• Sonuç bulunamadı

Günlük Hayat m zda DUALARIMIZ. AHMED fiah N

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Günlük Hayat m zda DUALARIMIZ. AHMED fiah N"

Copied!
166
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Günlük Hayat›m›zda DUALARIMIZ

AHMED fiAH‹N

(3)

Günlük Hayat›m›zda Dualar›m›z

Türdav Yay›n Grubu

Ad›na Editör Mehmet Dikmen Kapak Ramazan Erkut Bask›ya Haz›rl›k Türdav Ajans

Bask› Çevik Matbaac›l›k Davutpafla Cad. Besler ‹fl Merkezi No: 20/18-19 Topkap›/‹stanbul Tel: (0212) 501 30 19 Cilt Savafl Mücellit - (0212) 501 99 42

‹stanbul / 2010 ISBN 975-7486-75-2

Yay›nc› Sertifika No: 16440

Göztepe Mh. Mahmutbey Yolu Orhangazi Cd. No:16 Ba¤c›lar / ‹STANBUL Tel: (0212) 446 08 08 (pbx) Fax: (0212) 446 00 15 - 90 www.cihanyay.com • bilgi@cihanyay.com • www.kitapkutusu.com

©“Cihan” markas› ile üretilen bu eserin bas›m ve yay›n haklar›

Türdav Bas›m ve Yay›m Ticaret ve Sanayii A.fi.’ye aittir.

Ahmed fiahin

TÜRDAV YAYIN GRUBU

(4)

Günlük Hayat›m›zda

DUALARIMIZ

AHMED fiAH‹N

(5)
(6)

‹Ç‹NDEK‹LER

Önsöz ...9

Tuvalete Girerken Okunacak Duâ...13

Tuvaletten Ç›karken Okunacak Duâ ...14

‹yi ve Kötü Hallerde Okunacak Duâlar...15

Evden Ç›karken Okunacak Duâ...16

Sokakta Yürürken Okunacak Duâ...18

Al›fl-Verifl Yapaca¤› ‹fl Yerlerinde ve Çarfl›-Pazarda Okuncak Duâ ...19

Eve Girerken Okunacak Duâ ...20

Gece Yatarken Okunacak Duâ ...21

Sabah Kalkarken Okunacak Duâ...25

Yemekten Önce ve Sonra Okunacak Duâ ...26

Su ‹çerken Okunacak Duâ ...28

Zemzem ‹çerken Okunacak Duâ ...29

Hamamda Okunacak Duâlar...30

Muayyen Haldeki Kad›n›n Duâs›...32

Tecdîd-i ‹man ve Nikâh Duâs› ...35

Ailevî Yak›nlaflmalarda Duâlar ...37

Erkek Çocuk ‹steyenin Duâs›...37

Çocu¤un Kula¤›na Okunacak Duâ...38

Do¤umda Okunacak Duâ...40

Tevbe-‹sti¤far Duâlar›m›z ...42

Göz De¤mesine Karfl› Duâ ...45

Hakk› Hak Olarak Görme Duâs› ...50

(7)

Yemek Duâs› ...50

Hacet Namaz› ve Duâs› ...52

Teheccüd Namaz› ve Duâs› ...54

Kâfire Duâ Edilebilir mi?...58

‹slâm’a Düflmanl›k Edenin Ölüm Haberi Duyulunca Ne Denir? ...59

Ölüm Haberini Duyunca Okunacak Duâ ...60

Ölürken Okunacak Duâ...61

Mukaddes Yerlerde Ölmek ‹çin Okunacak Duâ ...63

Ölmek ‹çin Duâ Edilebilir mi? ...64

Tâziye Duâs› ...66

Nefisten Allah’a S›¤›nma Duâs› ...67

Çok S›k Tekrarlayaca¤›m›z Bir Duâ ...68

Nûr Duâs› ...69

Elli ‹kinci Gece Duâs› ...71

fiifâ Niyetiyle Okunan Duâlar ...74

Hastaya Okunacak Duâlar ...76

Bir Belâ ve S›k›nt›ya Düflünce Okunacak Duâ ...77

Musîbetin ‹lk Çarpt›¤› Anda Okunacak Duâ...78

Yaln›zlaflt›¤›m›zda Okunacak Duâ ...81

Vesveseyi Kovma Duâs› ...82

Bir Tehlikeye Mâruz Kal›nd›¤› Anda Okunacak Duâ ....85

Kan Ald›r›rken Okunacak Duâ ...86

Yara Tedavi Ederken Okunacak Duâ ...88

Peygamberimizin Çok S›k Okudu¤u Duâ ...89

Kelimesi Az, Mânâs› Çok Duâ ...90

Aynaya Bak›nca Okunacak Duâ ...91

G›ybetin Afv› ‹çin Duâ ...92

(8)

‹mam-› A’zam’›n Tesbih Duâs› ...93

Haks›z Yere Hapse Girenin Duâs› ...95

Vapura Binerken Okunacak Duâ...97

Mahsûlün ‹lkini Görünce Okunacak Duâ ...98

‹man› Koruma Duâs› ...99

Kötünün fierrinden Korunma Duâs› ...100

Peygamberimiz’i Rü’yada Görme Duâs› ...102

Rü’ya Söylenece¤i Anda Yap›lacak Duâ...104

Rü’ya’da Korkan›n Duâs› ...106

Y›ld›r›mdan Korunma Duâs›...107

fiiddetli Rüzgâr Esince Okunacak Duâ ...108

S›k›nt›larda Okunacak Duâ ...109

Ezana ‹câbet Duâs› ...1110

Abdest Duâlar›...112

Evden Camiye Ç›karken Okunacak Duâ...119

Camiye Girip Ç›karken Okunacak Duâ ...121

Secde Âyeti Okununca Yap›lacak Duâ ...122

Cuma Günü Okunacak Duâlar...123

Yeni Elbise Giyip Ç›kar›rken Okunacak Duâ...125

Yâsîn Duâs›...126

Korku ve Ürperti Ân›nda Okunacak Duâ...129

Sabah ve Akflam Devaml› Okunacak Duâ...130

Öfkelenince Okunacak Duâ ...133

Ya¤mur Ya¤arken Okunacak Duâ...134

Ya¤murun Dinmesi ‹çin Duâ ...134

Gök Gürültüsünde Okunacak Duâ ...135

‹stihâre Namaz› ve Duâs›...136

Âdem Aleyhisselâm’›n Tevbe Duâs›...139

(9)

‹sti¤far Duâs› ...142

Sadaka Veremeyenin Okuyaca¤› Duâ ...145

Kâbe’yi Görünce Okunacak Duâ...146

Cehennem’den Kurtulma Duâs› ...147

3 Aylar›n Duâs›...148

Regaib Gecesi...149

Mi’rac Gecesi Duâs› ...150

Berat Gecesi ‹bâdeti ...152

Kadir Gecesi Duâs› ...156

Arife Gün ve Gecesi Okunacak Duâ...158

Bayram Günü Duâs› ...160

Kurban Duâs› ...161

Esmâ-i Hüsnâ...163

(10)

ÖNSÖZ

‹çimizden duâ iste¤i gelince bilmeliyiz ki, Rabbî- miz elimizi bofl çevirmeyecek, istedi¤imizin ya ayn›- n›, yahutta daha hay›rl›s›n› verecek, dünyada ver- mese de âhirette verecek... Yâni bizi mutlaka bir mü- kâfatla taltif edecek.

fiayet böyle bir mükâfatla taltif etmeyecek ol- sayd›, istemek hissini vermeyecek, bofla çevirece¤i elimizi zât›na do¤ru uzatma arzusunu bize ilham et- meyecekti.

Bu gerçe¤i bir mâneviyat büyü¤ü flöyle vecize- lefltirmifltir:

— Vermek istemeseydi, istemek vermezdi!

‹flte bu söz, hakikat›n ta kendisidir. Gerçekten de Rabbimiz vermek istemeseydi, istemek hissi ver- meyecek, Zât-› Ulûhiyetine do¤ru elimizi uzatma ar- zusu uyand›rmayacakt›.

Hakikat böyle olmas›na ra¤men, bizler ço¤u ke- re aldan›yor, istedi¤imiz hemen yerine gelmezse du- âm›z kabûl olmad› vehmine kap›l›yor, dile¤imiz boflu- na gitti zannediyoruz.

(11)

En büyük hatam›z› da böyle bir zanla ifllemifl oluyoruz.

Halbuki duâda bofl dönmek asla yoktur. Duâ bir ibâdet olunca, elimize peflin olarak hiçbir fley geçme- se dahi, ibâdetimizi edâ etmifl, duâ ibâdetimizi yeri- ne getirmifl olmak gibi bir kulluk vazifemizi ifa etmifl oluyoruz. ‹flte bu bile bafll› bafl›na bir kazanç, bir mü- kellefiyet edâs›d›r. Namaz borcu gibi duâ borcumuzu da böyle yerine getirmifl oluyoruz.

Kald› ki, hangi nimetin hangi duâm›z hürmetine geldi¤ini de pek bilemiyoruz. Belki sahip oldu¤umuz nimetlerin bir ço¤u kabûl olmad› zannetti¤imiz du- âlar›m›z vesilesiyle gelmifl bulunmaktad›r.

Resûl-i Ekrem Efendimiz merhamet ve kerem sa- hibi Rabbimize uzanan ellerin bofl çevrilmeyece¤ini flu hadîsleriyle ifade buyurmaktad›r:

— Allah merhametlidir, kerem sahibidir. Kulu- nun eli O’na do¤ru uzanm›fl olsun da bofl çevirsin, o eli hay›rla doldurmas›n, Rabbim bundan hayâ eder.

Yeter ki duâm›z edeb ve usulüne uygun olarak yap›lm›fl olsun, bir ibâdet ve kulluk mükellefiyeti ol- du¤u anlafl›larak devam etme mecburiyeti hissedil- mifl bulunsun.

* * *

Elinizdeki flu mütevazi çal›flmam›zda (bir çok duâ kitaplar›n› inceledikten sonra) ‹mam-› Nevevî’nin

(12)

(El-Ezkar)’›n› kaynak kitap olarak tercih ettim. Sahih hadîs kitaplar›ndan seçti¤im me’sur duâlarla da zenginlefltirmeye gayret etti¤im duâ metinlerini ken- di Kur’an harfleriyle yazmakla iktifa etmeyip latin harfleriyle de tekrar etmeyi faydal› buldum. Ta ki ori- jinal harflerini okuyamayanlar hissesiz kalmay›p di-

¤er yaz›yla da okuma imkân› bulsunlar.

‹lmî ve amelî tâkat›m›z nisbetinde gayret bizden, gereken ilgi ve dikkat sizden, takdim edilen hakikat- larla amel etme diledi¤imiz de yüce Rabbimizden...

AHMED fiAH‹N May›s 1985 Bahçelievler-‹ST.

(13)

Cenâb-› Hak, insana hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir zaaf vermifl.. tâ ki daimî bir sûrette dergâh-› ‹lâhî’ye iltica edip niyaz etsin, duâ etsin.

(Lem’alar’dan)

* * *

Duâ bir ibâdettir. Abd, kendi aczini ve fakr›n› duâ ile ilân eder. Zâhirî maksatlar ise; o duân›n ve o ibâdet-i duâiyenin va- kitleridir, hakikî fâideleri de¤il. ‹bâdetin fâidesi, âhirete bakar.

Dünyevî maksatlar hâs›l olmazsa, “O duâ kabûl olmad›.” denil- mez. Belki, “Daha duân›n vakti bitmedi.” denilir.

(Mektûbat’tan)

* * *

Duâlar, tevhîd ve ibâdetin esrâr›na nümunedir. Tevhîd ve ibâdette lâz›m oldu¤u gibi, duâ eden kimse de, “Kalbinde dola- flan arzu ve isteklerini Cenâb-› Hak iflitir” deyip Kadir oldu¤una îtikad etmelidir. Bu îtikad, Allah’›n her fleyi bilir ve her fleye ka- dir oldu¤unu istilzam eder.

(Mesnevî-i Nuriye’den)

* * *

Evet, kudret, insan› çok dairelerle alâkadar bir vaziyette ya- ratm›flt›r. En küçük ve en hakir bir dairede, insan›n eli yetiflebi- lecek kadar insana bir ihtiyar, bir iktidar vermifltir. Ferflten arfla, ezelden ebede kadar en genifl dairelerde insan›n vazifesi, yaln›z duâd›r.

(Mesnevî-i Nuriye’den)

(14)

n TUVALETE G‹RERKEN OKUNACAK DUÂ Resûl-i Ekrem Efendimiz de tuvalete girerken duâ okumufl, habîs varl›klar›n flerrinden Allah’a s›-

¤›nm›flt›r. Efendimiz’in tuvalete girerken okudu¤u duâ flöyledir:

“Bismillâh. Allahümme innî eûzü bike mine’l- hubsi ve’l-habâis.”

“Bismillâh. Allah’›m, hususî ve umumî bütün kö- tülükleri bünyesinde toplayan habislerden sana s›¤›- n›r›m.”

Demek ki insan, tuvalete, yahut benzeri kirli ve pis yerlere girerken, bu ve benzeri mânâya gelen bil- di¤i duâlar› içinden okumal›, habîs ruhlar›n flerrinden Allaha s›¤›nmay› niyet ederek kendini koruma alt›na almal›d›r. Her yerde çekti¤imiz Besmele, burada da gizlice içten çekilmelidir. Zira Besmele’nin cin- nîlerin zarar›ndan koruyaca¤›n› Efendimiz baflka ha- dîsleriyle de haber vermifltir.

(15)

n TUVALETTEN ÇIKARKEN OKUNACAK DUÂ

Efendimiz, tuvaletten ç›karen flu duây› okuyarak ç›kard›:

“Elhamdü lillâhillezî ezhebe anni’l-ezâ ve âfâ- nî...”

“Bana rahats›zl›k veren fleyleri giderip, s›hhat ve afiyet hibe eden Allah’a hamd olsun.”

Demek ki, eziyet veren fleylerin gitmemesi de mümkün. Gitmemesi halinde hayat›n nas›l zehir ola- ca¤›, huzurun yok olup, baflka bir felâketin bafllaya- ca¤› kesindir.

Bundan dolay›d›r ki, Efendimiz tuvalet ç›k›fl›nda bazan da “Gufrâneke yâ Rab” der, böyle rahatlama nimetleri karfl›s›nda ‹lâhî lûtfa teflekkür ederdi.

Bizler de bu gibi rahatlama sonlar›nda bu mânâ- lara gelen duâlar› okumal›, sahip oldu¤umuz rahatla- man›n idraki içinde olmal›y›z.

(16)

n‹Y‹ VE KÖTÜ HALLERDE OKUNACAK DUÂLAR

‹nsan bu dünyada gerek iyilik olsun, gerekse zorluk ve kötülük; ne fazla üzülmeli, ne de fazla se- vinmeli, fl›marmal›d›r.

Bununla beraber, iyilikle karfl›lafl›nca Efendimi- zin okudu¤u duây› okumal›, Rabbimizin ihsan etti¤i bu nimeti flükürle, hamdle karfl›lamal›d›r. Kötülükle karfl›lafl›nca da, daha büyü¤ünün var oldu¤unu hat›r- lamal›, as›l musîbetin Cehennemlik amel oldu¤unu anlayarak öyle hallerden Allah’a s›¤›nmal›d›r.

Nitekim Efendimiz iyi ve güzel bir fleye kavuflur, yahut görürse, hemen flu duây› okuyarak hamd ederdi:

“Elhamdülillâhillezi, bi-nimetihi tetimmü’s- sâlihât.”

“Bütün iyilikleri verdi¤i nimetleriyle tamamlayan Allah’a hamd olsun. Her nimet O’ndan, her iyilik O’na râcidir.”

Kötü ve hofla gitmeyen hallere mâruz kal›nca,

(17)

yahut görünce de flu duây› okurdu:

“Elhamdülillâhi alâ külli hâl, sive’l-küfri ve’d- dalâl. Ve eûzü bike min hâl-i ehli’n-nâr.”

“Küfür ve dalâlet d›fl›ndaki her hâle Allah’a hamd olsun. Rabbim, Cehennemliklerin amelinden sana s›-

¤›n›r›m. Cehennemlik hâllerden bizi koru.”

Üzünülmesi gereken, insan› Cehennem’e götü- ren amellerdir. Öyle bir amele mâruz kal›nmas›n, di-

¤er musîbetler mühim de¤ildir. Gelir, geçer. Bir gün yok olup gider.

n EVDEN ÇIKARKEN OKUNACAK DUÂ

Resûlüllah Efendimiz’in Hâne-i Saâdet’inden ç›- karken okudu¤u duâs› aynen flöyledir:

(18)

“Bismillâh. Tevekkeltü alellah. Allahümme in- nî eûzü bike en udille ev udalle. Ev ezille, ev üzel- le. Ev ezlime, ev uzleme. Ev echele, ev yüchele aleyye.”

“Allah’›n ism-i flerîfini zikrederek evimden ç›k›yo- rum. Bütün ifllerimde Allah’a tevekkül ediyorum. Al- lah’›m, do¤ru yoldan sapmaktan, baflkalar›n› da sap- t›rmaktan; hataya düflmekten, baflkalar›n› da düflür- mekten; haks›zl›k etmekten, haks›zl›¤a u¤ramaktan;

hürmetsizlik ve cahillik etmekten, yahut bunlara mâ- ruz kalmaktan sana s›¤›n›r›m.”

Demek sabah evimizden ç›k›p iflimize giderken günlük hayat›m›z›n bafl›nda ad›mlar›m›z› bu dilekler- le, duâlarla atar, bilcümle kötülük ve haks›zl›klardan Allah’a s›¤›n›r›z. Kimseye ne kötülük etmek ister, ne de kimseden bir kötülük ve haks›zl›¤a mâruz kalma- y› arzu ederiz.

Evden ç›karken okunacak bir di¤er k›sa duâ da fludur:

(19)

“Bismillâh, tevekkeltü alellah, lâ havle velâ kuvvete illâh billâh.”

Bu duây› okuyarak yoluna devam eden kimsenin çevresindeki fleytanlar kaç›p giderken di¤er fleytan- lara “Yaklaflmay›n, okudu¤u duâ size de çarpar,” di- ye ikâz edecekleri kitaplardaki kay›tlardan anlafl›l- maktad›r.

n SOKAKTA YÜRÜRKEN OKUNACAK DUÂ

Zihni ve kalbi soka¤›n kötülük ve fuzulî meflguli- yetlerinden kurtar›p flu duây› okumak, fevkalâde gü- zel ve sevapl› bir ibâdettir.

Hepimizin bildi¤ini sand›¤›m duâ fludur:

“Lâ ilâhe illâllahü vahdehû lâ flerîke leh, le- hü’l- mülkü, ve lehü’l-hamdü, yuhyî ve yümîtü ve

(20)

hüve hayyün lâ yemût, biyedihi’l-hayr, ve hüve alâ külli fley’in kadîr!”

n ALIfi-VER‹fi YAPACA⁄I ‹fi YERLER‹NDE VE ÇARfiI PAZARDA OKUNACAK DUÂ

‹fl hayat›nda, çarfl›-pazarda al›fl-verifl yaparken aldanmak oldu¤u gibi aldatmak da bahismevzu ola- bilir. Nitekim al›p sataca¤›m›z fley hakk›m›zda hay›r- l› olaca¤› gibi, hay›rs›z da olabilir.

Bütün bunlar için, duâ etmeli, iyisini, hay›rl›s›n›, helâl›n› dilemeliyiz. Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu me- âldeki duâs›n› flöyle okumufl, bizlere de örnek ver- mifltir:

(21)

“Allahümme, innî es’elüke min hayri hâze’s- sûki ve hayri mâ fîhâ, Ve eûzü bike min flerrihâ ve flerri mâ fîhâ. Allahümme innî eûzü bike en usîbe fîhâ yemînen fâcireten ev safkaten hâsireten.”

“Allah’›m, aziz isminle giriyorum buraya, Alla- h›m, senden bu çarfl›n›n (ifl yerinin) hay›rl›s›n› diler, içindekinin hay›rl›s›n› nasîp etmeni niyaz ederim.

fierrinden ve flerlisinden de sana s›¤›n›r›m. Allah’›m, burada günah getiren yeminden, zarar veren ticaret- ten de sana s›¤›n›r›m.”

n EVE G‹RERKEN OKUNACAK DUÂ

Bir kimse evine girerken flu duây› okur:

“Allahümme inni es’elüke hayra’l-mevleci ve

(22)

hayra’l-mahrec. Bismillâhi velecnâ, ve bismillâhi harecnâ ve alellâhi tevekkelnâ.”

Bir hadîsten ö¤rendi¤imize göre, evine gelen in- san› sokaktan fleytan takibe bafllar. Kap›ya kadar pe- flinden ayr›lmaz. fiayet kap›dan girerken bismillâh deyip selâm vererek girerse, fleytan, bu eve girme- me müsaade yoktur, diyerek geri dönüp gider. fiayet efli¤inden içeriye besmelesiz girerse, fleytan sevinir, bu eve ben de girebilirim, diyerek birlikte girerler. Ta- biî huzursuzluk da, bereketsizlik de birlikte girer, mü- nakafla bafllar.

Bu bak›mdan efli¤imizden içeriye girerken mut- laka besmele çeker, hâne halk›na da selâm veririz.

Nitekim evimizden soka¤a ç›karken de yine besmele ile ç›k›p, soka¤›n kötülüklerinden Rabbimize s›¤›nd›-

¤›m›z gibi.

n GECE YATARKEN OKUNACAK DUÂ

Uyku için yata¤a girmek, günlük faaliyeti bitirip istirahate çekilmek demektir. Art›k gün boyu yaflad›-

¤›m›z hâdiseleri flöyle bir gözden geçirmek gerek.

Bakal›m, ne kadar hay›rl› ifl yapm›fl, ne ölçüde de flerli, yahut zararl› durumlara mâruz kalm›fl›z?..

(23)

Bu muhasebenin zaman›, uykuya var›laca¤› an- daki istirahat zaman›d›r.

Resûl-i Ekrem Efendimiz uykudan önce bir nefis muhâsebesi yapar, k›sa ve uzun olmak üzere iki tür- lü duâ okuyarak uykuya var›rd›.

Uykuyu ölüme benzetti¤i k›sa duâs› flöyleydi:

“Bismikellahümme, ehyâ ve emûtü.”

“Allah’›m, senin isminle diriliyor, senin isminle ölüyorum.”

Hadîs kitaplar›nda Resûl-i Ekrem Efendimiz’in uykuya yatma duâs› anlat›l›rken flöyle bilgi verilir:

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz yata¤›na girince sa¤›- na yatar, sa¤ elinin içini sa¤ yana¤›na getirir, böyle- ce Allah’a teslim olma duâs›n› okurdu. Bu duâ flöy- leydi:

(24)

“Allahümme eslemtü nefsî ileyke. Ve vecceh- tü vechî ileyke. Ve fevvadtü emrî ileyke. Ve elce’tü zahrî ileyke, ra¤beten ve rehbeten ileyke. Lâ mel- ce’e, velâ mencee minke illâ ileyke. Âmentü bi-ki- tabikellezî enzelte, ve bi-nebiyyikellezî erselte.”

“Allah’›m, nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sa- na çevirdim. ‹flimi de sana havale ettim. S›rt›m› sana hem korkarak, hem de ümid ederek dayad›m. Zaten senden baflka s›¤›nacak, senden baflka dayanacak melce’ ve mence’ de yoktur. Kurtar›fl ve himaye an- cak sendendir, sana mahsustur. Allah’›m, indirdi¤in kitab›na, gönderidi¤in Peygamberine iman ettim. Bu hâl ve iman ile uykuya yat›yorum.”

fiayet sünnet olan bu duâlar bilinmiyorsa, üçer defa (‹hlâs) sûresinin okunmas›, yahut (Felâk) ve (Nâs) sûrelerinin tilâvet edilmesi de, ayn› niyete kâfi gelir.

Ayr›ca baz› mâneviyat büyükleri yatarken ab- dest al›p birkaç rekât namaz k›larak yatmay› âdet edinmifllerdir. fiayet böyle bir al›flkanl›k da kazan›l›r- sa, fevkalâde güzel bir âdet edinilmifl olunur. fiüphe-

(25)

siz ki, teheccüd namaz›, böyle güzel âdetlerden biri- dir. Gecenin yar›s›ndan sonra kalk›p kaza namaz›

borcu varsa onu k›lmak, yoksa nafile namazlar k›l›p Resûlüllah Efendimiz’in sünnetini yerine getirmifl ol- mak, mahflerde yüzünün ay gibi parlamas›na sebeb olacak güzel bir amel demektir.

‹yi fleyler düflünerek, hay›rl› ve mübarek mevzu- lar tasavvur ederek uyumak, ayn› flekilde iyi rü’yalar, hay›rl› fleyler görmeye bir vesile teflkil eder. Bu itibar- la yatarken duây› okuyunca hiçbir fley konuflmamal›, zihni ve hayâli mübarek fleylerden âdi mevzulara kayd›rmamal›d›r.

Böyle güzel bir hayâl ve tasavvurla yata¤›na uzanan Efendimiz, gece uyan›nca da uyku aras›nda flu duây› okur, Rabb›na olan teslimiyetini flöyle de- vam ettirirdi:

“Lâ ilâhe illellâhü’l-vâhidü’l-kahhâr. Rabbü’s- semâvati ve’l-ardi ve mâ beynehüme’l-azizü’l- gaffâr.”

(26)

Yatarken duâ ile yatan, uyan›nca da duâ oku- yan, kalkarken de yine duâ ile kalkan insan›n bütün hayat›, Rabb›na teslimiyet ve iltica ile geçer. Korku- lar, endifleler, böylece yok olup gider. fieytan vesve- se veremez, muz›r ruhanîler yaklafl›p da huzurunu kaç›ramazlar.

n SABAH KALKARKEN OKUNACAK DUÂ

‹nsan her gece ölür, her sabah da dirilir. Ancak böyle her gece ölüp, her sabah dirilen insan, en son ölümden sonra da ayn› flekilde dirilece¤ini pek hat›- r›na getiremez. Halbuki, her gece ölüp, her sabah di- rilifl, en son ölüfl ve diriliflin bir izah› ve tatbikat›d›r.

Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimiz sabahlar› uy- kudan uyan›nca, böyle bir tefekkür içinde flu duây›

okurdu:

“Elhamdü lillâhillezî, ahyanâ ba’de mâ emâ- tenâ ve ileyhi’n-nüflûr!”

(27)

“Bizi öldürdükten sonra tekrar dirilten Allah’a hamd olsun. Ne kadar ölüp dirilsek de, yine sonunda O’na dönece¤iz. En son dura¤›m›z O’nun huzuru- dur.”

n YEMEKTEN ÖNCE VE SONRA OKUNACAK DUÂ

Yedi¤imiz yeme¤in bize s›hhat ve afiyetler getir- mesi en büyük dile¤imizdir. Bunun için lokmalar›m›- z›n helâl olmas›na dikkat etti¤imiz gibi, s›hhat ve afi- yete vesile olacak bereket duâlar›n› okumay› da ih- mal etmeyiz. Peygamberimiz yeme¤e bafllarken mutlaka besmele çekmifl, bizlere de ayn› fleyi yap- may› tavsiye buyurmufltur.

Bundan dolay›d›r ki, bizler sofraya oturunca, ön- ce:

— Bismillâhirrahmânirrahîm, der, sonra elimizi uzat›r›z. fiayet Besmele’yi bafltan unutacak olursak, hat›r›m›za geldi¤i yerde, Bismillâhi fî evvelihî ve âhîrihî, deriz.

Yeme¤e böyle zikirle bafllayan mü’min, fikirle de- vam eder, hamdle de bitirerek Peygamberimizin flu hamd duâs›n› da sonunda aynen okur:

(28)

“Elhamdü lillâhillezî et’amenâ ve sekânâ ve cealenâ müslimîn!.”

Duây› uzatmak isterse flöyle ilâve yapabilir:

“Ve rahmetullahi ve berekâtühü alâ sahibi’t- taâmi ve’l-âkilîn. Et’amenallâhü min taâmi’l-Cen- neh ve sekânallahü min flerâbi’l-kevser ve ekrim- nâ bi-rü’yeti cemâlike yâ ‹lâhe’l-âlemîn. Velham- dülillâhi Rabbi’l-âlemîn..”

(29)

Önemli olan, yeme¤in bafl›nda zikirli, ortas›nda fikirli, sonunda da flükürlü olmam›zd›r. Besmele çek- mekle zikrimizi yapmal›, bu nimeti veren Rabbimizi düflünmekle fikrimizi, sonunda da duâm›z› yapmakla hamdimizi ifa etmifl olmal›; gaflete, takdirsizli¤e düfl- memeliyiz.

n SU ‹ÇERKEN OKUNACAK DUÂ

Rabbimizin istifademize tahsis etti¤i yüce nimet- lerinden biri de flüphesiz ki, su’dur. Su, hava gibi ha- yat bahfleden bir nimettir. Ekmeksiz yaflanabilir, ama havas›z ve susuz yaflanamaz.

Peygamberimiz su içtikten sonra nimetin k›yme- tini takdir eden bir duâ okur, tefekkürde bulunurdu.

Nitekim râviler bize Efendimiz’in suyu içtikten sonra flu duây› okudu¤unu haber vermekteler:

(30)

“Elhamdü’lillâhil’lezî sekânâ azben fürâten birahmetihî, ve lem yec’alhü milhan ücâcen bizü- nûbinâ.”

“fiefkat ve merhametiyle bize tatl› ve lezzetli su içiren, iflledi¤imiz günahlar sebebiyle suyumuzu ac›- laflt›r›p, tuzlu k›lmayan Rabbimize hamd olsun!”

Demek ki bizler nimete karfl› takdirsizlik günah›

iflledi¤imiz için kullu¤umuzu ac›laflt›r›yoruz, ama Rabbimiz yine de ihsan etti¤i tatl› suyunu tuzland›r›p ac›laflt›rm›yor, bize bal gibi lezzetli nimetini ihsan et- meye devam ediyor.

Bunun takdirini yapmak, fluurunda olmak bir du- âd›r. Her su içiflimizde bu duây› yapmal›, bu fluuru tatmal›y›z.

Duâ bilinmedi¤i takdirde besmele çekmek dahi, o nimete karfl› takdir ve duâ mânâs›n› ifade eder.

n ZEMZEM ‹ÇERKEN OKUNACAK DUÂ

Zemzem suyu, niyete göre flifa veren mübarek bir su’dur.

Zemzemi içecek kimse, önce besmele çeker, sonra neye niyet edecekse onu hat›rlar, o niyetle içer, inflâallah niyetine göre de neticeye kavuflur.

(31)

Zemzem içilirken aya¤a kalk›l›r, k›bleye karfl› du- rulur, bismillâh denilir, flu duâ okunarak içilir:

“Allahümme innî es’elüke ilmen nâfian, ve r›zkan vâsian ve flifâen min külli dâin.”

“Allah’›m, senden faydal› ilim, genifl r›z›k ve her türlü derde deva diliyorum.”

n HAMAMDA OKUNACAK DUÂLAR

Banyo yerleri umumiyetle kirli olan mahallerdir.

Habîs ruhlar, fleytanî tehlikeler de böyle yerlerde ya- flar, geliflip vücud bulur.

Bunun içindir ki, y›kanma yerlerine girilirken, ç›- k›l›rken hep duâlar okunur, bu flerîr ve habîs ruhanî- lerin flerrinden Allah’a s›¤›n›l›r. Resûl-i Ekrem Efendi- miz, banyo yerine girerken flu duây› okumay› tavsiye buyurmufltur:

(32)

“Allahümme innî es’elüke’l-Cennete ve eûzü bike mine’n-nâr ve min flerri mâ hulika mine’n- nâr.”

“Allah’›m, senden Cennet’i isterim, ateflten ve ateflten yarat›lan›n flerrinden sana s›¤›n›r›m.”

‹çindeki s›cakl›¤›yla Cehennem’i hat›rlatan ha- mama girerken bu duâ okundu¤u gibi, temizlendik- ten sonra, ç›karken de flu duây› okumak münasip ol- maktad›r:

“Allahümme innî eûzü bike mine’n-nâr ve es’elüke gufrâneke. Elhamdülillâhillezi ezhebe anni’l-ezâ ve âfânî.”

“Yâ Rab, buran›n hat›rlatt›¤› Cehennem’den sa- na s›¤›n›r›m. Senin af ve ma¤firetini dilerim. Hamd olsun O Allah’a ki, bana eziyet veren kirleri, halketti-

¤i sular› vas›tas›yla giderdi, bana âfiyet ihsan eyledi.”

(33)

n MUAYYEN HÂLDEK‹ KADININ DUÂSI

Bilindi¤i üzere kad›nlar her ay muayyen hâle mâruz kal›rlar. Bu hâlde iken namaz k›lamaz, oruç tutamaz, camiye giremez, Kâbe’yi tavâf edemezler.

Ancak, her namaz vaktinde sanki namazdaym›fl gibi seccadesini serip üzerine oturarak tevbe, isti¤far et- mesi, bildi¤i duâlar› okumas›, bulundu¤u hâlin hak- k›nda hay›rl› olmas›n› dilemesi, güzel bir ‹slâmî âdet olur, bu hâli nafile namaz k›lm›fl sevab› kazand›r›r.

Nitekim bir hadîs-i flerîflerinde Efendimiz flöyle bu- yurmufllard›r:

— Muayyen hâldeki kad›n namaz vakitlerinde (70) defa tevbe esta¤firullah, diyerek günahlar›na tevbe etse, bir rekât nafile namaz k›lm›fl sevab›n›

hak etmifl olur. Hem de yetmifl günah› afvolur, is- ti¤far harfleri say›s›nca da kendisine nûr verilir.

Di¤er bir hadîslerinde Efendimiz flöyle buyur- mufllard›r:

— Hay›zl› kad›n bu halde iken:

(34)

“Tebârekallahü ahsenü’l-Hâlikîn. Allahümme bârik fîhi” diyerek duâ etse, Allah ona Cehen- nem’den kurtulma beraat› verir.

l Muayyen Haldeki Kad›na Haram Olanlar Muayyen hâlde olan kad›na flu sekiz fley haram- d›r. Bu hâl bitinceye kadar bunlar› yapamaz:

1- Farz olsun, nafile olsun namaz k›lamaz.

2- Bir tek âyet dahi olsa Kur’an okuyamaz.

3- Bir tek âyete olsun elini dokunduramaz, Mus- haf’› eline alamaz.

4- Camiye ve mescidlere giremez.

5- Hacda ise Kâbe’yi tavâf edemez.

6- Oruç tutamaz.

7- Nikâhl›s›yla ailevî yak›nl›kta bulunamaz.

8- Nikâhl›s› avret yerlerine dokunamaz.

Peygamberimiz bir hadîslerinde flöyle buyur- mufllard›r:

“Ay hâlindeki kad›nla, cünüb insan Kur’an’dan bir tek âyet olsun okuyamazlar.”

(35)

Çocuk do¤umundan sonra (Nifas) günlerindeki kad›n da, aynen ay hâlindeki kad›n gibidir. Kur’an okuyamaz.

Ancak, bu hâllerdeki kad›nlar, duâ okuyabilirler.

Duâ mânâs›na gelen âyetleri de duâ niyetiyle oku- malar› câizdir.

Nitekim Kur’an’da geçen:

“Rabbenâ, âtina, fi’d-dünya haseneten ve fi’l- âhireti haseneten ve k›nâ azâbe’n-nâr” âyetini duâ maksad›yla okumalar› câiz görülmüfltür.

“Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi Cehennem’in âteflinden koru...”

fiu kadar› da var ki, ay hâli ile nifas hâlindeki ka- d›n›n Kur’an’a gözle bakmalar›nda mahzur yoktur.

Zira bulunduklar› hâl, gözlerine sirayet etmez. Nite- kim bu hâlden ç›kmak için guslederken de gözlerinin içini y›kamalar› gerekmez. Zira göz, bedenin iç k›s- m›na dahildir, y›kanmas› gereken d›fl k›sm›ndan sa- y›lmaz. Göz bebe¤ine lens yerlefltirmifl kimse de bu sebeble gusülde lensi ç›karmas› gerekmez.

(36)

nTECD‹D-‹ ‹MAN VE N‹KÂH DUÂSI

Küfürlü sözlerin baz›lar› iman› da tehlikeye so- kar, nikâh› da...

Zaten iman› tehlikeye sokan bütün sözler, nikâh›

da kesinlikle tehlikeye sokmufl olur. Zira nikâh, iman- la kâimdir. ‹man› olmayan›n nikâh› da olmaz; sahip oldu¤u iman›n› küfürlü sözlerle yitiren kimse mürted olur. Mürtedin nikâh› ise, iman›yla birilkte gitmifl olur, nikâhs›z say›l›r.

‹flte insan bu gibi kötü neticeleri veren söz ve dü- flüncelerle s›k s›k karfl› karfl›ya kalabilir. Bu sözlerin kötü ve korkunç neticesinden kurtulmak için iman ve nikâh yenileme duâs› okur, yapt›¤› tevbe, isti¤farlarla (flayet vâki olmuflsa) küfürlü söz ve fikirlerin hükmü- nü yok etmeye çal›fl›r.

Bunun içindir ki, bir çok cami imamlar› namaz- dan sonra cemaat›na tevbe, isti¤far yapt›r›r, iman›n- da ve nikâh›nda bir sakatlama olmas› ihtimalinin ne- ticesini bu tevbe, isti¤farla kald›rmay› isterler.

Böyle menfî söz ve fikirlerin tehlikeli sonucunu yok etmek için her mü’min, kendi âleminde s›k s›k tevbe, isti¤far etmeli; büyük, küçük her ne kadar gü- nah olan söz söylemifl, fikir müdafaa etmiflse cümle-

(37)

sine piflmanl›k duyarak iman›n› yenilemeli, dolay›s›y- la nikâh›n› da tazelemifl olmal›d›r.

Hadîs-i flerîfte iman› yenileme duâs› kelime-i tevhid olarak zikredilmifltir. Nitekim Efendimiz, ashâ- b›na:

— ‹man›n›z› yenileyiniz, buyurmufl, ashâb da:

— Nas›l yenileyelim? deyince flu karfl›l›¤› ver- mifltir:

“Allahümme innî ürîdü en üceddide’l-îmâne ve’n-nikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illâllah, Mu- hammedün Resûlüllah,” diyerek iman ve nikâh›n›z›

tazeleyiniz.

Mânâs›n› özetleyecek olursak flöyle diyebiliriz:

“Ey Rabbim, iman›m› ve nikâh›m›, lâ ilâhe illâl- lah, Muhammedün Resûlüllah diyerek yeniliyorum.

Benden iman›ma ayk›r› düflecek ne kadar söz, hare- ket ve fikir meydana gelmiflse, hepsine tevbe, isti¤far ediyor, piflmanl›k duyup af diliyorum. Beni afvet, ni- kâh›mda sabit k›l.”

(38)

n ‹LEVÎ YAKINLAfiMALARDA DUÂLAR

fieytan, çocu¤un do¤mas›na sebeb olacak âile- vî yak›nlaflmalarda daha çok zararl› olmak ister, mahzurlar ilka etmeye gayret eder.

Bunun için âilevî yak›nlaflmalardan önce, flu du- ân›n okunmas›n› Resûl-i Ekrem Efendimiz tavsiye buyurmufltur:

“Bismillâh, Allahümme cennibne’fl-fleytane ve cennebi’fl-fleytane mâ razektenâ...”

“Allah’›m, fleytan› bizden uzaklaflt›r, bize takdir etti¤in çocuktan da uzaklaflt›r.”

n ERKEK ÇOCUK ‹STEYEN‹N DUÂSI

Erkek mi, yoksa k›z m› hay›rl› pek bilinemez. Ba- z›lar›na erkek, baz›lar›na da k›z hay›rl› olur. Bazan da her ikisi de hay›rl› olur. Yeter ki, bunlar›n yetifltiril-

(39)

mesinde gereken titizlik gösterilsin, ana-baba mükel- lefiyeti yerine getirilmekte ihmal edilmesin.

Bununla beraber erkek çocuk isteyen kimseler, bu çocu¤un vücûda gelmesine sebeb olacak yak›n- laflma ân›nda, besmele çeker, üç defa ihlâs sûresini okur, sonra da:

“Allahümme’c’alnî min ledünke zürriyyeten tayyibeten mutî’aten.” derlerse, inflâallah haklar›n- da hay›rl› olan kendilerine ihsan edilir.

nÇOCU⁄UN KULA⁄INA OKUNACAK DUÂ

Çocuk dünyaya geldikten sonra ilk f›rsatta dînî bilgisi olan kimse ça¤r›l›r, çocuk kuca¤›na verilir. Sa¤

kula¤›na ezan, sol kula¤›na da kamet okunur. Sonra da flöyle duâ etmesi sa¤lan›r:

— Allah’›m, bu yavruyu ‹slâm fidanl›¤›nda bi- ten güzel bir fidan olarak büyüt, ‹slâmî hayatta ebedî ve sabit k›l!

Bu s›ralarda çocu¤una bakan ana-baba, ‹brahim

(40)

Aleyhisselâm’›n o¤ullar› ‹smail ve ‹shak’a bakarken okudu¤u duây› okurlar:

“Elhamdü’lillâhillezî vehebe lî ale’l-kiberi ‹s- mâile ve ‹shâk. ‹nne Rabbî le semî’u’d-düâ.”

“Bana bu evlad› ihsan eden Allah’a hamd eder, minnet ve flükranlar›m› takdim ederim...”

Konuflma devrelerinde çocu¤a ezberletilecek ilk söz, kelime-i tevhîd olmal›d›r. Yâni:

“Lâ ilâhe illâllah, Muhammedün Resûlüllah,”

dedirtmelidir.

Ne yaz›k ki baz› cahil baba ve analar, yavrular›- na hiç de hay›rl› ve faydal› olmayan fleyler ezberleti- yor; hattâ bunlardan baz› katmerli cahiller, çocuklar›- na yak›nlar›na küfür etmesini bile ö¤retip sövdürüyor, gülüflüyorlar. Böylece ilk günlerde sövmeye al›flan

(41)

çocuk, daha sonralar› bunu diline dolay›p küfürlü sözlerden kurtulam›yor, küfürle bafllayan konuflma, sonra ana-babaya da küfürle devam ediyor, cezala- r›n› bu evlâdlar› eliyle buluyorlar.

n DO⁄UMDA OKUNACAK DUÂ

Do¤um, hayatî tehlike arzeden bir ameliyat ola- bilir. Böylesine ciddî bir olay, elbette sadece mânevî duâ ile geçifltirilemez. Önce maddî tedbirler al›n›r, yâni gereken ebeye, doktora gidilir, alâka ve muaye- nesi te’min edilir. Bundan sonra s›ra mânevî tedbire, yâni duâya gelir. Nas›l sadece doktor kesin flifaya va- s›ta de¤ilse, sadece duâ da öyle kesin flifaya sebeb olmaz. Zira ikisini de Rabbimiz emretmekte, hem maddî, hem de mânevî tedbiri dinimiz istemektedir.

Birini icrâ edip ötekini ihmal eden, elbette yar›m ifl yapm›fl olur. Tek kanatl› kuflun uçtu¤u kadar baflar›

te’min edilir.

Maddî tedbirden sonra al›nacak mânevî tedbiri, yâni okunacak duây›, Efendimiz flöyle tavsiye buyur- mufltur:

1- Do¤um yapacak han›m›n s›hhat ve kolay- l›kla do¤umunu yapmas› niyetiyle, önce Âyete’l- Kürsî okunur, sonra (Felâk ve Nâs) sûreleri oku-

(42)

nur. Bunlardan sonra da flu âyet okunur:

“‹nne Rebbekümülahüllezi haleka’s-semâvâti ve’l-arda fî sitteti eyyâmin, sümm’estevâ ale’l-ar- fli, yu¤fli’l-leyle’n-nehâra yetlübühû hasîsen.

Ve’fl-flemse ve’l-kamere ve’n-nücûme müsahha- râtin bi-emrih, elâ lehü’l-halku ve’l-emru. Tebâre- kellahü Rabbü’l-âlemîn.”

Resûl-i Ekrem Efendimiz k›z› Fât›ma validemizin do¤umunda bu duây› okutmufl, netice sevindirici fle- kilde huzurlu ve s›hhatli olarak tecelli etmifltir. Müba- rek nesil Hazret-i Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz böyle duâlarla dünyaya gelmifllerdir.

(43)

n TEVBE, ‹ST‹⁄FAR DUÂLARIMIZ

Tevbe, isti¤far duâlar›n›n mânâs›, yapt›¤›m›z bü- tün günahlara piflmanl›k duydu¤umuzu ifâde etme- miz, bundan sonraki hayat›m›zda bir daha böyle gü- nah ve kusurlar› ifllemeyece¤imize Rabbimize söz vermemizdir.

Ancak, tevbeyi belli kudsî kelimelerle yapmak, mâneviyat büyüklerinin okudu¤u duâ ile icrâ etmek güzel bir âdettir. Mânâda güzel oldu¤u gibi, mânây›

ifâde eden kelimelerde de güzellik bahismevzu olur.

Kendi kelimelerimizde ise güzellik sadece mânâda olur, kulland›¤›m›z kelimelerde kudsiyet olmaz. Zira kendi kelimelerimiz ne âyette, ne de hadîste geçen, flahs›m›za ait beflerî lâf›zlard›r.

Günah ve kusurlar›na piflmanl›k duyup, üzüntü ve elem hisseden mü’min, önce flu isti¤far duâs›n›

huflû ve hudû ile okur:

(44)

“Esta¤firullah. Esta¤firullah. Esta¤firullahe’l- azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l- kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li- nefsihi, lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüflûrâ. Ve es-elühü’t-tevbete ve’l-ma¤firete ve’l-hidâyete lenâ, innehû, hüve’t-tevvâbü’r-ra- hîm.”

“Yâ Settare’l-uyûb, ya gaffare’z-zünûb!”

“Bu âna gelinceye kadar benim elimden, dilim- den, gözümden, kula¤›mdan, aya¤›mdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalar›ma tevbe ettim, piflman oldum. Küfür, flirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vâki oldu ise, cümlesine nadim oldum, piflmanl›k duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbe- mi kabûl eyle. Nefsime uyup, fleytana tâbi olup da ayn› günah ve kusurlar› bir daha tekrar etmeme im- kân verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyo-

(45)

rum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, âhiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi aras›nda say›lar›n› bilemeyece¤im kadar çok Pey- gamber gelmifl, ‹lâhî kitaplar tebli¤ etmifllerdir. Bun- lar›n cümlesine inand›m, iman ettim, hepsi de hakt›r ve gerçektir. Bütün Peygamberlere, onlara gönderil- mifl olan ‹lâhî kitaplara ve içindeki emirlere fleksiz ve flüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik edi- yorum ve yine îman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur’ân-› Azîmüflflân ve en son Peygamber de Haz- ret-i Muhammed Aleyhisselâm’d›r.”

(46)

Âmentü billâh ve bimâ câe min indillâh.

Âmentü bi-Resûlillâh ve bimâ câe min indi Resû- lillâh. Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve Rusulihi ve’l-yevmi’l-âhiri ve bi’l-kaderi, hayri- hî ve flerrihî minellâhi teâlâ ve’l-bâsü bade’l- mevt. Hakkun, eflhedü en lâ ilâhe illâllah ve eflhe- dü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh.”

Haftan›n belli gün ve saatinde tevbe, isti¤far et- meyi âdet edinen mü’min, geçmifl günah ve kusurla- r›na s›k s›k tevbe, isti¤farda bulunmal›, bir daha yap- mayaca¤› azmi ve kasdiyle Rabb›na yepyeni bir ümid ve imanla yönelmelidir.

nGÖZ DE⁄MES‹NE KARfiI DUÂ

Halk dilinde göz de¤mesi denen isabet-i ayn var- d›r ve baz› gözlerin de¤di¤i kimseyi veya canl›y›, ya- hut da eflyay› ziyana u¤rat›p musîbete mâruz b›rak- t›¤› vâkidir.

Dinimiz göz de¤mesinin asl›n›n oldu¤unu bildirir.

Hattâ Resûl-i Ekrem Efendimiz:

— Nazar, yâni göz, deveyi kazana, insan› me- zara sokar, buyurmufltur.

Demek ki baz› gözler, insan›n veya herhangi bir

(47)

canl›n›n ölümüne sebeb oldu¤u gibi, eflya ve mal›n da zarar›na vesile olabilmektedir.

Burada sorulmas› gereken suâl fludur:

— Göz neye, niçin de¤er?

Bunu iyi tesbit etmek gerekir. Bu tesbit yap›l›rsa mes’eleye kolay çare bulunur.

Göz, bakt›¤› fleyde gördü¤ü fevkalâdelik ve eri- flilmezli¤e hayret ve hasedle bakar, bundan sonra de¤me olay› cereyan eder. Meselâ, çok güzel giyin- mifl insana, yahut servetini uluorta nazarlara sunup, görenlerin tahrikine sebeb olan zengine göz, hased- le, h›rsla bakar.

Öyle ise yaflad›¤›m›z çevrenin hasedini tahrik edip, h›rs ve arzu ile bakacaklar› bir görünüfl, göste- rifl içinde olmamaya gayret etmeliyiz. Muhitin normal gördü¤ü giyim, kuflam ve hayat tarz› içinde yaflama- l›y›z ki, bakan gözler hasedli hayretlerle bakmas›n, eriflilmezlik durumunu görüp de göz de¤mesine se- beb olmas›nlar. Bununla beraber herhangi bir câzip ve fevkalâde fleye bak›ld›¤›nda göz de¤mesini önle- mek için hemen “maflaallah” demeli, Allah’›n ondan daha güzelini, daha câzibini yaratt›¤›n› hat›rlayarak o fevkalâdeli¤i göz de¤ecek derecede görmemelidir.

(48)

‹flte bu sebebledir ki, gözü de¤en, yahutta de¤- meyen herkes bakt›¤› güzel ve iyi fleye “maflaallah”

diyerek tebrik ve takdir eder, gözün de¤mesini önle- mifl olurlar. Allah’›n sonsuz kudret ve hikmetine göre bakt›¤› o fleyin basit oldu¤unu düflünürler.

Küçük yavrulara nazar de¤mesin diye bir tak›m renkli boncuklar tak›p, çaputlar ba¤lamak ‹slâm’›n reddetti¤i bât›l bir âdettir. ‹slâm’dan öncekilerin al›fl- kanl›klar›n›n bâz› bilgisiz Müslümanlara geçmifl ol- mas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Ancak, k›z çocukla- r›na alt›ndan, o¤lan çocuklar›na da gümüflten Mafla- allah ask›lar› takmak günah de¤ildir. Bunlar›n bir meflrû çare oldu¤unu söylemek mümkündür.

Nazar de¤mesini önlemek, yahut de¤di¤i san›- lan nazar›n te’sirini gidermek için okunan âyetler, du- âlar vard›r. Bunlar flunlard›r:

Resûl-i Ekrem Efendimiz, Kur’an’›n mânâs›n›

içinde toplayan Fâtiha sûresinin nazara iyi gelece¤i- ne iflaret etti¤i hadîsinde flöyle buyurmufltur:

— Allah’›n kitab›nda göz de¤mesini önlemek için sekiz âyet vard›r. Bir kimse bu sekiz âyeti evinde okursa o gün o evde bulunanlara insan›n ve cinnînin zarar› dokunmaz. Yâni nazar eriflmez.

O sekiz âyetin yedisi Fâtiha sûresi, sekizincisi de Âyete’l-Kürsî’dir.

(49)

Muhtârü’l-Ehâdis kitab›nda geçen bu hadîs bize her gün namazlar›m›zda tekrarlad›¤›m›z Fâtiha sûre- sini ayr›ca nazar de¤memesi niyetiyle de okumam›z›

iflâret etmektedir. Âyete’l-Kürsî de bilindi¤i üzere câmiu’l-kelim bir âyettir. Ezberlenip okunmas›nda her bak›mdan fayda vard›r.

Büyük velîlerden Hasan Basrî Hazretleri göz de¤mesine karfl› (Kalem sûresinin 51-52’nci âyetleri olan) flu âyetleri okurdu:

Bunlardan baflka Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Kur’ân-› Kerîm’in en son sûrelerini teflkil eden (‹hlâs, Felâk ve Nâs) sûrelerini de okuyup tavsiye buyurdu-

¤u mervîdir. Bu son üç sûre de okunmal›d›r.

Yine baz› eserlerden ö¤rendi¤imize göre Resûl- i Ekrem Efendimiz, torunlar› Hasan ve Hüseyin’e, na- zar de¤mesin diye duâ okumufllard›r. Bu duây› flu

(50)

flekilde tesbit etmifl bulunmaktay›z:

“Eûzü bi-kelimâtillâhi’t-tâmmeti min külli fleytanin ve hâmmetin ve min külli aynin lâmme- tin.”

Nitekim ashâbtan Sa’d bin Hakîm, Resûl-i Ek- rem Efendimiz’in göz de¤mesinden flüphelendi¤i za- man flu duây› okudu¤unu rivâyet etmektedir:

“Allahümme bârik fîhi ve lâ tedurruhû.”

“Yâ Rab, bunu mübarek k›l, zarar vermesine müsaade etme.”

Bu mevzuda Hazret-i Enes’ten dinledi¤imiz di-

¤er bir rivâyette flöyle denmektedir:

Resûlüllah Aleyhisselâm hofluna giden bir fley görünce ona bakar, bakt›¤› s›rada da hayretini flu cümlelerle ifâde ederdi:

(51)

“Maflaallah, lâ havle velâ kuvvete illâ billâh.”

n HAKKI HAK OLARAK GÖRME DUÂSI Saâdetin en büyü¤ü, hakk› hak olarak görmektir.

Nitekim felâketin en büyü¤ü de, bât›l› bât›l olarak gö- rememek oldu¤u gibi.

Mâneviyat büyükleri hakk› bulmak için flu duây›

her zaman ve mekânda tekrarlay›p Allah’a iltica et- mifllerdir:

“Allah’›m, bana hakk› hak olarak göster, ona tâbi olanlardan k›l. Bât›l› da bât›l olarak göster, ondan uzaklaflt›r! demifltir.

n YEMEK DUÂSI

Yemek duâs›n›n çeflitleri vard›r. Esas olan uzun, yahut da k›sa olmas› de¤ildir. As›l olan, yenilen

(52)

yeme¤in kadrini, k›ymetini bilmek, Allah’a flükür ve hamdde bulunmakt›r. Bu belli kelime ve cümlelerle oldu¤u gibi, Resûlüllah’›n okudu¤u kudsî duâlarla, mâneviyat büyüklerinin yapt›klar› çeflitli dilek ve ni- yazlarla da olabilir.

Nitekim ötedenberi okunan bu gibi duâlar›n için- den birini flöyle arzetmek mümkündür:

“Elhamdülillâh, Elhamdülillâh. Elhamdü-lillâ-

(53)

hillezi kâle fî kitabihi’l-kerîm: Külû, ve’flrabû ve lâ tüsrifû innehû lâ yuh›bbü’l-müsrifîn. Elhamdülil- lâhillezî et’amenâ ve sekânâ, ve cealenâ minel- müslimîn. Ve rahmetullahi ve berekâtühû alâ sa- hibi’t-taâmi ve’l-âkilîn ve’l-kâsibîn ve’t-tâbihîn. Ve sallâllahü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve ashâbihi ecma’în.”

‹stenirse flunlar da ilâve edilir:

“Nimet-i Celîlullâh, berekât-› Halîlullâh, flefa- at yâ Resûlâllah. Ölenlere rahmet, kalanlara s›h- hat ve âfiyet, sofram›za bereket, yeyip flükreden- lere de ma¤firet. Kazananlara huzur, piflirenlere saâdet, cümlemize de flefaat yâ Resûlâllah. Alla- hümme zid ve lâ tankus bi-hürmeti’l-fâtiha.

n HACET NAMAZI VE DUÂSI

Elde etmek istedi¤imiz baz› arzular›m›z›n yerine gelmesi için maddî tedbire baflvururuz. Ancak bazan bu tedbir kâfi gelmedi¤inden iste¤imiz hâs›l olmaz.

Bu defa da mânevî tedbiri ilâve eder, fiilî duâya kav- lîsini de ekleyerek Hacet namaz› k›lar, Hacet duâs›

yapar›z.

Böylece Rabbimizden dile¤imizi kabûl buyurma-

(54)

s›n›, iste¤imizi halketmesini tam bir tedbirle istemifl oluruz.

Bu dilek veya Hacet namaz› flöyle k›l›n›r:

— ‹ki, yahut (dört) rekât Hacet namaz› k›lmay›

niyet eden kimse, normal namazlar gibi k›laca¤› na- maz›n birinci rekât›nda fâtihadan sonra zamm-› sûre olarak (Âyete’l-Kürsî)yi, ikinci rekât›nda (‹hlâs)’› okur.

E¤er k›lacaksa üçüncü rekât›nda (Felâk)’›, dördün- cüde de, (Nâs)’› okur. Böylece Hacet namaz›n› k›l- m›fl olur.

Namazdan sonra Hacet duâs›n› okuyarak Rab- b›na tam bir ümidle iltica eder, dile¤ini kabûl buyur- mas›n› niyaz eyler. Namazdan sonra okuyaca¤› dilek duâs› fludur:

(55)

“Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn. Ve’s-salâtü Ve’s-selâmü alâ Resûlinâ Muhammedin ve alâ âli- hi ve sahbihî ecmaîn. Lâ ilâhe illâllahü’l-Melikü’l- halimü’l-kerîm. Sübhânallahi Rabbi’l-arfli’l-azîm.

Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn. Es’elüke min mû- cibâti rahmetike ve azâimi ma¤firetike’l-ganimete min külli berrin ve’s-selâmete min külli ismin, lâ teda’lî zenben illâ gafertehû ve lâ hemmen illâ ferrectehu ve lâ haceten hiye leke r›dan illâ ka- dayteha, yâ Erhame’r-rahimîn.”

n TEHECCÜD NAMAZI VE DUÂSI

Resûl-i Ekrem Efendimiz geceleri kalkar, tehec- cüd namaz› ad›yla bilinen namaz› k›lard›. Bu namaz, kendisi için vâcib derecesinde bir mükellefiyetti. Üm- metine ise sünnet olarak intikal etmifltir.

(56)

Buhârî ve Müslim’in, ‹bn-i Abbas’tan rivâyet et- tikleri hadîslerine göre, Efendimiz bu namaz için kalkt›¤›nda duâlar okur, Rabb›na ilticalarda bulunur- du. Efendimiz’in okudu¤u rivâyet edilen duâ fludur:

“Allahümme leke’l-hamdü, ente kayyûmü’s- semâvâti ve’l-ard› ve men fîhinne ve leke’l-ham- dü. Leke mülkü’s-semâvâti ve’l-ard› ve men fîhin-

(57)

ne ve leke’l-hamdü. Ente nuru’s-semâvâti ve’l-ar- d› ve men fîhinne ve leke’l-hamdü. Ente’l-hakku ve va’düke’l-hakku ve likâüke hakkun ve kavlüke hakkun ve’l-cennete hakkun ve’n-nâre hakkun ve’n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedün Resû- lüllahi hakkun, ve’s-saatü hakkun.

Allahümme leke eslemtü ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve ileyke eteytü ve bike hâsem- tü ve ileyke hâkemtü. Fa¤firlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü ve mâ esrartü ve mâ a’lentü. Ente’l-mu- kaddimü ve ente’l-muahh›ru. Lâ ilâhe illâ ente.

Velâ havle velâ kuvvete illâ billâh.”

Bu ve bildi¤imiz di¤er duâlarla gece namaz›nda Rabbimize iltica eder, kusurlar›m›z›n afv›, hatalar›m›- z›n ba¤›fllanmas› için ilticada bulunur, ba¤›fllanma- m›z› dileriz.

Gece namazlar›na kalkt›¤›nda Efendimiz’in oku- du¤u duâ, elbette ki bundan ibaret de¤ildir. Sahih ha- dîs kitaplar›nda kaydedilen daha baflka duâlar da vard›r. Biri de fludur:

‹bn-i Abbas Hazretleri, Resûl-i Ekrem Efendi- miz’in gece namaz›na kalkt›¤›nda okudu¤u duây›

flöyle nakletmektedir:

(58)

“Allahümme innî es’elüke rahmeten min indi- ke tehdi bihâ kalbi ve tecmau bihâ emri ve telüm- mü bihâ fla’sî ve tuslihu bihâ gâibî ve terfeu bihâ flâhidî ve tüzekki bihâ amelî ve tülhimünî bihâ rüfldî ve terüddü bihâ halfetî ve ta’s›munî bihâ min külli sûin. Allahümme innî es’elüke’l-fevze fi’l-kadâi ve nüzule’fl-flühedâi ve ayfle’s-süadâi ve’n-nâsra ale’l-a’dâi.”

(59)

n KÂF‹RE DUÂ ED‹LEB‹L‹R M‹?

Bir kâfirin, bütün s›fatlar› da kâfir olmak lâz›m gelmez. Belki kendi küfürde oldu¤u halde, baz› fiil ve hareketleri iman ehline yak›flan güzellik ve iyilikte olabilir. ‹flte bu iman ehline mahsus hallerinden dola- y› kâfire duâ etmek câiz olur. Ancak bu duâ, küfürde kalmas›na de¤il, küfürden ç›k›p imana kavuflmas›na âit duâ olur. Hidâyete eriflmesi için temennîde bulu- nulur.

Yoksa küfürdeki kâfirin hiç bir iyilik ve faydal›l›¤›

bize câzip gelmez, duâ ettirecek kadar de¤eri hâiz olmaz. Her fleyin bafl› imand›r. ‹man olmad›ktan son- ra, hiç bir vas›f ve hizmet, âhiret de¤eri tafl›maz.

Bundan dolay›, bir tak›m hizmetlerini, bulufl ve gay- retlerini takdir etti¤imiz küfür ehline iman nasîp olma- s›, hidâyete ermesi için duâ ederiz. Kendilerinde bu- lunan ‹slâmî s›fatlar›n›n hat›r› için duâm›z›n içine ala- biliriz.

Nitekim cesaret ve itibarl›l›klar›ndan dolay› ima- na girmelerini istedi¤i iki müflrike, Resûl-i Ekrem Efendimiz duâ etmifl:

— Yâ Rab, bu dini ya Ebû Cehil’le, ya da Ömer bin Hattab’la kuvvetlendir, diye yalvarm›fl.

Efendimizin bu duâs›, Hazret-i Ömer hakk›nda te-

(60)

celli eylemifltir. K›rk›nc› Müslüman olarak Hz.

Ömer, ‹slâm’a kuvvet verip, güç kazand›rm›flt›r.

Uhud harbinde mübarek difllerini k›r›p, yüzünü kanatan Kureyfl müflriklerine Resûlüllah’›n duâs›

flöyle olmufltur:

“Allah’›m, kavmime hidâyet eyle. Onlar ne yapt›klar›n› bilmiyorlar.”

Resûlüllah’›n hidâyet diledi¤i kavmi o s›rada mü- barek yüzünü kanatm›fl, difllerini k›rm›fl, ashâb›ndan bir ço¤unu da flehid etmiflti. Buna ra¤men Hazret-i Resûlüllah, hidâyete ermelerini, yapt›klar›n› bilecek bir imanî ve ‹slâmî fluur kazanmalar›n› dilemifl, bed- duâya asla iltifatta bulunmam›flt›r.

n ‹SLÂM’A DÜfiMANLIK EDEN‹N ÖLÜM HABER‹ DUYULUNCA NE DEN‹R?

Bilindi¤i üzere kâfir olarak ölene duâ edilmez, af- v› için tevbe, isti¤farda bulunulmaz. Bulunulsa dahi faydas› olmaz. Zira duân›n te’sir etmesi için imanla ölmesi lâz›md›r. ‹mans›z ölene ne duâ edilir, ne de edilirse duân›n bir faydas› olur.

(61)

Ancak, ‹slâm’a düflmanl›¤›yla bilinen birinin ölüm haberi gelince Allah’a hamd ve flükürde bulu- nulur, bir ‹slâm düflman›n› daha ortadan kald›r›p za- rar›n› yok etti¤i için Rabb Teâlâ’ya duâ edilir.

Nitekim Ebû Cehil’in öldürüldü¤ünü ‹bn-i Mes’ûd Hazretleri, Efendimiz’e haber verdi¤inde flöyle hamd ve flükretti¤ini duymufltur:

“Elhamdülillâhillezî, nasara abdehû ve eazze dînehû.”

“Kuluna yard›m edip, dininizi aziz k›lan Allah’a hamd olsun.”

Zaman›m›zda ‹slâm’a düflmanl›¤›yla bilinen iman mahrumlar›n›n da birer ikifler göçüp gittiklerini duyunca Allah’a biz de hamd ve flükürlerde bulunur, zararl› kimseleri cemiyetten kald›r›p att›¤› için, Rab- bimize duâ ve niyazdan geri kalmay›z.

n ÖLÜM HABER‹N‹ DUYUNCA OKUNACAK DUÂ

Bir dost ve yak›n›m›z›n ölüm haberi gelebilir bir anda. Haber bize ulafl›nca “‹nnâ lillâh ve innâ iley-

(62)

hi râciun” diyece¤imiz gibi, ayr›ca Resûl-i Ekrem Efendimiz’in okudu¤u flu duây› da okuyabiliriz.

“Allahümme¤firli ve lehü ve âk›bnî minhü uk- beten haseneten.”

“Allah’›m, beni ve onu afvet. Ondan sonra da ba- na güzel bir gelecek nasip eyle. Beni de hay›rl› hâl- lerle al.”

n ÖLÜRKEN OKUNACAK DUÂ

Resûl-i Ekrem Efendimiz son nefeslerini vere- cekleri hastal›klar›nda duâlar okumufl, en son oku- duklar› duâ da, bizlere kadar intikal etmifltir. Âifle va- lidemiz, Resûlüllah’›n son ânlar›nda okuduklar› k›sa, fakat öz mânâl› duây› flöyle nakleder:

Hasta halinde iken, oturdu¤u yerde Resûlüllah flöyle duâ ediyordu:

(63)

“Allahümme¤firlî ve verhamnî ve elh›knî bi’r- refîki’l-a’lâ.”

“Allah’›m, beni ma¤firet buyur. Bana rahmet et ve beni refik-i a’lâya ulaflt›r.”

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’in bu son hastal›¤›nda yan›na bir bardak su koymufllard›. Mübarek elini bu suya dald›r›yor, ›slak elini harâretli yüzüne sürerek de flöyle duâ ediyordu:

“Allahümme e’›nnî alâ gamarati’l-mevti ve sekeratihi.”

“Allah’›m, ölümün fliddet ve bayg›nl›¤›na karfl›

bana yard›m et.”

Ölüm halinde olan kimsenin yan›nda güzel mâ- nâl› duâlar yüksek sesle okunur, iflitece¤i yükseklik- te telâffuzda bulunulur. Ta ki ifliten hasta da okuma- ya çal›fls›n, ayn› güzel mânâl› sözleri son nefesinde o da tekrar edebilsin.

Resûl-i Ekrem Efendimiz hastalar için en güzel duây› flöyle haber vermifltir:

— Kimin son sözü “Lâ ilâhe illâllah Muham- medün Resûlüllah” olursa, Cennet’e girer.

(64)

Son anlar›n› yaflad›¤› san›lan kimseye tevbe, is- ti¤far da gereklidir. ‹flledi¤i bütün günah ve kusurla- r›ndan dolay› piflmanl›k duyup Allah’tan af dilemek- ten ibaret olan tevbe, isti¤far› bazan kendi mukaddes kelimeleriyle söyleyerek flu flekilde ifâde ederler:

“Esta¤firullâhe’l-azîm, ellezi, lâ ilâhe illâ hü- ve’l-hayyü’l-kayyûmü ve etûbü ileyhi.”

n MUKADDES YERLERDE ÖLMEK ‹Ç‹N OKUNACAK DUÂ

Allah için flehid olmay›, Resûlüllah’›n beldesinde ölmeyi arzulayan Hazret-i Ömer, hayat› boyunca bu mânâya gelen duâ okurdu. Hafsa validemizin rivâyet etti¤i duâs› aynen flöyleydi:

(65)

“Allahümme’r-zukni’fl-flehâdete fî sebîlike.

Ve’c’al mevtî fî beledi Resûlike.”

“Yâ Rab, senin yolunda flehid olmay›, Resûlü- nün beldesinde de ölmeyi bana nasip eyle.”

Hafsa validemiz bunun nas›l olaca¤›n› sordu-

¤unda Hazret-i Ömer’in cevab› flundan ibaretti: Rab- bim isterse nas›l olsa olur.

n ÖLMEK ‹Ç‹N DUÂ ED‹LEB‹L‹R M‹?

Hayat hep güllük günefllik gitmiyor. Bazan belâ ve musîbet imtihanlar›na tâbi tutuluyoruz. ‹flte böyle dar günlerde yer yükseliyor, gök alçal›yor, bir de ba- k›yoruz ki kendimiz bu iki büyük silindirin alt›nda ezil- mekteyiz. Sabr›m›z tükeniyor, gücümüz azal›yor, hat- tâ ölümü bile istedi¤imiz oluyor. Bu musîbet geçmez, bu belâ durmaz, bu imtihan bitmez vehmine kap›l›yo- ruz.

Gerçek odur ki, bu imtihan da biter, belâ ve mu- sîbet de sona erer, yine güllük günefllik günler gelir, yeni huzur, yeni saâdet kap›lar› aralan›r, geçmifl tü- müyle unutulur, yeni gelecekler meflgul eder bizi.

Ne var ki, insanlar acûldür, bu da geçer yahu, deyip de sabr›n›, tâkat›n› bulundu¤u ân›n musîbetine

(66)

karfl› koymaya tahsis edemez.

Bunun içindir ki, geçici imtihanlara mâruz kalan insan, bundan ümitsizli¤e kap›l›p da ölümü isteye- mez, ölüme gidecek bir tutumu tercih edemez. Öl- mektense yaflamak hay›rl›d›r. Hayattan gitmektense kalmak kârl›d›r.

Ancak, hayat›n kendisi için hay›rl› olmad›¤› ka- naat›na var›yor, sabr›n›, tahammülünü yitirmifl bulu- nuyorsa, duâs›n› flöyle tekrarlayabilir:

“Allahümme ahyinî, mâ kâneti’l-hayâtü hay- ran lî. Ve teveffenî izâ kâneti’l-vefâtü hayran lî.”

“Allah’›m, benim yaflamam hay›rl› ise beni yaflat, ölmem hay›rl› ise beni öldür; bu hâlden kurtar.”

Kendini böyle bir teslimiyetin içine atan mü’min, hakk›nda hay›rl› olana kavuflur, ‹lâhî hikmet ve takdi- rin gere¤i ne ise ona muhatap olur. Böylece huzur bulur, sükûnete erer.

(67)

n TÂZ‹YE DUÂSI

Konu komfluya günün birinde ecel de u¤rar, bek- lenmedik anlarda ölüm vâki olabilir. Böyle tahammü- lü güç ölümlerden sonra komfluya gidip tâziyede bu- lunmak müstehabt›r. Üç gün içinde yap›lmas› gere- ken tâziyede esas olan, musîbetzedenin üzüntüsüne ortak olup, ›zd›rap yükünü azaltmak, tesellî edip, fe- rahlat›c› fleyler söylemektir.

Bunun için tâziyeye gelenler ölenin yak›nlar›na:

— Allah size sabr-› cemil ihsan eylesin, hepi- mizin gidece¤i yer ayn› yerdir. Bugün birimize, yar›n da bir baflkam›za gelecektir. Bofluna üzün- tü duyuyoruz... gibi sözlerle cenazenin yak›nlar› te- selli edilir. Onlar da:

— ‹nnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn... diyerek Al- lah’a teslimiyetten baflka bir çarenin bulunmad›¤›n›

ifâde ederler. Allah’a ilticada bulunurlar.

Teselli için gelenler, sabreden musîbetzedenin kazand›¤› sevab›n benzerini kazan›rlar. Din kardefl- lerinin üzüntü ve s›k›nt›s›na ortak olup yükünü hafif- letmek gibi güzel bir niyetle gelmifl olmalar›, onlar›

ayn› sevaba lây›k k›lar.

(68)

n NEF‹STEN ALLAH’A SI⁄INMA DUÂSI

Bilindi¤i üzere bütün kötülüklerin menflei ve mahzeni insan›n kendi öz nefsidir. Her ne günah ve kusur vukubulursa bilinmeli ki, nefsin bir oyunu, bir hiylesi, bir aldatmas›yla vâki olmufltur.

Bunu böyle bilen insan, kendi âleminde nefsin hiyle ve desiselerine karfl› ciddi bir iltica mekanizma- s› kurmal›, her k›zg›nl›k ve günah ân›nda nefsin faali- yete geçti¤ini, yine bir günah ve kusur iflletece¤ini hat›rlamal›, hemen nefsin flerrinden Allah’a s›¤›nma duâs›n› tekrara bafllamal›d›r.

Peygamberimiz bizim her mevzuda örne¤imiz, rehberimizdir. Onda bile bu hususun te’yid ve te’kidi- ni görmekteyiz. Bize örnek olarak yapt›¤› nefisten s›-

¤›nma duâs› flöyledir:

“Allahümme lâ tetrüknî ilâ nefsî, tarfete ay- nin.”

“Allah’›m, göz aç›p yumuncaya kadar beni nefsi- min iste¤ine terketme.”

Evet, her türlü günah ve kusurlardan âzâde olan

(69)

Resûlüllah’›n nefis hakk›ndaki duâs› böyledir.

Yûsuf Aleyhisselâm’›n duâs› da bundan baflka de¤ildir. Onu bir günahla ittiham ettikleri zaman ver- di¤i cevab flöyle olmufltur:

— Ben nefsimi böyle hâllerden âzâde say›p temiz tutmuyorum. Nefis böyle fleyleri ister ve f›rsat bulursa hemen yapar. Ancak Rabbim, beni korudu.

Nefsimin böyle bir günah› iflletmesine imkân verme- di.

n ÇOK SIK TEKRARLAYACA⁄IMIZ B‹R DUÂ

Hayat›m›z fitnelerle doludur. Hattâ ölümümüz ân›nda bile fitneler bahismevzudur. fieytan›n son ne- feste gelip iman›m›z› istemesi de bu fitneden biridir.

Bizler hem hayat›m›zda, hem de ölüm ân›m›zda fit- neden Allah’a s›¤›nmal›, bu gibi dünya ve âhiret sa- âdetinden mahrum edici felâketlerden uzak kalmay›

Rabbimizden dilemeliyiz.

‹flte bunun için, flu duây› mâneviyat büyükleri çok s›k tekrar etmifller, hem hayatta, hem de ölüm ân›nda fitneden uzak k›lmas›n› Rabbimizden niyaz etmifllerdir. Duâ k›saca fludur:

(70)

“Allahümme eûzü bike min fitneti’l-mahyâ, ve’l-memât.”

“Allah’›m, hayat›n ve ölümün fitnesinden sana s›¤›n›r›m. ‹ster yaflarken olsun, isterse ölürken, beni imanî ve ‹slâmî ölçülerde dâimî ve sabit k›l, bunlar- dan ay›racak kötü tutum ve fitnelerden muhafaza ey- le.”

Fitnenin bir ad› da ‹slâm d›fl› fiil ve harekettir.

Halbuki bizler ‹slâmî hayat› yaflamak üzere gelmifliz, hayat›m›z› bu mânâda geçirmeyi esas alm›fl›z. ‹s- lâm’a uymayan tutum ve tav›rlardan Allah’a s›¤›n›r, Rabbimizden bizi ‹slâmî ölçülerde sabit k›lmas›n› di- leriz. ‹flte bu dile¤imizi de bu k›sacak duâ ile ifâde et- mifl oluruz.

n NÛR DUÂSI

Resûl–i Ekrem Efendimiz’in yapt›¤› güzel ve ge- nifl mânâl› duâlardan biri de Nûr Duâs›’d›r. Hadîs ki- taplar›n›n bir ço¤unda, özellikle Buhârî’de kaydedil- mifl olan Nûr Duâs›’n› Fahr-i Kâinat Efendimiz flöyle yapm›flt›r:

(71)

“Allahümme’c’al fî kalbî nûran ve fî sem’î nû- ran ve fî basarî nûran ve an yemînî nûran ve an flimalî nûran ve emâmî nûran ve halfî nûran ve fevkî nûran ve tahtî nûran. Ve’c’al li nûran ve lah- mî nûran ve demî ve asabî ve fla’rî ve beflerî ve

›zâmî nûran. Ve’c’al lî nûran.”

“Allah’›m, benim kalbimi, nûr eyle. Kula¤›m› nûr eyle. Gözümü nûr eyle. Sa¤›m› nûr eyle. Solumu nûr eyle. Arkam› nûr eyle. Üstümü nûr eyle. Alt›m› nûr eyle. Beni nûr eyle. Etimi, kan›m›, sinirimi, saç›m›, derimi, kemi¤imi nûr eyle. Beni bütünüyle nûr eyle, yâ Rab.”

(72)

n ELL‹ ‹K‹NC‹ GECE DUÂSI

Elli ikinci geceye mahsus zan edilen, ama her gecede okunabilece¤i kesin olan duâ fludur:

(73)

“Allahümme es’elüke bi-hakk› hakk›ke ve bi- hakk› kibriyâike ve bi-hakk› cemâlike ve celâlike ve bi-hakk› cûdike ve fazlike ve keremike yâ kadî- me’l-ihsân, yâ sâdika’l-vâ’di’l-emîn. Lâ ilâhe illâ ente, sübhâneke, innî küntü minezzâlimîn. Alla- hümme ecib da’vetî, bi-hürmeti ismike’l-a’zam.

Ve bi-hürmeti Muhammedin Sallâllahü aleyhi ve sellem ve alâ âlihi ve sahbihi ecmaîn. Velhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn. Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.

Bu duây› bilemeyenler yahut buna daha baflka duâ ilave ederek isteyenler flu duây› da okuyabilirler.

Bunun da elli ikinci gece duâs› diye okundu¤u bilin- mektedir. Makbûl ve kudsî bir salâvat-› flerîfe maka- m›nda me’sûr duâlardand›r.

(74)

“Allahümme salli alâ Muhammedin, mâ dâ- meti’s-semâvât. Allahümme salli alâ Muhamme- din mâ dâmeti’l-berekât. Allahümme salli alâ Mu- hammedin mâ dâmeti’r-rahmetü. Ve salli, alâ rûhi Muhammedin fi’l-ervah. Ve salli alâ seyyidinâ Mu- hammedin ve salli alâ cemî’i’l-enbiyâi ve’l-mürse- lîn. Velhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn.

Unutulmamas› lâz›m gelen gerçek flu ki, ölmüfl- lerimiz, susuzluktan dili dama¤› kurumufl bir hastan›n su bekledi¤i gibi sevap hediyesi beklemektedir. Bu hastaya su ne kadar acele ile yetifltirilirse makbûl olaca¤› gibi, ölüye de ne kadar acele sevap yetifltiri- lirse o kadar makbûl ve makûl olacakt›r. Üçüncü, ye- dinci, k›rk›nc› ve elli ikinci gece diye belli geceleri beklemek, o zamana kadar çekti¤i s›k›nt› ve azaba alâkas›z kalmak demektir. Öyle ise bulunan ilk f›rsat- ta okunacak okunmal›, sevap kazan›l›p merhuma ba¤›fllanmal›d›r.

(75)

Her namaz arkas›ndan belli duâlar› okumal›, her pazartesi, yahut perflembe gün ve geceleri, fakir fu- karaya sadaka vermeyi, yâsin okumay› âdet edinme- liyiz. Ta ki, bizi dünyada b›rakanlar, bizimle kabirde if- tihar etsinler, gönderdi¤imiz sevaplarla bizden mem- nun olup, helâll›k versinler.

n fi‹FA N‹YET‹YLE OKUNAN DUÂLAR Hastal›k maddî olur, mânevi olur.

Maddî hastal›k için nas›l maddî tedbir al›narak doktora gidilecek, teflhis koyulup gereken yap›lacak- sa, mânevî ve ruhî hastal›klar için de ayn› flekilde ru- hî tedbirler al›nacak, moral veren okumalara baflvu- rulacakt›r. Zaten maddî tedbirlerin sonunda da yine mânevî tedbire ihtiyaç kesindir. ‹lâçlar› tatbik edip, gereken yap›ld›ktan sonra yine flifa Allah’dan dilenir, iyilik vermesi niyaz›nda bulunulur.

Demek ki, tedbiri al›nan her hastal›k için flifa âyetleri okunabilir. fiifa duâlar› yap›l›r, ilâçlar›n te’siri- ni halketmesi, Yaradan’dan niyaz olunur.

fiu yedi âyet flifa niyetiyle hastaya okunursa Al- lah’›n izniyle s›k›nt› hafifler, ilâçlar müessiriyetini yük- seltir, belki de tümüyle kesin flifa gelir. Bu cihet art›k okuyan›n, okutulan›n iman ve ihlâs›yla ilgili husus...

(76)

Kullar buraya giremez, ihlâs›n kuvvetini bilemez. Hâ- l›k ile mahlûk aras›nda bir s›rl› keyfiyettir, iman ve ih- lâs.

(77)

Bu âyetlere bilinen di¤er âyetler de ilâve edile- cek olursa inflâallah hasta için s›hhat ve âfiyetlere vesile olur. Nitekim Fâtiha ve ‹hlâs sûrelerinin çok fli- fal› olaca¤›, hadîslerde de zikredilmifltir.

n HASTAYA OKUNACAK DUÂLAR

Hasta ziyaretlerinde Resûl-i Ekrem Efendimiz’in okudu¤u duâlar› hadîs kitaplar› kaydetmifltir. Buna göre flu duâlar Peygamberimiz’in hastalara okudu¤u duâlard›r:

“Es’elü’llâhe’l-azîm. Rabbe’l-arfli’l-azîm en yeflfiyeke.”

“Arfl-› azîmin Rabbi olan Allahü Azîmüflflan’dan sana flifalar ihsan etmesini dilerim.”

Âile fertlerinden birinin hastalanmas› halinde Efendimiz mübarek elini hastan›n aln›na koyar, flöy- le duâ etti¤i de olurdu:

(78)

“Allahümme Rabbenâ. Ezhibi’l-be’se, iflfi, en- te’fl-flâfi. Lâ flifâen illâ flifâüke, flifâen lâ yu¤âdiru sekamen.”

“Allah’›m, sen bütün insanlar›n Rabbi’sin. Bu hastan›n ›zd›rab›n› gider. fiifa ver. fiifay› veren sen- sin. Senden baflka flifa yaratan yoktur. Ancak senin flifan vard›r. Bu kuluna da hastal›ktan eser b›rakma- yacak flekilde flifalar ihsan eyle.”

Bilinen baflka duâlar da okunur, Allah’dan flifalar niyaz edilir. Ancak, duâlar asla hastan›n doktora git- mesine mani teflkil etmez, etmemelidir de. Zaten duâ iki türlüdür: Fiilî duâ, kavlî duâ. Doktora gitmek fiilî duâ. fiifal› âyet ve duâlar› okumak da kavlî duâd›r.

Duây› teke indirmek tedbiri yar›m almak demektir.

Yar›m tedbirle yar›m doktoru da biliyorsunuz zaten...

n B‹R BEL VE SIKINTIYA DÜfiÜNCE OKUNACAK DUÂ

‹nsanlar s›hhatli ve huzurlu günlerinde Allah’a hamd ve senâ etmeli, böyle günlerin de¤er ve k›yme- tini hat›rdan ç›karmamal›d›rlar. Hattâ bir belâ ve mu- sîbet imtihan›na mâruz kalan birini görüp, yahut

(79)

duyunca da ayn› hamd ve flükür duygular› içine gir- meli, benzeri belâ ve musîbete kendini mâruz b›rak- mayan Allah’a duâ edip, niyazda bulunmal›d›r. Re- sûl-i Ekrem Efendimiz’in bu husustaki ikâz› flöyledir.

Tirmizî’de geçen Ebû Hureyre hadîsinde buyuruyor ki:

“Elhamdülillâhillezi âfânî mimme’btelâke bi- hi. Ve faddalenî kesiren mimmen halâka tafdîlen.”

“Seni mübtelâ k›ld›¤› s›k›nt›dan beni koruyan, iyilik ve âfiyet ihsan eden, fazilet ve nimette beni çok kimselerden üstün k›lan Allah’a hamd olsun.”

Bu duây› okuyan, yahut bu mânâda bir duygu ve teflekkür anlay›fl› içinde bulunan adam› Cenâb-› Hak korur, ayn› belâ ve musibete mâruz b›rakmaz.

n MUS‹BET‹N ‹LK ÇARPTI⁄I ANDA OKUNACAK DUÂ

Ölen yavrusunun ›zd›rab›n› bir türlü dindireme-

(80)

yen ana, mezar›n bafl›na oturmufl, feryad ü figan edip duruyordu. Oradan geçmekte olan Resûlüllah Hazretleri, kad›n› teselli etmek istedi, her fleyin Al- lah’dan geldi¤ini, sabretmenin icabetti¤ini, bu kadar feryad ü figan›n fazla oldu¤unu ifâde buyurdu. Bafl›- n› dahi kald›rmayan kad›n, ç›k›flt›:

— Sana ne benim hâlimden? B›rak beni ken- di hâlime!

fiefkat ve merhamet madeni Resûlüllah, kad›n- ca¤›za bir fley söylemeden ayr›l›p gitti. Sonradan te- essür içinde gelen kad›n:

— Yâ Resûlâllah, zât›n›z› tan›mad›m, beni afvedin. Yavrumun üzüntüsü benim sabr›n› yok etti, dedi.

Ancak Resûlüllah, özrü fazla muteber saymaya- rak flöyle buyurdu:

— Sab›r, musîbetin ilk çarpt›¤› anda lâz›md›r.

O anda gösterilemeyen sabr›n sonra gösterilme- si, istenen sab›rdan de¤ildir.

Evet, mü’minler çarpan musîbet ve belân›n ilk ân›nda so¤ukkanl› olmal›, her fleyin Allah’dan geldi-

¤ini, bunda da bir hikmet bulundu¤unu düflünmeli, çevresine karfl› kendini iyice y›k›lm›fl göstermemeli- dir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Universal21 Deluxe Pack ile kiralama yapmak için ev sahibi tarafından yapılacak küçük bir yatırım gereklidir fakat Universal21, eşyalı kiralama sisteminin ne kadar

11 BAŞAK EYLÜL ALTER İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yetersiz ÖSYM Puanı. 12 SELİN GÜNEŞ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yetersiz

Duvar kaplaması : Saten alçı sıva üzeri vinyl kağıt kaplama Tavan kaplaması : Saten alçı sıva ve plastik boya, asma tavan Salon Döşeme kaplaması : Laminat parke..

olduğunu sezen Tapdık Emre kötü ağızları susturmak için kızını Yunus Emre’ye vermek istedi.. Lütuf reddedilir

Bunun için insanoğlu yalnız O’na ibadet etmek ve her şeyden daha çok O’nu sevmek durumundadır.. Her şeyde bize örnek olan Peygamberimiz Allah’ı sevmede de bize en

Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans/Doktora Öğrencisi Bülent MERTOĞLU’nun “Lisansüstü tez nasıl yazılır” başlıklı tez çalışması, 24

Roma tiyatroları Yunan tiyatroları gibi sahne (scene), yarım daire şeklinde basamaklı oturma yerleri (cavea) ve yarım daire meydan (orkestra) Roma tiyatrolarında bu üç bölüm

Meslek, kişilerin belli bir eğitimle edindikleri ve hayatlarını kazanmak için sürdürdükleri düzenli ve kurallı faaliyetler bütünü olarak.. tanımlanabilir. Meslek