• Sonuç bulunamadı

TERÖR TOPLUMSAL TRAVMA VE YAS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TERÖR TOPLUMSAL TRAVMA VE YAS"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TERÖR

TOPLUMSAL TRAVMA VE YAS

Prof. Dr. Abdülkadir ÇEVİK

A.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Politik Psikoloji Derneği Başkanı

Türkiye Grup Psikoterapileri Derneği Başkanı

(2)

• Şiddetin bir unsuru olan terör, günümüz dünyasında geleneksel savaşlardan farklı stratejik taktik bir anlayışla karşımıza

çıkmaktadır.

(3)

• Her şiddet bir travma etkisi yaratır. Ancak şiddetin kaynağı yaşanan travmanın

derinliğine etki eder.

(4)

Travma çok çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir.

• Doğal afetler Sel, Tsunami

Deprem,Heyelan

• Yangınlar

• Göçler İstemli Zorunlu

(5)

• Şiddet kim tarafından hangi gerekçeyle

gerçekleştirilmiş olursa olsun birey ve toplum psikolojisi üzerinde çok yönlü etkisi

kaçınılmazdır.

(6)

• Siyasal şiddetin, fiziksel gücün meşru veya yasal olmayan biçimlerde kullanılması

durumunda, bireysel şiddetten dinsel ve etnik çatışmalara, gerilla hareketlerine, iç savaşa

veya devlet teröründen askeri müdahalelere ve hatta uluslararası savaşlara kadar uzayan büyük bir yelpaze içinde çeşitlilik ortaya

çıkaracağı düşünülebilmelidir.

(7)

• Bu nedenle son 30-40 yıldır daha çok

gündemde olan “terör” kavramı belli siyasal şiddet türlerinden yalnızca biridir.

(8)

• Terör sözcüğü, Latince “terror” sözcüğü

kökenlidir. Terörün klasik anlamı “alt üst edici, felce uğratıcı aşırı korkudur.”

(9)

• Güncel boyutlarıyla ülkemizde şiddet eylemleri özellikle 1960’lı yılların sonunda filizlenmiş,

bir ODTÜ öğrenci liderinin kimliği belirsiz

kişilerce 1968’de öldürülmesini izleyen şiddet olayları günümüze kadar farklı ideolojilerle

hızlı bir artış göstermiştir.

(10)

• Haksızlığın, adaletsizliğin, aşağılanma,

horlanma ve değersizleştirmenin olduğu yerde yaşanan früstrasyonlar (engellenmeler)

sonucu, bireylerde zaten mevcut olan agressif dürtüler ve şiddetin, psikolojik gerilemeyle

(regresyon) ortaya çıkması beklenmeyen bir şey değildir.

(11)

• Şiddet, içimizdeki agressif dürtülerin sağlıklı sosyalleşme sürecinde ehlileşmesiyle kabul edilebilir davranışlara dönüşür.

• Ancak tahammül edilemez boyutta yaşanan ister fiziksel ister psikososyal travmalar

sonucunda bireyler veya gruplar regrese

olarak agressif dürtülerini en vahşi biçimiyle ortaya çıkarabilirler

(12)

• 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı önünde

yaşanan bombalı terör eylemi de hangi sebeple yapılmış olursa olsun lanetle anılacaktır. Bu

terör eylemi sonucunda 100’ün üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetmiş bir o kadar insanda sakatlanmıştır.

• Bu fiziksel kayıplar dışında terörün 78 milyon vatandaşın psikolojik dünyasında açtığı yaralar ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durumdur.

(13)

• Daha sonra Sultanahmet Meydanı’nda yaşanan ve onun ardından Ankara Kızılay’daki intihar

bombacılarının saldırıları toplumsal kaygıyı ve korkuyu pekiştirmiştir.

• Bu tür saldırıların sık aralıklarla meydana gelmesi toplumda güven durumunun

sarsılmasına ve devletin koruyucu gücünün sorgulanmasına yol açabilir.

(14)

• Travmalar, hem bireysel hem de toplumsal

boyutta kayıp duygularının yaşanmasına yol açar.

• Bu kayıp duyguları bireysel ve toplumsal kimlik değerlerinin bir çeşit erozyona uğraması veya o değerlerinden bazı parçalarının kopup gideceği tehdidi ve kaygısının yaşanmasına yol açar ki bu durum bireyde ve toplumda yas sürecini

gündeme getirir.

(15)

• Yas psikobiyolojik bir süreçtir.

• Bu sürecin bireylerde sağlıklı bir şekilde yaşanıp tamamlanması sonucu birey kayıplarıyla ilgili iç dünyasındaki muhasebeyi tamamlayarak

yaşamına devam eder.

• Ancak kayıplarıyla ilgili olarak birey, içinde biriken öfkeyi yeterince dışlaştırmamış ya da çözümleyememişse bu yaşadıklarına takıntılı

(16)

• Toplumlar veya büyük gruplar da kayıplara

bağlı olarak bireylerde olduğu gibi yas yaşanır.

• Ülkemizde son yıllarda yaşanan terör olayları ve Kuzey Irak ile Kuzey Suriye’deki savaş

durumları ciddi bir toplumsal travmanın yaşanmasına yol açmıştır.

(17)

• Öte yanda Türklerin Osmanlı İmparatorluğu’nu kaybedişi ile ilgili acıyı ve yası yeterince

yaşayamadığının örneğini Cumhuriyetle hesaplaşmada görebiliriz.

• Oysa Osmanlı’nın kaybına götüren olumsuzluklardan ders çıkarıp Cumhuriyetin ve Osmanlı’nın olumlu ve olumsuz yanlarının sentezini yapamayışımızda

yeterince yası yaşayıp tamamlayamadığımız gerçeğini vurgulamamız gerekir.

(18)

• Ülkemizde son aylarda yaşanan patlamalar toplumda korku , kaygı, güvensizlik ve gelecek endişesi toplumsal

regresyona yol açmıştır. Bunun belirtilerini toplumun

gösterdiği bazı davranışlarda görebiliriz. Toplum güçlü ve güvenli bir liman arayışı içinde olmuştur.

• ABD’de 11 Eylül ‘de yapılan saldırıdan sonra Bush’un kredibilitesi artmıştı.

• Ankara’daki patlamadan sonra Başbakan Davutoğlu oylarının arttığını ifade etmiştir.

• Bu tür trajik travmalardan sonra yaşanan kayıpların yasını

(19)

• Toplumda bireylerin kendi hayatlarını kaybetme korkusu ve güvensizlik artar.

• Bunun sonucunda güçlü birine sığınma onun korunması altına girme ihtiyacı hissedilir.

• Nitekim seçimlerde Adalet ve Kalkınma

Partisi’nin 1 Kasım seçimlerindeki başarısının temelinde toplumun bu psikolojisinin

varlığından söz edebiliriz.

(20)

• Kısaca burada toplumun kendini güvenlik içinde hissetme duygusu ortaya çıkar.

• Bu acıyı yaşayan toplumun tarihsel belleğinde görkemli Osmanlı İmparatorluğu’nu anımsatan, gururlanabileceği duyguları yaşayıp yasın

açısından kendini kurtarma eğilimi gelişir.

• Adalet ve Kalkınma Partisi seçim öncesinde

topluma bu özlemi ve güveni yaşatacağı imajını sağlayarak oylarını artırmıştır.

(21)

• Ülkemizde yaşanan terör olaylarında ve terörle

mücadelede hayatlarını yitiren şehitlerimizin acısını, yasını yaşarken toplum olarak çok duyarlı bir

noktada olduğumuzu unutmamak gerekir.

• Nasıl ki yakınını kaybeden bir insanın yas sürecini

daha iyi atlatması için yakın çevresinin desteği önemli oluyorsa, Ankara Garı’ndaki gibi büyük travmalarda da devletin kucaklayan, ötekileştirmeyen, güven

veren, anlayışlı yaklaşımı bu travmayı yaşayanların

(22)

• Ancak bu travmadan sonra iktidar ve muhalefetin birlik ve bütünlük duygusu içinde bir araya

gelmemiş olmaları yasın yaşanamamasına zemin hazırlamıştır.

• Bunun sonucunda toplumda da birlik beraberlik ve bütünlük sağlanamamıştır.

• Bazı yazarların Prof.Dr. Aziz Sancar’ın Nobel ödülünü kazanmasından sonra “Türkler sevinçte de kederde de bütünleşemiyorlar” demesine yol açmıştır.

(23)

• Bu durum ne yazıkki toplumda bölünmüşlüğün, kutuplaşmanın açık bir kanıtıdır.

• Böyle bir ortamda bu bölünmüşlükle toplumun birlik ve bütünlüğünü sağlamak çok güç olur.

• Zaten terör eylemlerinin amacı böyle bir atmosfer yaratarak toplumsal birlik ve bütünlüğü bozmaktır.

(24)

Teşekkür ederim…

Referanslar

Benzer Belgeler

Realizing that the US has no public health system, cities have begun to fund community healthcare clinics offering free services including testing and care, anchored by what are

Türkiye’de sağlık alanında kullanılan bilgi sistemleri; Doktor Bilgi Bankası, Elektronik Belge Yönetim Sistemi, Elektronik Tüberküloz Yönetim Sistemi(e-TYS), Muayene Bilgi

Son aylarda su seviyesinin düşmesiyle gündeme gelen Sapanca Gölü'nün kıyı kesimlerinde görülen kızıllık, çevre ve Orman Müdürlü ğü ekiplerini harekete geçirdi.. çevre

Programında sürdürülebilir kalkınmadan, "milli" kaynaklara dayalı enerji politikalarından, nükleerden, karayollarının geli ştirilmesinden, sanayi

DOĞAN, İsmail, Sosyoloji Kavramlar ve Sorunlar, Ankara, Pegem Akademi

Bu değişiklikler içerdikleri çok boyutlu faktörlerden dolayı özellikle sosyal alanı yeni bir yapıya dönüştürürken sanat alanının da hem içerik hem de biçimsel olarak

Kişilerarası nörobiyoloji yaklaşımına göre, bakım verenin kendi bağlanma stili ve bakım veren ile bebek arasındaki ilişkinin özellikleri, fizyolojik olarak

Te- rör kaynaklı bir bombalama olayına tanık olanlarda ilk ay- larda travma sonrası stres bozukluğu sıklığı yaklaşık %10 olarak bildirilmekte olup, kadınlarda bu tanıya