Eczacıların çözüm bekleyen sorunları ve çözüm önerileri
Ankara Eczacı Odasına üye olan meslektaşlarımızın odamıza ilettikleri sorunlar ile yönetim kurulumuz tarafından tespit edilen sorunlardan, TİTCK ‘nun yetki ve sorumluluk alanı içerisinde bulunanların çözümlenmesine ait tekliflerimiz aşağıdaki çalışmamızda yer almaktadır.
Yukarıda bahsi geçen sorunları, üç başlık altında toplamak mümkündür.
-‐ Kamuda çalışan eczacıların sorunları ve çözüm önerileri.
-‐ Serbest eczane işleten eczacıların sorunları ve çözüm önerileri.
-‐ Eczacıların istihdamına ait sorunlar ve çözüm önerileri.
Kamuda çalışan eczacıların sorunları ve çözüm önerileri.
Kamuda farklı birimlerde çalışan meslektaşlarımızın maaşları arasındaki farklar en büyük sorunu teşkil etmektedir. Özellikle TİTCK’da çalışan meslektaşlarımızın maaşları diğer kurumlarda çalışanlara daha düşük olduğu gibi Sağlık Bakanlığına bağlı diğer birimlerde çalışanlara göre de daha düşük seviyededir.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 663 sayılı KHK, MADDE 27(1) hükmü çerçevesinde Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak ilaçlar, ilaç üretiminde kullanılan etken ve yardımcı maddeler, ulusal ve uluslararası kontrole tabi maddeler, tıbbî cihazlar, vücut dışı tıbbî tanı cihazları, geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, kozmetik ürünler, homeopatik tıbbî ürünler ve özel amaçlı diyet gıdalar hakkında düzenleme yapmakla görevli, Bakanlığa bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, bir kurum olarak kurulmuştur.
Kurumunuzda, 277 eczacının görev yaptığını bilmekteyiz. Bu gün itibari ile, TİTCK de görev yapan eczacılar, üniversitelerde yakın zamanda yapılan düzenleme sonrası tüm kamu eczacıları arasında en düşük gelire sahiptir.
2015 yılıTemmuz ayında yapılan yeni maaş düzenlemesine göre Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nda çalışan 3600 ek göstergeli 1/4 kademesindeki bir eczacı 2125 TL maaş ve 1105 TL ek ödenek almaktadır.
Öyle ki; emeklilik döneminde ise bu gelir sadece aylık 2000 TL olmaktadır. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 4473 TL olduğu göz önüne alındığında alınan ücretin yoksulluk sınırının altında olduğu açıktır.
666 KHK’da 1. ve 2. Derecede olan bir eczacının ek ödeme oranı %140 olarak belirlenmiştir.
Ayrıca;eczacılık fakülteleri eğitim süresi beş yıl olmasına karşın, diğer beş yıllık yüksekokul (diş tabibi ve veteriner hekim) mezunlarının ek ödeme oranlarından daha düşük ek ödeme katsayısına sahip olunduğu, ikinci önemli husustur.
663 sayılı KHK’de 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun; “Madde 1-‐
Bakanlık ve bağlı kuruluşların (Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ile Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu hariç) merkez ve taşra teşkilatında döner sermaye işletmesi kurulabilir…” hükmü kapsamında, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu Bakanlığın yüksek gelir getiren kurumlarından biri olmasına karşın, döner sermaye kuramaz ve döner sermaye gelirlerinden faydalanamaz iken;
yukarıdaki hüküm Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Laboratuvarında fiilen çalışan eczacılar lehine değiştirilerek, Bakanlığın Merkez Teşkilatı döner sermayesinden yaklaşık 1100 lira fazla ücret alarak faydalanmaları sağlanmıştır.Bu durum Kurum içerisinde eczacı personel arasında eşit olmayan bir gelir dağılımı yaratmaktadır. Bu uygulamanın TİTCK personeli için de uygulanması uygun olacaktır.
-‐Çözüm önerisi ;
Kamuda çalışan eczacılar arasında memnun edici bir ücret iyileştirmesi için TİTCK personeli eczacının merkez saymanlık döner sermaye gelirinden faydalanmak üzere gerekli yasal düzenlemenin yapılması,
Diğer beş yıl eğitim gören sağlık personeli (diş hekimi, veteriner hekim) ile eşit katsayıya sahip olmak üzere gerekli yasal düzenlemenin yapılması,
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nda 2015 yılı itibarıyla çalışan1/4 kademesinde ki bir eczacının ÖZEL HİZMET TAZMİNATI 868,23’dır. 657 Sayılı Kanunun ilgili maddesinde yapılacak değişiklikle ÖZEL HİZMET TAZMİNATI oranı arttırılması,
Yasal düzenlemenin emekliliğe yansıtılacak şekilde yapılması ile çözülebileceğini değerlendirmekteyiz.
Kamuda çalışan meslektaşlarımızın ortak sorunu olarak karşımıza çıkan en önemli hususlardan bir tanesi de, eczacılara ait kadrolarının belirlenmesinde yaşanan sıkıntılar ve bazı kadrolara eczacıların atamasının yapılmamasıdır. TİTCK’ da mevcut daire başkanlığı kadrolarında da eczacı meslektaşlarımızı görmek temennimizdir.
Serbest eczane işleten eczacıların sorunları ve çözüm önerileri.
1-‐ İller arasında ilaç takası yapılmasının sağlanması;
-‐ İller arasında neden ilaç takası yapılamasının sebebi;
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanununun 02 Ocak 2014 tarihinde değiştirilmiş 24’ncü maddesinde, eczanelerden toptan satış yapılamayacağı ve eczanelerin ihalelere giremeyeceği belirtilerek, eczaneler arası ilaç takasının toptan satış sayılmayacağı da belirtilmiştir.
12 Nisan 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 42’nci maddesinin 5’nci fıkrasında ise, eczaneler arası ilaç takasının toptan satış sayılmayacağı belirtilmekle birlikte, eczaneler arası ilaç takasının sadece aynı il içerisindeki eczaneler arasında yapılabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle iller arasında eczaneler arası takas yapılamamaktadır.
-‐İller arası takas yapılamamasının yarattığı sıkıntı;
Takas işlemi ticari amaçtan ziyade genellikle, eczanelerde bulunmayan ve muadili olmayan bir ilacın başka bir eczaneden temin edilerek hastaya ulaştırılması ve tedavinin yarım kalmaması için kullanılmaktadır. Ankara, İstanbul gibi büyük ve eczanesi çok olan illerdeki mevcut eczaneler arası takas işlemi başarı ile sağlanabilmektedir. Ancak, küçük illerdeki mevcut eczaneler arasında her zaman aranılan ilacın aynı il içerisinde bulunması mümkün değildir. Bazen de tersi olmakta, büyük illerde bulunamayan bir ilaç küçük illerde bulunabilmektedir. Bu nedenle bir ilde bulunmayan ilacın başka bir ilde aranması gerekebilmektedir. Mevcut mevzuat, iller arasında takasa olanak vermediğinde dolayı, sorun yaşanmakta bazı durumlarda hastaların tedavisi yarım kalmaktadır.
Takasın diğer bir amacı ise, eczanelerde son kullanma tarihi yaklaşan ancak satışı yapılmayan ilaçların, bu ilaç satışı olan veya sirkilasyonu daha çok olan bir eczaneye verilmesidir. Bu işlemin de bazen iller arasında yapılması gerekebilmektedir.
Takas ile ilgili diğer bir sıkıntı ise, bu işlemin nasıl yapılacağına, belge düzenlemelerine ve İTS işlemlerine ilişkin herhangi bir uygulama dökümanının olmamasıdır. Bu nedenle, takas işlemi eczaneler arasında farklı şekillerde yapılabilmektedir.
-‐Çözüm önerisi 1;
Hastaların kesintisiz ilaçlarına ulaşabilmesi ve tedavilerinin sağlanabilmesi için iller arası takas işlemini engelleyen ilgili mevzauat maddesinde düzenleme yapılmalıdır. Bu maksatla Eczacılar ve Eczaneler
Hakkında Yönetmeliğinin 42’nci maddesinin 5’nci fıkrasında yer alan. “ Ancak ilaç takası sadece aynı il içerisinde faaliyet gösteren eczaneler arasında yapılabilir” cümlesinin iptal edilmesi yeterli olacaktır.
-‐Çözüm önerisi 2;
Mali bir terim olan takas işleminin nasıl uygulanacağı, nelerin takas sayılabileceği, takas işlemin esnasında düzenlenmesi gereken mali belgeler ve İTS işlemlerini açıklayan bir genelgenin TİTCK tarafından hazırlanarak yayımlanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Bu maksatla, Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 42’nci maddesinin 5’nci fıkrasında düzenleme yapılır iken,
“takas işlemleri ile ilgili usül ve esasları TİTCK belirler” cümlesinin Ek’lenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
2-‐ Eczanelerden, ecza depolarına yapılan ilaç iadelerinde sıkıntı yaşanmaktadır;
-‐ Ecza depolarına ilaç iade edilmesinde sıkıntı yaşanmasının sebebi;
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanununun 02 Ocak 2014 tarihinde değiştirilmiş 24’ncü maddesinde, ilaçların alındığı ecza deposuna veya mücbir sebep halinde diğer depolarına iadesi işleminin İTS kapsamında yapılacağı belirtilmiştir. Ancak ecza depolarını bağlayıcı bir hüküm olmadından dolayı mücbir sebep olsa dahi ecza depoları kendilerinden alınmayan ilaçları geri almak istememektedir. Bu konuda yaşanan ikinci bir sıkıntı ise, depoların ilaçları geri alma konusunda keyfi davranmalarıdır. Ecza deposundan eczaneye 3 ay miadı kalan ilaç gönderilmekte iken bazı ecza depoları miadına 12 aydan az kalan ilaçları geri almaktan imtina etmektedir.
-‐ Ecza depolarına ilaç iade edilmemesinin yarattığı sıkıntı;
Eczanelerden ilaç depolarında ilaç iadelerinde tam anlamı ile keyfi bir uygulama hakimdir. Kapanan veya maddi zorluğa düşen ecza depoları eczanelere sattıkları ilaçları geri almamaktadır. İade alınmayan ilaçların son kullanma tarihleri ise eczanelerde geçmektedir. Eczacıları maddi kayba uğratan bu uygulama, milli servetin de heba olmasına neden olmaktadır.
-‐Çözüm önerisi;
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 26’ncı maddesinde, ilaç iadelerinin alındığı ecza deposuna veya mucbir sebep halinde diğer depolara iadesinden bahis edilmiştir. Yönetmeliğin söz konusu maddesine “ilaçların ecza depolarına iadeleri ile ilgili usül ve esasları TİTCK belirler”
cümlesinin Ek’lenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. TİTCK tarafından yapılacak bir düzenlemede, eczanelerde bulunan ilaçların ecza depolarına iadesinde aranacak asgari son kullanma süresi ( asgari 6 ay uygundur), ilacın eczaneye gelişinden sonra bir ay içerisinde koşulsuz iadesinin ecza deposu tarafından kabul edilmesi gerektiği, mucbir sebeblerin ne olduğu v.b hususlara yer verilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Bu amaçla, eczaneler ile ecza depoaları arasında ilaç alım ve iade konularını düzenleyen sözleşmeler imzalanmasının mecburi tutulması da bir çözüm yöntemi olarak gözükmektedir.
3-‐ Ecza depoları gece nöbeti tutmadığından, nöbetçi eczaneler reçete karşılamakta güçlük çekmektedir;
Eczanelerde bütün ilaçların mevcut olması imkansızdır. Mevcudu olan ilaçların ise nöbetçi eczanelerde stoklarının tükendiği bilinmektedir. Bu durumda ecza depolarından ikmal yapılması gereklidir. Ancak, ecza depoları nöbetçi bulundurmadıklarından dolayı eczaneler ilaç tedarik edememektedir. Bu durumda, vatandaşlar ellerinde reçeteleri ile nöbetçi eczane aramak zorunda kalmaktadır. Bu durumun önlenebilmesi için, büyük şehirler yada deponun birden çok şubesi bulunan illerdeki ecza depolarının hiç değilse gece 01.00’e kadar nöbetçi personel bulundurmaları ve bu saatte son sevislerini yapmaları uygun olacaktır. Bu maksatla TİTCK tarafından bir genelge yayımlanmasının ve ecza depoalarına eczaneler gibi nöbet görevi verilmesinin sorunu çözeceği değerlendirilmektedir.
4-‐ Son kullanma tarihi geçen ilaçların son işlemlerinin yapılmasında sıkıntı yaşanmaktadır;
-‐ İlaç imhasında sıkıntı yaşanmasının sebebi;
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 41’nci maddesinin 2’nci fıkrasında ilaçların imhası için vergi dairesi yetkilileri huzurunda tutanak tutulacağı belirtilmiştir Vergi dairesinden yetkililerin gelmesi her zaman sağlanamadığından dolayı işlemler uzamaktadır. AEO tarafından Maliye Bakanlığına başvurularak alınan bir özelgede, ilaçların fiyatlarının Sağlık Bakanlığınca belirleniyor olması nedeniyle, vergi dairelerinde ki değerlendirme komisyonlarından onay alınmasına gerek olmadığı belirtilmiştir.
-‐Çözüm önerisi;
Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 41’nci maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan,” vergi dairesi yetkilileri” cümlesinin iptal edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
5-‐ Son kullanma tarihi dolan ilaçların son işlemlerinin yapılması resmi makamlara ve eczacılara gereksiz zaman ve iş gücü kaybına mal olmaktadır;
Son kullanma tarihi dolan ilaçların eczacılar tarafından son işlemlerinin yapılabilmesi amacıyla, İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ve eczacı odası temsilcileri ile tutanak tutulması, ilaçların imha için lisanslı firmaya nakil edilmesi v.s işlemler nedeniyle gereksiz iş gücü kaybı oluşmaktadır. Son kullanma tarihi içeren bazı gıda ürünlerinin büyük firmalar tarafından bayilerinden geri alındığı bilinmektedir. Son kullanma tarihi dolan ilaçların da depolar aracılığı ile üretici firmalara iletilmesi ve son işlemlerinin firmalar tarafından yapılması sağlanır ise, hem resmi makamlarda yaşanan zaman ve iş gücü kayıplarının önüne geçilecektir.
Son kullanma tarihi geçen ilaçlar ecza depolarına İTS aracılığı ile bedelsiz olarak iade edildiğinde, İTS üzerinden ilaçların fiyatlandırılması da yapılacaktır. Bu durum, İl Sağlık Müdürlüğ yetkililerinin, ilaç imhasına esas tutanaktaki ilaç fiyatlarını kontrol etme işleminden ve sorumluluğundan kurtaracaktır.
Böylece, ilaçların imha işlemleri belli bir düzene girecektir.
6-‐ İlaçların ambalajlarında yer alan son kullanma tarihlerinin 2-‐3 yıl gibi kısa süreler
içermesi sıkıntı yaratmaktadır.
İlaçların ambalajlarında yer alan son kullanma tarihlerinin genellikle 3 yıl olduğu görülmektedir.
Piyasada 5 yıl raf ömürlü ilaçlar da bulunmaktadır. Eşdeğer ilaçlardan bazılarının ambalajı üzerinde 3 yıl miad varken bazılarında ise 5 yıl miad bulunmaktadır. Yeni ruhsat alınan ilaçlara başlangıçta kısa miad verildiği ancak sonrasından firma tarafından miad uzatmasının yapılmamış olmasının eşdeğer ilaçlarda bile miad farklılıklarına sebebiyet verdiği değerlendirilmektedir.
Bu durumun önlenmesi, gereksiz yere ilaçarın kullanım dışı kalmasının önüne geçilmesi için TİTCK tarafından düzenleme yapılmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir.
7-‐ Eşdeğer ilaçların prospektüslerinde yer alan endikasyonlarının farklı olması geri
ödeme açısından sıkıntı yaratmaktadır.
Eşedeğer ilaçlardan daha sonra ruhsat alan bazılarının prospektüslerinde yer alan endikasyonlar, ilk ruhsat alanlardan farklılık göstermektedir. Bu durum geri ödeme aşamasında bazen sorun yaratabilmektedir. Eşdeğer ilaç olarak kabul edilen ve reçetede yazılı olan ilaç yerine verilebilen ilaçların endikasyonlarının da aynı olması gerekmektedir.
8-‐ Hafıza kaydı bulunan ısı ve nem ölçerlerin uygulamaya geçirilmesi, eczanelerden hizmet verilmesini aksatacaktır.
Eczanede bulunan buzdolabı ve eczane içi ısı ve nem takibinin sağlanması için kritik durumlarda uyarı verecek erken uyarı sisteminin ve geriye dönük hafıza kaydı bulunan termometrenin (Elektronik ısı nem ölçer cihazı) bulunması gerektiği Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 20’nci maddesinin 7’nci fıkrasında belirtilmiştir.
-‐ Elektronik ısı nem cihazı bulundurulma zorunluluğu nedeniyle yaşanacak sıkıntılar.
Buzdolabında muhafazası mecburi ilaçların uygun koşullarda saklanması için takip yapılması ile ilgili harhangi bir itiraz ve sıkıntı bulunmamaktadır. Ancak, eczane ortamında, diğer bir deyişle oda sıcaklığında saklanması gereken ilaçların takibi için böyle bir sistemin kurulması gereksizdir.
Eczanelerde satılan ilaçların son kullanma tarihleri zaten S.B tarafından yaptırılan stres testleri altında tespit edilmektedir. Bu nedenle ilaç kutuları üzerinde yazılı olan son kullanma tarihleri, üretim aşamasından başlayıp, eczane ortamında maruz kalınabilecek etkilere göre belirlenmiştir. Uzun süreli ısı ve nem değişimleri neticesinde etkilenen ilaçların bozulduğunun tespitinin ise labaratuvarda yapılması gerekmektedir. İl Sağlık Müdürlükleri tarafından yapılan kontrollerde, hafızalı termometrenin kayıtlarında tespit edilen kısa süreli ısı ve nem değişimleri nedeniyle bu ilaçların stabilitesinin bozulduğu yönünde işlem yapılması istekleri nedeniyle, eczanelerde bulunan ilaçlardan numune alınması ve bunların analiz edilmesi gerekecektir. Analize gönderilen ilaçlardan numune alındıktan sonra eczanede kalanlar analiz bitene dek satılamayacağından dolayı, bir müddet sonra eczanelerde hizmet verilmesi mümkün olamayacaktır. Eczanelerin belirli bir ısı ve nem seviyesinde sağlanması için eczanelerde 24 saat boyunca klima çalıştırılması gerekecektir. Eczane ekonomisine zarar verecek bu durum, ülkemizin enerji tasarrufu politikasına da zarar verecektir.
-‐Çözüm önerisi;
Buzdolabında saklanması gereken ilaçların üretici firalardan, ecza depolarına, buralardan da eczanelere uygun koşullarda gelidiği kabul edilmektedir. Buzdolabında saklanması gereken ilaçların renk değiştiren ısı bandlarının yapıştırılmasının TİTCK tarafından sağlanması durumunda, bu ilaçların satbilitelerinin kontrolü doğru bir şekilde sağlanabilecektir.
Bu nedenle, buzdolabında saklanması gereken ilaçlar için önlem alınması eczane ortamlarının ısı ve nem takibininin elektronik ısı ve nem cihazı ile takibinden feragat edilmesi gerekmektedir. Bunun için Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğinin 20’nci maddesinin 7’nci fıkrasının iptal edilerek yeniden düzenlenmesi uygun olacaktır.
9-‐ İTS kayıtları ile eczanelerdeki ilaç stokları arasında fark bulunması, sıkıntı yaratmaktadır.
İTS uygulamasının başlangıcında eczanelerdeki mevcut stokların İTS’ye aktarımı, geçici karekod uygulaması, son kullanma tarihi dolan ilaçların İTS den düşülmemesi ve MEDULA sisteminden İTS ye aktarımlarda sıkıntılar yaşanması nedeniyle, eczane stokları ile İTS kayıtları arasında farklılıklar mevcuttur. İTS uygulamasının günümüz itibariyle daha verimli çalışması, eczane paket programlarının daha uyumlu çalışması v.b nedenlerden dolayı İTS kayıtları ile eczane mevcutlarının eşitlenmesinin yapılması, bu gün itibari ile yaşanan sıkıntıları giderecektir. Ayrıca, İTS paydaşlığı kapsamında, eczanelerde stok affı konusunda da TİTCK tarafından destek verilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
10-‐ İthal ecza depolarından perakende ilaç satışına izin verilmesi çalışmaları, eczacılar arasında kaygı yaratmaktadır.
31 Temmuz 2015 tarihli Resmi Gazete’ de Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayımlanmıştır. Bahsi geçen yönetmelik değişikliği ile ecza depolarından bazı ilaçların perakende satışına olanak sağlanmaktadır.
Bu işleme olanak sağlayan söz konusu maddeler;;“Ecza deposu: 2 nci maddede belirtilen madde ve ürünlerin sadece toptan ticaretini yapmasına ve/veya şahsî tedavi amacıyla yurtdışından ilaç temin
etmesine Bakanlıkça izin verilen gerçek veya tüzel kişiye ait olan işyerini,”maddesi ile” Ecza depolarından perakende satış yapılması yasaktır.Ancak, Türkiye’de ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olup piyasada bulunmayan ilaçların doğrudan doğruya şahsî kullanım için yurt dışından temini bu yasağın dışındadır.”Maddesidir.
Danıştay 15’nci Dairesinin 2014/6191 Esas No’ lu Kararı ile;; Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanım Kılavuzunun, ecza depoları tarafından şahıslara yurt dışından ilaç temin edileceğine olanak sağlayan kısımları, hukuka uygunluk bulunmadığından yürütülmesi durdurulmuştur.
Bu karar göz önüne alındığında;; depoların her ne maksatla olursa olsun perakende satış yaparak, 6197 sayılı kanun ile eczaneler ve eczacılar tanınmış bir hakkı kullanmaları tarafımızca uygun bulunmamaktadır.
Eczacılar arasında kaygı yaratan ve eczacılık mevzuatı ile eczacılar verilen bir hak olan perekande ilaç satış yetkisinin, aslen perakende satış yapma yetkisi olmayan ilaç depoalarına sağlanması uygulanmasına son verilmesinin uygun olacağı görülmektedir.
11-‐ Reçetesiz ilaç satışı
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanunun 24’ncü maddesi “reçete mukabilinde verilmesi meşrut olan ilaçların reçetesiz verilmesi ve müessir maddelerin eczanelerden toptan satılması yasaktır” hükmünde iken, 02 Ocak 2014 tarih 6514 sayılı kanunla yapılan değişiklik neticesinde bu cümle,” Eczanelerden zehirli ve müessir maddeler ile ilaçların toptan satışı yapılamaz ve eczaneler ihalelere giremez “şeklinde değiştirilmiştir.
Dolayısıyla, kanun yapıcı tarafından, eczacılar ve eczaneler hakkındaki asıl düzenleyici mevzuat olan 6197 sayılı kanunun, reçetesiz ilaç satışını kısıtlayıcı hükmü kaldırılmış olup, 6197 sayılı kanunun 17 Mayıs 2015 tarih ve 6308 sayılı kanunla değişik 28’nci maddesinde ise, beşeri ilaçların münhasıran eczanelerden satılacağı belirtilmiştir.
6197 sayılı kanunun 44’nci maddesinin,” Bu kanunda yazılı olan yasaklara ve mecburiyetlere muhalif hareket edenlere,fiilleri suç oluşturmadığı taktirde ve bu kanunda özel hüküm bulunmayan hallerde iki yüz Türk Lirası idari para cezası verilir” hükmünde olduğu ve reçete ile satılması gereken ilaçların reçetesiz satılamayacağına ilişkin bir düzenlemenin 6197 sayılı kanunda halihazırda yer almadığı göz önüne alınır ise, 6197 sayılı kanunun 44’ncü maddesi kapsamında, reçetesiz ilaç satışı için cezai işlem yapılamayacağı görülmektedir.
6197 sayılı kanunda yapılan ve yukarıda bahis edilen son düzenleme ile, ülkemiz gerçeklerine uygun hareket tarzının uygulanmasının önünün açıldığı düşünülmektedir. Eczanelerin günlük olağan işleyişi içerisinde kemoterapi ilaçları ve benzeri ağır yan etkileri olan ilaçların zaten elden satışları yapılmamaktadır. Farmakoloji eğitimi almış ve birinci basamak sağlık danışmanlığı yapan eczacıların belirli ilaçları eczanelerinde hastalara önerebileceği fikrinin genel kabul görecek bir değerlendirme olduğu düşünülmektedir.
Reçeteli satış işlemelerinin düzenlenmesinde göz ardı edilemeyecek diğer hususlar ise, ambalajlarında ”Reçete ile satılır” ibaresi bulunan ilaçların sayısının çok fazla olduğu ve bunların her halükarda reçeteye yazılması için özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarının hizmet vermeye kafi gelemeyeceği, eczacıların gece nöbetlerinde çocukları için reçetesiz ateş düşürücü, ağrı giderici talep eden ebeveynlerle, karşı karşıya geleceği ve ağır tartışmalar yaşanacağıdır.
Bu nedenle, 6197 sayılı kanunda reçeteli ilaçlarla ilgili yapılan güncellemenin, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırılmasına Dair Yönetmelik’te de yapılmasının elzem olduğu değerlendirilmektedir.
Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırılmasına Dair Yönetmeliğin “Tanımlar’ başlıklı 4’nci maddesinde ilaçlar;; “Reçeteye tabi olan ürünler”, “Reçeteye tabi olmayan ürünler”, “Kısıtlanmış reçeteye tabi ürünler” ve “Özel reçeteye tabi ürünler” olarak tanımlanmıştır. Söz konusu yönetmeliğin ”Reçeteli Ürünlerde Alt Sınıflar” başlıklı 7’nci maddesinde ise, reçeteye tabi ürünler;; “Yinelenebilir veya
yinelenemez reçete ile verilen ürünler”, “Özel reçeteye tabi ürünler” ve “Belirli özel alanlarda kullanılmak üzere kısıtlanmış reçeteye tabi ürünler “olarak sınıflandırılmıştır.
Söz konusu 7’nci madde de bahsi geçen alt sınıflandırılmaya giren ilaçlardan Yinelenebilir veya yinelenemez reçete ile verilen ürünlerden uygun görülenlerin eczanelerde, eczacının önerisi ile eczacının kontrolü altında reçetesiz olarak verilebilmesinin sağlanması durumunda, 6197 sayılı kanunda yapılan güncellemenin, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırılmasına Dair Yönetmelik’te de hayata geçirilebileceği değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda, İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından liste yayımlanarak, ambalajında “Reçete ile satılır” ibareli ilaçlardan bazılarının, eczacıların önerisi ve kontrolü altında satılmasının sağlanabileceği düşünülmektedir.
Bu maksatla Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırılmasına Dair Yönetmeliğin 7’nci maddesine d fıkrası olarak, “ Reçeteli ürün olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığınca ilan edilerek, eczanelerde eczacının kontrolünde ve önerisiyle satılabilen ilaçlar” cümlesinin Ek’lenmesini emir ve tensiplerinize arz ederiz.
12-‐ Eczanelerin cirolarına göre ikinci eczacı çalıştırılması zorunluluğu nedeni ile yaşanması muhtemel sıkıntılar.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanununun 5’nci maddesinin 9’ncu bendinde yer alan,
“serbest eczanelerin reçete sayısı ve /veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırılması zorunludur” hükmü, geçtiğimiz günlerde ciro kriterine göre uygulanmak istenmiş, ancak yaşanan sıkıntılar nedeniyle uygulama ertelenmişti. Ertelemenin en büyük nedeni, eczanlerde aşırı sayılarda eczacı istihdamı gerektirmesiydi. Bu nedenle söz konusu maddeye, azami eczacı sayısının Ek’lenmesinin ve ciro miktarının yukarı çekilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
13-‐ Fiyatı artan ürünlerin depolar tarafından satışından imtina edilmesi sıkıntı yaratmaktadır.
Bilindiği üzere fiyatı artacak ürünler depo tarafından satışa kapatılmakta ve fiyat değişikliğinden hemen sonra satışa açılmaktadır. Depolar tarafından satışa kapatılan ürünler tarafımızdan bulunamamakta ve hastalara iletilememektedir. Bu durumun kontrolü ve engellenmesi için bölge eczacı odalarına birer kullanıcı adı ve şifre verilerek bölgesindeki depoların stoklarının görülebilmesi sağlanabilir yada depolara her il için ayrı bir gln numarası verilerek kontrollerin its portaldan eczacı tarafından yapılabilmesi sağlanabilir.
Eczacıların istihdamına ait sorunlar ve çözüm önerileri.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanununun 5’nci maddesi kapsamında, eczane açılışlarında nufüs kriterine göre eczane açılması kısıtlamasının uygulanması ve ülkemizde çok sayıda eczacılık fakültesinin açılmasına bağlı olarak eczacılıların istihdamı ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır.
TİTCK ‘nin yetki alanına giren alanlarda hazırlanan mevzuatta, ilaç üreticisi firmalarında mecburi eczacı kadrolarının ihdas edilmesi, yaşanan sorunu bir nebze çözecektir.