• Sonuç bulunamadı

I i TÜRK HALI VE KİLİMLERİNDE SEMBOLİK KÜŞ ŞEKİLLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "I i TÜRK HALI VE KİLİMLERİNDE SEMBOLİK KÜŞ ŞEKİLLERİ"

Copied!
74
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK HALI VE KİLİMLERİNDE SEMBOLİK KÜŞ ŞEKİLLERİ

Mâçkic GÖNÜL I

i ■ I

I

ÖNSÖZ

Şimdiye kadur Şark hahUn \t habcıUğı hakkında yabancı ya­

zarlar urafırKİan birçok makale ve cıcrlcr yazılmış oiroakht lxrdber Türk halılan vehabcılığı bakkındaki incekroekn Erdmann’ın [(5'inci yOayıl Türk haİHi] fatmli kitabı mtUteıına, bu eserlere tabiin cdikn mahdut Ckullarveş'a makalelerden İleri {idemenıi|(ir. Esavn bunlarda konuyu genel ıMarak ekonomik, ornamentik ve teknik bakımdan ele al­

dıkları için ancak bu alandaki ihtiyaca cevap vermektedirler. Birkaç turkçe brojür ve küçük el kitabı ile merhum K/bum Dililin eseri müs­

tesna, bilhaua ba^h başına yutbnış bir eter olma» gerektir. Bunlar da daha ziyade ticari, ekonomik ve genel siin'ût bakımından kaleme abndıklan cihetle sadece hu alandaki teemli Ur noksanı tamamlamak*

ladırlar. Halbuki muhtelit bakımlardan başlı başına bir araştırma konusu teşkil edecek kadar büyük bir zcnginlij^ malik olan Türk hablan san*at , ücartt ve teknik gMuştı ile tetkik edildikleri gibi bazı uiyadann diğer bir sdsie an'ane mahsullerinin de layyu m otdukUrm- dajı ho>1e motifleri Uıtiva edip etmemeleri bakınundaıı da ineelenc- bilirler* İşte bizim buntda yapacaitmız araştırmalar bu un'aneleri ifade eden kuş şekillerinin teshirinden ibaret olacaktır. Hiç şüphe V*ck ki bunlar tamamen remzi bir mahiyet a rzet tikle cinden ^Sembolik kuş şekilleri" nunu altında toplanmışlardır»

Bugüne kadar 'lurk halılannda bu alamU inceleme yajMİma- dığından belki birçok noksanUnmız İMilunacakiır» Böyle olmakla beraber Türk - İslim eserleri ve Konya Müzelerinin en kıyınetli Türk hah seksiyonları uzaTİndeki çabşmaUrA daA'nnan hu kısa malumatın orijinal parçalardan alınmış şekillere dayuntnaa dolayiele ileride bu konuda çalışacaklara küçük bir rehber olaca^ zannındayım.

(2)

200 MAClOr CdNfL

I . GİRİŞ

Halıcılık; .Vırlann üzerinde işlcmcsilc olgunlc^n uuanlann kültür, an’anc, &dct ve bakımından ııla^nklan medeni*

yetin özelliklerini belirten en eski inatlardan biridir. Bu sebeptedir ki onun mahsulü olan halılarda bite bu tan'atın muhtelif zamanlardaki ilerle)!; ve gerile)*i;ini gv&ieren en defierli tarihi lxlgeleri tenkil ederler.

RilhatAa her parça dr\Tİnİn bzeUii^ni gostenned, motif vr renkleri ile de ait olduğu milletin san’at kültürlerinim Körü; ve geleneklerinin en yüksek bir Ölçüsü olması bakımından üzeritHİe uzun mûcklet durulma- ya değer.

llalıolık san'atı pırka malum bir san*at onun mahsulü olan hah da bu bölgeye has bir »ın*at eteri olduğundan anıştırma lan da yalnız bu saha hahlanna inhisar etmektedir. Hiç ;üphc )*ok ki bu nam altında Orta Asyada Türkistan* tran^ Efganisun halılarından başka Çin, Japonya gİU uzak ve Mısır Suriye gibi Yakın Şark halıları tetkik edildikten maada Türk haklan da bu guruba ithal edilmektedirler.

Ancak Türk hnhlannm bunlar arasında renk, uUüp ve teknik bakımın­

dan Upk oldukları üstün mevkie uludukları bit hakikattir. Gerçi ber san’at şubesi gibi Türic haİKihğımn ve doİa)*ıdyle Türk halılarının da ilerleme ve gerilemeye tabi olduğu devirler vardır. Fakat bu nokta hakiki bir san'ac konusu tenkil ettiğinden daima incelrmeleritnizin dı­

şında kalacaktır. Çünkü bizim ara;tırıeağınuz konu »dcce sembolik şekillerden ibarettir.

Sembol; bir Fikri Uade etmek Üzere kullanılan işaretüri.

Sembolik şekil be» anlatılmak istmilen bîr fikrin şeklen ifadesi demektir. Buna nazaran herşryden evn^l elimizdeki materyal üzerinde böyle bir şeklin metTut olup cdmadığuu ve mevcut olduğu takdirde İhtiva ettiği mana ve ehemmiyeti belirtmek icap eder. Ihı da aneak mevrut malzeme üzerinde tesbit edilen bö)'le şekillerin benzerleri ile mukayese edtlmckri)*lc mümkündür. Esasen \^rn€ağımız neticelerde bu mevcudiyet vc mukayeselere dayanacakur. Bu Uıluından da atta tekâmülün anahtarı unlan dmr tasnifine de luzum )"oktur.

Şüphesiz ki duha kafi bir netice)X vaıal^lmek için bir şeklin muhiçlif zamanlarda ve sahalardaki yapılışını tesbit etmek daha i)! olur. Fakat ne yazık ki elimizdeki parçalarına adet bakımından çok mahdut Im-

1 Bok. tnw» Uktkmaife CmrroJ <le Vmtıeotog^» Farfe. ISftb

(3)

r<5|IK H*u VR KİUÎMLFRHDV KVi» |UİXXB1Ü 201

hulunuftt böş'k bir ilerleme MfliAftru incelemeye imkim hırakmamakla- cUn E«a*en etnolojideki tekamül kanununa güre umumiyetle kültürün bütün fckil ve mefhumu atasında sıkı bir benterlik vardır. Bincasa- Icyh medeniyet ve dolayuiyte kültür mahsulü olan sembolik ^ckil ile ifade ettiği mâna arasında da bir münasebet olması lâzım gelir. Bu noktadan somlan soruların tatmin cdkİ co’aplan ancak mesvnt killer Ue aydınla uiabiUrler. Zaten bunbnn defa süs gayvsayk yapılmadıktan bizzat parçalar hacrinde (eklilerin baıan hiç de mûna*

^bcu olmayan yerlere rastgele dokunmuş olmalarından da anladık maktadır. Gerçi motif ekseriya bir u>ısunhık \cy'a tenazur esanna Rtıre Eiralanmakta ise dc sembolik bir şeklin ycrleştirilmaindc şeklin buruda belirtilmesi rsas tutulmuştur. Meselâ ibrik şeklinin seccadelerde hazan aşağı baun yukan ve çok kere de sadece bir köşeye ya|Mİmau bunun bir süs umuru olmapp yaluus sembolik bİr şeklin orada gtatrrilmcd fayetİRc dayandığının açıkça bir dcUlklir.

Madem ki sembolik şekil hır süs unsuru olmaktan aiyade bir fikir ifadesine dayanıyor, şu halde İmi fikri ifade eden şekil namı altında ince*

l en mel idi r. Aymı zamanda bu şekil karşınuaa hayvan, bitki, geometrik vesaire gibi her hangi bir şekilde çıkacağı için esas sembolik şekil namı altında ikinci bir bölüme tabi tutulacaktın Rincacnaleyh sembolik şekillerin» halılarda görülen şekil naminn ainnda sıralumalan esas olmalıdır. Yalnız hangi ‘bapuni, bilkisH, geometrik veya kanşık vesaire...) tıakımdan karşımıza çıkana çıkım yahut hangi bakımdan alınırsa alıntın setnboUk bir şeklin iki noktadan dikkate afanması gerekir.

Etki halılarda mevcut sembolik şekiller.

9- Bugünkü aşiretler arasında kullanılan sembolik şekilli.

işte hunlaı arasındaki yapılacak ntuka^^sekr eski halılarda noksan oka kaimi An nisbeten tamamlamaya yardım edebilir- Çünkü bugün yaşayan iptidai kültürler tarihin eski kültürü anınnda Mkı bir benzerlik olduğunu söylemek gerçek hh hakikatlin Bu benzerlik bugün Afrtİcada yalayan en iptkUı İm kitlenin kullandığı taş âlet ile uriluen Önceki msûnlann kullandıkları uş âlet ve mesela balta arasındaki buynık yakmhkun da aııUplmaktadır. Demek oluyor kİ bugUnkU iptklai san'ac dolay-uiyle kOltür eserleri binince yıl evvelki medeniyet eserierutin bir nevi kopyalarından başka bir şey değildir, Hiç şüplıc yok ki böyle ulunca onların hali haurda ifade ettikleri mana da dİgrr-

(4)

202 MACİPC ÇÜFİÜL

leri kadar önemlidir, tşte kemuyu canlı misaller vermek siretiyk det*

(eklendiğinden dcdayı yaşıyan aşiretlerin dokumalarında görülen şekillerin de (esbiti icap eder. Ke yazıkkı biz buradaki inedemeleri*

mizi yalnız müzelik parçalara hatrc etiğimizde 11 ve böyle aşiret parça*

lan üzerinde bir araştırma yapmak imkânını bulamadığımızdan bu husustaki biİKİyi ancak bu alanda inceleme yapmış nuhdut bir kaç yazarın yazılarından edindiğimiz nazari bilgiye dayanarak vermeye meebunıt. İlerdeki çalışmalarda lx>yk bir seyyahat (inuu ile bu ko*

nuyu da derinleştirmek ve bu alandaki noluanlanmızı tamamlamak büyük dileğimizdir»

Bu ynada takip ettiğimiz en mühim esas halılar üzerindeki sem*

bolik kuş şekillerini tesbit ve bunları üzerlerinde kendilerine benzer şekiller bulunan yakın Şark arkeolt^ik cBerlcri bilhassa mühürleri ile mukayese ederek bunlarla aralarındaki benzerlikleri ve münasebev leri meydana çıkarıp aşağı yukan bir karara varmaktan ibaret olınuş*

tur. Kronoloji bakımındau aralarında büyük tarihi bir zaman farkı bulunmakla beraber halılarda gördüğümüz sembolik şekiller madem arkeolojik malzeme üzerindeki şekillere aynen benziyor şu halde bu motiflerin survj\'al (sOrvayvıl) şeklinde devamlarından başka bir şey olmamaM lâzımgclir. .Aşağıdaki Önemli uokular da bu fikri dcstek>

lemcktedir»

I Eski eserlerdeki motiflerle aralarında nkı bir benzerlik olu»

Şö.

2- Etki arkeolojik malzemede ıçnrülen bazı sejnl>vlik ıckiHcrin bugünkü ahretlerde de hem fckIcn ve hem de fikren atmi manap tanımak üzere knllamlmıı buiunmaUn. Meseli svajtika [gainah haçlmn bugüu BUkar daçu «\U(Ug ve Kın boğa dalt^nda

yürükler anıtında killimlerde görıilmesi İMina ip bir mitil tenkil eder 3- Üzerlerinde an^tırma y^aptığımız hahlarda bu iki ayni yani hem arkeokgik w hem de aşiret sembolik ihtreürrinln İKilunu^u veya diSer bir tOzle halılarda görülen temholik ykillenn hem Yakın

$ark tarihi enerlerinde ve hem de bugOu yufayan geziciler arasında ayni şekilde ve ayni mak<aila kullanılmış olmaları. Rnnu başka bir tarzda da ifade elmek mümkiındür. Madem ki elimizde bulunan bir halı üzerindeki sembolik şekil halen yışî^yın aşiret dokumaları üzerindeki

3 VAİtfm. Rua. AtodoIiKh T«k1ı 4arM««laa »um. >»U. & !»•

(5)

TVUK SALI VB KlUULBIÜî^pr M, fBBİU.rRl 203

(ekle, ayni zarnaoda arkeolojik eser üzerindeki bir fckil dc çok defa buna benzemektedir* (u halde ayn aşiret eserine benzeyen bu iki eser, ylni eski seksi yon huhlanndaki şekiller ile arkeolojik eserler üzerindeki (€•

killer, aralında da sıkı l>ir benzerlik ve yakınlık olması gayet tabiidir.

Bu benzerlik bilhassa halılar ile Bubilonya mühürleri üzerindeki kar­

tallar arasında çok barizdir» Gerçi buradaki kartallar da hemen hemen daima diğer şekiller arasındn yer almaktadırkar, Fakat araştırmalarla bunlann tamamen sembolik bir hc'deie hizmet ettikleri anlaşılmakladır.

Kazan bir sathı lıaştan l>a}A bir zemin deseni olarak kaplamak üzere kullanılan semİMİik şekiller müstesna, halılarda da vaziyet beyledir.

Nitekim halılarda çok defa eanh olmak dolayısiyle stilize edilmiş bulu«

nan kartal ve diğer kuş şekillerinin yalnız köşelere yapıldıkları görülür.

Buruda vçrdigûniz nümunelerden çıkardığımız neticeler tamamen iki seksiyone dayanmaktadır.

I- Türk '* İslâm tscrlcri Müzesi hah seksiyonu a- Konya .Müzesi hah seksiyonu.

Bu iki seksiyondan yalnu Türk halıları incelenmiştir» Türk hah*

lanıun diğer halılar ile ve bilham İran hahlan ile aralarında bazı benzerlikleri veya t>u halılardan alındıklan iddia otunun motif nümü*

neleri var ise de bu daima yazarlar arasında süsleme sândan bakımın*

dan ileri sürüldüğünden ve şimdiye kadar hiç bir literatürde sembolik bakımdan arolannda böyle bir lıenzerlik incelenmesi yapılmadığından bu noktada konumuzun dışmda kalmaktadır.

.\)'nı semİMİik şekiller vc dolayısiyle sembolik kuşlar çok kere çe*

şitli Türk hahlannda bulunmakla beraber bunlann birinden diğerine nasıl geçtikleri de ayn Ur metek teşkil eder» Kuşlar isler aynı ve isterse tamamen bnti bölge halılarından bulumun önemli rmkta sembolik bir kuşun bulunuşudur. Çünkü Turk halı moiiTlcri anuındş daima bir iki sus şekli müstesna grru4 olarak Anadoluya has hır özellik gOrüh m ekledir. ^Vadaki farklar teferruaıtan ibaret ur, Esa&cn bu Aynbklar da süsleme motiflerine mahsuslar. Jhzinı maksadımız ise yalnız Benılxw lik kuş şekline ve bunun çeşitlerine münhosu bulunduğundan \-e hu da çok defa deği^k bölge huhlan Üzerinde ayni şekilde görüldüğün*

den, bunlann da sayısı ancak bİr \rya ikip geçmediğinden hah rin- dne göre değil şekil nevine göre genel bir tarzda incdenınesi daha uygundur. İşle bu amaçla da halılarda malıalli loknif yapılmamıştır»

Yalnız burada dikkate alınması gereken önemli bir nokta bütün sem*

(6)

20» MACiDR Cöntt

İKilîk ku4 şekillerimn çok defa bO|b ba^lanna kullanılnMpp diğer mo üTkr arajanda )xr alnuf bulunnıalandır*

Aynı zamanda semİMilik kuş şekilirri aUl makanunda olmakla beraber daima çih vastTİAnru kaybederek süUsuk bir şekle geçtiğin*

den sembolik tezyinat yerine sembolik şekiller olarak dikkate alın*

malan gerektiği için bu tarzda ineelennufkrdir.

II HALI VE KiLtKi HAKKINDA GENEL BİLGİ

Konumuzun adı *Türk hah ve kilinıieriodc sembolik kuş şekilleri**

olduğuna göre bu şekillerin yapıldıklan iki malzemenin t&rîfleri, ml- nnlan^ neAİİeri, imil yerleri, ayrılıkları, meoşe tarihçeleri üzerinde kısaca da olsa durmamız icap eder.

Hah ve kilimcilik en eski tarihlerdenberi cn büyük bir ihtiyao karşılayan ve a)-!!! zamanda miUİ sandallarımızdan birisi en başta geleni olduğundan ihtK*u ettiği değer dr azımsanmıyacak kad^ır önemlidir.

A Hah

1 ) //o/nttn torijtz

Ru hususta ^mdiyc kadar yazünuş yazılar gayet mahdut bulun*

duğundan bbim dc vereceğimiz izah«nr mahdut olacaktır. Esasen ecnebi müellifler tn rafından yazılan yazılarda büylc bir tirif tesbİt edileme*

nıenüştir. Bundan başka kilime de yabaneılann *half * adım verdikleri malumdur'. Halbuki Türk halkı arasında Inihassa halı ve kilim gayet kolayhUa a>ırd edilir. Bu »cbefde halının turkçe eserlere göre tesÛti daha uygun olacaktır.

Halı muhtelif şekillerde târif edilir. Bir iTAdeye göre; yüzü renkli desenlerle süslü bir nevi havlı, ilmek li dokumadır*. Diğer bir (arife göre; halı sonradan daha rahat ve yumuşak bir yaygıya duyulan ihti­

yaç dUayısilc meydana geıirilmiş üzeri tamamen kadife gibi dik duran tüylerle kaplı bir örtüdüri. Başka bir izaha nazaran hah; yere yaymak

(hbrk Rrtvın . AodolundA kale Hec»4ekru AbKms, $• S 2 ÖcSd» Kenan. Aaad43İ))da hah tecoöeleK, Anları. S. }

S î>. CebcfK Tevfik, TafÜYoJe boylu el un*atXar»ın mahiyeti ve AhIum» 19». S. H

(7)

VCRM İaH vs KİtİMttRİMDE Kin* şrClULlBİ 203

ve duvartan kaplamak İ^dO^ürnkr banlamak sureliyle yünden veya ipekten dokunan muhtelif boyda örtülerdir? Di^cr bir yerde halı dokumacılığı iaab olunurken töyk tarif edilir **Hah dokunucılığı»

umunüyeilc çok »ağİam iplerden mütevekkil an^bra. yukanya aulmty muhtelif renkli yün, ipek vc kelen tpUklerk ilmek bağUnuık ve bun* *

4 hM M AaSü«pedkk cflı XI, («ulâl Vlt. !«!. s. 43.

S Ç9k> AUo,i., A.üncnptne<aUİûgiM sCiapocrr MideMbroUrTY m t}ırM»,üı Kc»*

«MgMn Mıarunı, I«ndwı. IBM, S. 1

6 İla).! A<uJd«F«^ t*.. HfS. >. IB%

7 AtUkmU.>pm1İÜ, Sa^ı: U. Kau*. I94>. K. 1S77

* laUm AmiUuprdİM^ Ijûa, 40. tu. t946. S. 199

lara tarak denilen küçük bir&letk a^ağı doğru vurmak \*e boydan gidip gelmek lureıiyle yûjMİan bir ameliyedir’. Aynı zamanda halı yalnız döşemeyi örtmek için değil, duvar sOtö, seccade, yalak örtüsü vc eçya makamında kullanılan bİr malzeme olarak da izah edilmektedir

*

. Ur yerde de hah, yûu \eyn keten ipliklere, yün­

den düğümler bağlanarak yapılan bir dokuma olarak gösteriliri Bütün bu muhtelif izahlardan anUvUacağı üzere halının en pt- mullü manasİle larirı |uduı; Ant d^dlen dikey gergin ipUklerie mü* cehhrz tezgahlarda düğüm Bağlamak sureti>k muhtelif renkli yün iplerle elle dokunan çeşidi Örneklerden mnt^ekkîl, döçemc, »üs jibi muayyen ihtiyarlan karalayan vr en (azla yere sermek için kullanılan Ustu tüylü l>ir dokumadır.

Hah kelimesine gelince; Yakut'a jçûce hah yuhut kalı, gah tabi* rinin büyük halıların imal merkrzt olan Kalikala'dan geld^ kabul edilmekte ise de’ doğrudan doğruya bir nın mıimulü okluğuna göre baluun ilk defa koydun besleyen çoban kavimlerindc ortaya, çıktığı tahmin edilelıilir. Bu takdirde de önce Orta .Asya Göçebe Türklcri tarabndao yapimış olduğu ileri sürülebilir. İkmuo diğer bir delili dı:

bu uzun zaman dayanan sağlam mefruşatın hususiyetine uv-gun uUcak bu malzemeye Turtıçe uzun müddet dayanır, kalır mânasına gelen kah denilmesidir Diğer taraftan halının eskiden beri mülüm bir cihaz eçyası olman dolayıstyle evlenecek kızlara verilen \e onlarda

k

al

ac

ak manasına gelen Kalınk veya kalı olamk bimleodirilmit ve Uhıhare bu kelimenin Ban .Vya TUrkçesindc tv Anadolu lehçesinde Halı şekline inldlâp etmiş olması kuvsYtle muhıemcklir. Esasen bu keK- menin malzemesini tc^il eden ilk hah numunelerinin az da oba Orta Asya’da bulunması ve memleket malı olduğunu gösterir. Aynı eskilik-

(8)

206 MâdDC cömCl

teki dökumaUra Mıur ’cU daha fazla tesadüf edîlmest Ue burada ikhnün daha kurak olmasından t^rak altında uzun müddet kalmasyle İzah olunabilir»

a) 7Mri A«/ı nat/rn?

TOrk hahlan kultamidıklan makudara gOrc nmİKehr nevilere a)mhr s*e isimler abrlur. En önemlileri laban, sedir, dh*an seccade habUrıdın üzerlerinde en fazb sembolik >dü] bulunan haklar ek*

seriyetle seccadelerdir» Bu idbarlâ konumuzda de ahnan parçaların büyük bir komini bunlar tenkil etınektedirkr. Seccadelerin iki netd

\*ardır, a) yekpare seccadeler, b) »af seccadeler.

a) Yekpare seccadeler: Bunlar Mr parçadan İbamürier» Ikis'e ayrılırlar.

Mihra|^ seccadeler, nulırapsız seccadcier.

MiKrapb seccadeler: IsünlrriiKİen de anlatılncajh üzere halının ba| konunda kıblenin istikamet ve imamın mevknıü ^lercn mihrap bulunur.

Mihrapsız seccadeler apı^ı ve yukarı km m lan aym dup sedir, uıbau haİKi olarak kullanıldıklnn gibi stb rrukamuıda du\ ar haİBi ola*

rak ta kullanılırlar, Namaz seccadeci vazifesini gördükleri de \'Akidir.

Esasen bütün bu sa\d>itınnz ayırma irileridir. Maksada göre kul*

lanıh| ta dedirebilir.

b) Saf seccadeleri: Birfcaı; adedinin )*an yana dokuncnasilevucu*

da getirilmiş seccade gurubudur» üzerlerindeki tezyinat birkaç adet*

len soota tekerrür eden 7*8 veya daha Tatla kişilik olanln vardır. Bun*

lar üzerinde mühim sembolik şekiBcrr tesadııf edilir.

3) tiiarm/f kah

Auadoloda dokunan halılar *Türk Halıcı*** ıssnilc tanınmakla berûber okundukları mahallin inninc gorc de amldıklan içm Inlhast»

imli edildikleri yerleri bilmek faydalı olun Bunlar cv^afi lakımdan ÜÇ kısımda mütalaa olunabtliıler. (Haritayn Bakınız),

a) Batı Anadolu b) Orta Anadolu e) Anadolu

9 İdim AaııUnpeddâ. Cut. 40. tu. 1H6. S. 1»

(9)

rÛRK «AU VI MtİKİFRİMn* ^BKİtXClll 20?

a) Batı Anadölüda eski ve yeni ünetnU liatı merkezlen şunlardır Kuzeş'den güQc>x du^ru, İstanbul» Herekr, Buna, Bandırma, GOnm, Lskişehir> Kûiahya, Uşak, Akhisar, Demirci, Gördes, Kula,

İzmir, Uluborlu; bparta, Mills, Fethiye 'Megri).

b) Oru .\iwdoluda hah dokunan yerler: Kon>*a, Karaman, Ka- rapnar, Aksaray, Akşehir, ^lle. Keçi Muhsine ^Sillenin köyüdür), Ladik, Derbent, Saray, Kavak, Kar.va, Kırşehir, Mucur, Koçhiaar, Avam, Niğde, Bor, Kaj’seri, Cı^p, Büuyau Devdi, Yahyah (Kayse­

rinin hah dokuyan köyleri de şunlardır; Hanlar, Hisarcık, Kıızt, Ardı, Talaş, Ked'. Ycugat, Sivas, Görün, Tuzla, Kızılca, Zile, Ke­

maliye, Malatya, Arapkir. E^n, Gözene ve M araş.

e) D(^ .^nudUuda önemli halı merkezleri kuzey^den güneŞT doitru şunlardır:

Trainon, Bayburt, Erzurum, Şavakj Maden, Diyarbakır, Şir«

nak.

B Kilim

1) kelimin idfi/i m iUim mimu:

Kilim mulıtelif tarzda tasvir edilir. Bâr iradeye göre yerde bağdaş kurarak otururken yerle invan vıicudu arasındaki luıreket farkım gider»

mek ve temizlik temin etmek maksadiyle yapivmş üzere tüysüz bir y^ygı*! Ur t Arife nazaran oda sc çadır zeminine sermek için yün ipliklerle tezgahta kumaş gibi dokunan ve halıdan daha ince olan bir öriü\ başka bİr ifadeye: göre de **havsız ve lûvıOa drıkunan bir ^ali- çe”dîr\

Yukariki tariflerden anlaşılacağı üzere kİUm herşeyden evvel u- sıcaklık ve sonra temizlik maksadiylc kullanılan ve çözgülerden atkı atmak suredir tezgahla d ile dokunan halıdan daha ince v*e tüysüz Ur dokumadır.

Kilim kelimesine gdince; asb farsça gUim. (kilim) şeklindedir.

Çilim hassaten dokunarak imal edilen eşja için kullamlnuktadır*.

i Ur. bberk, Te«<k. Tuıki}Kteh>74û d m.’mIuuui raaU)«iı ««darrMiuyeb. Aokkn^

19», $. »«

2 Anrvm, CdU Es'al.ıtn’al Am.Un*cdui. CUl. II. P«kul III. Iıt.. İM9. S. 1090 3 Bınpjl. .SurocUhn RtoHu, Seki Şiirler AnaiUc^Ndni, lıi, 1939. S. I9S 4 bUm AnnUopndai, r«ı «0. İn.. I9M S. 109

(10)

208 macİdk

ı) Türk kilmUri\

Bunlar ya dcAuyan ahretin adına veyahut dokunan motiflere göre irim alan kilimlerdir Aşiret ismine izafeten şöhret kazananlar Malatyamn Ditjan, Kayserinin Avşar, Çrmi^^egin Şavak kilim­

leridir. Motiflere göre isim alan önemli kilimler ise; Kayserinin Avjar kilimlerinden Sandıklı ve T oplu. Malatvanın Yedi dağ çiçeği. İçel’in Beserekj Çmgil vc Muufh kümleridir.

3İ ZsrA^r/r âatM/ı iı/ûn

Kilim dokunan cn nıulüra yerler şunlardır: Manisa'nın Eşme, Ankara'nın Haymana, Konya’nın Eskri, Karaman. Cihanheyü, Kaj^seri’nin Pınarbaşı Bünyan, Sivas’ın Sarkışla, GümuşbaDc’nin Bayburt kaaaUriyleErzurum %*e Beyazıt vilâyetleridir. Bunlardan başka Konya'nın Obruk nalüyesi ile Niğde’nin Çukurkııyıı. Zngen köyTcri de kayda değer. Bilhassa Obruk’la Selçukiler devrinde dokunan gümüş aikih kilimler İle Cihanlvcrh'nin çeyiz kilimleri çok mqburdur\

C

Halı Ve Kilim Arasındaki Ayrılıklar

Bir kaç bakım dun tetkik olunabilir»

1 Dnkunut farkı. Hali, iskeletini tenkil <xİen ve çözgü adı verilen uzun iplikler üzerine ilmeleri düğümlemek bunlar: akıttırmak mak- sadık genişliğine atılan atkı iplikleri geçirmek sureti ite dokunur. Ki­

lim ise; atkı telleri çözgü tellerinden geçirilip tezgahta kumaş gilri ekıu dokunmak suretile imâl olunur.

3 Halılar, en ince nevileri de dahil, daha kalın vc yüz taraflım daha tüylü olup ınotifler yüz ve terste farkbdırbn Kilim tamamen tüyıOz olduktan başka halxlan daha incedir ve teni yüzü birdir*

3 Halının tezgahtaki dokunma tarza sahic yânı düğümlü olup daha ağırdır. Halbuki kilimin dokunuşu düğümsüzdür ve daha ha- hafiftir. Bu itibarla kulUnıbşUn daha pratiklir. A)*ni zamanda doku­

ma tekniği itiİMuîIe yüz vc tersli nevileri de vardır. Bunlar da cirim

\e silidir.

I Hah herkes tarofımUu kullanılmakla beraber daha ziyade şehirlerde rAğbet görür. Lüks ve sus eşyası olarak ta kullanılır. Kilim dalız foala çadır ve kd)* malıdır.

â Nureddoh ftw)(u. lUkı Uerk/ AmiikıfvdU. în., IStt, Z.

(11)

tCBK NAL) VC KİdVI KfitMii: KVi? ŞBCJlLLRİ

209

5 Umumiyetle hah için daha çok pûra, emek ve zaman sarfediU difpndrn fİyatCA daha pahahdın Kilimlerin imah daha aa mauAf \e zamana ihtiyaç KöıterdigiiMkD fiyadan daha ucuzdun

6 - Genel olarak hah detrnleri daha çeşitli ve zengindir. Kilimleı için ûe ekseriyetle banit örnekler seçilir.

; Sembolik ^killerin imuU bakmuiKİan hah kilim araunda hiç bir fark yoktur. Yalrua halılarda desen çeşidi daha zengin oldurun*

dan sembolik şekil nevilerine daha fazla icsadüf edilir.

D - Kilim Ve Hatmm Tarihçeni

İlahcıhk çok eski bir geçmişe da^^annn dnkumaah^n hır kolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dokumacılığın Beaurnont* tarafindan M. E. 3701 - 3000 arasında, Izrwju, G. OriA*in^ tarafından lac M.E.

3400 tarihinde Mısırda ve Pope^ urafından da M. E. 3000 yılında Orta .■kayada kabul edilir.

Halıcılığın vataıu olarak 30 « 45 kuzey art dereceleri anındaki İMililn Aıyap içine aUn holgr. düğümlü halı için de İMİİıaAia İmi böU genin batı kısım gösterilir^. L^asen halıcılığın Çin> Hindistan, Efga- nhıan, .\nadolu, Iran vesaire gİhi /\sya memleketlerinde inkişaf et«

meû \T Avrupada görülmemeli de l>u ülke İcadı olduğunu ortaya koy­

maktadır.

Şimdiye kadar en eski halının İngiliz Arkeologu ^ir Mark Orel Stein'in Çin TürkisUmmla '1 urfanda bulduğu M. S. 3 • 6 ncı yüz yıl­

lara ait çok kuçuk halı parçalan olduğu zannediliyorduk Diğer ta- rufun yabn zamanUrda Rm Arkeologa Rndenko ta m Andan Güney Sihiry*ada Ah ay eteklerinde Pazınk mevkundeks İskit mezarla nna ait bir kurgandan çıkarıl «"in M. E. I\\ uncu yuz ynla ait bir hah eu eski vesika olarak kabul edilmişti*. Bzzı kimseler tarafından M. E.

I IkAunMt, M^beru. CarpeN «id rua**, Lnadoo, 1924, 5. 6

2 l.ewı*s G. GfitfM. Th« Pr>cık>t booL, oCOhraUİ rup» PkUckl^a AaâbsoöON.

1911. 5 17

S Popr. Arihir. LjıİAm, Tbc An CA/pcı oukuag. A bvrvr* 0^ Pmon sn. LomLi»^

SAd Ncw I9>A V«L İli. $ MtO

4 t/tİMAAiJ. Kun, Dr Tûrkbehe Tq>pkk ürr IS Jalubndrrt^ IMaaI»4İ, h. l 3 AurrI. Siria» Raplcif«(iun in CrnUa) Am Ra«ıa «( ûcicft. Losda*. 1919 G a: (atînbauA, Reanse, Pcm. Pm, lUbS,

b: Vm, Ze*M • ?UİM»pa, Gbuy, Turt suıaıı, İn I9S3 S. 2S0.

(12)

210 MAClnr

1500^ dc basadığı tahmin edilen kilim dokumacıhğımn maliMihı otan kilimlerden Mmrda Auûnöden çıknnUn vr halen Krw York da Meb- ropediten müxesİD<lr muhafaza edilen nomunemn M. E. VI. ncı aarda dokunduğu* vc yijic Vygur şehrinin mabet harabelerinde 1913 dc Von Lc CcMj urafından kr)il ve Mr« Falkrherg tarafından tetkik edilen bir parçanın M. E. VI ■> \’ nrİ yüz )ib ait olduğu zikrediK mektedir*.

Halbuki gerek 1963 kaz lu uda Konya mn gnnn doğusu mİ akı Ça«

callıö^ ükten çıkanları ve Mclk’sırt'^ MeaUıevk” tarafından inedmen ve halen Ankara «\rkeo1oji Müzenmlc bulunan neolitik çajta aİl doku*

rna parçalan ğerekıc buradaki diyarlarda gdrülcn kilim örnekleri'*

kilim dokuıu/iolığmın Anadoluda çok etki zamanlara kadar uzandığı*

tu gdateriyon Bu itibarla buradaki kepfln* Paunk buluntularından çvk daha ilgi çekicidir ve yakınd«'i kilim parçalanna da rastlanabileceği îhtî- nualioi müjdelemektedir. Esasco Meninin kuzc^' butumdaki Yumük*

tepe kazısından 937 dc Csıruang taraGodan çıkanUn (e/gah odaıı bakiyesi, tezgah ağırlıkhn, ağıcvkla'* 957 dc Tokat ilinin Erbaa il­

çna yakınındaki Horvzırprdr bulunan (unç devrine aiı kırman ,1*

ile Atacabb)'ûktrn çıkanlan l>akir çağ mahsulü altın başlı gümüş kir«

man'^ cn giızd dokumacılık âletleridir. Keza Denizlinin kuzey doğu*

sundaki Beşcesultan mevkiinde kalkUitik ve bronz çağ tabakabrm- dun't Boğazköy Hitit tubakalanndan'\ mulıtdiT tarihlerde Alu€*ı- höş'ük** vr AUşardan tlcğtşik kültür tabakaUrmdan elde edilen ağır*

fuk vc tezgah ağırlıkları ve yine Aliyirda kalLvlittk çağa ait kcffcdileu 7 Aytak Amülc^M^î, $»>ı: 55. Kai» İM. SakUr I5?7

6 Dink» Kinm» vr >rai Tdri kakctlıtı» Itf. I99n. S: 7 9 Aı^ewn, CrUl l/Art Timi. Itf. 19>9 S. 96

10 MrDcart» jMmec, KanıvMioa M Çalal^ûA. A»«iobaQ ılttdtrt. 1969 Vcit Xtll«

9: 99

II llealbKk, Haaf. TeaiÜa fnam Çiu11WmiX AreharUagy. Manh, 1069» Vol: 16 X\Mbrr: l. A- 41

t: Mrllr^v. Cvaıaıkm M AnacolİM Rudto» Vu STİLE IV

iş GantMg, Jokn« FrrHHiivk Mmin. Odped» 19$S« S: t7S,

14 Tııh4n. Âba, MaMmui. t{<ımci<7r, Ank«r«, 1951. S* 16. Iz Ktlî. R 1$ Kciay. II. Zaıhr^r» kaau. ÂAİar*. 19S). CXC\ II» R. I

16 Uoyd» Srten ve Mrr»*r*/r. IbyecMİUn» Un■!<»«, 1965. Veli I. S: ?75.

17 h'mb**. l^vD. FMc Kecuıarhr Krv«nıft B«6izk6y» arvlİA. 965 S 75 16 Kû0y» H. ZaU^ r. AbeaHıMıM kUnsıtı. 1996 <Ukt Üi r«|«r. An*

bır«. 1936» $: 235» 149

(13)

T€u UAU VK KVf |Klıll.J.RKt 211

oldukça iyi dokunmuş kumaşlar** vr (Sordiyonda bulunan Frikya doTİ (M. E. 8 y yıl) dokuma parçalan^ memirkrtimitde dokumaa- lı|l:>n ve doIaynsUe hahcıb^n da Önemli birer belgesini vereceğini vaad cdiyx?r. AyrKa İstanbul Arkeoloji Morrkrindc ıne%xu( M. E. 900 yıh- na aiı ^lln büken Irir Hitit kabaruuau'' ve Hitit metinkrirKİe geçen dokumacı*^ kelimesi ik Hitit kanunlannda ve mesela kanunun 51 nci paragrafında /Vinna şehrindeki bir dokumacıdan'* baluedilmesi>

memleketimizde dokumacılığın çok eski bir tarihi olduğunu ve aamau- la da bu sandalın geliştiğini bpat eden en önemli delillerdir.

Kilim dokumacılığı, Çatalhoyük te bulunan cn esld kumaşlar gibi bir atkıyı hır çözgüden geçirmek suretiyle yapıldığı ykni çok basit bir ameliyeve dayandığı için halıdan ev'vci haşlamış olmnsı ku\*5Ttk muhtemeldir, tik dokumacılıkta çâagü ipliklerinin arasından mekik vauusile atkılar atılmak suretiyle düz kumaşlar dokunduğu bu vauta ile uzun müddet ancak enine çubukl;ırın tYva renkli çizgilerin mev'dana gcnrehildiği gönilmektedir. Halbuki daimu İleriye doğru bir hamle ve yenilik yaratnvtk kudretini taşıyan insan zekasınm bunu mekik ile yaparnaymea el ile yapma usulüne baş vurduğu vc cl tez- gahtarında çozuicrin arasından çl ile iplik geçirme suretile bazı tüşdü satıhlar meydana getirdiği ele geçirilen nıımuhrlcrden anlaşılrnaktadın .\yıu zamanda ilk tüylü memueatın elde edilen tüylü hayvanların küric^

leri g6nllerek tasavvur edilmiş olman <U mubtcmcidiu Bilhassa deri*

den çıkan barı kürklerin güzel ligi kumaş dokumacılığında taklit edib miş olma imkumm yaratmış olsa gerektir. Bundan Isaşka zamanla mekikti tezgahta yer yer renkli süsler vıicuda getirmek için atktyu çAz- günün bütün genişliğince değil, bilakis ancak belirli bir kısmından

|4 Ckien, 11. Tîır Aluhafkâyûku Scmdm «T 1990 • 28, 1937, Fzn:

İli, H 04.

İ9 BHlıûtr/. IcnUâl frM C^KÜMi, TW MİMin uf i1k tmlV aod BıUun ikibs Volue*t 4it. Sumb^: 1 anS 2. M: 5.

21 İM. Arkrulıjı Mûicm, £ıkı Şarii botumu* hnv. No: 19507

22 Hıtst ınrliolerine4uluı<ıwujketiacü SUmree btr ıckotrsm atarak l.uaıjbftr keliıtm Ar •aUaektedır. Sakıoır: Mappıtı*. l^cMib, VocabuİJİte Trançm * Hhitr. Pant, 19H» St İtti.

29 ScvMI. E., 'İV Hıtice lfiws Lomlon. 1S51.4it 17. paz*<ra&Q tOKümdn Kia bakı- a: K. Comoy. C<de, Hohe, P^rK )9C2 4* « 40

b* Amıtk, J. M TV onfvı ood hulorv cf Hcbfcw İsvr. SIUra(A« 1931*

S: ttb • 57

(14)

212 MACJM CöNItl

gcçİmıck Ikzım geldiği keşif edilip d dokumacdığına tatbik olu­

narak tezgahta mekik veya cl ile dokuma problemi halledil mişrir.

Bunu da her atkı sırasında bir renk yerine çeşitli renkler kulbnmak vc Inmu çözgüler merinde müıoaddiı atkı svalarile temadi eturmek sure- tile dokuma yüzünde desen yapmiı usulü takip eder. Zamanla da iplikler inceltilerek daha küçük ve daha mükemmel şekiller imal ekilir»

Hulasa dokumacılık san*a(ı yavaş yavaş ileı liyerek mükemmdiyat dere­

cesine ulaşır.

Kilimin de çözgüler arasında atkıların çdagiılmo bir önden \r bir arkadan kesmek üzerem basit dokuma usulile çok eskiden dokun­

maya haşladığı ve desenlerin çoğaltılması ile gelişi irildiği şüphesiz­

dir.

Hâil dokumacılıı^na grliner üzerinde d ile dokunu premi- Innin hulı imalin naııl ve nc aanua Mİivil edildi]^ hâh'ı hrlli drftildir.

Bu alandaki Uiâxi>eler, buamrüyenin evvela bttşladı|^ hu buuuta el mrtuunu dokumat'ihğına binudaha kahnhk, uglamhk ver*

mek uEcre iplik eicuinin deı^ifürilmrti ve ke^cle^unne» püsküllü kuma;

imali ik meydana getrildij^ dü^uiRoİDden ilrri gidemez. Filhakika c\Aela ir^gahia d ile daha kalın ipliklerle ve mcntucat dukumaah^

esauyk yani çözgülerden atkılan d ile geçil inek vey*a yer muhtelif renkler tatlnk etmek surniylc hah dokuma İmal edildiği diğer sttilc ki­

lim dokumacılığuun meydana çıktığı dr geçen numunelerin nıyİU halılardan önce dmaMnda anlatılmakladır. z\ynı samanda dokumayı keçeleştirmek ameliyesinin dr halı dokumacıhğındoo nvri yapıldığı görülmekledir. Krçedlik» UTIcrden mbtr^kil yun veya kıllardan iba- lYt hayn^an kürkünün esvrta d ile ayrıhra açılması ve sunru da tarynk suretiyle yeniden birleştirilerek ulenİlcn kaalet ve kalınlıkla bir mak zemr haline sokulıııa<ı<hr. Men)e İtibariyle jart ıııaııuıUu olan keçe elİMsr vc yay*gılar Asyanın muhtelif knunlanoda r^ki zamandanberi tatbik edilmişıir. Keçedliğio dc zamanla tüylü bir mamul kadına yol açtığı tahmin edilmektedir. Diğer taıaAan baUnın fkıhilOAya men»

lucat vc Mıur tüylü d<>kuııı.(uhğtnın mutekâıuiİ bir mahsuiO olması muhtrmddir. Çünkü bu İlk tuylu meıı»ueâ< da tezgahta d ile yapıl­

dığından ununla çnk sıkı bir münasebet gösterir. Filhakik çthgU ip­

likleri arasından lüzzat renkli atkılan d ile geçirip unlan dqan dnğrıı çekerek yüzde Hr t uy* vücuda gelinuck esasına dayanan tüylü doku- manhk usulünün daha sonroUn yninır iki çöagü arasında iplik bağ-

(15)

TtU UAU >£ KİM^UrKHöC KPÇ KİLLERİ 213

iamAk lurrüyk* ilmik (düğüm) pekline Gthvil rdiltni) olması pek müm­

kündün Kahire müzecinde M. F. 1400^ senesinde ait eo etki İmi tüy«

10 Mınr dokuma parçası bulunmakla beraber ayrı bir bzeDîk gtisur- diginden ve tüylü dokumacılığın da men<eİ lamamiyk ınalunı olmadı- ğınd^in halının hamlan inkisar ettiği kabul edılıe dahi pue hangi tadhtc başladığı kati)T(le söylenemez* Bunun i^in lıer yey^den ew*el o zamanlardan kalma müteaddit ilk hah numımelrrinr ihtiyaç vardır.

H«dbuki bilindiği üzere bajUnpçtanberi habcıhk, tamame« Körenrğe dayanan ve anadan csladu ite<çen bir el »anlatıdır. Bu itibarb menşeini katiyetle bulmak güçtür*

RicgKc göre Orta Asj’adaki nomatUnn imal ettikleri düğümlü hak tekniğim de eski |Mrçlarda görmek mümkün crfduğu zikredilir\

Fisascn oornatlaun kalıç ılı klan m eıki popüler sao'atUrdan biri okluğu için düğümlü lıahohk tekniğinin dr ImnUrdan edeidenheri saf Ur şekilde popüler v«ixiyetle kaldığı vt kahııın ev, çadır» zemin ve suskıne eşyası olarak yapıldığı bilinmektedir.

Hulasa düğüm tekniğini dolayuıyle düğümlü halının menşeini bunlann ceddini teşkil eden Orta Asya numat san'atmdn aramak inam geHf.

Ran araştırıcılara göre hakcıhk san’atının İlk defa Xüstfdn l>aş«

ladtğı ı*r Benihasan mezarlannda bulunan ennki dokuma lergahmın da bunu te>*id ettiği kabul edilin Hatta Sir Gerırgr Birduood'un \ıL Fırat ve Di ele kıyıl nnndaki mcmldcetleıde haİKikğı X(. R. 5000 Mmr- slne kadar götürdüğü kaydedilir^.

Filbukik.ı Mısırda \L E. 1400 gibi erken tarihlerde halıya bctuer parçalara raulanıhlığı gibi *Antinö de dr M. E* \'f. neı asra ait olduğu tahmin ve Metropoliten mnzesindr muhafaza edilen ilmikli bir hah bulunmuşta^*. Böyle olmakla lıcrahcr hah için lüzumlu olan yünün Orta Asyada jıopüler san'at elan halıcılık İçin eskulrnbrri kullanıl­

ması bu sanatın burada daha çok grUytiğini gmtrrir. Mısırda Orta Aı*

yada çıkarılanlardan d:ıhn rnkİ parçaUr;ı rastUnmasının sebebi he 24 Bcvvmnru, M^bota, CSurpro aM U«d<ın, 1934. 9; lO

35 5*rrr, FrMtv h et Km^n, İrcakvrtM. Amicm <t*OHnu, Vakinr. Vimıu*

Paı». 11139» S: İh

2^ VtftMM wd Albcvi XfaMcn« Ikpartfiımt «f IraUktt <*uide W the Ctlattaan c<

r«fppu« Loadeo. 1931. MuluMİüiıar.

2T MrluıvnlaŞlu. MrkmcL UUm Awbl<*pHİki c(u« 40 S. İM

(16)

214 MACİpr <;6pc<7t

iklimin kuraklığı doia\ısiylr burda eşyalann daha uzun müdckl mahfuz kalmış bulunnvuındnn mütevellit gerektir, Eıasm iVya- jun bir çok rnınukalannda taf veya tuzladan tengin mal^mcye rast­

lanıldı^ haldr dokumaya (azla rasilantlınanmı da bunu teyit eder, bide edilen nadir par çal v vana da bunlar büyük bir tesadüf ezeri olarak kalmış bulunanlardır. Keza Mıtar da buılatda*' yapdao iuuu«

da Fatımi devrine atfoİuoabilcn kfkfi yazılı ve Kahiredr tdamİyY*! dev­

rinin haşlangınna ait nldugıı tahmin edilen dikkate de^cr parbalan rastla nıimış tır.

Mısır Bizunon vîlAycri olduğu sıralarda Bizamın diğer vilayet­

lerinde de ilmikli halıların yapılmış olması akla gelrİMİir. Fakın şimdiye kadar böyle bîr parça ele geçmemiştir.

lUbilonya da M. b. halı dokuyan memleketler arsında m eski bİr )xr işgal eder. Hatta Şark hahlanndan çok bahseden bazı Yunan ve Roma yazarİAn unları IUİnI nıaiısulü olarak zikrederler, Balut mubim bir imal merkezi olmakla brraİHT butun mamulatın buradan çıküğınt kabul etmek pek doğru olamaz. Çünkü bumer, .\sur Mısır bölge­

lerinde de bu san'at hayli ilerh miştir. Yalnız buranın etraftan celbetliği malzeme ile bir depo vazileıi görmuy olnuaı muhtemeldir. Bu mOcl- lifler dr maalesef menşe vc teknik hakkında katı matimai veremiyorlar Ancak bunlardan Yunanlı ve Kuımılılarda .\sy4 menşeli halılarm»

mâİK't vc rvirtde bir lüks olarak kullanıldığı, Inlyük bir şöhrete salıip olduğu öğrenilmektedir. Eski Garp yazarlanmn balueldklcri Kabil dokumaları goblen \xya imİ tekniğiyle yapdouş mabermedir.

Aym zamanda düğümlü halılardan tamamen a^nrı bir teknik ve ut*

lupla işlenmiştir. Hatta kazılarla meydana çıkardan Ninova sarayı duvar tczvdoattnm Bahil goblen nakışlarından abndığı kabul rdtlir'\

Ninovada alabastt'ir ile yapılmış lahanb halı kopyalanılın bulunuşu da önemlidir. Bunların M. E. YlII. nri sin ;nU hatta daha evveline ait olmaları ve şark taban haiılannın en eskilerini teşkil etmeleri muh­

temeldir.

\f. E. 8 • 6 neı yur. yıl Fırikya mezarlarında duvarların umamen ge<»metrik halı örnekleri ile kapb olmaları da dikkati çekmektedir.

Hatta son zamanUrd«nl<r^ kazılarda bulunan dokuma par<,aUrı ıa«

za Mclwıw4oilü, Mrlırv^, tü^) «S. tSt

LetMze» Juluıi AllivirAlztrılır Tepp«h«unUrv na(b «(>«1 OricSııIm do XV - XVt JUkrtuadznı, 1077. H. 9.

SO Müncer, üsuttü Teıtait titrinfl. Itır BaJIniıı «f tkr «^rOlr chıb», V^tıape: W. XM»b<r t cad 2.19ü^, PUw; U • H

(17)

T^BK H4IJ ve KtUMtrKİKDK KVÇ ÇKMİLLeMİ SİS

ma men kilim örneklen mahiyelindcdir. Anadoluda bir çok cami ve abidevi »erlerde halı örneklrrinİn mevcudiyeti görülür.

Bu &an*a( İrana da M. ki senelerde Babilonyadan geçmif oba gerektir» HrrzfcUrc göre baaı Sasani kabart malarında ve bir gümüş tas üzerinde görülen hah şekUIeri ilmikli hah olarak kabul olunabilir.

Keza Izntngraı» Hermiuj Müzesinde s-e New York’u Mrs» Moor'un kollcksiyonunda Sasani devrine ait bir kaç halı parçası bulunmak-

h*dır.

.Anadnlıı bir çok medeıuycücrin olduğu gila balıeılığm da beşiği telakki olunabilir» İlk çağlardan sonra 1070 - iftK) e kadar geçen zaman zarfında bilhassa Sclçukilcr devrinde Türkiyede hahcıhk bUyUk maz­

hariyete nail olmuş ve en güzel eseHerinı vermiştir. Selçuk san’»

ab karekter itibariyle daima Türk kalmış Rızandan ay-adc lran« Suri­

ye gibi mGsIüman şekillerinr benziyerek Türk zevkini idame ettiren bir sanat halini almıştır, işte o devirden kalma halılar hu san'aun en nadide vesikalarıdır. Nitekim 1296 da Anadoluyu zikret eden Ve»

nedtkit sesyab Marvopok>*nun Türk halılannı medhetmesi vc bunUnn dokundukları şehirler olarak Konya, Sivas, Kawri gfutermesi de Türk halılannm o zamanlar en ileri Mr dereceye ulaştıklarını teyit eder.

Keza İbni Raiuta‘mn çok uzaklara ihraç edilen Aksaray halılarım ösdftğü ve Evliya Çelebi*nin XVII» d asrtla Krzurumda yapsan bir nevî hah4ân bahset (İği zikrolunur H

Konya» Sclçukilcr zamanında bilha».) uzun müddet merkez olması st bir ç^ siyasi ticari münûsebetleri üzerinde toplanması do- dolayuiyle halıcılığı inkişafında cn önemli rolü oynar. Bu devîrden kalma Alaaddİiı camiinde bulunan NIIT. cU. y» s^du ait parçalar elde mevcut en eslet Türk halılarıdır. .Aym zamanda mühim bir san’at hareketinin kaynağı olması hesabiyle İrandan, AraUstandan ve başka yerlerden bir ç^ san'atUrlar Konya’ya akın etmişlerdir. Bu sebeple bu şehirde diğer san'at kollarında olduğu gibi halıcılıkta da bir ilerfe- meydana gelmiş KUpdanh cicim ve kilimler vücuda getirilmiş İzmir, Uşak, Kula» Bergama» Cordes sTsaİre gibi yerlere de buzdan yayıl mışnr.

Umumiyetle en mütekamil Türk hahUıının XVL cı y» yılda do­

kunduğu kabul edilirse de Selçuk halıları her bakımdan daha üstün parçalardır. Bunlar tamamen asTi Imt tipte işlemiş ilk de<a olarak

31 1«Uer AmıUopedai» «U <0. bt. 3: 131.

(18)

216 MAdOC cCmÜl

hali kenarlarına kûfj yazı tatbik edilmiıtir. Ilahcıhk Anadoluda bey­

likler zamanında da devam eder. OuzunUlar da .Anndolın'a yerle}- tikteu sonra halıcılığın inkİjahna çah}mi}Ur ve hatu İmu hah merkez­

lerini İslah etmişlerdir. Ayu zamanda her bölgenin ndei san*at gele­

neklerine ve bunun orada dn*amına gayret gnucrdiklerinden ayni yer- lenle Selçu İdlere ve Beyliklere ait son*at üsluplara Osmanhlar det*- rinde de baki kalmış ancak merkez oimnk dnUyisİyle Konyamn yerini sonradan Bun«*ı almışhr.

H53 htanbulun payitaht olması (ucrinc Rur&^ıdnki san'at faaliyeti arttığından burada yetişen ustalar etrafa dağılarak halxı- lığın korunmasını temin eimiylerdir. Hah usulanmn Ldmlerini gösteren arşiv kayıtlarından da XV. ci y. nidan \^nı Fatilı devrinden ilıbaren XVI. et y. yıl sonuna kadar hahcılıSm çok İleri dolduğu ve fazla mİk- tanla usla çahşUnIdığı öğrenilmektedir. Son anr parçalarına naza*

ran (Kmunhlur zamanında, XV vc XV1 nn. yıllarda Anadoluda dokunan halılar tvkıük ve desen bakımından buğun dahi en kıymetli parçalan teşkil etmektedirler. XV ci asır sonlarında ve XVI a a^r bafİAnıula U|«k halıUu en pahalı fij’aUarJa satılmi|lard)r Nitekim X\ I €İ y. yılda dalıi Hımkai şerife ve laleli Gamüoc halı dokutmak için için parti^lıın emriyle lipari; crildiği baa vrnkalardnnda anlaıılmaktadır^^ Ku »aman Anadnİu halıcılık tanluıûn çok parlak bir devridir. Ilaıta hu lebeplr baju kimıeler bu deATe)*e ‘•.Miın adını vermektedirler.

XVIİL ci aıırdan ınnra dij^ un’at kûlİAnnda eJdufu gibi Türk habcıhğınaki ilerleme de yjva^Ur. XIX ve XX ei y. yıllarda mııhtctt"

kalkınma teşchbıblrri yaptlmıpır. Ru maksaıh 1U44 de Hrreke'dc açılan ve balen nadide u|)arifleriyle <)nemU bir faaliyet merkezi olan fabrika bu güzel teşebbuderin en parlak bir eıeridir. Şimdi burada halı- hane nnmtyle bir höiinn İMİİnde aynlnuşulao imalaüıannde küçüklü büyüklü t>ltnak (bere muteoddid kzgahlarda bir çok kadın amele çalı^

makta ve kıymetli parçalar yapıimakudır.

Kny nvtmullerimizc gelince; bunlar Türk am*kint ve mahalli Mo'at inceliklerini daha farla muhafara ernü^rrdir. UilhatM YUrÜkı

32 Üdc<^ ÇetMtyürrk» İManbulda h» »ki arv MouM kadar ha»M bMi »MlUrten, Türk taFHiı iunlu tfMtiTAft re ÜKrtcmdcri, »ı. 1969 S; 731 « 790

$3 Abart fUHk. Hicri cm tiîîMİ «rvda traobuJ haysw. İM» 199lk S« 6B Su 1)9. S.

201 • 209» 244. 24S

94 Kmui, S'fttf», 'lırrt/ye'ılr bUnılık. hu IM^. S* 4

(19)

TfH HALI VK KlUÎMLElrf^DK 217

köy halıları ve kilimleri bu bâkımdaa daha önemlidir. Aynı /amanda bu alanda çahjaeaklan için daha kuvvetli bir kaynak teşkil etmektedir.

Görülüyor ki başlangıcı teıbil cdilcmiyccck kadar eski bir geçmişe davanon kilim vc ve hah imalinin Anadoluda asırlar boyunca devam etmiş bulunması her bölgede ayrı ayn itıkişaflanna amit olmuştur, o kadar ki, bugün bile her bölgenin boldan kendi özclhkkriyle ayrıl­

maktadır.

işte .Vyanın muhtelif yerlerinde ve memleketimizde en ileri dere­

ceye ulaşmış (dan habcıltgii aanuuumızda Aı.rupada dahi mahalli bir san'at olarak tesadüf edilmemesi bunun Asyoyo has bir san'at ol­

duğunda şüphe hırakmamoktodır.

III SEMBOLİK ŞEKİLLERİN TAttiFl VE sembolizmin mahiyeti

Sembolik şekil muhtelif tarzda ifade edilir. Bir ifadeye göre herhangi tabiat hadiselerini veya anasırı belirtmek, göstermek amadle yapılan temsili şekillere “sembolik motif" adı verilir'. Başbı bir an­

latışta sembol hasret, bekleme, aşk, inkisar, göe yaşlan, sevinç, istih*

aa, soodet gibi duyguların ifades? ve iç âlemin Icaahüratı olup şekil ancak bir ifâde vasıtasıdır'. Lügat mânasile de sembol şekle bir fikir ifâdesi olduğuna naaaron sembolik şekil de kahramanlık, saadet, betbahtltk. neş'e. Iceısûr gibi ruhi l>ir haletin veya herhangi bir kutsal tabii hadisenin saklı bulunduğu bir fikrin mücessem remzidir. Bu İti­

barla da diğer tezyini motiflerden tamamen ayrıdır. Sembolik şekiller daha ziyade iptidai kültür mahsulüdürler. Esasen bunlann eski ar­

keolojik malzeme ile bugunku aşİre eşyaları üzerinde görülmeleri bu­

nun en eanh delilidir. GarI Sclıusleı'in dediği gibi “aynklannuatB ol­

unda edebi olarak tanıtılmamış garip ve manalı bİr sembolizm ser­

veti durmaktadır*.

VC

Tarihi rsrrİerdu scmbvlık ^kilkrin mânaJan dah^ ziyade ubii tuXncvi olduğu gibi bugünkü s^ircüer arasımla ve köylerde kuUanı-

I ElbcîK Tev/kkr Tı^jy«4r kdyU <t «'•Uannra malıveti vr AntwA, 1»>». 8 M

2 ötbd, Knm» U laa'ılUn I. AoMııhı ^or»plw, AaLAra. S: 8 3 KeOM, Bl uB'Mİan Î1, ()y> ve 07a ç^Uİcvi» AaİBM» 9« li*

4 $ckı<M»r, C*rt, Aritbus Amsc. VoI: IX i 1*3

(20)

218 HAdOr CftTftl.

kullar da ajmı mânan (a|irlar. Bunlar d^kcriyet ubianan aynen kopiT odİlmiı dmayıp, c hadûe veya unsur hakkındaki telâkki göre Kkil- Icndirilmişlerdir* Alaeakbn isimler de buua n«uaran değiyr. Bu hu**

sasta .Anadolu hah ve kili muUHcnnden bİr çok mİAal vennek müm­

kündün ""yar yare küstü”, “Ergen Bıp^r’, “Kuçaj^ı Kuzulu” vesaire gibi... ûörulü)’or ki bu (auevirlcr ızdımplı bir duygu ile ınuayyci arıuUnn hah vc kilime nakledilmiş en bâıiz sembolleridir* Ancak bu isimler Ceyhan kazasının Çorkparc köyünde kilim motiflerine veri*

İra mahalli iumlcr^ olduğuna göre hölgcdm b^geye değişip değiş­

mediği de tetkike değer bir konu teşkil eder işte buna benzer l>ir çok mahalli ve şalın deliller, sembolik şekillerin kw halılarında yer al­

dıklarım gösterir.

Sembolik bir fikrin frklcn ifâdesi olduğunu göre sembol kaynağın teşkil eden halıUıda böyle bir çok fikirleri nakleden şekillerin buluna­

cakları da aşikârdır* Bunlar tezyinat «anlatında cn eski bir )*eri işgal ederler. Rumlankı en önemli bir âmil sembolizmin çok etki bir mazi*

ye sahip oinusıdtr. Esasen derin vukufu ve ku^^xıli inam^ile cihan­

şümul olan şark anlayışı cabıaun muhtelif tezahürlerini öirdenbeci şekillerle anlatmaya çalışmıştır. Bundan dolayı şarku urihten önceki çağlardan itibaren kullanılan eşyalar Hacrinde bu işartler çeşitli olarak görülmektedir. Arkeolojik keşifler ve malzemeler de bu yolda geniş bir inceleme sahau açmış bulunmaktadırlar» Nitekim Sumerler, Hititicr, .rKsuriler gibi ilk medeniyet mümessillerinin eserlerinde buUnn sayı­

sız örneklerine rastlandmaktadır. BugOu Türk halı \-e kilimlerinde kullanılan <embulik şekiller bunlanı tamamen benzerlik göstermek­

tedirler*

SrmİMilik şekil herhangi bir eşyanın kıymetini mecari bakımdan y*ükselt(iği içindir ki sâdece süs un<ıunt olarak yer atmaz. Uhdesine verilen hususi mânayı da ifâde eder* Halılar içinde vaziyet l)Öyledir.

Günlük döşeme İhtiyacını karşılayan halı ve ekseriya ibâdet malze­

mesi olarak kullanılan seccadeler üzerimirki desen ve lutu renkler çok kere bir süs ga^-esinden ziyade yüksek mecazi bir hakikatin rrm- ziiKİen ibarettir» llatti zatında sembolizmin mahiyeti de budur»

S boberfc. Terfik, Tuık»>«4r köytci H Mn*«kUamıa nuüuvri»

5: tOO.

ArdiAr»,

(21)

rf'IK IHU V£ UUmLKKHoB KVy ^Khtl.lKBt

219

A « Tdrk Halı Ve Kslimlefinde Sembolik Hayvan Şekilleri

Halı ve kilimler üzerine doLunan KnÜMilik hayvan şekillerini tef­

ini etmek her şeyden r\'vd büyük bir koletsİj’ona ihıh*dç güıterd iğinden dolayı kolay bir iş değildir. As^rupadaki halılar orta ^ağ^dan ileri gide­

mezler. Bu husustaki lüıumlu materyal toplanıUa Eski Şark halıları dokumalanndan elde rdikn uelkcy'i tamamlamakla kaltnıyacak ayni zamanda yeni bir çok neticeler de meydana çıkacak ve binaenaleyh halıcılık tarilündc bir yuk önemli noktalr <ln aydınlatılmış ulacakur.

Vıuumiyctlc herhangi bir sembolik ifkde. bütün şana aymi debi­

dir. Şekillerin ve halta ayni renklerin manaları dahi baran bölgeden bölg^yr ve memleket len memlekete değişir» Mesel A sard Çinlilerde mukaddes olup yaa, gunq. ebediyet \*e fahane iktidar semİMilu ol­

duğu halde Himlistanda yalnız kud<i\eü. inanda mavi, gok semİMtlu olduğu halde Moğull«*ırda iktidarı sembolize eder.

İslâm aleminde yeşile rtzel bir kudsiyet atfoluour» Bu münaselıctle Türk seerudrlcrindc de stşîI çok kulianıidığı gibi hassaten namua sec­

cadelerin de tercih edilir. Bu vaziyet şekiller için de \arıttır. Meselâ tavus kuşu Çindc giudlik semİM>lu olduğu halde Hindtstanda kıral- hğı temsil eden bir kuş telakki tılunur. »Vua zamanda baykuş Çinde fenalık alameıi zannedilen bir kuştur. Fakat avnu kuş Ratı HindİBtan- da meşbum telâkki edildiği halde Doğu Utndutanda hayırlı ad olu­

nur.

Turklcr arasında da ItAykuş ekseriyetle fena bir haber müjdecin olarak kabul edtlır. İşte buna benzer bir çok mİ«%IIer daha vermek mümkündür.

Gerek kullanılması, lupnma^ı bakımından |Matik oluşu ve gerekse tlokunması bakınundan daha ucuz ve kolay işlenil mesi doUymyle çok kullanılan Türk sccradclerindc bembuliL şekiller dnha fAzU yer alır­

lar. Buular en ziyade İMtkrirİ, geometrik ve diğer muhteUl' şekillerde yapıldıkları gibi hayvan şeklinde de yapılırlar. Türk halılarnda en çok görülen sembolik hayvan şekilleri ku^ balık, vılan» kaplumİMğa vesaire gibi basit ta&virletdco ibarettir. Ancak lıunların halılara tat­

biki meselesi daha hususi bir mahiyet arAxler. Herşeyden evvrl doku- 1 ktkW, J«et, 1.0 Cftlom UU, V.İ«*. II. 17, lHa> A? CÖt.

(22)

220 MACtnF cörtft

ma irkni^ bdirli sayı âddinc dayandıjiûdan herhangi hır çeklin yapt*

bçında teknifte uymak mccburiyrli hasıl olamkuriır. Ru >ebeple sem*

bolik bir çekil çok drfa e>ldu^ gibi ttilisUk bir tanda kavçnnıaa çık­

maktadır. Bilhaısa hayvan çckUlrri için bu \*aaİyet hemen hemen ek­

seriyetle hâkimdir. Mevlâ halı üıerinde açık kanatlı bir karulm baş, gaga, ay*ak ve pençelerinin iy-ke belirtilmesi bir firça ile yıptmau kadar kday bir iç değildir. Sun'atkar bunu aneak tâbi olduğu muayyen bir usul dahilinde yapmaya mecburdur. Umumiyetle halılarda, ve Türk hahlannda hayvan şekillerinin ilk hakışta tanınmaları çok kere bu se­

bepten güç olur. Fakat ahpk bir göz bunu ayın etmekle güçlük çek­

meden derhal ayınr, 1) A'm/ :

Turk hahlarına tatbik edilen en önemli hayvan şekilleri etkiden*

beri buyuk bir sembolik mânayı ihtiva eden kuş katagorbidir. Diğer­

leri ya çok asdır. veya hiç görülmezler. Bu cibede kuş şritilteri üzerine üzerine durulmaya değer. Yalna bunlar ay*nen dokunduklan gibi çuk kere tamamen stilize olmuş vaziyette tasvir edilmişlerdir. Bunun da da islim dininde eanh mahluk tasvirlerinin günah telâkki edilmesin­

den ileri geldiğine ve hatta bu hususta bir hadis bulunduğuna dair l>azı kayıtlar vardırh Bu nuseleyl İnceleyen Pro<^r Tevfik Eşberk de canlı daimlerin yauğı hakkında şöyle bir hadisin mevcut bulun*

duğunu, fakat bunun put yerine geçecek cisimler için cari olduğunu zikreder, filhakika yalnız mücessem ebimler için değil bütün suretler için böyle bir menhyeti gösteren bir hadis vardır'. Hrnc ayni müel­

lifin eserindeki **bir çok köylerde resmin günah olduğu kanaati efan vardır. Bu kanaat dolayıulc haldatda insan ve hayvan resimleri ynptl- madiği bir ihtimal dahilindedir. Fakat bu telakkiler nerdm çıkmtştır ve neye istinat etmektedir bu bizce gayii ıııAlumdur*’' ifadesi de köy­

lerimizde canlı tasvirlerin yapılmasına pek İtibar edilmediğini göster­

mekte ise de köylülerimizin işleme, oya kne gibi d san'adamda muhtelif kuş şekillerini kullandıklan ve hatta bunlara kuşlu, *Horoz

I OretMİİ, Jukın» Pas Geumtu«*<en üâer Aalâır und ynır, Tep|>w1ae te Ori»ııu

\Viea, I9M, fU«ı.l. tl. S: 97.

2 Tr^riâ. Tualujvde kOylâ ct »«)*athnıııo •x4hı%rü *c eİKaıcte<(>* Anbvu, im. S:. 99.

3 SaâıU Bulurı, Om. 7, Mmt teuM 8: lU.

1 &»lxrk» Tevfİk, Tark<}rde köylü el «An'aıUnma w ebca«ma>cia« Actera, 19)9. S:

(23)

T('Rk HAU VB klÜMUrRHDK Kl^ ŞtKlLlBlt 221

Ördek aya^*** v'csairr pibi tdmlrr verdikleri de açık bir bakikaitir.

Nitekim rlîmudrki baaı numuneler de ku^ şeklinin yasa haübrda kullanıldıı^ııu teyit eder. (Şekil, î a)» (Şekil. O de görüldüğü inere kûfi lUr yaaı le}4ek tanında ifide olunmuştur. Esasında bu^ Mev*

ievi Haşan Leslek Dedenin leylek şeklindeki btr yazuından ibarettir.

Muh(C5*ası *'aşki Mevtana ile hayTctsede Me\’kvi Seyyid Haşan Lcy«

Irk Dede^ ibaresinden dc anlaşılacağı özere onu yatana da ‘‘Leylek“

adı verildiğinden bu isim leylek şekU ile sembolize edilmiştir. Şckİl.o)' de bir I>adik hah yastığından alınmış leylek nvMili görülmek ledır» Bu da (Şekil, t) le mukayese rdlldi^ndr anUarında bir benzerlik buluna- mıyaeak kadar aynhk nıOşahrdc olunur. 5iebebi de (Şekil* 2] deki les'leğin tamamen stilistik bir şekle girmiş uluıasından dolayıdır, işte hu \T buna benzer örnekler dc, ban din yasağına rağmen Türk tezyini saıf atında ve haltlarda hay\an şckillerinûı kuşlann yer aldıklannı İsbai eder* Halılarda en fazla kullanılan kuşlar karta), guşTrcin^ lavm kuşu ve diğer ban kuşlarla cinsleri ayırd edilemiycn kumardır.

a) Kartal

Tarihten önceki yıllara aİt yakın Şark Sümer, Elam ve Babüonya kültür csrkrinde en mühim bir yeri işgal Ctt^ gibi halılar üzerinde dr eskidenberi görülen bİr kuş nevidir. Bu İtbarU diğer hemcinsleri arasında önemli bir mevkii oka gerektir. Kartal Türk halılarında da kuşlar arasında en çok rastlanan hır moıirür.

Gerek glipcik, mimari tan'ai eserlerinde vc gerekse mühürlerde çok rastlanılan kanal birinci \e ikinci de ekseriya tezyini bir raahi\*et arzctmeklv beraber mühürlerde btiha&ıa sembolik lar mahiyet taşır.

Halılarda da saziyetin böyle olması pek muhtemeldir. Çünkü lıab deseni için yaplma^ı gereken daha bir çok güzel örnekler dururken hunhınn tercih edilmeleri de esasen bu Hkir kendiliğinden oruya koş ar*

Haddi zatında halılarda kartalla, diğer şekillere nazaran nadiren trsa- sadüf edilmesi dc sembolik bir gaye ile yuptldıklan zonmın verir. Şu halde halılarda görülen kanalın mühürlerdekiler gibi sembolik bir mâna taşusulan pek mümkündür.

5 öjbely Krnan* U Soazüaa U* Oy« *« 07a çqiılm, S: 6 6 Am\YSU Cettl Totk mo'jii, 1«i. 1939, S: 290

7 Bu riB ZIrut FAvMcm rrıaevMknDÜm TevCA lUbrri o kiM WUüywı*«>ıUa

(24)

222 MACIDR CÖ\ri

Malum ukluju üzere mühürler Yakın Şark düns'ûsından Rabilon*

ya, Sümer, ElAm, .\sur, Mczöpatâmy», Suriye ve Kabodukva gibi mühim medeniyet hüllelerindeki ilk medeniyel iderini t<\y>*an en önemli kültür vmikalanndandır. fhı değerli kültür vAMulan genel olarak ilk Sümerler zamanıiKİan ukribrn M. E. 4000 den Arap istila- Mnu M. S. 699 yılına kadar de%*am eden hüyük bir dr\Tİ i^al ederler

Hiç füpbe yok ki bu uzun müddet zarûnda bu »abada her hangi bir uunükaya vkki olan emik ve yabancı hakimiyeh «an'ata gelinliği humuyetlerle birlikle yeni semboller de $oktnu|tur. Bunlar meyanında KaUlonya da kartal da her (bndrde kendine has bir özellik gösterir.

İlk kartal şekilleri en e^ki Arkank devir. <Takriben .VL E. 4200 • 3500) mühürlerin de görülün İlk Sümer vc Akad do'rinde 'M. K. 3500* 3000 de kanal muhtelif sitelerin ve dolaynile mabutlarının uııeıtüi amblemi olarak kar|imua çıkmaktadır. Sümer tarihinde bu hususta değerli miıftller bulmak mümkündür. .Niickim bir tabletten anla^ıldıı^ına göre takriben M. E. 31100 yıllarında soşanu^ boyhcu Sümer sitelerinden biri olan jiatmd zamanında Laga) ve Umma siteleri arasında vuku*

hulan hir kas-gâ)*! hallettikten soma Laga^ mabudu NtngiUu ik l*mma mabudu Şars^ntn yardımıyla bir sulh yapılır vr aradaki hudut da Mesilim tarafından dikilen bir budud <a%ilc tarin edilir, işte İm andhu^

ma dotayıûle Kı^ patesld Mitilimin loıga) mabudu Ningir^uya hediye hediye ettiği tablan gürslcr üzerinde ardan \e k.ırtal mevcuttur Kanal ın gözleri kıymetli toklardandır. Bu <!a gıisteriyor ki pnred tarafından mabudu bir zafer neticesinde takdim rdtkn gürzde kartalın bulunması onun sayesinde elde edilen iktıdan ifâde rtmektctlir. Yani burada kar*

İUİ bir iktidar sembolüdür.

Aklubulur sitesi de, Sumerkrd<*n latgaf patesi^i Eannatuutuu 1 ’mmii patrsisi Anakilliyc kartı koaaudığı bir aafer neüeednde yaptırdı­

ğı cn büyük bir urihi Sümer Abidesidir. Eannatumun muharebelerim ta«\4r eder. Kir tarafında loıgaı iUlıesi Ningiuu bulunur. Bit dinde lagarın totemi otslan ba^lı kartalı ve diğer elinde gürz tutmaktadır Bu da kartalın buyuk bir zafer kudretini sembolize ettiğini mütıim bir delilidir*. Bütün bu nıisolleı bize kartalın tarihten önceki çağlarda bü>*ük bir sembolik knnnet tapdığım gösterir, tve bö\'le değerli bir

I LefTMA, nw (Mİcıırr fi< aUnkmİAM. PİMİAd^ııa», s. 7 2 BAklftutMrulUv, ŞrnnrUM. Vakm Aniuırs, 1**^? 5. 240, ŞeiSI 1SS

s lUkHiuCuaMİttv. ^noKttin. YaMAŞorfc. A*liAfaJHS7 K TAŞrltd 13? AMbababr Sor»!

(25)

rtBK HAU VI llİLİNtl>Rİ3PK KV* «knhj.KRİ 223

Özellik tAfayftn kzrtnhn halılarda j;orUlmr4 aynra bir öneme haizdir.

Bu !(rbrplc incelemeye dei^r.

Türk halılannda kartal 3 şekilde yer alır.

(ûi) Ayakta kartal (aa) Açık kanat h kartal (as) Çift başlı kartal

Bunlann hrrbirini ayrı ayn gözden geçirmek teabeder.

al) Ayakta Kartal

Eski arkeolojik eserler %*e mühürler üzerinde bu nevi kanala tesadüf e<l ilmez. Mevcut ue de pek azdır. Selçuk cserlerihde de bu şekil çok gonilmez. Var İse de bunlar tek başlı kliçOk hanedanı tcnail eden sembolik arma veya totem kuştandır. Bunların Selçuk san'at eterlerin»

de yer almalannın sebel>i> mensup olduktan Kınık boylunun bajtbuklu»

ğu Çaj^h aşiretinin toteminin armaca eindnden çakır denilen kuştan gelmesinden mütn'elluür. Bu sebeple bazı Selçuk san*at eserlerinde sembolik mahiyette kartal ne\*tnden böyle kuşlam lesadüf edilir. l)iv»

ri^ Vlu caıniinin portalinde bulunan bir tasvir lxı hususta iyi bir tnisal teşkil eder. (Şekil.3)

Halılarda bu sahadaki ilk ve en güzel numuneleri'Julius Ijcssing von \Vilhelm Bode'nin bu konu üzerinde çok çalıştık la 11 Ital^^ıab»

lobn x'vrmek(e<lirİer. K<ascn bir çok eski ve meşhur İtalyan tabkdannın Türk hnlıinnndan ahndıklan malumdur. 14 üncü yüz yıla kadar giden bu r$ki tablolar haltlardan kopya edilen hay%*nn desenleriIo südmmtş»

lerdir. Bunlar aramda kartal da önemli bir }xr tş<«ıl eder ve iki şekilde görülür.

t - Tek kartal

z-Karşıbklı duran çift kartal

1*-Tek kartal: 13 vc 14 üncü yüzyıllarda tablolara hablardan kc^ya almak moda haline geldiği için ayakta kartal muhtelif ublobrdu çok rastlanılan bir motif olmuştur. Ciannab ^n'atkkr Nicodemnt di Bııo»

€oros*un 1380 de yaptığı vc şimdi Londrada National Galiery de İxılu»

nan \’crlobung der Mftria *Mcryemin nişan merasimi”* i«m!İ tablosu

^4i)rT«|t« «< ÎUU ) Lc*4nc. Julitts vr Bodr VVüMın. eüu Şark, halılan UMnnür odS

Hâtûnda reum dcoUouHSe görülen KalıUVın bu Ijıbil l»lıİJt olıkıj^nn nkiT(fnqlrrdır.

BaIuiuji: Soırt. Friedrkb eı T4rk waU. Hmnsnn, Anckm Tap»U'Onnı, N tcaıte, ]xtp«ıf, Fan», 1919; muluMUİiıne Iimm,

2 ftıdr, Wahrlıa, Voldee AsialbcJıc Kniıpfkppi<br« Leıpv<* 1914. S. 100

(26)

224

bu hususla iyi bir misal (c|kil rdcr. (ŞckiJ. 4) Aynı tablo *ftetrathal <4*

The Virgin*"’ brnüç başka bir eserde de ncfredılmi^dr. Her iiu lablcKİa (U motifler (Şekil. 4 ) de görüldüğü gibi aynı olup sekiz kenarlı tekil*

ler içinde bulunan tek kartaldan iİKireltir. Her moiifin yaıundakin' den aynlınası için biri baf atağı, diğeri baş yukarı olmak üzere tanzim ve bu tarz bütün satıhta tekrar ^Hİilmiştir. Kulların duruşUn serttir.

Aynı zamanda bölümlerin kolayca ayırt edilmeleri için de renkle san - kırmızı nuvi • Lrmiaı olmak üzere boyanmışlardır.

2- Aar/r/zAZ) ^ran fij( kaılal:

Türk lulıUnnda kartallar hazan ikişer ikişer karşıhkb duran he- raldik vaziyette tassir edilnüşlcrdir. (Şekil. 5}^ 1300 tarihinde resmedil­

miş vc Konyaya ait olan hu balı birkaç sembolik şekli ihtiva etmesi bakımındın kıymetli l>ir parçadır. Zemin mükerrer licsenden ibaıet olup karşılıklı duran kartallar sekir kenarlı geometrik şekiller içine çizilmişlerdir. Ayakta duran iki kuş u aralarında bulunan tamamen tnlupia|mıs bir lıayat ağanna başlarını çevirmiş variyettedirler. Bu- Buradaki kuşlar tûvırUrılc bir hkmİ manzarası arzetmekiedirler.

Her şeklin köşeleri arasında bulunan gamalı haç svaslika' da ayrıca yakın şark tarihinde ve Kititlerde güneşi temsil eden orijinal bir semboldür. Hayat ağarı ve gumnh haç gibi muhtelif sembolik şekillerin bir ararla bulunması Isakımındau bu parça Inlhassa büyük hır önemi hızdır. Ayni şekle muhtelif eserlerde tesadüf edilir. Bunlar­

dan bili Berlin Müzesinde bulunan 1yc doğru çizihniş ve I^ppo Memmi'yi atfolnnan Inr tablodur. Burada kartallar heraedik olarak vaMflandııılnıakladırlar*. Ajmı şekil diğer iki eserde de temdi rdİlmi<- tîr*. Ru halıdan takriix*n yanın aur daha eski sr buna çok l>mziyen diğer iki habtun da bulunduğu likredihnckicdir. BunUıdan biri Simon Martinrnin Napolide Sent* Louis deki mvjhur tablosudur".

S MjKitn. F. g. A. Hluovy </ «»nttl orpmı. Vırhn*. ItKB. (fif. No S OtVMÜ. JuUu »*4» lks> Caınu»i»nı Vlsrr Anı»ke unü Nah Tep^hr öea OnrM»,

1990. BsM Jl, MıJt 60.

Bade. UaKHfn, Or B<rlıa« Tspü d*«ncnt publırt «« Ik ampten dc Minbcm du rndintrm^ı du MinMcrcdcs cul(uM4c( dr rmMTucuon p«ılıt«<|Mr. Fat U SImmi CcnUMiYial lotp. Ro>*. Aı»ırîrh«en, VkoM, IBBF. XI

6 Babnıı: .A: Marnn, F g. , A İHMorT a( srientAİ carpets. Vmm, 64^^

B. Budr. VaJhckm • KkU>rwl« Vtadrr Kaupsıxııcbt« Leıpuf. 101, S. 109. Fîg.

Nu. IO<?.

7 İ<)'<U baht «4ıkn «rnkr.

Ar -

B: * S. lU

** s. no

Referanslar

Benzer Belgeler

Güneş panelleri ile doğrudan elektrik üretimi sisteminin jeotermal enerji sistemlerine göre toplam hayat boyu etkinlik (THBE) değerlendirmesi. Bu nedenle amaçlanan enerji

 e.       arşiv malzemesini tasnif etmek, gerekli erişim araçlarını oluşturmak,.  f.        arşiv malzemesinden yararlandırma

Şekil 11’de yukarıda bahsedilen durumlar göz önünde bulundurularak SIMULINK’te hazırlanan model ile elde edilen ve elektromekanik aygıtın dinamik karakteristik eğrileri

Orta okul yerleşme birimi olarak se- çilen talî merkezler ise, haftalık ihtiyaç- ların karşılanacağı şekilde donatılmışlar ve her 15.000 kişilik mahalle gurubu için

Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans/Doktora Öğrencisi Bülent MERTOĞLU’nun “Lisansüstü tez nasıl yazılır” başlıklı tez çalışması, 24

rından  çok  önce  Orta‐Doğu  ile  yakın  temastaydı  ve  askeri  alanda  bir  türlü  nüfuz  edemediği  İran  ve  ötesine  Selçukluların 

deler  içermektedir.  Federal  Almanya’nın  Çalışma,  Sosyal  Güvenlik,  Dışişleri 

Ancak literatürde birçok araştırmada ise vitamin ek- sikliği ile cinsiyet arasında ilişkiye rastlanmamıştır (11,12)..Bu çalışmada B 12 görülme sıklığı incelenme-