenler aracılığıyla açıklanmaya çalışılmıştır.Bu çalışmadan hareketle elde edilen temel sonuç, tüm değişkenler kontrol edildiğinde, her iki cinsiyet için de geçerli olacak şekilde, kamu sektöründe ücretlerin özel sektör seviyesinden yüksek olduğudur. Bu noktada belirtilmesi gereken unsur,model kapsamında özel sektör kesiminde kayıtlı ve kayıt dışı istihdamı bir arada almış olmamızdır. Kayıt dışı çalışanlara ödenen ücretlerin oldukça düşük seviyede seyrettiği göz önünde bulundurulsa, formel özel sektör ile kamu sektörü arasındaki ücret farklılığının bu model kapsamında elde edilen sonuçtan biraz daha düşük olması gerekmektedir.

Cinsiyete bağlı ücret ayrımcılığı konusu ele alındığında ise, özel sektörde kadın- erkek ücret farklılığının, kamu sektörüne kıyasla, daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır.

Model kapsamında gözlemleyemediğimiz ancak, sektörler arasında ücret farklılığına sebep olan faktörlerden biri olarak sendikalar karşımıza çıkmaktadır.

İstihdamın, ücret değişikliklerine az esnek olduğu kamu sektöründe daha yaygın olan

sendikalaşma, ücretleri rekabetçi işgücü piyasasında oluşan denge ücret düzeyinin yukarısına taşımaktadır. Denilebilir ki, piyasa dışı aktörlerin kamu ücret seviyelerini etkilemesi, özel sektörle kamu sektörü arasındaki ücret farkını genişletmektedir.

Kamu sektöründe daha gelişmiş seviyede olan yan ödemeler konusu da iki sektör arasındaki toplam ücret farkını genişletici bir unsur olmakla birlikte, etkisini model kapsamında gözlemleyemediğimiz faktörlerden bir diğeridir.

(22)

KAYNAKÇA

ADAMCHICK, VERA A., and Arjun S. BEDI. "Wage differentials between the public and the private sectors: Evidence from an economy in transition." Labour economics 7.2 (2000):

203-224.

ADAŞ, Cenk Gökçe. "Etkin Ücret Hipotezi, İşsizlik ve Ücret Rijidliği." İktisat Fakültesi Mecmuası 52.1 (2011): 103.

ASSAAD, Ragui. "The effects of public sector hiring and compensation policies on the Egyptian labor market." The World Bank Economic Review 11.1 (1997): 85-118.

CAHUC, Pierre and Andre ZYLBERBERG. Labor economics. MIT press, 2004.

CHRISTOFIDES, Louis N., and Panos PASHARDES. "Self/paid-employment, public/private sector selection, and wage differentials." Labour Economics 9.6 (2002): 737- 762.

CORBO, Vittorio, and Morton STELCNER. "Earnings determination and labour markets:

Gran Santiago, Chile—1978." Journal of Development Economics12.1 (1983): 251-266.

DISNEY, Richard. "Public-private sector wage differentials around the world: methods and evidence." University of Nottingham (2007).

GUNDERSON, Morley. "Earnings differentials between the public and private sectors." Canadian Journal of Economics (1979): 228-242.

KRUEGER, Alan B., and Lawrence H. SUMMERS. "Efficiency wages and the inter- industry wage structure." Econometrica: Journal of the Econometric Society(1988): 259- 293.

LINDAUER, David L., and Richard H. SABOT. "The public/private wage differential in a poor urban economy." Journal of Development Economics 12.1 (1983): 137-152.

(23)

MINCER, Jacob. "Investment in human capital and personal income distribution. "The Journal of Political Economy 66.4 (1958): 281-302.

NIELSEN, Helena Skyt, and Michael ROSHOLM. "The public-private sector wage gap in Zambia in the 1990s: A quantile regression approach." Economic applications of quantile regression. Physica-Verlag HD, 2002. 169-182.

TANSEL, Aysıt. "Public‐Private Employment Choice, Wage Differentials, and Gender in Turkey." Economic development and cultural change53.2 (2005): 453-477.

TERRELL, Katherine. "Public-private wage differentials in Haiti Do public servants earn a rent?". Journal of Development Economics 42.2 (1993): 293-314.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Hanehalkı İşgücü İstatistikleri 2011, www.tuik.gov.tr

Van der GAAG, Jacques, and Wim VIJVERBERG. "A switching regression model for wage determinants in the public and private sectors of a developing country." The review of economics and statistics (1988): 244-252.

YAVUZ, Arzu. "Productivity and Wage Differentials between Private and Public Sector in the Developing Countries." (2011).

(24)

EK

TABLO 10: GENEL MODELREGRESYONU

15

15Ekonomik faaliyetler ve meslek sınıflaması kontrol edilmiştir.

(25)

TABLO 11: CİNSİYET DEVLET INTERACTION

(26)

TABLO 12: YEREL ÇALISAN DEVLET INTERACITON

(27)

TABLO 13: DEVLET EĞİTİM INTERACTION

(28)

TABLO 14: ÖZEL SEKTÖR GENEL MODEL REGRESYONU

(29)

TABLO 15: KAMU SEKTÖRÜ GENEL MODEL REGRESYONU

(30)

TABLO 16: ERKEKLER İÇİN GENEL MODEL REGRESYONU

(31)

TABLO 17: KADINLAR İÇİN GENEL MODEL REGRESYONU

Referanslar

Benzer Belgeler

1999’da yayınlanan birincisi “özel işletmelerin daha verimli olduğu” sonucuna varırken 2002’de Dünya Bankası yayınında yer alan ikincisi ise çok farklı

Psikolojik sahiplik teorisini temel alarak çalışanların bilgi pay- laşma korkusunda cinsiyete, kamu ve özel sektörde yönetici olma durumu- na göre farklılık olup olmadığı

Accordingly, energy trade, including regional electricity trade; uplifting the renewable energy share in the ECO Region energy profile; enhancing

Introducing national and international energy projects: Benefiting from potential of ECO free and special zones;a. Roadmap for Establishment of the ECO Energy Consortium: Finding

Bu yönüyle davacıdan HMK m.107 gereğince dava tarihinde alacak miktarını tam olarak göstermesini beklemenin mümkün olamayacağı, bunun ancak karşı tarafın vereceği bilgi,

Kapsam olarak, araştırmada kamu yönetimi ile özel sektörün karşılaştırması yapılabilmesi için; faaliyet alanları, çalışma yöntemleri ve

Menkul kıymet borsalarının yanı sıra türev borsa- larında da altın yerini almış, altına dayalı vadeli iş- lem sözleşmeleri ve opsiyonlar işlem görmeye

PPP’lerde tedarik sürecinin oldukça yavaş ilerlediği ve sistemin hem özel hem de kamu açısından pahalı çalıştığı, uygulama sürecinde PPP sözleşmelerinin