• Sonuç bulunamadı

OTOBÜSÜN DIŞINDAKİ BEN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "OTOBÜSÜN DIŞINDAKİ BEN"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

OTOBÜSÜN DIŞINDAKİ BEN

Öncelikle bu izlenimi yazarken neler yazabilirim ve nasıl başlarım diye düşündüm. Birazda neler yaşadıklarımı otobüsteki proje sonrası izlenimlerde söyleyemediklerimin izlenimi olacağı için ilk duygularımla başlamak isterim.

Bu projeye gitmeden önce benimde hayatımın yarısından fazlasını yurtlarda (13 yıl) geçirdiğimi belirmek isterim.

Daha 11 yaşında iken ailemin köyde yaşamasından dolayı vakıflar genel müdürlüğüne bağlı yurtta kaldım ve yıllar sonra YİBO yatılı okuluna gidip orada yıllar öncesine dönecektim... Öncelikle projeye katılacağımı öğrendikten sonra içimde bir heyacan oluştu. Yıllar önce yaşadığım duyguları tekrar yaşayacak mıydım?

Bilim otobüsüne bindikten sonra hala üzerimde bir heyecan vardı. Yol demişken yılları yollarda geçirdiğim için 6 saatlik yolun da çok hızlı geleceğini çok iyi biliyorum ki öyle de oldu ve sonunda Tokat Erbaa Tepeşehir YİBO’ya geldik. Otobüsün camından dışarı baktığımda bir anda kendimi gördüm o güzel çocukların arasında... Bu anlatılabilecek bir duygu değil, 11 senenin burukluğunu yıldırım hızıyla yaşadım...

Onlara dokunmak, onların yaşadıklarına 1 günde olsa ortak olmak ve eski yaşadıklarımı anımsamak beni çok heyecanlandırdı. Otobüsten iner inmez ”Hoş geldiniz abi” diyen bir sürü çocuk etrafımı sardı. Nitekim çocuklarla beraber olmak onların beklentilerine hatta ilerdeki yaşamlarına katkı verebileceğimi, onlara örnek olacağımı düşünmek beni

heyacanlandırdı. Bir an içimden “keşke İLKYAR benim yatılı yurduma gelseydi herşey çok farklı olurdu” diye düşündüm.

(3)

İlk gece Mehmet adındaki bir kardeşim ilk gece sürekli benim yanımda dolaşmaya başladı sürekli abi “buraya geldiğiniz için sizlere teşekkür ederim” dedi. Sabah olup bir an

etkinliklerin başlamasını ve çocuklarla beraber olmak istedim. Bilgisayar etkinliği 6-7-8 yaş gruplarına olduğu için daha küçük sınıflara bu etkinliği yapmadım ama o kardeşlerimle oyun etkinliklerinde beraber oldum. Kendi etkinliğimde, yani bilgisayar etkinliğinde çocuklara bilgisayarın ne yapıp ne yapmadığından bahsettim. Etkinlik aralarında bir çoğu gelip bilgisayarla ilgili sorular sordu.

İLKYAR ile gelmiş bütün gönüllülerin çocukları

bağrına bastığını, çocukların da bizleri sevdiğini gördüm.

Etkinliklerin ardından akşam yapılan eğlencede 2. ya da 3.

sınıf bir kız çocuğu gelip boynuma sarıldı. O anda bu çocuklara bu kadar sevgiyi bir günde nasıl verdiğimizi onları ne kadar mutlu ettiğimizi gördüm. O an çok duygulandım. Genel olarak Tokat’taki projemizin sonuna geldik ve ayrılık gelmişti. Sabah yurtta kalanların çoğu camlara çıkıp bizleri

uğurladılar.

Oradan gitmemek, onlardan ayrılmamak istedim; hala daha otobüsün dışındaki ben’in peşindeydim, işte şu kısa boylu kırmızı saçlı cama yapışmış çilli çocuk ben değil miydim? 11 sene o camdan bakmıştım, gelen ve gelecek olan kişilere umutla, hala daha bakıyordum ama bu sefer biraz daha sevgi doluydu içim...

Biran otobüste olduğumu unuttum, diğer kardeşlerimize de ulaşmamız onlara da okuma sevgisini kazandırmamız gerektiğini düşünerek ile Amasya’ya yola koyulduk.

(4)

Amasya’ya vardığımızda sabahın 7:30u olmasına rağmen çocukların hepsi bizleri beklemekteydi. Amasya’da da benzer etkinliklerimi yaptım. Orada çok kısa kalmamıza üzüldüm... Keşke oradada Tokat’ta kaldığımız süre kadar kalabilseydik, çocuklara geceleyin masallar okuyabilsek, hatırlarını sorabilseydik...

Buraya yazmak isteğim çok şey var ama aklıma gelenleri, buraya bu kadarını dökebildim.

Bu duyguları bana yaşatan ve geçmişdeki günlerime beni döndüren İLKYAR’a ve bütün gönüllü

arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Bilgisayar Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü 4. sınıf www.ilkyar.org.tr ilkyar@ilkyar.org.tr

K A L P L E R E D O K U N M A K

Bu benim katıldığım ilk projeydi. Duygularımı anlatmakta zorlanıyorum.

Bahçeye girdiğimizde bizi karşılayan bir okul dolusu insanın kucaklaşırken ya da hoş geldiniz derken gözleri ışıldıyordu. Bize sanki biz onların uzun zamandır gelmeyen akrabalarıymışız gibi davrandılar. Aynı ilgiyi bizden de görünce de çok mutlu oldular.

Çocukların bize nasıl tepki vereceğini hiç bilmiyordum. Bu yüzden de otobüsten inerken içimi bir endişe kaplamıştı ama her şey kendiliğinden gelişti. Biz doğaldık çocuklar doğaldı.

(5)

Çok güzel şeyler paylaştık onlarla. Ne olmak istediklerini sordum, tanışırken kimi öğretmen kimi hemşire olmak istiyordu. Ayrılmamıza yakın aynı soruyu tekrarladığımda çoğunun hedefleri ve buna bakış açıları değişmişti. Çünkü o gün

robotların neler yapabileceğini fizik ve kimyanın aslında çok eğlenceli bir şey olduğunu ve

bilgisayarların güçlerinin nelere yetebileceğini gördüler. Matematik belki de onlara eskisi kadar zor gelmiyordu. Her şeyden önemlisi başarmak için her türlü engeli yenebilecek güçte olduklarını öğrendiler.

Çoğu ne olacağımı sordu. Biz gelecekte olacağımız meslekleri söyledikçe çocukların gözlerinde bir çeşit hayret ve imrenme oluyordu. Biz ayrılırken çoğunun örnek alacak bir abisi ya da ablası vardı artık. Gece masal okurken masalları gerçek hayata uyarladık siz olsanız ne yapardınız diye hepsi mücadele etmeyi, başkalarına iyi davranmayı seçti.

Çoğu üzücü durumla da karşılaştık, Türkiyenin acı gerçekleriyle. Ne olmak istediğini sorduğum küçük kızlardan biri

-Abla ben okumuycam ki, dedi.

“Niye?” diye sorunca babasının kız çocuğunu okutmayacağını, ablasının da okumadığını anlattı. O an kendimi çok çaresiz hissettim. Öğrencilere belirli hedefler koymalarını anlatabiliyoruz.

Kendilerine güven duymalarının gerektiğini anlatabiliyoruz. Keşke velilere de okumanın önemi

anlatılabilse. Küresel ısınma ile ilgili bir sunumdan sonra çocuklardan biri yanıma gelip

(6)

-Abla ben ne yapılabileceğini biliyorum. Elektrik su faturaları internetten gönderilirse birçok ağaç kesilmemiş olur, dedi.

Sorunlara çözüm bulmaya çalıştılar. Oyun oynarken sıranın ona gelmesini bekleyen bir çocuk o oyunu hiç oynamayan arkadaşı için sırasından vazgeçti. Ona çok teşekkür ettiğimi bu davranışının çok kibar

olduğunu söylediğimde diğerleri de daha paylaşımcı olabilmek için çok hevesli davranıp oyuncaklarını paylaştılar. Bunun gibi pek çok davranış değişikliği gördüm ve çok mutlu oldum.

Geldiğimizde “neden geldik Ankara’dan?” diye sorduk. Kimisi “bizi eğlendirmek için”

dedi. “Çivileri çözdürmek için” dediler. “Bizi ölçmek için” diyenler bile vardı. Ama biz dönerken hepsi niye geldiğimizi biliyordu.

Bence hepsinin kalplerine dokunabildik. Ayrılmak da çok zordu. Biz giderken hayata bakışları değişmişti ve bir gün içinde tanışıp çok sevdikleri abi ve ablaları gidiyordu

artık.

Bu proje bana çok şey öğretti, çocukların, YİBO’ların gerçekten dokunulmaya ihtiyacı olduğunu anladım ve biz gerçekten elimizden geleni yapmaya gayret ettik.

Daha gitmemiz gereken pek çok okul, dokunmamız gereken çok çocuk ve yapmamız gereken bir çok şey var.

Nuriye Karakayaİng Öğr 1

Çocuklarımız ilk yar’ımız, ilk sevdiğimiz ilk yarı’mız desteklerinizle daha çok ilkyar’ları olacak kitaplar hediye etmek amacıyla 31 senedir köy çocukları için çalışıyoruz…

ĐLKYAR www.ilkyar.org.tr ilkyar@ilkyar.org.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

UZAKTAN EĞİTİM VİZE SINAVLARI HAKKINDA DUYURU. 1-) VİZE SINAVINIZI (ÖDEV, PROJE, ONLİNE SINAV, AÇIK UÇLU SORU, DERS ANLATIMI, SUNUM, ONLİNE VİDEO, SESLİ SUNUM,

Tezler: Nesimi Yazıcı, Osmanlı Devleti’nde Posta Teşkilatı (Tanzimat Devri), (Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara 1981;

KARADENİZ’e akan derelerin önünü asfalt yolla kapatıp, sonra “Dere niye taştı?” diye sormanın elbette bir adı vard ır.. Ama

Yöntem: Tokat Erbaa Devlet Hastanesi’ne 1 Nisan - 30 Eylül 2009 tarihleri arasında kene tutunması nedeniyle başvuran olgular demografik özellikleri, KKKA hastalığı

Elde edilen son sonuçlar Ay’ın güney kutbu civarındaki, güneş ışığı alan Clavius Krateri’nde su buzu olduğunu doğruluyor. Clavius Krateri’nde su olduğunu gösteren

Bilmek şöyle dursun, onların gün yüzüne çıkartılmasını yasaklayanların, sular altında bırakmak isteyenlerin de ne denli bunlardan yoksun olduklar ını... Cengiz

Beş nahiye ve 252 köye sahip olan Tokat’ın sancak statüsünü alması için Sivas Valiliği tarafından 1879 yılında girişimde bulunuldu.. Bu amaçla gerekçeli bir

UZAKTAN EĞİTİM FİNAL SINAVLARI HAKKINDA DUYURU. 1-) FİNAL SINAVINIZI (ÖDEV, PROJE, ONLİNE SINAV, AÇIK UÇLU SORU, DERS ANLATIMI, SUNUM, ONLİNE VİDEO, SESLİ SUNUM,