• Sonuç bulunamadı

HAVA YOLU OBSTRÜKS‹YONU YARATAN PARAFARENGEALPLEOMORF‹K ADENOM: OLGU SUNUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "HAVA YOLU OBSTRÜKS‹YONU YARATAN PARAFARENGEALPLEOMORF‹K ADENOM: OLGU SUNUMU"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi T›p Dergisi

C‹LT XV : 3 , 2004 178

HAVA YOLU OBSTRÜKS‹YONU YARATAN PARAFARENGEAL PLEOMORF‹K ADENOM: OLGU SUNUMU

Sedat AYDIN1, ‹lter TEZER1, Mehmet EKEN1, Arif fiANLI1

Primer parafarengeal bölge tümörleri nadir olup, bafl boyun neoplazmalar›n›n %0.5’ini olufltururlar; %80 benign, %20 oran›nda maligndirler. Tükürük bezi tümörleri, nörojenik tümörler ve paraganliomalar s›k izlenen tümörlerdir. Hastalar boyun a¤r›s›, disfaji, intraoral fliflme ve nadir olarak da solunum s›k›nt›s› ile baflvurabilirler. Tedavisi cerrahi eksizyondur. Bu çal›flmada hava yolu obstrüksiyonuna yol açan, parotisin derin lobundan kaynaklanan pleomorfik adenom olgusu literatür bilgileri gözden geçirilerek tart›fl›ld›.

Anahtar kelimeler: Pleomorfik adenom, parafarengeal bölge, hava yolu obstrüksiyonu

PARAPHARYNGEAL PLEOMORPHIC ADENOMA WHICH CAUSES AIRWAY OBSTRUCTION:

CASE REPORT

Primary parapharyngeal space tumors are rare, representing only a 0.5% of head and neck neoplasms. Eighty percent of the parapharyngeal space neoplasms are benign and 20% are malignant. The most frequent tumors of this localization are those of salivary origin followed by neurogenic tumor and in third place the paragangliomas. Patients presented with neck pain, dysphagia, intraoral swelling and rarely respiratory distress. Surgical approaches must be performed for the treatment. In this paper, a case report of a pleomorphic adenoma of the deep portion of the parotid gland presenting with airway obstruction was discussed with the review of the literature.

Key words: Pleomorphic adenoma, parapharyngeal region, airway obstruction

Parafarengeal alan ayr› bir anatomik boflluk olup bu bölge tümörlerinin ço¤u parotis ve minör tükürük bezinden kaynaklan›r. Tüm parotis kaynakl› pleomorfik adenomlar›n yaklafl›k %10’u derin lob kaynakl› olup, bunlar›n %1’den az bir k›sm› parafarengeal alan içinde geliflerek tonsil ve yumuflak dama¤›n mediale do¤ru itilmesine sebep olurlar1,2. Parafarengeal alan benign tümörleri nadiren ciddi ve potansiyel olarak ölümcül (havayolu obstrüksiyonu gibi) seyirli olabilir. Literatür tarand›¤›nda bu konuda çok olgu olmad›¤›, sert damaktan kaynaklanm›fl adenokarsinom olgusunun obstrüktif uyku apnesine yol açt›¤›, parafarengeal kaynakl› Schwannoma olgusunun hava yolu obstrüksiyonu yapt›¤› ve subglottiste lokalize pleomorfik adenom olgusunun da stridora yol açt›¤› görülmüfltür3-7. Bu makalede parotisin derin lobundan kaynaklanan ve hava yolu obstrüksiyonuna yol açan bir olgu sunularak literatür gözden geçirildi.

OLGU

Olgumuz 34 yafl›nda erkek hasta. Befl-alt› aydan beri mevcut olup özellikle son 2-3 ayd›r belirginleflen a¤›z içinde flifllik flikayeti ile poliklini¤imize baflvuran hasta son 3-4 gündür nefes darl›¤› olmas› nedeni ile yat›r›ld›.

A¤›z içi muayenesinde sol yumuflak damak hizas›ndan sert damak hizas›na kadar uzanm›fl, afla¤›da tonsil ön plika seviyesine kadar ilerlemifl, uvulan›n sa¤ tarafa do¤ru yer de¤ifltirmesine sebep olan, sert k›vaml›, alt›ndaki dokuya fikse, pulsasyon vermeyen, sol tonsilla palatinay› orta hatta do¤ru itmifl, 3x3 cm boyutunda, etraf› düzgün s›n›rl›

kitle saptand›. Hastada nörolojik defisit yoktu.

Kontrastl› bilgisayarl› tomografi (BT)’de orofarenks sol tarafta, farengeal mukozay› ve parafarengeal alan›

dolduran, yaklafl›k 32x28x50 mm boyutlar›nda, üst kesitlerde hipodens (nekrotik) alanlar içeren, heterojen opaklaflma gösteren yumuflak doku kitlesi saptand›. Kitle nedeniyle orofarenks hava kolonu ileri derecede daralm›fl, farenks karfl› tarafa itilmifl görünümde idi.

Hastan›n boyun manyetik rezonans görüntülemesi (MRG)’sinde sol parotis derin lobundan geliflti¤i düflünülen ve sol parafarengeal bölgeye do¤ru uzanan, farenks hava sütununa ve bu bölgedeki yumuflak dokulara bas›

oluflturan, 3x5.5 cm boyutunda, kapsüllü, heterojen kitlesel lezyon fleklindeydi (Resim 1).

Resim 1. Sol parotis derin lob kaynakl›, farengeal hava sütununu daraltan kitleye ait MRG görüntüsü

‹nce i¤ne aspirasyon biyopsisinde tükürük bezi tümörü veya kisti öngörülüyordu. Hastaya genel anestezi alt›nda kitle ile birlikte total parotidektomi yap›ld› (Resim 2).

1Dr. Lütfi K›rdar Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi II. KBB Klini¤i B a fl v u r u t a r i h i : 1 4 . 9 . 2 0 0 4 , K a b u l t a r i h i : 5 . 5 . 2 0 0 5

(2)

C‹LT XV : 3 , 2004

Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi T›p Dergisi

Resim 2. Kapsülü intakt olarak eksize edilen kitlenin (6x4 cm) makroskopik görüntüsü

Patoloji raporunda tümör dokusu kesitinde kirli sar› ve beyaz renkli alanlar›n izlendi¤i, düzgün bir kapsülle çevrili, solid, ovoid flekilli, 6x4.5x2.5 cm boyutunda olup pleomorfik adenom olarak de¤erlendirildi.

Postoperatif dönemde ani geliflen fasiyal parezi mevcuttu.

Düflük doz steroid tedavisi baflland›. Postoperatif 20. gün sonunda hastan›n fasiyal fonksiyonlar› tamamen normale döndü.

TARTIfiMA

Parafarengeal alan ters dönmüfl bir piramit fleklinde olup, piramidin taban› kafa taban›na tepesi de hyoid kemik büyük kornusuna karfl›l›k gelir. Medial k›s›mdaki s›n›r›n›

superior farengeal konstriktör adale yaparken, lateral s›n›r›n› ise mandibula oluflturur. Piramidi posterior planda prevertebral fasya s›n›rlar. Parotis bez derininde bulunan bu alan asendan palatin arter ve veni ihtiva eden vasküler fasya taraf›ndan prestiloid ve retrostiloid kompartmanlara ayr›l›r1,8. Prestiloid boflluk tükürük bezi dokusu içerirken, retrostiloid bofllukta karotis k›l›f› bulunur. Parafarengeal alan›n posterior, lateral ve taban k›sm›nda kemik yap›

bulundu¤undan; bu bölgeden geliflen bir tümör medial ve afla¤› yönde ilerleyecek ve sonuçta yumuflak dama¤› afla¤›

do¤ru, tonsilla palatinay› da mediale do¤ru deplase eden kitleye yol açacakt›r. Vakam›zda itilme belirgin olup hava yolunu obstrükte ediyordu.

Parafarengeal alan tümörleri nadir olup tüm bafl-boyun tümörlerinin %0.5’ini olufltururlar. Bunlar›n %80’i benign,

%20’si malign karakterlidir9. Malign tümörlerin büyük bir ço¤unlu¤u da bu bölgedeki lenf nodlar›na malign metastazlar sonucu geliflir. Tuna ve ark.10 tiroid papiller karsinom metastaz› olarak parafarengeal alanda kitlesi olan 2 olgu bildirmifllerdir.

Benign tümörlerden en s›k karfl›laflt›¤›m›z pleomorfik adenoma (%26-43) ile Schwannomad›r. Parotis d›fl›

parafarengeal tükürük bezi tümörleri ise ço¤unlukla parotis bezinin embriyolojik gelifliminde prestiloid bölgede kalm›fl olan tükürük bezi dokular›ndan kaynaklan›rlar. Bu tür vakalardaki en s›k karfl›laflt›¤›m›z klinik bulgular a¤›z içinde veya boyunda kitle, ipsilateral servikofasiyal a¤r›, trismus, otalji, ses k›s›kl›¤› ve bo¤azda yabanc› cisim hissi fleklindedir. Muayenede genellikle spesifik bir bulguya rastlanmaz.

Fakat bu bölgedeki kitlelerin bimanuel palpasyonu son derece yararl›d›r. Parafarengeal tümörlerin ço¤unda operasyon öncesi transoral biyopsi yap›lmas› önerilmez.

Çünkü farengeal mukozan›n biyopsi al›nan bölgede, tümör kapsülüne yap›flmas› ve operasyon s›ras›nda buradan zor ayr›lmas› veya y›rt›lmas› söz konusudur. Ayr›ca biyopsi al›nan sahaya tümör ekim riski de vard›r11-16.

BT’nin geliflmesiyle parafarengeal alandaki kitleleri direkt olarak daha iyi tespit ederken, ayr›ca yüksek rezolüsyonlu BT ile parotis parankiminden etraf›ndaki ya¤ dokusunu da ay›rt edebiliyoruz. En önemli bulgu parotis bezi derin lobu ile parafarengeal kitle aras›nda ya¤ dokusunun gözlenip gözlenmedi¤idir. Tüm aksiyal BT kesitlerinde bu ya¤ dokusu görülüyorsa, lezyon büyük olas›l›kla parotis bezi d›fl› kaynakl›d›r. Ayr›ca BT’de lezyonun kistik veya solid ayr›m› da yap›labilir. Tükürük bezi tümörleri küçük boyutlu olduklar›nda genellikle homojen görünümlü olurlar. Oysa boyutlar› büyük oldu¤unda ihtiva ettikleri kistik dejenerasyon ve hematom alanlar› sayesinde heterojen görünümlü olurlar. Glomus tümörlerinin tan›s›nda dinamik BT daha yararl› olup preoperatif %80-90 oran›nda tan› keskinli¤ine sahiptir. MRG BT’den daha yüksek bir yumuflak doku çözünürlü¤üne sahiptir ve bu yüzden intraparotid ve ekstraparotid tümörlerin ay›r›m›nda daha üstündür. MRG’nin de yard›m›yla bu bölgeye yönelik tan›

araçlar› ile %90-95 oran›nda preoperatif tan›

sa¤lanabilmektedir14-19.

Parafarengeal alan tümörlerinin ço¤u benign oldu¤undan tedavilerinde radyoterapinin yeri azd›r. Primer tedavi yöntemi cerrahi olup operasyon sonu morbiditenin de minimal olmas› gerekir. Malignite flüphesi, tümörün boyutu ve lokalizasyonu cerrahi yaklafl›m›n tipini belirler.

Günümüzde çeflitli yaklafl›mlar tercih edilmektedir. Bunlar:

1. Transoral yaklafl›m, 2. Transservikal yaklafl›m,

3. Transservikal-transmandibuler yaklafl›m, 4. Transparotid yaklafl›m,

5. Transparotid-transserviko-submaksiller yaklafl›md›r20. Transoral yaklafl›m orofarenksteki tümöre direkt yaklafl›md›r. Fakat bu yaklafl›mda diseksiyon kör olarak uyguland›¤›ndan, bölgede bulunan vital yap›lara zarar verme, tümörü ç›kar›rken rüptüre etme ve tümörü tam olarak eksize edememe riski yüksektir. Büyük damarlar›n kontrolü bu yaklafl›mla yetersiz kal›r. Küçük boyutlu lezyonlar için bu yaklafl›m› tercih eden otörler bulunmakla birlikte, tümör rekürrens oran› 5 y›l sonunda %25 gibi yüksek olmaktad›r15,21.

Transservikal yaklafl›mda hyoid hizas›ndan transvers bir insizyon yap›l›r. Submandibuler bezin superiora do¤ru mobilizasyonunu takiben, stiloglossus kas› ve stilohyoid ligament kesilerek parafarengeal bofllu¤a girilir. Mandibula öne do¤ru ekarte edilerek diseksiyon sahas›n›n geniflletilmesine çal›fl›l›r. Bu yaklafl›mda inferiorda boyunun

179

(3)

C‹LT XV : 3 , 2004 Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi T›p Dergisi

büyük damarlar› ve sinirleri görüfl alan›nda olmas›na ra¤men, özellikle kafa taban›na yak›n bölgede diseksiyon kör olarak ve genellikle parmakla yap›l›r. Tümörün kafa taban›ndan mobilizasyonu zor olabilir. Ancak Malone ve ark.22 parafarengeal alan tümörü olan 34 vakal›k çal›flmalar›nda, submandibuler gland› eksize ederek transservikal yaklafl›m›n daha güvenli ve etkin bir yaklafl›m oldu¤unu bildirmifllerdir1,23. Aygenç ve ark.24 parafarengeal yerleflimli rabdomyom olgusunu submandibuler bezin eksize edilmesiyle birlikte transservikal yaklafl›mla ç›kard›klar›n› bildirmifllerdir.

Transservikal-transmandibuler yaklafl›m geçici trakeotomi, mandibulotomi gerektirmesi ve büyük bir skara neden olmas› gibi dezavantajlar›na karfl›n; genifl bir görüfl alan›

ve boyundaki büyük damarlara hem servikal bölgede, hem de kafa taban›nda hakimiyet sa¤lamas› gibi avantajlara sahiptir. Bu nedenle parafarengeal bölgenin, özellikle kafa taban› yerleflimli, büyük tümörlerinin ç›kar›lmas›nda tercih edilebilecek yaklafl›md›r1,16,20,25-27. Y›ld›r›m ve ark.27

bafl-boyun yerleflimli 40 pleomorfik adenom serisinde, yaln›zca bir vakada parafarengeal bölgeye lokalize olgular›

oldu¤unu ve bunun da transservikal-transmandibuler yaklafl›mla eksize edildi¤ini bildirmifllerdir.

Transparotid yaklafl›mda süperfisyal parotidektomiyi takiben fasiyal sinir serbestlefltirilir ve derin lob parotidektomisi uygulan›r. Tümörün parafarengeal bölgeye uzanan k›sm› da bundan sonra eksize edilir. Parotis derin lobundan kaynaklanan ve “dumbell tumor” olarak da adland›r›lan tümörlerin cerrahi eksizyonunda tercih edilebilecek bir yöntemdir. Bu giriflimde fasiyal sinirde manipulasyona ba¤l› fasiyal paralizi veya parezi ortaya ç›kmas› beklenebilir1,28.

Di¤er bir yaklafl›m Myers ve ark.’n›n tan›mlad›¤› ve bizim vakam›zda uygulanan transparotid-transserviko- submaksiller yaklafl›md›r8. Submandibuler gland eksizyonu ve mandibula osteotomisi yap›lmadan, fasiyal sinir tan›narak, önce yüzeysel daha sonra derin lob parotidektomi ile birlikte tümör dokusu total olarak eksize edildi. Bu bölgeye lokalize bu tür genifl boyutlu tümörlerde mandibula osteotomisi veya temporomandibuler eklemden mandibula luksasyonu yap›lmadan tümörün eksizyonu çok güçtür.

Myers ve ark.8 çok büyük tümörlerde bile bu teknik sayesinde mandibulotomiye gerek duymad›klar›n›

bildirmifllerdir. Özellikle bu tekni¤in minör tükürük bezi veya parotis derin lobu kaynakl› pleomorfik adenom vakalar› için uygun oldu¤unu belirtmifllerdir. Ancak tekni¤in tek dezavantaj› parotis derin lobundan fasiyal sinirin diseksiyonu sonucu geliflen postoperatif fasiyal parezidir. Bizim vakam›zda da postoperatif dönemde geliflen fasiyal parezi mevcuttu. Fakat bu parezi postoperatif 20 gün sonunda tamamen düzeldi.

Sonuç olarak; parafarengeal alan tümörlerinin bazen lokalizasyonlar› itibar› ile solunum yolunu obstrükte etme ihtimalleri olmas›ndan dolay› dikkatli olunmal›, bu flekilde gelen hastalara minimal cerrahi morbidite yaratacak uygun cerrahi giriflim uygulanmal›d›r.

KAYNAKLAR

1. Som PM, Biller HF, Lawson W. Tumors of the parapharyngeal space: Preoperative evaluation, diagnosis and surgical approaches.

Ann Otol Rhinol Laryngol 1981; 90(Suppl 8): 1-15.

2. Morita N, Miyata K, Sakamoto T, et al. Pleomorphic adenoma in the parapharyngeal space: Report of three cases. J Oral Maxillofac Surg 1995; 53: 605.

3. Veitch D, Rogers M, Blanshard J. Parapharyngeal mass presenting with sleep apnea. J Laryngol Otol 1989; 103: 961-3.

4. Dilkes MG, Morrison WP, Orr MB. Rare presentation of a parapharyngeal Schwannoma. J Laryngol Otol 1991; 105: 384-5.

5. Rodgers BM, Moazam F, Talbert JL. Successful cryotherapy of a benign tracheal neoplasm. J Ped Surg 1988; 23: 771-4.

6. Rodriguez-Ciurana J, Rodado C, Saez M, et al. Giant parotid pleomorphic adenoma involving the parapharyngeal space: Report of a case. J Oral Maxillofac Surg 2000; 58(10): 1184-7.

7. Moraitis D, Papakostas K, Karkanevatos A, et al. Pleomorphic adenoma causing acute airway obstruction. J Laryngol Otol 2000; 114: 634-6.

8. Johnson JT. Prestyloid parapharyngeal space. In: Myers EN (Ed). Operative Otolaryngology Head and Neck Surgery.

Philadelphia, WB Saunders Comp, 1997: 519-27.

9. Önal K, O¤uz MZ, Öncel S ve ark. Parafarengeal bölge malign Schwannoma. Türk ORL Arflivi 1995; 33: 139-41.

10. Tuna EÜ, Ac›kan OK, Koç C ve ark. Parafarengeal kitle ile bulgu veren okült papiller tiroid karsinomu. Türk Otorinolarengoloji XXVI. Ulusal Kongresi Özet Kitab› 2001: 105.

11. Batsakis JG, Neige N. Parapharyngeal and retropharyngeal space disease. Ann Otol Rhinol Laryngol 1989; 98: 320-3.

12. Myatt HM, Remedios D. A transpalatal approach to the parapharyngeal space. J Laryngol Otol 1997; 111: 159-62.

13. Work WP, Hybels RL. A study of tumors of the parapharyngeal space. Laryngoscope 1976; 84: 1748-58.

14. Som PM, Curtin HD. Lesions of the parapharyngeal space. Pole of MR imaging. Otolaryngol Clin North Am 1995; 28: 515-42.

15. Carrau RL, Myers EN, Johnson JT. Management of tumors arising in the parapharyngeal space. Laryngoscope 1990; 100: 583-9.

16. Olsen KD. Tumors and the surgery of the parapharyngeal space. Laryngoscope 1994; 104(5 Pt 2, Suppl 63): 1-28.

17. Shoss SM, Donovan DT, Alford RB. Tumors of parapharyngeal space. Arch Otolaryngol 1985; 111: 753-7.

18. Tom BM, Rao VM, Guglielmo F. Imaging of the parapharyngeal space: Anatomy and pathology. Crit Rev Diagn Imaging 1991; 31: 315-56.

19. Mafee MF. Dynamic CT and its application to otolaryngology- head and neck surgery. J Otolaryngol 1982; 11: 307-18.

20. Krespi YP, Sisson GA. Transmandibular exposure of the skull base. Am J Surg, 1984; 148: 534-8.

21. Goodwin WJ, Chandler JR. Transoral excision of lateral parapharyngeal space tumors presenting intraorally. Laryngoscope 1988; 98: 266-9.

22. Malone JP, Agrawal A, Schuller DE. Safety and efficacy of transcervical resection of parapharyngeal space neoplasms. Ann Otol Rhinol Laryngol 2001; 110(12): 1093-8.

23. Özdemir ‹, Öztürkcan S, Tatar B ve ark. Parafarengial paraganglioma. Türk Otorinolarengoloji XXVI. Ulusal Kongresi Özet Kitab› 2001: 93.

24. Aygenç E, Fidan F, Albayrak L ve ark. Parafarengeal rabdomyom. KBB Klinikleri 2001; 3(2): 111-3.

25. Saydam L, Taflel M, Çetin O. Transservikal-transmandibuler yaklafl›mla kafa kaidesi eksplorasyonu. Türk ORL Arflivi 1991; 29: 81-3.

26. Özcan M, Tuncel Ü, Ünal A ve ark. Parafaringeal kitlelere transservikal-transmandibuler yaklafl›m: Dört olgunun sunumu.

KBB Forum 2002; 1(2): 48-53.

27. Y›ld›r›m G, Kuzdere M, Karaaslan B ve ark. Bafl-boyunda pleomorfik adenom. KBB ‹htisas Dergisi 1997; 4(2): 93-7.

28. Allison RS, Van Der Waal I, Snow GB. Parapharyngeal tumors:

A review of 23 cases. Clin Otolaryngol 1989; 14: 199-203.

180

Referanslar

Benzer Belgeler

İstanbul Konser- vatuvannda Batı musikisi te- ferruatile öğertildiği halde Türk musiki nazariyatı haftada bir saat tedris ediliyor.. Bu hal mu­ sikimizin sönüp

İs­ tanbul’da Yapı ve Kredi Bankası'nın düzenle­ diği Uluslararası Sanat Kritikleri sergi ve bü­ yük resim yarışmasında BİRİNCİLİK ödülünü kazandı

Nihayet, ilk uzay aracr olan SPUTNIK-I uydusu 4 Ekim 1957 tarihinde yii- riingeye oturtralmugtur. O giinden beri bilimsel araEtrmalar, haberlegme, iadyo ve televizyon

Bu yazıda, daha önce farklı zamanlarda dört kez ameliyat edilen, parotis bezi derin lobundankaynaklanan ve parafarengeal alana da uzanan dev lipom olgusu sunulmuştur..

33 yaşındaki erişkin bir kadın hastada sol parotis bezinde saptanan hemanjiom olgusu, az görülmesi nedeniyle ilginç bulunarak sunulmuştur.©2007, Fırat Üniversitesi,

Bazal hücreli adenom, tükrük bezlerinde sıklıkla parotis bezinde nadir rastlanan epitelyal bir tümör olup, monomorfik adenomların bir alt tipidir.. Bazal hücreli adenom

As to their financial literacy, the respondents agreed that they have the basic financial knowledge, time value of money, inflation, diversification of risks, differentiated uses

However, the installation of two SVCs, with optimal locations and sizing managed to reduce the total transmission loss using both techniques.. Case 3: 3 Units of